son dakika

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • necatikaya
    Member
    • 20-12-2005
    • 1066

    #16
    Konu: son dakika

    Yani denizfeneri davasından mahküm olanlar suçsuzmu?Alman mahkemesi yanlış kararmı verdide hala denizfeneri savunuluyor bu kadar vurgundan sonra.İnsaf..

    Yorum

    • zigana
      Senior Member

      • 26-01-2004
      • 3796

      #17
      Konu: son dakika

      Yni yapılamn yardımların bir kısmıyla fakirlere yardım yapılmış.eee bir kısmıda iç edilmişse ne olacak yani.

      bardagın hep boş tarafını görüyorsunuz.oysa bardagın yarısı dolu.
      gerci yardımlar tamamı dolu olsuna gore verilmişti ama:D

      Yorum

      • ATmaCA_53
        Member
        • 12-11-2004
        • 1945

        #18
        Konu: son dakika

        Originally posted by necatikaya
        Yani denizfeneri davasından mahküm olanlar suçsuzmu?Alman mahkemesi yanlış kararmı verdide hala denizfeneri savunuluyor bu kadar vurgundan sonra.İnsaf..
        deniz feneri bugüne dek iso 901 ödülü almıştır, unescodan ödül almıştır, en güvenilen kızılaydan sonra deniz feneri seçilmiştir,


        Alman adaleti delilsiz suçlamayı seçti

        Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V. davasında mahkeme hazırladığı gerekçeli kararda, delilsiz suçlama yolunu seçti. Kanal 7 yönetimi AİHM'e gidiyor.

        Almanya’daki Deniz Feneri Davası’nda gerekçeli karar tamamlandı. Mahkeme heyeti, karar duruşmasında olduğu gibi gerekçeli kararda da bütün evrensel hukuk kurallarını bir yana iterek Kanal 7’yi hedef seçti. Kanal 7 yönetimi, gerekçeli kararın kamuoyuna duyurulmasından sonra Alman Adalet Bakanlığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını açıkladılar.

        Almanya’da görülen Deniz Feneri e.V davasının hakimi Johann Müller, Alman tarihinde bir ilke imza atmış, bir Türk televizyonuna çıkarak dava hakkındaki görüşünü açıklamıştı. Hakim Müller’in davada savunmasını bile almadığı isimlerle ilgili ortaya attığı haksız ithamlar gerekçeli karar hakkında ipuçları vermişti. Ve beklenen oldu. Mahkeme heyeti, siyasi bir linç kampanyası gibi yürüttüğü davanın, gerekçeli kararında da bütün evrensel hukuk kurallarını yok saydı.

        Davada yargılanan ve mahkûm olan isimlere gerekçeli kararda küçük bir yer ayrılırken, mahkeme karşısına çıkmayan, savunma hakları bile olmayan isimler suçlandı. Mahkeme heyeti, gerekçeli kararda Kanal 7’yi hedef seçti. Hiçbir delile dayanmaksızın, Kanal 7 ve Kanal 7 yönetim kurulu üyelerine haksız ithamlar yöneltti. İtirafçı sanıkların daha az ceza almak için soruşturmayı yürüten savcı ve Alman polis şefinin baskılarıyla ortaya attığı iftiralar, bu haksız iddialara delil olarak gösterildi.

        DELİL OLMADAN SUÇLU İLAN EDEN MAHKEME
        Gerekçeli kararda; hiçbir delile dayanmayan iddialar, işbirlikçi itirafçının daha az ceza almak için kabullendiği iftiralar ve bilirkişinin izlenimleri yer aldı. İddialar hiçbir somut delille desteklenmedi. Ancak tüm bunlara rağmen Alman mahkemesi siyasi linç kampanyasını gerekçeli kararda da sürdürdü. Ve haklarında bir tek delil bile bulanmayan, hatta savunma yapma fırsatları bile olmayan isimler suçlu ilan edildi.

        İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi, Hukuk Bilimleri Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Ersan Şan Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasının gerekçeli kararında bir dizi eksiklik bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Ersan Şan şunları söyledi:

        "Hukukta suçsuzluk karinesi yani masumiyet karinesi kabul edilmiştir. İnsanlara suçlu damgası yükleyemezsiniz / vuramazsınız. Ayrıca hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kutsallığı vardır. Önemli iki eksik yön görüyorum:

        Birincisi; bir miktar davanın mecrasından saptırılıp, Türkiye’deki müessese ve kişilere yöneltildiğini ancak bu kişilerin ve müesseselerin savunma haklarını kullanabilecek şekildeki ikinci önemli eksikliktir; Almanya’daki soruşturma ve kovuşturma süreçlerine dahil edilmedikleridir.

        İFADE ALMA İMKANI VARKEN BUNU KULLANMAYIP SUÇLAMA YOLUNA GİTTİLER
        Almanya ve Türkiye arasında her ne şekilde olursa olsun ifade almak, tanıklık olarak, şüpheli olarak, sanık olarak, ifade ve sorgularına başvurabilmek imkânı var iken bunları dahi siz tatbik etmeyerek ama gerekçeli kararınızla, iddianamenizde, yargılama sürecinizde, sürekli, yokluklarında bu kişilerin ve müesseselerin isim ve unvanlarına yer vermek suretiyle kararlar oluşturduğunuzda, bu kararlar hem uluslararası hukukta ve hem de iç hukukunuzda kabul görmeyecektir.

        Burada da benim gördüğüm, süreçteki en önemli eksiklik, insanların, suçlananların bir şekilde bu olaya dahil edilmek isteyenlerin masumiyet karineleri hiçe sayılıp, savunma haklarına yer verilmemiş olması, ancak iddianamede ve kararda aksi bir yol, yöntem izlenerek sanki bu kişiler yargılanmış gibi hüküm tesis edilmiş olması, burada en önemli eksikliktir.

        Ceza yargılaması hukukunda şüphe, şüphelinin ve sanığın lehinedir. Eğer bir suçlamada bulunuyorsanız, herkes iddiasını somut kanıtlarla, inandırıcı, pekiştirici, destekleyici somut kanıtlarla ispat etmek zorundadır. 10 tane de tanık olsa, sanıklar da şüpheliler de birileri aleyhinde konuşmada bulunsa dahi özellikle sanıklar bulunursa bunun taraflı olduğu, kesinlikle tek başına mahkûmiyete yeterli olmayacağı kabul edilmelidir. Bu şekilde, bu yoldan hareketle insanları, yokluklarında özellikle, savunma haklarını tanımaksızın, ifadelerine beyanlarına dahi başvurulmaksızın, mahkûm etmeye yönelik elverişli, ileride haklarında sıkıntılar oluşabilecek şekilde, yargılama mekânlarının, savcılık makamlarının, bir takım davranışlar içerisine girmesinin doğru kabul edilemeyeceğini açık bir şekilde söylemek istiyorum."

        KORU: AMAÇLARI İÇ SİYASETTE SONUÇ ALMAKTI
        Haber Saati yorumcusu Fehmi Koru da bu kararın siyasi yönüne dikkat çekti. Koru şunları söyle dedi: "Bana hiç şaşırtıcı gelmedi, sürpriz değil. Bu mahkeme yargı süreci başından itibaren, belli bir amacı gerçekleştirmek için sahneye konulmuş bir piyese de zaten benziyordu. Önceki amaç, amaçtan sapma oldu sonrasında ama önceki amaç, Türkiye’nin iç siyasetinde bekledikleri bir sonuç almaktı. Onun için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetin önde gelen bazı kişilerinin isimleri ortaya atıldı. Ama sert tepkiler alınca özellikle bizim içimizdeki uzantıları olan medya organlarının bu işi aşırıya vardırarak kendi davalarına da bir alt yapı teşkil edecek şekilde saptırması kolayca püskürtülmesini getirdi. Almanlar o istedikleri sonucu burada alamadılar.

        Görüşülen bu davanın sanki Türkiye’de Tayyip Erdoğan da o davanın kapsamı içerisindeymiş, Ak Parti’nin de vereceği hesap varmış gibi yansıtan medya organlarını kastediyorum. Ama bu tutmadı. Tutmayınca bu defa ikinci amaç. İkinci amacı da vardı bunun. Çünkü iddianameye baktığımız zaman orada aslında suçlanan kişilerden çok, hiç bir şekilde iddianamede ismi yer almaması gereken ama özellikle onlar üzerinde konuyu yoğunlaştırdıkları Kanal 7’nin yöneticilerinin isimlerini gördük.

        Şimdi gerekçeli kararda öyle anlaşılıyor ki tekrar o isimler üzerinde bir yoğunlaşma söz konusu. Şimdi bu işin uzmanı olan profesörün biraz önce verdiği bilgiler bizim de hukuk bilgilerimizi destekliyor. Eski hukukumuzda berati zimme asıldır diye ifade edilmiş ve evrensel hukukta da suçsuzluk karinesi diye adlandırılan, herkesin yargılanmadığı ve yargı tarafından mahkum edilmediği sürece suçsuz olduğunun kabul edilmesi gerektiği ilkesi burada ayaklar altına alınmış durumda.

        Ayrıca savunma hakkı da kutsaldır. Bütün evrensel hukuk sistemlerinde bu böyle kabul edilmiştir. Dolayısıyla bir yargılama süreci içerisinde yer almamış, kendilerini savunmamış insanlarla ilgili bir mahkemenin karar vermesi herhalde dünya hukuk tarihinde özellikle çağdaş olan şu dönemde ilk kez oluyor. Tamamen siyasi bir karar."

        KANAL 7 AİHM'E GİDİYOR

        Kanal 7 yönetimi, gerekçeli kararda ortaya atılan ithamlarla ilgili olarak, temel hukuk kuralları önce Alman Adalet Bakanlığı'na ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını açıkladılar. Kanal 7 yönetimi, buna ilişkin hukuki hazırlıklarını yaptıklarını ve en kısa sürede başvurunun yapılacağını duyurdular.

        Yorum

        • ATmaCA_53
          Member
          • 12-11-2004
          • 1945

          #19
          Konu: son dakika

          Originally posted by necatikaya
          Yani denizfeneri davasından mahküm olanlar suçsuzmu?Alman mahkemesi yanlış kararmı verdide hala denizfeneri savunuluyor bu kadar vurgundan sonra.İnsaf..
          Alman mahkemelerini izleyenler bilir. Hitlerin doğmasınada böyle bir karar etkili olmuştur. Bir yangın sonrasında Uydurma delillerle Muhalefetini yok etmiştir. Bir Yangın...

          hatta alman naziler türk evlerini yakıyor, yıkıyorlar, türk vatandaşlarımızı dövüp, öldürüyorlar ama mahkemenin vermiş olduğu karar ne bunları serbest bırakması, alman mahkemeleri yargılama konusunda çok zayıflar, hatta işini iyi yapamıyorlar sahte belgelere kanıp gidiyorlar

          Yorum

          İşlem Yapılıyor