İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • anterior
    Senior Member
    • 06-11-2006
    • 6453

    İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor



    Türkiye'nin kendileri için güvenilen bir ülke olduğunu söyleyen İsrail'in Ankara Büyükelçisi Levy, Gazze için oluşturulacak güç için açık konuştu.

    İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Gazze'ye uluslararası bir barış gücünün konuşlandırılmasını, ilke olarak, olası bir düzenlemenin şartı olarak gördüklerini, bu gücün Türkiye tarafından oluşturulmasını memnuniyetle karşılayacaklarını bildirdi.

    AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Levy, Gazze'de Türkiye'ye uluslararası güç oluşturma görevi verileceği haberine ilişkin bir soru üzerine, söz konusu haberden bilgisinin olmadığını ifade etti.

    Ancak prensipte, İsrail'in varılacak olası bir düzenlemede olmasını şart koşacağı hususlardan birinin, ilke olarak, uluslararası bir gücün Gazze Şeridi'ne etkin biçimde konuşlandırılması olduğunu belirten Levy, "söz konusu gücün, şu anda yaşananların tekrar etmesini önleyeceğini, bunun da öncelikle, Çin, İran, Lübnan gibi ülkelerden silah ve roketlerin sızmasının tamamen durdurulması anlamına geldiğini" kaydetti.

    Bu gücün Türkiye tarafından oluşturulması halinde bunu memnuniyetle karşılayacaklarını ifade eden Levy, "Çünkü Türkiye, Orta Doğu'da böyle bir rolü yerine getirecek kabiliyetleri üstünde barındıran, bizim güvenimize sahip bir ülke. Bu hem Türkiye, hem herkes için bir fırsat olabilir" dedi.

    Levy, bununla birlikte, bu konuda bir yargıda bulunamayacağını, çünkü haberlerin doğruluğu hakkında bilgisinin olmadığını belirtti.

    "ÇOK BASİT BİR AMACI VAR"

    Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile hazırladıkları ateşkes planını İsrail ve Filistin Yönetiminin kabul ettiği yönündeki açıklamasına ilişkin olarak da, bunu söylemek için daha erken olduğunu, ancak diplomatik faaliyetlerin sürdüğünü söyledi.

    İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in bürosundan yapılan, ateşkes önerisinin olumlu bulunduğu yönündeki açıklamayı hatırlatan Levy, Olmert'in ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, girişimin içeriği hakkında detaylı bilgi edinmek üzere danışmanlarını Mısır'a gönderdiklerini bildirdi.

    Levy, Gazze'ye düzenlenen operasyonların "çok basit" bir amacı olduğunu ifade ederek, amacın "Filistin halkını ya da Hamas'ı yok etmek değil, 1 milyon İsrailliye sürekli olarak düzenlenen roket saldırılarına son verilmesi" olduğunu öne sürdü.

    Dünyadaki hiçbir sorumlu hükümetin böyle bir duruma hoşgörü gösteremeyeceğini savunan Levy, sivillerin ölümünü gösteren fotoğraf ve görüntülerden herkes gibi kendilerinin de acı duyduğunu, ancak burada sorulması gereken sorunun, "yaşananlardan ötürü kimlerin suçlanması gerektiği sorusu" olduğunu kaydetti.

    "SİVİL ÖLÜMLERİNDEN KAÇINILMASI İMKANSIZ"

    Bu trajik duruma son vermek için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Levy, ancak bu coğrafyada ve bu demografik karakterde, sivil ölümlerden kaçınılmasının hemen hemen imkansız olduğu görüşünü dile getirdi.

    Levy, Hamas'ın okullardan, camilerden, evlerin içinden roket saldırıları düzenlediğini anlatarak, "Böyle bir durumda ne yapabilirsiniz? Halkınızı korumak için harekete geçmelisiniz, ama maalesef bazen sivil nüfus da etkileniyor" dedi.

    Aslında Gazze'deki sivil halkın, başlarına gelenlerden ötürü Hamas liderliğini suçlaması gerektiğini ifade eden Levy, bir tek sivilin ölümünün bile gerekçesi olamayacağını, ancak bu tür bir savaşta, bundan kaçınmanın hemen hemen mümkün olmadığını, örneğin Irak ve Afganistan savaşlarında, askerlerden daha fazla sayıda sivilin yaşamını yitirdiğini söyledi.

    "Hamas'ın korkakça kendi halkını esir aldığını ve onları kalkan olarak kullandığını" savunan Levy, "Durumun trajikliği bu. Bence Gazze halkının şikayet edeceği tek adres var, o da Hamas liderliği" diye konuştu.

    Levy, bir soru üzerine, Gazze krizinin İsrail-Filistin barış sürecine geçici olarak olumsuz etkisinin olacağını, ancak askıya alınan sürecin yeniden başlayacağını inancının tam olduğunu belirtti.

    Güvenlik, sınır gibi birtakım konularda farklılıklar olsa da, iki devletli çözümün her iki tarafça da kabul edildiğine dikkati çeken Levy, Türkiye ara buluculuğunda yapılan İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerinin de yeniden başlayacağına yönelik umudunu dile getirdi.

    "TÜRKİYE'NİN YAPICI ROLÜ..."

    Gazze'de yaşananların Türkiye-İsrail ilişkilerine olası etkilerine de değinen Levy, ilişkilerin iki taraf için de çok önemli olduğunu kaydederek, iki ülke arasındaki tarihi bağlara ve savunma, ticari, siyasi alanlardaki iyi ilişkilere atıfta bulundu. Levy, "O yüzden, Gazze krizi sona erdikten sonra, ki umarım kısa sürede sona erer, Türkiye'nin, bölgemizde barış sağlamaya yönelik yapıcı rolünü yerine getirebileceği bir sonraki aşamaya geçebiliriz" şeklinde konuştu.

    Levy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Olmert arasında Türkiye'de yapılan görüşmenin içeriğine dair bir soru üzerine de, görüşmelerin tümüne katılmadığını, ancak katıldığı görüşmede, Gazze'ye operasyonun gündeme gelmediğini, Olmert'in, sadece genel ifadelerle "İsrail'e karşı düzenlenen saldırılara son verilmesi gerektiği"nden söz ettiği, ancak İsrail'in niyetleriyle ilgili bilgi vermediğini aktardı.

    İsrail'in Gazze'de " ahtapot bomba" kullandığına dair iddiaların hatırlatılması üzerine de Levy, bunu kesin bir dille yalanladı. Levy, söz konusu bombanın açık alanda kullanıldığını ve "düşman güçleri" şoke edici etkisinin olduğunu, onların ellerini kaldırıp silahlarına başvurmasını önlemeyi amaçladığını anlattı.

    Bu bomba için "şok bombası" tabirinin de kullanıldığını söyleyen Levy, bu bombanın havada patlayan bir bomba olduğunu, yere kalıntılarının düştüğünü, dolayısıyla kimseyi öldürmediğini, sadece lokal yanığa yol açabildiğini anlattı.

    Bombanın televizyonda izlerken sanki yerleşim birimlerine, evlere yayılıyor gibi görüldüğünü, ancak bombanın bir evin üzerine düşse bile eve bir zarar veremeyeceğini belirten Levy, bu bombanın uluslararası yasaların savaşta kullanılmasına izin verdiği bir bomba olduğunu da söyledi.

    Levy, röportajın sonunda AA muhabirlerine, Hamas militanlarını Filistinli sivil halkın arasına karışmış bir şekilde savaşırken görüntüleyen fotoğrafları gösterdi.

    Haber7
  • fuga
    Senior Member
    • 27-08-2004
    • 6397

    #2
    Konu: İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor

    çok bekler

    Yorum

    • track__1
      Junior Member
      • 01-09-2008
      • 379

      #3
      Konu: İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor



      Atatürk Filistin konusunda ne düşünüyor, ne söylüyordu? İsrail'i, Yahudileri mi destekliyordu? Ekteki belge Atatürk'ün Avrupa'ya Filistin konusunda ultimatom verdiğini ortaya koyuyor.





      Atatürk'ün Filistin ile ilgili Haziran 1937'de TBMM'de yaptığı konuşması

      Türkçe Hâkimiyeti Milliye Gazetesi Kemal Atatürk'ün Türkiye Millet Meclisi'nde irad etmiş olduğu bir nutuktan bahsediyor. Aşağıdaki satırlar bu nutkun Filistin’e taalluk eden kısmından alınmıştır.

      "Araplar'ın Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.

      Araplar'ın arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplar'dan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.

      Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik.

      Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız.

      Cedlerimizin, Selahaddin`in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bu gün, Allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.”

      Arapça neşir : “Bombay Cronicle 27.07.1937 münteşir”
      Türkçe Neşir: Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi

      İşte o belge;







      Atattürk'çüyüm diyip filistine asker gönderilmesi karşısında bu milete e...k diyen sahsa itaf olunur buyrun filistin konsunda Atatürk'ün düşünceleri ...

      Yorum

      • ozkandonmez
        Administrator
        • 30-12-2002
        • 47398

        #4
        Konu: İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor

        track1 ve hikmet24 arkadaşlar,

        Birbirinizi kıracak sözler sarfetmeyiniz, olayların ifade edilmesindeki kullanılan kelimleri lütfen dikkatli seçerek kullanınız zira herkesin anlayışı ve ifadesi farklıdır.

        Bu kapsamda foruma ve size yakışmayan mesajlarınız kaldırılmıştır.
        Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız



        HAYDI IPTV YAPALIM

        TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

        LÜTFEN OKUYUN

        Yorum

        • hikmet24
          Member
          • 28-11-2005
          • 1724

          #5
          Konu: İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor

          saygılar

          Yorum

          • fikrimin_zikri
            Junior Member
            • 15-12-2008
            • 88

            #6
            Uzun oldu ama sabredip okursanız...

            Hangi arap/müslüman ne zaman gelmiş de bize yardım etmiş?

            Halife Sultan İngiliz'e, Fransız'a karşı CİHAD ilan edip halifelik bayrağını açtığında hangi ARAP/MÜSLÜMAN gelmiş de elini uzatmış?

            Türk'ün kanı Arab'ın kanından değersiz mi?

            Türkleri geçtik bir kalem diyelim.

            Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Çin'de Müslümanlar Hristiyanlara karşı daha düne kadar hatta halen savaşmıyor mu? Hangi Arab'ın ruhu duydu?

            Ne çabuk unutuyorsunuz?

            1998'e kadar PKK başı APO'yu barındırıp besleyen SURİYE galiba Hristiyan,
            halen kamplarına müsade eden, destek veren IRAK Budist,
            canı sıkıldığında kışın göbeğinde gazı kesip çoluk çocuğu donduran, İranda'ki Türk/Müslüman cemaat önderlerini onar onar idam eden İran Yahudi,
            1960-1980 arası TİKKO, THKP-C gibi birçok örgütün kamp açtığı Filistin'deki eğitim veren Filistinli subaylar Taoist,

            Ben mi yanlış biliyorum bu ülkelerin dinlerini? Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin. Bu ülkelerin halkı hangi milletten, dini ne?

            Unutmuşum şimdi aklıma geldi:
            %98'i Müslüman olan Türkiye'yi Almanya, Fransa, İtalya gibi Avrupa ülkeleriyle aynı kategoriye sokup %1 hac kotası ayıran,
            Türkiye'de hac için kuralar çekilip isteklilerin yarısından fazlasının gidememesine neden olan,
            Avrupa ülkelerinin kotaları yıllardır dolmadığı halde bunu bile bile kontenjanı Türkiye'ye kaydırmayan,
            Birçok vatandaşımızın Avrupa ülkeleri üzerinden Haca gitmek zorunda kalarak Avrupa şirketlerine para kazandırmasına neden olan,
            Gerçekten var olup olmadı belli bile olmayan bir Arabın (mısır) sözüne bakarak 7 kat göbekten Müslüman olan bir Türk'ün kellesini uçurmaya kalkan,
            neredeyse hiçbir müslüman ve arap ülkesiyle iyi ilişkisi olmayan,
            en iyi dostu ve müttefiki ABD olan SUUDİ ARABİSTAN hangi dinden? Mazdaist olmasın sakın?

            Ölen insanlar ve akan kan konusuna gelirsek;

            İnsan ne demek kardeşim, ben bir hayvanın bile yaşaması için elimden geleni yaparım.

            Benim asıl zoruma giden; kendimiz, özümüz dururken askerimizin tehli***e atılması.

            İnsanın mukayesesi mi olur? İnsan temelinde düşünün o zaman? Oradaki insan da şuradaki, buradaki insan değil mi?

            Filistin tarihinde ölenlerin tamamını toplasan Güneydoğuda ölen insanımızın yarısı etmez.

            Son saldırıda ölenler 500 oldu deniliyor. Bakın arşive 1997 yılında Güneydoğuda sadece 1 AYDA KAÇ KİŞİ kaybetmişiz. Açmışken bakın bakalım o zaman Arap/Müslüman kardeşlerimiz ne yapmış, nasıl tepki vermiş?
            Misal; S.Arabistan'da, Mısır'da ... kaç tane PKK'yı telin mitingi düzenlenmiş?
            Güneydoğu sınırında tampon bölge oluşturulsun, BM barış gücü gelsin denildiğinde kaç ülkeden ben asker gönderirim diye haber gelmiş?

            İsrail niye Türk Askeri istiyor onu hiç düşündünüz mü?

            Sadece en batılı en modern MÜSLÜMAN ülke olduğu için mi?

            Bizim İsrail ile ASKERİ İŞBİRLİÐİ ANLAŞMAMIZ vardır.

            Bu anlaşma ne zamn mı imzalandı. 1998 yılında. Hani KKK.nı Paşa Suriye sınırına gidp Apoyu sınırdışı etmezseniz savaş nedeni sayarız demişti ya. Suriye panikledi.
            NİYE???

            Anlaşmaya göre Türkiye bir ül***le savaşacak olursa İsrail Türkiye yanında savaşa girecek (Açın TBMM arşivi açık. Resmi gazetede metni var.)

            Üstte Türkiye altta İsrail ile savaşmayı göze alamayacağı için 1 günde def etti hain başını suriye.

            ASIL ÖNEMLİ KONU:
            Türk ordusunun tüm askeri modernizasyonu İsrail tarafından yapıldığı için bizim askerimizi çok kolay kontrol altında tutacaklar.

            Örnek mi:
            ABD müttefiki MISIR yüzlerce uçaktan oluşan hava filosuna güvenip İsrail'e meydan okudu.
            Ama bilmiyorlardı ki uçakların elektronik sistemi İsrail tarafından yapılmıştı.
            Bir tek uçak bile havalanamadı. Bir filo İsrail uçağı hepsini yerde vurdu.
            200 milyonluk arap alemine karşı 7 milyonluk İsrail savaşı 6 günde kazandı. Toprak miktarını 2 katına çıkardı.

            1967 - 6 GÜN SAVAŞI

            Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki tansiyonun artması sonucu, 5 Haziran- 11 Haziran 1967 tarihleri arasında, Ortadoğu'nun çehresini değiştiren çarpişmalar meydana geldi. Bu savaş sonucu İsrail; Mısır kontrolündeki Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi'ni, Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni ve Ürdün'ün elindeki Bati Şeria ile Doğu Kudüs'ü işgal etti.

            Savaşı ilk günü İsrail, Mısır'ın güçlü hava filosunu harekete geçemeden yoketti. 6 Gün Savaşı olarak da bilinen çarpismalar sonucu İsrail, kontrolündeki topraklari 2 kat genisletti. Elde edilen zafer hem İsrail'de, hem de destekçilerinde büyük bir güven ve iyimserlik yaratti.

            Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ise, "savaş yoluyla toprak elde etmenin kabul edilemezliğini" vurgulayan 242 no'lu kararıyla İsrail'e, işgal ettiği topraklardan çekilmesi çağrısında bulundu. BM verilerine göre, 1967 savaşının ardından 500 bin Filistinli Mısır, Lübnan, Suriye ve Ürdün'e sığınmak zorunda kaldı.
            Yani uzun sözün kısası:
            İsrail-Filistin için askerimiz gidecekse en fazla BARIŞ GÜCÜ olarak gitmeli. Çok gerekmedikçe ona da gerek yok bence.

            Benim karşı çıktığım bir konu da; "Gidelim, İsrail'i vuralım, 7 milyon adam tükürelim boğulsunlar, ben cepheye gönüllü yazılacağım. Beni seven ardımdan gelsin" diye savaş narası atanlar.

            Savaşa savaşmak için gideceksek nerede kaldı barış severliğimiz.

            (Bu arada ikide bir açın arşıve bakın diyorum ya açmışkan bir de şuna bakın: ABD'nin başı çektiği barış güçlerinin gidip de bölünmeyen bir ülke var mı?
            Vietnam?
            Kore?
            Bosna?
            Balkanlar?
            Somali?
            Irak?
            Barışa mı gidiyoruz, bölmeye mi?)

            Mustafa Kemal Atatürk'ün konuşması: "Araplar'ın Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.
            Atam konuyu çok güzel özetlemiş. Fazlasına gerek yok.

            Yorum

            • serdo
              Senior Member
              • 30-04-2006
              • 5368

              #7
              Konu: İsrail, Gazze'ye Türk gücü istiyor

              İsrail istediği için gitmemeli ama Filistin isterse gitmeli

              Yorum

              İşlem Yapılıyor
              X