TELEVİZYON YAYINCILIÐINDA TEMATİK KANAL ZAMANI

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • TECHNOVA
    Junior Member
    • 03-11-2004
    • 390

    TELEVİZYON YAYINCILIÐINDA TEMATİK KANAL ZAMANI

    Farklı frekanslarda benzer ve çoğu zaman seviyesiz programları görmekten sıkılanlar için ‘tematik kanallar’ adeta bir can simidi. Kültür, çocuk, müzik, emlak, sinema, dizi, spor, belgesel gibi akla gelebilecek her ‘tema’ya müsamahası var.
    Mahallede sadece bir evde televizyonun bulunduğu ve bütün komşuların o eve film izlemeye gittiği dönemler çok eskide kaldı. Tek bir kanalın başında izlenecek programı saatlerce bekleyenler, günümüzde alternatiflerin çokluğundan neyi takip edeceğini şaşırmış durumda. ‘Tematik kanallar’ çeşitli başlıklar altında seyirci ile buluşuyor artık. Günlük telaşının sonunda televizyon karşısında soluklanmayı planlayanları zahmetsizce ilgi alanıyla buluşturuyor. Farklı frekanslarda benzer ve çoğu zaman seviyesiz programları görmekten sıkılanlar için ‘tematik kanallar’ adeta bir can simidi. Kültür, çocuk, müzik, emlak, sinema, dizi, spor, belgesel gibi akla gelebilecek her ‘tema’ya müsamahası var. Peki, bu kanallar gelecekte Türk televizyonları yayın kalitesinin yükselmesi adına bir çözüm olabilir mi? Yoksa zamanla rekabet uğruna birbirine benzeyerek, aşina olduğumuz yayıncılığın bir parçasına mı dönüşür?
    Yolunuz bir gün Ortadoğu’ya düşerse herhangi bir tartışmada “Senin anneni Türk televizyonunda gördüm.” cümlesiyle karşılaşabilirsiniz. Bölgede sık kullanılan bu hakaret ne yazık ki Afrika’dan Afganistan’a kadar Türk televizyonlarının genel intibasının özeti niteliğinde. Kaliteden sürekli ödün veren televizyon programlarının şimdiki halini alma süreci 1990’larda başlar. Bütün dünyada basının da krize girmesine neden olan bu dönemde, basın dışı sermayenin medya organlarını satın almasının ilk örnekleri yaşanır. Köklü değişimin ardından dünya gazete ve televizyonlarında insan eğlendirmeye yönelik habercilik ve programcılık anlayışı hızla çoğalır. Yüzde 90 haber, yüzde 10 magazin oranları tepetaklak olur. Her ülke dönüşüme kendince tedbir alır fakat ekranlara bakılacak olursa Türkiye’nin zihnini bu konuda fazla yormadığı aşikâr. Reytinglerin belirleyici olduğu ve reklâm gıdasından fedakârlık edemeyen yayıncılık anlayışı şimdiki ekranların vesilesi olur.
    Türkiye’nin ilk belgesel kanalı ‘İZ’in genel yayın yönetmeni Coşkun Aral, “Büyüme çağında olan bir toplum, sanayi ve sanayici portresi olan Türkiye’de sağlıklı tüketim değil tam aksi teşvik edildi o dönemlerde.” diyor. Sosyal araştırmacıların, Avrupa ve Amerika’da yaşayan üçüncü dünya ülke vatandaşlarına özel, televizyon karşısında vakit öldürmeleri için hazırladıkları ‘Big Brothers’ tarzı programların ekranlarımızı işgal ettiğine değiniyor. Avrupalılara oranla çok daha uzun süre televizyon karşısında vakit geçiren, eğitim ve gelir düzeyi düşük bu kesime ‘İsteyen izlesin’ zihniyetiyle yayıncılığın çok da olumlu sonuçlanmadığı ortada. Aral’a göre özellikle son yirmi yılda Türk halkının kültürel seviyesi çok düşürüldü. Bunda etkili faktörlerin başında toplumun en önemli ve çoğu için tek bilgi kaynağı olan televizyon geliyor. Coşkun Aral, dünyada belgeselleri yayınlanmasına rağmen ülkesinin insanları ile çalışmalarını yeterince paylaşamıyor olmaktan rahatsız. Nedenlerden biri yukarıda bahsettiğimiz mevzu diğeri de programlarını yayınlayacak kanal bulamaması. Bu nedenle ‘tematik kanal’ adresine sığınmayı tercih etmiş. Pahalı yapım şartlarına sahip olmasına rağmen neredeyse gönüllü çalışmalarla bilgi-belge ve belgesel kanalı ‘İZ’ açılmış.
    Geçtiğimiz yıl yayına başlayan kanal, Digitürk ve uydudan izlenebiliyor. Sadece belgesel değil; kadın bilgilendirme, tartışma programları gibi örneklere de yer veriliyor. Estetik kaygılarının da program seçimlerinde belirleyici olduğunu söyleyen Aral, kendilerini ‘bilgi savaşçısı’ olarak tanımlıyor.
    İZLEYİCİ PROFESYONELLEŞİYOR
    Televizyonların hal-i pür melâli izleyicileri de iki ayrı uçta buluşturdu. Birinci bölümde ne izlese hoşnut kalanlar diğerinde ise televizyon izlemeyen ya da her programa dudak bükenler. ‘Bir kültür kanalı’ sloganıyla yayına başlayan Mehtap TV’nin genel yayın yönetmeni Murat Keskin, ikinci grubun arzının sonucu tematik kanalların son dönemlerde arttığı kanaatinde: “İzleyici de zamanla profesyonelleşiyor, eğitim seviyesi yükseldikçe beklentiler de artıyor.” Tematik kanalların sayısında dünya genelinde son otuz yılda ciddi bir artış var. Alışveriş, spor, müzik, çocuk, gençlik, belgesel, dinî içerikli kanallar gibi pek çok örnek mevcut. Türkiye’de sürecin geriden takip edilme nedenleri arasında bu kanalları besleyecek reklâm pastasının şimdiye kadar bulunmaması başta geliyor. Reklamveren geçmişte azami seyirciye ulaşacak şekilde yaptığı harcamalarını şimdilerde daha belirli gruplara yönelik planlıyor. “Çünkü reklâm maliyetleri çok pahalı ve hedefi tam olarak tutturmak istiyorlar.” diyor Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Vedat Demir.
    Son yıllarda tematik kanallara talep artışının en önemli sebeplerinden biri de teknolojideki gelişmelerden ötürü maliyetin düşmesi. Daha önce karasal yayıncılık tematik kanallar için riskli ve pahalı bir yatırım olarak görülüyordu. Uydu teknolojilerindeki gelişmeler sebebiyle kablolu yayınların, dijital platformun hitap ettiği kitlenin arttığını görüyoruz. “Yakın gelecekte de uygulamaya geçecek dijital yayıncılık teknolojileri olduğu söylenebilir.” diyen Demir’e göre ileride frekans sıkıntısı da mesele olmaktan çıkacak.
    Tematik kanalların önemli sorunlarından biri de reklâm. ‘Tema’larına göre bazı kanallar avantajlı olsa da bir kısmının şansı çok az. Tamamen dinî içerikli yayın yapan Dost TV tematik televizyonculuğun ülkemizdeki en özgün örneklerinden biri. Özellikle Batı’da kiliselerin kurduğu bir bölümü oldukça profesyonel olan dinî içerikli kanallar var lâkin Türkiye’de örnekleri az. “Reklâm gelirine aşırı bağımlı olmak istemiyoruz.” diyen Dost TV Genel Yayın Yönetmeni Hacer Özdemir, Türkiye’deki pazarın önemli bir kısmından reklâm almalarının imkânsız olduğunu, bu nedenle pahalı olmayan, görsel ve teknik açıdan gösteriş içermeyen ve yayın ilkelerine paralel olarak iktisatlı bir tavır geliştirdiklerini anlatıyor.
    Kasap dükkanlarının açılışında bile mankenle tanıtıma ihtiyaç duyan bir işletme anlayışının hâkim olduğu ortamda Coşkun Aral da sponsor bulmanın sorun olduğuna değiniyor: “Sponsorlar çok hızlı görsel ve beğenisel getirisi olan programları tercih ediyor.”
    Türkiye’deki televizyon yayınlarının ölçümlerini yapan AGB’de bütün kanalların izlenme oranları mevcut. Fakat yasa gereği kendisi ile anlaşmalı olanların reytinglerini açıkladığı halde diğerlerinin bilgilerini ifşa etmiyor. Her ay ölçümlerini yayınlarken anlaşmalı olmayanların bilgilerini ‘Diğer’ kategorisinde genel olarak aktarıyor. Tematik kanalların büyük bir kısmı AGB ile anlaşmalı olmadığı için tam olarak reytingleri bilinmiyor. İzlenme oranlarındaki belirsizlik bu kanalların reklâm alma oranlarını da olumsuz manada etkiliyor.
    SEÇİME DOÐRU HABER KANALLARI
    Tematik kanallar arasında seyredilme oranları yüksek olmadığı için reklâm payından en az haber kanalları nasipleniyor. Fakat Avrupa ülkelerinde ikiyi üçü geçmeyen bu kanalların sayısı Türkiye’de on’dan fazla. “Haber kanallarının durumu daha çok Türkiye’deki medya-siyaset-ticaret ilişkileri çerçevesinden değerlendirilmeli. Çünkü medyayı elinde tutan gruplar aynı zamanda, başka ekonomik sektörlerde de faaliyette bulunan ticari kuruluş ya da holdinglerdir.” diyor Vedat Demir.
    Ona göre bu kuruluşlar ticari işlerini daha iyi yürütebilmek, hem siyasilerle iyi ilişkiler kurmak hem de rakiplerine karşı kullanmak için haber kanallarını tercih ediyor. Örnek olarak Doğan, Bilgin, Aksoy gruplarının dışında özellikle Uzanlar’ı veriyor: “Şu anda bu mücadelenin içinde en güçlü Doğan görünse de Ciner gibi farklı gruplar da bu alanda yer edinmek için çaba sarf etmekte.”
    Görünen o ki Türkiye’nin istikrarsız yapısı, hızla değişen ekonomik ve siyasi şartlar, iktidar mücadeleleri, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri de haber kanallarının sayısının artmasında önemli bir faktör. Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Sami Bayraktar Türkiye’de haber kanallarının çok sayıda olmasını doğal karşılıyor. Her gün farklı bir gündeme savrulan Türkiye’nin haber yönünden dinamik bir toplum olduğunu söylüyor. Bayraktar’a göre ülkemizde dünyadaki olayları merak eden, gündemi takip eden ilgili bir kesim var. Haber adına yapılacak her çalışmayı kaldıracak bir ortamın olması nedeniyle televizyon yayıncılarının bu potansiyelden istifade etmek istemesi normal. Fakat son dönemlerde haber kanallarında haber programlarına ayrılan zamanın azaldığına dikkat çekiyor Bayraktar. Bunun nedenlerinden biri magazin haberlerinin yoğun yer işgal etmesi.
    Son dönemlerde magazin programlarından aşina olduğumuz simaların haber programları sunması da habere ayrılan zamanı daraltan unsurlardan. Eğlence ile haberin bir arada aktarılması izleyiciyi ekran başına çekse de bir vakit sonra kanalların amacını aşan tarzlara kapı açma riskini de barındırıyor. Haber kanallarının niteliğini olumsuz yönde etkileyen bu tehdit diğer kanallar için de geçerli. “Tematik kanalların da birbirine dönüşme ihtimali var.” diyen Murat Keskin, bu kanalların televizyon yayıncılığının kalitesini artırma ihtimalini zayıf buluyor. Coşkun Aral da diğer ulusal kanallarda seviyesiz yayınlar devam ettiği sürece tematik kanalların yaşama şansını yüksek görmüyor. “Çünkü tematik kanalları besleyecek unsurlar yok.” diyen Aral’a göre çözüm olarak RTÜK, reklâm paylarının bir kısmını tematik kanallara ayırabilir ya da bu kanallara destek veren insanlara vergi muafiyeti getirilebilir. Vedat Demir ise tematik kanalların çeşitlilik getirmesi nedeniyle televizyon yayıncılığının kalitesinin yükselmesi adına umut vaat ettiğini düşünüyor. “Karasal vericilere bağlı önceki teknolojik yapı, sermaye ve gücü elinde tutanlara medya muhtevasını belirleme ve elinde tutma imkânı veriyordu. Yani gelişen teknolojiler, özellikle uydu ve buna bağlı dijital teknolojiler, internet ve cep telefonu yayıncılıkta kalite ve çeşitliliği de artıracak ve bu konuda sesini duyurmada güçlük çekenlerin işini kolaylaştıracak.” diyen Vedat Demir bu olumlu yönlerinin yanında tematik kanalların sebep olacağı problemlere de işaret ediyor. Zira hiçbir denetimden geçmeyen özellikle uydu yayıncılığı, şiddet ve cinsellik içeren, hatta *****grafik yayınların da kolaylıkla evlere girmesine zemin hazırlıyor. Bu nedenle programların denetim mekanizmalarının şimdiden düşünülmesi ve düzenlenmesi gerekiyor.

    AKSİYON
  • alpjasper
    Junior Member
    • 03-05-2006
    • 380

    #2
    Konu: TELEVİZYON YAYINCILIÐINDA TEMATİK KANAL ZAMANI

    Aydın Doğanın yeğenimisin?

    Yorum

    • deliabidin
      Junior Member
      • 16-06-2006
      • 28

      #3
      Konu: TELEVİZYON YAYINCILIÐINDA TEMATİK KANAL ZAMANI

      Aksiyon aydın doğanın yeğeniymiş baksana altta aksiyon yazıyor.

      Yorum

      • ozkandonmez
        Administrator
        • 30-12-2002
        • 47398

        #4
        Konu: TELEVİZYON YAYINCILIÐINDA TEMATİK KANAL ZAMANI

        Originally posted by alpjasper View Post
        Aydın Doğanın yeğenimisin?
        Bu şekilde davranış ozmena forum yapısına yakışmaz, aydın doğan ın kendisi olsa ne farkeder, bilgilendirmede genel toplum ahlakına ters düşen bir şey olmadığı sürece sorun görmüyoruz.

        İfadelerinizi kullanırken lütfen dikkat ediniz.
        Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız



        HAYDI IPTV YAPALIM

        TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

        LÜTFEN OKUYUN

        Yorum

        İşlem Yapılıyor
        X