Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • alize31
    Member
    • 23-04-2007
    • 758

    #61
    Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

    mesajların bir kaçı hariç hemen herkes düşüncelerini çok güzel ve seviyeli dile getirmiş.yıllardır siyonizmin ulaştığı noktalar anlatıla anlatıla adamları adeta gözümüzde putlaştırdılar.her ülkenin yönetiminde söz sahibiler,her ül***e diledikleri zaman istediklerini yaptırabilirler diye anlatıldı duruldu.mesajların bazılarında halen bu psikolojiyi görüyorum.
    gelelim asıl olaya;
    Sayın başbakan,kim ne derse desin,oyversin ya da vermesin; yaptığı iş gerçekten azımsanmayacak ölçüde.dünyanın şımarık çocuğuna öyle bir şamar attı ki inanın dün gece saat 4 ' e kadar televizyonların başındaydım.ben de başbakan'a helal olsun diyorum.binlerce insan sokaklarda çıkıp gazze için miting yaptık,ne oldu hangi avrupa,dünya hatta hangi arap televizyonunda yayınlandı. adam çıktı iki dakikada işi bitirdi.bugün bütün dünya bu olaydan bahsediyor.Demek ki neymiş,hakedene hakettiğini verecekmişsin.alnından öpüleceği öpeceksin,şımarık siyonistleri de işte böyle şamarlayacaksın.
    bu gün bir kez daha Atatürk'ün "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünü gururla hatırladım.
    TEBRİKLER RECEP TAYYİP ERDOÐAN...TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI.

    Yorum

    • SELÇUK KAYA
      Senior Member
      • 12-05-2005
      • 4809

      #62
      Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

      hassasiyetle okumanızı rica ediyorum....

      'Kimse saygısızlık yapamaz' - Hürriyet


      işte bu hepimizin başbakanı......
      teşekkürler sayın recep tayyip erdoğan...milyonlarca insanın duygularının tercumanı oldunuz.... dualarımız sizinle..

      :( sayesinde davos rajon gördü :D )

      Yorum

      • esat55
        Junior Member
        • 14-03-2006
        • 323

        #63
        Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

        Originally posted by MİDEKO View Post
        Davos’ta skandal - Oktay EKŞİ - Hürriyet


        şaşkın ördek.... sen ve senin gibilerden sadece ve sadece bu tarz yorumlar beklenir.... aydın geçinen şak şakçılar...

        yalaka bunlar birader yalaka,hemde bir numarali yalaka.patronlarinin talimatiyla yapilan yalakaliklar, baska diyecek bisey bulamiyorum.Olgun Devlet Adamligi Cizgisi yapmis israil cumhurbaskani.su terbyesizin dedigine bak.yani bizim basbakanimiz saygisizlik yapmis israil cumhurbaskani efendilik.Basbakani ne kadar sevmessen sevme,sonucta Türkiyenin Basbakani bu adam.Yalak herif

        Yorum

        • nail40
          Member
          • 20-03-2006
          • 1528

          #64
          Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

          Türkiye kısa zaman önce bir politka değişikliğine girerek bölgesel güç olduğunu yavaş yavaş göstermeye başladı her şeyden önce bölgesinde din ayrımı yapmadan yapıyor bunu bundan birkaç ay önce rusya nın gürcistan ı işgaline nasıl tepki verdiyse binlerce insanı öldüren katil bir devlete de öyle cevap verdi bundan sonra da vereceğini değerlendiriyorum.

          Uzun yılardır ükemizin neden dış politikasının olmadığını söyler dururduk işte dış politika işte bölgesel güç

          Ancak şunu belirteyim ki bazı medya grupları malesef olayı çarpıtarak sözde aydın geçinen karanlık yazarlar kendi başbakanlarını kötülerken katil bir devletin cumhurbaşkanını hiç bir şekilde yermiyorlar hatta öyleki israil in kuruluş tarihinde kurulan adı hürriyet olan bir gazetemizin yazarı israil cumhurbaşkanını överken kendi başbakanını kötülüyor. malum medya grubu üstüne düşeni fazlasıyla yaparak ülkemizin önünü kesmeye devam etmek istiyor. Ancak gün onların günü değil inşallah da hiç bir zamanda onlara gün doğmayacak. İsrail devletinin terbiyesiz cumhurbaşkanın yaptığı terbiyesizliği malesef malum basın grubu yine görmezlikten geldi.
          Bir insan olarak filistinde devlet zulmünü uğrayan beşikteki bebeği öldürmekten çekinmeyen kitle imha silahlarını dünyanın gözü önünde kullanan katil devlete dur diyen birisi çıktı.
          Şunu da belirteyim ki yahudilere karşı asla bir kinim yok onların bir insan olduğunu bilerek yazıyorum bunları ancak israil devletinin yaptığı zulmü de görmezlikten gelemem zira Allah'tan korkarım.
          Zülme karşı direnen başbakanımız Allah korusun, daima zaferler nasip eylesin
          Son düzenleme nail40; 31-01-2009, 00:13.

          Yorum

          • rubberman
            Member
            • 13-02-2006
            • 1992

            #65
            Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

            Bismillâhirrahmânirrahîm... İman edenlere düşmanlıkta insanların en şiddetlisi olarak Yahûdîleri ve şirk koşanları bulursun (Mâide Sûresi 82. âyet-i kerîme) Bismillâhirrahmânirrahîm... Ey İman edenler! Yahûdî ve Hıristiyanları velî/yakın dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin velîleridir. Sizden kim onları velî kabul ederse o da onlardandır. Allah, zâlim topluma hidâyet vermez. (Mâide Sûresi 51. âyet-i kerîme)

            Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiyi Tebrik ediyor.Milletimizi temsil ettiği asil duruşunu muhafaza ettiği için Teşekkür ediyorum.

            Yorum

            • kanarya1958
              Member
              • 01-06-2008
              • 1306

              #66
              Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

              ben diyorumki isterlerse bize ambargo koysunlar, yiyosa tabi, bunlar ancak bizim milletimizi uyandırır ve ruhumuz onlara yeter bu güne kadar, adamlara yalakalık yaptıkta ne oldu, demokrasi dedikleri şey, insan hakları dedikleri, ticaret antlaşmaları, ekonemik kararların bize ne faydası oldu, sonuç oertada üretmiyen bir toplum milyar dolarlarca borç, bu bizi geri kalmışlığa iter..

              Yorum

              • KüR_ÞaD
                Junior Member
                • 22-09-2007
                • 194

                #67
                Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                Neyine ambargo koyacaklar ki; Zaten aldığımız sattığımız malların geneli onların malları yemezzz.İşte biz de bunu bilelim bundan sonra hep..

                Yorum

                • black belt
                  Senior Member
                  • 08-06-2004
                  • 6523

                  #68
                  Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                  Originally posted by KüR_ŞaD View Post
                  Neyine ambargo koyacaklar ki; Zaten aldığımız sattığımız malların geneli onların malları yemezzz.İşte biz de bunu bilelim bundan sonra hep..
                  bu amerikkya adam olmaz kardeşim... blush
                  izzrail değil de kendi kendini yönetmedikçe...

                  bu da mümkün değil..amerikkyayı para yönetiyor...(yanii izzrail)

                  amerikkyayı esas sahibi olan kızılderililer yönetmedikçe amerikkya adam olmazzz....
                  kafayı değiştirmez... zalimin yanında yer alır...2X2 =4

                  Ayıdan post, amerikanya'dan dost olmaz....(Ata ve Torun sözü)

                  Selam...
                  Son düzenleme black belt; 31-01-2009, 19:45.

                  Yorum

                  • zigana
                    Senior Member
                    • 26-01-2004
                    • 3796

                    #69
                    Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                    şimdi başbakanımızın tavrını ülkemiz başbakanına yapılan bir saygısızlıgı ülkemize yapılmış olarak algıladıgımdan takdirle karşılıyorum.

                    yapılması gereken bir hareketti ve başbakanımız yaptı.yaparken iyide aklıma şu sorular takılmadı değil

                    bu hareket kendisine yapılan bir saygısızlıga karşı mı yoksa ül***e karşı yapılan saygısızlıga karşı mı cevap buldu

                    gazzede öldürülen şehitlere karşı yapılan bu dayanışma neden yıllarca ırakta sucsuz yere oldürülen şehitler için yapılmadı.

                    acaba bişeylerin bugun ters gittiği düşünülebilir mi.

                    secimler babında
                    yada orta doguda ki ülkelerin yeri babında

                    Yorum

                    • nail40
                      Member
                      • 20-03-2006
                      • 1528

                      #70
                      Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                      küçücük israil'den korkanlara bakıyorum da şöyle haykırmak istiyorum "ey şanlı ecdadımızın torunları ,dedelerimizin dünyayı titrettiğini unutma, haydi kaldır artık başını da bir de sen titret dünyayı o cesaret, o bilgi, o tarih senin kanında var isteselerde istemeseler de yeri vakti geldiğinde titreteceksin tekrar dünyayı"

                      Yorum

                      • dejdoibrahim
                        Junior Member
                        • 27-02-2007
                        • 66

                        #71
                        Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                        Originally posted by rubberman View Post
                        Bismillâhirrahmânirrahîm... İman edenlere düşmanlıkta insanların en şiddetlisi olarak Yahûdîleri ve şirk koşanları bulursun (Mâide Sûresi 82. âyet-i kerîme) Bismillâhirrahmânirrahîm... Ey İman edenler! Yahûdî ve Hıristiyanları velî/yakın dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin velîleridir. Sizden kim onları velî kabul ederse o da onlardandır. Allah, zâlim topluma hidâyet vermez. (Mâide Sûresi 51. âyet-i kerîme)

                        Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiyi Tebrik ediyor.Milletimizi temsil ettiği asil duruşunu muhafaza ettiği için Teşekkür ediyorum.
                        iyi güzelde yazdıklarınız, madem dinen uygun değil sayın erdoğan ortak pazar üyeliğimizden vazgeçtiğimizi söyleseydi daha şık olmazmıydı, imf al paranı kafana çal diyebilirdi neden acaba yapamadı

                        Yorum

                        • MentaL
                          *Security
                          • 01-03-2004
                          • 8134

                          #72
                          Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                          Originally posted by dejdoibrahim View Post
                          iyi güzelde yazdıklarınız, madem dinen uygun değil sayın erdoğan ortak pazar üyeliğimizden vazgeçtiğimizi söyleseydi daha şık olmazmıydı, imf al paranı kafana çal diyebilirdi neden acaba yapamadı

                          Yapamadı çünkü kendi insiyatifi ile olacak bir şey değildi..
                          yapamadı çünkü sinirlerine hakim olamayıp hadi len defolun diyecek bir yetkiye yeteri kadar sahip değil.
                          ne zaman yapar dünyada süper güç olunca ne zaman yapar dışa bağımlılık kesilince.. extradan yazmama gerek varmı..

                          Yorum

                          • zigana
                            Senior Member
                            • 26-01-2004
                            • 3796

                            #73
                            Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                            enteresan



                            alıntı


                            ANALAR NE "DAVOS FATİHLERİ" DOÐURUYOR!


                            29 Mart 2009 tarihi, Recep Tayyip Erdoğan'ın son aylardaki davranışlarında yatan şifrenin çözümünü sağlayacak kod olmaktadır.

                            Son aylarda yoğunlaşan ve seçim tarihi yaklaştıkça eylem ve söylemlerinde tribünlere oynayan davranışlarındaki artışlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın kitleleri etkilemek ve seçimlere yönelik yatırımı olarak değerlendirilmektedir.

                            Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaset hayatı buna benzer örneklerle doludur.

                            Yaptıkları ile söyledikleri, söyledikleri ile yaptıkları hep çelişkili bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir.

                            PKK'nın siyasi kanadı olduğunu inkâr etmeyen DTP ile koalisyon yapabileceğini söyleyecek ve aynı kavramları kullanacak kadar onlara yakınken, DTP'ye karşı sözde savaş açması, K.K.T.C'nin kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ı Annan Planı çerçevesinde devirip yerine "Benim Anavatanım Türkiye değil, doğup büyüdüğüm Kıbrıs'tır", "Çözümsüzlük mutlaka aşılmalıdır. Bu nedenle statükoyu değiştirmek, bir yurttaşlık görevidir. Bu statükoyu değiştirmek için de statükonun derebeylerini değiştirmemiz gerekiyor", "KKTC'nin hukuk bir varlık olarak tanınmasını istemiyorum", "KKTC'nin tanınması politikası, peşinen başarısızlıktır." zihniyetindeki Talat'ı getiren ve K.K.T.C'ni Rumlara teslim edecek kadar tavizler verirken, geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs'taki Türk askerini "işgalci" olarak nitelendiren Rum parlamentere sert çıkış yapması ve İsrail'i koruyan Büyük Ortadoğu Projesi'nde "Eşbaşkanlık" görevini yürüttüğü ve Yahudi kuruluşlardan iki kere "Yahudi Cesaret Ödülü" almasına, İsrail'in masum insanlara yönelik vahşetleri karşısında konuşmaktan başka hiçbirşey yapmadığı halde, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik söylediği sözler ve ortaya koyduğu davranışlar çelişkili ve oy devşirmeye yönelik olduğu akıl sahibi herkes tarafından görülmektedir.

                            Her şeyden önce AKP'nin siyasi profilini çok dikkatli yorumlamak lazımdır. AKP'nin kuruluş aşamasının ABD'deki Yahudi lobilerinden alınan icazetle gerçekleştiğini hatırlatıp 22 Temmuz seçimlerinden önce AKP'nin yine tek başına iktidarda kalması gerektiğini ABD, İsrail, Barzani, Talabani, PKK, Rumlar, Ermeniler yaptıkları açıklamalarla dile getirmiş ve bu yönde temennilerini vurgulamışlardı.

                            AKP'nin iktidarda kalmasını isteyenlere baktığımızda, AKP'nin kimlere siyasi taşeronluk yaptığını da çok rahatlıkla anlayabiliriz.

                            Davos'ta Şimon Peres'e fırça atan ve toplantıyı terk eden Recep Tayyip Erdoğan'ın bu tavrı dünya kamuoyunda yankılandığı gibi, Türkiye'de de medya manşetleri ile şu şekilde karşılandı:"Helal Olsun", "Biri Bunları Söylemeliydi", "Rest ve Özür", "Küstah Peres'e Tokat", "Davos'ta Kasımpaşa Havası", "İsrail'e Osmanlı Tokadı", "Davos Ruhu Öldü", "Davas'to Şok", "Tarihi Rest", "Davos'ta Tavır", "Tarihi Tokat", "Davos'ta Tarihi Türk Şamarı", "Erdoğan'dan Peres'e Tarihi Ders", "Erdoğan Sert Çıktı", "Zirve Buz Kesti."

                            Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki tavır ve davranışları, 29 Mart 2009 seçimleri öncesi zaten bu manşetleri attırabilmek adına idi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu manada hünerini gösterip başarılı olmuştur.

                            ABD-İsrail çizgisinde yürüyüp onların işgal projelerinde görev alıp milyonlarca masum ve mazlum Müslüman'ın öldürülmesinde vebal sahibi olup ta şimdi İsrail'e gösterdiği beş dakikalık söylem tavrı yüzünden kahraman ilan edilebilmek gerçekten de hüner isteyen bir başarıdır.

                            ABD'nin işgal projesi olan BOP'da "Eşbaşkanlık" görevini kabul edip bir milyondan fazla Müslüman'ı öldüren ve bir o kadarını sakat, evsiz, anasız, babasız bırakan ABD askerlerine "ABD'nin Irak'ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız" (31 Mart 2003) şeklinde mektuplar yazan, ABD askerilerinin 11 Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde (4 Temmuz 2003) buna karşılık en azından nota verilmesi gerektiğini söyleyenlere "Müzik notası'mı bu?" diyen, Barzani ve Talabani isimli iki çapulcu Kürdistan'ı kurma yolunda sürekli Türkiye'yi tehdit ettiğinde, onlarla "kardeşim, dostum" diye halen kucaklaşmayı sürdüren sanki Recep Tayyip Erdoğan değilmiş gibi, şimdi onun kahraman ilan edilmesi traji-komik hadise değil de nedir?

                            Recep Tayyip Erdoğan, Davos'tan Türkiye'ye dönüşünde kendisini karşılayan kalabalıklara "Biz kabile reisi değiliz. Türkiye cumhuriyetinin başbakanıyız. İtibarı korumak muhalefetin ve bütün kurumların görevidir. Bazı kesimlerde panik havası var. Başkaları ne der. Türkiye ne yapan ne değil ne der. Gücünü bilemeyen baş eğen anlayış bizim karakterimiz değil. Bizim dışişleri anlayışımız başkalarının ne diyeceği anlayışı üzerine kurulu değil, gündemi belirlenen bir ülke olmak üzere kurulan bir ülke değil, bizim dışişleri anlayışımız bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu." Gibisinden cümlelerle AKP'nin gerçek politikasından uzak bol bol nutuk atmıştır. Ama bu nutukları sıralayan Recep Tayyip Erdoğan yukarıda örnek verdiğimiz olaylar karşısında, ABD'nin, Barzani'nin, Talabani'nin yanında saf tutmuştur. Türk milleti oynanan oyunları görmeli ve bu sözde kahramanlıkların aslında birer oyundan ibaret olduğunu anlamalıdır.

                            Geçtiğimiz haftalarda Türkiye genelinde gerçekleşen İsrail'i protesto mitinglerinde "Kahrolsun İsrail, İşbirlikçi AKP" sloganları atılırken, İsrail-AKP ilişkileri yüzünden muhalefet partileri AKP'yi köşeye sıkıştırmışken, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından beş gün önce İsrail Başbakanı Olmert'le Ankara'da hangi içerikte görüşmeler yaptıklarını kamuoyuna açıklayamazlarken şimdi "Davos Fatihi" olmak nasıl izah edilir ki?

                            Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu davranışlar duygusal olarak değerlendirildiğinde İsrail'in vahşetlerine tepki gösteren herkesi etkileyebilir ama bu tavır gerçekçi olduğunda anlam kazanır.

                            Fakat AKP her ne kadar ABD-İsrail ekseninde politikalara hizmet ederse etsin, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in ve oturum yöneticisinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına sesini yükseltmesi, saygısızca davranışlarda bulunması kabul edilecek bir durum değildir. Recep Tayyip Erdoğan'ın onların projelerinde görev alıp onların çizgisinde politikalar uygulaması bu manzaraların sebebi olsa da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin "Tartışma esnasında taşıdığı sorumluluk ve makama yönelik olarak aşağılayıcı ve nezaketsiz tavırlara maruz kalan Başbakan Erdoğan'ın aziz milletimiz adına gösterdiğini düşündüğümüz tepkileri, yöntemleri tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir." şeklindeki bakış açısı ile olayı değerlendirmek, Türkiye'nin onuru açısından önemlidir.

                            Şimon Peres ve oturum başkanının küstahlığına gösterilen tavır doğru tavırdır ama inandırıcı değildir, çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar Türkiye'yi aşağılayan hiçbir küstahlığa bu tavırları gösterdiği görülmemiştir. 29 Mart 2009 yerel seçimleri bu davranışları bilinçli bir şekilde tetiklemiştir, AKP'nin zihniyet haritasına baktığımızda devamı gelmeyecektir ve 29 Mart 2009 akşamı seçimden başarılı çıkarsa zaten herşey daha net anlaşılacaktır.

                            MHP Lideri Devlet Bahçeli, Davos'ta Başbakana yönelik yapılan küstahlığa konulan tepkiye destek vermiş ve aynı zamanda AKP'nin yapamayacağı bir çağrıda da bulunmuştur. Sayın Devlet Bahçeli açıklamasında "Türk milleti, "Ben kabile reisi değilim. T.C. Başbakanıyım. Ülkemin saygınlığını ve onurunu korumam için ne gerektiyse onu yaptım" diyen Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta başlattığı ve kendisi için bir ilk olan bu duruşunu, kendi eseri olan önümüzdeki ağır sorunlar karşısında da sergilemesini beklemektedir. Dik durma ve onurlu tavır gösterme sırası, artık Ortadoğu'dan ülkemizin gerçeklerine bir an önce gelmeli, yıllardır hükümet tarafından tek taraflı tavizler verilerek onurumuzun zedelendiği milli meselelerimiz sürüklendiği darboğazdan acilen çıkartılmalıdır.
                            Bu nedenle milli bir duruş göstermek için sıra;
                             Terörle mücadele ve Türkmenlere sahip çıkılması konusunda Barzani;
                             Sözde soykırım iddialarına karşı Ermenistan;
                             Kıbrıs Türklüğünün mücadelesinde Rum Yönetimi ve Yunanistan;
                             Taviz ve dayatma listelerine karşı Avrupa Birliği;
                             Bölgesel tehdit ve zorlamalar için ise ABD ile olan ilişkilere gelmiştir. "
                            demiştir.

                            Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konularda milli duruş sergilemesi mümkün değildir. Çünkü 57.hükümete operasyon yapılarak, AKP'nin iktidar yapılması, bu konularda AKP'nin küresel güçlerin safında hizmet etmesi içindir. O yüzden AKP'ye küresel taşeron sıfatı verilmiştir. O da layıkı ile bu sıfatın hakkını vermiştir.

                            O yüzden milli duruşu AKP'nin politikalarında görmek ve o politikaların Türkiye'de uygulandığına şahit olmak imkânsızdır.

                            Milli duruş tavrını, Davos'ta yaşanan olaydan daha farklı değerlendirmek gerekmektedir. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta sergilediği davranışları, masum ve mazlum insanlara sahip çıkmak adına değil, seçimlerde oya dönüştürme adınadır.

                            Sanki Davos'ta her şey kurgulanmış gibi gerçekleşmiştir. Recep Tayyip Erdoğan dünyanın gözü önünde reklâm kokan davranışlar sergiliyor, eşi Emine Erdoğan her zaman yaptığı gibi ağlayarak destek veriyor, Başbakan Türkiye'ye dönüyor havaalanında ilk yazılı açıklaması hazır, onu yapıyor, daha sonra basın toplantı salonundan ayrılıyor, dışarı çıkıyor burada gecenin bir yarısında toplatılmış kalabalıklara yine yazılı hazırlanmış konuşmasını yapıyor ve vurgularını özellikle 29 Mart 2009 seçimlerine odaklıyordu.

                            Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos'ta dünya kamuoyunun yakından ve dikkatle izlediği bir tavır sergiliyor, bu manada tarafsız ve çıkarsız bir milli duruş sergilemesi gerekirken Türkiye'ye adım atar atmaz Davos'taki tavrını 29 Mart seçimlerine bağlayarak "Bizi bölmeye çalışanlar var. Bu oyunlara da gelmeyeceğiz. 22 Temmuz'dan önce bunu yapmaya kalktılar ama siz cevabını verdiniz. Şimdi de 29 Mart'ta bunun cevabını vereceksiniz." şeklinde siyasi rant peşinde koşan duruşunu bir kez daha göstermiş olmaktadır. Yani mesele İsrail'in vahşetlerine karşıtlık adına samimiyet değil, 29 Mart 2009 seçimlerine yönelik oy devşirebilme sanatını sergilemektir.

                            Toplanan kalabalıkların eline "Davos Fatihi Hoş geldin, Dünya lider görsün" gibi pankartlar tutuşturulması ve Ülkücülerin kendi liderleri için kullandığı "Durma, ilerle Türk milleti seninle" sloganını "Dik dur eğilme, Türk milleti seninle" şeklinde değiştirip havaalanında toplanan kalabalıkların bağırttırılması da Davos Fatihi(!) Tayyip'in karşılanmasındaki renkli ve mizah yüklü manzaralar olmuştur.

                            Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel odakların şekillendirdiği projelerde, kendisine verilen konuma göre hareket ettiği düşünüldüğünde, İsrail'e yönelik Davos'taki tavrı gelip-geçici ve iç politikaya dönük davranıştır.

                            13 Kasım 2007 Salı günü TBMM'de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i ayakta alkışlayan kişinin yine aynı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu hatırlatmakta fayda vardır ve Davos'taki Şimon Peres'e "Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" şeklindeki tavrının 29 Mart 2009 yerel seçimler için özellikle kurgulandığını ve İsrail'in vahşetlerine yönelik Türkiye'de oluşan öfke dolu tepkileri bu seçim sathında potansiyel olarak oya dönüştürme çabalarından başka bir şey değildir.

                            2009'da "Adam öldürmeyi çok iyi bilen" İsrail, 2007'de adam öldürmeyi sürdürmüyor muydu?

                            İsrail'in Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Abdullah Gül'ün resmi davetlisi olarak geldiği 13 Kasım 2007 tarihinde Müslüman Türkiye'nin Millet Meclisi'nde ayakta alkışlarla kürsüye çıkartılırken, elinde Filistin halkının kan izleri yok muydu, yoksa bu izler 2009 yılında ve yerel seçimlere iki ay kala mı oluştu?

                            İsrail'in Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in bu şekilde karşılanmasına Türkiye'de tepkiler oluştuğu gibi, Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ziyareti de aynı oranda tepkiler almıştı.

                            Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu İsrail ziyaretine FAS'taki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sadettin Osmanî'den mektuplu eleştiri gelmişti.

                            İşte o mektup:

                            "T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan
                            Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatüh
                            Siyonist liderlerine yaptığınız ziyareti hayretle ve esefle izledik... Halbuki; siz bir basın açıklamanızda İsrail'in masum Filistin aleyhine işlediği cürümleri 'Devlet Terörü' olarak nitelendirmiştiniz...
                            Aynı şekilde Filistin halkının kanlarının elinde henüz daha kuramadığı Şaron'la biraraya gelmenizi de hayretle takip ettik.
                            Biz bu ziyaretin Filistin halkına hiçbir şekilde faydası olmadığına itibar ediyoruz. Bilakis, yargılanması gereken bir savaş suçlusunun elini sıkmanız, Şaron'u yüreklendirmiştir.."


                            O dönem bile İsrail'le olan ilişkileri yüzünden Fas'ın AKP'sinden bu tepkiyi alan, Türkiye'nin AKP'sinin şimdi İsrail'e karşı kendi iç politikasını etkilemeye yönelik reklâm kokan davranışlarının pek itibar edilecek yönü yoktur.

                            Kurulduğu günden bu yana İsrail'le "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkılarını söyleyerek, bunu uygulamalı olarak göstermiş olan AKP'nin, ABD'ye rağmen İsrail'e yaptırım uygulayabilmesi mümkün değildir.

                            AKP'nin İsrail'i koruma projelerinde görevini sürdürebilmesi için Türkiye'de siyasi gücünü korumasını lazımdır. Bunun içinde Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e o rol yüklü tepkiyi Recep Tayyip Erdoğan'ın vermesi ve Türkiye'ye dönüşünde Davos Fatihi olarak karşılanması gerekiyordu... Ne demiş Hacı Bektaş-ı Veli "Bizler lafa, söze değil; içe, öze bakarız"

                            Aldatılan, kandırılan kitleler yine büyük bir oy oranı oluşturup AKP'nin mevcut gücünü korursa, kazanan yine ABD ve İsrail olacaktır.

                            BOP Eşbaşkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin de Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan "Davos benim için bitmiştir" tepkisi sonrası toplantıyı terk etmiş, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres de ardından telefon açmış "Dostlar arasında böyle şeyler olur, bugün olanlar için son derece üzgünüm." diyerek, telefon görüşmesinin son bölümü ise şöyle bitmişti:

                            Erdoğan; Telefonunuz için teşekkür ederim Sayın Cumhurbaşkanı.

                            Peres; Ben de size teşekkür ediyorum iyi yolculuklar dilerim.


                            "Durmak yok, yola devam" halleri anlayacağınız...

                            Biz de, Türk milletine 29 Mart 2009 seçimlerine doğru hayırlı yolculuklar diliyoruz. Çünkü Türkiye'nin geleceği için AKP'nin oyunlarının bozulacağı tarih bu yolculukta sonuçlanacaktır.



                            " Analar Ne "Davos Fatihleri" Doğuruyor! - EtikHaber - Doğru Haberin Adresi "

                            Yorum

                            • anterior
                              Senior Member
                              • 06-11-2006
                              • 6453

                              #74
                              Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                              Originally posted by zigana View Post
                              Bu nedenle milli bir duruş göstermek için sıra;
                               Terörle mücadele ve Türkmenlere sahip çıkılması konusunda Barzani;
                               Sözde soykırım iddialarına karşı Ermenistan;
                               Kıbrıs Türklüğünün mücadelesinde Rum Yönetimi ve Yunanistan;
                               Taviz ve dayatma listelerine karşı Avrupa Birliği;
                               Bölgesel tehdit ve zorlamalar için ise ABD ile olan ilişkilere gelmiştir. "
                              Tespitler çok doğru. Fazlası da eklenebilir. Ancak Sn.Başbakan, cevabını iki hafta öncesinden vermişti:

                              "Bizden önce sen vardın iktidarda, sen niye kesmedin? Bir defa biliyorsunuz, beni affedin, bekara karı boşamak kolaydır. Hesabı iyi yapın"

                              Yorum

                              • ATmaCA_53
                                Member
                                • 12-11-2004
                                • 1945

                                #75
                                Konu: Son Dakika: Erdoğan Davos'u Terketti

                                Originally posted by zigana View Post
                                enteresan



                                alıntı


                                ANALAR NE "DAVOS FATİHLERİ" DOÐURUYOR!


                                29 Mart 2009 tarihi, Recep Tayyip Erdoğan'ın son aylardaki davranışlarında yatan şifrenin çözümünü sağlayacak kod olmaktadır.

                                Son aylarda yoğunlaşan ve seçim tarihi yaklaştıkça eylem ve söylemlerinde tribünlere oynayan davranışlarındaki artışlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın kitleleri etkilemek ve seçimlere yönelik yatırımı olarak değerlendirilmektedir.

                                Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaset hayatı buna benzer örneklerle doludur.

                                Yaptıkları ile söyledikleri, söyledikleri ile yaptıkları hep çelişkili bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir.

                                PKK'nın siyasi kanadı olduğunu inkâr etmeyen DTP ile koalisyon yapabileceğini söyleyecek ve aynı kavramları kullanacak kadar onlara yakınken, DTP'ye karşı sözde savaş açması, K.K.T.C'nin kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ı Annan Planı çerçevesinde devirip yerine "Benim Anavatanım Türkiye değil, doğup büyüdüğüm Kıbrıs'tır", "Çözümsüzlük mutlaka aşılmalıdır. Bu nedenle statükoyu değiştirmek, bir yurttaşlık görevidir. Bu statükoyu değiştirmek için de statükonun derebeylerini değiştirmemiz gerekiyor", "KKTC'nin hukuk bir varlık olarak tanınmasını istemiyorum", "KKTC'nin tanınması politikası, peşinen başarısızlıktır." zihniyetindeki Talat'ı getiren ve K.K.T.C'ni Rumlara teslim edecek kadar tavizler verirken, geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs'taki Türk askerini "işgalci" olarak nitelendiren Rum parlamentere sert çıkış yapması ve İsrail'i koruyan Büyük Ortadoğu Projesi'nde "Eşbaşkanlık" görevini yürüttüğü ve Yahudi kuruluşlardan iki kere "Yahudi Cesaret Ödülü" almasına, İsrail'in masum insanlara yönelik vahşetleri karşısında konuşmaktan başka hiçbirşey yapmadığı halde, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik söylediği sözler ve ortaya koyduğu davranışlar çelişkili ve oy devşirmeye yönelik olduğu akıl sahibi herkes tarafından görülmektedir.

                                Her şeyden önce AKP'nin siyasi profilini çok dikkatli yorumlamak lazımdır. AKP'nin kuruluş aşamasının ABD'deki Yahudi lobilerinden alınan icazetle gerçekleştiğini hatırlatıp 22 Temmuz seçimlerinden önce AKP'nin yine tek başına iktidarda kalması gerektiğini ABD, İsrail, Barzani, Talabani, PKK, Rumlar, Ermeniler yaptıkları açıklamalarla dile getirmiş ve bu yönde temennilerini vurgulamışlardı.

                                AKP'nin iktidarda kalmasını isteyenlere baktığımızda, AKP'nin kimlere siyasi taşeronluk yaptığını da çok rahatlıkla anlayabiliriz.

                                Davos'ta Şimon Peres'e fırça atan ve toplantıyı terk eden Recep Tayyip Erdoğan'ın bu tavrı dünya kamuoyunda yankılandığı gibi, Türkiye'de de medya manşetleri ile şu şekilde karşılandı:"Helal Olsun", "Biri Bunları Söylemeliydi", "Rest ve Özür", "Küstah Peres'e Tokat", "Davos'ta Kasımpaşa Havası", "İsrail'e Osmanlı Tokadı", "Davos Ruhu Öldü", "Davas'to Şok", "Tarihi Rest", "Davos'ta Tavır", "Tarihi Tokat", "Davos'ta Tarihi Türk Şamarı", "Erdoğan'dan Peres'e Tarihi Ders", "Erdoğan Sert Çıktı", "Zirve Buz Kesti."

                                Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki tavır ve davranışları, 29 Mart 2009 seçimleri öncesi zaten bu manşetleri attırabilmek adına idi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu manada hünerini gösterip başarılı olmuştur.

                                ABD-İsrail çizgisinde yürüyüp onların işgal projelerinde görev alıp milyonlarca masum ve mazlum Müslüman'ın öldürülmesinde vebal sahibi olup ta şimdi İsrail'e gösterdiği beş dakikalık söylem tavrı yüzünden kahraman ilan edilebilmek gerçekten de hüner isteyen bir başarıdır.

                                ABD'nin işgal projesi olan BOP'da "Eşbaşkanlık" görevini kabul edip bir milyondan fazla Müslüman'ı öldüren ve bir o kadarını sakat, evsiz, anasız, babasız bırakan ABD askerlerine "ABD'nin Irak'ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız" (31 Mart 2003) şeklinde mektuplar yazan, ABD askerilerinin 11 Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde (4 Temmuz 2003) buna karşılık en azından nota verilmesi gerektiğini söyleyenlere "Müzik notası'mı bu?" diyen, Barzani ve Talabani isimli iki çapulcu Kürdistan'ı kurma yolunda sürekli Türkiye'yi tehdit ettiğinde, onlarla "kardeşim, dostum" diye halen kucaklaşmayı sürdüren sanki Recep Tayyip Erdoğan değilmiş gibi, şimdi onun kahraman ilan edilmesi traji-komik hadise değil de nedir?

                                Recep Tayyip Erdoğan, Davos'tan Türkiye'ye dönüşünde kendisini karşılayan kalabalıklara "Biz kabile reisi değiliz. Türkiye cumhuriyetinin başbakanıyız. İtibarı korumak muhalefetin ve bütün kurumların görevidir. Bazı kesimlerde panik havası var. Başkaları ne der. Türkiye ne yapan ne değil ne der. Gücünü bilemeyen baş eğen anlayış bizim karakterimiz değil. Bizim dışişleri anlayışımız başkalarının ne diyeceği anlayışı üzerine kurulu değil, gündemi belirlenen bir ülke olmak üzere kurulan bir ülke değil, bizim dışişleri anlayışımız bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu." Gibisinden cümlelerle AKP'nin gerçek politikasından uzak bol bol nutuk atmıştır. Ama bu nutukları sıralayan Recep Tayyip Erdoğan yukarıda örnek verdiğimiz olaylar karşısında, ABD'nin, Barzani'nin, Talabani'nin yanında saf tutmuştur. Türk milleti oynanan oyunları görmeli ve bu sözde kahramanlıkların aslında birer oyundan ibaret olduğunu anlamalıdır.

                                Geçtiğimiz haftalarda Türkiye genelinde gerçekleşen İsrail'i protesto mitinglerinde "Kahrolsun İsrail, İşbirlikçi AKP" sloganları atılırken, İsrail-AKP ilişkileri yüzünden muhalefet partileri AKP'yi köşeye sıkıştırmışken, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından beş gün önce İsrail Başbakanı Olmert'le Ankara'da hangi içerikte görüşmeler yaptıklarını kamuoyuna açıklayamazlarken şimdi "Davos Fatihi" olmak nasıl izah edilir ki?

                                Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu davranışlar duygusal olarak değerlendirildiğinde İsrail'in vahşetlerine tepki gösteren herkesi etkileyebilir ama bu tavır gerçekçi olduğunda anlam kazanır.

                                Fakat AKP her ne kadar ABD-İsrail ekseninde politikalara hizmet ederse etsin, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in ve oturum yöneticisinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına sesini yükseltmesi, saygısızca davranışlarda bulunması kabul edilecek bir durum değildir. Recep Tayyip Erdoğan'ın onların projelerinde görev alıp onların çizgisinde politikalar uygulaması bu manzaraların sebebi olsa da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin "Tartışma esnasında taşıdığı sorumluluk ve makama yönelik olarak aşağılayıcı ve nezaketsiz tavırlara maruz kalan Başbakan Erdoğan'ın aziz milletimiz adına gösterdiğini düşündüğümüz tepkileri, yöntemleri tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir." şeklindeki bakış açısı ile olayı değerlendirmek, Türkiye'nin onuru açısından önemlidir.

                                Şimon Peres ve oturum başkanının küstahlığına gösterilen tavır doğru tavırdır ama inandırıcı değildir, çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar Türkiye'yi aşağılayan hiçbir küstahlığa bu tavırları gösterdiği görülmemiştir. 29 Mart 2009 yerel seçimleri bu davranışları bilinçli bir şekilde tetiklemiştir, AKP'nin zihniyet haritasına baktığımızda devamı gelmeyecektir ve 29 Mart 2009 akşamı seçimden başarılı çıkarsa zaten herşey daha net anlaşılacaktır.

                                MHP Lideri Devlet Bahçeli, Davos'ta Başbakana yönelik yapılan küstahlığa konulan tepkiye destek vermiş ve aynı zamanda AKP'nin yapamayacağı bir çağrıda da bulunmuştur. Sayın Devlet Bahçeli açıklamasında "Türk milleti, "Ben kabile reisi değilim. T.C. Başbakanıyım. Ülkemin saygınlığını ve onurunu korumam için ne gerektiyse onu yaptım" diyen Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta başlattığı ve kendisi için bir ilk olan bu duruşunu, kendi eseri olan önümüzdeki ağır sorunlar karşısında da sergilemesini beklemektedir. Dik durma ve onurlu tavır gösterme sırası, artık Ortadoğu'dan ülkemizin gerçeklerine bir an önce gelmeli, yıllardır hükümet tarafından tek taraflı tavizler verilerek onurumuzun zedelendiği milli meselelerimiz sürüklendiği darboğazdan acilen çıkartılmalıdır.
                                Bu nedenle milli bir duruş göstermek için sıra;
                                 Terörle mücadele ve Türkmenlere sahip çıkılması konusunda Barzani;
                                 Sözde soykırım iddialarına karşı Ermenistan;
                                 Kıbrıs Türklüğünün mücadelesinde Rum Yönetimi ve Yunanistan;
                                 Taviz ve dayatma listelerine karşı Avrupa Birliği;
                                 Bölgesel tehdit ve zorlamalar için ise ABD ile olan ilişkilere gelmiştir. "
                                demiştir.

                                Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konularda milli duruş sergilemesi mümkün değildir. Çünkü 57.hükümete operasyon yapılarak, AKP'nin iktidar yapılması, bu konularda AKP'nin küresel güçlerin safında hizmet etmesi içindir. O yüzden AKP'ye küresel taşeron sıfatı verilmiştir. O da layıkı ile bu sıfatın hakkını vermiştir.

                                O yüzden milli duruşu AKP'nin politikalarında görmek ve o politikaların Türkiye'de uygulandığına şahit olmak imkânsızdır.

                                Milli duruş tavrını, Davos'ta yaşanan olaydan daha farklı değerlendirmek gerekmektedir. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta sergilediği davranışları, masum ve mazlum insanlara sahip çıkmak adına değil, seçimlerde oya dönüştürme adınadır.

                                Sanki Davos'ta her şey kurgulanmış gibi gerçekleşmiştir. Recep Tayyip Erdoğan dünyanın gözü önünde reklâm kokan davranışlar sergiliyor, eşi Emine Erdoğan her zaman yaptığı gibi ağlayarak destek veriyor, Başbakan Türkiye'ye dönüyor havaalanında ilk yazılı açıklaması hazır, onu yapıyor, daha sonra basın toplantı salonundan ayrılıyor, dışarı çıkıyor burada gecenin bir yarısında toplatılmış kalabalıklara yine yazılı hazırlanmış konuşmasını yapıyor ve vurgularını özellikle 29 Mart 2009 seçimlerine odaklıyordu.

                                Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos'ta dünya kamuoyunun yakından ve dikkatle izlediği bir tavır sergiliyor, bu manada tarafsız ve çıkarsız bir milli duruş sergilemesi gerekirken Türkiye'ye adım atar atmaz Davos'taki tavrını 29 Mart seçimlerine bağlayarak "Bizi bölmeye çalışanlar var. Bu oyunlara da gelmeyeceğiz. 22 Temmuz'dan önce bunu yapmaya kalktılar ama siz cevabını verdiniz. Şimdi de 29 Mart'ta bunun cevabını vereceksiniz." şeklinde siyasi rant peşinde koşan duruşunu bir kez daha göstermiş olmaktadır. Yani mesele İsrail'in vahşetlerine karşıtlık adına samimiyet değil, 29 Mart 2009 seçimlerine yönelik oy devşirebilme sanatını sergilemektir.

                                Toplanan kalabalıkların eline "Davos Fatihi Hoş geldin, Dünya lider görsün" gibi pankartlar tutuşturulması ve Ülkücülerin kendi liderleri için kullandığı "Durma, ilerle Türk milleti seninle" sloganını "Dik dur eğilme, Türk milleti seninle" şeklinde değiştirip havaalanında toplanan kalabalıkların bağırttırılması da Davos Fatihi(!) Tayyip'in karşılanmasındaki renkli ve mizah yüklü manzaralar olmuştur.

                                Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel odakların şekillendirdiği projelerde, kendisine verilen konuma göre hareket ettiği düşünüldüğünde, İsrail'e yönelik Davos'taki tavrı gelip-geçici ve iç politikaya dönük davranıştır.

                                13 Kasım 2007 Salı günü TBMM'de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i ayakta alkışlayan kişinin yine aynı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu hatırlatmakta fayda vardır ve Davos'taki Şimon Peres'e "Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" şeklindeki tavrının 29 Mart 2009 yerel seçimler için özellikle kurgulandığını ve İsrail'in vahşetlerine yönelik Türkiye'de oluşan öfke dolu tepkileri bu seçim sathında potansiyel olarak oya dönüştürme çabalarından başka bir şey değildir.

                                2009'da "Adam öldürmeyi çok iyi bilen" İsrail, 2007'de adam öldürmeyi sürdürmüyor muydu?

                                İsrail'in Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Abdullah Gül'ün resmi davetlisi olarak geldiği 13 Kasım 2007 tarihinde Müslüman Türkiye'nin Millet Meclisi'nde ayakta alkışlarla kürsüye çıkartılırken, elinde Filistin halkının kan izleri yok muydu, yoksa bu izler 2009 yılında ve yerel seçimlere iki ay kala mı oluştu?

                                İsrail'in Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in bu şekilde karşılanmasına Türkiye'de tepkiler oluştuğu gibi, Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ziyareti de aynı oranda tepkiler almıştı.

                                Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu İsrail ziyaretine FAS'taki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sadettin Osmanî'den mektuplu eleştiri gelmişti.

                                İşte o mektup:

                                "T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan
                                Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatüh
                                Siyonist liderlerine yaptığınız ziyareti hayretle ve esefle izledik... Halbuki; siz bir basın açıklamanızda İsrail'in masum Filistin aleyhine işlediği cürümleri 'Devlet Terörü' olarak nitelendirmiştiniz...
                                Aynı şekilde Filistin halkının kanlarının elinde henüz daha kuramadığı Şaron'la biraraya gelmenizi de hayretle takip ettik.
                                Biz bu ziyaretin Filistin halkına hiçbir şekilde faydası olmadığına itibar ediyoruz. Bilakis, yargılanması gereken bir savaş suçlusunun elini sıkmanız, Şaron'u yüreklendirmiştir.."


                                O dönem bile İsrail'le olan ilişkileri yüzünden Fas'ın AKP'sinden bu tepkiyi alan, Türkiye'nin AKP'sinin şimdi İsrail'e karşı kendi iç politikasını etkilemeye yönelik reklâm kokan davranışlarının pek itibar edilecek yönü yoktur.

                                Kurulduğu günden bu yana İsrail'le "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkılarını söyleyerek, bunu uygulamalı olarak göstermiş olan AKP'nin, ABD'ye rağmen İsrail'e yaptırım uygulayabilmesi mümkün değildir.

                                AKP'nin İsrail'i koruma projelerinde görevini sürdürebilmesi için Türkiye'de siyasi gücünü korumasını lazımdır. Bunun içinde Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e o rol yüklü tepkiyi Recep Tayyip Erdoğan'ın vermesi ve Türkiye'ye dönüşünde Davos Fatihi olarak karşılanması gerekiyordu... Ne demiş Hacı Bektaş-ı Veli "Bizler lafa, söze değil; içe, öze bakarız"

                                Aldatılan, kandırılan kitleler yine büyük bir oy oranı oluşturup AKP'nin mevcut gücünü korursa, kazanan yine ABD ve İsrail olacaktır.

                                BOP Eşbaşkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin de Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan "Davos benim için bitmiştir" tepkisi sonrası toplantıyı terk etmiş, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres de ardından telefon açmış "Dostlar arasında böyle şeyler olur, bugün olanlar için son derece üzgünüm." diyerek, telefon görüşmesinin son bölümü ise şöyle bitmişti:

                                Erdoğan; Telefonunuz için teşekkür ederim Sayın Cumhurbaşkanı.

                                Peres; Ben de size teşekkür ediyorum iyi yolculuklar dilerim.


                                "Durmak yok, yola devam" halleri anlayacağınız...

                                Biz de, Türk milletine 29 Mart 2009 seçimlerine doğru hayırlı yolculuklar diliyoruz. Çünkü Türkiye'nin geleceği için AKP'nin oyunlarının bozulacağı tarih bu yolculukta sonuçlanacaktır.



                                " Analar Ne "Davos Fatihleri" Doğuruyor! - EtikHaber - Doğru Haberin Adresi "
                                madem yine milliyetçi taraflı bir site tarafından hükümete karşı ırkçı haberler yapacaksa, ben o siteye şunu hatırlatmak isterim ki ozamanın milli savunma bakanı bir mhpli bakandır 2000 yılında 170 adet M60 tankının modernizasyonu projesinin İsrail'in IMI firmasına verilmesine ne diyeceksiniz, bakalım, neden onların zamanında israile karşı sesini yükseltmediler, çocuklar ölürken.

                                sayın zigana bu vermiş olduğunuz kaynak biraz da israilin ekmeğine yağ sürmüşe benziyor, haksızmıyım.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X