Böbreklerdeki Telafi Sistemi

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • maksudsahin
    Member
    • 08-07-2004
    • 2346

    Böbreklerdeki Telafi Sistemi

    Böbreklerdeki Telafi Sistemi
    İsmail İLYAS
    Son altı aydır, böbreğiyle alâkalı problemlerle uğraşıyordu. İki günde bir, dört saatlik diyaliz seanslarına devam ediyordu. Sağlığına kavuşması ancak bir böbrek nakliyle mümkündü. Bu problemlerle uğraşırken yoğun iş ortamından sıyrıldığından daha fazla muhasebe ve düşünme imkânı bulmuştu. Vücudunun ihtiyaçlarını en iyi bilen Yaratıcı’nın bahşettiği, hayatî birçok vazife gören böbreklerin kıymetini ancak arızalandıktan sonra anlamıştı.
    Tedavi süresince böbreklerle ilgili enteresan bilgiler edinmişti. Bunlardan en dikkat çekeni, tabiatta şahit olduğumuz yardımlaşma prensibinin bir benzerinin böbrekler arasında da mükemmel şekilde uygulandığıydı.
    İnsan vücudunda bazı organlar çift yaratılmıştır. Kollarımızdan birini, hiç kullanmadan uzun süre sâbit tutmakta zorlanır, tek kolumuzla sıradan işlerimizi yaparken bile güçlük çekeriz. Kulaklarımızdan birini pamukla tıkadığımızda, seslerin kaynağını belirlemekte ve bazı sesleri duymakta zorlanırız. Gözlerimizden birini kapattığımızda, görüş açımız daraldığı gibi görme netliği de bozulur. Çift yaratılmış organlar arasındaki yardımlaşmalar, Sonsuz Rahmet Sahibi’nin biz kullarına merhametini gösterir. Böbrekler de, diğer bütün çift yaratılmış organlar gibi kendilerine verilen vazifeleri yaparken mükemmel bir yardımlaşma sergiler.
    Böbrekler, Âlim-i Mutlak tarafından kendileri için bir döşek mahiyetinde yaratılmış en uygun yer olan karnın arka tarafına yerleştirilmiş ve korunmaları için kas, fasya (böbreği çevreleyen zarımsı yapı) ve yağ tabakaları ile çevrelenmişlerdir. Böbreklere, kanın temizlenmesi, insan vücudunun elektrolit ve asit-baz dengesinin sağlanması, tansiyonun kontrolü ve bunun yanında kanın birtakım maddelerden arındırılmasıyla oluşan idrarın boşaltım kanalına (üreter) sevk edilmesi gibi vazifeler verilmiştir.

    Böbreklerin çalışma sistemi
    Böbreklerde kanın temizlenmesiyle ortaya çıkan idrar, böbrek idrar yolu (üreter) aracılığıyla mesaneye sevk edilir ve oradan uygun yer ve zamanda idrar yolu (üretra) vasıtasıyla dışarı atılır. Bu sisteme idrar yolları sistemi veya üriner sistem denmektedir. Bu sistemin herhangi bir yerinde daralma, taş, tümör veya dışarıdan basınç gibi çeşitli sebeplerle tıkanıklık olursa, idrar akışı engellenebilir. Bu durumda tıkanıklığın üst tarafında idrar birikimi ve basınç yükselmesi neticesi üriner sistemin yapısında ve fonksiyonlarında değişiklikler görülür; böbrek kan akımı azalarak hücre seviyesinde doku harabiyeti gelişir. İdrarı mesaneye sevk etme ile vazifeli idrar yolları, bu basıncı yenebilmek için daha güçlü kasılarak içerisindeki birikimi fırlatmaya ve önündeki engeli aşmaya çalışır. Eğer idrar yollarının önündeki tıkanıklık açılmazsa, basınç yükselmesine bağlı olarak, idrar yollarında genişlemeler başlar. Aslında bu genişleme bir problemmiş gibi gözükse de, vazifesini yapmakta güçlük çeken böbreklerin rahatlaması ve üzerindeki basıncın düşmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir. Rabb’imizin merhametinin bir tecellisi olarak yarattığı bu mükemmel mekanizmayla, hastaya rahatsızlık veren basınç bir süre için düşer.
    Böbreklerde yardımlaşma
    Herhangi bir hasar veya hastalık durumu ortadan kalktıktan sonra böbreklere eski fonksiyonlarını yakalayabilmeleri için, vazife taksimi yapabilme, fonksiyonlarını artırabilme veya azaltabilme kabiliyeti bahşedilmiştir. Bu durum tıp dilinde Renal Kontrbalans (Böbreklerde karşılıklı denge) olarak ifade edilmektedir. Bu hâdise iki şekilde yürütülür:
    Birincisi, büyüme hormonunun vesile olduğu zorunlu büyümedir. Verilen bu vazife ile iş yükü artan böbrek büyütülür, geliştirilir (hipertrofi). Vücutta doğuştan tek böbrek olması veya böbreklerden birinin tıkanması yahut hastalanması durumunda, mevcut veya sağlam böbreğin, bütün vücuda hizmet verebilmesi için büyüme hormonu vesilesiyle büyütülmesi buna misâl verilebilir. İnsan için ehemmiyeti büyük olan bu fonksiyonu, sağlam böbrek üstlenir. İyileşme sürecinde, hasta olan böbreğe belirli bir tamir edilme kapasitesi bahşedilmiş olduğunu yapılan araştırmalar göstermektedir. Bu kapasiteyi artıran en önemli faktör, Allah’ın vücudumuzda yarattığı, fakat bilim adamlarının fizikî mekanizmasını ve işleyişini henüz anlayamadığı hormonal uyarılardır. Uyarıların şiddeti; tıkanıklık ve buna bağlı gelişen böbrek hasarının derecesiyle yakından ilgilidir. Böbrek, bu uyarılar vesilesiyle bir dereceye kadar iyileşip, bazen de eski normal durumuna geldikten sonra, toplam böbrek fonksiyonuna gücü oranında katkı sağlar. Fakat iyileşme sürecinde böbrekteki rahatsızlığın ortadan kaldırılamaması durumunda, gelen uyarıların derecesinin azalmasıyla böbrek zamanla fonksiyonunu kaybeder ve küçülür (atrofi). Eğer hasta böbreğin arızası ortadan kalkar ve eski fonksiyonunu yapar hâle gelir veya hastaya başka bir böbrek nakledilirse (transplantasyon), sağlıklı böbreğin iş yükü azalır ve hipertrofisi durur.
    İkincisi ise, bir böbrekte kalıcı hasar olması durumunda, bilinemeyen hormonal uyarıların tesiriyle sağlıklı böbrekte oluşan telâfi edici büyümedir (kompansatuar hipertrofi). Hasta böbreğin fonksiyonunu da yerine getirmekle vazifelendirilmiş sağlıklı böbrek, bu hayatî vazifeyi yapabilmesi için büyütülür, geliştirilir. Zorunlu büyüme her şartta gerçekleşebilmesine rağmen, kompansatuar büyüme için böbreklerden birinin kalıcı olarak hastalanması şarttır. Her iki böbreğin çalışma kapasitesi devamlı denge hâlindedir, gerektiğinde, bütün vazife bir böbreğe verilebilir.
    Neticede fonksiyonu diğer böbreğe verilmiş olan hasta böbreğin rahatsızlığı ortadan kaldırılsa dahi, eski fonksiyonu tekrar kendine verilmez. Hasta böbrek daha az, sağlıklı böbrek ise, daha fazla çalıştırılarak toplam böbrek fonksiyonunun korunması sağlanır. Buradan sağlıklı böbreğin, hasarlı böbreğin iyileşmesini sınırlandırdığı anlaşılmaktadır. Buna, hasta böbrekte kullanılmama atrofisi denir. Fakat sağlıklı böbrek hastalanır veya alınırsa, bu durumda toplam fonksiyonu üstlenen hasta böbrekte iyileşme daha fazla olmaktadır.
    Hasta böbrekte iyileşme kapasitesi olan dokuların iyileşebilmesi için bir uyarı veya sebep şarttır. Bu uyarılar ise böbrekleri en iyi bilen tarafından gönderilmektedir. Eğer iyileşme neticesinde böbreklerin toplam fonksiyonu eski durumuna gelirse, artık bu uyarılara ihtiyaç olmadığından bu mekanizma devreden çıkmaktadır.
    Muntazam bir fabrika hükmündeki kâinatta, bütün varlıklar mükemmel bir denge ve âhenk içinde birbirleri ile yardımlaşır. Bediüzzaman Hazretleri’nin: “İnsanda bütün âza, kemikler ve damarlarda, hattâ bedenin bütün hücrelerinde, her yerinde, her cüz’ünde faydalar ve hikmetlerin gözetilmesi, nihayetsiz bir hikmeti göstermektedir. Hem kâinatta ve insan vücudunda her faaliyetin sanatında mükemmel bir intizam bulunması da yine o nihayetsiz hikmetin varlığına işaret etmektedir.” dediği gibi, vücudun iki yanına yerleştirilmiş olan bu organların mükemmel işleyişi de, Hakîm-i Ezelî’nin nihayetsiz hikmetlerinden biridir.
    “O değil mi seni yaratan, bütün vücut sistemini düzenleyen ve sana dengeli bir hilkat veren.” (İnfitar/7) âyetinde Cenab-ı Hak, kâinatın küçük bir misâli olarak halkettiği insandaki sistemleri, dengeli ve mükemmel bir şekilde karşılıklı yardımlaşma içinde işlettiğini haber vermektedir. İnsanın gücü az, âcizliği çoktur. Allah (cc), aczimize ve fakrimize binaen bizi sayısız tehlikelerden muhafaza etmekte ve mükemmel nimetlerle donatarak, her an, her yerde tecelli eden kudretine ve keremine lâyık büyüklüğünü göstermekte ve bunun karşılığında bizden sadece onu bilip tanımamızı istemektedir.

    Kaynaklar
    - Anafarta K, Göğüş O, Bedük Y, Arıkan N, Temel Üroloji, 1. Baskı
    - Wals, R., Vaughan, W., Campbell’s Urology, Eight Edition, 167-210
İşlem Yapılıyor