Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • fuga
    Senior Member
    • 27-08-2004
    • 6397

    Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

    Attila İlhan ( 1925) </B>
    1925 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde doğdu.İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek öğrenimini yarıda bıraktı, gazete ve dergilerde çalıştı. Demokrat İzmir Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü ve Başyazarlığından Ankara’da Bilgi Yayınevi Danışmanlığına geldi (1973-1980). Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığını sürdürdü (1968- ) (Yeni Ortam, Dünya, Milliyet, Söz, Güneş, Meydan) 1950’li yıllarda Vatan Gazetesi’nde sinema eleştirileri yazdı, senaryo yazarlığına başladı. Senaryolarında Ali Kaptanoğlu adını kullandı. Bel başlı filmleri: Yalnızlar Rıhtımı (Lütfi Akad), Ateşten Damlalar (Memduh Ün), Rıfat Diye Biri (Ertem Gönenç), Şoför Nebahat (Metin Erksan), Devlerin Öfkesi (Nevzat Pesen), Ver Elini İstanbul (Aydın Arakon). Şimdi İstanbul’da bağımsız yazar.

    İlk şiiri Balıkçı Türküsü, Yeni Edebiyat gazetesinde çıkmıştı (sayı: 23,1.10.1941), ilk düzyazısı ise (Kültürümüz Üzerine Düşünceler) Balıkesir’de yayınlanan Türk Dili Gazetesi’nde (29.10.1944). Duvar kitabına aldığı Cabbaroğlu Mehemmed şiirinin 1946 CHP Şiir Yarışması’nda ikincilik almasıyla tanındı.Şairliğinin ilk on yılını, destan boyutlarıyla ve duygusal, gergin bir hava içinde, İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’yı saran bezginlik çöküntülerini yansıtmaya adamıştı. Zamanla (1955- ) toplumcu kollayışı bırakmamakla birlikte tek insanın duygu dünyasından kesitler verdi; artistik abartmalarla ve yerli dünya görüşüne de yaslanarak, bireysel temaları işledi. Aynı gerginlik ve gerilim kendine özgü bir söz dizim ve hazinesiyle at başı, çarpıcı benzetmelerle zenginleşmiş romanlarında da görülür. Eleştiride uzun zaman toplumcu gerçekçilik ilkelerine bağlı kalmıştı.

    ESERLERİ
    Şiir kitapları: Duvar (1948), Sisler Bulvarı (1954),Yağmur Kaçağı (1955), Ben Sana Mecburum (1960), Bela Çiçeği (1962), Yasak Sevişmek (1968), Tutkunun Günlüğü (1973), Böyle Bir Sevmek (1977), Elde Var Hüzün (1982), Korkunun Krallığı (1987), Ayrılık Sevdaya Dahil (1993).

    Romanları: Sokaktaki Adam (1953), Zenciler Birbirine Benzemez (1957), Kurtlar Sofrası (1963/64), Bıçağın Ucu (1973), Sırtlan Payı (1974), Yaraya Tuz Basmak (1978), Fena Halde Leman (1980), Dersaadet’te Sabah Ezanları (1981), Haco Hanım Vay (1984), O Karanlıkta Biz (1988).

    Gezi notları: Abbas Yolcu (1957).

    Deneme-anı türü: Hangi Sol (1970), Hangi Batı (1972), Faşizmin Ayak Sesleri (1975), Hangi **** (1976), Hangi Sağ (1980), Gerçekçilik Savaşı (1980), Hangi Atatürk (1981), Batının Deli Gömleği (Gazete yazıları, 1981), İkinci Yeni Savaşı (1983), Sağım Solum Sobe (Gazete yazıları, 1985), Yanlış Erkekler Yanlış Kadınlar (1985), Ulusal Kültür Savaşı (1986), Sosyalizm Asıl Şimdi (1991), Aydınlar Savaşı (1991), Kadınlar Savaşı (1992), Hangi Edebiyat (1993), Hangi Laiklik (1995),Hangi Küreselleşme (1997), Bir Sağ Kırmızı Karanfil
    (gazete yazıları, 1988).

    Senaryosunu yazdığı Sekiz Sütuna Manşet (6 bölüm) 1982’de, Kartallar Yüksek Uçar (12 bölüm) 1984’te, Yarın Artık Bugündür 1986’da, Yıldızlar Gece Büyür (16 bölüm) 1992’de, Tele-Flaş (13 bölüm) 1993’de TV dizisi olarak oynandı. Atilla İlhan’ın Bütün Şiirleri Bilgi Yayınevi tarafından basılıyor (1983).

    Tutuklunun Günlüğü kitabıyla Türk Dil Kurumu 1974 şiir Ödülü’nü, Sırtlan Payı romanıyla da 1974-1975 Yunus Nadi Armağanı’nı kazandı.

    Yorum

    • fuga
      Senior Member
      • 27-08-2004
      • 6397

      Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

      Anna Dostoyevski ( 1846)- (09.06.1918) </B>
      ANNA DOSTOYEVSKı (Anna Grigoryevna Snitkina) 1846’da St. Petersburg’da doğdu. Liseyi bitirmek üzereyken Fyodor Dostoyevski’yle tanıştı. Yazarın el yazması notlarını stenografi aracılığıyla metin haline getirmek üzere yanında çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra henüz 20 yaşındayken 45 yaşındaki Dostoyevski’ye aşık oldu ve onunla evlendi. ıkisi kız dört çocukları dünyaya geldi. Bunlardan sadece ikisi uzun ömürlü oldu. Anna Dostoyevski yaşamı boyunca yazarın hep yanında bulundu. Sovyet Devrimi’ni gördü, açlık yıllarının sıkıntısını yaşadı. Kafkasya’da elma bahçeleri içindeki evine çekildi. Bir süre sonra bağırsak iltihabı tanısıyla Yalta’da tedavi gördü. 9 Haziran 1918’de 72 yaşındayken yaşama veda etti. Yalta’da gömüldü. Daha sonra torunu tarafından St. Petersburg’da F. Dostoyevski’nin mezarının yanına nakledildi.

      ESERİ

      Fyodor Dostoyevski

      Yorum

      • fuga
        Senior Member
        • 27-08-2004
        • 6397

        Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

        Abdullah Özkan ( 1974)
        Abdullah ÖZKAN, Gazeteci-Yazar.1974 yılında Yozgat’ ta doğdu. İlk öğrenimini Kayseri’de, Orta öğrenimini Adana’da tamamladı. Yaklaşık iki yıl süreyle haftalık Vahdet Gazetesi’nin Dış Haberler Servisi Sorumluluğu' nu yürüttü. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Amerikan gizli istihbarat örgütü CIA’yı konu alan ?Sam Amca’ nın Çocukları’ isimli eseri daha çok genç yaşta olmasına rağmen Emre yayınları tarafından yayınlandıktan sonra ismi sıkça konuşulur oldu ve bu eseri dönemin gazete ve köşe yazarları tarafından sık sık kullanılmaya başlandı. Kitabı yayınlandıktan sonra Özkan, İstanbul Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu Halkla İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Halen Milli Gazetede yazılarına devam etmektedir.

        Emre Yayınları'nda Çıkan Eserleri :
        1- Sam Amcanın Çocukları
        2- Cezayir
        3- Türkiye' deki Amerika

        Yorum

        • fuga
          Senior Member
          • 27-08-2004
          • 6397

          Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

          Balzac ( 20.05.1799)- (18.08.1850)
          Honor&#233; de Balzac 20 Mayıs 1799'da Tours'da doğdu. Babası bir köylü ailesindendi; adını sonradan Balzac olarak değiştirmiş ve buna soyluluk ifade eden “de” öntakısını eklemişti. Balzac hukuk öğrenimi yaptı, ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim, sonunda ağır bastı. İlk edebi yapıtlarının başarısızlığa uğraması nedeniyle basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Ancak sonunda kesin olarak edebiyata yöneldi. Yaşamı boyunca, bir salon adamı olarak göze çarptı. Hükümdarların hükümdar soyundan gelmesi gerektiğini savunanlara katıldı, görüşlerini kimi yapıtlarına da yansıttı. 1830'lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında topladı: Örf ve Adet İncelemeleri; Felsefi İncelemeler ve Çözümleyici İncelemeler.

          1840'dan sonra, İnsanlık Güldürüsü'nün ciltleri yayınlanmaya başlandı; İnsanlık Güldürüsü, Balzac'ın daha önce yazdığı romanların toplandığı ciltlerin genel başlığıydı. Ne var ki hastaydı, gitgide artan ağrıları da edebiyat çalışmalarının yavaşlamasına neden oluyordu. 1848 devrimi gibi önemli tarihsel olayları yaşadıktan sonra, 18 Ağustos 1850'de öldü. Arkasında 85 tamamlanmış, 50'si taslak halinde kalmış romanlar bıraktı. Balzac, İnsanlık Güldürüsü'nün, sayısı 2000'i aşan kahramanları ile önümüze Fransız toplumunu ve kimi evrensel değerleri sermiştir. Başlıca yapıtları arasında Goriot Baba, Vadideki Zambak, Eugenie Grandet, Köy Hekimi, Köylüler, İki Yeni Gelinin Anıları sayılabilir. Aşağıda, İki Yeni Gelinin Anıları adlı kitaptan bir bölüm bulacaksınız. Balzac'ın 1840-1841 yılları arasında yazdığı, iki arkadaşın birbirlerine gönderdiği mektuplardan oluşan İki Yeni Gelin, önce La Presse gazetesinde 1 Kasım 1841 – 15 Ocak 1842 arasında tefrika edildi, daha sonra Souverain yayınları arasında 1842 yılında kitap olarak yayınladı.

          Honor&#233; de Balzac ölçüsüz hırsı, devasa yapıtının evrenselliğiyle, Moliere ve Hugo'yla birlikte kuşkusuz Fransız edebiyatının en önemli adlarındandır. İtalya'da Dante'nin, İspanya'da Cervantes'in, İngiltere'de Shakespeare'in, Almanya'da Goethe'nin, Rusya'da Tolstoy'un yaptığı gibi, o da Fransa'da gerçekliğe damgasını vurmuş, dilin bütün olanaklarını kullanarak çağının toplumunu anlatmış, kendi kişiliğini yapıtına yansıtarak, yaşamla edebiyat arasında şaşırtıcı ilişkiler kurabilmiştir. Yaşamla romanı kaynaştırarak, 'yaşamdaki zaferlerle' 'edebiyattaki zaferleri' aynı potada eritmiş, yaşamını ve romanlarını 'kesinlikle aynı biçimde kurmuştur' (Proust).

          Yorum

          • fuga
            Senior Member
            • 27-08-2004
            • 6397

            Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

            Bedirhanoğulları
            ESERLERİ

            1.Defter-i A'malim
            Mehmet Salih Bedir-Han'ın Anıları
            Mehmet Salih Bedir-Han
            Belge Yayınları / Marenostrum/Mitos Dizisi

            "Mehmed Salih Bedir-Han 1910'larda İstanbul'da başlayan entellektüel Kürt rönesansının ilk akla gelen isimlerindendir." -Mehmed Uzun-

            "Babam küçük yaşından beri, dayılarının tümü, ulusal davanın içinde olduklarından, Kürt sorunu ile ilgileniyordu. Ve hayatının uzun yıllarını hapislerde, menfalarda geçirdi. Meşrutiyet'e kadar, müebbet zindana mahkum olarak, Rodos kalesi, Akka, Nablus'ta ve en son olarak Bab-ı Zaptiye'de, sanki deniz içinde yüzer gibi kaldı. Ve Meşrutiyet olmasaydı muhakkak ölecekti..." -Rewşen Bedir-Han-

            Yorum

            • fuga
              Senior Member
              • 27-08-2004
              • 6397

              Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

              Burhan Felek ( 1889)


              1889’dadoğdu.Gazetelerde fıkra türünün bizde ilk temsilcisi olan Felek, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Ticaret Vekaleti’nde hukuk müşavirliği, liselerde öğretmenlik ve avukatlık, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptı.

              Gazeteciliğe Donanma dergisinde başladı, Tasvir-i Efkar’da (1918) spor yazarı ve foto muhabiri olarak çalıştı. Vakit, Millet, Yeni Ses, Milliyet ve Tan gazetelerinde fıkra ve mizah&#238; hik&#226;ye yazarlığına daha sonra 29 sene Cumhuriyet gazetesinde devam etti, 1969’da 45 yılı dolduran fıkra yazarlığını ölümüne kadar Milliyet’te sürdürdü (1 Eylül 1969-4 Kasım
              1982). 1974 yılında kendisine Şeyh-ül Muharririn ünv&#226;nı verildi.4 Kasım 1982 tarihinde İstanbul’da öldü.

              ESERLERİ
              Hint Masalları (Gezi yazıları,1944), Felek (1947), Vatandaş Efendi (mizah hik&#226;yeleri, 1957), Eski İstanbul Hik&#226;yeleri (1971),Yaşadığımız Günler (1974), Nasrettin Hoca (1982

              Yorum

              • fuga
                Senior Member
                • 27-08-2004
                • 6397

                Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                Bülent Akarcalı ( 1943)


                İstanbul Milletvekili-ANAP
                İZMİR - 1943, Şevket, Necla - Brüksel Üniv. Ekonomi İlimler Fak., Aynı Fak.'de İktisadi Analiz ve İktisadi Politika Master - Fransızca, İngilizce - Dış Ticaret ve Müteahhitlik Hizmetler, Yabancı Sermaye, Sigortacılık - Brüksel Üniv. Araştırmacı Uzman, Yazar, Eti Bisküvi Gn.Md., İMTAŞ Sigorta Gn.Md., Türkiye Demokrasi Vakfı Kurucusu ve Başkanı, Bilgi Üniv.Kurucusu ve Yöneticisi - XVII, XVIII, XIX, XX nci Dönem İstanbul Milletvekili - Sağlık ve Sosyal Yardım, Turizm Eski Bakanı - Evli, 2 Çocuk.

                Yorum

                • fuga
                  Senior Member
                  • 27-08-2004
                  • 6397

                  Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                  Cahit Sıtkı Tarancı ( 1910)- (1956) </B>


                  (1910-1956)
                  Diyarbakır'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Mülkiye Mektebi'nde okudu. Paris'e gitti. ikinci Dünya Savaşı çıkınca geri döndü. Çevirmenlik yaptı. Ağır bir hastalığa yakalandı. Viyana'ya götürüldü. Orada öldü. Ankara'ya getirilip toprağa verildi. Otuz Beş Yaş şiiriyle ün yaptı. Hayat, aşk ve ölüm, şiirlerinin başlıca temalarını oluşturmaktadır.

                  ESERLERİ
                  Şiir:
                  Ömrümde Sükut (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952), Sonrası (1957).

                  Düzyazı:
                  Ziya'ya Mektuplar (1957 - Z.O. Saba'ya yazdığı mektuplar). Şairin gazetelerde kalmış 22 öyküsünü Selahattin Öner'i toplamıştır: C.S. Tarancı'nın Hik&#226;yeciliği ve Hik&#226;yeleri (1976).

                  XXXXXXXXXXXXX

                  Şiirlerinden örnekler;

                  DESEM Kİ
                  Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
                  Rüzg&#226;rların en ferahlatıcısı senden esiyor,
                  Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
                  Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
                  Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
                  Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
                  Sende tattım yemişlerin cümlesini.

                  Desem ki sen benim için,
                  Hava kadar l&#226;zım,
                  Ekmek kadar mübarek,
                  Su gibi aziz bir şeysin;
                  Nimettensin, nimettensin!
                  Desem ki...
                  İnan bana sevgilim inan,
                  Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
                  Ve soframda en eski şarap.
                  Ben sende yaşıyorum,
                  Sen bende hüküm sürmektesin.
                  Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
                  Rüzg&#226;rlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
                  Günlerden sonra bir gün,
                  Şayet sesimi farkedemezsen,
                  Rüzg&#226;rların, nehirlerin, kuşların sesinden,
                  Bil ki ölmüşüm.
                  Fakat yine üzülme, müsterih ol;
                  Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
                  Ve neden sonra
                  Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
                  Hatırla ki mahşer günüdür
                  Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.



                  AŞK
                  Açınca baharın dişi gülleri,
                  Bir başka rüzg&#226;r eser bahçelerde.
                  Dinle çılgınca öten bülbülleri;
                  Sorma niçin düştüğünü bu derde.

                  De ki: – Aşktır ş&#226;deden gönülleri;
                  Perişan, berbat eden gönülleri.
                  Aşk söyletir en yanık türküleri,
                  Ay buluta girdiği gecelerde.


                  BİR ÖLÜNÜN ARDINDAN

                  Kabrime çiçek getirenlere gülerim;
                  Gafil kişilermiş şu insanlar vessel&#226;m;
                  Bilmezler ki bu kabirle yoktur al&#226;kam;
                  Ben o çiçeklerdeyim, ben bu çiçeklerim.

                  Yorum

                  • fuga
                    Senior Member
                    • 27-08-2004
                    • 6397

                    Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                    Can Yücel ( 1926)- (12.08.1999)


                    1926 yılında İstanbul’da doğdu.Hasan-Ali Yücel’in oğlu. Ankara üniversitesi Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi’nde Latince-Yunanca okudu, öğrenimine İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde devam etti.12 Ağustos 1999 tarihinde öldü.

                    ESERLERİ
                    Nazım, nesir çevirileriyle de tanınan Can Yücel, şiir alanında ilk kitabı Yazma (1950). Sevgi Duvarı (1973), -Bir Siyasinin Şiirleri (1974), Ölüm ve Oğlum (1976), Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabının toplu basımı), Rengahenk (1982), Gökyokuş (1984) kitaplarında topladı. Bütün şiirleri (Gökyokuş dışında) 1985’te
                    yayımlandı: Beşibiyerde. Öteki şiir kitapları: Canfeda (1986), Çok Bi Çocuk (1988), Kısa devre (1990), Kuzgunun Yavrusu (1990), Gece Vardiyası (1991), Güle Güle- Seslerin Sessizliği (1993), Gezintiler (1994), Maaile (1995), Seke Seke (1997). Yazıları; Düzünden (1994), Ve Can’dan Yazılar (1995) adıyla yayınlandı.

                    Yorum

                    • fuga
                      Senior Member
                      • 27-08-2004
                      • 6397

                      Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                      Cezmi Ersöz ( 1959) </B>
                      1959 yılında İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra eğitimine İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümünde devam etti. Edebiyat yaşamının başlangıcını edebiyat dergilerinde yayımladığı şiir ve eleştiriler oluşturdu. Daha sonda Cumhuriyet, Güneş, Özgür Gündem, Aydınlık gibi günlük gazetelerde yazıları ve röportajları yayımlandı. Ardından haftalık Deli dergisinde yazdı, halen Leman dergisinde yazıyor.

                      ESERLERİ
                      Ancak Bir Benzerim Öldürebilir Beni, Annelik Oyunu Bitti, Haritanın Yırtılan Yeri, Hayat Bir Emrin Var mı ?, Hayallerini Yak Evini Isıt, Kafka Market, Kırk Yılda bir Gibisin,Saçlarını Kardeş Kokusu,Son Yüzler,Şehirden bir çocuk Sevdin Yine,İçime Gir Ama Sigaranı Söndürme,Yok karşılığı Yüzünün, Bana Türkçe bir Ekmek Ver.


                      Son Yüzler
                      Cezmi Ersöz
                      İletişim Yayınevi / Çağdaş Türkçe Edebiyat Dizisi

                      Cezmi Ersöz'ün röportajlarında, yapmak isteyip de yapamadığımız eylemleri yapan, korumak isteyip de koruyamadığımız değerleri koruyan, gerçekleştirmek tutkusuyla yaşayıp da gerçekleştiremediğimiz düşleri gerçekleştiren insanlarla ve bu insanların hayat tarzlarıyla karşı karşıya geliriz. Yalnızlık, meslek, tutku ve değerlere dayalı hayat tarzı gibi dilekleri derinlemesine içselleştiren hayat tarzlarıdır bunlar. İşte, Cezmi Ersöz'ün, röportajlarının ayırıcı özelliği, sözkonusu izleklerin anlamsal niteliğinden kaynaklanmaktadır. O halde, nedir bu izleklerin anlamsal nitelikleri? Son Yüzler'i oluşturan kişiler mutlak bir yalnızlıkla sıralanan bir toplumsal yaşantı içindedirler. Buradaki yalnızlık nitelemesi, bu kişilerin tercihli bir yalnızlığa mahkum olmalarından bir düzen oluşturamamalarına kadar geniş bir anlam alanını içermektedir. Ortega Y Gasset'in "Hayat tümden yalnızlıktır" sözünün somutlaştığı bir içeriğe denk düşmektedir bu durum. Yani, kişinin belli bir durum ve zamanlarda yaşadığı yalnızlıktan çok, bütün bir hayatın yalnızlığıdır, burada söz konusu olan. Son Yüzler'in yalnızlığı, bu kişilerin, toplumun ve hayatın kötülük makinesinin dışında yer almalarından kaynaklanan bir yalnızlıktır...

                      Yorum

                      • fuga
                        Senior Member
                        • 27-08-2004
                        • 6397

                        Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                        Abdullah Kiğılı
                        İşadamı. Meşhur Kiğılı Mağazası, Fenerbahçe eski yöneticisi ve Futbol Federasyonu eski Başkanı Abdullah Kiğılı'nın sahibi olduğu bir hazırgiyim markası. Anlaşılacağı üzre soyadlarını marka ismi yapmışlar. Aile köken olarak Bingöl'ün Kiğı ilçesinden göçme olduğu için soyadı kanunu çıktığında Kiğılı soyadını almışlar.

                        Yorum

                        • fuga
                          Senior Member
                          • 27-08-2004
                          • 6397

                          Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                          Adnan Polat ( 1953)




                          1953 yılında doğan Adnan Polat, ABD Long Island Üniversitesi'nde İş İdaresi öğrenimi gördü. Mezun olduğu 1976 yılında Türkiye'ye döndü ve Polat İnşaat'ta şantiye şefi yardımcılığı yaptı. 1981'den itibaren Ege Seramik yönetim kademelerinde 10 yıl süre ile çeşitli görevler aldı. Adnan Polat son altı yıldır Ege Seramik Şirketler Topluluğu'nda Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaktadır. Aynı zamanda Polat Holding Şirketler Topluluğu Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Adnan Polat, 1992-1996 yılları arasında Galatasaray Kulübü'nde Başkan Yardımcılığı ve Futbol Komitesi Başkanlığı yaptı. 1997 yılında Tayland Fahri Konsolosluğu ünvanına layık görüldü.
                          Adnan Polat 18 Nisan 1999'da yapılacak yerel seçimlerde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu, fakat seçilemedi..

                          Yorum

                          • fuga
                            Senior Member
                            • 27-08-2004
                            • 6397

                            Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                            Agah Oktay Güner ( 1937) </B>


                            Balıkesir Milletvekili-ANAP
                            BAYBURT - 1937, Fikri, Seher - Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, TODAİE, Fransız Planlama Y.O., Paris Sorbonne Üniversitesi Ekonomi Bölümü Doktora - Fransızca - Ekonomi Dr, Avukat - DPT Daire Başkanı, Ankara Ticaret Odası Genel Sekreteri, Ticaret Bakanlığı Müsteşarı, Öğretim Üyesi, Milli Prodüktivite Merkezi Yön. Kur. Bşk. V., Özel Sektörde Ekonomi Danışmanı ve Yön. Kur. Üyesi, Köşe Yazarı - V inci Dönem Konya, XX nci Dönem Ankara Milletvekili - Ticaret, Kültür Eski Bakanı - Evli, 5 Çocuk.

                            Yorum

                            • fuga
                              Senior Member
                              • 27-08-2004
                              • 6397

                              Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                              Ahi Evran </B>
                              XIII. yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiştir. Denizli, Konya ve Kayseri’den sonra 1277 yılında Kırşehir’e yerleşmiştir. Gençliğinde debbağlık sanatını öğrenmiş, kısmen ticaretle uğraşmıştır. Önce debbağ esnafının piri, sonrada tüm Türk İslam esnafının piri olmuştur.

                              Ahi Evran, kurduğu inanç düzeni ile esnafı uyarmış, ahlaki ve sosyal kuralları ile dayanışmayı sağlamış, ekonomik yaşamı canlandırmıştır.Ahlak ile sanatı bir ahenk içerisinde birleştirerek, Ahi Teşkilatını kurmuş ve tüm Anadolu’ya yaymıştır. Ahi Evran-ı Veli yaklaşık 1215 ile 1220 yılları arasında Horasan’da doğmuş, 92 yaşında Kırşehir’de vefat etmiştir. Türbesi Kırşehir’dedir.

                              Yorum

                              • fuga
                                Senior Member
                                • 27-08-2004
                                • 6397

                                Konu: Biyografiler(Yaşam Öyküleri)...Sürekli Güncel

                                Ahmet Ertegün </B>



                                31 Temmuz 1923'te İstanbul'da doğan Ertegün, Büyükelçi Mehmet Münir Ertegün'ün oğluydu. Babasının görevi dolayısıyla İsviçre, Paris, Londra ve Washington'da eğitim gören Ertegün, 1947 yılında dişçisinden 10 bin dolar alarak kurduğu Atlantic Records'u dünyanın en önemli müzik şirketleri arasına sokmayı başardı. Ahmet Ertegün uzak görüşlülüğü ile Atlantic Records'u esasen blues ve caz müzik ağırlıklı bir şirketten dünyanın en önde gelen müzik şirketlerinden biri haline getirdi. Ertegün'ün keşfettiği müzisyenler blues, soul ve rock müzikte çığır açtı ve modern müzik kültürünün şekillenmesinde büyük rol oynadı. Ahmet Ertegün, Rock and Roll Hall of Fame Müzesinin de kurucusu oldu ve başkanlığını yaptı. Bugün Cleveland Ohio'daki müzenin ana sergi salonu Ertegün'ün ismini taşıyor. Ertegün, Atlantic Records'un kurucu başkanı olarak müzikle uğraşmaya devam ediyordu. Ertegün, 14 Aralık 2006 tarihinde ABD’de vefat etti.

                                ÖDÜLLERİ

                                Ertegün 1991 yılında Boston'daki Berklee Müzik Okulundan onursal doktora ünvanını, 1993 yılında da Sanat ve Bilim Kayıtları Ulusal Akademisinden (National Academy of Recording Arts & Sciences) bir ödül aldı ve 2000 yılında da ABD Kongre Kütüphanesi tarafından "Yaşayan Efsane" ünvanıyla onurlandırıldı. Haziran 2006'da 40. Montreux Caz Festivali'nin açılış konseri Ertegün onuruna verildi.

                                VEFAT-HABER

                                Müziğin efsane ismi öldü
                                Hürriyet 15 Aralık 2006

                                ABD’nin ünlü müzik şirketi Atlantic Records’un sahibi Ahmet Ertegün, New York’ta tedavi gördüğü hastanede son nefesini verdi. Ertegün’ün sözcüsü, bir süredir komada olan 83 yaşındaki müzik adamının dün gece hayatını kaybettiğini açıkladı.

                                29 Ekim pazar günü New York’taki Rolling Stones konseri sırasında ayağının kayması sonucu düşerek başını çarpan Ertegün, hastanede bitkisel hayata girmişti. New York’taki Presbyterian Hastanesi Weill Cornell Tıp Merkezi doktorlarından Howard A. Riina, son nefesini verirken tüm ailesinin Ertegün’ün başucunda olduğunu belirtti. Atlantic Records sözcüsü Bob Kaus da, cenazenin Türkiye’de defnedileceğini, yılbaşından sonra da New York’ta bir anma töreni düzenleneceğini açıkladı. Amerikan haber ajansı Associated Press (AP) müzik dünyasının efsanevi isimlerinden olan Ertegün’ün ölümünü acil koduyla dünyaya duyurdu.

                                Ertegün'ün müzik dünyasına kazandırdığı isimler

                                Ertegün'ün müzik dünyasına kazandırdığı isimler arasında Ray Charles, Big Jue Turner, Ruth Brown, La Vern Baker, The Clovers, The Drifters, John Coltrane, Ben E. King, Bobby Darin, Sonny & Cher, Aretha Franklin, Otis Redding, Solomon Burke, Wilson Pickett, Led Zeppelin, Eric Clapton, Crosby Stills Nash & Young, The Rolling Stones, Bette Midler, Roberta Flack, Phil Collins bulunuyor.

                                HAKKINDA YAZILANLAR

                                TIME, Ahmet Ertegün'ü tanıttı
                                Hürriyet 06.08.2001

                                Ünlü haber dergisi TIME dergisi son sayısında, ABD'de yaşayan Türklerin duayeni ve ''Atlantic Records'' plak şirketinin eşbaşkanı Ahmet Ertegün'e 4 sayfa ayırdı. Eski ABD başkanlarından Bill Clinton'ın Harlem'deki yeni ofisinin açılışında seslendirilen ''Stand by Me'' şarkısının ilk kez Ahmet Ertegün'e ait plak şirketi tarafından kaydedildiği ve ondan sonra meşhur olduğu hatırlatılan yazıda, şarkının, ırklar arasında dayanışmave kardeşliğin simgesi haline geldiğine dikkat çekildi.

                                ''Stand by Me''nin yanı sıra ''Spanish Harlem'' gibi sevilen çok sayıda parçayı geniş kitlelere duyuran ve meşhur olmalarını sağlayan kişinin Ahmet Ertegün olduğuna işaret eden TİME dergisi, Ertegün'ün, şirketin kuruluş günlerinde sözleşmelerin imzalanmasından, şarkıların yazılmasına ve üretime kadar her şeyi üstlendiğini vurguladı.

                                Ahmet Ertegün, ''Atlantic Records'' plak şirketini 1947 yılında Jerry Wexler ile birlikte kurmuştu.

                                Görme özürlü siyah şarkıcı Ray Charles'ın da ''Atlantic Records''ageldikten sonra üne kavuştuğunu kaydeden TİME dergisi, Nat King Cole'un da şöhretinin bu şekilde geldiğine dikkat çekti. Ahmet Ertegün'ün, anılarını, 1959 yılında kaleme aldığı ''What'd I Say'' adlı kitapta topladığını kaydeden TİME, bu başlığın daha sonra Ray Charles tarafından şarkı haline getirildiğini ve büyük başarı sağladığını yazdı.

                                ELVIS PRESLEY'i DE KENDİNE BAĞLAYACAKTI

                                Son birkaç yıldır Broadway sahnelerinde büyük başarıyla temsil edilen ''Smokey Joe's Cafe'' adlı oyunun şarkılarının da 1950'li yıllarda ''Atlantic Records'' plak şirketi tarafından üne kavuşturulduğunu hatırlatan TİME dergisi, Ertegün'ün 1955 yılında Elvis Presley'in ''Sun'' şirketiyle mukavelesini 25 bin dolara devralma girişiminde bulunduğunu, fakat RCA şirketinin 20 bin dolar daha fazla vererek Elvis Presley ile mukavele imzaladığını hatırlattı.

                                Ahmet Ertegün ile ilgili yazıda, Ertegün ve şirketinin New York'a geldikten sonra sadece ünlü şarkıcılar ve gruplar değil, kendi başına bir müzik türü yarattığı da vurgulandı. ''Atlantic'' plak şirketinin meşhur ettiği bir zamanların ünlü şarkıları arasında ''Save the last dance for me'', ''Charlie Brown'', Aretha Franklin'in söylediği ''Spanish Harlem'', Donna Summer'ın söylediği ''There goes my Baby'', Tom Jones'un seslendirdiği ''Who have nothing'' ve son
                                günlerde dillerden düşmeyen ''Stand by Me'' bulunuyor

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X