Fotoğrafçılığın Perspektifinden

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    Fotoğrafçılığın Perspektifinden

    Fotoğrafçılığın Perspektifinden
    İ. Hakkı ÖZEN

    İlimler adına her yeni buluş ve tesbit bizleri, alabildiğine komplike bir yapıya sahib olan insan mahiyeti üzerinde daha derin, daha ciddî durmaya zorlayacakdır. Şimdiden öyle anlaşılıyor ki; insanoğlu dış yapısı ve iç fonksiyonlarıyla aydınlığa kavuşdukca ilimlerin mihrabı haline gelecekdir. Belki de işte o zaman Şairin:
    “İstersen keşf-i esrar,
    Âdeme gel âdeme!..”

    Sözü daha iyi anlaşılacaktır.


    Holografi, "Holos (bütün, tam, eksiksiz) ile "Graphein" (yazmak) gibi İki kelimeden oluşmuş " eksiksiz yazmak " mânâsına gelen Lâtince bir " deyim " dir. Holografi, tek bir laser ışını ile gerçekleştirilen klâsik fotoğrafçılığa bir buud daha katan, üç buudlu yepyeni bir fotoğrafçılık tekniğidir. Böyle bir teknikle çekilen fotoğraflarda artık herhangi bir cismi, fotoğraf kağıdı üzerinde değil de, mekânda üç buuduyla birlikte müşahede etmemiz mümkündür.

    Holografi fikri ilk defa Macar asıllı fizikçi "Dennis Gabor" tarafından 1947'de ortaya atıldı. Gabor'a göre, eğer koherent, monokromatik (tek renkli ve yalnız bir dalga uzunluğunda titreyen) ışık bulunabilirse, o takdirde bir cismin üç buudlu optik resmini veya görüntüsünü teşkil etmek mümkün olur. Elde edilen bu görüntüye de "hologram" adını verdi. Nihayet 1960 yılında laserin keşfiyle Gabor'un nazariyesi ispatlanmış oldu.

    Holografiyi anlayabilmek için ışık hakkında bazı temel mefhumların bilinmesi zaruridir. Bilindiği gibi ışık fezada elektromanyetik dalga paketleri halinde hareket eder. Hızı takriben saniyede (300.000) kilo-metredir ve bu hız sabittir. Işık, önünde mercek gibi bir engel tarafından saptırılma-dıkça doğru bir hat boyunca seyreder. Beyaz ışık, farklı dalga uzunluğuna sahip yedi renkli bir ışık tayfının "bileşimi"dir.

    Meselâ, pencereden baktığımızda gördüğümüz her şey, bir önceki saniyenin çok küçük bir kesrinde camdan geçerek titreşen ışık dalgalarının teşkil ettiği bir desendir. Âlimler uzun zamandan beri ışık dalgalarım durdurma işiyle uğraşmışlardır. Daha sonraki bir safhada onları harekete geçirip gözde gerçek bir görüntü meydana getirmek istemişlerdir.

    Fotoğraflarda, film üzerine iki buudlu olarak, yalnız değişen ışık yoğunluğu kaydedilir.

    Yolları üzerinde ışık dalgalarını durdurma probleminin halledilememesinin sebebi, onların normal şartlar altında farklı dalga boylarında bir çok dalgadan meydana gelmiş olmasıdır. Bunun üzerine fizikçiler, belli bir frekansta sabit bir ışık dalgası üretmenin mümkün olabileceğini tahmin ettiler. Ama bütün frekanslarda değil. Diğer bir deyişle problem tek bir frekansa sahip yeterince saf ışığın nasıl üretilebileceğiydi.

    1960 senesinde laserin keşfiyle mesele halledildi. Laserler bilhassa saf ve yoğunlaşmış ışık hüzmeleridirler. Ayni zamanda onlar sabit, tek bir dalga uzunluğuna veya frekansa sahiptirler. Eğer, pencerenin dışındaki manzara bir laser hüzmesi ile aydınlatılırsa, cam boyunca seyahat eden ışığın dalga desenleri ışık bir dalga boyu ilerlediği zaman(saniyenin milyon kere milyonda birinde) kendilerini yenilerler. Şüphesiz tekrarlanan dalga desenleri kaydedilebilir.

    Holografiyi, cam yerine elektromanyetik, hassas levha takılmış bir pencere olarak düşünebiliriz. Penceredeki bu levha bir fotoğraf makinasının içindeki filme benzer. Fakat sadece muayyen frekansa sahip dalga boylarına duyarlıdır. Laser hüzmesinin bir kısmını pencerenin dışındaki manzaraya ve aynı zamanda, diğer kısmını da levha üzerine gönderelim. İkinci demet pencerenin dışında bulunan manzaradaki hareketli dalga desenlerini, duran desenlere dönüştürebilme kabiliyetine sahiptir. Bu hadise oldukça kompleksdir ve girişim denilen olaya göre cereyan eder.

    Girişim hadisesi, dalgalar birbiri üstüne bindiği zaman meydana gelir. Kaynağın birinden gelen dalgaların tepeleri, diğer kaynaktan gelen dalgaların çukurları ile çarpıştığt zaman, birbirlerini yok ederler. Tersine diğer bazı dalga tepeleri üst üste binip birbirlerini kuvvetlendirirler. Dalga çukurlarında da benzer hadiseler cereyan eder. Tepe ve çukurlarında da benzer hadiseler cereyan eder. Tepe ve çukurlar arasındaki dalgaların bütün noktaları da birbiri üstüne gelip kuvvetlenirler veya yok edilirler. Siz bu hadiseyi bir çamaşır makinasının üzerine konmuş su dolu bir leğende müşahede edebilirsiniz. Makinanın titreşiminden hasıl olan dalgacıkların birbirleri ile çarpışması ve leğenin kenarlarında yansıması vasıtası ile oluşan intizamlı bir desen, dalgacıkların seyahat meylini yok eder ve duran dalgalar meydana gelir.

    Bir holografin tespit ettiği şeyler duran dalga desenleridir. Bu desenler mikroskopla incelendiğinde sayısız şeritler ve kirlilikler olarak gözlenebilir. Daha sonraki bir merhalede, üzerlerine laser ışınları gönderilerek dalga desenleri hologram üzerinde canlandırılır. Sanki hiç bir şey olmamış gibi dalgalar yollarına devam ederler.


    Hologram "tam kayıd" manasına gelir. Hakikaten o yukarıda bahsi geçen cam yerine elektromanyetik - Hassas levha konan pencere vasıtasıyla görülebilen her şeyi kaydeder. Sağımızı solumuzu hareket ettirdiğimizde manzara sanki gerçek pencereden bakıyormuşcasına tam olarak değişir.

    Son senelerde yapılan tetkikler insan beyninin hologramla aynı temel kanunlara göre işlediği hususunu desteklemektedir. Ancak biz hatırlamak için laser ışınına İhtiyaç duymayız. Bu da beyinde bulunan muharrik bir gücün mevcûdiyetine delâlet eder...
  • canegeli54
    Junior Member
    • 25-10-2004
    • 47

    #2
    Konu: Fotoğrafçılığın Perspektifinden

    güzel bir sunum teşekürler

    Yorum

    İşlem Yapılıyor