TÜRK MEDYASINA İLGİ ARTACAK

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • erciyesboran
    Banned
    • 29-12-2005
    • 4110

    TÜRK MEDYASINA İLGİ ARTACAK

    TÜRK MEDYASINA İLGİ ARTACAK
    10.10.2006 16:08:26

    Adem Gürses, "şu anda medyadaki durum tekelleşme olarak nitelendirilemese bile güç dengelerinin birbirine yakın olmadığı açık bir şekilde ortadır" diye konuştu. Yazılı ve görsel basının dördüncü
    kuvvet olarak kabul edildiği ülkemizde bu konudaki başrol şüphesiz özel
    televizyonlara ait durumda. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan tablo, bu
    başrol oyuncusunun uzun süre hayatımızdaki etkinliğine devam edeceği
    yönünde. Peki bu etkinlik ne zamana kadar devam edecek, şu andaki durumu
    nasıl, yabancı sermayenin buna ne gibi etkileri olacak? İşte bu önemli
    soruları bu haftaki konuğum Adem Gürses’e sordum. Konu ne zaman medya ve de
    özellikle özel televizyonlar olsa aklıma gelen isim her zaman Adem Gürses
    oluyor. Çünkü kendisinin bu konuda insanı şaşırtan ciddi bir geçmişi var...
    Öyle ki, 1975’li yıllarda TRT ile başlayan medya serüveni, Star TV, Kanal 6,
    HBB, BRT ve Kanal D gibi kanalların kuruluşu ve en son olarak da Star
    Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığı ile devam etmiş. Tabiri caiz ise,
    ülkemizdeki özel televizyonların emekleme çağından, büyüyüp koşma çağına
    kadar geçen süreye eşlik etmiş birisi Adem Gürses. İşte bu özelliği de
    sohbetimizi ister istemez medya ve etkinliği konusuna yönlendirdi. Açıkçası
    yapmış olduğumuz sohbetten büyük keyif aldım. Umarım siz de aynı keyfi
    alırsınız. O zaman buyurun sohbetimize...
    Çeşitlilik azalıyor
    * Türkiye’deki birçok özel televizyonun kuruluşu aşamasında sürekli sizin
    isminizi görüyoruz. Bu konuda sizi cazip kılan özelliğiniz ne oldu?
    Aslında bu soruyu kuruluş safhasında beni davet edenlerin cevaplaması daha
    doğru olur ancak yine de sorunuzu cevaplandırmaya çalışayım. Öncelikle
    söylemeliyim ki, bir şeyi oluşturmak hazır bir düzeni sürdürmekten her zaman
    daha zordur. Özellikle de bir televizyonun kuruluşu gerçekten de ayrıntılı
    bir iştir. Öyle ki, yeni kurulmuş bir televizyona yetişmiş insanların gelişi
    gibi bu insanların kurulu düzenlerini bırakıp yeni bir yere gelirken size
    güvenmeleri de son derece önemlidir. Bu konuda gururla ifade etmeliyim ki,
    kurmuş olduğum televizyonlara davet ettiğim arkadaşlar her zaman benimle
    birlikte oldular. İşte bu sayede de hiçbir zaman kadro kurma sıkıntısı
    yaşamadım. Ayrıca yapımcı ve yönetmen kökenli olmamı da çok önemsiyorum.
    Çünkü bir işi bizzat yapabiliyorsanız, o işi yaptırmanız daha kolay oluyor.
    Teknik yatırıma gelince, bu kadar işletme kurmuş bir tecrübe için bunun
    hiçbir zorluğu olmaz ve benim için de olmadı. Hiçbir grup ve lobi içinde
    olmamama rağmen bu kadar televizyonun kuruluşunu yapmış olmam zannediyorum
    bu safhalarda bana duyulan ihtiyaçtan olsa gerek. Zaten ülkemizde bir yer
    düze çıkmadan o yere cesaret edebileni de çok olmuyor.
    Kanal sayısının önemi yok
    * Size göre Türk medyası nereye doğru gidiyor?
    Ticari olarak reklam pastasındaki büyüme geleceğin daha parlak olacağını
    gösteriyor. Ancak sayıdaki fazlalığa rağmen bütün televizyonlar birbirinin
    benzeri haline gelmiş durumda. Kendine özgü bir şeyler yapma becerisi ise
    giderek yok oluyor ve program çeşitliliği her geçen gün azalıyor. Arka
    arkaya yayınlanan dizilerden oluşan yayınlar bütün televizyonları birbirinin
    benzeri haline getirdi. Kurum imajı yok olunca da kurum alışkanlıkları
    program alışkanlığına dönüştü. Bugün televizyon kanalları logolarını
    kaldırdığınızda tanınması güç kanallar haline geldi. Halbuki, BBC logosunu
    kullanmadığında dahi herkes o televizyonun BBC olduğunu kolayca biliyor.
    Zannediyorum bu örnek ne demek istediğimi açık bir şekilde ortaya koyuyor.
    * Bugün ülkemizde çok sayıda televizyon kanalı mevcut ve halen de kurulmaya
    devam ediyor. Bunun sebebi kanal sayısının ülkeye
    yetmemesi mi?
    Açık bir şekilde söylemek gerekirse, Türkiye’deki kanal sayısı Türkiye için
    yeterli ve hatta fazla bile. Bana göre bu konuda kanal sayısının hiçbir
    önemi yok. Çünkü kendisini izlettirmeyen bir televizyonun varlığı kimsenin
    umurunda olmaz.
    Tekelleşme diyemeyiz
    * Medyada bir tekelleşme söz konusu mu?
    Bizim sistemimizde bu sorunun muhatabı devlettir. Çünkü bizim gibi ülkeler
    kanunlara uygun bir şekilde yönetilmektedir ve eğer şu andaki durumun haksız
    bir rekabete sebep olduğu düşüncesi insanlarda varsa, bu yasalarda da var
    olmalıdır. Ancak şu anda Rekabet Kurulu’na göre medyada bir tekelleşme söz
    konusu değildir. Kanaatimce şu anda medyadaki durum tekelleşme olarak
    nitelendirilemese bile güç dengelerinin birbirine yakın olmadığı açık bir
    şekilde ortadır.
    ¥ Sizi bundan sonra ne gibi projelerde göreceğiz?
    Bilemiyorum. Kısmet...
    Türk medyası beklenendenhızlı gelişti
    “Medya, aslında her yerde aynı medya. Fakat Türk medyası, diğer medyalara
    nazaran çok süratli ve kendisinin dahi hazmedemediği bir gelişim içinde”
    diyen Adem Gürses şunları söyledi: Tabii ki bu büyüme, biraz acele ve tam
    olarak yerine oturmadan gerçekleştiği için de zaman zaman hormonlu bir
    büyüme şeklinde kendini gösteriyor. İşte bu sebeple, Türk medyasının tam
    olarak yerine oturduğunu söylemek son derece güç. Bu durumu ‘kaos’ olarak
    nitelendirmek de yanlış, ancak ‘kaostan çıkıp da yolunu yavaş yavaş bulması
    gereken bir hal’ şeklinde değerlendirmek sanıyorum yanlış olmayacaktır. Türk
    medyasının; yazılı ve görsel olmak üzere iki ayağı var. Görsel ayağı
    bakımından Türk medyasına baktığımızda, hiçbir ülkede Türkiye’deki kadar
    kanalın olmadığını görüyoruz. Bunun da sebebi, ülkemizdeki medya
    koordinatlarının tam olarak yerine oturmaması. Bugün Türkiye’de medya
    herkesin merakı. Sanki herkesin ikinci mesleği medya. Bu konuda fikri
    olmayan da yok. Olaya bu yönü ile bakınca, medyanın insanların hayatlarını
    doğrudan etkileyen ve yönlendiren özelliğinin göz ardı edilmemesi
    gerektiğini düşünüyorum."
    Kalitesizlik yarışı yapılıyor
    Medyanın temel görevinin, yaptığı yayınlarla kamuoyunun serbestçe oluşumunu
    sağlamak olduğunu söyleyen Gürses, “Ancak, dünyanın her yerinde medyanın
    yönlendirici rol üstlendiği bir gerçektir. Ülkemizdeki medyanın toplumu
    yönlendirme gayretinin daha fazla olduğu açıktır. Bu durum, özellikle de
    haberin oluşturulması şeklinde kendini göstermektedir. Halbuki, haber
    yansıtılır. Çünkü olmayan bir şey haber yapılamaz. Evet, haberin içinden
    özel şeyler çıkartılabilir ancak bugünün medyası bundan çok daha farklı bir
    şey yapmaktadır. Dolayısı ile günümüz medyası tartışılacak bir durumdadır ve
    medyaya yabancı girişi ile yeni bir safha başlayacaktır. Türkiye’nin özel
    konumu da medyayı bu yönde etkileyecektir. Çünkü Türkiye’ye ne kadar ilgi
    olursa o oranda Türk medyasına da ilgi artacaktır. Fakat özellikle
    yayıncılık açısından söylemeliyim ki, Türkiye’nin kendine mahsus bir medya
    ve yayıncılık felsefesi ne yazık ki oluşmamıştır. Bugün medyadaki yarış,
    yeni bir şey oluşturmakta değil, kalitesizlikte yaşanan bir yarış haline
    gelmiştir”şeklinde konuştu.
    Yabancı ilgisi şaşırtıcı değil
    Türk televizyon kanallarına yabancıların ciddi bir ilgisinin olduğunu
    söyleyen Gürses, “TGRT’nin devrinden sonra bunun daha da hızlanacağını
    düşünüyorum. Bunun iki önemli sebebi var; birincisi ticari, yani bugün radyo
    ve televizyonlar için ayrılan reklam bütçesinin yılda 1.5 milyar dolara
    yaklaşacağı bekleniyor. Özellikle birinci gruptaki televizyonların her
    birinin reklam geliri beklentisi 200 milyon doların üstünde ve bu rakam çok
    ciddi bir kârlılığın ifadesidir. Çünkü bu televizyonların gider bütçeleri en
    çok 100-110 milyon dolar civarında. Yani, bugün gereği gibi yapılan
    televizyon işletmeciliği kârlı ve cazip bir iş kolu haline gelmiş durumda.
    İkinci sebep ise, bulunduğumuz coğrafyadan kaynaklanıyor. Gerek siyasi ve
    gerekse ticari açılım için Türkiye son derece cazip bir ülke ve bu sebeple
    bana göre Türk medyasına olan yabancı ilgisinde şaşırtıcı bir durum yok”
    dedi.
İşlem Yapılıyor
X