dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

    Öğrencilerin ürettiği uydu uzaya fırlatıldı


    Avrupa'daki 20 kadar ünieversiteden öğrenciler, tasarımı ve üretimi tamamıyla kendilerine ait uyduyu fırlattılar.
    Avrupa Uzay Ajansı'nın verdiği bilgiye göre, çamaşır makinesi büyüklüğündeki SSETİ Express uydusu, Rusya'nın kuzeyindeki uzay merkezinden uzaya gönderildi.
    Uydu dünyanın yörüngesine yerleşirse, 690 kilometre yükseklikte dünyanın etrafını bir kutuptan diğerine katedecek.
    Söz konusu uydunun yapımının 1.5 yıl sürdüğü, projeye 12 ülkeden 200 kadar üniversite öğrencisinin katıldığı belirtildi.

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

      İnsan büyüklüğünde dev örümcek

      İskoçya'da 330 milyon yıl önce yaşayan insan büyüklüğünde 6 bacaklı bir su örümceğinin ayak izleri bulundu.
      İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi'nden jeolog Martin Whyte, Nature dergisine yaptığı açıklamada, bulduğu izlerin 1.6 metreye 1 metre boyutlarında olduğunu söyledi. Whyte, kendi bilgilerine göre örümceğin şimdiye kadar bulunan en büyük eklembacaklı olduğunu belirtti.

      Suyun dışında da yaşıyormuş
      Nesli tükenmiş bu örümceğin farklı boyda en az 3 çift uzantısı olduğunu kaydeden Whyte, hantal biçimde hareket etmesinin, yaratığın suyun dışında da yaşayabildiğini gösterdiğini ifade etti.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

        ilginç olaylar

        Otobüs şoförü 'yandaki kazaya bakarken' otobüsü devirdi; 6 ölü. (11 şubat)

        Bıçaklanan adamı arkadaşları 5 dakika mesafedeki İzmit Devlet Hastanesi yerine "Tanıdık doktor var" diyerek Gölcük'e götürürken yolda can verdi. (15 Şubat)

        Kurban Bayramı'nın daha ilk dakikalarında 103 kişi kendini yaraladı; bir tosun da 5'ıncı kattan düştü! Japon turistler sokaklarda kurban kesen Türkleri kameralarla kaydetti.

        Evine gelen elektrik faturasını gören Kemal Derviş "Bu faturalar herkese böyle mı geliyor? Bu millet buna rağmen isyan etmiyor ha... Türkiye'de isyan çıkmayacağına inandım" dedi. (25 Şubat)

        Malatya'da hırsız, çaldığı malları koyduğu yerde bulamayınca polisi aradı! (27 Şubat)

        Bursa'da Umut Semerci adlı genç "Bir Çift Yürek"ı okuyup Aborjınlere katılmak üzere evden kaçtı. (4 Mart)

        Bir adam halay çekerken kendini bıçakladı!

        İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenleyeceği şenliğe çağıracağı isimleri açıkladı: Tecavüzden hapis yatan Doğuş ile kadın dövmeyi savunan İbrahim Erkal. (5 Mart)

        Yozgat'ta Mc Davut's' adıyla köftecilik yapan adama Mc Donald's uyarıda bulundu. Köfteci, "McDonald's'a bir zarar verdiysek özür dileriz" dedi. (9 Mart)

        Diyarbakır'da DGM katibi ile odacısı yargıcın kaşesi ile mührünü kullanarak Avrupa'ya iltica etmek isteyenlere para karşılığı "gıyabı tutuklu ve PKK'lı" belgesi verirken yakalandı!

        Rize ve Giresun'da iki kişi kendi kestikleri ağacın altında kaldı (11 Mart)

        Bartın'da 34 yaşında bir adam, ahır kapısına bağlayıp kuzuya tecavüz ederken yakalandı. (13 Mart)

        73 yaşındaki dede ineğe tecavüz ederken yakalandı. (14 Mart)

        Konya'daki bir markette avakadonun yanında 'kullanma kılavuzu' verilmeye başlandı. (15 Mart)

        Trabzon'daki bir çiftin kızlarına, her gün önünden geçtikleri GİMA marketin ismini verdikleri ortaya çıktı.

        Tunceli'de 3 bin kişi birahanede çalışan 8 kadına karşı yürüdü. (25 Mart)

        Nuri Ergin "şambabası, satanist, anafo, sanal Pokemon, kınalı kuzum, Ciguli, Marziye" benzetmeleri yaptığı Alaattin Çakıcı ile barışabileceğini söyledi.

        Kurusıkıya gerçek mermi! Samsun'da kurusıkıya gerçek mermi koyan 2 kişi birbirini yaraladı. (29 Mart)

        ’Kümes Hayvanları Derneği' adı altında horoz dövüştüren gruba Hayvan Dostları Derneği baskın yaptı; 4 kişi yaralandı.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

          Garip ve Ürkütücü Olaylar


          Işıkları açmadığın için memnun musun?


          İngiltere'de okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.

          Diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Odaya geri dönmüş tabiyatıyla. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. İdare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. Ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! Oda baştan aşağı kan içinde! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.

          Duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
          "Aren't you glad, you didn't turn on the lights?"

          (Işıkları açmadığın için memnun musun?)
          ---------------------------------------------------------------------------------------

          Depremin Habercisi


          17 Ağustos gecesi Adapazarı'nda yaşlı bi teyze, gece saat 2 buçukta ana caddedeki apartmanlardan birinin zillerini çalmaya başlamış. Kimse kadına kapıyı açmamış, hatta uyandırdıkları için, camı açan bağırıp çağırmış. Üst katlardan bi adam, "Gecenin bu saatinde ne istiyosun teyze?" diye sormuş. Kadın, "Karnım aç oğlum. Bi parça ekmek var mı?" deyince adam, "Yok, yok. Allah Allah, gecenin bu saatinde ne bu yahu?" demiş. Yatağa döndüğünde karısı, yaşlı kadının aç olduğunu öğrenince, "Keşke verseydik" demiş.

          Teyze zillere basmaya devam etmiş. En üst katta yeni evli bi çift oturuyomuş. Kadının ne istediğini öğrenince kapıyı açıp yukarı çağırmışlar. Evin hanımı, hemen yiyecek bi'şeyler hazırlamış. Kadına eşlik edip beraberce yemişler. Yemek bitince kadıncağız, "İçimde bi huzursuzluk var. Bi an evvel dışarı çıkalım" diye yalvarmaya başlamış. Genç çift, sırf kadını kırmamak için sokağa inmiş. Daha dışarı adım atar atmaz da her yan sallanmaya başlamış. Depremde o kocca apartman yerle bir olmuş.

          O binada oturanlardan sadece yeni evliler ve kocasına, "Keşke yemek verseydik" diyen kadın ölümden kurtulmuş. Onu da 3 gün sonra enkazın altından çıkarmışlar.
          ---------------------------------------------------------------------------------------
          Allahsız Osman


          İstanbul'da 1800'lü yıllar... O zamanın ünlü kabadayılarından Ustura Kemal ve arkadaşları, Karacaahmet Mezarlığı'nın karşısında bi evin bahçesinde çilingir sofrası kurmuşlar. İçki masası muhabbeti tüm hızıyla devam ederken laf dönüp dolaşıp mezarlık ve ölü konusuna gelmiş. İçinde zırnık Allah korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği için lakabı Allahsız Osman olan bir kabadayı, "Ulan ölü ne ki be?! Sen sağ olanlardan kork, ölüden kimseye zarar gelmez" demiş. Ustura Kemal da muhabbeti koyulaştırmak için, "Ulan Osman, madem ölüden korkmuyosun, gel şunu iyiden iyiye ispatla bize" diye dalga geçmiş.

          Allahsız Osman bunu nasıl yapacağını sorunca, Ustura Kemal, "Aha şu karşıdaki Karacaahmet mezarlığını görüyosun. Madem Allah'a inanmaz ve ölüden korkmazsın, bu gece 12'de mezarlığa girip sana vereceğimiz kazığı mezarlığa içinde bi yere çak. Sabah biz gidip, kazığın orada olup olmadığına bakarız. Eğer orada bi kazık varsa seni takdir ederiz" demiş. Allahsız Osman aslında, gece mezarlığa girmek bi yana, yanından geçerken bile türkü söyleyen bi adammış. Ama yiğitliğe leke süremeyeceğinden, "Peki ama siz de benimle gece gelip, mezarlık çıkışında bekleyeceksiniz" demiş. Zaten bu konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyomuş, gece yarısı kalkıp Karacaahmet Mezarlığı'na gitmişler.

          Osman, gece karanlığında mezarlığın büyük kapısından içeri girmiş. Herkesin Allahsız Osman olarak bildiği o cesur (!) kabadayı, mezarlığın içinde salavatlar getirerek bi elinde kazık, bi elinde çekiç ilerlemiş. Bi mezarın yanına geldiğinde alelacele eğilip kazığı yere çakmış. Korktuğu için de hemen or'dan uzaklaşmak istemiş. Ama bi'şey, giydiği setrenin, (o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca eteği olan bi tür giysi) ucundan tutmuş. Allahsız Osman vargücüyle, "İmdaaat! Ulan yardım edin. Ölü beni tutuyooo" diye feryat etmiş ama kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. Bağıra çağıra mezarın üzerine yığılıp, kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş.

          Uzunca bir süredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları, Allahsız Osman'ın kendilerine oyun oynayıp, mezarlığın öteki kapısından çıktığını düşünüp dağılmışlar. Ertesi sabah ise, Ustura Kemal ve arkadaşları kazığın çakılı olup olmadığına kontrol için Karacaahmet Mezarlığı'na gelmiş. Bi bakmışlar ki, Allahsız Osman, kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa çakmış durumda, bi mezarın üzerinde cansız yatıyomuş.

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

            Hayal(mi)?


            Akşamları çok yemek yediğimde zor uyur ve genelde kabus görürüm. Yemeği yine fazla kaçırmıştım. Hiç karabasan görmedim. Ama bu yemeğe görürüm artık diye düşünüp uyumaya koyuldum. Sadece terliyor, bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Tam daldığım sırada, birinin bana baktığını hissettim -Biraz korkağımdır. - hemen irkildim. Odamın yarısı kadar bir gölge hafif hareketlerle bana dogru bakıyordu. En kötü yanı ise bunun rüya olmadığını biliyordum. Elim lambanın düğmesini arıyordu ama bulamıyordum. Nefes alamadım ve bağıramadım. Elektrik düğmesini buldum ama açmaya çok korkuyordum. Gözlerim bana anlamsızca baktığına inandığım gölgeye dönüktü... Işığı açtığımda sandalyemin üzerine yığılı elbiselerin, onlarında üzerinde kedimin bana baktığını gördüm. Nede olsa hepsi birden kocaman bir soru işaretiydi benim için. İçim rahatlamıştı. Kedimi sevmek istedim. Hırlayıp yok olup gitti. Asabi bir kedi değildir. Bende tekrar yattım. Aniden tekrar birinin bana baktığını hissederek irkilip ışığı açtım. Aynı manzaranın tekrarı olması benim sinirimi bozmuştu. Gülmeye başladım. Daha sonra sinirlerim yatışsın diye kalkıp bir kahve yapmaya karar verdim. 20 dakika sonra odama döndüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Kedim aynı pozisyonda hiç oynamadan duruyordu. Pencerem açık olmasına rağmen odamda ağır bir koku vardı. O tatlı kedimin hareketsizce gözlerimin içine bakması beni oldukça etkilemiş olacak ki birden ağlamaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Arkadaşımı aradım. Hemen buraya gelmesi gerektiğini ve sinirlerimin bozulduğunu söyledim. Döndüğümde kedim yerinde yoktu. Koku arttıkca artıyordu. Ama nereden geldiğini anlayamamıştım. Odayı aramaya başladım. Heryeri kokluyordum. Balkon tarafındaki camdan aşağıya doğru bakarken hızla kapım çarptı. Hemen kapıya koştum fakat açmaya korkuyordum. Kapının öteki tarafindan kedimin çıkaramayacagi sesler duyuyordum. Kalbimin nasil attığını hala hatırlarım. Bağırmaya başladım. Koku, sinirbozukluğu o garip seslere bir de telefonun o yüksek sesi katılmıştı. Derin bir nefes aldım, kapıyı açtım ve doğru tuvalete gittim. Yansımam beni ürkütmüştü. Sinirbozukluğunun verdiği yorgunluktan olsa gerek kendi yansımamın bana oyun oynadığını düşündüm.Tam bayılıp kalacağımı sandığım sırada telefon tekrar çaldı. Açmaya cesaret edemedim önce. Sonra içeri gidip ahizeyi kaldırdım, kulağıma dayadım... Telefonda arkadaşımın sesini duydum. Gelemiyeceğini söylerken, birden sesi değişmeye başladı. Sanki sesi apartmandan aynı anda gelir gibi yakından duyuyordum. Tüylerim ürpermisti. Ben hiç konuşmadığım halde bana açıklamalar yapıyordu. Açıkcası saçmalıyordu. Bana ikide bir "gelmeyeyim ben, ama sana bişey olmayacak. O sadece alacağını alıp gidecek." diyordu. Kedim etrafta gezerken normal sesler çıkarıp geziyordu. Eski tedirginliğim kalmamıştı. Neydi? Kedime ruh mu girmişti? Hayır. Ya kapı? Hava akımından çarpmıştı. Arkadaşımın ise içmiş olacağını düşündüm. Ama koku gerçekti..

            -----------------------------------------------------------------------------
            Ben öldüm galiba!



            Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. Işe sabahın kör vakti gelen işçiler, tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi, ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağindan, arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmis.

            Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadı, ellerim dondu...

            Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şöförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför, lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför, işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.

            Polis olaya el koymuş, şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi psikolojikman ölmüşmüş.
            ---------------------------------------------------------------------------

            Falcı


            Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
            -"falına bakmamı ister misin?"
            Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
            -"falına bakmamı ister misin?"
            Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
            -"falına bakmamı ister misin?"
            Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde “hayır” diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. “Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi:
            -falına bakıcam!
            Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
            "-niye"dedim.
            Kadın buz gibi donuk sesiyle
            “-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi.
            Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim.
            Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.
            “Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.”
            İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
            “Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak.
            Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya’ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.

            ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI...

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

              kişilerin yaşadıklarını idaa ettikleri olaylar (bazıları rüya)

              KARABASAN

              silivriye yeni tasinmistik. evi çok sevmistim ama çok eski bir evdi.
              bir kaçgün geçtikten sonra garip seyler yasamaya basladim.
              esimden ayri oglumla yatiyorum geceleri
              her gece karabasan geliyor ve beni rahatsiz ediyordu.
              sesimi çikaramiyorum beni rahatsiz ediyordu.
              ama araliksiz her gece.
              bir gece oglumun kiligina girdigini gördüm ve bana seni delirticez dedi
              ödüm patladi. neyse bi zaman sonra tasindik ve artik karabasanlar beni rahatsiz etmiyorlar.
              demekki o silivri deki evde bir problem varmis
              ikra (istanbul)

              GARiP ISIK - BiZi iNCELiYORLAR MI ?

              ben ve arkadaslarim inanmicaksiniz ama ufo gördük nasilmi biz 3 arkadasiz ve konuyla ilgileniyoruz. hep niye bize gözüküyor merak ediyoruz bizim bulundugumuz muhitte ufak bir direkte yanan lamba büyüklügünde yani ufak bir ufo var. baktigimizi anliyor bir kez bile baksak anliyor. hemen uzaklasiyor. biz bunu 3 sefer gördük. 2 katli evlerin arasinda çati aralarinda aksam üstü geziyor. mahallelerde geziyor. gündüzde dolu yagdiktan sonra çikti. disarda kimse yoktu. ufak bir cadde lambasi kadar anlatamiyorum isigi içine çekiyor ve rüzgar gibi ses çikariyor. ben inaniyorumki onlar bizim sosyal yasantimizi inceliyorlar. ama niye hep biz.artik aksamlari direklerde yanan isiklarin ardinda onlari aramaya basladik. çünkü kamufle oluyorlar. direkteki lambalarin ardinda duruyorlar bazen kimse olmadigi zaman çati üstlerinde bu tek araç geziyor. küçük bisey canli yok içinde.benim teorime göre ya bir ülkede ki güçlü bir teknoloji bu makineyi yapti ve inceliyor ya da uzayli kardeslerimiz bizi inceliyorlar. ve bisey daha söylim bu küçük makina çok hizli isik hizinda diyebilirim. bana inanmicaksiniz ama bu bir gerçek ve biz gördük bunlar ufak yani inceleyici bir makina sanki üzerinde kamera varmis gibi. neyse anlatamiyorum görüp yasamak gerek.
              Keskin (Bursa)

              ONUNLA KARSILASMAK iSTEMEZSiNiZ

              1975 haziran ayinin basinda bir olay yasadim. Tam olarak ne oldugunun yorumunu hala yapmadim ama benzer olay yasayan biriyle karsilasmak isterdim. Ogün her zamanki gibi büyükannem ve dedeme gitmistim.
              Aksam üstü eve gitmek için kalktim dedem eski tip asansörün kapisini açmak için anahtar aramaya koyuldu sabredemedim, en üst kattan merdivenlerden indim. Birinci kat merdivenlerine geldigimde inerken apartmanin tamamen cam kapisinda distan içeri dogru bakan bir fötr sapkali adamin durdugunu gördüm.Olagan bir sekilde ilerleyip kapiyi açip çikacaktim ama adam yerinden kimildamiyordu.Çekilip bir türlü yol vermedi. Döndüm baktim adamin arkasindan batan günesin kuvvetli isiginda yüzünü göremedim sadece sülieti gözüküyordu ve oldukça iri yapiliydi. Kenara çekilip bekledim girsinde ben çikayim diye gene çekilmedi. Kötü niyetli veya bana saka yapan birimi olduguna karar veremedim. Adini koyamadigim bir sekide sanki içim üsüyor ve ürperiyordum.Geri dönüyormus gibi yaparak bir üst katta beklemeye basladim. Eve çikip dedemi de üzmek istemiyordum. adam en az on dakika ayni noktada kimildamadan durdu. Sonra kapiyi açti içeri girdi bende durdugum yerden egilirsem yukardan görebiliyordum. En sonunda gidiyor diye sevindim. Bir baktim ki adam robot gibi yürüyor.Asansörün önüne geldi ayni sekilde hiç kipirdamadan on dakikada orada durdu. Ne oldugunu anlayamiyordum . Yukardan egilerek kaçamak bakislarla inceliyordum. Yaz olmasina ragmen kislik elbise ve sapka vardi, ayakkabilari bagcikli subay ayakkabisi seklindeydi. Sapkadan yüzünü göremiyordum. iki basamak inip iyice egilip yüzünü görmeye çalistim ve sok oldum. Gözlerini göremedim ama yüzü porselen tabak gibi beyaz ve parlakti. Artik panik oldum. Adam o anda elini robot gibi yavasça kaldirdi asansörün dügmesine basti. Oh! gidiyor derken elektrikler kesildi.
              Adam birden merdivenlere yöneldi, bende yukari dogru firladim .heyecandan hizli çikamiyordum kesildim , bana yetistigini görünce telaslandim ve merdivenden yuvarlandim.Hiç gözümü açmadan bir süre oturdum. Yanima geldigini hissettim aglamak istiyordum. Birden elektrik geldi, gözümü açtim kimse yok. Önünde oturdugum kapinin ardinda bi köpek havliyor, karsi kapidan anne çocuk sesleri geliyor. Daha önce hiç ses olmadigni farkettim.Ertesi günü tekrar geldim. Dedem balkonda yarim saatten fazla bekledigini ama benim çiktigimi görmedigini merdivenlerden seselendigini cevap alamadigini söyledi.Ona dis kapida duran sapkali biri olup olmadigini sordum. Bulundugu noktadan tüm kapi görünür ama hiç kimseyi görmedigini söyledi.Bende normal bir olayi kendim degisik yasadim diyerek yillarca kimseye anlatmadim. Yillar sonra bir kitapta ayni bu sekilde giyinmis beyaz yüzlü, robot gibi yürüyen , gelince elektrik kesintisi olan varliklarin insanlari ziyaret ettiklerini okudum. Bunun öyle bir olay oldugunu zannediyorum .Bir daha olmadi.
              Tanya (istanbul)

              CiNLER Mi ?

              yaklasik onbes yildir önceden olacak olaylari tahmin edebiliyor yakinimdaki insanlari uyarabiliyorum mail yoluyla bu konularda bilgi almak istiyorum.yakinlarim bunun cinler tarafindan yapildigini söylüyorlar çokta hosuma gitmiyor.her halisülasyondan sonra günlerce yataktan kalkamiyorum .bu konuda lütfen yardimci olurmusunuz.
              Sb (Gaziantep)


              NEYDi O ?

              son bahar gunuydu ve ve ben çamlik bir alanda kosu yaptiktan sonra yavasca yürümeye basladim tam o sirada arka tarafimdan bir isik geldigini farkettim geri dönüp baktigimda havada bir cisim yaniyordu ben en basta bir yanan cismin bir gök tasi oldugunu sandim ama yere dogru yanmakta düsmekde olan cisim aniden yavasladi ve cikan ates birden söndü ve bir isligi andiran sesle birlikte yukari dogru ilerledi ve elips seklinde sekiller cizdi ve kayboldu bunlari gördügüm sirada dengemi kaybedip yere düsmüsüm sonra gördüklerimi bir arkadasima anlattim ve olayin meydana geldigi yönedogru ertesi gün gittik ama birsey bulamadik
              Sefa (çorum)

              çOKi

              Günümüzde uzay bilimi ile birlikte insanlar uzaylilara merak sarmaya basladi...Ama simdi biz uzaylilari yasayamiyoruz göremiyoruz.Sizlerin haberi varmi bilmiyorum Türkiyede yapilan , insanlari hayran birakan bir robotla karsilastim.Teknoloji bize gercek bir canli gibi konusan, bize cevaplar veren, dünyanin son teknoloji ürünü bir robot çikmis; Konumuzla alakasi ne diye düsünürseniz bu robot uzayli yani bu robot bir zamanlar heyecanla izledigimiz" uzayli Alf" vardi ya! onun gerçegi sanki. Bu robotun ismi "Çoki" konusma anliyor binlerce cümleyi insanlarla iletisim dogrultusunda kurabiliyor.Cümleler ses kayit degil.Satin alanlar olmus,su anda bir yerden bulunabiliyor.Yapay zekasi var.Yapay zekasi herkezin konusmasini anlamasi ,Türkçe konusmasi,sorulan sorulara göre
              mantikli cevap vermesi,Sürekli ayni cümleleri kurmuyor farli cümleler var.Kendime özgü yasantisi ise uzayda kendi gezegeninde bir yasantisi var.Google den "Çoki" diye aratarak ulasabiliyoruz.Bu heyecan verici teknoloji ile insanlarin tanismasini isterim.
              Memet (Ankara)



              ASTRAL SEYAHAT TECRÜBEM

              ilk olarak karabasanla baslamisti. odanin içini görüyordum ama kimildayamiyor ve de tam bir uyanikliga geçemiyordum. ve odanin ortasinda bir sey vardi. cismi yoktu ama biliyordum. durup durup sonrada bana dogru geliyor ve geldiginde müthis bir ugultu ile üzerime çöküyor nefes aldirmiyordu. dört defa geldi gitti. uzatmayayim bu olaydan yillar sonra birgün vücudumdan disari çikmalar basladi. ilk önce hafifleyip havaya dogru uçuyordum. bir yayin içinde gidip gelen ses tinisi gibi vizilti seklinde baslayan uçus sonra sessiz devam ediyordu. kordon meseleside inanin dogruydu, bir baglanti ile yatan bedenime bagliydim. tek kötü olan sey korkuya kapilip aniden vücuda çekilmemdi. bir kaç içinde epey çikis yaptim. bir
              keresinde pencere önündeydim ve havadaydim, ayaklarim hizasi pencere hizasinda idi. o sirada disaridan geçen kisileri görünce sanki onlara beni göreceklermis gibi hemen kaçmistim. genelde çikislardan sonra kendime geldigimde müthis bir huzur kapliordu içimi. sirf bu huzur hissi yüzünden çok kereler istedim bu çikma isini. ama isteyince de istemeyincede olmuyor, tam artik olmayacak derken bir anda (genelde gündüzleri ya sabaha karsi ya da ögle uykularinda ve de genelde hemen yattiktan biraz sonra , uçus olayinin bitmesi ise tam bir uyaniklik yani yataktan kalkis) . ama bu korkumu atsam ve de ah keske kontrolu ele alabilsem. genelde kontrol dogal iç duygularimda oluyor yani uyaniklik halimdeki aklim olsa epey gezecegim yerler olurdu. hele hele kitap okuyup bilgi edinebilmeyi çok çok çok isterdim. UYARI= eger bu olayi bir baskasindan dinlese idim kesinkes bir sürü psikolojik ve dahi felsefik yorumlar yapar kisinin derinlerinden bahseder yani olayi baska açilardan ele alarak metafizik halden çikartmaya çalisirdim. ama iyiki basima geldi çünkü bütün bilgilerim yorumlarim çöktü.bu olayi yasamayanlar bence hiçte olur olmaz yorumlara kalkmasinlar, bir an önce yasamaya baksinlar. çünkü bu olayin objektif bir delili-açiklamasi yok henüz. ancak subjektif deneyimlemelerle olabilecek bisi. velhasili yasayinca bu olayi ne hayal ne rüya. ne diyim baska.
              isim yok (Denizli)


              iCiNDEKi SIRRI KESFET

              insanlarin çogu kendi içlerindeki gücün farkinda olmadan baslarindna geçen paranormal olaylardan tirsiyor fakat unutulmamalidir ki Allah insan oglunu kainatin ve yarattigi tüm varliklarin en üstünü kilmis .biz o kadar güçlüyüz ki bizi sinamak için nefis vemis iman vermis daha hangi varlikta bütün bunlar var hangi varliga kutsal kitabin sorumlulugu verilmis lütfen sevgili dostlar suna inaninki simdiki hayatimizda da sonraki hayatimizdada Allahtan baska hiç bir varlik bize onun iradesi disinda zarar veremez aklinizi basiniza alin ve onun himayesinde oldugunuzu unutmayin ve onun korumasinda olmak içinde çaba gösterin... Bütün bunlari yazmamin sebebi basima gelenler sonrasi edindigim tecrübelere dayanarak yaziyorum... Hatta biraz açayim 2002 nin yaz ayi bir ay kadar sürekli yattigim odanin ve bulundugum mekanlarin içerisinde garip bir enerji hissediyorum bir sicaklik da diyebiliriz bazen hafif esintiler de oluyor neticede bir bahane uydurup göz ardi ediyorum yani telkin ediyorum kendimi neyse bu olaylarin sonuna dogru evde yalnizim ve uyumaya çalisiyorum tam uyku esnasina geçerken bahsettigim enerjinin hani derler ya karabasan hesabi bana çok yakin oldugunu hissettim ve bir anlik hamleyle ayaga kalktim oda karanlik fakat disaridan gelen isikla los hemen alt kata kaçmaya basladim fakat bakiyorum evin tavaninda morarmis insan cesetleri ellerimle cesetleri yararak hemen terk ettim o kati ardindan alt katta annemle okuduk üfledik o sekilde uyumusum ertesi gece hadi bir kez yasadik bir daha yasamayiz derken yanima Kuran-i kerim de alarak tekrar ciktim ayni kata ve uyumaya çalistim yine ayni evrede bu sefer acayip bir sekilde sarsilarak uyandim ve baya korktum çünkü bana degmisti her neyse bunu hissettim yine asagi ve ayni seromoni ardindan o katta uzun bir süre yatmadim tek basima aradan bir yil geçti ve sürekli pesimde bir seylerin oldugunu hissederek yasadim taa ki geçen yaza kadar.... Son careyi nerde mi buldum ne hacida ne hocada herseyin sirri insanin içinde ki buna ulasmak yine insanin kendi içinde bana kalirsa insan bu hayatta hiç kimseden yardim alamaz Allahtan baska bazi sirlar vardir buna insanin kendisi ermesi için Allah yol göstermistir ama arayip bulana diyorum.... son söz olarak içindeki korkuyu ve kuskuyu atmanin tek sirri bilinçlenmedir bunun da tek çaresi yine sensin bol bol okumalisin ve ögrenmelisin.... Korkunun tek kaynagi bilinçsizliktir aklinizda olsun.... ve kimse size bir sey ögretemez siz ögrenmedikçe... bir tüyo daha, hatta savas taktigidir, bir düsmani yenmek için en büyük unsur cephaneden öte onu iyi tanimaktir bunu sakin unutmayin...
              Lord Arthas


              YARATIKLAR BANA BAKIYORDU

              Selamlar,
              Fethiye'de yasiyorum ve de balik merakim nedeniyle günün çok erken saatlerinde ayakta olurum.
              Geçenlerde tan agardi agaracak teknemi treyler ile denize götürüyordum, aniden arabamin camindan sanki günes isiklarinin cami parlatmasi gibi kirmizi renkte bir görüntü bayagi net olarak belirmesi ile kaybolmasi bir oldu. Durdum, nedir, ne degildir diye saskin bakinirken ayni görüntü bir daha tekrarlandi. Samimiyetle söylüyorum, detaylarina kadar görebildim, bildigimiz ufo sekline benzeyen bir cisim, üst tarafinda pencereye benzeyen araliklardan bazi yaratiklar gayet net bana bakiyorlar, bir iki saniye sonra görüntü kayboldu. Sanki, aksam günesi camlara yansir da camlar yanar gibi görünür, aynen bu sekilde sanki bir isik devamli ayni yerde duran cismi bir anlik yansimayla aydinlatti ve kayboldu.izlenimim su ki; aslinda cisim
              görünmez olarak havada asili dururken sanki ben belirli bir açiya istemeden girdim ve aslinda görünmez olan cismi bir an görebildim gibi...
              Tabii çok etkisinde kaldim ve aslinda fazla itibar etmedigim ufo konusunu biraz internetten arastirdim. Ancak simdiye kadar benim izledigim gibi bir vakiaya rastlamadim. Genelde ufolar isiklar saçiyorlar ve belli bir istikamette kayboluyorlardi diger olaylarda. Bu sebeple belki ilgi çeker mi ? diye sizlere yaziyorum.
              Saygilar


              BENi TAKiP EDEN GÖLGE

              Ben Yavuz.15 yasindayim ve Almanya'da gurbetçi isçi olarak bulunuyoruz.Neyse basimdan geçenler ger gece sokaga çiktigimda tekrar ediyor.Dostlar kisca basimdan geçenler söyle;
              3 Mayis 2004 yani dogum günümde dostlarimla bizim evin yaklasik 200m ilerisindeki cafede kutlama yaptik.Gece saat 24:20 siralarinda herkes evine dagilmaya basladi.Ben de eve gitmek için disari çiktim.Cafeden 25-30 m ileride pesimde birseyin oldugunu farkettim.Önemsemeyerek yürümeye devam ettim.Sonra eve 50m kaldiginda pesimde kimsenin olmadigini anlamistim.Ama genede birseyin beni izledigi hissediyordum.Eve saglam bir sekilde vardim.Odama çekildim.Pencereden disariyi izlemeye basladim.Sürekli binanin önünde dönüp duran bir gölge fark ettim.Gölgenin dolastigi yer tam olarak evimizin sinirlari içerisi.Olaylari abim Yakup'a anlattim.Abim inanmadi fakat o da görgü.Annem ve babama ilk basta haber vermedik.2.gün gene ayni sey beni takip etti.Günes dogarken yok oluyor geceleri çikiyordu.En sonunda önce babama söyledim.Abimde dogruladi.Babamda gölgeyi gördü.Bu olay 9 Mayis 2004'e kadar devam etti.Oh bitti derken 16 Mayis'ta tekrar çikti.Ne yapicagimizi bilmiyoruz.
              Gerçekten çok kokuyorum ve ailemde korkuyor.Sizce bunu nasil çözerim?BANA YARDIM EDECEK birini ariyoruz.
              Yavuz (Frankfurt/Almanya)
              e mail

              DAYIMI KORKUTAN NEYDi ?

              Böyle insani düsündüren bir site hazirladiginiz için tesekkür ederim.Ama sitenize cinler ve tarihte bilinen vampirleri eklemelisiniz.Benim anlatacagim olay dayim'in basindan geçenler;
              Dayim 15-16 yaslarindayken köylerinde sabah saat 06:30 'da yola çikar ve tarlayi sulamaya gidiyormus.
              Her sabah yaptigi gibi saat 06:00 'da uyanmak için yatmis.Uyandiginda 03:00-03:30 arasi olan saati 06:00 olarak görmüs.Üstünü basini geç kaldim telasiyla hemen giyinip evden çikmis.Daga gitmek için her zamanki gibi en kisa yol olan ormanin içinden geçmis.Ormanin ortalarinda geldiginde ise üzerine bir agirlik çökmüs ve teker teker çan sesleri duymaya baslamis.Can sesleri giderek yükseliyormus.Korkudan diz çökerek yere uzanmis.Ve çalilarin arasindan ona bakan beyaz gözler görmeye baslamis.Beyaz bir isik ona yaklasmis .Dayim korkudan bayilmis sabah köylüler dayimi bulup eve getirmis.Bu konuda bir açiklama yapabilecek olan var mi?Sizce bu neydi?
              Kurt (istanbul)


              KACIRILDIM MI?

              Basta söylemem gerekirki bu site manyak güzel. Editörüyle maillesmek ve daha çok bilgilenmek isterim! Dönem ödevim uzaylilar. Bu nedenle bu siteye tesekkürler, çok yardimci oldular tabi bide onlari ingilizceye çevirmek var simdi.çünkü malesef ödev ingilizceden. Neyse konuya geliyim bakiim.Ben su an Sinop'tayim babamin görevi nedeniyle. Adiyaman'da da görev yapmisti.Ay tutulmasi oldugu gün bir teleskopla gökyüzünü inceliyoduk.Yaklasik 6 yil kadar oluyor !Ve ben resmen bi ufo gördüm ardindan 1 tane ve ardindan 1 tane daha 3 e çikmisti!Basta inanamadim .Daha öncede ufo adi altinda bazi cisimler görmüstüm ama bu defaki gerçekti!Ve o gece o olayi düsünerek uyuyamadim! Ertesi günse gece çok rahat uyudum!Rüyamda bir uzaylinin geldigini ve beni kaçirdigini gördüm çok korkmustum!Ama sonra rüya oldugunu anladim ertesi gün annemler" gece nerdeydin" diye sordu bende odamdaydim dedim!Ama olamaz yoktun dediler .Ancak odamda uyanmistim .Annem gece bana hep su getirir ama o gece orada olmadigimi söyledi!inanin çok korkmustum. Acaba beni korkutuyorlarmiydi ?Yoksa bendemi kaçirilmistim! Genelde bilim adamlarini kaçirirlarmis ben bilim adami degilim fakat uzayla ilgili birçok sey biliyorum!çünkü tam 8 yildir onlari inceliyorum arastirma yapiyorum !!!belkide mümkündür .Yinede açikca söyliyim beni kaçirdiklarina inanmiyorum neyse öyle iste kendinize iyi bakin hosçakalin.
              Crazy BaBy (EdoS) (Sinop)


              BiR UFO GÖRDÜM

              1989 Yilinin Eylül ayinda , isimden eve dönmekteydim evime cok yakin dörtyol kavsagindaki kiosktan sigara alirken gözüm, gökyüzündeki bulutlara kaydi.Esrarengiz bir olayla karsi karsiyaydim..dörtyüz ve belkide besyüz metre yukarda bulutlarin arasinda büyüklüyü bir futbol sahasi kadar olan, metalik ve zaman zaman isik ve buhar fiskrtan bir cisim görmekteydim..Bu olay Basel mulhous havaalanina cok yakindi..! Gördüyüm bu esrarengiz cisme, benle beraber dörtyol kavsagindaki herkeste sahit olmustu..bir çoguda acaba bu bir concorde ucagimidir diyerek süpheyle bakmislardi..Aksam televizyon haberlerinde gördügüm bu cismin video görüntüsünle karsilastim,ve Basel polisi bu cismin çok büyük bir ufo oldugunu ,ve baska görüntü alanlardanda yardim beklediklerini anlatiyordu....
              Sebahattin (Basel / isviçre)

              RÜYALARIM VE HiSSETTiKLERiM GERCEK OLUYOR

              MERHABA. BEN HASAN 3 YIL KADAR ONCE ,BiR GECE YARiSi FAL BAKAN BiR YEGENiM VAR ONDAN CiKiYORDUM. KARSIMA GRi BiR BULUT CiKTi VE BENi EVE KADAR TAKiP ETTi .HAVA DURGUN AMA GECTiGiM HERYERDE BiR HAREKETLENME OLUYOR. NEYSE BU BÖYLE DEVAM ETTi VE BU VARLiK BANA BAKiM GÜCÜ VERDi. HAYATiM COK DEGiSTi .RUYALARiM GERCEKLESMEYE BASLADi. iS YERiNDE OTURDUGUM YERDE BiRSURU iSiKLAR GORMEYE BASLADiM .HiCKiMSE BANA iNANMADi. iS YERiMiN GECMiSTE MEZARLiK OLDUGUNU GORDÜM DALGA GECTiLER .AMA SONRA iSPAT ETTiM .BiRGECE OTURDUGUM YERDEN GÖZÜMÜN ÖNÜNE BiR GÖRÜNTÜ GELDi. 6 TANE SiYAHLAR iCiNDE VARLIK GELDi VE O SiRADA YABANCiLARiN CENAZE MARSINI DUYDUM . O VARLiKLAR BiR ADAMi ALDiLAR iKiSERLi SiRAYA GiRMiSLER .ADAM ARKADAKi DÖRTLÜNÜN ARASiNDA SEDYEDE YATiYORDU. AGIR AGIR iSTANBUL TARAFINA GiTTiLER BU ARADA BEN TEKiRDAG' DAYiM. NEYSE BEN ANLAM VEREMEDiM .ADAMi BiRiNE BENZETiYORDUM AMA KiM? NEYSE BiR HAFTA SONRA BERAAT KANDiLi GECESi GECE 24 SULARI YiNE BiR GÖRÜNTÜ BU SEFERDE ETRAFiMDA BiRSÜRÜ RUH SECDEYE KAPANIYORDU. ARKADASIMA SEN BiRSEY GÖRÜYORMUSUN DEDiM. "NE" DEDi. ÖLÜMÜN SESSiZLiGiNi DEDiM. "HAYiR" DEDi. SABAH OLDU EVDE YATiYORDUM HABER GELDi. BABAM KÖYDE iDi. BERAAT GECESi SABAHi ÖLMÜS VE ÖLÜSÜNÜ TEKiRDAG' DAN iSTANBULA OTOPSiYE GÖTÜRDÜK. YANi ÖLÜMÜN SESSiZLiGi VE VARLIKLARIN ADAMi ALIP iSTANBUL 'A GÖTÜRMELERi BÖYLELiKLE ACIKLANMIS OLDU. SiMDi BENZERi BiR SÜRÜ OLAY YASIYORUM.
              Hasan (Tekirdag)

              LÜTFEN DiKKAT

              Hafta sonu piknige gittigimiz gün söyle bir ankaraya baktim yaklasik 12 kilometre kadar yukariya dogru ankara gri siyah karisimi bir hava katmani vardi...insan nasil böyle kirli bir havada nefes aliyor anlamiyorum.gerçekten böyle bir dünyada yasadigima inanamiyorum.size tavsiye ederimki bir gün söyle bir havaya bakin nasil soluk aldigimiz anlamaya çalisin.gerçekten inanilmaz bir olay...Okudugum bir kitapta dünya disi varliklarin dedigi bir söz vardi. Sehirmerkezlerine inemiyor ve onun için sürekli daglara inis yapiyorlarmis. ÇÜNKÜ GEREKLi OKSiJENiN YÜKSEKLERDE OLDUGUNU sehirlere gidemediklerinden söz ediyordu.
              Zeta (Ankara)


              KORKUNC RÜYA


              ilk rüyami 14 yasindayken gördüm...rüyamda evimizin balkonuna çikip gökyüzüne bakiyordum ve sürekli bir ufo ve ufo gruplari görüyordum sürekli... bu rüyamdan bir sene sonra aynisini bir daha gördüm anlam veremedim. neyse daha ilerlemis yillarda bir daha ve birdaha gördüm...neyse 17 yasindayken kardesimle beraber evin terasindan gök yüzüne bakmistik sonra birden rüyamda gördügüm yerde kardesimle beraber üç cisim gördük.Bu cisimlerden biri büyük bir hizla saat yönünde gidip diger iki cismin ortasinda durdu ve sonra diger iki cisim büyük bir hizla saat yönünün tersine gitti ve kayboldular. bu olaydan bir iki gün sonra bu sefer farkli bir rüya gördüm evimden disari çikip bahçe yolunda yürürken gri bir pelerin giymis bir adama arkadan yaklasip omuzuna dokundugumda dönüp bana bakti ve gördügüm iri kafali büyük gözleri olan insan teni renginde cildi olan uzun boylu o yaratik ile veya diger degimle uzayli ile yüzyüze geldim sonra nasil bir biliçtir bilmem san ki onu gerçekten yasamis gibi avazim çiktigi kadar bagararak ALLAHIM NE OLUR UYANAYIM diye yalvardim ve birden uyandim...inanin öyle bir rüyada yüzyüze bilmedigin bir varlikla karsilasmak o kadar korkunç bir olayki anlatamam...
              Zeta (Ankara)

              KARABASANDAN KURTULMANIN YOLU

              KArabasandan kurtulmanin yollari.Karabasan geldiginde,Isaret Parmaginizi Aciniz ve icten Allah bir'dir demeniz yeterli olacaktir.Karabasan henecik kaybolur oradan.Bir daha da gelmez.
              Yasin Bozkurt (Mönchengladbach /Almanya)


              RÜYA MI ? YOKSA ...

              Bir yaz gecesiydi, bundan 6-7 yil kadar önce. aile büyüklerimle birlikte yazlikta balkonda oturuyorduk. gece saat 02-03 e kadar sohbet ettik. dayim içki içiyordu. sonra cinlerden bahsetmeye basladi. kara bir kitaptan bahsedip duruyordu. belliki dalga geçiyordu ama bunu anlayabilcek yasta degildim. inandim ve korktum açikçasi. annemde basindan geçen bir iki olayi anlatti. isin ürkütücü yani ben babamla annem ayri oldugundan dolayi 5 yasimdan beri annemle yatarim ve bu olaylarin annemle ben ayni yatakta yatarken yasanmis olmasi. annemede 1 hafta kadar bir süre karabasan gelmis. havalanmis, konusamamis, hareket edememis (ve ben yanindayim ruhum bile duymuyor). neyse o gece dayim ve annem bunlari anlatinca korka korka yattim., aslinda annemle yattigim için geceleri pek korkmam ama bu gece ki farkliydi. belki 500 defa ayet-el kürsi'yi okudum içimden, taki dalip gidene kadar. bir ara kendimi yatakta annemin yattigi tarafta buldum, üzerime siyah bir sey yanlamasina yatti. gülüyordu ama gülmeyi ne duyabiliyor, ne de görebiliyordum. tek bildigim gülüyordu! gecenin etkisiyle;dayi yapma korkuyorum dedim. o anda kolunu tuttum, incecik geldi, nihal sen misin dedim (nihal ablam olur. o da bizimle ayni odada kalir). o sirada basimi çevirip ablamin yattigi yataga baktim ablam orda yatiyor ve arkasi dönük. o an inanin çok korktum. dua okumaya baslar baslamaz, üzerimden agirlik kalkmaya basladi. sol kolumu gögüslerimin üstüne, sag kolumuda karnima dogru koymusum ve sanki bana tüm agirliði yapan onlarmis gibi agirlik kollarimin üzerinden uçup gitti. uyandim ama ayni yerde yatiyordum, ablamda yatakta yoktu. gün dogmustu artik. çok korktugum için rüya görmüs olabilirim. ayrica bu anlatilanlardan dolayi ayni gece yengemde uyuyamamis....
              Zuhal Rona ( istanbul )


              UFO MU USO MU ? LÜTFEN BANA YAZIN !

              Tatilimin son gecesi saat 11:30 (23:30) sularinda gök yüzünü seyrederken basimin üstünden hizla seffaf özellikle mavi renklerde olan buyük bir cisim tespit ettim göz yanilmasi olmamasi içinde gözlerimi ovusturdum ve cismi yaklasik 2 dakika (1dk 26sn) izledim.Lütfen cevabini e mail adresime gönderin
              Muratcan Berber ( KIRKLARELi )

              YAPMAMANIZ GEREKEN SEYLER

              Yapmamaniz gereken seyler : Sakin ruh cagirma islerine bulasmayin. Geceleri Cin seytan vs. hakkinda ileri geri özellikle dalga geçerek konusmayin. Gece çok kuytu ve ormanlik yerlerde özellikle 1-2 kisi kalmayin kalabalik olun ve birbirinizden ayrilmayin. Gece KESINLIKLE mezarliklardan uzak durun. Geceleri uyumadan dua okumayi ihmal etmeyin (bilmiyorsaniz 1-2 tane ögrenin) . Bugüne kadar basiniza açiklanamaycak bir olay gelmediyse kafaniza çok takmayin ama geldiyse dikkatli olun , böyle seyler insana kafayi yedirtebiliyor. Bunlari size tavsiye etmemin tek ve kesin sebebi basima gelen olaylar sonucunda yanlis hareketler olduklarini anlamamdir.... Unutmayin yalnizsaniz bile (özellikle geceleri) yalniz degilsiniz... benden söylemesi...

              TUZLA TERSANESi ÜZERiNDEKi UFO

              6 Haziran 2003 tarihinde bir kiz çocugu sahibi oldum. 7 Haziran 2003 gece saat.13.30 civarinda esimin dogum yaptigi Penik Özkan Hastanesinin 4. Katindaki balkonda denize karsi otururken, sol tarafimda Tuzla Tersanesinin üzerinde bir isik patlamasi oldu. Bu isik sanki bir fotograf makinasindan çikan bir flas patlamasini andiriyordu. Fakat ne oldugunu anlayamadim. Bir kaç saniye sonra bir patlama sesi duydum. Tabi ne oldugunu yine anlamadim. Yukaridan sehre dogru bakarken gökyüzünde bir cisim fark ettim. Tuzla tersanesinin üzerinden gelen bir cisimdi. Ne oldugunu bilmiyordum. Sisli bir havada otomobil farlari gibi pulu görünen, son derece keskin kenarlari olan dikkatli bakilmadikça görülmesi zor bir cisimdi. Çok agir ve sessiz bir biçimde düz bir dogrultuda hareket ediyordu. Uzun bir süre onu çiplak gözle takip ederek anlamay çalistim. Bu arada düsünüyordum. Uçak mi acaba? Olamazdi, çünki hiç bir uçak bu kadar sessiz olamazdi ve bu kadar agir hareket edemezdi diye düsümdüm. Sonra acaba bu bir meteoroloji balonumu diye düsündüm. Olamazdi.. bildigim kadariyla meteoroloji balonlari yuvarlak oluyor. Üstelik hava çok açikti. Hiç bulut yoktu. Bu sekilde sisli, puslu görülmesine anlam veremedim. Belki de bir ufo olayina sahit oluyordum. Hemen hastanenin kafeteryasindan birini çagirip bu konuda benimle sahitlik yapmasi gerektigini düsündüm. içeriye girdim. Garsonu gördüm ve çagiridm. Balkona geri döndük. Ona cismi gösterdim. Garsonda bir süre izledi ve sasirdi. Oda daha önce böyle bir olaya sahit olmadigi söyledi. Cismi bir süre daha çiplak gözle izledikten sonra Kartal üzerinde görüs alanimdan çikti.
              Safak AKIN


              BENi KURTARAN KiMDi VEYA NEYDi ?

              Bundan 6 sene evvel (1998) incirlideki evimizde esime iyi geceler dileyip yatagimiza gittim fakat yatak odamizin kapisi acik ve salonun isigini gorebiliyordum tam o sirada basim inanilmaz donmeye basladi yataktan dogruldum tam duserken esim geldi beni tutmustu onun sayesinde dusmemistim konustuk beni yatirdi ve tekrar salona donmustu sabah oldugunda esime aksam eger yanima gelmeseydin dusebilecegimi zamanlamasinin harika oldugunu soyledim ama esim yuzume cok anlamsiz bakti ve dun gece yanima hic gelemedigini sabaha kadar calistigini soyledi iste o an sok olmustum peki eger o esim degilse beni kim dusmekten kurtarmisti ben kiminle konusmustum bunlarin cevabi sanirim yok
              ö.peters




              KESiNLiKLE UFO'YDU

              1981 yilinda MKE kurumu Konya Basbayiliginde pazarlamaci olarak çalistigim sirada is için kamyonumuzla aksaraya gittik.Gündüz saat 14,30 civari ve günes var.arabanin radyosu sarki çaliyor.Birden radyo sesi kesildi ve *****TIRILMIS dalga sesi gelmeye basladi radyodan.basimi yukari kaldirdim 150 mt yukarida dnen ve isik saçan bir cisim vardi.5 dakika kadar sabit durdu sonra hizla uzaklasti.radyomuz da normale döndü

              1982 yilinda bir gece gene satista iken saat 03 siralarinda mersin MUT kazasinda yerden 1500 metre kadar yukarida aniden yanip sönen yesil isiklarini yakan ve hizla güney-güneybati istikametine hizar disi seklinde zikzaklarla giden bir cisim 1-2 dakika sonra kayboldu.Uçak olmasi mümkün degil hiç bir jet uçagi hizar disleri seklinde keskin zikzak yapamaz saatteki hizini 7-8 bin km ye çikaramaz.
              Halil Ustaoglu

              DÜSÜNCELERiM VE iç DÜNYAM

              Uzun zamandir bu kadar kendimi dünya islerinden soyutlamis
              hissetmemistim.Anlatmak istedigim sey bu konulara inanip inanmamak deðil
              sadece ilgi duyduðumu unuttugumun tekrardan bu site araciligiyla farkina
              varmam oldu.Çocuklugumdan beri bazi seylerin kendimce arastirmasini yapmaya
              çalisirim.Beni taniyan arkadaslarim bu tarz konulari inanin benden hiç
              ummazlar.Çünkü bu benim iç dünyamdi taki sizle paylasincaya dek.Özellikle
              sitede açiklanamayanlar kismindaki profosörün basina gelenler çok ilgimi
              çekti ve sanki uzun zamandir birakin çevremdekilere kendime bile
              açiklayamadigim bazi düsünceleri o kadin sanki dile getirmis gibi
              hissettim.Her zaman savunmus oldugum bir konu vardi.insanlar antik çaðlardan
              bu yana hep bir seye inanma,ona tapma ihtiyaci hissetmisler.Önce Atese
              tapmislar çünkü ates onlara zarar vermis aci duygusunu yasatmis.Sonra suyun
              atesi söndürdüðünü görmüsler ki bu da atese tapmanin sonu olmus.Artik
              tapacak yeni bir nesne bulmuslar kendilerince.su...ama belli bir zaman sonra
              artik su da insanlara karsi çaresiz kalmaya baslamis çünkü onu da himayesi
              altina almayi basarmis insanoglu.Akan suyu durdurabilmis,suyun gidecegi
              istikameti kendilerince kazdiklari tünellerle tayin edebilmisler.bakmislarki
              olacak gibi degil manevi bir seye tapma ihtiyaci hissetmis insanoðlu.ve
              sonra gök tanri çikmis ortaya.neyse isin hikaye kismi bir yana sitede
              söylemis oldugum yaziyi okuyunca kafamda yeni bazi seyler olusmaya
              basladi.Ve bana o yazilanlar inandirici geldi galiba.Aslinda biz insanoðlu
              kendimizi evrenin en üstün varliði olarak bilir böyle tanimlariz
              kendimizi.Fakat su andan itibaren fikirlerim tamamen degismis
              durumda.Aslinda biz insanoglu mükafat için deðil gerçekten ceza çekmek için
              yeryüzünde bulunmaktayiz hala.Ben hiç ufo falan görmedim ama sanirim
              onlarrin dünyaya gelmelerinin sebebi benim açimdan anlasilmis
              durumda.Amaçlari o silahin kontrol altinda olup olmadiðini arastirmak.ki
              zaten onlar aramizda yasiyor aynen 6milyon yil önce olduðu gibi.Bermuda
              seytan üçgeninin kesfidilemeyen yüzünü belki bir asir daha
              çözemeyeceðiz.yazidada dikkatimi çekti ki atlantisliler kizginlariyla
              beraber gelmisler dünyaya ve sanirim evrenin sahibi olma
              arzusundalardi.Manevi duygularim hala ayakta ama zaten netlesmemis olan dini
              bilgilerimden ziyade hislerim sarsildi sanki.Bundan 10 sene önce ben de bir
              hatta birden fazla degisik rüyalar görmüstüm.hepsini anlatmayacaðim ama bir
              tanesi okuduklarimdan biriyle bayaði bir baðdasiyor.rüyamda evde oturuyorum
              ve birden disaridan öyle bir ses geliyor ki insanlar kendilerini o sesden
              alamiyorlar ve annem pencereyi açip sesin kaynaðini bulmaya çalisirken
              birden yüzü deðisiyor bir hayvan yüzü seklini aliyor.Sonuçta o sesi bende
              duyuyorum ama bana bir sey olmuyor.Tabi ki bu ses israfil'in sur borusunu
              öttürmesinden baska bir sey degildi.Rüyada bile olsa hayatimda o kadar
              korktuðumu hatirlamiyorum.Günes batidan doðmus,gökyüzü kipkirmizi ve yoðun
              ama parçali bir sürü kizil renkli bulut parçaciklari.Herkeste bir telas ve
              bir yerlere kosturuyor.insanlar o kadar korkmus ki kimse birbirini
              tanimiyor,taniyamiyor.Nihayetinde olan olayi aslina bakarsaniz unutmus
              durumdayim.buna benzer bir kaç sey daha gördüm ama yeterince uzun
              yazdim.netice su ki biz zavalli insanlar hala misir piramitlerinin nasil
              yapildiðini,nuhun gemisinin nerede olduðunu bulmaya çalisiyoruz.Halbuki her
              sey bu kadar net ve açikken...
              saygilarimla
              MESUT ESER

              ASLA KARSILASMAK iSTEMEZSiNiZ

              Aslinda bunu neden anlattigimi bilemiyorum,cunku boyle gercek disi,bilime dayanmayan sacmaspan olaylari psikolijik sorunlari olan insanlarin basindan gectigine,çogunun uydurmaca olduguna inanmisimdir hep ve sanirim hala inanmaya devam ediyorum....
              1998 yilinin eylül ayiydi.arkadaslarimla gecen muhtesem bir gunun sonunda,yatagima uzanip derin bir uyku cekmek istiyordum,hemen yan oda kardesime aitti ve aramizda sadece bir kapi bulunuyordu,ogün kardesim bir haftaligina akrabamizin yanina gitmisti ve odasinda kimse kalmiyordu..
              gece 11 e dogru yattigimi hatirliyorum,yan daierden çok ses geliyordu ve yatmadan önce kardesimin odasinin kapisini kapattim.gece havanin sicak olusununda etkisye bir ara yatakta döndüm durdum,derken ilk önce saclarida bir elektrik ardindanda bogazimda bir sogukluk hissettim,derken bogazimdaki basinç gitgide artmaya basladi tipki bir mengene gibi bogazimi sikiyor ve soguk içime isliyordu.kipirdiyamiyor ve korkuyordum,gozlerimi kapamis yatakta adeta tas kesilmistim,o seyde sanki bogazimi daha rahat kavramak ister gibi sürekli boynumun etrafinda yayiliyordu.derken bir ara sakinlesir gibi oldum,kendi kendime korkacak birsey yok sadece bogazim biraz usuyor hem ne olablilirki?diye dusundum ve ilk once gozlerimi hafif araladim ay isigi pencerme vuruyor ama odayi tam aydinlatmiyordu,birsey goremeyince ilk önce sag gozumu hafifce araladim yine birsey goremiyordum derken iki gözümü birden actim ve bir saniye sonra ciglik atip yataktan firladim,gordugum seyin beynimde bir aciklamasi yoktu ve kendi kendime buna mantikli bir aciklama yapmaya calistim ve sanirim simdi bile bir mantikli aciklamam yok.o sey kardesimin odasindan kaybolup gitmisti ve kapi hala kapaliydi.O geceyi dua ederek ve butun gece iki gozumu kardesimin odasindan ayiramayarak gecirdim,odaya sabah gunun ilk isiklariyla girebildim ve 2-3 hafta uyuma zorlugu cektim.
              Gordügüm formu tarif ve izah etmiyorum.bu bende sakli kalmali.ama sunu soylemek isterim asla karsilasmak istemezsiniz

              çAGRI MERiç


              YASADIGIM KORKUNC OLAYLAR

              ÜNiVERSiTE BiRiNCi SINIFTAYDIM YALNIZ YASIYORDUM AMA OLAYIN OLDUGU GECE YANIMDA BiR ARKADASIM VARDI.GEÇ VAKTE KADAR OTURMUSTUK VE EVDE FAZLA YATAK OLMADIGINDAN BiRLiKTE YATTIK. BiRBiRiMiZE iYi GECELER DEDiKTEN SONRA ARKAMI DÖNDÜM. BiRDEN BiRSÜRÜ ÇiRKiN GÖZÜN BANA BAKTIGINI GÖRDÜM. iRKiLDiM SIRT ÜSTÜ YATTIM TAVANDA BiR ERKEK KOLUNUN SALLANDIGINI GÖRÜYORDUM. ARKADASIMI UYADIRMAK iSTEDiM ONA BAKTIM AMA ARKADASIM NEFERTiTiYE BENZiYORDU VE KONUSMADAN BANA BAKIYORDU. BAGIRMAK iSTEDiM OLMADI DUA ETMEYE BASLADIM AMA BU SEFERDE BiR SÜRÜ KÜÇÜK YARATIK BENi SIKMAYA BASLADI SANKi ÜSTÜMDE KOCAMAN BiR KAYA VARDI VE BiR ANDA ÇIGLIK ATMAYA BASLADIM ARKADASIM KALKTI ISIGI YAKTI BiR SÜRE DAHA ONLARI GÖRDÜM. AMA BiTMEDi KORKMUSTUM GiDiP ABDEST ALDIM VE KURANDAN YASiNi OKUDUM(TÜRKÇE) TAM YATICAKKEN TIRNAGIMDA OJEMi FARKETTiM AMA UMURSAMADAN YATTIM. ARKAMDAN SINIF ARKADASLARIMDAN BiRiNiN BANA SESLENDiGiNi DUYDUM iKi KEZ SESLENDi BAKMADIM KIZGIN BiR SESLE BABAMIN SESLENDiNi DUYDUM TABi BU iMKANSIZDI BABAM iSTANBULDA BENSE ANKARADAYDIM. ARKADASIMA SARILIP AGLAMAYA BASLADIM VE DUA EDiYORDUM UYUMUSUM SABAH KALKTIGIMDA HALA AGLIYOR VE DUA EDiYORDUM.
              ARADAN BiR KAÇ GÜN GEÇTi YiNE EVDE YALNIZDIM BiR ÜFLEME SESi DUYDUM DÖNÜP BAKTIM O ANDA YÜZMDE Bi NEFES HiSSETTiM YiNE KORKTUM.TABi BU KADARLA KALMADI iLERLEYEN GÜNLERDEDE BENZER OLAYLAR YASADIM SiMDi BU DURUMA ALISTIM. ÇOGU KiSi BUNLARIN PSiKOLOJiK OLDUGUNU SÖYLÜYOR AMA BEN AYNI FiKRDE DEGiLiM.

              ARZU KAYA

              ASTRAL SEYAHATE SiMDi iNANIYORUM

              Benim hikayem astral seyahatle ilgili... Aslinda böyle birseyin varoldugunu daha birkaç ay önce öðrendim. Simdi ise bilinçli olarak astral seyahat yapabilmek için çalisiyorum.

              Bu olayi yasadigimda daha çocuktum. Ben normalde geceleri kafami yastiga koydugu gibi uyuyan insanlardan degilim. Uykuya dalmam için en az yirmi dakika ugrasirim ve genelde hayaller kurarim. Birgün uyurken aklima acaba ölmek nasil birsey diye bir fikir geldi ve -istekli olarak- bir uçurumun kenarina geldim. ve sanki ben oraya gitmemisim de o benim ayagima gelmis gibi oldu. sonra kendimi asaðiya bosluga biraktim ve tam yere çakildiðim anda ziplayarak uyandim. Aslinda korkmustum çünkü oraya gitmeyi atlamayi ben istemistim ama çakilma esnasinda benim kontrolüm yok olmustu. bunu bir rüya zannettim ama simdi anliyorum ki bu astral seyahatti ve bir anlik korku yüzünden bedenime çekilmistim.

              Diger olayim ise rüyada oldugumu farketmemdi. bu 4-5 ay önce oldu okulumun ikinci katinda çalisan bir is makinasi gördüm ve bunun bir rüya olduðunu anladim. ve madem rüyadayim bari kizlarla bir alem yapayim dedim. Tam o anda üstüme inanilmaz bir SIKINTI çöktü, heryer karardi, kendi odami gördüm ama hersey bulanikti (bu esnada baska biryerde kaliyordum) önce karabasan gibi bisey zannettim çünkü uyanmak istedigim halde uyanamiyordum. Bir anda gözlerim açildi, ama çok korkmustum. basta bunun sebebini anlayamadim ama astral seyahat ile bilgi toplarken biryerlerde yüzüsütü uyurken astral seyahat yapmamin böyle sonuçlar dogurabileceðini okudum. ve simdi de inaniyorum astral seyahat dogru birsey.


              Mr. GoliatH


              GERCEKLESEN RÜYALARIM

              Ben sizinle gerçeklesen bazi rüyalarimi paylasmak istiyorum.

              1-isimden ayrildigimi gördüm. Daha dogrusu rüyamda isyerimden bazi kisilerin beni bir kuyuya attigini gördüm. Rüya tabirlerine göre kuyu birilerinin benimle ugrastigini ve isimden ayrilmama sebep olacaklarini gösteriyordu. Yaklasik 2 hafta sonra isimden ayrildim.

              2-Rüyamda bir arkadasima beyaz bir arabanin çarpacagini gördüm ve ertesi gün kendisine rüyami anlattim. Ayni günün aksami arkadasim kardesiyle yoldan karsiya geçmek isterken beyaz bir araba hizla gelmis ve kardesi arkadasimi kolundan çekmese araba çarpacakmis. Neyse ki kurtuldu.

              3-Kuzenimin ev sahibi oldugunu gördüm. Rüyamda kuzenim büyük bir evde oturuyordu. Uyandigimda hemen kendisini aradim ve rüyami anlattim. Megerse 1 hafta önce anlattigim gibi büyük bir ev satin almislar ve aileden kimseye söylememisler. Evin içini hazirladiklarinda söylemeyi planliyorlarmis.

              4-Rüyamda 2 tane kiyamet meleginin dünyaya indigini ve isyerimdeki bazi insanlari alip götürdüklerini fakat beni bir odada yalniz biraktiklarini gördüm. Birkaç gün sonra isyerinin servisiyle evime gitmek üzereyken servisin ben binmeden hemen önce doldugunu görüp baska bir servise bindim. Yolda benim binemedigim servis kaza yapti ve 2 kisi öldü, 19 kisi yaralandi.

              Baska rüyalarim da var ama bunlar en önemlileri oldugu için bunlari anlattim.

              Saygilarimla,
              Son düzenleme delphin; 21-10-2006, 07:38.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                gercek yasamdan alintidir...

                Yillardan 1994'dü.Ben annem ve abim Tunceli'deki köyümüze gitmistik.O zamanlar 12 yasinda falandim.Oraya gittik ve amcamlarin evine yerlestik.Benim orada tanidigim hiç kimse olmadigi için ben amcaogluyla(Yusuf)la oynuyordum.O bana biraz macera yasamak istediginden falan bahsederdi hep ve bir gece onla uyumadik ve biraz macera yasabilmek için neler yapabilecegimizi düsündük ve en sonunda köyü çevreleyen daglardan birindeki bir eve gitmeyi önerdi Yusuf fakat bunun çok tehlikeli olabilecegini köyün ileri gelenlerinin sik sik onlari oraya çikmamalari konusunda uyardigini söyledi.Bizde bunu büyük bir gizlilikle yapacaktik.Yusuf'un en yakin arkadasi Ismete anlattik düsündügümüzü ilk basta biraz tirsti fakat daha sonra oda bunu kabul etti.Ertesi gün çantalarimizi,yiyeceklerimizi hazirladik ve erkenden yola çiktik.O gün hava biraz pusluydu ve içimden bir ses bunun tehlikeli olabilecegini söylüyordu.Fakat bunu onlara söylemedim ve yolumuza devam ettik ve yolda giderken etrafta bol bol koyu,inek,keçi,tavuk gibi hayvanlarin kemikleriyle karsilasiyorduk ben biraz daha korkmustum ve nerdeyse aglamak üzereydim.en sonunda oradaki eve vardik ve içeri girdik içerde anlamadigimiz diller yazilar falan vardi ve penceresi oldugu halde içerisi karanlikti içeride anlayamadigimiz çok degisik cisimler vardi etrafta taslarin içerisinde sular falan vardi.Ve döner biçagi gibi kocaman ama paslanacak kadar eski birkaç biçak vardi birden Ismet degisiverdi sanki biz kormaya baslamisken o gülüyordu.Kendi kendine oynasirken taslardaki suyu üstüne döktü ve bir biçagi eline alip oynamaya basladi bir anda biçakla oynarken biçakla parmagini kesti ben çok korkmustum aglamaya basladim çünkü bir anda Yusuf da degismis sanki çildirmis gibi oldu bu arada Ismetin parmagi çok feçi bir sekilde kaniyordu.Daha sonra kostum kostum sanki bir sey beni kovaliyor gibiydi ve annemin dürtmesiyle uyandim bana gece boyunca döndügümü,agladigimi tepindigimi söyledi.Kahvaltida Yusufla konusmaya basladim rüya mi anlattim ve belki inanmayacaksiniz ama bana tepedeki evi nerden bildigimi sordu.Daha sonra disari çiktik ve Ismeti gördük parmagi sariliydi...

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                  Bazı Dünya Ülkelerinden İlginç Haberler


                  İngiltere
                  Ağır bir hastalık yüzünden kolları kesilen 44 yaşındaki İngiliz, Manchester mahkemesinde dava açtı. Kolsuz adam, 1991yılından beri ayaklarıyla ''fevkalade güzel'' otomobil kullandığını söylüyor, ehliyetinin geri verilmesini istiyordu. Davacı, ''10 yıldır gayet güzel araba kullanıyorum. Hiç kaza yapmadım. Ehliyetimi hak ediyorum. Vermezseniz yine araba kullanmaya devam edeceğim...'' diyordu. 46 yaşındaki İngiliz rahibi, dünyanın un uzun vaazını vererek rekor kırdı.Chris Sterry adlı rahip, Cuma sabahı saat 06.30'da vaazına başladı. Rahibin konuşması tam 28 saat 45 dakika sonra bitti.

                  Kenya
                  Rowan Atkinson adlı İngiliz, Kenya'da özel uçakla seyahat ediyordu.
                  Cessna'nın pilotunun birden bayılması üzerine, daha önce hiç uçak kullanmayan Atkinson, 5 bin metre irtifadan düşmemek için can havliyle direksiyona geçti.
                  Allah'tan, pilot birkaç dakika sonra kendine geldi de facia önlenmiş oldu.

                  Ukrayna
                  Piknikte tartıştığı karısını öldürüp etini yiyen yamyam, 15 yıl hapisle cezalandırıldı.
                  İşi kasaplık olan Vitali Staçevski, öldürdüğü eşinin kalbini, karaciğerini ve böbreklerini çıkardığını ve bunları dükkanında sattığını da itiraf etti.
                  'Sadece satılabilecek parçalarını ayırdım' diyen yamyam kasap, çocuklarının annesinin etini dana eti diye arkadaşlarına da yedirdiğini söyledi.

                  Hollanda
                  2.5 metrelik boyuyla dünyanın en uzun adamı sayılan Pakistanlı Azad Han Mesud ile 1.20 metre boyundaki Ali Garban, ''her türlü ayrımcılıkla mücadele'' amacıyla dünya turuna çıktılar.
                  İkili, dünyaya kardeşlik mesajı vermek istediklerini belirttiler.
                  ABD
                  Florida'da bir kişi, adam öldürtmek için kiralık katil tuttu.
                  Talihin cilvesine bakınız ki, tuttuğu kiralik katil öldürtmek istediği adamın oğluydu...
                  Planı başarısızlığa uğrayan adam, bir de cezaevini boyladı...

                  İskoçya
                  Temmuz'da 100. doğum gününü kutlayan Leydi Morton, yeni aldığı arabasıyla kaza yaptıktan sonra, 'araba kullanmaya devam edeceğim' dedi.100'lük leydi, 74 yıldır araba kullanıyordu ve ilk kez trafik kazası yapıyordu.

                  Pakistan
                  Hollanda hükümetindeki kadın bakanlar, İtalyan erkek bakanlarla görüşecek olurlarsa onların kıçlarına birer şaplak vurmay kararlaştırdılar.
                  Kadın bakanlar, böylece bir İtalyan mahkemesinin kararını protesto edeceklerdi.
                  Mahkeme, işyerinde kadın meslektaşının kalçasını ellemekle suçlanan adamı aklamış ve erkeklerin, kadın meslektaşlarının kalçalarını ''aşırıya kaçmamak kaydıyla''elleyebileceklerine hükmetmişti.

                  Bolivya
                  Bolivya senfoni orkestrası, eksi 15 derecede açık hava konseri verdi.
                  4 bin metre yüksekliğindeki And dağlarında bulunan Uyuni tuz çölünde dondurucu soğukta konser veren müzisyenlerin bir tek amacı vardı:
                  Bölgenin turistik tanıtımını yapmak.

                  Ekvator
                  'Sakar' Ekvatorlu, dişlerini fırçalarken elindeki dişfırçasını 'yuttu.'
                  Başına geleni anlatırken,
                  'Fırça elimden kayıp boğazımdan aşağı iniverdi' diyen adamı muayene eden doktorlar;
                  fırçanın 'doğal yoldan' atılmasını bekleyeceklerini bildirdiler.
                  My10NEz
                  03-25-2005, 01:04 PM

                  Ukrayna
                  Piknikte tartıştığı karısını öldürüp etini yiyen yamyam, 15 yıl hapisle cezalandırıldı.
                  İşi kasaplık olan Vitali Staçevski, öldürdüğü eşinin kalbini, karaciğerini ve böbreklerini çıkardığını ve bunları dükkanında sattığını da itiraf etti.
                  'Sadece satılabilecek parçalarını ayırdım' diyen yamyam kasap, çocuklarının annesinin etini dana eti diye arkadaşlarına da yedirdiğini söyledi.


                  yok daha neler ?

                  zeyta
                  03-25-2005, 01:52 PM

                  Ekvator
                  'Sakar' Ekvatorlu, dişlerini fırçalarken elindeki dişfırçasını 'yuttu.'
                  Başına geleni anlatırken,
                  'Fırça elimden kayıp boğazımdan aşağı iniverdi' diyen adamı muayene eden doktorlar;
                  fırçanın 'doğal yoldan' atılmasını bekleyeceklerini bildirdiler.
                  Son düzenleme delphin; 26-10-2006, 01:41.

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                    Vela Supernovası

                    Galaksimizde, 1.300 ışık yolu ötede yani 12.300 yıll öncesinde, Vela Takımyıldızı´nda bir süpernova patlaması oldu. Patlama, 11.000 yıl önce 10 magnitute derece parlaklıkta dünyadan görüldü; bu parlaklık dolunayın 7 gün sürmesi kadardı. Şu anda ise bizler patlamanın artıklarını 1.000 ışık yılı uzaklıktan görüyoruz. Patlama özellikle Akdeniz ufkunda görüldü yani Ay kadar parlaktı. Çıplak gözün görme yeteneğine göre, süpernovanın ışınlarının yaygınlığı Ay´ın çapını dahi aşıyordu. Bu muhteşem bir uzay dansıydı, akıl ötesi bir bir ateş kütlesi tüm renklere dönüşerek bir gayzer gibi fışkırıyordu. O zamanın gözlemcileri patlamayı nabız gibi atarken görüyorlardı. Büyük olasılıkla ormanlarda ve yerleşim merkezlerinde yaşayanlar gölge oyunları da gördüler.

                    Vela sözcüğü İspanyolca ve gözlemek anlamında. Akadlar Sümer ülkesine Sümer Toprağı anlamında, Gözlemcilerin Toprakları diyorlardı. Süpernova, Michanowsky´in araştırmalarına göre Sümerliler tarafından görüldü ve kaydedildi; 4.000 yıllık bir yazıtta "Yaradılış Tarihi" başlığı altında; "Tanrı Ea´nın Vela´daki dev yıldızı" deniyordu. Timothy Ferris´e göre Mısır´ın Ankh´ı ve Tanrı Toth süpernovayı simgelemektedir. Böylesine büyük bir patlamayı bizlerin hayal etmesi dahi mümkün değil, gördüğünüz fotoğraflarda bir diğer süpernova patlaması yer alıyor; galaksinin 1940 yılındaki fotoğrafında olmayan patlama, bir yıl sonraki fotoğrafta açıkça görülüyor. Kimbilir oralarda neler oldu? Ve acaba şimdiki görüntü nasıl ama bunun için beklememiz gerekiyor...

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                      Garip bir adli vaka!

                      San Diago'da, Amerikan Adli Tıp Derneği'nin 1994'teki ödül yemeğinde konuşan başkan Don Harper Mills'in,
                      dinleyicilerine anlattığı şu hadise oldukça enteresan ve düşündürücü:

                      23 Mart 1994 tarihinde Ronald Opus isimli bir Amerikalı'nın cesedini inceleyen adli tabip onun kafasından
                      yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı.

                      Mütevveffa, 10 katlı bir binanın tepesinden intihar niyetiyle aşağı atlamıştı. (Umutsuzluğunu, geride bıraktığı
                      notta açıklıyordu) Fakat çok enteresandır ki, 9. katın önünden geçerken pencereden gelen bir kurşunla
                      hayatı sona ermişti. 8. kat penceresi hizasında cam silicileri korumak için konulmuş bir ağ bulunduğunu,
                      ne silahı çeken ne de müteveffa biliyordu. Kurşun isabet etmeseydi Ronal Opus'un intihar girişimi zaten
                      başarılı olamayacaktı.

                      Dr. Mills'in tesbitlerine göre, normal olarak intihar etmeye karar veren biri, intihar için düzenlediği mekanizma
                      tasarladığı gibi netice vermese de, o bunu eninde sonunda başarır.

                      Opus'un 9 kat aşağıdaki kesin ölüm yolunda vurulmuş olması, muhtemelen, onun ölüm modunu intihardan
                      cinayete çevirmeyecekti. Fakat onun intihar girişiminin başarılı olmayışı savcıyı elinde bir cinayet vakası
                      olduğu düşüncesine itti.

                      Silahın patladığı 9. kattaki odada yaşlı bir adam ve karısı yaşıyordu. Bunlar, sık sık tartışırlar ve bu tartışmalar
                      neticesi çoğu zaman ihtiyar adam, karısını silahla tehdit ederdi. Hadisenin geçtiği gün, ihtiyar karı-koca yine
                      tartışmışlar, adam oldukça sinirlenmiş ve tabancayla karısını tehdit etmiş, bu sefer iş sadece tehditle de
                      kalmamış ve adam karısına karşı tetiği çekmişti. Fakat ne olduysa olmuş ve mermi kadını ıskalayarak
                      pencereye yönelmiş ve intihar etmekte olan Opus'a isabet etmiş.

                      Bir insan "A" şahsını öldürmeye teşebbüs eder fakat "B" şahsını öldürürse, o "B" şahsını öldürmekten suçludur.
                      Fakat işin içinde başka gariplikler vardır. Bu suçlamayla karşı karşıya kaldığında hem adam hem de kadın
                      silahın dolu olmadığı konusunda kesinlikle emindiler. Yaşlı adam uzunca bir süreden beri boş silahla karısını
                      korkutmayı alışkanlık haline getirdiğini söyledi. Öldürme kastı yoktu. Böylece Opus'un öldürülmesi bir kaza
                      oluyordu.

                      Araştırmalara devam edilince, ölümcül kazadan yaklaşık 6 hafta önce yaşlı çiftin oğlunu silahı doldururken
                      gören bir tanık ortaya çıktı.

                      Anlaşıldığın göre, yaşlı kadın oğlundan mâli desteğini çekmişti ve babasının onu silahla korkutma temayülünü
                      bilen oğul, onun annesini vuracağını umarak silahı gizlice doldurmuştu. Artık hadise, ihtiyar karı-kocanın
                      oğlunun Ronald Opus cinayetinden sorumlu olduğu noktasına gelmişti ve mesele aydınlanarak dosya kapatılmıştı.

                      Tam bu sırada hadise il ilgili yeni bir bulgu daha ortaya çıktı. Araştırmalara devam edilince Ronald Opus'un,
                      annesini öldürmek istediği, fakat bunu bir türlü başaramayışı nedeniyle umutsuzluğa kapıldığı anlaşıldı.
                      Bu, onu 23 Mart'ta 10 katlı binanın tepesinden atlayarak intihar etmeye itmişti. Ancak ölüm planladığı gibi
                      olmamıştı. 9. katın önünden geçerken pencereden gelen kurşunun kafasına isabet etmesi nedeniyle
                      Ronald Opus'un hayatı sona ermişti. Dosya intihar olarak kapandı. Düşünenlere ibret ola!..

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                        Çocuklar Duymasın Dizisi'nden ilginç Olaylar

                        1-Dizinin ilk bölümlerinde Meltem vejetaryenken,hatta eti bile gaz maskesiyle pişirebilirken,Atv`ye geçtiği dönemlerde bir yılbaşı akşamı hindi pişirip afiyetle yemiştir…

                        2-Dizinin tüm bölümleri boyunca Duygu`nun yatak takımı,çantası,posterleri vb. değişmişken Emre`nin çantası,yatak takımı,posterleri aynı kalmıştır.Hatta önlüğü bile zar zor değişmiştir.

                        3-Dizi TGRT`deyken banyo sağ koridordadır.Ama Atv`de banyo sol koridora taşınmıştır…

                        4-Dizi TGRT`deyken bir bölümde bir sürpriz için ev sahiplerinin birinden saklanılması gerekmektedir.Evin hizmetçisi Gül,sol koridora saklanmışken,ev sahipleri gelince sağ koridordan çıkmıştır.

                        5-Dizide her gün evde temizlik yapılmaktadır.Buna rağmen Meltem`in anne ve babası eve gelme hakkını kendilerinde görebilmektedir.

                        6-Dizide yemek masasında duran tabakların içindeki yemekler konuldukları gibi durduğu durumda,Meltem çocuklara “Yemeğiniz bittiyse doğru ders çalışmaya/doğru yatağa…”diyebilmektedir.

                        7-Masada ne yemek olursa olsun ketçap ve mayonez mutlaka bulunmaktadır.

                        8-Meltem,yemek bittiğinde sofradaki tabakları mutfağa taşır.Mutfağa girer girmez kapı çalar.Selami ve Gönül gelmiştir.Onlarla beş dakika otururlar bu arada o sürede hiç mutfağa gitmez.Ancak Gönül`le birlikte çay yapmaya gittiklerinde tabakların hiçbiri mutfakta değildir.Ayrıca mutfak tertemizdir.

                        9-Dizinin bir bölümünde eve Muhtaç adında bir köpek alınmıştır.Ancak diğer bölümlerde Muhtaç`tan haber alınamamıştır.

                        10-Meltem`in iş yerindeki patronu Meltem`in her gün psikologa gitmesine karşı hiçbir şey demeyecek kadar ve sinir sisteminde bu kadar bozukluk olan bir elemanı iş yerinden çıkarmayacak kadar sakin bir patron olmasına karşın,zam istendiğinde küplere binmektedir.

                        11-Çocuklar yemek masasına ellerini yıkamadan oturur.Ancak dişleri fırçalamak zorunludur.

                        12-Meltem ne zaman “Bugün çocuklar erken gelecek…” dese ve o sırada saat kaç olursa olsun çocuklar Meltem`in bu sözü üzerine anında eve gelirler…

                        13-Evin bütün ışıkları açıktır.

                        14-Çocuklar biri erkek biri kız olmalarına karşın aynı odada aynı anda giyinip soyunabilmektedir.

                        15-Duygu yaşına karşın evlenmeye kalkışabilecek kadar salaktır.

                        16-Emre gece yarısı yüksek sesle müzik çalışması yapılmayacağını bilmeyecek kadar salaktır.

                        17-Dizide çocukların kaçıncı sınıfta oldukları ve kaç yaşında oldukları bilinememektedir.

                        18-Emre`ye cep telefonu alınmamasının nedeni 16 yaşında olmamasına karşın,ablası Duygu 12-13 yaşlarında görünse de cep telefonu sahibidir.

                        19-Haluk`la Meltem`in kendine ait arabaları vardır.Yüksek maaşlı bir iş yerinde çalışırlar.Ancak çocukları için ikinci bir odaları yoktur.

                        20-Dizide Meltem`in kendine ait bir arabası olduğu durumda hatta Haluk`un aldığı yeni bir arabası olmasına karşın yine de işe Haluk`un arabasıyla gitmektedir.

                        21-Dizide Haluk ve Meltem`in iş yerinde ne olarak çalıştığı belli değildir.

                        22-Selami olmadığında bütün işler Haluk`a kalır.Çünkü koskoca bir inşat holdinginde Haluk`tan başka aynı işi yapabilecek kimse yoktur.

                        23-Gönül olmadığında bütün işler Meltem`e kalır.Çünkü koskoca şirkette Meltem`den başka o işi yapacak insan yoktur.

                        24-Meltem`in çalıştığı şirkette patron toplantıları Meltem ve Gönül`ün odasında sadece Meltem,Gönül ve Engin`le yapar.Çünkü koskoca şirketin ayrı bir toplantı odası yoktur ve toplantı yapılabilecek üç kişi vardır.

                        25-Haluk`un çalıştığı iş yerinde toplantılar müdürün odasında sadece İsmail bey,Haluk ile Selami ve Yasemin`le yapılır.Çünkü koskoca holdingin toplantı odası yoktur ve toplantı yapılabilecek sadece 4 kişi vardır.

                        26-Haluk`un patronu Mary`nin sekreteri vardır ama Meltem`in patronu Selçuk`un sekreteri yoktur.

                        27-Yasemin bir sekreter olduğu hâlde hiçbir telefona bakmamaktadır.Hatta şirkette telefon çalmamaktadır.

                        28-Haluk`un iş yerinde Lap-Top`lar daha açılma düğmesine basılmadan kapağı açılır açılmaz çalışır.

                        29-Mary hanım bir sapık olan İsmail Bey`i genel müdür,at yarışı sevdalısı Hüseyin`i de çaycı yapmaya devam etmektedir.

                        30-Çocuklar her akşam yarınki sınava çalışır.Çünkü her gün sınav olurlar.

                        31-Haluk ve Meltem`in evindeki telefon asla çalmaz ve kullanılmaz.

                        32-Mutfak,kapısı durana kadar içeri ve dışarı doğru açılıp kapandığı hâlde ses geçirmeyecek kadar güvenli olduğu için bütün tartışmalar orada yapılır.

                        33-Çocuklar asla televizyon seyretmez.

                        34-Emine`nin geldiği ilk bölümlerde Emine`nin iki kızı varken,ilerleyen dönemlerde o iki kızdan haber alınamamıştır.

                        35-Haluk ve Selami`nin iş çantaları asla açılmaz.Sadece elde gezinir.

                        36-Dizinin bir bölümünde Duygu ile Emre hafta sonları sırayla basketbol ve gitar kursuna gitmektedir.Ancak ilerleyen dönemlerde böyle bir şey yoktur.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler



                          erciyeste ALLAH yazısı

                          Önceki yıllarda da Erciyes’te karların erimesi sonucu ortaya çıkan ‘Allah’ yazısı bu yıl görüldü. Kent merkezinden rahatlıkla görülebilen karlarla kaplı zirve kısmına yakın yerde arapça ‘Allah’ yazısının belirmesini vatandaşlar şaşkınlıkla izledi. Bazı vatandaşlar, karların şekil almasıyla ortaya çıkan Allah yazısının bir uyarı niteliği taşıdığını savunurken, kimileri, bu durumun Erciyes Dağı’nın büyüklüğünden kaynaklandığını iddia etti Kayseri Müftüsü Necmettin Nursaçan ise, bu durumun normal karşılanması gerektiğini vurguladı. Yazının Erciyes’e kutsallık anlamı yüklemeyeceğini kaydeden Nursaçan, “Bir çimen yaprağından güneş sistemine kadar heryerde Allah’ın kudretini gösteren örnekler var. Erciyes’te Allah yazısı belirdi diye, buna farklı anlamlar yüklemek yanlış. Ben olayı sıradan, normal bir olay gibi değerlendiriyorum'' dedi. Nursaçan, önceki yıllarda da çıkan Allah yazısının, görüldüğü anda insanı etkilediğini de vurgulayarak, sanki birileri özenerek yazmış gibi bir görüntünün ortaya çıktığını ifade etti.

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                            ilginç ama gerçek


                            Kendi Dirseginizi Yalamanin Imkansiz Oldugunu ?

                            Ordegin Vakvaklamasinin Yanki Yapmadiğini Ve Bunu Kimsenin Aciklayamadigini?

                            Yasamin Boyunca Uyku Sirasinda Yaklasik 70 Bocek Ve 10 Orumcek Yiyecegini?

                            Idrarin Zifiri Karanlikta Parladigini?

                            Eger Cok Siddetli Hapsirirsan, Kaburgalarindan Birini Kirabilecegini?

                            Hapsirmayi Engellemeye Calisirsan,basindaki Veya Boynundaki Damarlardan Birinin Yirtilabilecegini Ve Olebilecegini?

                            Hapsirdigin Sirada Gozlerini Acik Tutmaya Calisirsan, Yerlerinden Firlayabileceklerini?

                            Domuzlarin Vucut Yapilarindan Dolayi Hicbir Zaman Baslarini Yukari Kaldirip Gokyuzune Bakamadiklarini?

                            Dunya Nufusunun %50 Sinin Hic Telefonla Konusmadigini?

                            Farelerin Ve Atlarin Kusamadiklarini?

                            1 Saat Sureyle Kulaklikla Birsey Dinlemenin Kulaktaki Bakteri Sayisini %700 Arttirdigini?

                            Cakmagin Kibritten Once Bulundugunu?

                            Parmak Izleri Gibi Dil Izlerinin De Her Insan Icin Benzersiz Oldugunu?

                            Bu Yaziyi Okuyan Insanlarin %75 Inden Fazlasinin, Dirseklerini Yalamaya Calisacaklarini

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                              amerikada yaşanmış

                              New York'ta bir bankanin önünde duran son model RollsRoyce otomobilden inen adam,hizli adimlarla bankaya girdi ve önüne cikan ilk görevliye, bireysel kredi icin basvuruda bulunmak istedigini söyledi. Görevli onu,müsteri temsilcisine götürdü. Adam, cok acele bir is icin Avrupa'ya gitmek zorunda oldugunu ve bu nedenle bir hafta vadeli bes bin dolar krediye gereksinim duydugunu söyledi. Müsteri temsilcisi kisa bir arastirma yaptiktan sonra döndü. "Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almaniz icin bir engeliniz yok" dedi ve ekledi:
                              Fakat bir konuyu belirtmeliyiz. Bizim bankamizla daha önce hic calismamissiniz.Banka olarak sizi resmen tanimiyoruz. Bu nedenle,
                              söz konusu krediyi verebilmemiz icin karsiligindasizden bir teminat almak zorundayiz". Adam cebinden RollsRoyce'un anahtarini cikardi, bankanin müsteri temsilcisine uzatti:
                              "Cok acelem var, ucaga yetisecegim"dedi."kapidaki Rolls Royce'umu teminat
                              olarak alabilirsiniz".
                              Kredi islemleri cok hizli bir bicimde tamamlandi.
                              Banka Rolls Royce
                              otomobili bankanin garajina cektiler, adama da besbin dolar krediyi verdiler. Müsteri temsilcisi, kisisel merakini gidermek icin bir hafta boyunca özel bir arastirma yapti ve bankalarinin bu yeni müsterisinin cok büyük bir is adami ve cok büyük bir servet sahibi oldugunu ögrendi.Bir haftasonra adam yeniden gelip,borcunun ana parasi besbin dolarla, bir haftalik faizi dokuzbucuk dolari ödedikten sonra, müsteri temsilcisi bir türlü yenemedigi merakinin dürtüsüyle sordu:
                              "Sizin, cok büyük bir is adami ve cok büyük bir servetin sahibi oldugunuzu
                              ögrendim" dedi."Yalnizca kisisel merakimdan soruyorum.Lütfen söyler misiniz, sizin icin cok kücük bir miktar olan bes bin dolarlik krediye neden gereksinim duydunuz?"
                              Adam hafifce gülümsedi:
                              "Siz de bana lütfen söyler misiniz?" dedi. "Böyle lüks bir otomobili, New
                              York'ta hangi kapali garaja, bir hafta boyunca dokuzbucuk dolara
                              birakabilirsiniz?

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                                ilginç

                                -Fareler Kusamaz.
                                -Zürafalar yüzemez.
                                -Yılanlar duyamaz.
                                -Karıncalar uyuyamaz.
                                -Kirpiler suda batmaz.
                                -Kutup ayıları solaktır.
                                -Sineklerin 5 tane gözü vardır.
                                -Zürafanın ses telleri yoktur.
                                -Yunuslar bir gözlü açık uyurlar.
                                -Develerin 3 tane kaşı vardır.
                                -Bir sineğin hızı saatte 8 km.dir.
                                -Zürafanın dili 35 cm. kadardır.
                                -Istakozların kanı mavi renktedir.
                                -Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
                                -Fil zıplayamayan tek memelidir.
                                -Sığırların 4 tane midesi vardır.
                                -Kangurular geri-geri yürüyemezler.
                                -Kediler şeker tadını ayırt edemezler.
                                -Atlar 1 ay kadar ayakta kalabilirler.
                                -Fare, bir deveden bile daha uzun süre susuz kalabilir.
                                -Timsahlar dilini dışarı çıkaramazlar.
                                -Zebralar beyaz üzerine siyah çizgilidir.
                                -Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur.
                                -2600 kadar kurbağa cinsi var.
                                -Yetişkin bir ayı at kadar hızlı koşabilir.
                                -Sadece domuzlar güneşten yanabilir.
                                -Deniz kobrası dünyanın en zehirli yılanıdır.
                                -Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir köpeğinki kadar gelişmiştir.
                                -Hayvanların en büyüğü mavi balinadır. (uzunluğu 33 m., ağırlığı 190 t.)
                                -Kuşlara şimşek çarpmaz. Çünkü elektrik onların tüyünden geçemez.
                                -Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
                                -Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
                                -Deve deniz suyu içebileceği gibi bir defada 250 litre su da içebilir.
                                -Bir insanın su ve yemek olmadan yaşayabildiği en uzun süre 18 gündür.
                                -Karınca kendi ağırlığının 50 katını taşıyabilir.
                                -Çekirgenin kulağı dizindedir.
                                -Yeryüzünün en sıcak yeri Afrika'da El-Ezize bölgesidir. (Gölgede 58 derece)
                                -Yeryüzünün en soğuk yeri Antarktika’da Vostok (Rusya) bölgesidir. (- 88.3 derece)
                                -Uzaya ilk defa 12.04.1961 tarihinde Yuri Gagarin uçtu.
                                -İlk defa aya 21.07.1969 tarihinde Neil Armstrong ayak bastı.
                                -Eski Roma'da şişeden hazırlanmış kaplar altın ve gümüşden daha değerli sayılırlardı.
                                -Dünyada en eski üniversitesi 989 yılındaki Mısır'ın El-Ezher üniversitesidir.
                                -Dünyanın en genç üniversite öğrencisi 11,5 yaşındaki Ganesh Sittampalam'dır.
                                -İlk yeraltı tünel 1 km. uzunluğunda olmuş ve bundan 4 bin yıl önce Irak'ta Fırat nehrinin altından geçmişdir.
                                -Paraguay dünyanın en yağışlı bölgesidir. Bölgede yağmur neredeyse ara vermez.
                                -Dünyada 2000 e yakın halk ve 3000 e yakın dil var.
                                -Tarih boyu yapılmış savaşların en uzunu İngiltere ile Fransa arasında olmuştur. Bu savaş 115 sene(1338-1453) sürmüştür.
                                -İnsanın saçında 102 bine yakın, derisinde ise 20 bine yakın kıl olur. Kıllar her gün 0.35-0.40 mm. uzar.
                                -İngiltereli Thomas Korne 207 sene yaşamıştır.
                                -Dünyanın en uzun ömürlü insanı Çin'de 253 sene yaşamıştır. (1680-1933)
                                -Güneş dünyadan 330,330 kat daha büyüktür.
                                -Bir köstebek sadece bir gecede 90 m. tünel kazabilir.
                                - Bir hamam böceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden 9 gün yasayabilir.
                                -Eski Mısırlılar taştan yapılmış yastıklarda uyurlardı.
                                -Bir hipopotam ağzını açarsa 120 cm boyunda bir insan onun içine rahatça sığabilir.
                                -Boğalar renk körüdür, bundan dolayı matadorun elindeki beze saldırırlar; rengi ne olursa olsun.
                                -Ortalama bir buzdağı 20,000,000 ton gelir.
                                -Zehirli oklu kurbağada 2,200 insanı öldürebilecek kadar zehir bulunur.
                                -İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
                                -Hapşırdığımız zaman kalbimizde dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur.
                                -Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır.
                                -Kadınlar erkeklere oranla iki kat daha fazla göz kırparlar.
                                -Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kuştur.
                                -Sadece insanlar ve yunuslar zevk için cinsel ilişkide bulunurlar.
                                -İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmakta,en hızlı uzayan tırnak ise orta parmaktadır.
                                -İnsanlar 200 milyon soluk alıp verme, 1 milyar kalp atışı, 300 milyon mide kasılması ve 20 milyar göz kırpması kadar yaşarlar.
                                -İnsanlar beyinlerinin %10’nu kullanırlar.
                                -Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.
                                -Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.
                                -Yetişkin bir insan günde ortalama 23.000 kez nefes alır.
                                - Sarışınların esmerlere göre daha fazla sacı vardır.
                                -Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler.

                                %%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%


                                -Bir yılan 3 yıl uyuyabilir.
                                -Bal bozulmayan tek gıdadır.
                                -Ördeğin sesi yankı yapmaz.
                                -Denizyıldızlarının beyni yoktur.
                                -Üzüm mikrodalga fırında patlar.
                                -İnsan yılda en az 1460 rüya görür.
                                -İçtiğimiz sular 3 milyar yaşındadır.
                                -Karınca iki hafta su altında yaşayabilir.
                                -İnsan kalbi dakikada 60-80 defa çarpar.
                                -Üzümü mikrodalgaya koyarsanız patlar.
                                -Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır.
                                -"Pi" sayısının bir milyarıncı rakamı 9'dur.
                                -Dünyada insanlardan daha çok tavuk var.
                                -Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
                                -İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.
                                -Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2'ye katlanamaz.
                                -Türkiye'de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var.
                                -Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar.
                                -Yerçekimsiz ortamda mum alevi küre şeklinde olur.
                                -El tırnakları ayak tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar.
                                -Otomobil sayısı insan sayısından 3 kat daha hızlı artıyor.
                                -Doğum gününüzü en az 9 milyon kişiyle paylaşıyorsunuz.
                                -Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar.
                                -Günde 24 saat sayı saysanız, 1 trilyona ulaşmanız 31 bin 688 yıl alır.
                                -Dünyada bir yılda gerçek paradan daha fazla Monopol parası basılıyor.
                                -Eksi 90 derecede nefesimiz, havanın ortasında donar ve düşer.
                                -Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder.
                                -Çin'de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika'dan daha fazladır.
                                -Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır.
                                -13 rakamının uğursuz olarak bilinmesi nedeniyle ABD'de birçok otelde 13. katta oda bulunmaz.
                                -En uzun boylu insan 1940 yılında ölen 2,72 metre boyunda ABD'li R.P. Wadlow olmuştur.
                                -Kibrit kutusu büyüklüğündeki altın külçesi yufka gibi açılarak bir tenis kortu büyüklüğüne kadar yırtılmadan uzatılabilir.
                                -Einstein 9 yaşından sonra akıcı konuşmaya başladı. Aile onda zihin geriliği olduğunu bile düşündü.
                                -İnsan daha çok oksijen alabilmek ve vücudundaki karbon gazını boşaltmak için esner.
                                -İnsan bir günde 28-33 bin litre hava, 500-700 litre oksijen, 2 kilogram yiyecek tüketir.
                                -Dünyanın en hızlı kuşu Boğazlı Kırlangıç'tır. 3 saniye süreyle saatte 128 km. sürate ulaşmıştır.
                                -Michel Jordan bir yılda Nike'den Nike'ın Malezya fabrikası personelinin hepsinden fazla para kazanıyor.
                                -ABD, Ohio'da lisans olmadan fare yakalamak yasaktır.
                                -Eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsanız, patlarsınız.
                                -Aşık olduğumuzda beynimiz "phenylethylamine" üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Mu kimyasal madde çikolatada da vardır.
                                -Uzayda yerçekimi olmadığı için astronotlar ağlayamaz. Çünkü gözyaşı aşağı düşmez.
                                -Birinci Dünya Savaşında Fransa ülkedeki tüm taksileri tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı.
                                -1994 Dünya Kupası'nda, Bulgaristan futbol takımının 11 oyuncusunun hepsinin isminin sonu "OV" ile bitiyordu.
                                -Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmaz, sizi gizler. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamalarını engeller.
                                -Kahve sarhoş bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz. Hatta çoğu zaman alkolün etkisinin artmasına yol açar.
                                -Kereviz yerken harcanan kalori,kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
                                -Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir. Bu oranı tutturmak için insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gereklidir.
                                -Klinik ölüm sonrası insan 5 dakika içinde hayata geri getirilebilir. 5 dakika sonra beyin hücreleri ölmeye başlar, ama yine de bu süreyi 5 dakika daha uzatmak mümkündür.
                                -İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz.
                                -Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.-Soğuk havalarda ısınmak için alkol almak son derece tehlikelidir. Yüzeysel damarlarda genişlemeye yol açan alkol bir süre kendinizi ısınmış gibi hissetmenize yol açarken, vücudun ısı kaybını kolaylaştırır. Bu da donmayı çabuklaştırır.
                                -Macar Yanosh Voven ve karısı Sara dünyada en uzun aile hayatı sürmüşler. Onlar 147 sene beraber yaşamışlar. Yanosh 172, Sara 164 sene yaşamıştır. Öldüklerinde en küçük çocuklarının 116 yaşı varmış.
                                -En büyük kuş yumurtası devekuşunundur. 15 - 20 santimetre uzunluğunda ve ortalama 1.7 kilogram ağırlığındadır. Kaynatılarak pişirilmesi 40 dakika sürer.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X