Belden aşağı vurmak

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Belden aşağı vurmak

    Başbakan Erdoğan miting meydanlarında Doğan Grubu’na ağır eleştiriler yöneltirken “Belden aşağı vurmayın; çocukları, aileleri, mahremiyeti karıştırmayın dedim” diyor.

    Kalabalıklara söylemek istediği şu: “Bu medya doğru dürüst haber yapmıyor, bunun yerine eşimi, çocuklarımı hedef alıyor, ahlâki olmayan haberler yapıyor.”

    Kalabalıklar da, zaten ne söylenirse söylensin efsunlanmış gibi alkış tufanını patlatıyor, ardından medya aleyhine sloganlar başlıyor. AKP’li kalabalıkların bu tepkisini her olayda görüyoruz. Örneğin, Başbakan işsizliğe çare bulamadığını söylüyor, aynı kalabalık bunu da çılgınca alkışlıyor. Bütün ülkenin aklı mı durdu ne?

    Gelelim Başbakan’ın “belden aşağı vurma” iddialarına.

    Çıkarın gazete arşivlerini, Tayyip Erdoğan’ın söylediği ailesini ilgilendiren türden “belden aşağı” tek haber bile bulamazsınız.

    Ama elbette Erdoğan’ın ailesiyle ilgili haberler yayınlandı bütün medyada.

    Örneğin, çocuklarının düğün törenleri geniş biçimde yer aldı. 3 bin kişinin davetli olduğu, 4 bin polisin koruduğu, yabancı devlet adamlarının nikâh tanıklığı yaptığı düğünlerdi bunlar.

    Örneğin, oğlu “gemicik” aldığında yine bütün medyada haber oldu.

    Ya da oğlu pırlanta şirketine ortak olduğunda medyanın ilgisini çekti.

    Ayrıca Erdoğan dünyanın neresine gitse eşini yanında götürdüğü gibi kızlarını da ihmal etmiyor. Doğal olarak fotoğraf karelerine kaçınılmaz olarak kızları da giriyor.

    Bunların haber olmaması mümkün mü? Ama demek ki Erdoğan ne olursa olsun asla bir haber istemiyor.

    Tabii geçmişteki siyasetçi çocukları ile ilgili yayınları da hatırlamadan edemeyiz. Turgut Özal’ın, Tansu Çiller’in, Mesut Yılmaz’ın çocukları az mı haber olmuştu medyada. Üstelik Erdoğan’ın çocuklarının asla peşine düşmeyen medya, öteki çocukları neredeyse 24 saat izler ve mutlaka “aykırı” bir şey bulup yayınlardı.

    Bu nedenle Erdoğan bu suçlamasında haksız. Hiçbir medya organında ailesiyle uğraşılmıyor, belden aşağı vurulmuyor. Bence bir kere daha düşünmeli söylediklerini.

    *****

    Gürsel Tekin: Zamanında istifa ettim

    CHP (eski) İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin dünkü yazım üzerine aradı. Bu yazımda “CHP İstanbul İl Başkanı kim?” diye sormuştum. Çünkü bir CHP üyesinin Kadıköy İlçe Seçim Kurulu’na yaptığı başvuruda, Tekin’in Belediye meclisi üyeliğine aday olabilmek için İl Başkanlığı görevinden yasal süre içinde istifa etmediğini ve adaylığının düşmesi gerektiğini ileri sürüyordu.

    Tekin, “İstifam zamanında gerçekleşti. Bu nedenle adaylık konusunda hiçbir sakınca yok” dedikten sonra, benzer bir başvuruyu AKP’nin de yaptığını hatırlatarak “AKP rakip parti elbette elinden geleni yapacaktır ama beni çok üzen bir partili yöneticilik de yapmış bir arkadaşımızın ihbarıdır” diye konuştu.

    Kadıköy İlçe Seçim Kurulu’nun başvuruyu reddettiğini de söyleyen Gürsel Tekin’e internet sitesinde hâlâ İl Başkanı gözükmesinin nedenini sordum. “Arkadaşlar çıkarmamışlar demek ki, yasal bir sıkıntısı yok” cevabını verdi.

    Gürsel bu arada 1989’da seçildiği halde Meclis üyeliğinin düşmesinin de yanlış anlamadan kaynaklandığını söyledi. Tekin “Kanunda meclis üyesi olabilmek için 25 yaş şartı aranıyor. Ama 25’in tamamen bitmesi 26’dan gün alınması gerekiyormuş. Benim 32 gün eksiğim çıktı” dedi.

    Bu arada İstanbul İl Seçim Kurulu da Tekin’in adaylığının düşmesi için yapılan başvuruyu reddetti.


    *****


    Sorumun cevabı

    Hatırlarsınız Ergenekon davası ile ilgili bir yazımda “Gözaltına alınıp serbest bırakılanlar neden suspus oluyor?” diye yazmıştım. Tabii ki herkes bu konudaki görüşünü belirtti ama somut bir cevap almak mümkün olmamıştı.

    Beklediğim cevabı nihayet aldım.

    11 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Vedat Yenerer, “suspus olma” kuralının dışına çıkarak yaşadıklarını bazı TV ekranlarından ve internet sitelerinden anlatmıştı. Gazeteci Vedat Yenerer yeniden gözaltına alındı. Suçu “adli yargıyı etkileyecek konuşmalar yapmak” olarak belirtildi.

    İşin özü şudur: Ergenekon nedeniyle gözaltına alınıp serbest bırakılanlara demek ki “Dışarıda sakın konuşma” öğüdü veriliyor. Yaşadıklarından ürkenler ise, isterse orgeneral olsun, aynı şeyleri bir daha yaşamamak için susmayı tercih ediyor.

    Yenerer bu kuralı biraz bozdu anlaşılan ki tekrar sorguya alındı.

    Can Ataklı
    catakli@gazetevatan.com
İşlem Yapılıyor