Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    #16
    Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı

    Er-Rahiym (Ahirette sadece mü'min kuluna karşı merhametli)



    Mert'in dedesi çok hastaydı ve tedavi olmak için evlerine gelmişti. Dedesi yan odada yatıyordu. Gece dedesinin öksürdüğünü duydu. Yatağından kalktı, dedesinin yanına gitti. "Dedecim iyi misin?" "İyiyim tabi ama sen bana şu sürahiden bir bardak su verirsen çok daha iyi olurum. Hatta yarın maç bile yaparız seninle!" dedi gülerek. "Gerçekten mi?" diyerek dedesine bir bardak su verdi. "Allah izin verirse yaparız tabii. Sağol benim akıllı torunum, sen şimdi git, uyumana devam et" dedi. Sabah uyandığında dedesinin odasından sesler geliyordu. Yüzünü yıkamadan dedesinin odasına koştu. Dedesi uyuyordu. Ama annesi dedesinin başında Kur'an okuyordu. Babası da ağlıyordu. Mert şaşırdı, annesinin koluna dokundu. "Ne oldu anne? Babam neden ağlıyor?" "Yavrum deden bizden ayrıldı artık" "Nasıl ayrıldı? Yatağında uyuyor ama..." "Tatlım gel benimle" dedi annesi. Mert'i kucağına aldı, odadan çıktılar. "Deden hastaydı biliyorsun değil mi?" "Evet hasta, ona dün gece su verdim" "Allah, dedeni kendi yanında iyileştirecek" "Nasıl yani?" "Deden Allah'ı çok severdi, Allah da dedeni çok seviyordu ve hâlâ seviyor. Çünkü ona yardım etti ve onu hastalığından kurtardı. Şimdi Allah'ın yanında çok daha iyi olacak. Çünkü deden çok iyi bir insandı ve Allah'a inanırdı. Bu yüzden Allah, ona yardım ediyor ve ona merhametli davranıyor"

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      #17
      Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı




      Es-Sel (Günahlardan arındırıp iyiliğe ulaştıran)



      Çok eski zamanlarda yaşayan bir adam sürekli kötülük yapar, insanları üzerdi. O kadar merhametsizdi ki çocukları bile ağlatırdı. Bu yüzden kimse bu adamı sevmezdi. Orada yaşayanlar bu adama düşmandı. Allah bu kulunun durumuna üzüldü. Adam da üzülüyordu ama ne yapacağını bilmediği için kötülük yapmaya devam ediyordu. Allah adama yardımcı olmak için ona rüyasında seslendi. Adama önce onu sevdiğini söyledi.

      Sonra adamın iyi olması için ona yaptığı kötülüklerden tevbe etmesini öğretti. Tevbe etmenin de bir daha kötülük yapmamaya kesin olarak söz vermek olduğunu da. Böylelikle günahlarını bağışlayacağını, yalnız bu şekilde iyiliklere ulaşacağını ve insanların kendisini seveceğini söyledi. Adam sabah uyandığında gördüğü rüyaya inanamadı. Rüyasında duyduğu ses, adamın tamamen değişmesine sebep olmuştu. Bir günde öyle hızlı değişmişti ki onu gören insanlar adamdaki değişikliği yüzünden hemen anladılar. Adamın yüzünde sanki güller açıyordu. Elleri çocukların saçlarında yumuşak bir şekilde geziyor, mutluluktan ağlıyordu. Allah yaptığı kötülüklerden pişman olan bu adamı sevmiş, ona yapması gerekenleri de öğretmişti.

      Allah bunu sevdiği bütün kullarına yapar, sevdiklerini hep korur, onları güzelliklere ulaştırır. Bu Allah için çok kolay ve O'nun çok sevdiği bir iştir. O, eski günahlarından dolayı af dileyenleri ve kendisinden yardım isteyenleri asla geri çevirmez, isteyen herkese elini uzatır. Allah iyilikleri ve iyi niyetlileri her zaman sever. Günahlardan uzak kalmak için dua etmemiz O'nu çok sevindirir ve böylece O bizi hiç yalnız bırakmaz. Yeter ki biz yalnız O'na güvenip, yalnız O'ndan yardım isteyelim.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        #18
        Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



        Bir top patladı hayatım değişti



        Ramazan ve oruç, bedenimizi ve ruhumuzu terbiye eden bir bilge eğitmen gibidir. Bilerek ya da bilmeyerek kendi dünyamızda inşaa ettiğimiz vefasızlık, gurur, kibir, ihmalkarlık gibi kaleler iftar topuyla birlikte yerle bir olur.

        Ramazan'ın manevi ikliminde sürdürdüğümüz yolculuğumuz, on bir ay boyunca bedenimizde ve ruhumuzda oluşan eksiklikleri gidermek için son sürat devam ediyor. Oruçlu olarak başlayıp, iftarla sonlandırdığımız her gün, içimizdeki güzelliklerin gönül dünyamızda yeniden yeşermesi için bir umut ve başlangıç. Ramazanın derin anlamlar yüklü yolculuğunda bizi sahile kazasız belasız ulaştıracak olanlar da var elbet. O araçlarla amacımıza, gayemize varırız. Her akşam yüreğimize tatlı telaşları doldurur sevdiklerimizle kuruluruz iftar sofrasına. Yiyeceğimiz yemeklerden çok, birarada olmanın mutluluğu sarar benliğimizi. Şükreden bir insan olarak Yaratıcımıza verdiğimiz sözü yerine getirmenin hoş ferahlığıyla bekleriz topun atılmasını. Top atılırken kulak kabartırız. Gönül dünyamızdan gelecek nidalara dikkat kesiliriz. Çünkü her akşam top atıldığında içimizde katmerleşmiş kaleler bir bir yıkılır. Önce gurur kalesini yıkarız. 'Oruç tut' emrini verene gösterdiğimiz itaatle yerle bir olur o bir türlü alt edemediğimiz kale. Paramparça olur, anlar ve bilir yücelerden bir yüce, ötelerden öte bir Yar vardır. Sonrasında acelecilik kalesi yıkılır. 'Acele işe şeytan karışır' sesine sarılırız. Sabırla olgunlaşırız. Acelecilikten, plansızlıktan, hesapsızlıktan dolayı düştüğümüz savaşın içinde sabır siperine sığınır ve feraha ereriz.

        OLUMSUZLUKLAR KALELERİ
        İçimizde daha nice kale inşaa etmişizdir, hayatın hızı karşısında farkına varamadığımız. Mesela unutkanlık. İyi günlerimizde unutuveririz kötü günleri. Bolluğa kavuştuğumuzda kimin aklına gelir eski dostlar, arkadaşlar. Ya vefasızlık kalesine ne demeli? Vefa'yı İstanbul'da bir semt haline getiren bizim içimizde hırs, kibir, nezaketsizlik tuğlalarından ördüğümüz taşlar değil midir? Sadakati bize unutturan o kalede yaşıyor olmamızdır. Her topla birlikte yıkılan kalelerden sonra üzeri küllerle kapanmış duygularımız harekete geçer. Bir günde filizlenir, yeşillenir, meyve vermeye başlar. Yaratıcıya şükretmek bize insanlara da teşekkür ettirmeyi öğretir. Kibarlığından dolayı otobüste bize yer veren gençlere teşekkür ederiz. Ekmeğimizi güzelce gazete kağıdına sarıp veren bakkala teşekkür ederiz. İşyerimizde çayımızı getiren çaycı teyzeye teşekkür ederiz. Sevmeyi bize yaşattığı için sevdiğimize teşekkür ederiz; annemize, babamıza, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza, iş yerindeki arkadaşlarımıza...

        YEMEĞİ TAŞIMAK
        Çok az yemek yiyen bilgeye sorarlar: "Günde ne kadar yemek yemeli?" "Üç yüz gram kadar yeter" der bilge. Etraftakiler "Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki?" diye itirazda bulunurlar hemen. Bilge cevap verir: "Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın." Bir top patladı hayatım değişti demek için gelin bu iftarda, içimizdeki ne kadar çirkin ve acımasız kaleler varsa yıkıp yerine sevgiden tuğlalarla yenilerini inşaa edelim. O kalenin içinde daha mutlu, daha huzurlu bir kalple sevdiklerimizle yaşamak kadar güzel ne olabilir?

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          #19
          Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı




          En-Nur: Nurun, aydınlığın kaynağı, alemleri aydınlatan




          Ali beş yaşındaydı. Babasının sabah namazına kalkmasına uyandı. Babası namazını bitirdikten sonra ellerini gökyüzüne doğru kaldırıp dua etti, sonra da 'Amin' diyerek ellerini yüzüne sürdü. Ali babasının yanına koştu. "Neden öyle yapıyorsun baba?" dedi. Babası gülümsedi. Ali'yi kucağına aldı, pencerenin kenarındaki sandalyeye oturdular. "Dua ediyordum bizim için... Sonra da teşekkür ediyordum." "Kime teşekkür ediyordun? Neden teşekkür ediyordun?" "Bizi gün ışığına tekrar kavuşturan, bize sağlık ve yemek veren Allah'a teşekkür ediyordum." "Gün ışığı mı?" "Evet, sabah namazından sonra gün doğuyor ve biz yeni bir güne başlıyoruz. Böylece bir günü daha görmüş oluyoruz. Bak güneş doğuyor..." dedi babası eliyle dağın arkasından doğan güneşi işaret ederek. Biraz sonra babası konuşmaya devam etti: "Güneş, ay ve yıldızların ışığı O'nun çok küçük bir aydınlığıdır, oğlum..." "Anlamadım" dedi Ali. "Evde elektriklerin kesildiğini düşün. Bütün ev karanlık değil mi? Evin içinde elimizde mum ya da fener ile dolaşırız. İşte güneşte muma benzer, bütün evreni aydınlatacak ışığın çok küçük bir parçası. Kısaca güneş, ay ve yıldızlar, Allah'ın ışığının bir noktası sadece..." "Yaaa... Ne çok ışığı varmış Allah'ın!" "Evet oğlum, O istese hep gündüz olurdu. Ama her şeyi belli bir sıraya koymuş. Bize bu kadar aydınlığı bağışladığı için ona teşekkür etmeliyiz ve O'nu çok sevmeliyiz."

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            #20
            Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı




            Sağlık Rehberi


            Oruçla yenilenin


            Yıl boyu hücrelerimizde biriken çok sayıdaki zehirli kalıntıları vücudumuzdan atacak tek etkili yöntemi günümüz modern tıbbı oruç tutmak olarak tavsiye ediyor. Oruç bir anlamda organlarımızda biriken pası temizleyerek hücrelerimizin temizlenmesini, tazelenmesini ve hatta cilalanmasını temin ediyor. Oruç sayesinde vücudumuzda depo edilen besin maddelerini harcayarak yerine yeni besinleri yedeklemiş oluyoruz. Bu sayede bir anlamda tüm organizmamızda yenilenme hareketi destekleniyor. Detoks olarak adlandırılan bu program ile yaşam enerjisi artar.

            Tam iyilik hali olarak arzu ettiğimiz olduğu için unutkanlık dalgınlık ve konsantrasyon eksikliği gibi çağımızda sık şikayet edilen sorunlar azalır ve daha iyi ve kaliteli uykuyu yakaladığımız için sabahları dinç ve zinde uyanıp çalışma performansımızı artırabiliriz. Son yüz yılda giderek artan hastalıklarla mücadelede ilaçlar yeteri kadar etkili olmayınca alternatifler üzerinde kafa yormaya başlayan hekimler çareyi alınan gıdaların dengelenmesi ve sınırlandırılmasında buldu. 'Can boğazdan gelir' sözü 'can boğazdan çıkar' olarak değişti.

            Tüm önlemlerden daha etkili netice veren perhiz yöntemi giderek yerini daha düzenli ve planlı perhiz olarak adlandırılan oruca bırakacak gibi görülüyor. Oruç bu kadar etkili bir sağlıklı yaşam metodudur.

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              #21
              Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



              Kimler oruç tutamaz?



              Ramazan ayında hangi hastalar oruç tutamaz? Sıkça sorulan bu soruya şöyle cevap verebiliriz.
              * Hamile olan hanımlar, oruç tutmaları hususunda hekimlerinden yardım almalıdır.
              * Şeker hastaları oruç tutacaklarsa beslenmelerine çok dikkat etmelidir.
              * Kalp ve tansiyon hastası olan hastalar tedavilerini aksatacaksa oruç tutamaz.
              * Bunama hastalığına yakalanan hastalar da oruç tutamaz.
              * Şiddetli ishal veya aktif mide ülseri olan hastalar da oruç tutma hususunda dikkat etmek zorundadır.
              * Aşırı zayıf ve vücut direnci düşük olan hastalar oruca niyet etmeden önce hekimlerine müracaat etmelidir.
              * Oruç nedeni ile öfkesine hakim olamayan insanlar da oruca niyet etmek için doktorlarına danışmalıdır.
              * Özellikle belirli saatlerde düzenli ilaç alması gereken hastalar oruç tutamazlar.
              * Sara hastaları nöbetleri engellenemiyorsa oruç tutamaz. Örnekleri daha genişletebiliriz. Ancak hastalığı konusunda oruç tutup tutmama tereddüdü olan hastalarımız bize elektronik posta yolu ile sorularını iletebilirler.

              Yorum

              • 67TOPRAK
                Senior Member
                • 12-11-2005
                • 3015

                #22
                Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı

                tesekkurler @delphin

                Allah razi olsun. Ramazan´in mübarek olsun. saygilar.

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  #23
                  Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı




                  Damar sertliğine çaredir



                  Oruç tutma damar sertliği ve buna bağlı gelişen birçok hastalığın da ilacı olarak kabul edilebilir. Damar sertliği orta ve büyük damarların bir hastalığı olarak bilinir. Kalp damarları, beyin damarları, kalbin küçük damarları, ayak ve bacak damarları, böbrek damarları sık tutulan damarlar. Damarların iç kısmında endotel dediğimiz ince bir zar tabakası var. Bu zar tabakası düz ve pürüzsüzdür.

                  Yıllar içerisinde pürüzsüz, genç ve taze yapı giderek kartlaşıyor ve damarın kalitesi bozuluyor. Elastikiyet kaybolduğu'nda biz buna damar sertliği diyoruz. Doğumdan itibaren beslenmede yapılan yanlışlar orta yaşlara gelindiğinde bu şekilde bulgu vermeye başlar. Hastalığa zemin hazırlayan da gıdalardır. Beyaz şeker, beyaz un, hamurlu gıdalar, kızartmalar ve doğal olarak katı yağlar. Yine kırmızı et ve etteki yağ oranının fazla olması, taze olmayan bayatlamış patates, rafine gıdalarla beslenmeye çalışmak, bir de hazır gıdalar ve fast-food alışkanlığı, beslenme tarzı damar sertliği yapan unsurların başlıcaları olarak sayabiliriz.

                  Ramazan ayı ile birlikte bir ay süre ile oruç tutarak damar sertliğine karşı doğal ilaçsız bir çözümden hücrelerimizi mahrum etmeyelim. Eskiler can boğazdan gelir derdi. Şimdi can boğazdan çıkıyor sevgili okurlar. Aç ve susuz kalma ile kaybettiklerimiz kazandıklarımızın yanında çok cılız kalır. Onun için az yemek az uyumak ve az konuşmak insan-ı kamil için olmazsa olmaz şartlardandır.

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    #24
                    Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                    Epilepsi



                    Epilepsi ya da diğer adı ile sara hastalığı beyindeki hücrelerin çeşitli sebeplerle anormal elektrik üretmesi sonucu oluşan organik kökenli nörolojik bir hastalıktır. Kelime anlamı şaşırmak olan epilepsi hastalığının tarihçesi çok eskilere dayanıp Sezar, Dostoyevski, ünlü besteci Handelin hastalığı olarak da anılır. Dünyamızda milyonlarca kişinin bu hastalığı ile barışık yaşadığını biliyoruz. Toplumda her yüz kişiden birinde görülen sara hastalığı bilinenin aksine akıl ve zekayı genellikle etkilemez. Çok çeşitli sebepleri olduğu gibi çok çeşitli tipleri de vardır.

                    Basit ve saniyelik dalmadan, dakikalar süren kasılma hatta şuur kaybına neden olabilecek şekilde geniş yelpazede görebildiğimiz nöbet türlerinde, hekimin doğru teşhisi ve yönlendirmesi oldukça önem kazanır. Sara hastaları oruç tutabilir mi? Bu sorunun cevabı nöbet türüne ve tedavi şekline göre değişir. Özellikle son yıllarda üretilen nöbet engelleyici ilaçların günlük kullanımları oruç tutmaya engel teşkil etmemektedir.

                    Nöbetleri kontrol altında olan hastaların uyku düzenine dikkat etmek kaydı ile oruç tutmalarında bir sakınca olmadığını görüyoruz. Hatta oruç bazı sara hastalarında nöbetlerde seyrelme nedeni olabiliyor. Ancak bu hastalar hekim gözetiminde oruç tutmalılar. Özellikle tedavilere dirençli sara hastaları oruç tutma konusunda dikkatli olmalı.

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      #25
                      Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                      Oruç baş ağrısı yapıyorsa iftar ve sahurda bol su için




                      Özellikle stresli iş ortamında çalışan ve oruç tutanlar, baş ağrılarından sık yakınıyor. Öğleden sonraları ortaya çıkan konsantrasyon bozukluğu ise kişinin verimini düşürebiliyor. Uzmanlar oruç tutmanın iş hayatını sekteye uğratmaması için; akşamları bol sıvı içilmesini, mutlaka sahura kalkılmasını ve besin gruplarının dengeli tüketilmesini öneriyorlar.

                      Cinik-a Medikal Direktörü Aile Hekimi Dr. Eren Eroğlu, çalışan insanların daha rahat oruç tutmaları, değişen yeme düzeninden işteki verimlerinin ve sağlıklarının olumsuz etkilenmemesi için nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlattı...

                      Çalışanlar iş hayatlarının oruçtan etkilenmemesi için ne yapmalı?
                      Çalışan insanların oruç nedeniyle performansında düşmeler yaşanabilir. Yeterince konsantre olamama, verimli çalışamama gibi problemler en sık rastlananlarıdır. Bunun nedeni; sahura bağlı bozulan uyku düzenlerinin yanında, Ramazan'da kurallarına uygun beslenmemeleridir. Sağlıklı olarak iş hayatını sürdürebilmek için Ramazan boyunca tüm besin gruplarından yeterli miktarda alınmalıdır. Ramazan boyunca metabolizma yavaşladığından, günlük hayatta alınan gıda miktarından daha az gıda miktarı yeterlidir. 2 bin 200 kalori alması gereken 60 kilo genç bir kadın, şimdi 2 bin kalori ile rahat ve sağlıklı bir Ramazan geçirebilir. Çalışan insanın iftarı çalışmayana göre farklılık gösterir. Çoğumuz iş yerinde iftar etmek durumunda kalabiliyoruz. Bunun yanında, eve gidildiğinde tekrar iftar sofrasına oturulabiliyor. Bu ise, sağlıksız ve fazla beslenmenin en önemli nedenini oluşturuyor. Belirli şeylere dikkat edilerek, fazla yemenin zararlarından kaçınılabilir. İş yerinde yapılacak iftarda bir bardak meyve suyu, bir tas çorba ve biraz ekmek yeterlidir. Bu gıdalar o an için ihtiyacımız olan glikoz ve sıvıyı sağlar. Bir-iki saat sonra eve dönüldüğünde asıl yemek olarak akşam öğünü yenilebilir. Bu akşam yemeğinde; et ya da baklagil gibi protein içeren bir besin, kompleks karbonhidratların alınacağı ekmek veya bir parça pilav, makarna, bir bardak ayran ya da biraz yoğurt sofrada bulunmalıdır. Sebzeler ve meyveler hem içerdikleri vitamin hem de lifler yardımıyla iftar sofralarının vazgeçilmezleridir. Çalışan kişiler mutlaka sahura kalkmalılar. Erken yatıp sahur için kalkmaları, günü verimli geçirmeleri için gereklidir. Sahurda bir bardak süt, biraz kraker, bir tane meyve ve yeterli miktarda su, rahat bir gün geçirmeye yardımcı olur. Ağır yemekten kaçınılmalıdır.

                      Oruç tutarken dikkat dağılmasına karşı nasıl tedbir alınabilir?
                      Sabah saatlerinde insanlar daha dikkatli çalışabilirler. Öğleden sonra düşen kan şekeri ile birlikte, çalışma isteği ve gücü azalmaktadır. Bu nedenle, yoğun dikkat isteyen işler sabah saatlerine kaydırılmalıdır. Oruç boyunca görülen; halsizlik, yorgunluk, kan basıncının yani tansiyonun düşmesine bağlı olabilir. Bu sırada; terleme, enerjinin bittiğinin hissedilmesi, baş dönmesi ortaya çıkabilir. Ayağa kalkıldığında baş dönmesi çoğalabilir. Bu hal, özellikle öğleden sonra ortaya çıkar. Bunun nedeni iftar ve sahurda yeterli sıvı ve tuz alınmamasıdır. Bu yüzden kilo başına 30 mililitre suyun tüketilmesi gerekir. Yani; 50 kilo olan biri 1.5 litre sıvıyı iftarın ardından içmelidir.

                      Oruçluyken ortaya çıkan baş ağrısıyla nasıl başa çıkılabilir?
                      Özellikle Ramazan'ın ilk günlerinde ortaya çıkan baş ağrısı, genellikle kafeinin ve nikotinin eksikliğine bağlı olarak gelişir. Sabahları kahve ve sigara içmeye alışık olanlar özellikle bu şikayetleri daha yoğun yaşarlar. Bunun için Ramazan'a bir iki hafta kala sigara ve kahve tüketimi azaltılmalıdır. Kolalı içeceklerden uzak durulmalıdır. İftardan sonra bol meyve çayı tercih edilebilir.

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        #26
                        Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                        İftar sonrası sigara kalp krizini tetikliyor

                        * Masa başı çalışanlarının, yönetim kademesinde olanların, kritik kararlar vermesi gereken yöneticilerin nasıl beslenmeleri gerekir?
                        Masa başı çalışanlarının harcadıkları enerji miktarı hareketsizliğe bağlı olarak daha düşük olacağından, kilo alma riskleri bu dönemde artabilir. Bunu engellemek için; yağsız et, tavuk, balık, sebze, kepekli ürünler ve meyve ağırlıklı beslenmeleri doğru olacaktır. Yönetim kademesindeki beyin gücünün daha fazla kullanıldığı kişilerde ise, beyni çalıştıran glikozun yeterli miktarda alınması gereklidir. Bunun yanı sıra kilo alma riskini de düşürmek veya yok etmek için yine sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelerinde fayda vardır.

                        * İftar sofrasında sigara içiminin özellikle bir zararı var mı?
                        İftarda aç olan ve enerjiye ihtiyaç duyan vücuda, sigarada bulunan zehirli maddelerin gönderilmesi kalp krizi riskini artıracaktır.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          #27
                          Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                          Çalışıyorsanız Ramazan sofranızda bunlar olmasın



                          * Şeker ve şekerli tatlılar (bal, reçel, marmelat, şurup)
                          * Hamur işi, börek, çörek, pasta, kurabiye, çikolata
                          * Alkollü ve gazlı içecekler
                          * Yağda kızartmalar ve kavurmalar
                          * Kuruyemişler
                          * Sucuk, pastırma, salam, sosis
                          * Bütün yağlı yiyecekler (yağlı etler, kaymak, krema ve benzeri)
                          * İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar
                          * Kuyruk yağı, iç yağı, margarin, tereyağı
                          * Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, yürek gibi)

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            #28
                            Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı

                            Çalışanlar için örnek sahur mönüsü

                            * Bir miktar peynir
                            * Bir adet haşlanmış yumurta
                            * Beş adet zeytin
                            * İki-üç ince dilim ekmek
                            * Bir adet meyve, domates, salatalık veya
                            * Bir kepçe çorba
                            * Beş-altı yemek kaşığı yoğurt
                            * Bir-iki ince dilim ekmek
                            * Bir meyve
                            * İstenildiği kadar salata

                            Çalışanlar için örnek iftar mönüsü
                            * Hurma, zeytin veya su ile oruç açtıktan sonra;
                            * Bir kepçe çorba
                            * Bir orta boy biftek büyüklüğünde kırmızı et, beyaz et ya da köfte
                            * İki yemek kayığı pilav veya makarna
                            * Bir tabak sebze yemeği
                            * İki yemek kaşığı yoğurt
                            * Bir avuç büyüklüğünde pide veya iki ince dilim ekmek ve salata

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              #29
                              Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                              İftar sonrası sporda kalp krizi riski!



                              Florence Nightingale Hastanesi Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Saide Aytekin, Ramazan'da kalp hastalarının ve kalp sağlığını korumak isteyenlerin nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatıyor...

                              * Kalp hastaları oruç tutabilirler mi?
                              Çeşitli kalp hastalıkları var. Bunların hafif olan türleri tutabilir. Ancak her hastaya orucu önermiyoruz. Özellikle; kalp yetmezliği olanların, şeker hastalarının, ilaçla kontrol altına alınması zor yüksek tansiyonu olanların ve ileri yaştaki hastaların oruç tutmasını önermiyoruz. Son üç ay içinde kalp ameliyatı geçirmiş hastaların oruç tutmaları da henüz bünyeleri zayıf olduğundan doğru değil. Genel durumunda bir sorun olmayan, ilaç tedavisi sabah ve akşam saatlerine göre ayarlanabilen kişiler ise, doktorlarına danışarak oruç tutabilirler. Oruç tutanların çok hafif yemekler seçmeleri gerekir.

                              * Kalp sağlığı için Ramazan'da nasıl beslenilmeli?
                              Oruç tutan kalp hastaları, genel diyetlerini bozmamalılar. Zeytinyağı kullanarak pişirilen yemekleri tercih etmeleri önemlidir. Sebze yönünden zengin beslenmeli, beyaz eti tercih etmeliler. Sahurda yemek yedikten sonra yatılması, iftarda aşırı yenmesi, kalbe ani yüklenerek olumsuz etki yapabilir. Bu durum; kalp yetersizliğine, göğüs ağrılarına, tansiyonun ani yükselmesine sebep olabilir.

                              * Kalp krizi açısından Ramazan riskli bir dönem mi?
                              Ramazan'da yapılacak bir dizi hata, ani kalp krizi ile sonuçlanabilir. Uzun bir açlık döneminden sonra aşırı yemek yalnızca mideyi değil, kalbi de yorar. Bu dönemde ani gelişen inmeler, sıkça görülen damarsal problemlerdir. İftarda aşırı ve hızlı yemek, tansiyondaki ani çıkışlara, buna bağlı kalp yetmezliklerine, göğüs ağrılarına neden olabilir.

                              * Kalp hastaları egzersizlerini iftardan sonra mı yapmalı?
                              Egzersiz miktarını oruç tutanlar için bu dönemde azaltarak, daha çok sabah saatlerini öneriyoruz. İftardan sonra dolu mideyle yapılan egzersizler, kalp sağlığı açısından zararlı olabilir. İftara doğru saatlerde kan şekeri ve tansiyon düşebilir. Bu saatlerde aşırı egzersiz yapılması hem kalp hem de vücut sağlığı açısından uygun değildir.

                              * Bilinen kalp hastalığı olmayan kişiler Ramazan döneminde neye dikkat etmeliler?
                              Oruç tutanlar; göğüste sıkışma, çarpıntı, yol yürürken zorlanma gibi en ufak bir şikâyetleri varsa, hemen kalplerini ve tansiyonlarını kontrol ettirmeli. Yanlış beslenme ve yanlış yaşam modeli uygulanırsa, Ramazan döneminde kalp sorunları artabilir.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                #30
                                Konu: Her yönü ile mübarek RAMAZAN ayı .. herkes bakmalı



                                Açlığa tahammülsüzlük şeker hastalığının belirtisi olabilir



                                Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz Ramazan'da şeker hastalarının neler yapması gerektiği konusunda bilgi verirken oruç tutanların; soğuk terleme, aşırı sinirlilik gibi belirtileri dikkate alarak, şekerden şüphelenmesi gerektiğini de belirtti.

                                * Şeker hastaları oruç tutabilir mi?
                                Şeker hastalığı vücutta insülin hormonunun bulunmaması veya salgılanmasında bir bozukluk olduğunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bunun sonucu olarak tip 1 diyabetli hastalar, yani vücutlarında insülin hormonu hiç bulunmayanlar, günde iki-dört kez insülin almak zorundadır. Ayrıca, düzenli olarak günde altı öğün beslenmeliler. Vücutlarında insülin salgısı bozuk olan tip 2 diyabetliler ise, yine düzenli olarak şeker düşürücü hapları kullanmak ve diyetlerine günde altı öğün olarak dikkat etmek zorundalar. Bu hastalar oruç tutarsa, insülin ya da şeker düşürücü haplarını kullanmazsa, uygun bir şekilde diyet yapamazsa, ani şeker yüksekliği hiperglisemi veya ani şeker düşüklüğü hipoglisemi koması olabilir. Bu nedenle, şeker hastalarının uzun süreli aç kalmaları ve ilaçlarını aksatmaları tıbben mahsurludur.

                                * Şeker hastaları çok ısrar ediyorlarsa, hangi durumlarda oruca izin veriyorsunuz?
                                Diyabetin erken döneminde olan ve hiçbir ilaç kullanmayan kişiler, yani sadece diyet ayarlaması yapanlar, uyku saatlerini gündüze kaydırarak ve beslenme zamanlarının planlamasını ağırlıklı olarak geceye kaydırarak, kan şekerlerini kontrol etme kaydı ile oruç tutabilirler.

                                * Potansiyel şeker hastaları Ramazan'da fark edilebilir mi?
                                Gizli şeker veya hipoglisemi, diyabet ortaya çıkmadan 15-20 yıl öncesinden itibaren; açlığa tahammülsüzlük ve çabuk acıkma ataklarıyla başlar. Bu nedenle, kilosu fazla olan, orucun son saatlerine doğru daha gergin ve tepkili olan kişilerin mutlaka şeker yükleme testi ile gizli şeker olup olmadığını kontrol ettirmeleri gerekir. Oruç, bu kişiler için aslında ciddi anlamda bulguların bulunması için uygun bir fırsattır.

                                * Ramazan'da görülen hangi şikayetler potansiyel şeker hastalığı riskini gündeme getiriyor?
                                Açlığa tahammülsüzlük, acıktığı zaman soğuk terleme ve fenalık hissi, sinirlilik, tepkilerini kontrol edememe, yorgunluk ve bitkinlik şeker hastalığını düşündürebilir.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X