Yunan Bakan der ki:

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • anterior
    Senior Member
    • 06-11-2006
    • 6453

    Yunan Bakan der ki:


    Papaz ekümenik olsun

    Dora Bakoyanni, yaptığı açıklamada Türkiye’den İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümenik sıfatını tanımasını ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmasını istedi.

    Karamanlis gelmeden Ankara’ya buyruğu ulaştı

    Bakoyanni, Karamanlis’in ziyareti öncesi Atina’nın beklentilerini sıraladı: Rum Patrik’in ekümenik sıfatını tanıyın, Heybeliada Ruhban okulunu açın.

    Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Yunan devlet televizyonu NET’te yayınlanan bir programda yaptığı açıklamalarda, Karamanlis’in Türkiye ziyareti, Türk-Yunan ilişkileri ve Türkiye’nin AB perspektifi konularına değindi. Karamanlis ile Başbakan Erdoğan’ın ilgi alanları dahilindeki konuları masaya getirerek, özlü, samimi ve açık bir şekilde değerlendireceklerini söyleyen Bakoyanni, “Bu görüşme iki ülkenin siyasi yakınlaşması yönünde ileriye atılmış bir adım olacaktır” dedi. Son yıllarda her iki ülkenin de yararına olacak bir biçimde ekonomik ilişkilerin geliştiğini kaydeden Bakoyanni, Atina’nın Ankara ile ilişkilerinde “diyaloğa dayalı, uluslararası hukuk çerçevesinde ve istikrarlı bir politika izlediğini” belirtti. Bakoyanni, Atina’nın tezleri konusunda öz güven sahibi olduğunu da vurguladı.

    Vakıflar Yasası cesaret verici

    Türkiye’nin AB perspektifi konusunda Almanya ve Fransa’nın tutumuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Bakoyanni, Atina’nın istikrarlı ve samimi bir biçimde Türkiye’nin kriterleri yerine getirmesi halinde AB’ye tam üyeliğini desteklemeyi sürdürdüğünü vurguladı. Bakoyanni, Türkiye’nin AB’ye karşı yükümlülükleri arasında “İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümenik sıfatını tanımak, Heybeliada Ruhban okulunun açılması, dini ve azınlık haklarına saygı gösterilmesinin de bulunduğunu” söyledi. TBMM’de onaylanan vakıflar yasasının iki ülke ilişkilerinde cesaret verici bir adım olduğunu da kaydeden Bakoyanni, Türk-Yunan yakınlaşmasına ve diyaloğuna inandığını ve eninde sonunda sonuç alınacağı kanısında olduğunu kaydetti.

    Yeniçağ
  • fuga
    Senior Member
    • 27-08-2004
    • 6397

    #2
    Konu: Yunan Bakan der ki:

    başka bir isteği varmışmı hanımefendinin tövbe tövbe

    Yorum

    • Kadim
      Senior Member
      • 30-01-2004
      • 4782

      #3
      Konu: Yunan Bakan der ki:

      Patrikliğe şu andaki durumundan öte bir ayrıcalık tanınması İslam'a ihanettir, İslam'a ihanet vatana ihanettir...

      Yorum

      • anterior
        Senior Member
        • 06-11-2006
        • 6453

        #4
        Konu: Yunan Bakan der ki:

        TBMM’de onaylanan vakıflar yasasının iki ülke ilişkilerinde cesaret verici bir adım olduğunu da kaydeden Bakoyanni.......
        Ne yasaymış ama...

        Yorum

        • gönülver
          Member
          • 21-02-2004
          • 2747

          #5
          Konu: Yunan Bakan der ki:

          zaten bizde bu hanımefendinin emrini bekliyorduk
          pazartesi sabahı mesai başlar başlamaz yaparız hanımefendi dermişim
          buna tek söylenecek söz var
          hade ordan len

          Yorum

          • gönülver
            Member
            • 21-02-2004
            • 2747

            #6
            Konu: Yunan Bakan der ki:

            Originally posted by anterior View Post
            Ne yasaymış ama...

            @avşa bayraktar hocam bir mesajında yazmıştı bu yasayı göstererek asıl tehlike budur diye
            ilk meyvesini verdi bile

            Yorum

            • zigana
              Senior Member
              • 26-01-2004
              • 3796

              #7
              Konu: Yunan Bakan der ki:

              işte geleck olan sorunlar bunlar.ab ye sorup kanunlarınızı hazırladıgınızda sonuc bu olur.ve sizden sizin yapmış oldugunuz kanunlarla hak isterler.
              global dünyadan bahsedenler için alınacak dersler var

              Yorum

              • fuga
                Senior Member
                • 27-08-2004
                • 6397

                #8
                Konu: Yunan Bakan der ki:

                yunanlılar yada avrupalılar hepiniz benim için aynısınız

                hepinizden nefret ediyom oh be

                Yorum

                • avþa bayraktar
                  Junior Member
                  • 26-12-2007
                  • 363

                  #9
                  Konu: Yunan Bakan der ki:

                  Vakıflar yasası üzerine düşüncelerimi paylaşmak isterim.
                  Vakıf deyince vatandaşların çoğunun aklına gelen Vakıflar Gn. Md. elindeki bir kaç kümbet ile kiraya verilen dükkanlar vs... Oysa vakfın amacı bir amaç için gelir kaynağı yaratmaktır. Bu bizim alıştığımız klasik vakıf kavramıdır. Amaçlar çok çeşitlidir. Bir binanın bakım/onarımından yetim beslemeye, Yenicami güvercinlerini beslemeye kadar. Ama hiç bir Türk vakıf sahibi sözgelimi Londra'nın Trafalgar meydanındaki güvercinleri kapsamı içine almamıştır.
                  Modern çağda batıda da bizimkilere benzer amaçlarla samimi vakıflar kurulmuştur ama, bunun yanısıra Ortadoğuda, özellikle yurdumuzda emelleri olanlar bizim sorunlarımızla ilgili vakıflar kurup özellikle güneydoğuya yerleşmek amacındalar. Soros'un sosyo-ekonomik amaçlı vakıfları da aynı durumdadır. Yeni çıkan yasa bunlara yurdumuzda şube açmak ve sürekli personelle çalışma hakkı veriyor.
                  Bunun dışında azınlık vakıflarının gayri menkul alımı sarbest bırakılıyor, ki bunları bir köprübaşı, bir ileri karakol olarak görebiliriz.

                  Yorum

                  • Kadim
                    Senior Member
                    • 30-01-2004
                    • 4782

                    #10
                    Konu: Yunan Bakan der ki:

                    Konu ile ilgili Ata'mız neler demiş...
                    • Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar.
                    • Hristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez ( Bildiri, madde 4 ).
                    • Aramızda, hangi şartlar altında olursa olsun, Hristiyan azınlıklar kalacaktır. Bunlar hem Osmanlı vatandaşı olma haklarından yararlanacaklar hem de dışarıda bir Avrupa devletine dayanarak karışıklık çıkaracaklar, sürekli olarak müdahaleye yol açacaklar ve zaten göstermelikten ibaret olan bağımsızlığımızdan azınlıklar adına her yıl bir parça daha kaybedeceğiz.
                    • Efendiler, bir yandan milletvekillerinin seçilmesine çalışırken, bir yandan da Meclis-i Meb'usan'ın nerede toplanabileceği düşüncesi kafamızı kurcalıyordu. Hatırlayacaksınız ki, Erzurum'dan Refet Paşa'nın bu konu ile ilgili bir telgrafına cevap verirken Meclis toplanmalı, fakat İstanbul'da değil, Anadolu'da demiştim. Çünkü ben, Meclis'in İstanbul'da toplanması kadar mantıksız ve maksatsız bir davranış tasavvur edemiyordum. Ancak, bu hususta yetkili olanları ve kamuoyunu bu gerçeğe inandırmadıkça, düşüncemizin gerçekleşmesi mümkün değildi. İstanbul'da toplanmanın sakıncalarını olduğu gibi gözler önüne sermek gerekiyordu. Bu maksatla ve millî dâvâyı Rumlara ve yabancılara, Hristiyanlara karşıymış gibi göstermek için, Ali Kemal ve Mehmet Ali Bey'lerin gayretleriyle Ermeni Patrikhânesi'nde yapılan toplantılar ve Hürriyet ve İtilâf Partisi'nin teşebbüsleri üzerine, Harbiye Nâzırı vasıtasıyla, İstanbul Hükûmeti'nin dikkatini çektik.
                    • Şimdiye kadar verilen bilgilerden anlaşılmış olacağına hiç şüphe yoktur ki, bir araya gelerek anlaşmış bulunan ortak iç ve dış düşmanların uygulamaya çalıştıkları plânın önemli bir noktası da, memleket içinde güvensizlik olduğunu ve Hristiyan azınlıklara saldırılarda bulunulduğunu, elle tutulur, gözle görülür delil ve olaylarla dünya kamuoyuna ispat etmek, bu olayların Kuva-yı Milliye tarafından yapıldığına inandırmaktı. Bu gizli ve iğrenç maksadın gerçekleşmesi için de, bildiğiniz gibi, birtakım çeteler kurarak, bunları özellikle Hristiyan halk üzerine saldırtmak ve bu çetelerin işleyecekleri cinayetleri, millî teşkilâta yüklemek yolunu tutuyorlardı. Bu teşebbüsler azçok memleketin her tarafında filiz vermeye başlamakla birlikte, en önemli gelişme ve faaliyet, İstanbul'a yakınlığı dolayısıyla Biga, Balıkesir ve özellikle İzmit, Adapazarı ve Bolu bölgelerinde görülür ve dikkat çekici bir durum gösteriyordu.
                    5:51 Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları GÖNÜL DOSTLARI edinmeyin. Onlar birbirlerinin GÖNÜL DOSTLARIdır. Sizden kim onları GÖNÜL DOSTU edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.

                    Bu ayeti de şeklen anlamayın da nedir yahudilik, hristiyanlık iyice düşünüp, niye onlarla yarenlik, gönül dostluğu etmemeliyiz iyi düşünmeli... Bunun dışında her türlü ticaret şu bu yapın...
                    Son düzenleme Kadim; 20-01-2008, 02:07.

                    Yorum

                    • anterior
                      Senior Member
                      • 06-11-2006
                      • 6453

                      #11
                      Konu: Yunan Bakan der ki:

                      Teşekkürler Kadim. Bu sayede Eminönü Zeynep Sultan Camii’nin kapısına el yazması olarak asılan ayetin, herhangi bir topluluğa karşı düşmanca ifadeler içermediğini de anlamış olduk...

                      Yorum

                      İşlem Yapılıyor
                      X