Ninemizin Tavsiyeleri İspatlanıyor

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • frantic
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3696

    Ninemizin Tavsiyeleri İspatlanıyor

    Babaannelerimizi üşütmeyelim, hastalanmayalım diye yaptığı kış tavsiyeri doktorlardan onay aldı. İşte bir uzmandan önemli kış uyarıları... Eğer gripseniz anneannenizin dedikleri kulağınıza küpe olsun. Mesela kış aylarında sizi iki-üç kat giydirdiği zamanları hatırlayın. Bir bildiği vardı, zira kat kat giyinmek üşütmeye karşı en iyi, en doğal yöntemlerden biri... Özellikle de kış aylarında soğuk algınlığıyla vücudunuzu hırpalayıp, başka hastalıklara karşı savunmasız kalmamak için... Yine hatırlayın; “Olur olmaz yere hap, ilaç alma” tembihlerini... İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi ve Anadolu Sağlık Merkezi Hastane Enfeksiyonları Kontrol Komitesi Danışmanı Prof. Dr. Semra Çalangu, “Ben vitamin hapı almanızı bile tavsiye etmem. Mesela C vitamini hapları... Bir zararı yok, ama Türkiye bir meyve cenneti. Çeşit çeşit portakal var, mandalina, greyfurt var. Biberi, domatesi var. Böyle hem doğal hem de lezzetli meyveler, sebzeler dururken, vitamin hapı almaya ne gerek var” diyor. Konu vitaminler olunca şunu da eklemeden geçmeyelim; vitamin sadece vücudun bağışıklık sistemini geliştiren bir madde. Yoksa tek başına hastalıkları önlemek ya da iyileştirmek gibi bir etkisi yok. Yani siz gripken, “Bol bol portakal suyu iç, üstüne bir de aspirin, şıp diye geçer” diyenlere kulak asmamak ve hemen bir doktora baş vurup, ilaç kullanmak şart.

    Başta grip olmak üzere bulaşıcı hastalıklardan korunmanın bir diğer yolu da temizlik. Mesela kağıt mendil... Sabah cebine iki kağıt mendil koyup, gün boyu bunlara aksırıp tıksırmak, hastalıkların iyileşmesini engeller. Neden mi? Aynı mikrobu tekrar tekrar almaya hizmet eder de ondan. Tüm bunlar, kuşaktan kuşağa geçen, kanıtlanmış önleyici hekimlik uygulamaları aslında. Eğer gripseniz, anneannenizin size tembihlerini hatırlayın. Bir daha o kadar kolay yatağa düşmezsiniz emin olun.

    Günde bir büyük bardak portakal suyu tüm C vitamini ihtiyacınızı karşılar
    * Hocam gripte bulaşma yollarını, klinik belirtileri konuştuk. Aşı dışındaki korunma yollarından da bahsettik... Eksik kalan var mı?
    Bir de beslenmenin etkisi var. Gripten korunmak için, ‘C vitamini alalım, B vitamini alalım’ deniyor. Tabii ki ikisi de vücut direncini artırabilirler. Ama bilimsel olarak gösterilmiş, kanıtlanmış bir bilgi yoktur ki, C vitamini alanlar gribe yakalanmaz desin.

    * Ama gripten yatak döşek yatanlara hep ‘Bol bol C vitamini alın’ denir. Bunda doğruluk payı var değil mi?
    Tedavi açısından yararı olabilir. Ama, ‘Ben her gün bir tane C vitamini tableti alırsam gribe yakalanmam’ bilgisi doğru değil. Bunu ben, meslektaşlarımızda da, doktor arkadaşlarımızda da görüyorum. Söylenenlerden anlıyorum ki, ‘Günde bir bardak portakal suyu içersen ya da 2 tane portakal yersen, her gün 1 gram C vitamini alırsan gripten korunursun’ diyorlar. Keşke böyle olsa! Ama böyle olsa biz niye aşı olalım? Güzel portakalı da olan bir ülkedeyiz. Yeriz, biter. Ama bunu kanıtlayan bir bilimsel çalışma yok. Buna karşılık insan gribe yakalandıktan sonra vücut direncinin artırılmasında C vitamininin etkinliği var. Bu sadece gribe özgü değil, bütün enfeksiyonlara karşı böyle.

    * C vitaminin nasıl bir katkısı var vücudumuza?
    Damarlarımızı, özellikle mukoza dediğimiz ağız ve burun içersindeki salgı yapan dokularımızı, bir başka deyişle vücudumuza direnç kazandıran dokularımızı yenilemekte, korumakta katkısı var. Yani yeterli C vitamini almayan insanların dişleri çürür, dökülür. Ağız kuruluğu, burun kuruluğu olur. Bu bilinen bir şey ve doğrudur. Demek ki, bunlar olmasın diye yeterli C vitamini alınırsa insanın her türlü solunum yoluyla gelecek mikroba karşı direnci tam olur. Ama ‘Bu kişiler grip olmaz’ demek yanlış.

    * Ama sonuçta günde 1 gram C vitamini almamız lazım değil mi?
    Evet. Vücudun solunum yoluyla gelebilecek mikroplara karşı direncini koruyabilmek için günde 1 gram C vitamini almakta yarar var gerçekten. Bu efervesan tabletler şeklinde de olabilir, günde bir bardak portakal suyu şeklinde de olabilir.

    HAPLARI ESKİMOLAR, İSKANDİNAVLAR ALSIN
    * 1 bardak portakal suyunda 1 gram C vitamini var mı?
    Büyük bir bardakta var...

    * Peki C vitamini hap olarak alındığında bir yan etkisi var mı?
    Hayır. C vitamini vücutta birikmez çünkü. Yani gidip de karaciğerde falan birikip bir yan etki yapmaz. Atılır vücuttan...

    * Peki bugünlerde takviye olarak tablet şeklinde de alalım mı? Faydası olur mu?
    Hayır. Ben hiç önermiyorum. Onu gidip Eskimolara önerelim. Ne bileyim, portakalı olmayan Antartika’daki insanlara önerelim. İskandinavlar alsın. Ama yani Antalyası, Alanyası, Fenikesi bir sürü çeşit portakalı olan bir ülkenin insanı da almasın... Üstelik de bunlar yetmiyormuş gibi durmadan dışarıdan meyve ithal edilen bir ülkede, insanlar C vitaminini niye hap olarak alsın? Doğal yollardan almak mümkünken... Üstelik C vitamini sadece portakalda, limonda, mandalinada değil, domateste, yeşil biberde, kıvırcık salatada, rokada da çok fazla var. Tüm yeşilliklerde C vitamini var.

    * Peki doğal yollardan gripten korunmak için başka önerileriniz de var mı?
    Var tabii... Korunmada bir başka şey de, dinlenmeye dikkat etmek. Bu özellikle çocuklar için çok önemli. Günde 8 saatlik bir uyku gerekiyor. Bizler için de gerekli.

    * Prof. Dr. Necdet Üskent ‘İyi bir uyku bağışıklık sistemini güçlendirir’ demişti. T lenfositlerin, yani vücudu dışarıdan gelen saldırılara, özellikle bakteri ve virüslere karşı koruyan bağışıklık hücrelerinin sayısının arttığını söylemişti.
    Evet. Hakikaten öyle... Bunun dışında giysilerle ilgi de bir küçük notum olacak. Sadece gripten değil, gripal enfeksiyonlardan korunmak için, hava değişimi sırasında ‘Ah cereyanda kaldım, ah soğukta kaldım, ince giymişim üşütmüşüm’ denir ya, işte bunun için biz kış aylarında tek bir kalın giysi yerine üst üste birkaç ince giysi şeklinde giyinilmesini öneriyoruz. Sıcak bir yere girildiği zaman üsttekiler çıkartılsın, soğuğa girildiğinde çıkartılsın. O bakımdan anneannelerimizin üzerlerine kat kat giydikleri yelekler, hırkalar, tek bir kalın giysiden çok daha sağlıklı. Onun dışında tabii ki korunma için aşıyı öneriyoruz.

    * Aşıyı yarın konuşacağız. Korunmak için başka ne yapmamız gerekir?
    Pratik olarak söylemek istediğim şey şu. Çok şükür galoşu kaldırdık hastaneden... Önceleri ‘Galoş olsun, galoş olsun’ dediler. Millet galoşu ayağına bir giyiyor, akşama kadar bir daha çıkarmıyor.

    * Bu fırıncıların eline taktıkları eldivenler gibi sanırım... Bütün gün tek bir eldiven ellerinde, parayı da onunla alıyorlar, ekmeği de onunla alıp veriyorlar. Ne anladık hijyenden...
    Aynen öyle. Her şey eldiven, her şey galoş... Kağıt mendilde de böyle bir durum var. Burnunu sil cebine koy, sil koy... O artık mikrop yuvası bir şey halini alıyor. Kağıt mendil bir kullanımlıktır.

    * Sadece bir mi hocam?
    Hadi iki olsun diyeyim. En azından defalarca kullanmamak lazım. Ama balgam ya da sümkürme ile kirlenmiş bir kağıt artık kullanılmamalıdır. Yoksa insan bir elini kurular, burnunun ucunu siler o tamam. Ama sümkürdünüz mü belli ki içinde cerahat taşıyor artık. O mendil atılmalıdır.

    ANADOLU SAÐLIK MERKEZİ DOKTORLARI SORULARINIZI YANITLIYOR
    Aksatmadan her yıl grip aşısı oluyorum ama yine hastalanıyorum
    Soru: Ben 29 yaşında bir bayanım, kışın gelmesiyle birlikte çok sık grip oluyorum her yıl grip aşısı olmama rağmen engelleyemiyorum ne yapmam gerekir bilgi verirseniz teşekkür ederim.

    Muhtemelen grip değil soğukalgınlığı virüsleriyle hastalanıyorsunuz. Grip aşısı sadece gribe karşı korur. Soğukalgınlığına neden olan çok sayıda virüs var ve bunlara karşı oluşturulmuş bir aşı yok. Kendinizi bu virüslerden korumak istiyorsanız bu virüslerin bulaşabileceği kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durun.

    Dr.Elif Hakko Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı

    Vajinamdan jel şeklinde sıvı geliyor
    Soru: Bundan 8 yıl önce bir ilişki yaşadım ve bir daha da hiçbir erkekle ilişkiye girmedim. Yine de her yıl düzenli olarak vajina,yumurtalık testi kontrolü, smear testi yaptırıyorum. 6 aydır da düzenli olarak genel kontrollerimi yaptırıyorum. Benim sorunum vajinamdan jel seklinde saydam bir sıvı geliyor. Bazı doktorlar vajinal yoldan muayene ettiklerinde, bu sıvıyı görünce ’Neden ıslak burası’deyip bakarken bana kızıyorlar ve sonrasında mantar ilaçları veriyorlar.Hap olsun, krem olsun,vajinal tablet olsun hepsini düzenli olarak kullandım ama hiçbir sonuca ulaşamadım. Testlerim temiz çıkıyor ama bu ıslaklığı kesemedim. Temizliğime aşırı dikkat eden biriyim. İç çamaşırlarımı günde iki defa değiştiririm ve pamuklu giysi kullanırım, adet kanamalarımda bile pedler sentetikli diye altımda iki saat bile tutmam. Lütfen bu sorunuma bir çare bulun.
    Sevim.

    İlk olarak bahsedilen durumu bir görmek lazım. Vajinal ıslaklıkla, mantar enfeksiyonu arasında çelişki var. Mantar enfeksiyonunda görüntü farklı olur ama vajinal ıslaklık doğal bir durumdur ve enfeksiyon ile alakası yoktur. Vajinal sekresyonu tamamen kesmek diye bir durum söz konusu değildir. Bu sebeple hastayı görmekte fayda var.Ona göre daha detaylı bilgi verebiliriz.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nuri Ceydeli

    Kanserli çocuklarda başka bir hastalığa yakalanma riski daha yüksek
    ABD’DE yapılan bir araştırmada, çocukken kanser tedavisi görenlerin, kemoterapi ve ışın tedavisinin etkileriyle ileriki yıllarda kalp hastalıkları, ikincil kanser türleri, kısırlık, eklem hastalıkları ve öğrenme bozuklukları gibi hastalıklara yakalanma riskinin arttığı belirlendi. Sonraki yıllarda ortaya çıkan rahatsızlıkların genel olarak Hodgkin’s kanseri, kemik kanseri ya da merkezi sinir sistemindeki kanserler türlerinden ötürü tedavi gören çocuklarda ortaya çıktığı anlaşıldı. Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi uzmanları 1970 ila 1986 yılları arasında, 21 yaşın altındayken kanser tedavisi gören 10 bin 397 hastayı, herhangi bir tedavi görmeyen sağlıklı kardeşleriyle karşılaştırdı. Sonuçta, tedavi gördükten sonra iyileşen hastaların yüzde 62’sinde, ileriki yıllarda kronik bir sağlık problemi ortaya çıktığı görüldü. Bu oran, hastaların sağlıklı kardeşlerinde yüzde 37 olarak hesaplandı. Yine kanser tedavisi görüp kurtulanların yüzde 28’i, hayatı tehdit eden ciddi rahatsızlıklara yakalandı. Sağlıklı kardeşlerde ise bu oranın yüzde 5 düzeyinde olduğu tespit edildi. Kanser tedavisi gören genç ve çocukların yüzde 80’inin en az 5 yıl yaşatayacak kadar başarılı tedavi gördüğü ve çoğunun da tamamen tedavi olduğu açıklansa da bilim adamları, “tedavi yöntemlerinin yüksek toksik seviyesi göz önüne alındığında olumsuz sonuçlardan kaçınılamayacağını” belirtti.
    Kaynak:Vatan
İşlem Yapılıyor