24 24 OCAKTA YAYINDA...

24'ün başındaki isim konuştu !

24 Ocak'ta yayına girmeyi planlayan 24 TV'nin genel yayın yönetmeni konuştu. 24 Ocak'ta yayına geçmesi beklenen yeni haber kanalı 24, büyük bir hızla yayına hazırlanırken transferlerini de sürdürüyor. Kanalın genel yayın yönetmeni Mustafa Hoş, 24'ün yeni programlarını ve hedeflerini anlattı. İşte 24'le ilgili merak edilen her şey...

Hayatın ve sokağın haber kanalı
Magazin unsurların ağırlık kazandığı, reyting yarışına kurban edilen televizyon haberciliğinden herkes şikayetçi. Ekranda haber görememenin sıkıntısını yaşayan Türkiye çok yakında farklı bir haber kanalıyla tanışacak. Kanal 24, iddialı uzman muhabirleri ve farklı yayın formatıyla her kesime seslenen, birey haklarına sahip çıkan haberlerle karşımızda olacak.


YENİBOSNA Ser Plaza’da uzun süredir hummalı bir çalışma yürütülüyor. Çalışmaların odağında yepyeni bir televizyon kanalı var: 24. Çok yakında yayına başlayacak haber kanalı 24, yeni ve farklı bir haber sunum formatı getirecek: Moderatör sistemi. Muhabirin ön planda olduğu, Türkiye’de belki de ilk kez habercilerin kurduğu bir kanal olacak 24.

Kanalın genel yayın yönetmeni, mesleğe 20 yıl önce muhabir olarak başlayan Mustafa Hoş. Genel Koordinatörü Cengiz Er, Haber Müdürü ise Yüksel Altuntaş. Spor haberleri ve spor yayınları Serkan Korkmaz ve ekibine emanet. Program müdürü Alkım Uyar yoğun bir laboratuar ortamında ses getirecek programlar üretmeye başladı bile. 24’ün görsellerini art direktör Berkant Dinç önderliğindeki ekip hazırlıyor. Mustafa Hoş, halen kapalı devre test yayını süren ve yakında uydu, Digitürk ve kablolu yayından izlenebilecek Kanal 24’ü anlattı...



Dünyada ve Türkiye’de ağırlıklı olarak bülten haberciliği yapılıyor. NTV ve CNN Türk herkesin haber alma hakkını kullanacağı birer mecra olma şansını kullanamadı. Eğlence ve spor yayınları tercih edilince habercilik işlevi yerine getirilemiyor. NTV çok önemli bir marka oldu ama sonra mecra değiştirdi. Haber yerine spor ve eğlence öne çıktı. Önemli olan, doğan boşluğun nasıl doldurulacağı. Bu boşluğu doldurmaya en güçlü adayız.


Haber kanalı -adı üstünde- tematik kanaldır ve haber nosyonunu yerine getirmesi gerek. Herkesin haber alma hakkının kullanabileceği bir mecra mı, değil mi; önce buna bakmak lazım. Elitist haber anlayışıyla insanlar haber alma hakkını tam anlamıyla kullanamıyor. Haberin geniş kesimlere yayılması için her kesimle bağ kurulmalı. Diğer mecralarda haberin sokaktan çok uzak kaldığını görüyorsunuz. Arazide de yoklar. Masabaşında kurulan dünyaların haberleri yapılıyor. Hayatla, sokakla bağları kopuk.


Biz ‘arazi’ye hakim olmak istiyoruz. Bireyin ön planda tutulduğu ve birey hakkına sahip çıkan bir anlayışımız var. Kuran kursuna giden çocuğu da, fanzin çıkaran çocuğu da anlamaya çalışacağız, yargılamadan.


Türkiye, yeni bir kavram ve formatla tanışacak. Televizyon haberciliğine ‘moderatör sistemi’ni getireceğiz. Bu sistem haber kanallarına yeni bir açılım getirecek, modern bir formattır ve en önemli unsuru kesintisiz haber verme refleksidir. Moderatör kuşağı branş bültenleriyle desteklenecek...


Bizde alışılagelen ‘spiker’ tanımı yok. Bildiğini aktaran sunucu modelimiz var. Bir de moderatörler. Moderatör olarak muhabirlikten gelen, haberin meşakkatli yolculuğunu başarıyla tamamlamış ve ekran önüne getirmiş Serdar Cebe var. Remziye Demirkol da moderatörlerimizden. Bir de sürpriz moderatörümüz olacak.

PETER ARNETT ÖRNEÐİ


Haberin en önemli unsuru olan muhabiri ortadan kaldırırsanız haber yapamazsınız. Muhabire tekrar eski saygınlığının verilmesi gerekiyor. Muhabir olmadan haber olmaz. Çünkü haberi bilen ve aktaran o. Şimdi haber merkezleri masabaşı çalışmasının olduğu bir otomatik üretme çiftliği gibi. İki üç gün muhabirlik yapan hemen spiker, editör olmak istiyor. Muhabirin saygınlığını ortadan kaldırınca meslektaşlarımız, muhabirliği en alt basamak olarak görüyor. Dünyanın önde gelen ve tarih yazmış habercileri, örneğin Peter Arnett, Christian Amanpour hep muhabir kaldı. Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, BBC muhabiri John Simpson da öyle.


Bu noktada Türkiye’de eğlence kanallarının habercilik anlayışını da sorgulamak lazım. Haberi aktarmak yerine haberi yaratan konumda muhabirler türedi. Yani haberin objesi haline dönüşmüş durumda. Haberi renklendirmek diye yaptıkları -aslında- haberden uzaklaşmak. Herkes reytingleri gözden geçirsin; TRT’nin, Kanal 7’nin ve Samanyolu’nun neden yükseldiğini kimse tartışmıyor. Bu yüzden muhabirlikte çıtayı yükseltiyoruz.

Uzman muhabir olarak bizde çalışacak isimler Ardan Zentürk ve Fuat Kozluklu.

AVRUPA İLE İŞBİRLİÐİ


Haber ağı kurmak konusunda avantajlıyız. Star gazetesiyle birlikte medya grubu anlayışı içinde çalışıyoruz. Diğer gruplar rekabet halinde çalışıyor ve o enerji boşa harcanıyor.


İnternetle televizyonu bir arada yürüteceğiz. İnternet sitemiz bir haber portalı değil, haber kanalının yayını olacak. Kişiye özel bülten veren bir site hazırlıyoruz. Sözgelimi, spor haberlerini almak istiyor kişi; siteyi açtığında sadece spor haberlerini izleyecek.


Avrupa’nın belirli kanallarıyla kurumsal işbirliği yapmak istiyoruz. Amacımız sadece ortak yayın değil karşılıklı eğitim çalışması da yapmak Bizim muhabirlerimiz başka ülkelerde, onların muhabirleri burada çalışsın istiyoruz. Farklı yapımız, sistemimizle haber yayıncılığında yeni bir dönem başlasın istiyoruz.


CENK-ERDEM DE KANAL 24’TE



24’te program yapacaklar arasında Japon Ayumi Takano da var. Ayumi’nin programının adı ‘Türkiye’de Yaşamak’. Ülkemizde yaşayan yabancıların buraya nasıl adapte olduklarını, nasıl baktıklarını anlatacak.


Kanal 24’te siyaset ağırlıklı olmak üzere her alanına dair programlar var.


‘Keşke Olmasaydı’... Bu program meşum günlerin yarattığı sancıları aktaracak. ‘Ortak Akıl’ ise herkesin bir arada yaşama kültürüne sahip çıkacak.


‘Modern Hacivat ile Karagöz’ diye tanımlanan Cenk-Erdem ikilisi ‘HÖTK’ adlı programı hazırlayacak. Üniversitelerle ilgili bir proje de gündemde.


Kanal 24’te hayatın renklerini ekrana yansıtan programlar olacak. Bunlardan biri ‘Sesler, Yüzler, Mekanlar’. Sabun köpüğü üretimlerin arasında görülmemiş, kaybolmuş değerlerimizi anlatan bir program...


’Bir Şarkısın Sen’ adlı programın amacı şarkıların öyküsünü anlatmak ve tekrar dinlenmelerini sağlamak.


Modern çağa yenik düşmüş zanaatkarlar unutulmadı. ‘Usta’ Iskalanan hünerli ellere bir saygı duruşu. Mustafa Hoş ‘İç yapım ve dış yapım belgesellerde ise farklı bir anlayışla izleyicilerimizin karşısında olacağız’ diyor.