fenerbahçe adalet ve hakemler

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • aphrodisiac
    Member
    • 01-03-2005
    • 1517

    #16
    Konu: fenerbahçe adalet ve hakemler

    Originally posted by yukselertekin
    arkadaslar biriniz cıkıp mertce diyebilirmisisniz hakemler bizim takım lehine hic hatalı karar vermedi. delikanlı olanlar acıklasın.hic hakemin hatasından mac kazanmadık demenizi bekliyorum
    ümit karanın 50 metreden golünün iptal edildiği mesela aklıma gelen

    Yorum

    • yukselertekin
      Junior Member
      • 10-08-2004
      • 40

      #17
      Konu: fenerbahçe adalet ve hakemler

      o mactan sonra koparmıs oldugunuz kıyamet centilmenlik ornegiydi sanırım elli metre otedeki hakem golu nasıl iptal etti diye gunlerce isyan ettiniz,buda yetmedi sozde centilmen takın gecen sezon kıraya verdigi oyuncuları kendi maclarında oynayacak diye yırtındı ve adamlar maclarda oynamadı gercekten tam centilmence aynen devam

      Yorum

      • hazeyn
        Member
        • 26-01-2004
        • 1092

        #18
        Konu: fenerbahçe adalet ve hakemler

        www.antu.com forum sayfasından alıntıdır
        Arkadaşlar, bunu okuyun, özellikle eleştirenlere okutun...
        Bir ibret vesikası adeta.

        "Fenerbahçe’ye terbiyesizlik; Türk futboluna ihanet

        Fenerbahçe’ye yönelik büyük bir "terbiyesizlik" yapılıyor ve buna artık bir duruma deme vakti geldi. Öncelikle, camia içi bütünleşmenin sağlam tutulması lazım. Bugüne kadar olduğu gibi. Buna ek olarak, yönetimin, sesini yükseltmesi ve Fenerbahçe’ye yapılan "terbiyesizliğe" meydanı boş bırakmaması şart.



        Fenerbahçe’nin karşısında derhal organize olan "kutsal ittifak"ı oluşturanları derhal teşhis etmek kolay: Başta –içinde bazı Fenerbahçe’de top oynamış olanların da yer aldığı- futbol medyası. Futbol medyası içinde özel bir yer tutan eski hakemler. Lig TV yorumcuları. Rakip kulüp yönetimleri. MHK Başkanı. Tahkim Kurulu.

        Bayağı yaygın ve güçlü bir "kutsal ittifak" ama Fenerbahçe’nin gücü karşısında darmadağın olmaya mahkum bir koalisyon bu.

        Bu "kutsal ittifak"ın biz çoktandır farkındayız ama böylesine kabak gibi ortaya çıkması, şu Konyaspor maçının tartışmalı birinci Fenerbahçe golü sayesinde oldu. Akıl almaz bir yaygara koparılıyor. Ve, düpedüz yalan söylenerek kopartılıyor bu yaygara. "Anelka, milyonlarca gözün önünde el ile gol atmış. Bunu bir tek hakem, yardımcı hakem ve dördüncü hakem görmemiş. Golü vermiş. Bunun üzerine 2-0 galip Konyaspor’un hakkı yenmiş ve Konyaspor 4-2 yenilmek zorunda kalmış."

        Anelka’nın eli topa değmedi. Bu nasıl düpedüz bir yalancılık.

        Bütün toplum, Fenerbahçe’nin birinci golünün, Anelka’nın eli ile atıldığını inandırıldı. Maç ertesi spor basınında, Maradona’nın İngiltere’ye 1986Dünya Kupası’nda elle attığı gole yıllar sonra "Tanrı’nın Eli" diye alaycı bir açıklama getirmesine gönderme yaparak "Tanrı’nın Eli" başlıklarıyla yorumlandı. Durup dururken, Anelka, golü el ile attığını "itiraf etmediği" için "fair play" ihlaliyle eleştiriliyor. Kimisi, -Erman Toroğlu- Fenerbahçe yönetiminin maçın tekrarını istemesi gerektiğini ileri sürüyor. Konyaspor, Tahkim Kurulu’na başvurmaktan söz ediyor. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, ortak bildiri yayınlıyor ve "şampiyonun şimdiden ayarlandığını" ilan ediyorlar. Galatasaray ile Trabzonspor birlikte ve ayrıca Beşiktaş, sahaya kardeş kardeş aynı pankartla çıkıyorlar. Bunlar büyük kulüpler mi? Bu davranışlarıyla kendilerini küçülttüler. Bir büyük Fenerbahçe ve küçükler arasında daha büyük Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor. Hele Trabzon, acemi bir kaleciyle hiç hakem hatasına gerek bıraktırmayacak şekilde kalesini Galatasaray’a karşı açıverdi. Ayıp, ayıp.

        Bu arada, Galatasaraylı olduğunu dürüstçe açıklamış olan MHK Başkanı, geçen hafta Galatasaraylı Necati ile Hasan Şaş’ın milyonlarca göz önünde gırtlak gırtlağa kavga etmesini, bunun cezalandırılması gereğini hiç sorun etmez hatta bundan heyecan duyduğunu belirterek sempati gösterdiğini ifade etmekte bir beis görmezken, şimdi kalkıp Konyaspor-Fenerbahçe maçının hakemi Özgüç Türkalp’ın peşine düşüyor ve "Türkiye’den özür dilediğini" bildiriyor.

        Bütün bunlar, toplumu geren, şiddet ortamını besleyecek cinsten, sorumsuz davranışlar. Hatta, provokasyonlar. Fenerbahçe camiası, uzun süredir kazandığı olgunlukla bu çirkin kışkırtmalara kapılmayacaktır; buna kuşku yok ama kendisine yapılan ve bir kampanya halini alan "terbiyesizliğe" de dur diyebilmeli, başarılarının üzerine şaibe düşmesine izin vermemelidir. Konyaspor maçının o meşhur pozisyonunu milyon kere, uzak çekim, yakın çekim, istediğiniz şekilde gösterin: Anelka’nın elle gol atmadığı, Anelka’nın elinin topa değmediği görülecektir. Zaten, maçtan sonra tek bir Konyalı futbolcu, gol elle atıldı diye tepki göstermedi. Kaleci Özden’e faul yapıldığına dair itiraz etmişlerdi, tepkileri hakeme idi.

        Peki, medya niçin, "el" diye tutturdu? Niçin, "el"e dair bildiriler yayınlanıyor. Neyin provokasyonu bu?

        Anelka’nın –Milliyet’te- yayınlanan o pozisyona ait fotoğrafına dikkatle bakın: Kaleci Özden’le vücut teması bile yok. Topa kafa vurmak için sıçradığı, o sıçramayı yapmak için sol kolunun havaya kalktığı besbelli. Kalkan sol kolunun, Özden’in kollarına temas ettiği de itirazı mümkün olmayacak bir gerçek.

        Yani?

        Yani, hakem, faulü hükmetmemiş, faullü bir pozisyondan gelen bir golü vermiş. Ya da, kaleci Özden’in zamanlama hatasıyla doğan bir pozisyonda, Anelka’nın kolunun Özden’in koluna temasını "nizami şarj" olarak nitelemiş, yani, pozisyonda bir faul de görmemiş olabilir.

        Diyelim ki, lamı cimi yok fauldü; Konyaspor haksız bir gol yedi. (Tıpkı birkaç hafta önce 0-0 giden maçın son dakikasında Ümit Karan’ın faulle topu alıp Ankaragücü’ne attığı, hakemin saydığı gol gibi. Ankaragücü’nün yediği haksız gol gibi. Kıyamet mi kopmuştu o vakit? Fenerbahçe bildiri mi yayınlamıştı? Sahaya pankartla mı çıkmıştı?)

        Peki, bunun bir hakemin (ve yardımcı hakemin) ofsayt pozisyonunu görmeyerek verdikleri herhangi bir golden ne farkı var? Bundan sonra, bir takım ofsayt pozisyonundan hakem hatası sonucu bir gol yediği vakit, Türkiye’yi, dünyayı ayağa kaldırmak mı gerekecek? Bundan önce böyle mi oldu?

        Ne farkı var? Faulden atılan ve faul kararı verilmemiş bir gol ile ofsayttan atılan ve ofsayt kararı verilmemiş bir golün arasında ne fark var? Biri açıklasın da öğrenelim. Hani "Hakemler de insandı; onlar da hata yapabilirdi". Özgüç Türkalp’ın o dakikaya dek dürüstlüğüne söylenecek tek söz yokken, niçin bir pozisyondan ötürü hakem çarmıha geriliyor?

        Ayrıca, söz konusu gol olduğunda skor ne? Konyaspor 2- Fenerbahçe 1. Maçın bitmesine kaç dakika var? 18. Ek süreyi de hesaplarsanız, 20 dakikadan fazla. Maç bitmiş değil. Üstelik, herkes Fenerbahçe’nin çok kötü, Konyaspor’un çok iyi olduğunu söylüyor. Öyleyse? Hadi oyna, kendi sahandasın. Madem çok iyisin. Rakibin çok kötü. Önünde en az 20 dakika var. "Moralimiz çok bozuldu; 4 gol yedik" diye bir özür olabilir mi?

        Konyaspor’lu Ümit Bozkurt, bunların tümünden daha dürüst: "Kabahat bizim. Profesyonel davranamadık" dedi maçtan sonra.
        O Lig TV programcısının (adı Melih olmalı) hali neydi öyle? Dr.Gürkan Kubilay’la konuşamıyor, bir türlü programa başlayamıyor. "İçinden konuşmak gelmiyormuş". Bu ne teessür, ne oldu? Fenerbahçe, faullü bir gol ile maçın 72.dakikasında rakip sahada 2-0’dan 2-1’e gelmiş ve sonuçta maçı 4-2 kazanmış. Bu yüzden sanki "milli matem" ilan edilmesi gerekiyor. (Bu arada Gürkan Kubilay’ın istatistikli-"bilimsel" açıklamalarına bayılıyorum. Onun dedikleri yerine getirilirse, dünyadaki her maçın 0-0 bitmesi gerekecek.)

        Fenerbahçe Yönetimi’ne maçın tekrarını isteme davetini "fair play" gereği yapan Erman Toroğlu, hakemliği sırasında gözünün önünde Galatasaraylı Okan’ın ayağı kırıldığında faul düdüğü bile çalmamış ve hiçbir vakit de özür bile dilememişti. PSV maçının oynanacağı gün, Hürriyet’teki yazısında Fenerbahçe Kulübü’nün içine nifak sokmayı amaçlayan bir yazı yayınlamıştı. Sanki bunların farkında değiliz.

        MHK Başkanı beyefendi, geçen hafta Anelka’ya yapılan yüzde 1500’lük penaltıyı burnunun ucunda olmasına rağmen vermeyen ve tüm maç boyunca Fenerbahçe’nin asabını bozmak için ince ince yanlış düdük çalan Selçuk Dereli’yi haftanın en başarılı üç hakeminden biri ilan eden bir kurulun başında olmaktan sıkıntı duymuyor; kalkmış, bu hafta tartışılabilir bir hakem hatasından ötürü "Türkiye’den özür diliyor."

        Medyadaki "anti-Fenerbahçe virüs" en aklı başında bildiklerimize de bulaşmaya başladı. Mehmet Demirkol, PSV ve Konyaspor maçından sonra yazdıklarını bir kez daha okusun. Hıncal Uluç’la birlikte program yapmak, ona yaramadı anlaşılan.
        Konyaspor maçına gelelim. Fenerbahçe takımının zihninin PSV maçında, İstanbul’da kaldığı besbelliydi. Konyaspor ise, inadına, Aykut Kocaman’ın şahsiyetli futbol anlayışı sayesinde ve yüksek konsantrasyon ile çok çok iyiydi. Nitekim, 2-0’ı da buluverdiler. Ama, ikinci devre öyle değildi. Fenerbahçe, Daum’un 50 ve 55. dakikalarda yaptığı Mehmet Yozgatlı-Serkan Balcı ve Olcan-Selçuk değişikliklerinden sonra çok çok iyiydi. Oyunun kontrolünü ele geçirdi ve sağdan-soldan Mehmet Yozgatlı’nın ortaları ve Olcan’ın hareketli oyunu ve top taşımasıyla, oyunu Konya ceza sahası içine ve çevresine yığdı. Tartışmalı ilk gol, Mehmet Yozgatlı’nın kesme ortasının sonucunda geldi. O, Mehmet Yozgatlı’nın yaptığı kaçıncı ortaydı, saydınız mı? O tartışmalı gol gelmeseydi de, birkaç dakika içinde gol, ardından da gollerin gelmesi, neredeyse kaçınılmazdı.

        Maçın 4-2 sonuçlanması, hakem hatası değil, Fenerbahçe’nin ikinci devre Fenerbahçe gibi oynaması, Fenerbahçe olmasının sonucuydu. Disiplinin ve profesyonel ciddiyetin elde ettiği bir sonuç. Bu sonuca gölge düşürmek, ancak "anti-Fenerbahçe" kutsal ittifakına, hakem ve futbolcu eskilerinden oluşan futbol ulemasına, MHK Başkanı’na ve rakip kulüpler yöneticilerine nasip olabilir.

        Unutmadan: Anelka, şahsiyet sahibi, ahlaklı ve uluslararası kariyeri olan bir futbolcu. Konyaspor’a elle gol atıp, "atmadım" demeye tenezzül edecek birisi değil. Konyaspor maçı sonrası, onun ismi çevresinde başlatılacak "cadı kazanı"na Fenerbahçeliler olarak izin vermemeliyiz.

        Ayrıca, her maç kendisine yapılan bariz penaltılar çalınmıyor. O kalibrede bir futbolcu, bu ülkede daha ne kadar kalabilir? Hangi dünya yıldızı, bu kadar kalitesizliğin egemen olduğu ve bu kadar kötü bir futbol medyasının bulunduğu bir ülkeye gelmeye kalkar. Daum’un bugüne dek dayanması bir mucize.

        Fenerbahçe’ye yapılan "terbiyesizlik", Türk futboluna yapılan bir ihanettir…"

        Yorum

        • nemavi
          Junior Member
          • 15-02-2005
          • 293

          #19
          Konu: fenerbahçe adalet ve hakemler

          tamamen katılıyorum

          Son düzenleme nemavi; 05-10-2005, 10:01.

          Yorum

          • melihkucuk
            Member
            • 25-01-2004
            • 2494

            #20
            Konu: fenerbahçe adalet ve hakemler

            hadi arkadaşlar artık bu konuları bırakalım da önümüzdeki MİLLİ TAKIM'ımızın maçı için yorumlarınızı yazın.
            ama başka bir topicde
            saygılarımla

            Yorum

            İşlem Yapılıyor
            X