Turgut: "Emin Çölaşan'ı Akşam'da yazdıracaktım ama hükümet engelledi!"
Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ın Marmara Üniversitesi'nden yayınlanan dün geceki bölümünde iletişim öğrencileri, gazeteciler ve uzman konuklar medya-siyaset ilişkileri ve basın özgürlüğü kavramlarını tüm yönleriyle tartıştı.
İletişim öğrencilerinin sert sorularının dikkat çektiği programda konuklardan da çarpıcı açıklamalar geldi...
*Beğenmediğiniz medya halkın istekleri doğrultusunda oluşmuş bir medyadır.
*Basının bir takım şeyleri dile getirmesi gerek.Mesela kamuyoyu neyin gemi, neyin gemicik olduğunu bilmezse nasıl karar verip oy verecek?
*AKP'nin lideri sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP liderinden daha zeki ve AKP'nin izlediği yol ve yöntemler daha akıllıca.
*AKP 6 yıldır sivil bir darbeyi adım adım yürütüyor ve medya bunu yıllardır görmedi.
*Yargı bağımsızlığına güvenmiyorum, o nedenle bağımsızlıklar kalkmasın demek demokrasiyi reddetmektir.
*Asla kimseye aptal demiyorum.Ama %50'sinin ilkokul düzeyinde eğitime sahip olduğu bir toplumda iktidar olan herkes cehalet üzerine iktidar kurar.Hangi parti olursa olsun.
Orhan Erinç: "Gazetecinin yok ama siyasetçinin kaybedecek çok şeyi var"
*Gazetecinin kaybedecek birşeyi yok ama siyasetçinin kaybedecek çok şeyi var.O yüzden siyasiler hep iyi taraflarının yansıtılmasını istiyorlar.Gazetecinin görevi de eleştirmek.Bu nedenle ortam geriliyor.
*Eskiden en hızlı dönem Demokrat Parti'nin son dönemiydi.O dönemde muhalefet ve iktidar zaman zaman yanyana gelir anlaşır, bahar havası denen mola dönemleri yaşanırdı.2002'den bu yana bahar havası molası verilmiş değil.Sürekli bir gerginlik söz konusu.
Serdar Turgut: "Emin Çölaşan'ı Akşam'da yazdıracaktım ama hükümet engelledi!"
*Başbakan'ın alma dediği gazetelerin tirajları artar.Hurriyet'in ve Milliyet'in de tirajları artacak.Daha önce de böyle oldu.
*Başbakan'ın " Okumayın." çağrısını antidemokratik bulmuyorum.Aksine bu iktidarın basın konusunda bugüne dek yaptığı en demokratik şey. Görümediğiniz, duymadığınız çok şey var.Şu anki durum askeri rejimden daha kötü.
*Türkiye'de özgür basın filan yok.Basın özgürlüğü konusunda faşistik bir düzen var.Darbe döneminde bile Türk basını bu kadar baskı altında olmamıştır.
*Olur da Doğan Grubu'na el konulursa Türkiye faşist bir rejime gider.Bu nedenle ben Hürriyete yapılan bu haksızlığa karşı duruyorum.
*Emin Çölaşan'ı Akşam Gazetesi'nde yazdırmak istedim ama bu konudaki çalışmalarımı bu hükümet engellemiştir.Gayri resmi ve sizlerin duymadığı inanılmaz baskılar yaptılar.Bilinmeyen çok şey var.
Ahmet Özal: "Hamama giren terler!"
*Hamama giren terler.Bunu kabul etmek lazım.Tabii ki zaman zaman özel hayatınız da haber olacaktır.Önemli olan yalan haber yapılmaması.
*Babam hakkında inanılmaz karikatürler yapıldı, yazılar yazıldı ama kimseyi mahkemeye vermedi.O zaman hoşgörü ve tolerans hakimdi.
Hiçbir başbakan Erdoğan kadar şanslı değildi
*Böyle giderse ilişkiler iyi bir yere gitmez, bunun ceremesini de halk çeker.
*Basının desteklediği siyasetçiler her zaman seçim kazanmadı, çoğu zaman da kaybetti.
*Tayyip Erdoğan 1994'te belediye başkan adayı iken basın tarafından desteklenmedi ama kazandı.Halk her zaman basının dediğini yapmıyor.
*Hiçbir başbakan basının desteği konusunda Tayyip Erdoğan kadar şanslı olmadı.Ama zaten çoğunluk biri bana oy veriyor tavrı hakim olmaya başladığı zaman ortam bozuluyor.
Tayyip Erdoğan Hükümeti ömrünü ekonomik nedenlerle tamamlayacak
*Türkiye'de serbest medya ortamı oluştuğundan beri darbe olmuyor.Eskiden TRT'nin önüne bir tank koyarlardı.Şimdi bu kadar çok medya kuruluşu var.Hepsini bir günde denetim altına almak mümkün değil.
*Adelet sisteminin bu kadar siyasallaştığı, baskı rejiminin hakim olmaya başladığı bir ortamda ben milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına da karşıyım.Onları da içeri alırlar.
*Ergenekon ve vergi cezası gibi meseleler ekonomideki kötü durumu örtmek için yaratılan suni gündemdir.
*29 Mart'tan sonra memura emekliye zam olmayacak, KDV %19'a çıkacak ve emekli maaşlarından da vergi alınacak.
*29 Mart'ta AKP güçlü gelirse ortamı seyredin.Bugünkü kriz bayram havası gibi gelecek.
*Tayyip Erdoğan Hükümeti ömrünü ekonomik nedenlerle tamamlayacak.
Masum Türker: "Doğan Grubu'nun başına gelen herkesin başına gelebilir."
*Doğan Grubu'na kesilen vergi cezasında teknik olarak ve yorum olarak cezalandırılacak bir durum yok.
*Türkiye'de mükellef hakları teminat altında değil.Doğan Grubu'nun başına gelen herkesin başına gelebilir.
*Şu an ki durumda mükellefin itiraz hakkı yok.İnceleme elemanı denetim yaptığı zaman ceza tarhiyatı gelmeden önce raporun mükellefe ulaşması gerekir ki kendini savunsun.Bu olayda bu uygulanmamıştır.
29 Mart'tan sonra İMF ile anlaşma imzalanacak
*Krize karşı hükümete düşen en önemli görev veri alacaklarını ötelemek.
*Bugünlerde yaşanan şey sermayenin el değiştirmesi baskısıdır.
*Başbakan gazete okumayın diyorsa sizin bir kısmınızın işsiz kalmasını istiyor demektir.
*29 Mart'tan sonra İMF ile anlaşma imzalanacak.Şartları bile bellidir.
*Turgut Özal da 1987 seçimlerinden sonra ertesi gün herşeye zam yaptı.Çünkü siyasiler seçimden önce gerçeği anlatamazlar, suçu da medyada ararlar.Ama medya olmazsa özgürlük olmaz.
Derya Sazak: "Bu haberleri yapmazsak liderler Putinleşir"
*Başbakan'ın özel hayatla ilgili itirazında kaçırdığı bir nokta var.O haberlerde kamusal bir taraf var.Kılıçdaroğlu tarafından bir takım ortaklıklar ortaya çıkarıldı. Gazeteler bunları haber yaptı.Daha önce de Deniz Feneri ile ilgili yolsuzluklar ortaya kondu.Bunlar tabii ki haber yapılacaktı.
*Bunları haber yapmazsanız liderler güçlenir, Putinleşir ve kapalı bir rejime doğru gidilir.
*1984 ile 1987 arasında medyayı arkasına alan Özal ikinci iktidar döneminde neredeyse bir tek adam durumuna meyletti.2.5 gazete kalacak sözü tarihe geçti. Erdoğan da böyle, ikinci dönem sendromu yaşıyor.
*Ancak Sabancı, Koç gibi birkaç büyük grubun karşılayabileceği kadar bir teminat yatırmazsanız olayı mahkemeye götürüp kendinizi savunamazsınız bile.
*Doğan Grubu'nun bu baskılardan sonra medyadan çekileceğini sanmıyorum.
Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ın Marmara Üniversitesi'nden yayınlanan dün geceki bölümünde iletişim öğrencileri, gazeteciler ve uzman konuklar medya-siyaset ilişkileri ve basın özgürlüğü kavramlarını tüm yönleriyle tartıştı.
İletişim öğrencilerinin sert sorularının dikkat çektiği programda konuklardan da çarpıcı açıklamalar geldi...
İşte programdan satırbaşları;
Ali Sirmen: "Karşımızda medya tarafından şımartılmış bir başbakan var!"
Cehalet üzerine saltanat kurmuş bir iktidar
*Siyasetçiler basını beğenmezler.Ama unutmasınlar ki basının düzeyi, örneğin 5'ten 8'e çıkarsa o siyasetçiler parlamentoya giremezler.Çünkü basının düzeyi neyse siyasetçinin düzeyi de odur.
*Bir ankete göre Türkiye'nin %70'i okumuyor.Okumayan ve cahil bir toplumla karşı karşıyayız.Cehalet üzerine saltanat kurmuş bir iktidar tabii ki okumayın der.Oysa ki tüm kutsal kitaplar "Oku!" diye başlar.
*Türkiye'de olduğu kadar düzeysiz bir tartışma dünyanın hiçbir yerinde yok.Okuma diye başlayan bir tartışma dehşettir.
*Karşımızda tüm medya tarafından şımartılmış bir başbakan var.Bugüne dek çok şey görmezden gelindi.
Deniz Feneri ancak Almanya'da ayyuka çıktıktan sonra Doğan Grubu'nda yer aldı.Oysa ki ondan önce baskı altında tutulan, yok olmaya terkedilen Kanaltürk'te bu olaylar vardı.
Başbakan da soruyor; "Neden bugüne kadar bunları söylemiyordun, bunun altında başka birşey mi var? Ama tabii ki demokratik bir mantıkla değil düz mantıkla söylüyor.
*Basın itibarını kaybetti deniyor.Madem ki basın itibarını kaybetti neden siyasetçilerin çocukları, oğulları medya kuruluşu sahibi olmak için bu kadar iştiyakle hareket ediyor?
*Basındaki sermaye bir türlü bir araya gelmiyor.Yani baskı bana yapılınca kötü diğerine yapılınca mübah tavrı var.
Erdoğan Baykal'dan daha zekiAli Sirmen: "Karşımızda medya tarafından şımartılmış bir başbakan var!"
Cehalet üzerine saltanat kurmuş bir iktidar
*Siyasetçiler basını beğenmezler.Ama unutmasınlar ki basının düzeyi, örneğin 5'ten 8'e çıkarsa o siyasetçiler parlamentoya giremezler.Çünkü basının düzeyi neyse siyasetçinin düzeyi de odur.
*Bir ankete göre Türkiye'nin %70'i okumuyor.Okumayan ve cahil bir toplumla karşı karşıyayız.Cehalet üzerine saltanat kurmuş bir iktidar tabii ki okumayın der.Oysa ki tüm kutsal kitaplar "Oku!" diye başlar.
*Türkiye'de olduğu kadar düzeysiz bir tartışma dünyanın hiçbir yerinde yok.Okuma diye başlayan bir tartışma dehşettir.
*Karşımızda tüm medya tarafından şımartılmış bir başbakan var.Bugüne dek çok şey görmezden gelindi.
Deniz Feneri ancak Almanya'da ayyuka çıktıktan sonra Doğan Grubu'nda yer aldı.Oysa ki ondan önce baskı altında tutulan, yok olmaya terkedilen Kanaltürk'te bu olaylar vardı.
Başbakan da soruyor; "Neden bugüne kadar bunları söylemiyordun, bunun altında başka birşey mi var? Ama tabii ki demokratik bir mantıkla değil düz mantıkla söylüyor.
*Basın itibarını kaybetti deniyor.Madem ki basın itibarını kaybetti neden siyasetçilerin çocukları, oğulları medya kuruluşu sahibi olmak için bu kadar iştiyakle hareket ediyor?
*Basındaki sermaye bir türlü bir araya gelmiyor.Yani baskı bana yapılınca kötü diğerine yapılınca mübah tavrı var.
*Beğenmediğiniz medya halkın istekleri doğrultusunda oluşmuş bir medyadır.
*Basının bir takım şeyleri dile getirmesi gerek.Mesela kamuyoyu neyin gemi, neyin gemicik olduğunu bilmezse nasıl karar verip oy verecek?
*AKP'nin lideri sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP liderinden daha zeki ve AKP'nin izlediği yol ve yöntemler daha akıllıca.
*AKP 6 yıldır sivil bir darbeyi adım adım yürütüyor ve medya bunu yıllardır görmedi.
*Yargı bağımsızlığına güvenmiyorum, o nedenle bağımsızlıklar kalkmasın demek demokrasiyi reddetmektir.
*Asla kimseye aptal demiyorum.Ama %50'sinin ilkokul düzeyinde eğitime sahip olduğu bir toplumda iktidar olan herkes cehalet üzerine iktidar kurar.Hangi parti olursa olsun.
Orhan Erinç: "Gazetecinin yok ama siyasetçinin kaybedecek çok şeyi var"
*Gazetecinin kaybedecek birşeyi yok ama siyasetçinin kaybedecek çok şeyi var.O yüzden siyasiler hep iyi taraflarının yansıtılmasını istiyorlar.Gazetecinin görevi de eleştirmek.Bu nedenle ortam geriliyor.
*Eskiden en hızlı dönem Demokrat Parti'nin son dönemiydi.O dönemde muhalefet ve iktidar zaman zaman yanyana gelir anlaşır, bahar havası denen mola dönemleri yaşanırdı.2002'den bu yana bahar havası molası verilmiş değil.Sürekli bir gerginlik söz konusu.
Serdar Turgut: "Emin Çölaşan'ı Akşam'da yazdıracaktım ama hükümet engelledi!"
*Başbakan'ın alma dediği gazetelerin tirajları artar.Hurriyet'in ve Milliyet'in de tirajları artacak.Daha önce de böyle oldu.
*Başbakan'ın " Okumayın." çağrısını antidemokratik bulmuyorum.Aksine bu iktidarın basın konusunda bugüne dek yaptığı en demokratik şey. Görümediğiniz, duymadığınız çok şey var.Şu anki durum askeri rejimden daha kötü.
*Türkiye'de özgür basın filan yok.Basın özgürlüğü konusunda faşistik bir düzen var.Darbe döneminde bile Türk basını bu kadar baskı altında olmamıştır.
*Olur da Doğan Grubu'na el konulursa Türkiye faşist bir rejime gider.Bu nedenle ben Hürriyete yapılan bu haksızlığa karşı duruyorum.
*Emin Çölaşan'ı Akşam Gazetesi'nde yazdırmak istedim ama bu konudaki çalışmalarımı bu hükümet engellemiştir.Gayri resmi ve sizlerin duymadığı inanılmaz baskılar yaptılar.Bilinmeyen çok şey var.
Ahmet Özal: "Hamama giren terler!"
*Hamama giren terler.Bunu kabul etmek lazım.Tabii ki zaman zaman özel hayatınız da haber olacaktır.Önemli olan yalan haber yapılmaması.
*Babam hakkında inanılmaz karikatürler yapıldı, yazılar yazıldı ama kimseyi mahkemeye vermedi.O zaman hoşgörü ve tolerans hakimdi.
Hiçbir başbakan Erdoğan kadar şanslı değildi
*Böyle giderse ilişkiler iyi bir yere gitmez, bunun ceremesini de halk çeker.
*Basının desteklediği siyasetçiler her zaman seçim kazanmadı, çoğu zaman da kaybetti.
*Tayyip Erdoğan 1994'te belediye başkan adayı iken basın tarafından desteklenmedi ama kazandı.Halk her zaman basının dediğini yapmıyor.
*Hiçbir başbakan basının desteği konusunda Tayyip Erdoğan kadar şanslı olmadı.Ama zaten çoğunluk biri bana oy veriyor tavrı hakim olmaya başladığı zaman ortam bozuluyor.
Tayyip Erdoğan Hükümeti ömrünü ekonomik nedenlerle tamamlayacak
*Türkiye'de serbest medya ortamı oluştuğundan beri darbe olmuyor.Eskiden TRT'nin önüne bir tank koyarlardı.Şimdi bu kadar çok medya kuruluşu var.Hepsini bir günde denetim altına almak mümkün değil.
*Adelet sisteminin bu kadar siyasallaştığı, baskı rejiminin hakim olmaya başladığı bir ortamda ben milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına da karşıyım.Onları da içeri alırlar.
*Ergenekon ve vergi cezası gibi meseleler ekonomideki kötü durumu örtmek için yaratılan suni gündemdir.
*29 Mart'tan sonra memura emekliye zam olmayacak, KDV %19'a çıkacak ve emekli maaşlarından da vergi alınacak.
*29 Mart'ta AKP güçlü gelirse ortamı seyredin.Bugünkü kriz bayram havası gibi gelecek.
*Tayyip Erdoğan Hükümeti ömrünü ekonomik nedenlerle tamamlayacak.
Masum Türker: "Doğan Grubu'nun başına gelen herkesin başına gelebilir."
*Doğan Grubu'na kesilen vergi cezasında teknik olarak ve yorum olarak cezalandırılacak bir durum yok.
*Türkiye'de mükellef hakları teminat altında değil.Doğan Grubu'nun başına gelen herkesin başına gelebilir.
*Şu an ki durumda mükellefin itiraz hakkı yok.İnceleme elemanı denetim yaptığı zaman ceza tarhiyatı gelmeden önce raporun mükellefe ulaşması gerekir ki kendini savunsun.Bu olayda bu uygulanmamıştır.
29 Mart'tan sonra İMF ile anlaşma imzalanacak
*Krize karşı hükümete düşen en önemli görev veri alacaklarını ötelemek.
*Bugünlerde yaşanan şey sermayenin el değiştirmesi baskısıdır.
*Başbakan gazete okumayın diyorsa sizin bir kısmınızın işsiz kalmasını istiyor demektir.
*29 Mart'tan sonra İMF ile anlaşma imzalanacak.Şartları bile bellidir.
*Turgut Özal da 1987 seçimlerinden sonra ertesi gün herşeye zam yaptı.Çünkü siyasiler seçimden önce gerçeği anlatamazlar, suçu da medyada ararlar.Ama medya olmazsa özgürlük olmaz.
Derya Sazak: "Bu haberleri yapmazsak liderler Putinleşir"
*Başbakan'ın özel hayatla ilgili itirazında kaçırdığı bir nokta var.O haberlerde kamusal bir taraf var.Kılıçdaroğlu tarafından bir takım ortaklıklar ortaya çıkarıldı. Gazeteler bunları haber yaptı.Daha önce de Deniz Feneri ile ilgili yolsuzluklar ortaya kondu.Bunlar tabii ki haber yapılacaktı.
*Bunları haber yapmazsanız liderler güçlenir, Putinleşir ve kapalı bir rejime doğru gidilir.
*1984 ile 1987 arasında medyayı arkasına alan Özal ikinci iktidar döneminde neredeyse bir tek adam durumuna meyletti.2.5 gazete kalacak sözü tarihe geçti. Erdoğan da böyle, ikinci dönem sendromu yaşıyor.
*Ancak Sabancı, Koç gibi birkaç büyük grubun karşılayabileceği kadar bir teminat yatırmazsanız olayı mahkemeye götürüp kendinizi savunamazsınız bile.
*Doğan Grubu'nun bu baskılardan sonra medyadan çekileceğini sanmıyorum.
Yorum