Almanya Deniz Feneri e.V. davası sonuçları ve Türkiye'deki yansımaları

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • ybæl©ik
    ADMINISTRATOR
    • 25-01-2003
    • 30775

    Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

    Edebiyatı ne kadar çok tüketirsek o kadar çok fikir üretiriz....
    Bu tüketim sonucu üretirken de belirli ( taraflı ) bir düşünce ve amaca hizmet edilmemelidir.

    Yorum

    • ybæl©ik
      ADMINISTRATOR
      • 25-01-2003
      • 30775

      Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

      Originally posted by Kadim View Post
      Anlaşıldı siz kılcal damarların tıkanıklığındasınız. Bizler ana arterler tıkanmış onun derdindeyiz, neredesiniz siz?
      Anjio kurtarmaz mı dersin, cerrahi müdahale mi lazım, yoksa kılcalları gözden mi çıkartalım ! Ama kılcallar da olmazsa Aort'un bir anlamı kalmayacak !

      Yorum

      • black belt
        Senior Member
        • 08-06-2004
        • 6523

        Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

        Originally posted by ybalcik View Post
        Bu tüketim sonucu üretirken de belirli ( taraflı ) bir düşünce ve amaca hizmet edilmemelidir.
        tabii ki...fikir hür olmalı zaten...
        o yüzden öyküyü anlatmadığım gibi, yorumlamadım da...
        herkesin fikri ve hür vicdanı ile kendisinin yorumlaması gerektiğine olan inancımdan ötürü...

        Ormanda geçen bir fabl'ı ancak herkes kendince yorumlayabilir zaten...bir masal bu....

        Yorum

        • black belt
          Senior Member
          • 08-06-2004
          • 6523

          Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

          Originally posted by ybalcik View Post
          Anjio kurtarmaz mı dersin, cerrahi müdahale mi lazım, yoksa kılcalları gözden mi çıkartalım ! Ama kılcallar da olmazsa Aort'un bir anlamı kalmayacak !
          ömürsün hocam....hahohi

          Yorum

          • Kadim
            Senior Member
            • 30-01-2004
            • 4782

            Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

            Ana arterler kurtarıldığında, kılcallara da kan gider. Bu şu demektir. Sosyal adalet devletinde hiç bir kız*oğul kimsenin eline avucuna bakmaz. Eline bakılan halkın kendisi ve temsilcisi olan devlettir demektir. Devletin sahip olması gereken rolü zengin tekellere aktarır halkın vicdanı yerine o zengin tekellerin sahiplerinin vicdanına bırakırsanız işte o zaman kızının*oğlunuz başkasının eline bakıyor demektir. Ülkenin durumu da zaten budur. Ülke patronların kıt vicdanlarıyla güdülüyor resmen. Kılcal damarların durumuna gelince, ülke sistemi olması gereken hale geldiğinde aşırı zenginleşmenin yolu doğal olarak kesilecektir. Kılcal damarlar asla arter görevi görmemelidir. Çünkü kılcal damarlara basılacak kan vücudun tamamına dağılım olmadığında morarmaya neden olacaktır.
            Son düzenleme Kadim; 14-09-2008, 00:57.

            Yorum

            • black belt
              Senior Member
              • 08-06-2004
              • 6523

              Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

              Originally posted by Kadim View Post
              Ana arterler kurtarıldığında, kılcallara da kan gider. Bu şu demektir. Sosyal adalet devletinde hiç bir kız*oğul kimsenin eline avucuna bakmaz. Eline bakılan halkın kendisi ve temsilcisi olan devlettir demektir. Devletin sahip olması gereken rolü zengin tekellere aktarır halkın vicdanı yerine o zengin tekellerin sahiplerinin vicdanına bırakırsanız işte o zaman kızının*oğlunuz başkasının eline bakıyor demektir. Ülkenin durumu da zaten budur. Ülke patronların kıt vicdanlarıyla güdülüyor resmen.
              o eskidendi... çok üzgünüm...patron bile kalmadı...blush
              hepsi topu dikti...:o

              yahu haberlerde bir başkan Buşzt'tur gidiyor...

              kim bu başkan buşztt ? nerenin başkanı ? hahohihahohi
              çatladıkapısipor olsa gerek...stupidprv

              yok onlar böyle bir hata yapmaz yaaa...icon2

              yoksa yapar mı ? :confused:

              Yorum

              • Kadim
                Senior Member
                • 30-01-2004
                • 4782

                Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                patron dediğimiz zaten odur budur değildir. Mülkün sahibi benim istediğime istediğim kadar veririm diyebilecek kadar nimete nankör herkestir. İster Bush olsun ister Rokifelır. Benim benimsediğim tek ölçü var bu ölçü de şudur. Allah rızkı herkese eşit(ihtiyacınca) ve adil verir, ancak bunu direkt değil başkalarının vesilesiyle verir. Vesile olan kişi mülkün sahibi benim derse o zaman büyük sorun. Hak hukuk insanların kendi güzel düşünceleriyle de nefsi düşünceleriyle de oluşturulabilir. Ancak gayb(idealite), ilme dayalı bilgelik, erdemli insanlık her zaman kanunun da insan tabanlı hukukun da çok üstündedir. Çünkü idealite en güzeli hedef alır. İşte o en güzele de göklerden ulaşılır. İstikbal bu nedenle göklerdedir.

                Gayb(idealite) ancak hak ölçüyle yürüyen erdemli insanların nasiplendirileceği bir kaynaktır. İşte ademiyet budur.
                Son düzenleme Kadim; 14-09-2008, 01:15.

                Yorum

                • black belt
                  Senior Member
                  • 08-06-2004
                  • 6523

                  Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                  Güzel ve zevkli sohbete katkıda bulunan herkese teşekkürler..

                  iyi geceler...

                  Yorum

                  • ali_ekber
                    Member
                    • 15-11-2004
                    • 2525

                    Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                    AK FENER KARA FENER BU HAFTA BELLİ OLACAK

                    Resmi büyütmek için tıklayın

                    Frankfurt'ta Görülen, Bağış Olarak Toplanan Milyonlarca Euro'nun, Yasadışı Yollardan Türkiye'ye Gönderilmesi Suçlamasını Kapsayan Deniz Feneri E.v.'deki Yolsuzluk Davasında Sona Gelindi.

                    Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde görülen, bağış olarak toplanan milyonlarca Euro’nun, yasadışı yollardan Türkiye’ye gönderilmesi suçlamasını kapsayan Deniz Feneri e.V.’deki yolsuzluk davasında sona gelindi. Bugün, Mali Polis Başkomiseri’nin vereceği sunumla devam edilecek davanın, sürpriz bir gelişme olmazsa bu hafta içinde sonuçlanması ve gerekçeli kararın açıklanması bekleniyor.
                    ALMANYA’daki Deniz Feneri e.V. davasına bugün devam edilecek. Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde sabah başlayacak olan davanın beşinci oturumunda, tüm gözler Deniz Feneri e.V.’nin para trafiği ile ilgili ayrıntılı sunum yapan Mali Polis Başkomiseri Alexander Böhm’de olacak. Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan, Deniz Feneri e.V. Başkanı Mehmet Taşkan ve muhasebeci Firdevsi Ermiş’in, başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki Türkler’den topladıkları sözde yardım paralarını yasal olmayan yollardan Türkiye’ye transfer etmekle suçlandığı davanın, olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde bu hafta içinde sonuçlanması bekleniyor.

                    Başkomiser ne anlatacak
                    Mahkeme heyeti başkanı Hakim Jürgen Müller’in, bugün tarafları dinledikten sonra, yarın alınacak kararla ilgili gerekçeyi şekillendirmesi ve çarşamba günü de kararı açıklaması öngörülüyor. Bugünkü oturumunda, Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten Başkomiser Böhm, para trafiğiyle ilgili mahkeme heyetine ayrıntılı sunumuna devam edecek. Böhm’ün sunumunda en çok, davayla ilgili Türkiye’den siyasi bir baskı olduğuna dair ortaya atılan iddialarla ilgili neler söyleyeceği merak ediliyor.
                    Türk medyası izleyecek
                    Mehmet Gürhan’ın Türk avukatı Ünal Kaymakçı, geçen hafta kendisini bürosunda ziyaret eden Hürriyet muhabirine, siyasi baskı iddialarına karşılık Gürhan’ın diğer avukatı Jörg Haseneier ile birlikte mahkemede söz alacaklarını söylemişti. Davayı geçen hafta olduğu gibi Türk medyasından çok sayıda gazeteci izleyecek. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP MYK üyesi Ali Kılıç’ın da davayı izlemek için ikinci kez Frankfurt’a gelmeleri bekleniyor.

                    Kaynak: HABER: Ak Fener Kara Fener Bu Hafta Belli Olacak haberi

                    Yorum

                    • Kadim
                      Senior Member
                      • 30-01-2004
                      • 4782

                      Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                      'Zahid Akman paraları arabasıyla taşıdı'

                      15 Eylül 2008


                      .hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;} .hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;} Deniz Feneri duruşmasında mahkeme başkanı ‘Hiç kimse bana baskı yapmadı ve hiçbir siyasiyle de konuşmadım’ dedi. Böhme, RTÜK Başkanı Akman’ı kuryelikle ve elden para almakla suçladı. Erdoğan-Gürhan fotoğrafının ise Kanal 7 binasında çekildiği belgelendi.

                      Almanya’da Deniz Feneri Derneği’nin 3 yöneticisinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davanın 5. duruşması bugün Frankfurt’ta görülüyor. NTV’den Ahmet Ergen’in bildirdiğine göre, beklenildiği gibi 5. duruşmada önemli açıklamalar yapıldı.

                      NTV'nin haberine göre; Duruşma mahkeme başkanının ilginç bir açıklamasıyla başladı. Mahkeme Başkanı Joachim Müller, Türk basınında yer alan bazı haberlere atıfta bulunarak kendilerine yönelik bir siyasi baskı yapıldığına dair ifadeleri hatırlattı ve “Açık yüreklilikle söylüyorum ki hiç kimse bana baskı yapmadı ve hiçbir siyasi isimle de konuşmadım” dedi. Müller, gülümseyerek bir atasözü kullandı, Almanca’da kullanılan bir deyime gönderme yaparak ‘Almanya’da saatler farklı işler’ diye konuştu ve bunun ardından da kesinlikle bağımsız bir yapıları olduğunu ifade etti.

                      AKMAN’A KURYELİK SUÇLAMASI
                      Mahkemeye uzun bir sunuş yapan soruştumayı yürüten polis müdürü Alexander Böhme, iddianamede yer alan iddialara da atıfta bulundu. Bütün isimler için ayrı ayrı açıklama yapan Böhme’nin sözünü ettiği isimler arasında RTÜK Başkanı Zahid Akman da vardı. Böhme, birçok yerde Zahid Akman’ın ismini geçirdi ve ayrı bir bölüm açarak Akman’ı bir anlamda kuryelik yapmakla suçladı. Ulaştığı belgeler ve tanıkların ifadelerinden yola çıkarak Zahid Akman’ın Zekeriya Karaman’la birlikte birçok kez Almanya’ya gelerek elden para teslim aldığını ve bunları zaman zaman kendi otomobillerini de kullanarak transfer ettiğini ifade etti.

                      KİLİT İSİM GÜRHAN

                      Böhme, davanın kilit ismi olarak gösterilen ve şimdiye kadar hiç konuşmayan Deniz Feneri Derneği’nin eski başkanı Mehmet Gürhan’ın bütün organizasyonun başındaki kilit isim olarak gösterdi. Böhme, Gürhan’ın başkanlıktan ayrıldıktan sonra da dönemin başkanı Mehmet Taşkan üzerinden para transferi yaptığına yönelik belgelere ulaştıklarını belirtti. Böhme, yaklaşık 9 milyon Euro’luk bir rakamın Gürhan adına aktarıldığını ifade etti.

                      Böhme inanç ve siyaset ilişkilerine dair bazı belgeleri de mahkemeye sundu. Belgeler arasında Milli Görüş’e atıfta bulunan ifadeleri çekti. Birkaç yerde Ak Parti’nin ismi de geçti ancak doğrudan herhangi bir ilişkide bulunmadan Milli Görüş’ün aslın da AKP’nin de görüşlerini temel teşkil eden açıklamalar yaptı.

                      FOTOÐRAF KANAL 7’DE ÇEKİLMİŞ

                      Böhme, Başbakan Erdoğan ve Mehmet Gürhan’ın birlikte çekilen fotoğrafını da mahkemeye sundu. Gürhan’ın avukatı söz alarak fotoğrafın çekildiği dönemde Erdoğan’ın Başbakan olmadığını ve fotoğrafın Doğan Holding’in Almanya’da yaptığı açılışta çekildiğini söyledi ve ‘Fotoğrafı çeken arkadaş burada’ dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Müller, fotoğrafın Gürhan’ın Kanal 7’deki ofisinde çekildiğinin tespit edildiğini ve bunu ispatlayan belgeleri olduğunu söyledi.

                      Böhme, Başbakan Erdoğan ve Zekeriya Karaman’ın akrabalık derecesinde yakın olduğu yönünde bazı bilgileri de mahkemeye iletti.

                      Böhme’nin duruşmanın ilerleyen saatlerinde Deniz Feneri Derneği’nde bağış olarak toplanan milyonlarca Euro’nun Türkiye’de elden verildiği isimleri açıklayabileceği belirtiliyor.

                      Yarınki duruşmadaysa sanık avukatları söz alacak. Türkiye’den muhalefet partileri de davayla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. CHP milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile DSP milletvekili Harun Öztürk, davayı izlemek üzere Frankfurt’ta bulunuyor.

                      Yorum

                      • ATmaCA_53
                        Member
                        • 12-11-2004
                        • 1945

                        Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                        Originally posted by anterior View Post
                        Şimdi bir üye çıkıp da; "Baykal'ıma laf yok, höyttttttt" derse ne dersiniz?
                        varsa öyle biri desin kızmam... :D :D

                        Yorum

                        • ATmaCA_53
                          Member
                          • 12-11-2004
                          • 1945

                          Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                          Originally posted by zigana View Post
                          sahi fethullah hocamız yaşamak için neden amerikayı secti.şu müslüman irak'ta afganistan'da binlerce müslümana acımadan zülüm eden cocukları babasız,kadınları dul erkekleri sakat bırakan zalım amerika acaba müslümanlara dost mu diye icimden garip fikirler gecmiyor değil.
                          ne yani amerikada yaşıyanlar müslüman olmuyorlarmı...

                          Yorum

                          • ATmaCA_53
                            Member
                            • 12-11-2004
                            • 1945

                            Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                            Hürriyet'e yargıdan Akman tokatı

                            RTÜK Başkanı Zahit Akman, aleyhinde haber yapan fakat gönderdiği açıklamaları yayınlamayan Hürriyet'e tekzibi mahkeme kararı ile aldırdı.

                            Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Dr. A. Zahid Akman, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili olarak hakkında asılsız iddialar ortaya atan ve gönderdiği açıklamaları yayımlamayan Hürriyet Gazetesine karşı açtığı tekzip davasını kazandı.
                            Hürriyet Gazetesi, 3 Eylül 2008 tarihli nüshasının 1. sayfasında "Weiss Holding'den Beyaz Holding'e" ve 18. sayfasında "Deniz Feneri Paraları Böyle Beyazlatmış" başlıklarıyla haber yaptı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Dr. A. Zahid Akman'ın kamuoyundaki onur ve saygınlığım sarsmaya yönelik tamamen gerçek dışı iddia ve değerlendirmeler bu haberde bilgi olarak yayınlandı. Akman'ın kişilik haklarına, mesleki itibar vc saygınlığına yönelik ağır, haksız ve hukuka aykırı saldırıda bulunuldu. Basın özgürlüğünden dem vuran Hürriyet, buna karşılık, Akman'ın gönderdiği cevap ve düzeltme metnini yayımlamadı.
                            Bunun üzerine Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi 5187 sayılı Basın Kanununun 14. maddesi gereğince Dr. A. Zahid Akman'm cevap ve düzeltme hakkı tanınması talebinin kabulüne karar verdi.
                            TEKZİP METNİ
                            Hürriyet Gazetesi'nin 03.09.2008 tarihli nüshasının 1. ve 18. sayfasında yayınlanmış olan haberin içeriğinde müvekkilimin Almanya'da devam eden davada sanık olarak yargılanan kişilerin iftiralarına dayanılarak kuryelik yaptığı ve kendisine para ödendiği iddia edilmiştir. Müvekkilim Almanya'daki bu davanın sanığı değildir. Ve ne Türk ne de Alman makamlarınca hakkında yapılan bir soruşturma yoktur.

                            Yurt dışında yargılanmakta olan bir sanığın iftiralarını gerçekmiş gibi manşetlere taşımak yayıncılık etiği ile bağdaşmamaktadır. Nitekim daha önce bu iddialarla ilgili bir çok tekzip kararı alındığı tarafınızca da bilinmekteyken kasten müvekkilime kararlamaya yönelik yayınlara devam edilmesi sadece çamur at izi kalır anlayışı ile açıklanabilir.
                            Bu yayınlarda müvekkilimi kamuoyu önünde küçük düşürmeye, aşağılamaya, karalamaya, onur ve saygınlığının sarsmaya yönelik bir amaçla iftira boyutunda tamamen gerçek dışı iddia ve değerlendirmeler yapılmış, kişilik haklarına, mesleki itibar ve saygınlığına yönelik ağır, haksız ve hukuka aykırı saldırılarda bulunulmuştur.

                            Birçok mahkeme kararı ile gerçeğe aykırı olduğu ispatlanmış olan tüm bu iddia ve iftiralar haber konusu yapılmıştır.
                            Görevi gereği sürekli kamuoyunun gözü önünde bulunan müvekkil hakkında sanki yasal olmayan ilişkilerin içindeymiş gibi hiçbir somut delile dayanmaksızın gerçeğe aykırı İddialarla ve İftiralarla karalayıcı yayın yapılması ahlaki olmadığı gibi hukuki de değildir.

                            Haber konusu yapılan iddialara ilişkin olarak; daha önce yapılan tüm yayınlar tekzip edilmiş ve kamuoyu bu konuda

                            Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 11.05.2007 Tarihli 2007/702 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 11.07.2007 Tarihli 2007/894 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 10, Sulh Ceza Mahkemesi'nin 10.08.2007 Tarihli 2007/875 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 21.05.2007 Tarihli 2007/531 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 25.03.2008 Tarihli 2008/358 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 13.03.2008 Tarihli 2008/406 Müteferrik Sayılı,
                            Ankara 9. Sulh Ceza Maiıkemesi'nin 10.08.2007 Tarihli 2007/1036 Müteferrik Sayılı tekzip kararlan ile bilgilendirilmiştir.

                            Tüm bu iddiaları mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğu yukarıda belirttiğimiz mahkeme kararlan tespit edilmişken; ve bu husus gazeteniz tarafından da biliniyorken gerçeğe aykırı bu iddiaların tekrar haber konusu yapılmasının kötü niyetli ve müvekkili kamuoyunda karalamaya yönelik olduğu açıktır.

                            Gerçeğe aykırı bu iddia ve beyanlar aynı zamanda Türk Ceza Kanunun 267. maddesi ve sair hükümleri gereği suç oluşturmaktadır. Müvekkil hakkında kamuoyunda yanlış bir kanaat oluşmasını sağlayacak şekilde kullanılan ve kullanılacak olan iddia ve beyanlara karşı hukuki ve cezai müeyyidelerin uygulanması için yasal yollara başvuracağız. Gerçekleri kamuoyuna bir kez daha saygıyla bildiririz.

                            Haber 7

                            Yorum

                            • ATmaCA_53
                              Member
                              • 12-11-2004
                              • 1945

                              Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                              Hakim Hürriyet'in haberini reddetti

                              Almanya'daki Deniz Feneri davasında mehkeme heyeti mali komiser Böhm'ü dinledi. Böhm, Hürriyet'in haberini delil gösterince fırçayı yedi.

                              Almanya'daki Deniz Feneri derneğinde yapılan yolsuzluk iddialarıyla ilgili davanın duruşmalarına bugün devam edildi. Hakim Müller duruşmanın başında bu davayla ilgili Türkiye'den ve Almanya'da herhangi bir kimse ya da kuruluştan baskı görmediklerini ifade ederek, "Burası Almanya. Burada yargı bağımsızdır. Türkiye'yi bilmem. Bize herhangi bir kimse ya da kuruluş baskı yapmadı ve yapamaz da" diye konuştu.
                              Yerel saat ile 10.00'da başlayan davada hakim Johann Müller başkanlığındaki mehkeme heyeti mali komiser Alexander Böhm'ü dinledi.
                              Böhm Hürriyet gazetesinde yer alan Süleymaniye mahallesi muhtarının "Biz kimseden yardım almadık" ifadesini mahkeme heyetine göstererek, sanıkların yardım derneği olarak kurulan Deniz Feneri Derneğinde yardım dışında her türlü siyasi ve ticari faaliyet yürüttüklerini söyledi.
                              Mahkeme başkanı Müller ise gazete haberleri ile bu davanın yürümeyeceğini ifade ederek Böhm'ün daha gerçekçi delilleri anlatmasını istedi.
                              Böhm yapılan incelemelerde Türkiye'de herhangi bir parti, başbakan ya da başbakanlığa para gönderildiğine dair bir belge ya da bulguya rastlamadıklarını kaydetti.
                              Böhm buna karşın derneğin muhasebe işlerinden sorumlu Firdevsi Ermiş'in bilgisayarında Mehmet Gürhan'ın Türkiye'de başbakanlığa teslim edilmek üzere ibaresi yer alan bir imzasız bir belgesini bulduklarını ve üzerinde miktar yazmadığını belirterek, "Bu belge Türkçe hazırlanmış ve üzerinde başbakanlığa verilmek üzere teslim alan Mehmet Gürhan teslim eden ise Firdevsi Ermiş ibaresi var. Ancak bu para ne başbakanlığa ne de başka bir yere gitmiş. Herhangi bir resmi ya da gayrı resmi bir evrak yok. Tercümede başbakanlık yerine başbakan yazılmış. Tercüme hatasının neden kaynaklandığını ben bilemiyorum. Ancak bu miktarı belli olmayan paranın Tsunamide zarar görenler için Endenozya'ya gönderildiğini Ermiş'in ifadelerinden anladık" dedi.
                              Bu ifadeye karşın sanık avukatları söz alarak başbakan ile başbakanlığın farklı olduğunu belirterek tercüme hatasının neden kaynaklandığını sordular. Komiser Böhm ise tercümenin Mehmet Taşkan tarafından yapıldığını ve neden başbakanlık yerine başbakan yazdığını anlayamadığını ifade etti.
                              Mahkeme Başkanı Müller "Bizim için tercümenin farkı olmayabilir ama Türkiye için çok önemli. Başbakan ya da başbakanlık ifadesi" dedi. Müller salonda bulunan tercümana başbakan ve başbakanlıkın tercümesini sordu. Tercüman da tercümeyi doğru şekilde mahkeme heyetine söyledi.
                              Böhm, sanık Firdevsi Ermiş'in bu evrakın sadece bir form olduğunu ve her zaman değiştirebileceğini anlattığını belirtti ve Ermiş'in "Almancam iyi olmadığından Mehmet Taşkan'a Almancasını yazdırdım. Bu "alındı" belgesinin tercümesini Mehmet Taşkan yaptı. Miktar belli değildi" şeklindeki ifadesini okudu.
                              Böhm şöyle devam etti: "Gayrı resmi muhasebede "teslimat ZK" ibaresini bulduk. Ermiş'e paranın nereye gittiğini sorduk o da "Paranın Zekeriya Karaman'a ödendiği görülüyor ancak Tsunamiden zarar görenlere gittiğini biliyoruz" dedi."
                              -"ZAHİT AKMAN KURYE MİYDİ, BİLMİYORUZ"
                              Komiser Alexander Böhm yaşanan para trafiğini anlatarak Firdevsi Ermiş'in ifadesinde, "RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 yöneticisi olan Zekeriya Karaman'a yıllar içinde 639 bin Avro para gönderildiğini söylediğini" belirtti. Ancak bu paraların kaydını gösterir kesin bir belge olmadığını bildirdi. Belgelerde sadece ZA'dan ZK'ya yapılan ödemeler olduğunu bildiklerini kaydetti, "Ermiş'in ifadesine göre ZA'nın Zahid Akman ZK'nın da Zekeriya Karaman olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
                              Böhm, Akman'ın 2003-2005 arasında Almanya'da ikamet gösterdiğini ve Mehmet Gürhan ile ticari ilişki içinde olduğunu belirterek, "Kendisinin dernekle bir ilişkisi yoktu. Herhangi bir sorumluluk yüklenmemişti. Akman'ın kuryelik yapıp yapmadığı belli değil. Bunu bilmiyoruz" dedi.
                              Böhm, Zekeriya Karaman'ın Türkiye'de siyasete etki yapan İskender Paşa dergahı müritlerinden ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın güvendiği bir milletvekili olduğunu ve kendisine 4,5 milyon Avro para gönderildiğini gayrı resmi muhasebeden anladıklarını kaydetti.
                              Sanık avukatı burada araya girerek ifadelerin yanlış olduğunu ve Karaman'ın hiç bir zaman milletvekili olmadığını sadece parti üyesi olduğunu hatırlatarak Böhm'ün internet üzerinden yaptığı araştırmaların gerçekçi bir araştırma olmadığını ifade ettiler.
                              Böhm daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Gürhan'ın çektirdiği fotoğrafı ve Zekeriya Karaman'ın oğlu Habib'in düğün görüntülerini sundu. Böhm fotoğrafı Gürhan'ın odasında bulduklarını ve düğünü ise Zekeriya Karaman'ın siyasilerle olan ilişkisine atıfta bulunmak için gösterdiğini kaydetti.
                              Mahkeme başkanı Müller ise kişilerin özel hayatının bu davayla ilişkilendirilmemesini isteyerek Böhm'den düğün görüntülerini bırakmasını istedi.
                              Sanık avukatları da burada söz alarak, 2002'de çekilen fotoğrafta Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olmadığını ve Hürriyet Avrupa tesislerinin açılışı için Almanya'da bulunduğunu belirterek, "Normal zamanda yapılan bir açılış için Almanya'ya gelen bir kişinin Kanal 7 televizyonunu ziyeret etmesi gayet normal. Böhm de bunun normal bir ziyaret olduğunu kabul ediyor" dediler.
                              Alexander Böhm, Mehmet Gürhan'ın Milli Görüş üyesi bir kişi olduğunu, çalışmalarında bu ideolojiyi yaymak için çalıştığını ifade ederek, "KRV eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatının yazdığı mektupta kendisine bunlar soruldu. Kendisi de bunu bir ölçüde kabul eden bir mektubu oraya yollamış" dedi.
                              Sanıklar Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş mahkeme salonuna elleri kelepçeli getirildi.
                              Davayı CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sayıda gazeteci izliyor.
                              AA

                              Yorum

                              • black belt
                                Senior Member
                                • 08-06-2004
                                • 6523

                                Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                                ALINTI:


                                http://istanbul.indymedia.org/news/2008/03/234390.php

                                Fethullah Her Yerde......
                                gönderen: dersimli Wednesday, Mar. 12, 2008 at 1:10 PM
                                Pensilvanya' da "Altın Nesil" villalarında müritleriyle yaşayan Fethullah, BOP'un Türkiye ayağında önemli bir görev üstlendi; AKP 'nin Güneydoğu 'da güçlenmesi için yoğun çaba harcadı, Kurban Bayramı'nda Fethullahçılar Diyarbakır 'dan Siirt 'e dek kapı kapı dolaşıp gıda paketi dağıttı ... Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Fethullahçı okulların "aşırı dinci" eğitim verdiklerini, CIA 'yla işbirliği içinde olduklarını açıkladı.
                                12 Mart 2008
                                Fethullah Her Yerde...

                                HİKMET ÇETİNKAYA

                                Fethullah Gülen , Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök 'e mektup yazıp, The Economist dergisinde çıkan değerlendirme yazısına değinerek şöyle demiş:

                                "Bana peygamber demişler hâşâ!"

                                ABD 'nin Büyük Ortadoğu Projesi' nin bir ayağında olan Fethullah Gülen on yıldır ABD 'de yaşıyor...

                                90 ülkede 500 okul...

                                Irak 'ın kuzeyinde okullar, bir hastane ve üniversite kurma hazırlığı...

                                Pensilvanya' da "Altın Nesil" villalarında müritleriyle yaşayan Fethullah, BOP'un Türkiye ayağında önemli bir görev üstlendi; AKP 'nin Güneydoğu 'da güçlenmesi için yoğun çaba harcadı, Kurban Bayramı'nda Fethullahçılar Diyarbakır 'dan Siirt 'e dek kapı kapı dolaşıp gıda paketi dağıttı ...

                                Fethullahçıların ünlü "Abant Plaftormu" bu kez 28-29 Mart 'ta Diyarbakır 'da yapılacak...

                                Fethullahçılar, İlhan Selçuk'un deyişiyle, artık küresel bir güce dönüştü...

                                Şaka değil, 7-8 milyar doları bulan sermaye onların yönetiminde bugün...

                                Serdar Akinan , Akşam gazetesindeki köşesinde bir soru yöneltmişti Fethullah'a:

                                "Fethullah Gülen, eli kanlı katil Dick Cheney ' ye adam yolladı mı, yollamadı mı?"

                                Turkish Cultural Center Başkanı Recep Özkan, Dick Cheney ' nin özel danışmanı Christopher Haave 'yle New York 'ta (ocak ayının son haftası) baş başa bir görüşme yapmıştı...

                                Sky TV 'nin Genel Yayın Yönetmeni olan Akinan'a Fethullahçılar dört koldan saldırıp hakaret etmeye başladılar:

                                "Gazeteci değil, kendi nefsinin ajanı!"

                                ***

                                Bazı okurlar sordular:

                                "Fethullahçı okullar Rusya 'da niçin kapatılıyor?"

                                Fethullahçıların Rusya'da Serhat, Eflak, Toros, Tolerans ve Ufuk gibi dernekleri bulunuyor...

                                Görevini Medvedev 'e devretmeye hazırlanan Rusya Devlet Başkanı Putin , Fethullahçı derneklerin CIA 'yla işbirliği yapıp birlikte istihbarat çalışmalarında bulunduklarını açıkladı birkaç kez...

                                Okullar, adlarını saydığım dernekler ya da vakıfların...

                                Saha-Yakut, Buryatya, Başkurdistan, Dağıstan, Karaçay-Çerkesk , Tuva ve Hakasya gibi büyük bölümü Türk asıllı ve Müslümanların oluşturduğu Rusya'ya bağlı özerk cumhuriyetlerde de Fethullahçı okullar kapatıldı...

                                Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Fethullahçı okulların "aşırı dinci" eğitim verdiklerini, CIA 'yla işbirliği içinde olduklarını açıkladı.

                                FSB Başkanı Nikolay Putruşev, 1990'lı yılların başlarında kurulan Fethullahçı okulların Moskova 'dan Kafkasya ve Sibirya 'ya dek geniş bölgede eğitim verdiğini belirtip şu açıklamayı yaptı:

                                "Şu anda Moskova' da bir, St. Petersburg 'da iki Türk okulu var. Bunlar çok sıkı denetleniyor. Sibirya Yakut-Saha Cumhuriyeti' nde eğitim veren okul yönetimi Fethullahçılardan alındı. "

                                Rusya her fırsatta Fethullah Gülen'den duyduğu rahatsızlığı Türkiye'ye iletiyor...

                                Vladimir Putin, Türkmenistan ve Özbekistan 'da yapılan askeri darbe girişimlerinde ve birçok ülkedeki iç karışıklıklarda Fethullah Gülen'in parmağı olduğunu öne sürüyor...

                                Moskova, Fethullah Gülen'in müritlerini 2000 yılından beri yakından izliyor...

                                ***

                                Fethullahçılar eski Marksist döneklerle, liboşlarla, faşistlerle el eledir ...

                                Fethullah Gülen Türkiye'ye döner mi?

                                Henüz çok erken!..

                                Biraz bekler, gelişmeleri izler!..

                                Türkiye'de 2 bin 500 dershanenin 2 bini Fethullahçıların elinde, 1500'e yakın özel okulun üçte ikisi Fethullahçıların yönetiminde...

                                Devletin duyarlı kurum ve kuruluşlarında Fethullahçılar bulunmuyor mu?

                                ABD emperyalizminin buyruğunda olan Fethullahçılar bugün her yerde soluk alıp veriyorlar...

                                Washington 'dan Ankara 'ya; Londra' dan Moskova' ya dek içeride ve dışarıda ABD'nin buyruğunu yerine getiriyorlar...

                                Fethullah peygamber değil , hâşâ!..

                                BOP 'un Türkiye ayağı, ABD emperyalizminin İslamcı kanadı!..

                                Ne dersiniz?
                                Son düzenleme black belt; 15-09-2008, 19:46.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X