Sağlık ile ilgili her konu

Kapat
Önemli Konu
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Altarnatif Tıp

    Bu konudaki bilgiler altarnatiftir . bir hastalık durumunda lütfen doktorunuza başvurunuz .

    Sizlerle eniyi paylaşıma sonsuza kadar
    @delphin

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      Konu: Altarnatif Tıp

      Yedikleriniz nelere iyi geliyor ?

      Adaçayı: Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa zindelik verir.

      Ahududu: Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir. Romatizma, mafsal kireçlenmesi, nikris, boğaz, bademcik ve göz iltihaplarında kullanılır. Ateşi düşürür. Üre ve şeker hastalarına da faydalıdır.

      Anason:Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Ancak, aybaşı kanamaları ve hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını keser. Beyin yorgunluğunu giderir. Uyku verir. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikâyetleri giderir. Öksürüğü keser. Yaşlılarda meme sarkmasını önler. Fazla miktarda kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.

      Antep fıstıği:Bedeni ve zihni gücü arttırır. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir. Göğsü yumuşatır, öksürük söktürür.

      Armut: Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir, kabızlığı önler. Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu giderir. Susuzluğu keser. Tükürük ifrazatını artırır. Hamilelerin kusmalarını azaltır. Hazımsızlığı giderir. Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır.

      Arpa: İdrar söktürür. Mesane ve idrar yollarındaki iltihapları temizler. Böbrek ve kum taşlarının dökülmesine yardım eder. Prostat büyümesini önler. Asabi kusmaları durdurur. Boğaz ve baş ağrılarını dindirir. Dil iltihaplarını giderir.

      Asma Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

      Ayçiçeği: Yağı, damar sertliğini giderir. Kurdeşen’in sebep olduğu kaşıntıları giderir. Esansı verem tedavisinde kullanılır. Kolesterol miktarını düşürür. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Kalp, sinir hastalıkları ve iktidarsızlığı önler.

      Ayva: İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler. Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir

      Badem: Badem, bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin zayıf düşmemesini sağlar. Sütle içilirse mideyi kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Nekahat devresini kısaltır. Böbrek mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir. Bronşit, boğaz ağrısı, anjin, boğaz yanması ve akciğer hastalıklarında faydalıdır. Bademyağı kabızlığı giderir. Egzama ve kaşıntıların verdiği rahatsızlıkları azaltır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardım eder. Kulak ağrılarını dindirir. Yumurtayla karıştırılıp da, basur memelerine sürülecek olursa, ağrı ve yanmaları giderir.

      Bakla: İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Romatizma şikâyetlerini giderir.

      Bamya: Kabızlığı giderir. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.

      Bezelye: Kabızlığı giderir. Kan yapar. Kan kanserine karşı korur.

      Biber:Mideyi kuvvetlendirir. İştahı açar ve hazmı kolaylaştırır. Kanamaları önler.

      Böğürtlen: İdrar söktürür. Ayaklardaki şişlikleri indirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Mesane taşlarının düşmesine yardımcı olur. Ağız, dil, diş eti ve bademcik iltihaplarını giderir.

      Börülce: İdrar tutukluğunu ve anüs kaşıntısını giderir. Yanık tedavisinde kullanılır.

      Buğday: Kepekli buğday unundan yapılan ekmek, kurabiye ve benzerleri bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Kabız olmayı önler. Çimlendirilmiş buğday tanesi zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir.

      Burçak: Lapası, ezik, çürük tedavisinde; taneleri ise, isilik ve mayasılda kullanılır.

      Çamfıstığı: Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

      Çay: Aşırı miktarda olmamak şartıyla içilecek olursa bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Sinirleri uyarır. Mide tembelliğini giderir. İdrar söktürür. İshal ve dizanteriyi keser. Damar kireçlenmesini önler. Damar sertliği, kalp yetersizliği, kan kanseri, guatr, nefrit, kolera ve bağırsak hastalıklarında koruyucu ve tedavi edicidir.

      Çilek: Vücudu kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. İdrar söktürür ve karında biriken suyu boşaltır. Böbrek ve mesane hastalıklarının iyileşmesine yardımcı olur. Mide ve bağırsak tembelliğini giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Safra taşlarının dökülmesine yardımcı olur. Ateşi düşürür. Diş dibi taşlarını eritir. Cilde tazelik ve güzellik verir. Damar sertliği, mafsal iltihabı, romatizma ve nikriste de faydalıdır.

      Çörekotu: İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa; baş ağrısını keser.

      Defne: Terletir, ateşi düşürür, vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Sinir ağrılarını dindirir.

      Dereotu Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Hazmı kolaylaştırır, midenin gereği gibi çalışmasını sağlar. Hıçkırık ve hava yutmayı önler. Sinir zafiyetini giderir. Uyku verir. Aybaşı kanamalarının kolay olmasını sağlar. Anne sütünü artırır. İştah açar. Ağız kokusunu giderir. Çocuklardaki gaz ağrılarını giderir.

      Domates: İdrar söktürür. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını ve kanın durulmasını sağlar, damar sertliğini giderir. Romatizma ve nikriste faydalıdır. Safra ve böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Üremiyi düşürür. Hazmı kolaylaştırır. Kabızlığı giderir. Mide ve bağırsakların düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Cilde tazelik ve pembelik verir. Kansere karşı korur.

      Dut: Aç karnına yenen beyaz dut, bağırsak solucanlarının düşürülmesini sağlar. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.

      Elma: Sinirleri ve adaleleri kuvvetlendirir. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin bulantı ve kusmalarını azaltır. Hastalıkların çabuk geçmesini sağlar. İdrar söktürür, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasında yardımcı olur. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder. Kanı temizler. Kolesterolü düşürür. Damar sertliği ve kalp krizlerini önler. Kandaki şeker miktarını düşürür. Kabızlığı giderir. Öksürüğü keser. Kompostosu ateşi düşürür. Uçukları geçirir. Cildin taze ve güzel kalmasını sağlar. Göz ve kulak ağrılarında da kullanılır.

      Enginar: Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Şeker hastaları için çok faydalıdır. Bedeni ve ruhi bitkinliği giderir. Vücuda dinçlik verir. Sinirleri güçlendirir. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbreklerdeki kumların dökülmesine yardım eder. Karaciğer hastalıklarının çabuk geçmesini sağlar. Mide ve bağırsakları temizler. İshali keser.

      Erik: Sinirleri kuvvetlendirir. Zihin yorgunluğunu giderir. Kabızlığı giderir. İdrar söktürür ve vücudun rahatlamasını sağlar. Karaciğer şişliğini giderir. Böbrekleri dinlendirir. Kansızlığı giderir. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar ve hazmı kolaylaştırır.

      Fasulye: Taze fasulye, bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Vücudun kuvvetlenmesini sağlar. Pankreas bezi’nin gereği gibi çalışmasına yardımcı olur. Şeker hastalığını önler ve kandaki şeker miktarını düşürür. İdrar tutukluğunu giderir. Albümini düşürür. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer yetersizliğini tedavi eder. Kalbi ve böbrekleri kuvvetlendirir. Kalp çarpıntılarını giderir.

      Fesleğen: Öksürüğü keser. Hazımsızlığı giderir. Baş dönmesini durdurur. Zafiyeti giderir. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder.

      Fındık: Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar. Hamilelere de faydalıdır. Dövülmüş yenirse öksürüğü keser. Varise faydalıdır. Fındık yağı, böbrek ağrılarını giderir. Kum ve taşların düşürülmesinde yardımcı olur. Bağırsak solucanlarını düşürür.

      Greyfurt: İştah açar. Karaciğerin normal çalışmasını sağlar. Safra ifrazatını arttırır. Hazmı kolaylaştırır. İdrar tutukluğunu giderir, bol miktarda idrar söktürür. Vücutta biriken suyu ve zehirli atıkları atar. Kanı temizler. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Felç ve kanamaları önler. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır.

      Gül: Antiseptik olarak kullanılır. İshali keser. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Göz kanlanmaları ve göz nezlelerinde faydalıdır.

      Havuç: Çocuk ishallerini keser. Bağırsak iltihaplarını giderir. Mide ve bağırsak kanamalarını keser. Kansızlığı giderir. Cilde canlılık verir. Anne sütünü artırır. Cilt ve göz hastalıklarını önler. Böbrek ağrılarını dindirir. Vücuda kuvvet verir. Astım, bronşit, ses kısıklığında göğsü yumuşatır, rahatlık verir. Veremde de faydalıdır. Mide ve onikiparmak ülserinde şikayetleri giderir. Kalp hastalıkları ve damar sertliğinde faydalıdır. İdrar ve bağırsak gazlarını söktürür. Diş etlerini kuvvetlendirir. Yüz ve boyun kırıklıklarını giderir.

      Salatalık: İdrar söktürür. Vücut yorgunluğunu giderir. Romatizma ve mafsal ağrılarında faydalıdır. Susuzluğu keser. Kandaki şeker miktarını düşürür. İnsulin ihtiyacını karşılar. Ter bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar. El, yüz, boyun kırışıklıklarını ve lekeleri giderir. Cilde güzellik verir.

      Hindistancevizi: İdrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Mide ağrılarını giderir.

      Hurma: Bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Besleyicidir. Kansere karşı koruyucudur. Zihni yorgunluğu giderir. Anne sütünün, bol ve besleyici olmasını sağlar. Boğaz ağrılarını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığının şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır.

      Mandalina:Kanı temizler. Sinirleri yatıştırır. Damar sertliği, felç ve gripte faydalıdır.

      Mantar: Etin yerini tutar. Protein değeri etten fazladır. Yorgunluğu giderir. Düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir. Kansızlığı giderir. Bedenin gelişmesinde yardımcı olur.

      Marul: Sinirleri yatıştırır. Uykusuzluğu giderir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. İsteride faydalıdır. Kabızlığı giderir. Basur memelerinde faydalıdır. Kandaki şeker miktarını düşürür. Kanı temizler. Hazmı kolaylaştırır. Nekahat devresinin kolay atlatılmasında yardımcı olur. Göğsü yumuşatır. Karaciğer ve dalak şişliklerini indirir. Böbrek iltihaplarında iyidir. Aybaşı halinin ağrısız ve muntazam olmasını sağlar. Suyu, ergenlik sivilcelerini giderir. Yüze tazelik ve güzellik verir.

      Maydanoz: İdrar söktürür. İştah açar. İltihaplı yaraların iyileşmesini sağlar. Aybaşı sancılarını keser. Yüksek tansiyonu düşürür. Kalbin yorulmasını önler. Kansızlığı giderir. Kansere karşı korur. Karaciğer şişliğini giderir. Safra akışını kolaylaştırır. Vücuttaki zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırır. Vücutta biriken suyu boşaltır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Romatizmada faydalıdır. Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

      Mercimek: Beden ve zihin gücünü artırır. Sinirleri kuvvetlendirir. Bağırsaklara yumuşaklık verir. Sinir zafiyetlerinde faydalıdır. Kan yapar. Anne sütünü artırır.

      Muz: Vücudun ihtiyacı olan bütün maddeleri karşılar. Kemiklerin gelişmesini sağlar. Nekahat devresini kısaltır. Sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır.

      Lahana: Kansızlığı giderir. İdrar söktürür. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Mide ve bağırsak yaralarını yumuşatır. Kabızlığı giderir. Kandaki şeker miktarını düşürür. Vücudu hastalıklara ve kansere karşı korur. Göğüs ucu çatlaklarını giderir. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astımda faydalıdır. Romatizma, siyatik, lumbago ve Apsede yararlıdır. Ses kısıklığını giderir. İştah açar.

      Limon:Ateşi ve tansiyonu düşürür. Kanı temizler. Susuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve romatizmada faydalıdır. Gribin çabuk atlatılmasını sağlar. Mide, bağırsak ve idrar yollarındaki mikropları öldürür. Gıda zehirlenmesini önler. İdrar söktürür. Böbrek ve mesane kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Yüzdeki sivilceleri geçirir. Cildin güzelleşmesini sağlar. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Dişleri beyazlatır ve diş etlerini kuvvetlendirir. Nezlede şikayetleri geçirir. Skorbüt hastalığında faydalıdır. Boğaz ve bademcik iltihaplarının giderir. İshali keser. Kansızlığı önler. Fazla aybaşı kanamasını önler. Nasırları söker. Mide ağrılarını dindirir. Baş ağrılarını ve vücut ağrılarını keser. Yüz çillerinde faydalıdır.

      Kabak: İdrar söktürür ve idrar tutukluğunu giderir. Böbrek ve mesane iltihaplarını temizler. Prostattan doğan şikayetleri giderir. Mide ve bağırsaklara yumuşaklık verir, kabızlığı giderir. Basuru olanlar için faydalıdır. Yüksek tansiyonu düşürür. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser.

      Kahve: Kan dolaşımını sağlar. Uykuyu kaçırır, düşünmeyi kolaylaştırır. Yarımbaş ağrılarını dindirir. Uyuşturucu maddelerle zehirlenmelerde faydalıdır. Boğmaca öksürüğünü keser. Nikris ağrılarını teskin eder.

      Kakao: Uyarıcı, iştah açıcı ve kuvvet vericidir. İdrar söktürür. Vücuttaki zehirlerin dışarı atılmasını sağlar. Böbrek iltihaplarını giderir.

      Karabiber: Mideyi ısıtır. İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsaklardaki mikropları öldürür. Gaz söktürür ve gaz birikmesine engel olur. Şeker hastalığının ilerlemesini durdurur. İdrar söktürür. Enerji verir. Sinirleri kuvvetlendirir.

      Karnabahar: Zihin yorgunluğunu giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. İdrar söktürür. Dalak hastalıklarına iyi gelir. Şeker hastalarına faydalıdır. Kalp hastalıklarında şikayetlerin azalmasında yardımcı olur.

      Karpuz: Kanı temizler. Vücuda serinlik verir. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder. Kemiklerin gelişmesine yardımcı olur.

      Kavun: Sinirleri yatıştırır. Rahat bir uyku verir. Böbrekleri ve kanı temizler. Cide temizlik verir. İdrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder. Nikris ve romatizma şikâyetlerinin hafiflemesini sağlar. Akciğer veremi ve kansızlıkta da faydalıdır. Kabızlığı giderir.

      Kayısı: Sinir zafiyetini giderir. Uyku verir. Beyin yorgunluğunu geçirir. İştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Nekahat devresini kısaltır. Raşitizmde faydalıdır. Kansızlığı tedavi eder. Kabızlığı giderir. Yüz ve boyunlara tazelik ve güzellik verir.

      Kekik: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Kalp çarpıntılarını keser. Yemeklerin bozulmasını önler. Bağırsak iltihabını iyileştirir. Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar. İdrar söktürür. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Böbreklerde ve mesanedeki mikropları öldürür. Tansiyonu geçici olarak yükseltir. Kan dolaşımını düzenler. Müzmin öksürük, astım, bronşit ve iltihaplı zatülcenp’e faydalıdır. Grip, beyin nezlesi ve anjinde şikâyetlerin azalmasına yardımcıdır. Kekik suyu ile banyo romatizma ağrılarını dindirir. Kandaki şeker miktarını azaltır.

      Kereviz: Şeker, guatr ve yüksek tansiyonda faydalıdır. Böbrek, akciğer ve karaciğer hastalıklarını önler. Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar. Sürmenajda faydalıdır. Sinir yorgunluğunu giderir. Kanı temizler. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesinde yardımcı olur. Safra ifrazatını düzenler. Nikris ve romatizmada faydalıdır. Susuzluğu keser ve vücuda serinlik verir. Kalp hastalarına tavsiye edilir. Ses kısıklığını giderir.

      Kestane: Kabuklarının suda kaynatılması ile hazırlanan ilaç; ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi, kasları kuvvetlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçirir. Kansızlığı giderir.

      Ketento humu: Bronşit ve soğuk algınlığında faydalıdır. Lavman olarak kullanılırsa kabızlığı giderir. Müzmin öksürüğü keser. Dolama, köpekmemeleri ve her türlü çıbanın tedavisinde faydalıdır.

      Kırmızıbiber: Hazmı kolaylaştırır. Mide tembelliğini giderir. İştah açar. Kusmayı önler. İshali keser. Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler. İshali keser. İdrar ve ter söktürür. Grip ve soğuk algınlığında faydalıdır. Merhemi lumbago, nevralji ve romatizmada faydalıdır.

      Kızılcık: Meyveleri ishali keser. Kabızlık yapar. Kabukları ateş düşürür. Ağız paslanmasını giderir. Ağız yaralarını geçirir. Şurubu, vücuda kuvvet verir. Kiraz: İdrar söktürür. Böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur. Kabızlığı giderir. Kanın temizlenmesine yardım eder. Nikris, romatizma, damar sertliği ve mafsal kireçlenmesinde faydalıdır. Karaciğer şişliğine iyi gelir. Safra akışını normale döndürür. Sivilceleri önler. Susuzluğu giderir.

      Kuşburnu: İdrar söktürür, ishali keser. İncir: Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Mide tembelliğini tedavi eder. Vücudu ve sinirleri kuvvetlendirir. Enerji verir. Nekahat devresini kısaltır. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Bronşları yumuşatır. Çıbanların olgunlaşmasını sağlar. Lapası, yanık ağrılarını keser. Dallarından akan süt, nasır ve siğilleri giderir. Basurda faydalıdır. Nezle ve sıtmada da kullanılır.

      Ihlamur: Sinirleri kuvvetlendirir, sinir bozukluğunu giderir. Uyku verir. Kan dolaşımının normal olmasını sağlar. Kansızlığı giderir. Kalp kifayetsizliğinde faydalıdır. Damar kireçlenmesini önler. Böbrekleri ve mesaneyi temizler. İdrar söktürür. Kum döker, taş oluşmasını önler. Ter söktürür. Grip ve soğuk algınlığının şikâyetlerini giderir. Göğsü ve bronşları yumuşatır. Mide ifrazatını artırır. Balla karıştırılıp içilirse, mide ülserine faydalıdır. Kabızlığı ve bağırsak spazmını giderir. Boyun ve yüze güzellik verir. Burkulma ve ezilmelerde ağrıyı keser. Saç dökülmesini önler.

      Ispanak: Vücudun dayanıklılığını artırır. Kansızlığı ve gelişme bozukluğunu giderir. Soğuk algınlığına karşı korur. Kalp ve gelişme bozukluğunu giderir. Kalp adalelerini kuvvetlendirir. Ruhi çöküntünün sıkıntılarını giderir. Kan miktarını artırır. Ağız, boğaz ve göğüs hastalıklarında faydalıdır. Kanser ve veremden korur. Hamilelerde faydalıdır. Doğacak bebeğin güçlü olmasını sağlar. Yara, yanık ve dolamada da faydalıdır. Dişlerin çürümesini önler. Şişmanlık ve şeker hastalığına da faydalıdır.

      Nane: Hazmı kolaylaştırır. Gaz söktürür. Karaciğer yetersizliğini giderir. Safra akışını düzenler. Mide ağrılarını keser. Bağırsak spazmını giderir. Nefes almayı kolaylaştırır. Astım, grip, bronşit ve öksürükte faydalıdır. Sinirleri kuvvetlendirir. Sükûnet verir. Heyecanları ve korkuyu yatıştırır. Kusmaları önler. Migren, uykusuzluk ve baş dönmelerinde faydalıdır. El ayak titremesi, dil tutukluğu, felç ve uykusuzlukta kullanılır. Kalbi kuvvetlendirir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. Erkeklerde ruhsal kaynaklı iktidarsızlığı giderir. Anne sütünü artırır. Aybaşı kanamalarının muntazam ve ağrısız olmasını sağlar. Sütle şişen memelerin şişini indirir. Soğuk algınlığında faydalıdır. Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı olur.

      Nar: Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Zayıflara faydalıdır.

      Pancar: Kırmızı pancar, Karaciğer’in muntazam çalışmasını sağlar. İdrar söktürür. Kansızlığı giderir. Şeker hastalığı ve vereme karşı korur. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. Sinirleri yatıştırır. Vücudu kuvvetlendirir.

      Patates: Şeker hastalarına faydalıdır. Susuzluğu giderir. Mide ve onikiparmak ülserinde yararlıdır. Karaciğer şişliğini giderir. Safra akışını kolaylaştırır. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Damar sertliğine faydalıdır. Sert bir şey yutulduğunda yabancı maddenin zarar vermeden çıkmasını sağlar. El ve ayak çatlaklarında faydalıdır. Kandaki şeker seviyesini düşürür. Kanı temizler. Kansere karşı korur.

      Patlıcan: Kansızlığı giderir. Karaciğer ve Pankreasın muntazam çalışmasını sağlar. İdrar söktürür. Kilo vermeye yardımcı olur. Böbrek yanması ve ağrısını keser. Sinirleri yatıştırır. Kalp çarpıntısını giderir.

      Pırasa: İdrar söktürür. Şurubu göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. İştahsızlığı giderir. Mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Romatizma, mafsal ağrıları, damar sertliği, böbrek hastalıkları, üremi ve idrar tutukluğunda faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Suyu yüzdeki sivilce ve lekelere faydalıdır. Sinirleri kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir.

      Pirinç: Vücuda gerekli olan kaloriyi sağlar. Yüksek tansiyonu ve fazla üre miktarını düşürür. İshali keser. Kaynatılması ile elde edilen su ishal kesici olarak kullanılır.

      Portakal: Çiçeklerinin kaynatılmasıyla elde edilen su, spazm giderir. Kabuklarından yapılan şurup ise, mide hastalıklarında kullanılır. Damar sertleşmesini ve felci önler. Soğuk algınlığı, grip ve nezlede faydalıdır. Yorgunluğu ve sinir bozukluğunu giderir. Cildin güzel olmasını sağlar. Kansızlığı giderir. Hazmı kolaylaştırır. Karaciğeri çalıştırır ve safra ifrazatını artırır. Ateşi düşürür. Nekahat devresini kısaltır. Vücuda enerji verir. Şeker hastalarına faydalıdır. Susuzluğu giderir. Zayıflatıcıdır.

      Sarımsak: Yüksek tansiyonu düşürür. İştah açar. Solunum ve hazım sistemindeki mikropları öldürür. Grip, tifo ve difteri gibi salgın hastalıklar sırasında faydalıdır. Hazmı kolaylaştırır. Kabızlığı giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kanı temizler. Kalp adalelerini kuvvetlendirir. Böbreklerin normal çalışmasını sağlar. Karında ve bacaklarda toplanan suyun boşalmasında yardımcı olur. Romatizma ve mafsal iltihaplarında faydalıdır. Damar sertliğini önler. Ateşi düşürür. Arpacık ve basur memelerinde faydalıdır. Zehirlenmelerde kullanılır. İdrar tutukluğunu giderir. Zehirli hayvan sokmasında da faydalıdır. Saçların uzamasına da yardımcı olur.

      Semizotu: Mide ve bağırsak kanamalarında ve kanlı idrarda faydalıdır. Kanı temizler. Vücuda serinlik verir. Şeker hastalarının susuzluğunu giderir. İdrar söktürür. Kabızlığı giderir. Zayıflamaya faydalıdır. Dalak hastalıklarında şikâyetleri geçirir. Uykusuzluk, sinirlilik ve zihin yorgunluğunda faydalıdır. Lapası, yanık ve apsede rahatlık verir.

      Soğan: İdrar söktürür. Vücutta biriken zararlı maddeleri ve suyu atar. Romatizma, mafsal iltihabı, idrar tutukluğu, damar sertliğinde faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Zayıflamayı sağlar. Böbrek ağrısını dindirir. Zihin yorgunluğunu dindirir. Baygınlığı geçirir. Prostat bezinin hastalanmasını önler. İktidarsızlıkta faydalıdır. Egzama ve diğer cilt hastalıklarında faydalıdır. Öksürük söktürür, bronşları temizler. Astım nöbeti, akciğer hastalıkları, grip ve soğuk algınlığında faydalıdır. Kandaki şeker seviyesini düşürür. Şeker hastalarında faydalıdır. Kolera ve veremde bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. İhtiyarlamayı geciktirir. İştah açar. Kalbi kuvvetlendirir. Koroner damarları genişletir.

      Susam: Yağı, safra taşlarının düşürülmesinde faydalıdır. Karaciğer hastalıklarında kullanılır. Kabızlığı giderir. Karın ağrısını giderir. Nefes darlığı ve bronşitte faydalıdır.

      Şeftali: Çiçekleri kabızlığı giderir ve bağırsak solucanlarını düşürür. Meyvesi hazmı kolaylaştırır. İdrar yollarını temizler. Bol miktarda idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Susuzluğu giderir. Ve vücuda serinlik verir. Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir. Safra kesesi ve böbrekler için faydalıdır.

      Turp: Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum taşlarının dökülmesine yardımcı olur. Karaciğeri kuvvetlendirir. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Romatizma, astım ve bronşitte faydalıdır. Öksürüğü keser. Kabızlığı giderir. Dişetlerini kuvvetlendirir.

      Turunç: Sinirleri yatıştırır. Spazmları giderir. Hazmı kolaylaştırır.

      Üzüm: Bedeni ve zihni gücü artırır. Kan yapar. Vücutta biriken zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Yüksek tansiyonu düşürür. Mide ülseri, gastrit, karaciğer hastalıkları, dalak hastalıkları, romatizma ve mafsal iltihabında faydalıdır. Kabızlığı giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Kanı temizler. Şişmanlıkta faydalıdır. Hamilelerin mide bulantısını önler. Cilt güzelliğini sağlar. Nekahat devresinin kolayca atlatılmasına yardımcı olur. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Besleyicidir.

      Vişne: İshali keser, ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.

      Vanilya: Vücudu kuvvetlendirir. Ateşi düşürür. Sinir bozukluğunu giderir. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalımı geçirir.

      Yulaf: Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Kandaki şeker miktarını düşürür. İktidarsızlığı giderir. Guatrı önler. Mide ve bağırsak bozukluklarını giderir.

      Zeytin: Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Eczacılıkta, bazı ilaçları hazırlamakta kullanılır. Yaprakları ve kabukları, yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Taneleri de besleyicidir.
      Son düzenleme delphin; 22-01-2007, 02:01.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: Altarnatif Tıp

        Beyin Ve Beyine Faydali Gidalar

        Beyin Fonksiyonlari Ve Besinler
        Beynimiz, oran olarak vücudumuzun küçük bir bölümünü oluştursa da, yiyeceklerle alınan enerjinin yüzde yirmisini harcar. Gerekli motor ve duyusal işlemleri yürütebilmesi açısından,benzin deposundaki katkı gibi,belirli gıdalar da algılama yeteneğimizi güçlendirir, verimliliği, düşünme hızını artırıp dikkatimizi daha iyi vermemizi sağlar. Aşağıda etki alanlarına göre önerilen yiyecekler, beslenmemizin ağırlık noktasını teşkil etmelidir.

        BELLEK

        HAVUÇ: Hafızayı kuvvetlendirir, çünkü havuç, beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerken ufak bir tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.

        ANANAS: Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. İçinde uzun bir metin ezberleyebilmek için gereken fazla miktarda C vitaminini bulunur. Ayrıca önemli bir element olan mangan içerir.

        AVOKADO: Kısa süreli bellek içindir. Fazla miktarda yağ asidi vardır. Yarım avokado yeterlidir.

        MUTLULUK

        KIRMIZI BİBER: Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri, vücudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmeli.

        ÇİLEK: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu, en az 200 gram olmalıdır.

        MUZ: Sırrı, serotonin... Mutlu olmak için beynimizin bu maddeye ihtiyacı vardır.

        ÖÐRENME

        LAHANA: Tiroid bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için sinirliliği azaltır. Daha stressiz öğrenilir

        LİMON: C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır.

        YABAN MERSİNİ: Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi beslenmesini sağlar.

        DİKKÂT

        KARİDES: Beyin besinidir. Vücuda, çok önemli olan omega 3 yağ asitlerini sağlar. Dikkât verme süresini daha uzatır.

        SOÐAN: Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı kullanılabilir. Kanı sulandırır; beyin, oksijeni daha iyi alır.


        CEVİZ, FINDIK, FISTIK: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.

        YARATICILIK

        ZENCEFİL: İçindeki maddeler, beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

        KİMYON: İnsanın aklına birden bir fikir getirir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini uyarır, ancak yaratıcı düşünce şartıyla... Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan, kimyon çayı içmelidir (bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyonla).

        STRESE KARŞI

        Gerginsek ne yaparız?

        Bir fincan kahve veya kola içeriz. Bu da yetmezse, çikolata ve hamburger yeriz. Böylece, daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eks ikliği, çok miktarda kafein ve şeker sinirleri iyice bozar, dahası vücudun savunma sistemini, direncini zayıflatır. Doğru bir beslenme, sıkıntılı dönemlerin üstesinden gelmemizde yardımcı olacaktır. Bunun için de yanlış alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekecektir.

        1. Kahvaltı etmeden dışarı çıkmayın. Sabahları enerji depomuz boştur, beyinin akaryakıtı yoktur. Bu yüzden, yataktan kalkınca biraz hassas, alıngan, sinirli ve dikkatsiz olmamıza şaşırmamalı. Okul çocukları üzerinde yapılan bir araştırmada, iyi kahvaltı edenlerin daha verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Kahvaltıda karbonhidrat ile protein doğru bir karışımdır.

        2. Kahveyi azaltın. Sabahları bir ,iki fincan kahve, uyku sersemliğinizi gidermede yardımcı olur. Fazlası ise, sadece kalp çarpıntısına ve huzursuzluğa, sonraları da uykusuzluğa yol açmakla kalmayıp hassas insanlarda korku ve endişeye neden olur. Kolalı içecekler de kafein içerir.

        3. Çikolata yerine, meyve yiyin. Arada bir yenen çikolataya diyeceğimiz yok. Fakat fazla miktarda şeker, kan şekerini altüst eder. Şeker miktarı önce artar, sonra hemen düşer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür, kan şekerinin dengesi bozulmaz.

        4. Sık sık bir şeyler atıştırın. Büyük porsiyonlu ve yağlı yemekler hemen hemen uyku ilacı etkisi yapar. Fazla yağ ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatır. Fakat günde bir çok defa yenen birkaç lokmalık bir şey enerjiyi aynı düzeyde tutar.

        5. Alkolün olumsuz etkisi. Çok fazla alkol, acısını ertesi sabah sadece baş ağrısı ile değil, unutkan ve dikkatsiz hâle getirmekle de çıkarır.

        6. Sinir besinleri. Önemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (süt ürünlerinde, yeşil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, çavdar, baklagiller, bal kabağı ve ayçiçeği çekirdeği). B vitaminleri grubu aynı zamanda sinir vitaminleri olarak adlandırılır. B vitaminleri ette, balıkta, kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Şunu da aklınızdan çıkarmamalısınız; stres, vitamin ve minerallere ihtiyacı arttırır. Bunun stratejisi ise, bol miktarda antioksidan vitaminler, yani C, E, beta-karoten vitaminleri ve selenyum almaktır. Pratik olarak günde beş kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze yemek, her gün zeytinyağı soslu salata ile yulaf ezmesi veya kepek ya da çavdar ekmeği yemektir. Selenyum, kepek ve çavdarın dışında balıkta da bulunur.

        Listeyi gözden geçirdiğinizde, bu tür bir beslenme ile kilo probleminin de olmayacağını görebilirsiniz. Tanımlananlara uymak, alışkanlıklarımızı terk etmek, damak tadımızı değiştirmek, ortam şartlarını ayarlayabilmek zor olsa da, elimizden geleni “kendimiz için” yapmalıyız.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          Konu: Altarnatif Tıp

          Tıbbi ve Aromatik Bitkiler

          Genel Özellikleri

          Yetiştirilmesi,drogların hazırlanması,bitkilerin bileşimleri,etki ve Kullanılışları aşağıdadır

          Dünya üzerinde 750.000-1.000.000 arasında bitki türünün bulunduğu tahmin edilmektedir.Bunların 500.000 kadarı tanımlanıp isimlendirilmiştir.
          Gıda elde etmek için üretilen türler 3.000 civarındadır.Buna karşılık gıda olarak kullanılan yabani bitki türü 100.000 'in üzerindedir.Tedavi amacıyla kullanılan bitkilerin miktarı antik çağdan beri evamlı bir artış göstermektedir.

          1979 yılında DÜNYA SAÐLIK ÖRGÜTÜ (WHO) tarafından yapılan bir araştırmada farmakoplarda kayıtlı olan ülkelerde kullanılan ve ticarette bulunabilen bitkisel drogların miktarı 2.000 olarak tesbit edilmiştir.Aynı kuruluşun 91 ülkenin farmakopları ve tıbbi bitkileri üzerinde yapılmış olan bazı yayınlara dayanarak hazırladığı bir araştırmaya göre de tedavi amacıyla kullanılan tıbbi bitkilerin toplam miktarı 20.000 civarında olduğu saptanmıştır.Ancak şüphesiz ki;bu miktar gerçek miktardan çok aşağıdadır.

          Son yıllarda tıbbi bitkiler ve bunlardan elde edilen aktif maddeler üzerinde yapılan çalışmalar ve bunlara karşı olan ilgi çok artmıştır.Bunun sebepler;
          Bazı ilaç maddelerinin bitkisel droglardan sentetik olanlardan daha ucuza ve daha kolaylıkla elde edilmeleri.Steroid bileşikler,kına kına alkaloidleri,afyon alkaloidleri,çavdar mahmuzu alkaloidleri,atropa belladona alkaloidleri,digitalis purpurea glikozidleri bunlara en somut örneklerdir.

          Bitkisel drogların diğer üstün yanlarında biride birkaç etkiye birden sahip olmalarıdır.
          Anadoluda halkın çok eski yıllardan beri tıbbi ve aromatik özelliklerini bilmeden kullandıkları EBE GÜMECİ (Malva sylvestris),ÇİRİŞ OTU (Asphodelu aestivus) yumruları kullanılır.Ayrıca çiğdem,ışgın,kuzu kulağı ve yemlik gibi bitkiler çiğ olarak kullanılmaktadır.

          Baharat olarak ALLİUM,ORGANUM,MENTHA,FESLEÐEN,ADAÇAYI gibi türler çok yaygın tüketilmektedir.Market raflarında değişik ambalajlarda görülmektedir.

          Boyar madde olarak çok büyük değerlere sahiptir.Bitkisel boyalarla boyanan tüm mallar sentetik boyalarla boyanan mallara göre çok daha pahalı satış rakkamlarına sahiptir.

          İlaç olarak kullanılmaları; bilinen gerçek şu ki;artık gelişmiş ülkelerin tamamında bitkisel kökenli ilaçların eczane raflrında hızlı bir grafikle artışı gözlenmektedir.Buda bitkisel ilaçların her geçen gün değeri dahada iyi anlaşılmaya başladığını göstermektedir.

          Tıbbi Bitkilerin Yetiştirilmesi

          Bugün bazı drogların yabani bitkilerden elde edilmesine karşılık büyük bir kısmıda tarımı yapılan droglardan elde edilir.Buna neden;
          1. Küçük bir araziden çok miktarda drog elde edilebilir.

          2. Ürünün toplanması kısa bir sürede ve arzu edilen zamanda yapılır.

          3. Toplanmadan hemen sonra kurutmaya geçilebilir.

          4. Saf drog elde edilebilir.

          5. Gerek verim ve gerekse etkili maddesi yüksek drog veren elverişli ırkların yetiştirilmesi mümkündür.

          Tıbbi bitkilerin yetiştirilmesinde genel tarım usulleri uygulanır.Ekimde başarılı olmak için en önemli olan etken elbetteki TO HUM başta gelir.Toprak yapısı,su durumu,genel iklim özellikleride önem arzeder.
          İyi kaliteli bir tıbbi ve aromatik bitkide ucuz ve bol drog ancak kaliteli bir to humla yetiştirmekle mümkündür.Yapılan plantasyon çalışmalarında ülkemiz her bölgesinde hemen tüm türlerin yetiştirilebileceği görülmüştür.

          Drogların Hazırlanması

          Tıbbi bitkilerin drog olarak kullanılan kısımları yaprak,çiçek,to hum,kök, kabuk v.s.içlerindeki etkili bileşikler nedeniyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır.Bitkilerdeki etkili bileşikler bitkilerde belirli devrelerinde etkin miktarları en yüksek düzeye erişmektedirler.Yani her bir bitkide içindeki etkin maddenin en yüksek olduğu bir dönem vardır.Buda her drog için özel bir toplama zamanı bulunduğunu göstermektedir.

          Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için uygun şartlarda kurutulması gereklidir.Kurutulmuş drogların tedavi özellikleri bir yıl kadardır.Bir yıldan sonra drogdaki etkin madde bozulmaya ve sonuçta etkisi azalmaya başlar.Bu nedenle toplama tarihinden bir yıl sonra kullanılmasının hiçbir faydası yoktur.
          Bir yıldan fazla etkisinin devamını sağlamak için drog özel şartlarda saklanmalıdır.Bunun için;

          TOPLAMA: Genelde elle toplama yapılmakla birlikte tarımını yapan ülkelerde özel tarım ekipmanlarıyla toplama işlemini yapmaktadırlar.
          Drog hazırlanmasında kullanılacak materyal genel olarak aşağıda belirtilen zamanlarda yapılmalıdır.

          Yapraklar:Bitki çiçek açtığı zaman.

          Çiçekler: Tamamen açılmadan evvel yada tomurcuk halinde.

          Toprakaltı kısımlar: Bitkinin toprak üstü kısımları kuruduktan sonra.

          Kabuklar: Bitki yapraklarını döktükten sonra.

          Meyve ve to humlar: Özel kayıtlar yoksa olgunlaştıktan sonra.

          Yaprak çiçek ve otlar hiçbir zaman yağmurlu bir günde veya üzerinde çiğ veya nem varken toplanmamalıdır.Çünkü böyle şartlarda toplanan üründen kaliteli drog elde etmek mümkün değildir.Kabuklar ise yağmurlu günden sonra toplanmalıdır.

          KURUTMA: Taze materyal çok kısa zamanda bozulur.Busebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır.Kurutma esnasında % 75 kısmınnı kaybeder. Başka bir ifadeyle 1000 Kg.yaş herbadan 250 Kg.kuru drog elde edilir.

          Kurutma şu usullerden biri takip edilerek yapılır.Seçilecek yol kurutulacak materyalin cinsine ve taşıdığı etkin maddelerin durumuna göre yapılır.Yalnız enzimlerin en etkili olduğu ısının 35-50 C arasında bulunduğunu düşünerek kurutma esnasında materyalin bu ısıda çok az bir zaman kalmasına çok dikkat edilmeli ve kurutmanın bu derecenin altına veya üstüne çıkılmamalı.

          Güneşte kurutma: Yeşil drog için bu yöntem kullanılabilir, ancak çiçek için uygun değildir.Çünkü güneş çiçeklerin rengini soldurur.Etkin maddelerin azalmasına neden olur.

          Gölgede kurutma: Malzemenin üzeri kapalı ve yanları açık çardak,sundurma veya hangarlar içinde kurutulması yöntemidir.Burada malzeme doğrudan güneşle temas etmeden açık havada kurutulması esasına dayanır.Malzeme demetler halinde asılır veya çok ince bir tabaka halinde yere veya kurutma rafları üzerine serilir.Küflenmeyi önlemek ve kurutmayı hızlandırmak için malzeme sık sık alt üst edilmelidir.

          Cam mekan içinde kurutma:Yukarda bahsedilen kurutma yöntemlerinde kurutma uzun zaman alır.Kurutma ısısı yeterince yüksek olmadığı için enzimlerin ve etkili maddelerin bir kısmı parçalanır.Bunun için cam sera gibi bir mekanda demetler halinde yada raf sistemlerinde çok ince serilerek kurutma işlemi yapılır.Camekan içerisine yerleştirilen bir aspiratörle içerideki nem dışarı atılırsa çok daha kaliteli drog elde edilir.

          Sıcak hava ile kurutma: Masraflı olmasına karşılık çok kaliteli drog elde edilir. Kurutulacak malzemenin miktar ve cinsine göre aşağıdaki usullerden biri seçilir.

          Kurutma dolabı:Küçük miktarların kurutulmasında seçilen uygun bir yoldur. Malzeme kurutma dolabının rafları üzerine ince bir tabaka halinde serilir ve bunların üzerine sıcak hava yollanır.Kurutma dolaplarında sıcak hava sağlayan radyatörler,su buharı veya elektrik enerjisi ile olur.

          Kurutma odası:Çok malzemenin kurutulmasında kullanılır.Sıcak hava kurutma odasının girişine konan bir soba ile sağlanır.Su buharı ile doymuş havanın dışarı atılması için odanın yanlarında içinde kuvvetli bir aspiratör olan iki pencere bulunur.Malzeme kurutma odası içine yerleştirilmiş olan kurutma raflarının üzerine ince bir tabaka halinde serilir.Malzemenin ara sıra alt üst edilmelidir.

          Kurutma tüneli:Büyük miktarlardaki malzemeyi kurutmak için kullanılan özel olarak yapılmış kurutma tünelleri kullanılmaktadır.Kurutulacak materyaller vagonlar içinde kurutma tüneline yollanır ve tünel içinde vagonların geliş yönünün aksi istikametinde sıcak hava akımı sağlanır.Bu şekilde sıcak hava materyal ile iyi bir şekilde temas eder ve kurutma kısa bir zamanda yapılır. Bu gün özellikle tecih edilen açık havada ve gölgede yapılan kurutmadır.

          SAKLAMA: Kurutulmuş olan materyalin özelliklerini kaybetmeden muhafaza edebilmesi için bazı şartlara uyulması zorunludur.Saklama sırasında drogun bozulmasına sebep olan RUTUBET,SICAKLIK VE IŞIK' tır.Bunun için drogların serin,kuru ve karanlık bir yerde saklanmaları gerekir.Kese kağıdı,bez torba,mukavva kutu,teneke kutu veya cam kavanozlarda saklanabilir.Plastik kap,torba saklamak için uygun değildir.

          Tıbbi Bitkilerin Bileşimi

          Tıbbi bitkiler üzerinde yapılan deneysel araştırmalar bitkisel droglarda bulunan bileşikler hakkında bilgilerimizi arttırmamızı sağlamıştır.
          Droglarda SELLÜLOZ,NİŞASTA,PEKTİN,PROTEİN,ŞEKER gibi tedavi yönünden etkisiz maddeler yanında çok az miktarlarda bile farmakolojik etkilere sahip bileşiklerde bulunmaktadır.Bu madellere etkili maddeler denilmektedir.Droglara tedavi özelliğini veren bu maddeler kimyasal yapılarına göre aşağıdaki şekilde gruplandırılmaktadırlar.

          1 Glikozidler: Enzim ve seyreltik asitler etkisiyle şeker olmayan bir kısım ile bir veya daha fazla şeker molekülüne ayrılan bileşiklerdir.

          2 Organik asitler: Bitkilerde karbonhidratların oksidasyonu ile meydana gelen asit reaksiyonlu organik bileşiklerdir.Bitkilerde serbest yada tuz halinde bulunurlar.Ekşi lezzetli sıvı veya katı maddelerdir.Önemli tedavi edici etkileri bulunmaktadır.

          3 Tanenler: Fenol yapısında katı bileşiklerdir.Suda çözünürler.Bilhassa kabuk aksamında bulunurlar.Meşe mazısı ve meşe palamudu tanence çok zengindirler.Tedavi ve deri sanayisinde kullanılan tanen bu droglardan elde edilir.Tanenler antiseptik ve kabız etkilere sahiptir.

          4 Alkaloidler: Yapılarında azot bulunan bazik karakterli bileşiklerdir.Katı ve genelde renksiz maddelerdir.Asitler ile tuz meydana getirirler.Baz halde suda çözülmedikleri halde tuzları suda çözülür.Alkaloitler küçük dozlarda kuvvetli etki gösteren bileşiklerdir. Morfin, kodein, cafein, atropin, kokain gibi.
          5 Sabit yağlar: Gliserin ile yağ asitlerinin esterleşmesi sonucu meydana gelmiş bileşiklerdir. Sıvı veya katı halde olup suda çözünmez.Organik çözücülerle kolaylıkla çözünürler.Bilhassa meyve ve to humlarda bulunurlar.Sıkma veya organik çözücülerle elde edilirler.

          6 Uçucu yağlar:Esas olarak TERPEN lerden yapılmış karışımlardır.genelde sıvı olup,kuvvetli kokulu ve uçucu maddelerdir.Su buharı ile sürüklenir.Suda çözünmez.Organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler.Bilhassa çiçek ve meyvalarda daha çoktur.Su buharı disyilasyonu,organik çözücüler ile elde edilirler.

          Ülkemizde halen DEFNE,ACIELMA,GÜL,KEKİK,LAVANTA,LİMON,MERSİN,NANE VE PORTAKAL dan uçucu yağ elde edilip piyasada satılmaktadır.

          7 Reçineli bileşikler: Karmaşık kimyasal yapılı katı veya sıvı maddelerdir.Suda çözünmezler,fakat organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler.

          8 Vitaminler:Genellikle insan vücudunda yapılmayan fakat insanın sağlıklı yaşaması için gerekli olan bileşiklerdir.Bitkisel veya hayvansal organlardan temin edilir.Suda çözünenler (B grubu,C,P vitaminleri) ve yağda eriyenler (A grubu,D grubu,E,F,K vitaminleri)olmak üzere iki gruba ayrılırlar.

          9 Antibiyotikler:Canlılar tarafından meydana getirilen ve çok seyreltik çözeltilerde bile bazı mikroorganizmaların üremelerini durduran veya onları öldüren bileşiklerdir.

          Tıbbi Bitkilerin Etki ve Kullanılışları

          Tıbbi bitkilerin hastalıklara karşı etkilerini ve kullanma imkanları hakkında bir fikir verebilmek için bazı farmakolojik bilgiler aşağıya çıkartılmıştır.

          Drog (Droque): Bilimsel yayınlarda drogların ismi Latince olarak yazılır.Mesela Ihlamur çiçeği "Flos tiliae" dir.İlk isim ikinci kısım ise hangi bitkiye ait olduğunu gösterir.

          İlaç: Hastalıkları yok etmek için kullanılan hastalar tarafından alınabilir şekle getirilmiş drog veya drog karışımlarına ilaç denilmektedir.

          Droglar ve bunlardan hazırlanan ilaçların sınıflandırılması aşağıdaki üç özellik dikkate alınarak yapılmaktadır.
          * Kimyasal yapı,

          * Etki yeri,

          * Kullanma amacı.

          Veriliş yolları:Veriliş yolları çok değişiktir.Hastalığın cinsine ve istenilen etkiye göre değişik yollar kullanılır.Sindirim yoluyla,İnjeksiyon tarzında, haricen kullanma yoluyla verilebilir.

          Etkili Madde: Droglar taşıdıkları etkili maddeler nedeniyle tedavi alanında kullanılmaktadırlar.

          Etki düzeni: Etkili madde dokulardaki hücrelere girerek etki gösterir.

          Atılma: Dışkı veya idrarla atılır.

          Tanı: Hastalığı mutlaka bir hekim teşhis etmeli ve hekimin önerisi doğrultusunda drog alınmalıdır. Tıbbi bitkilerle tedavide en az bir hafta kullanılmalı.Kronik hastalıklarda ise bu süre üç haftayı bulur.Tıbbi bitkilerin etkileri nispeten daha yavaş uzun sürelidir.


          Tıbbi Bitkilerin Kullanış Şekilleri

          Bitkisel droglar ilaç olarak alınabilmeleri için uygun bir şekle konulmalıdır.En basit yol dogu toz haline getirerek kullanmaktır.

          Toz (Pulveres):Bitki parçalarının bir havanda dövülerek elde eilir.Elde edilen tozun en kolay kullanım yolu bir miktar suya karıştırıp içmektir.

          Hap (Pilulac): İnce toz halindeki tozun bir yardımcı madde ile hap haline getirilmesidir.Yardımcı maddeler;bal,şeker şurubu,nişasta,leblebi unu meyan balı gibi maddeler olmalıdır.

          İnfuzyon (İnfusa): Drogların ilaç olarak kullanılmasında en sık kullanılan bir şekildir.İnfüzyon hazırlamak için ufalanmış drog parçaları üzerine kaynar su dökülür ve karışım kapalı bir kapta sık sık karıştırılarak çok hafif bir ateş üzerinde 5 dakika tutulur.Soğuduktan sonra tülbentten süzülür.100 gr. suya 2-3 gr drog yeterlidir.

          Dekoksisyon (Decocta): Ufalanmış nebatlar soğuk suya karıştırılıp 30 dk. Kadar karıştırılarak hafif ateşte bekletmek ve ince tülbentten süzme ile oluşur.

          Merhem (Ungoenta):Katı yağ,sıvı yağ (zeytin yağı,badem yağı) lanolin ve vazelin gibisıvağlar ile yapılan ve haricen kullanılan ilaçlardır.

          Tıbbi yağ (Olea medicata): Genelde haricen kullanılır.10 kısım kuru drogun 100 kısım zeytin yağı veya haşhaş yağı içinde 1-2 hafta güneşte tutularak sonrada bezden süzerek elde edilir.Kantaron yağı,sedefotu yağı,papatya yağı,kudretnarı yağı bu yol ile elde edilir.

          Kokulu yağ (Olea aromatica):Kokulu çiçek veya bitki parçalarının 1-3 gün zeytinyağı veya susam yağı içinde tutulması ve sonra süzülmesi ile elde edilir.500 gr.kuru veya taze çiçek 2000 gr yağ içerisine oda ısısında 1-3 gün bekletilir.Sonra bezden süzülür.500 gr. Kuru veya taze çiçek 2000 gr yağ içinde 1-3 gün oda ısısnda bekletilir,tülbentten geçirilir.Sıvı kısım içine tekrar 500 gr çiçek konur, 3 gün sonra tekrar süzülür.Bu şekilde hazırlanan yağlar çok kuvvetli kokuludur.

          Tentür (Tincturae): Bitkisel materyalin su alkol,veya eter gibi çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilen sıvı preparatlardır.1 kısım kurutulmuş ve toz haline getirilmiş drog 5 kısım alkol ile çalkalanarak 10 gün tutulur ve sonra süzülür. Bekletme karanlık bir odada ve oda ısısında yapılmalıdır.Etkisi kuvvetli olan droglar için 1 kısım droga 10 kısım alkol hesap edilmelidir.

          Hülasa (Extracta):Bitkisel materyalin su alkol,veya eter gibi çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilen sıvı preparatlardır.Bunlar genelde bal veya toz kıvamındadır.

          Uçucu yağlar: Bitkilerin yaprak,çiçek,kabuk,to hum ve köklerinden su buharı distilasyonu veya ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen uçucu nitelikte eterik yağlar,bitki esanlarıdır.İlaç ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılır.Alternatif bitkisel tedavileren ana etken maddelerindendir.Modern teknolojilerle,basınç altında fraksiyonal damıtmaya tabi tutulduklarında her bir cins uçucu yağdan yaklaşık 20 cins kokusu ayrı,rengi ayrı,molekül dizini ayrı ve kullanım özellikleri ayrı uçucu maddeler elde edilir.Bunlar pahalı bitki özleridirler.

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: Altarnatif Tıp

            Fİtoterapİ Nedİr?

            Şifalı bitkilerle tedavi anlamına gelen Fitoterapi, farmakolojinin bir dalıdır. Fitoterapi, bitkilerin içerdiği kimyasal maddeleri belirli doz ve şekillerde kullanarak hastalıkları önleme ve tedavi etmektir.

            Beden, birbirini tamamlayan sistemlerin oluşturduğu bir bütündür ve şifalı bitkilerle tedavi bilimi olan Fitoterapi de bu gerçeği savunur. Şifalı bitkiler, kısa sürede hastalıkları tedavi etmekten çok uzun süreli bir yaşam biçimi olarak değerlendirilmelidir.

            Fitoterapi, ilk çağlardan beri uygulanan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde de hastalıkların önlenmesi, sağlıklı ve zinde bir yaşam için şifalı bitkiler tamamlayıcı bir tıp yöntemidir. Aslında bitkiler yalnızca hasta olunca değil, hasta olmamak için, bağışıklık sistemini destekleyici olarak da kullanılmalıdır.

            Kimya sanayinin sunduğu çeşitli ürünler, tarımda, sebze ve meyve üretiminde yoğun biçimde kullanılan kimyasal gübreler, çeşitli haşarat öldürücü ilaçlar, hormon takviyeleri hastalıklara yakalanma riskimizi arttırıyor. Ayrıca tarımda ve hayvancılıkta yapılan genetik müdahaleler, besinlerimizi doğal halinden uzaklaştırmaktadır.

            Söz konusu kimyasalların önemli bir bölümü, alerjilere, bağışıklık sistemimizin bozulmasına, çeşitli organlarda depolanarak deri döküntülerine, virutik hastalıkların yayılmasına sebep olmaktadır.

            Günümüzde de bu sonuçların ortaya çıkması insanlarda, doğal bitkisel ilaçlara, organik gıdalara karşı büyük bir ilginin uyanmasına neden olmuştur. Bugün pek çok ilaç, bitkilerden elde edilen kimyasal maddeler temel alınarak ya da başka kimyasallarla karıştırılarak endüstriyel bir biçimde hazırlanmaktadır

            Şifalı bitkileri tanıtırken, holistik yani bütünsel tıptan söz etmek yerinde olacaktır. Holistik tıpta, bitkilerle ve doğru seçilmiş besinlerle bedenimizdeki bozulmuş dengeleri düzelterek daha sağlıklı olmak mümkündür.

            " Zaten hastalıklarımızın nedeni de bedeni oluşturan organlar arası ahengin bozulması ve enerjinin bloke edilerek akışının engellenmesidir. "

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              Konu: Altarnatif Tıp

              Portakal: C Vitamininden Çok Daha Fazla

              Portakalın yararı C vitaminiyle sınırlı değildir. O, içerdiği 20 den fazla cevherlerle,manavlarda değil,eczanelerde satılması gereken gerçek bir ilaçtır,iksirdir...Hem besler,hem korur,hem de pek çok önemli hastalıkta,etken maddeleri bilinçli uygulandığında tedavi eder...

              Portakalın kimlik Kartı

              Portakal, turunçgiller familyasından bir ağaç. Boyu 2-10 metre arasında değişiyor. Yaprakları sert, dayanıklı ve düz kenarlı. Kabuklarından portakal esansı elde ediliyor. Eczacılıkta ve gıda sanayiinde kullanılıyor. Çiçeklerinden de portakal çiçeği esansı yapılıyor. Portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri var. Çekirdeksiz cins olan yafa portakalı Finike, Mersin ve Hatay'da yetişiyor. Kalın kabuklu ve uzunca meyveli. Kabuklarından reçel yapılır. Dörtyol portakalı ise çekirdekli. İnce kabuklu ve sulu. Washington, çekirdeksiz, Güney Anadolu ve Doğu Karadeniz'de Rize çevresinde yetişiyor.

              İlaç gibi...

              Kar, kış, soğuk ve kaçınılmaz olarak peşimizi bırakmayan grip, soğuk algınlığı... Hemen hepimiz portakalı grip tedavisinde kullanırız. C vitamini deposu olduğunu da biliriz. Ama hem C vitaminin yararları, hem de portakalın yararları bildiklerimizle sınırlı değil. Portakal C vitamininin yanı sıra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içeriyor. Lifler, organik asitler ve şeker açısından da zengin. Ve tüm bu içerdiklerinin vücudumuza çeşitli yararları var. Portakal,kanseri önlemeden,
              kanı temizlenmesinden karaciğeri çalıştırmaya, cildi güzelleştirmekten anormal doğumları önlemeye kadar pek çok şeye yarıyor.

              C vitamini

              C ve B vitamini açısından zengin olan portakal, insana dinamizm veriyor. Portakal içindeki C vitamini ince ve kalın damarların yumuşak kalmasını sağlıyor. Damar tıkanıklığını önlüyor. Vücuttaki direnci arttırıyor. Kanın durulmasına ve temizlenmesine yardımcı oluyor. Hazmı kolaylaştırıyor. Enerji veriyor. Portakal reçeli ise karaciğeri çalıştırıyor.
              Yapılan araştırmalar, bacaklarda meydana gelen periferik damar hastalığının (Peripheral artery disease-PAD), damarlarda meydana gelen yağ birikmesinden kaynaklandığı ve kalp ile felç riskini de körüklediğini ortaya çıkardı. Araştırmalarda PAD hastalarında, PAD hastalığı olmayan insanlara göre iki kat daha fazla C vitamini ek***liği görüldü.

              Bir dizi başka araştırmada da, C, E vitaminleri ve beta-kerotenin,damar tıkanmalarını önleyici etkisi saptandı.

              Folik asit

              Portakalda B vitamini çeşidi olan folak ve folik asit de bulunuyor. Folik asit, hamilelik boyunca ve özellikle ilk üç ay çok gerekli. Bebekte Spina Bifida gibi anormalliklerin oluşmasını engelliyor. Alyuvarların oluşmasına yardımcı oluyor, aynı zamanda yemeklerdeki besleyici maddelerin vücut tarafından emilmesini sağlıyor. Folik asit, portakal suyunun yanı sıra yeşil yapraklı sebzeler, ciğer, yumurta, tahıllar, portakal suyu, maya ve bira mayasında da bulunuyor. Günlük doz kadınlar ve erkekler için 200 mikro gram olarak saptanmış. Regl döneminde kadınların günlük dozlarını 400 mikro gram kadar yükseltmeleri gerekiyor.

              Lifler

              Lifler ise, sindirim sistemini düzenliyor, bazı kanser türlerine ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor.

              Kullanımı

              Vücudumuz C vitamini üretmiyor, bu nedenle dışarıdan almamız gerekiyor. Günlük C vitamini ihtiyacımız 50-70 miligram. Bir portakalda 90 miligram C vitamini bulunuyor. Sigara içenlerde ve enfeksiyonlar sırasında C vitamini ihtiyacı yaklaşık 2 katına çıkıyor.Sabah kahvaltısında içilen bir bardak portakal suyu, güne dinamik başlamak ve pek çok hastalıktan korumak için idealdir.

              Bileşimi:

              Yapısında C, B bir, B iki ve PP gibi çok sayıda vitamin, başta kalsiyum ve potasyum olmak üzere çeşitli madensel tuzlar ve oligo-elementler, meyve şekerleri ve karoten bulunan portakalın pekcok yararlan var.

              Portakal suyunun pembe ve kırmızısı daha yararlı

              Portakal ve greyfurt suyunun pembe renkte olanı sarısından daha yararlıdır! Kırmızısı ise en iyisidir. Greyfurt ve portakalın iç renginin koyu kırmızı olması, bol bol ‘‘Likopen’’ içerdiğinin bir göstergesidir. Domateste de bol miktarda bulunan bu yararlı karotenoid, başta prostat kanseri olmak üzere pek çok kansere karşı koruyucudur. Likopen antioksidan aktivitesi de olan, cilt ve beden yaşlanmasını erteleyen son derece yararlı bir besindir.

              Kan basıncı yüksekliği sorununuz varsa, damar tıkanma riskiniz mevcutsa, her gün düzenli olarak düşük dozda aspirin kullanmaya daha çok özen göstermelisiniz. Aspirini özellikle gece yatmadan evvel içmeyi tercih edin. Yeni çalışmalar böyle bir alışkanlığın hem daha iyi uyumanıza hem de daha güvenli bir kan basıncı kontrolüne destek sağlayacağını göstermektedir.

              Cildi güzelleştirir:

              Yapısında karoten bulunduğu ve kanı temizlediği için portakal aynı zamanda cildi güzelleştirir ve ona tatlı bir pembelik kazandınr. Güney Fransa'da ve İtalya'daki köylü kızları, ciltlerinin parlaklığı ve pembeliğini portakala borçlu olduklarını söylerler. Kabuklarındaki esans sivilcelere sürüldüğünde biraz yanma yapar ama 2 ayda ortadan kaldırır.

              Soğuk algınlıklarına karşı doğal ilaçtır:

              İçinde bol miktarda C vitamini bulunduğundan organizmayı grip ve nezle gibi kış hastalıklarına, soğuk algınlıklarına karşı korur.

              Diğer yararları:

              1. Kanı zehirlerden temizler.

              2. Sanlığa ve karaciğer hastalıklarına karşı etkili bir doğal ilaçtır.

              3. Bağırsakları yumuşak tutar.

              4. Bedene güç ve enerji verir. Organizmanın vitamin ve madensel tuz gereksinimini karşılar. Özellikle gelişme dönemlerinde çocuklara bol bol portakal yedirmekte yarar vardır.

              5. Portakal ağacı çiçeklerinin kaynatılmasıyla elde edilen su spazmı giderir, damar sertliğini ve felci önler.Portakal kabuk esansında da aynı olumlu etkiler mevcuttur.

              PORTAKALI ÖZETLERSEK:

              Bileşimindeki etken maddeler

              *C vitamini
              *Karbonhidrat
              *Potasyum
              *Folik Asit
              *Bioflavin

              Genel faydaları:

              *Soğuk algınlığı, grip, kas incinmesi, kalp hastalıkları ve felçten korur,
              *Portakal suyundaki bir antioksidan olan bioflavin damarları ve kılcal damarları güçlendirerek kalbin zarar görmesini engeller,
              *Ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar,
              *İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır,
              *Kanın pıhtılaşmasını,mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır,
              İçerdiği yüksek potasyum tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur.Aynı zamanda,içerdiği potasyum, cildin kuruyup kırışıklıkların oluşmasını da önler,
              *Çocukların hastalıklardan korunması ve fiziksel gelişiminin tam sağlanması için gerekli olan cevherler dolu bir meyvedir.
              *Kabuklarında bulunan uçucu maddenin bazı kanser türlerinin tedavilerinde çok önemli iyileştirici bir madde olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
              *Özetle;portakalı ve diğer narenciye ürünlerini birer hayat iksiri olarak görmeli ve bütün yıl boyunca mutlaka bol tüketmelisiniz.Portakalın gerçek değeri daha ileri yıllarda anlaşılacaktır.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: Altarnatif Tıp

                Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis)

                Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallıdır. Yaprakları mızrak gibi, etli ve yeşil renklidir. Çiçekleri dalların uçlarında, yaprakların tabanlarında bulunur. Meyveleri esmer renkli ve fındıksıdır. Kuşdili olarak da bilinir.

                Türkiye’de yetiştiği yerler: İstanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.

                Kullandığı yerler: Yaprakları ile bundan elde edilen yağı kullanılır. Yaprakları ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanır ve açık havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yağ, tanen, acı maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyarıcısı, idrar söktürücü ve safra artırıcı etkisi vardır. Uçucu yağ, uyarıcı olarak haricen kullanılır. Birçok preparatlarin terkibine girer. Ayrıca hazımsızlığı giderir. Çarpıntıları keser. Yarim bas ağrılarını (migren) keser. İdrar ve adet söktürür.

                Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz havzası olup ülkemizde Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridinde yetişen, çokyıllık çalı görünüşlü bir bitkidir. 2 m'ye kadar boylanabildiği ve kışın yapraklarını dökmediği için bahçelerde süs ve çit bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin gövdesi karemsi kesitli ve yeşilken, ikinci yılında odunsulaşır. Yaklaşık 2 cm. boyundaki iğne gibi ince uzun yapraklarının üstü parlak koyu yeşil ve altı gri renklidir. Bu yapraklar içe doğru kıvrılırlar. Yaz boyunca açan küçük çiçekleri mavi ya da eflatuni renklidir. To humları küçük, yağlı ve sarı-kahverengidir. Biberiye bitkisi, to humlarıyla ya da ağır büyüdüğü için gövde kalemleri veya daldırma yöntemleriyle çoğaltılır. Biberiyenin içerdiği uçucu yağlar arasında başta bomeol olmak üzere linalol, kamfen, sineol ile kafuru ve bitkide ayrıca tanen, reçine ile diğer etkili maddeler vardır. Bu nedenle yaprakları ve ince sürgünleri çok hoş kokan biberiye, taze olarak salatalara, kurutulup baharat olarak da et yemekleri ve diğer yiyeceklere katılır.

                TIBBİ ETKİLERİ VE KULLANIMI

                Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir. Önce bitkinin tıbbi etkilerinden söz edelim:
                -Kan dolaşımını hızlandırır.Kılcak damarları açar.
                -Karaciğeri tedavi eden bitkilerin başında gelir.
                -Biberiye yağı,kanser tümörlerinin ve vücuttaki yağ bezelerinin zamanla eriyerek kaybolmasını sağlar.
                -Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
                -Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek yendiğinde) yardımcı olur.
                -Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
                -Safra salgısını artırır.
                -İdrar söktürücüdür.
                -Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler. İyi bir adet söktürücüdür.
                -Etkili bir toniktir.

                Bu etkileri sağlamak için, biberiyenin yaprak ve taze sürgünleri yaz boyunca toplanır. Bitkinin tıbbi etkisi, çiçek açtığı zamanlarda en fazla olur. Yaprak ve ince sürgünler, aşın sıcak olmayan, çok havadar ve gölge bir yerde ağır ağır kurutulur. Bir bardak kaynar suya 1 tatlı kaşığı yaprak ve taze sürgün konulup 10-15 dakika demlendirilerek yapılan infüzyon istendiği kadar içilebilir.

                Bitkinin öteki tıbbi etkilerini şöylece sayabiliriz:

                -Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir
                -Romatizma ağrılarını azaltır.
                -Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
                -Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler. Bu nedenle özel şampuanların yapımında kullanılır.

                Bu etkileri sağlamak üzere, biberiyenin yaprak ve genç sürgünleri suya atılıp iyice kaynatılarak bir dekoksiyon hazırlanır. Bu dekoksiyon, ağrılı yerler ya da saç dipleri elle iyice ovularak deriye yedirilir.

                Güzellik kremlerinin bazılarının bileşiminde de bulunan biberiyenin cildi güzelleştirici niteliklerini de şöylece sıralayabiliriz:
                -Biberiye infüzyonu ile yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir .
                -Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler , teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır.

                Bitkinin yaprak ve genç sürgünleri ezilerek yapılan lapa, kırışıklıkları gidererek cildi güzelleştirir.

                -Ülkemizde bir kaç bölgede doğal olarak yetişmekte ve az miktarda bulunduğundan Orman Bakanlığı'nın denetiminde istihsaline izin verilmektedir.Özel teşebbüs ise bitki özü üretmek ve yaprak olarak ihraç etmek amacı ile kültür dikimini yapmaktadır.

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: Altarnatif Tıp

                  Bal Ve TarÇinla Gelen Saglik

                  Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir. Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.

                  ARTRİT

                  Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.

                  Artritli hastalar,bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah ,akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

                  Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ;kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemiyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

                  BAÐIŞIKLIK SİSTEMİ

                  Hergün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.

                  Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.

                  DİŞ AÐRISI

                  Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbil edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

                  HAZIMSIZLIK VE GRİP

                  Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

                  İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

                  İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

                  KANSER

                  Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

                  KALP HASTALIKLARI

                  Bal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.

                  Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

                  KISIRLIK

                  Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.

                  Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.

                  Çin,Japon ve uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamıyan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar

                  Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.

                  KOLESTEROL

                  İki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.

                  Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

                  MİDE AÐRILARI

                  Bal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.

                  GAZ

                  Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

                  SAÇ DÖKÜLMESİ

                  Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilacesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve taklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.

                  5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

                  SİVİLCELER VE DERİ

                  3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.

                  Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.

                  Egzama,mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

                  SOÐUK ALGINLIÐI

                  Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.

                  Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

                  YAŞLILIK

                  Bal ve tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.

                  4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumşak tutar, yıpranmasını durdurur.

                  YORGUNLUK

                  Araştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

                  ZAYIFLAMA

                  Bir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Hergün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.

                  Düzenli uygulanırsa kilo verilir.

                  Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    Konu: Altarnatif Tıp

                    Şifalı Bitkiler Ve Kullanim yerleri

                    ALIÇ (Crataegus owyacantha)
                    ANAVATANI :Asya ve Akdeniz Ülkeleri.

                    ÖZELLİKLERİ :Kalpi güçlendirici, damar genişletici tansiyon düşürücü, spazm çözümü, hafif uyutucu, ateş düşürücü, kandaki yüksek yağ düzeyini normale indirir ve ishali kesicidir.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:Kalp ağrıları (koroner damarları genişleterek kan dolaşımını artırır. Böylelikle “angina” denilen kalp ağrılarını azaltır). Vasküler spazmlar, taşikardi, aritmi, miyokardit, damar sertliği, yüksek tansiyon, sinirsel kalp problemleri, uykusuzluk, ishal, idrar yolu hastalıkları.

                    ADAÇAYI (Salvia officinalis)
                    ANAVATANI:Akdeniz ikliminin görüldüğü yerler.

                    ÖZELLİKLERİ :İştah açıcı, sindirim yardımcısı, kan temizleyici, gaz giderici, iltihap giderici, şeker hastalığını iyileştirici, yorgunluk ve stres giderici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Gece terlemeleri, fazla terleme, el titremesi, kramplar, boğaz-bademcik, diş iltihapları, balgam, mide-bağırsak gazları, anjin, faranjit, astım, damar sertliği, felç, bedensel ve ruhsal bitkinlik, anne sütünün azalması, adet düzensizlikleri, menopoz dönemindeki sıkıntılar.

                    CİVANPERÇEMİ (Artemisia vulgaris)

                    ÖZELLİKLERİ :Regl düzenleyici, spazm çözücü, bağırsak kurtlarını düşürücü, kuvvetlendirici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Gelişim bozuklukları, bayılmalar, hazım zorluğu, kas kasılmaları, regl/adet dönemindeki asabi şikayetler.

                    AHUDUDU (Rubus idaevs)

                    ÖZELLİKLERİ :Kabız yapıcı, idrar söktürücü, hazmettirici, iştah açıcı, mikrop öldürücü, terletici, ateş düşürücü, sakinleştirici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Bronşit, anjin, faranjit, zatürre, kronik gastrit, entenekolit, ishal.

                    KARABAŞ OTU (Lavandula stoechas)

                    ANAVATANI :Batı Anadolu ve Akdeniz kıyıları.

                    ÖZELLİKLERİ :Ağrı kesici, balgam söktürücü, gaz söktürücü, kalbi güçlendirici, idrar yollarında mikrop öldürücü, sinirsel baş ağırısın dindirici, uyku verici, yüksek tansiyonu düşürücü, bağırsak parazitlerini düşürücü, regl ağrılarını dindirici, egzama yaralarını iyi edici, sinirleri kuvvetlendirici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Sinir, solunum, üriner sistem hastalıkları, astım, kalp ve damar rahatsızlıkları, egzama ve deri hastalıkları.

                    LAVANTA ÇİÇEÐİ (Lavandula angustofolia)

                    ANAVATANI :Akdeniz bölgesi ülkeleri ve Fransa.

                    ÖZELLİKLERİ:İdrar söktürücü, romatizmayı iyileştirici, kusmayı önleyici, sofra akımını sağlayıcı, safra söktürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Egzama, sedef, sivilce, uykusuzluk.

                    BROKOLİ

                    ANAVATANI : Amerika ve Avrupa, Akdeniz ülkeleri.

                    ÖZELLİKLERİ :Bağışıklık sistemini güçlendirmekte hem de antibiyotik vazifesi görmektedir. Meme, prostat, bağırsak ve idrar kesesi kanserlerine karşı güçlü bir koruyucudur.

                    Hormon dengesini düzenler. Kabızlığı önleyici, lifli bir yapıya sahip olduğundan bağırsaklardaki ağır metalleri, safra asidi fazlasını sünger gibi emerek oldukça hızlı bir biçimde dışarıya atılmasını sağlar. Bağırsak sistemini düzenleyicidir.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Prostat, idrar yolları enfeksiyonları, kısırlığın giderilmesi.

                    AYNI SAFA (Calendula officinalis)

                    ANAVATANI :Ülkemizde bol miktarda yetişmektedir.

                    ÖZELLİKLERİ:Mikrop öldürücü, temizleyici, dolaşım uyarıcı etkilere sahiptir. Yaraların kapanmasını çabuklaştırır, damar genişletici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Deri kanseri, varis, meme çıbanları, mide ve bağırsak hastalıklarında, mide krampı ve mide ülserinde, kalın bağırsak iltihaplarında, ödem ve kan işemeye karşı kullanılır.

                    BİBERİYE (Rosmarinus officinalis)

                    ÖZELLİKLERİ :İdrar söktürücü, safra artırıcı, bağırsak kurdu düşürücü, sakinleştirici, sindirime yardımcı, gaz söktürücü, mikrop öldürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:Gut, romatizma, ödem, idrar yolları taşı, safra-karaciğer hastalıkları, boğmaca, astım, ruhsal yorgunluk, düşük tansiyon, yaşlılarda damar sertliğinden kaynaklanan hafıza zayıflığı, adet zamanı görülen sıkıntılar, iktidarsızlık.

                    ARDIÇ (Juniperus communis)

                    ÖZELLİKLERİ :İdrar söktürücü, terletici, mideyi kuvvetlendirici, mikrop öldürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR :Böbrek-mesane kum ve taşı, idrar yolları, iltihabı, mesane iltihabı, idrar tutukluğu, soğuk algınlığı, gut, romatizma, damar sertliği, albümin, şeker hastalığı, kısırlık, ishal, bedensel ve ruhsal çöküntü.

                    MELİSSA Oğulotu Limonotu, Melissa officinalis, (Labiatae).

                    ÖZELLİKLERİ: Beyin, kalp, rahim ve sindirim sistemi üzerinde koruyucu-kuvvetlendirici, spazm çözücü, ruhsal ve fiziksel sakinleştirici, hazmı ko*laylaştırıcı, bağırsak gazlarını giderici, terlemeyi önleyici, bağırsak parazitlerini düşürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Kötü hazımdan doğan şikayetler, nevralji (yüz, diş, kulak, baş), akciğer*den kaynaklanan kan kusmaları, sinir krizleri, depresyon, anksiete, kulak çınlaması, baygınlık, baş dönmesi, spazmlar (astım, kalp, mide), hafıza kaybı, melankoli, histeri, kansızlık.

                    İnfuzyonu: Canlandırıcı, yara iyileştirici, mik*rop öldürücü; kalp yetmezliğinde destekleyici. Haricen: Böcek ısırıkları.

                    KEDİOTU Valeriana officinalis, (Valerianaceaej)

                    ÖZELLİKLERİ: Trankilizan/yatıştırıcı, stres gide*rici, antispazmodik/spazm çözücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Ağızdan: Nevrasteni, histeri, sinirsel uykusuzluk, heyecandan kaynaklanan kalp çarpıntısı, baş ağrıları, kramplar, bronşial astım, yüksek tansiyon, menopoz ve buluğ çağındaki sıkıntılar, çocuklarda davranış bozuklukları, konsantrasyon azlığı. Haricen yaralar.

                    SİNAMEKİ Cassia senna, (Leguminossae).

                    ÖZELLİKLERİ: Drastik / kuvvetli müshil, diüretik / idrar söktürücü, antihelmintik / bağırsak parazitini düşürücü.

                    ŞAHTERE Şahtereotu, (Fumaria officinalis ).

                    ÖZELLİKLERİ: Diüretik/idrar söktürücü, trankilizan/ yatıştırıcı, analjezik/ağrı kesici, antiseptik/ mikrop öldürücü, hipotansör/tansiyon düşürücü, koleretik/safra akımı düzenleyici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Damar sertliği, safra kesesi hastalıkları.

                    KEKLİKGÖZÜ (Adonisverdalis)

                    ÖZELLİKLERİ: Kalp toniği, irsi kalp hastalıklarında rahatlatıcı, idrar söktürücü (kalp üzerindeki etkisinden dolayı), üre ve klorürlerin atılmasını sağlayıcı.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, damar tıkanıklığı, kardial astım, aritmi, kronik nefrit.

                    ŞEVKETİBOSTAN Şevket otu, Cnicus benedictus

                    ÖZELLİKLERİ: Tonik/kuvvetlendirici, antitussif/ öksürük kesici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: İştahsızlık, öksürük, mide - bağırsak hastalıkları, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, romatizma, gut.

                    AVOKADO (Persea gratissima)

                    ÖZELLİKLERİ: Yaprakları ve meyveleri hipotensör/ tansiyon düşürücü. Yaprakları kabız yapıcı.

                    KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU: Meyvesi yenir. Yağı ve kalorisi çoktur ama, kolesterolü yoktur.

                    Hafızayı kontrol eden sinir hücreleri için gerekli olan doymamış yağları içerdiği bildirilmiştir.

                    GÜL ÇİÇEÐİ Rosa damascena (Rosaceae).

                    ÖZELLİKLERİ: Antiseptik/mikrop öldürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Burun ve bronş akıntıları, boğaz hastalıkları, sindirim sistemi iltihapları, ishal, sebore (saç kepeklenmesi).

                    Kullanım şekli ve dozu: 4 bardak kaynak suya yarım avuç konup 5 dakika demlenir. Günde 3 kere l 'er bardak içilir.

                    * Aynı suyla gargara, göz banyosu da yapılır.

                    * El, dudak çatlakları için: 3 çay bardağı gülsuyuna l çay bardağı vazelin konup merhem yapılır. Günde 2-3 kere sürülür.

                    * El - ayak banyosu: 8 bardak ılık suya l avuç konur. 5 dakika demlendirilir.

                    * Gülsuyu: Taç yapraklanın distilasyonu ile elde edilir. Göz hastalıklarında antiseptik olarak kullanılır.

                    Gül reçeli, gül konservesi, gülsuyu olarak da kullanılır.

                    ISIRGANOTU Urtica diocia; (Urticaceae).

                    ÖZELLİKLERİ: Sıkıştırıcı tonik, damarları daraltıcı, kanamaları durdurucu, kansızlığa karşı, raşitizmi iyileştirici, kanı temizleyici, enfeksiyonlara karşı, idrar söktürücü, ishal kesici, karaciğeri çalıştırıcı, süt sekresyonunu başlatıcı, bakterilerin gelişmesini önleyici, bakterileri yok edici, sülük gibi çekici (bir miktarı vücudun ağrıyan yerine konursa, ağrıyı dindirir).

                    * To humlarının afrodizyak etkisi de vardır.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Ağızdan: Kansızlık, kanamalar (akciğerden, mideden kan gelmesi, rahim kanaması, idrarda kan görülmesi, burun kanamadan); frengi, kansızlık, raşitizm, halsizlik, verem, deri hastalıkları, kırıklar, menopoz, mide ve bağırsak ülserleri (uzun süre kullanım), safra taşı, sarilık, ishal, mide gazı, bağırsak mukozası iltihapları, çocuklarda idrar azlığı, damar sertliği. Haricen: Kanser, tümör, saçkıran, ağız mukozası hastalıkları (aft, pamukçuk, farenjit), artrit, romatizma, gut, deri hastalıkları.

                    ANASON (Pimpinella anisum).

                    ÖZELLİKLERİ: Aromatik/hoş kokulu, stomaşik/ mideyi kuvvetlendirici, antiflatulan/gaz giderici, mukolitik/balgam söktürücü, karminatif/ sindirim yardımcısı, emziklilerde laktiferöz/ süt artırıcı.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Mide-bağırsak gazı, hazımsızlık, sinirsel kusma, astım, bronşit, kalp çarpıntısı, karın ağrısı, hamilelik kusmaları, regl sancıları, anne sütü azlığı.

                    KANTARON Hypericum perforatum, (Guttiferae).

                    ÖZELLİKLERİ: Tonik/kuvvet verici, aperetif/ iştah açıcı, antifebril/ateş düşürücü, mide-bağırsak spazmlarını çözücü, yatıştırıcı, kanamayı durdurucu, antihelmintik/bağırsak solucan-larını düşürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Mide ülseri, gastrit, astım, bronşit, damar sertliği, hafif depresyon, melankoli, çocuk-larda altına işeme, uykusuzluk, âdet dönemi sıkıntıları.

                    MEYAN Meyankökü, (Glycyrrhiza glabra)

                    ÖZELLİKLERİ: Bronş ve yemek borusu spazmlarını giderici, balgam söktürücü, iltihap dağıtıcı, alerji geçirici, göğüs ağrılarını dindirici, hazmettirici, mide ülserini önleyici ve tedavi edici, idrar söktürücü, iç temizleyici, serinletici, böbrek üstü bezlerini koruyucu, kadınlarda yumurtlamaya yardımcı, interferon yapımını uyarıcı, sirozdan koruyucu, lokal yara kapatıcı.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Ağızdan: Sinirsel öksürük, bronşit, kabızlık, enterit, gastrit, onikiparmak bağırsağı ülseri, dispepsi, bağırsak gazlarından dolayı karın şişliği, bağırsak spazmı. Haricen: Akut/ kronik ağız ve mukozası hastalıkları, göz/gözkapağı hastalıkları.

                    PAPATYA (Matricaria chamomilla,)

                    ÖZELLİKLERİ: Antispazmodik/spazm çözücü, emenagog/âdet kanı söktürücü, antiseptik/mikrop öldürücü, an tibakteryel/ mikropların yaşamasını engelleyici, diüretik/idrar söktürücü, stomaşik/ mideyi kuvvetlen-dirici, kolagog/safra artırıcı, antihelmintik/ bağırsak parazitlerini düşürücü. Haricen: Vülnerer/yara iyileştirici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: Karın ağrısı, soğuk algınlığı, iştahsızlık, ruhsal çöküntü, uykusuzluk, mide - bağırsak ülseri, gastrit, bağırsak iltihabı, irritabl kolon, âdet düzensizliği, ateş, idrar tutuklu*ğu, safra azlığı, karaciğer ve dalak hastalıkları.

                    SİNİRLİOT (Plantago majör)

                    ÖZELLİKLERİ:İdrar söktürücü, balgam söktürürü, basit kanamaları durdurucu, kabız yapıcı.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR: İshal, bronşit, astım. Haricen: Hemoroid.

                    ÖKSEOTU (Viscum albüm)

                    ÖZELLİKLERİ: Vazodilatör/damar genişletici, hipotensör/ tansiyon düşürücü (bütün damarlar üzerinde aynı etkiyi gösterir), antispazmodik/ spazm çözücü, diüretik/idrar söktürücü, kan birikimini önleyici, antiepileptik/epilepsi tedavisini destekleyici, antikansorejen/kanserden koruyucu.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Ağızdan: Damar tıkanıklığı, hipertaniyon, kollateral rahatsızlıklar (baş dönmesi, kulak çınlaması), knonik nefrit, karaciğerde kan birikimi, akciğerden kan kusma, menoraji, burundan kan gelmesi, sinir krizleri, sar'a, baygınlık, histeri, migren, albümin, astım, boğmaca, menopoz ve semptomları (çarpıntı, taşikardi, periferik kan dolaşımı bozuklukları, nefes alma güçlüğü), prostat büyümesi, kanser.

                    Haricen: Romatizma, nevralji, siyatik.

                    ZENCEFIL (Zingiber officinale)

                    ÖZELLİKLERİ:Vücudu ısıtıcı, terletici, toksinleri atıcı, kalbi güçlendirici, kan dolaşımını düzenleyici, baş ağrılarını giderici, sindirimi düzeltici, arterlerdeki pıhtılaşmayı önleyici, kan şekerini düşürücü, kolesterolü düşürücü, besin zehirlenmesini önleyici, mide bulantısını ve kusmayı önleyici, antioksidan (içine katıldığı besinlerin absorbsiyonuna yardımcı).

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Yüksek kolesterol, kan dolaşımı bozuklukları, mide, dalak, akciğer rahatsızlıkları; soğuk algınlığı, bronşit, öksürük, grip, mide-bağırsak gazı, baş dönmesi, sabah halsizliği, araç tutması, el-ayak üşümesi.

                    HAVLICAN Alpina offlcinarum, (Zingiberaceae).

                    ÖZELLİKLERİ: Aperetif/iştah açıcı, antiflatuları/ mide - bağırsak gazı giderici, diüretik/idrar söktürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Mide-bağırsak hastalıkları, soğuk algınlığı, baş dönmesi, baş ağrısı, romatizma.

                    HAVACİVA Tüylüboya, (Alkanna tinctoria)

                    ÖZELLİKLERİ:

                    Analjezik/ağrı dindirici.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Mide- bağırsak hastalıkları.

                    KEKİK (Thymus vulgaris, (Labiatae).

                    ÖZELLİKLERİ:Diüretik/idrar söktürücü, antispazmodik/ spazm giderici, sedatif/ sakinleştirici, ekspek-toran/balgam söktürücü, digestif/hazmı kolaylaş-tırıcı, antiflatulan/ bağırsak gazlarını giderici, sekretegog/salgı bezlerim çalıştırıcı, kolagog /safra akışını düzenleyici, antibakteryel/mikropların yaşa-masını engelleyici, dezenfektan/mikrop öldürücü, antihelmintik/bağırsak kurtlarını düşürücü.

                    ÖNERİLEN HASTALIKLAR:

                    Ağızdan: Grip, soğuk algınlığı, hazımsızlık, mide krampı, âdet sancılan, bronşial astım, bronşit, boğmaca öksürüğü, amfizem, sar'a krizi.

                    Haricen: Skleroz, kas erimesi, romatizma, gut, raşitizm, burkulmalar, dişeti iltihapları.

                    ALTINBAŞAKOTU Solidago officinalis

                    Kullanılan kısmı:

                    Çiçekleri

                    Özellikleri:Dlüreük/idrar söktürücü .

                    Önerilen hastalıklar: Ödem, albümin, nefrit, üremi, sistit.

                    Kullanım şekli ve dozu: 2 bardak suya l tutam konup haşlanır. 2 dakika demlendirildikten sonra içilir.

                    HATMİ ÇİÇEÐİ

                    Althaca officinalis

                    Kullanılan kısmı: Kökü, yaprakları, çiçekleri.

                    Bilinen bileşimi: Müsilaj, pektin, asparagin, tuzlar, nişasta, şekerler, fermentler, hatmiyağı.

                    Özellikleri: Yumuşatıcı, antitussif/öksürük kesici, diüretik/idrar söktürücü.

                    * Tıbbî hatmi beyaz veya pembe çiçeklidir. Althaea flavovirens denilen türü ise, sarı çiçeklidir. Sarı çiçekli olanın tumları diş ağrılarına karşı, yaprakları ise kalb kuvvetlendirici ve idrar artırıcı olarak kullanılır.

                    Önerilen hastalıklar: Ağızdan: Ağız ve farinks mukozalarının tahrişi, gastro-intestinal iltihablar, akciğer hastalıkları, öksürükler, idraryolları hastalıkları, enterit, ishal, kolera, gonore.

                    Haricen (gargara olarak): Sivilceler, ilthabî yaralar, anjin ve ağız yaraları.

                    ACI BADEM YAÐI: Badeni ve zihni yoğunluğu giderir. Hamilelerin zayıf düşmemesini sağlar. Sütle içilirse mideyi kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Nekahat devresini kısaltır. Böbrek ve akciğer hastalıklarına faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Öksürük kesicidir. Karın ağrısı ve bulantı gidericidir. Bronşit boğaz ağrısı, anjin.Boğaz yanmasına iyi gelir.

                    ADA ÇAYI (ACI ELMA) YAÐI : Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Midebulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz,bademcik ve diş enerinin iltihaplarım giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir, idrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa zindelik verir. Antiseptik (mikrop öldürücü) dür. Ağız ve boğaz iltihaplarında suya karıştırılıp gargara yapılarak kullanılır.

                    ARDIÇ YAÐI : Kandaki şeker miktarın.'düşürür Pankreasın normalçalışmasını sağlar. Nekahat devresinin çabuk atlatılmasını sağlar, vücuda dinçlik verir. Böbrekleri, mesaneyi ve idrar yollarını temizler. Ter ve idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Soğuk algınlığı, romatizma,damar sertliği ve nıkriste faydalıdır. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Aybaşı ağrılarını dindim.( Böbreklerinde iltihabı olanlar kullanamaz...) Haricen görülebilir.

                    BİBERİYE YAÐI: Hazımsızlığı giderir, çarpıntıyı keser, baş ağrılarını giderir. Baş dönmesini keser. Astım,Bronşit ve Kansızlıkta faydalıdır. Yağlı saçların yağını alır. Burkulmalarda ve deri yaralarında haricen kullanılır, idrar ve adet söktürür.Safra ifrazatını artırır Vücuda zindelik verir. Kan dolaşımını artırır. Direnci artırır.

                    KARABAŞ YAÐI: Ağrılarını geçirir. Kalbe kuvvet verir. Damar sertliğindefaydalıdır. Balgam söker. Sara ve Beyin hastalıklarında kullanılır. Uyuşukluğu giderir. Zindelik verir. Astıma faydalıdır, idrar yollarında Itnap gidericidir. Safra salgıların, arttım Antiseptik yara iyi edicidir. Egzamaya iyi gelir. Sinir hastalıklarının tedavisinde, uyuma bozukluğunda kullanılır.

                    KARANFİL YAÐI: Mikroplan öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. Islah açar ishali keser. Bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Cinsel istekleri kamçılar. Doğumu kolaylaştırır. Ateş düşürür. Terletir. Mide üşütmesinden doğan şikayetleri giderir. Batta karıştırılıp yenirse iktidarsızlığa iyi gelir.

                    KEKİK YAÐI: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır, iştahsızlığı giderir.Sinirleri kuvvetlendirir. Kalp çarpıntılarını keser. Bağırsak kurtlarını düşürür.iltihabını giderir. Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar, idrar söktürür. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Böbreklerdeki ve mesanedeki mikropları öldürür. Cinsel isteği arttırır. Tansiyonu geçici olarak yükseltir; Hastalıklara karşı direnme gücünü arttırır. Çocuklarda görülen kansızlığı giderir. Kan dolaşımını düzenler. Müzmin öksürük, Astım, Bronşit ve iltihaplı Zatülcempte faydalıdır. Grip, beyin nezlesi ve Anjinde etkilidir. Kekik suyuyla banyo Romatizma ağrılarını dindirir.Kandaki şeker miktarını azaltır. Kollestrolü düzenler.

                    LAVANTA YAÐI: Mideye iyi gelir. Vücudu ferahlatır Ateşi düşürür. Romatizmal ağrıları dindirici.

                    ÇAM ESANSI (TEREBENTİN) : Antiseptik olduğu için harici kullanımlarda dezenfektan olarak yaralara, ke***lere lokal olarak tatbik edilir. Kan çekici özeliğinden romatizmal ağrıları dindirici özelliği kafur ile karıştırılınca artar. Dahili kullanımda balgam söktürücü özelliği ile bronşları açar. Astım, Müzmin bronşit, Nezle, Zatürre ve Zatülcempte kaynar su içine damlatılarak buğusu teneffüs edilerek fayda görüldüğü gibi günde 1/3 bardak soğuk su içine damlatılarak sabah-öğle-aksam içilirse doğumun kolay olmasını sağlar. Çam terebentin esansı antiseptik dezenfektan ve kan çekici özelliğinden dolayı saçların tedavisi, korunması ve bakımda %100 olumlu sonuç vermektedir.

                    ÇÖREKOTU YAÐI: İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser. Nezle ve sara hastalığın da tütsü yapılır. Suyu ile sivilcelere pansuman yapılır.

                    KANTARON YAÐI: Vücudu kuvvetlendirir. Vücudu kuvvetlendirir Ateşi düşürür. İshal açar. Hazmı kolaylaştırır ishali keser. Nekahat devresini kısaltır. Nezle ve bronşite faydalıdır. Öksürüğü keser. Mide ağrılarını dindirir. Yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Astım mide ülseri.midede asit fazlalığı, akciğer hastalıkları damar sertliği ve sinir iltihaplarında da faydalıdır.

                    DEFNE YAÐI : Terletir, ateşi düşürür.Vücuda rahatlık verir.İdrar ve adet söktürür.iştah açar.hâzmı kolaylaştırır Sinir ağrılarını (nefralji) dindirir. Yağı bazı merhemlere karıştırılır. Baharat olarak da kullanılır. (Hamileler kullanılmamalıdır.)

                    LİMON YAÐI: Ateşi ve tansiyonu düşürür. Kanı temizler.Susuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir.Damarsertliği ve romatizmaya faydalıdır.Gribin çabuk atlatılmasını sağlar. Mide .bağırsak ve idrar yollarındaki mikropları öldürür.Gıda zehirlenmesini önler idrar söktürür. Böbrek ve mesane kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.Yüzdeki sivilceleri geçirir. Cildin güzelleşmesini sağlar.Karaciğer hastalıklarına faydalıdır.Dişleri beyazlatır. Ofsetlerini kuvvetlendirir.Nezle ile ilgili şikayetleri geçirir.Skorbüt hastalığına faydalıdır.Boğaz ve bademcik iltihabına faydalıdır, ishali keser.kansızlığı Önler. Fazla aybaşı kanamsını keser. Nasırlan söker. Mide ağrılarını dindirir.Başağrılarını ve vücut ağrılarını keser. Yüz çillerine faydalıdır.

                    MENEKŞE YAÐI : Terletir.Vücuda rahatlık verir.Kam temizler. Vücuttabiriken zehirlerin atılmasını sağlar. Nikris ve romatizmada faydalıdır.Kabızlığı giderir. Sıracada da faydalıdır.Cilt hastalıklarında kullanılır.Yaraların iyileşmesini sağlar.Egzama ve uyuzu tedavi eder. Boğmaca ve boğaz ağrılarında faydalıdır.Sulu temriyeleri tedavi eder.

                    MERSİN YAÐI : Bronşitte faydalıdır.Mesane iltihabını giderir. Nezlede faydalıdır. Akciğer iltihabını geçirir. Bel soğukluğu ve egzamada faydalıdır. İshali keser. Mide ağrılarını giderir.

                    NANE YAÐI : Hazmı kolaylaştırır. Gaz söktürür. Karaciğer yetersizliğini giderir.Safra akışını düzenler. Mide ağrılarını Keser.Bağırsak spazmını giderir.Nefes almayı kolaylaştırır. Astım, grip, bronşit ve öksürükte faydalıdır. Sinirleri güçlendirir. Sükunet verir. Heyecanlan ve korkuyu yatıştırır. Kusmaları önler. Migren, uykusuzluk ve baş dönmelerinde faydalıdır. El-ayak titremesi, dil tutukluğu felç ve uykusuzlukta kullanılır. Kalbi kuvvetlendirir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. Erkeklerde ruhsal kaynaklı iktidarsızlığı giderir. Anne sütünü arttırır. Aybaşı kanamalarının muntazam ve ağrısız olmasını sağlar. Sütle şişen göğüslerin şişini indirir. Soğuk algınlığında faydalıdır.Bağırsak kurtlarının düşürülmesine yardımcı olur.idrar söktürür (mide ülseri ve gastriti olanlar fazla kullanmamalıdır!..)

                    PAPATYA YAÐI : Ateşi düşürür. Ağrıları giderir. Spazm çözer. Terletir.

                    Sinirleri yatıştırır.Bağırsak gazlarını giderir.Vücuda rahatlık verir. Boğaz - bademcik ve diş etlerinin iltihabım giderir. Bel ve baş ağrılarını geçirir. Mikropları öldürür.

                    PORTAKAL YAÐI: Spazm giderir.Mide rahatsızlıklarını geçirir. Damar sertliği ve felci önler. Soğuk algınlığı, grip ve nezlede faydalıdır. Yorgunluğu ve sinir bozukluğunu giderir. Cildin güzel olmasını sağlar. Kansızlığı giderir.Hazmı kolaylaştırır. Karaciğeri çalıştırır ve safra ifrazatını arttırır. Ateşi düşürür. Nekahat devresini kısaltır.Vücuda enerji verir. Şeker hastalığına faydalıdır. Zayıflatıcıdır.(Mide rahatsızlığından şikayet edenler çok az kullanmalıdır.)

                    SARIMSAK YAÐI : Mikrop öldürücüdür.Yüksek tansiyonu düşürür, iştahaçar.Hazmı kolaylaştırır.Kabızlığı giderir. İdrar tutukluğunu giderir. Solunum ve hazım sistemindeki mikroplan öldürür. Grip, tifo ve difteri gibi salgın hastalıklar sırasında faydalıdır. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine faydalıdır. Dizanteride faydalıdır. Kanı temizler. Kalp adalelerini kuvvetlendirir. Dolaşım bozukluğunu giderir. Böbreklerin normal çalışmasını sağlar. Karında ve bacaklarda toplanan suyun boşalmasını sağlar. Mesane taşlarını düşürür. Böbreklerde taş oluşmasını engeller. Siyatik,varis, romatizma, mafsal İltihabında faydalıdır. Egzamada kullanılır. Astım, bronşit, verem, nefes darlığı ve öksürükte faydalıdır. Balgam söktürür. Zehirlenmelerde kullanılır.Zehirli hayvan sokmasında faydalıdır. Balgam söktürür. Arpacık ve basur memelerinde faydalıdır. Saçların uzamasını sağlar. Dökülmesini engeller. Kanseri önler.

                    SUSAM YAÐI : Safra taşlarının düşürülmesinde faydalıdır. Karaciğer hastalıklarında kullanılır.Kabızlığı ve karın ağrısını giderir. Cinsel gücü arttırır. Nefes darlığı ve bronşite faydalıdır.

                    TATLI BADEM YAÐI:
                    Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin zayıf düşmemesini sağlar.Sütte içilirse mideyi kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Nekahat devresini kısaltır. Böbrek ağrılarını hafifletir. Bronşit, Boğaz ağrı, anjin, boğaz yanması ve akciğer hastalıklarında faydalıdır. Egzama ve kaşıntıların verdiği rahatsızlıkları azaltır Böbrek ve mesane taşlarım düşürür. Kulak ağrılarını giderir.Yumurtayla karıştırılırsa basur memelerine sürülecek olursa ağrı ve yanmaları giderir.

                    ÖZEL AÐRI KESİCİ YAÐI VE KREMİ: Boyun ağrısı, bel ağrısı, bel fıtığı ve diğer ağrılar için.

                    Kullanma şekli: Bu yağı kullanmadan Önce ağrı olan yere veya boyun ve bel ağrıları ise ense kökünden bele kadar olan alana "kekik yağı' sürülüp yedirircesine yaymalı, bu istemden sonra 'ÖZEL YAÐ" sürülüp bu ağrıyan yerlere - yedirmek - suretiyle kullanılır. Vücudun diğer ağrıyan yerlerine de aynı işlem yapılır. Haricen sürülebilir.

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: Altarnatif Tıp

                      Kırmızı acı biberdeki 'capsaicin' maddesi

                      ABD'nin Boston şehrinde yapılan ABD Ağrı Cemiyeti'nin yıllık toplantısında; uzmanlar, kırmızı acı biberin eklem iltihabı ve ağrılarına karşı iyi geldiğini ispatladı.

                      Uzmanlar; kırmızı bibere acılık veren 'capsaicin' maddesinden 1000 mikrogram (1 gr) enjekte edilen şiddetli eklem ağrısı çeken hastalarda, bu dayanılmaz ağrıların azaldığını söylediler.

                      'Capsaicin' adlı maddenin ağrıları azaltmakla kalmayıp, tesirini beş haftaya kadar sürdürdüğü belirtildi.

                      'Capsaicin'in doğrudan ağrı bölgesine enjekte edilmesi durumunda daha tesirli olduğu da kanıtlandı

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: Altarnatif Tıp

                        Homeopati

                        Homeopati sağlığa kavuşturma sistemi olup, benzeri benzer ile tedavi etme temeline dayanır. Homeopati kelimesi ‘homoion’ benzeri ve ‘pathos’ acı çekme kelimelerinden türetilmiştir. Homeopati tariate ilk defa doktor, kimyager ve eczacı olan Dr. Samuel Hahnemann tarafından kurulmuş ve geliştirilmiştir. Dr. S. Hahnemann (1755-1843) yıllar süren araştırmalrı ve gözlemleri sonucu şu görüşe varmışdı. ''Sağlıklı bir insan üzerinde bir doğal drogu mümkün olan en yüksek dozda alması, ve bunun sebep olabileceği hastalık belirtileri ile alınan maddenin karekteristik özelikleri aynıdır.

                        Hahnemann 50 yıl süreyle yüzlerce deneyi araştırm yapmış ve bir çoğunuda kendi üzerinde denemiştir. Hahnemann bitki-, hayvan-, ve mineral drogları kulanılmıştır. Bunları D1-D30 dozajları arasında dilusyon ve globulilerini yapmışlardır. Bu gün 2000’den fazla bitki-, hayvan-, ve mineral doglarından homeopatik ilaçlar eldeedilmiştir.

                        Benzeri benzeri ile tedavietme:
                        Buna örnek olarak kahveyi verebiliriz. Kahve kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa sebep olur. Bu nedenle kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa sebep olan hastalık kahvenin yüksek sıvılaştırılmış formu ile tedavi edilebilir. Aynı şekilde yemek yapmak için soğan doğrarken kişinin gözleri yaşarır ve burnu akar. Buna benzer rahasızlığı olana soğantentürü verilirse hasta iyi olur.

                        Hahnemann 1790 yıllında kına kına kabuğundan eldeettiği tentürle kendi üzerinde tedavi denemeleri yapmıştır. O zamanlar kına-kına sıtmaya karşı kuanılmıştır. Hahnemann kendi üzerinde yaptığı deneylerde kına-kına tentürü aynı sıtmada olduğu gibi rahatsızlıklara sebep olduğu tesbitedilmiştir.

                        Anamnez (hastanın tıbbi hikayesi):
                        Homeopat (homeopati uzmanı) hastası ile çok geniş çaplı bir anamnez uygular ve böylece hastası hakında bir fotograf ortaya çıkar. Homeopğat’ın sbraca sorularla hastanın yemek yeme sevgileri, p***olojik durumu, çevresi ile münasebetleri, korkuları veuyku durumu hakında bilgi edinilir. Böylece durumu öğrenilir ve uygun homeopatik tentürle tedavi edilir. Bu tür anamnez normal olarak 1-2 saat sürebilir.

                        Uygun seçim (repertorisieren):
                        Uygun olan tentürü seçmek oldukca zor bir işlemdir. Her bitki droğunun tentürü kendine has karektere sahiptir. Hastanın hastalık belitilerine bakılır ve drogun karekteristik özeliklerine bakılır ve uygun olan tentür seçilir. Sadece uygun olan olan tentürü seçmekte yetmez aynı zamanda uygun olan inceltmeyide (sulandırma, kuvvetlendirme) iyi bilmek gerkir.

                        Sıvılaştırmak (İnceltmek, sulandırmak, kuvvetlendirmek):
                        Homeopatik ilaç hastanın durumunu (semptom) hafif yükselmektedir, böylece bağışıklık sistemi harekete geçirmek için drogu mutlaka inceltmek (sulandırmak, sıvılştırmak, kuvvetlendirmek) gerekir, aksi halde istenen etkiyi elde etmek mümkün değildir. Ayrıca bir çok doğal drog zehirli olup inceltmeden alınırsa o zaman zehirlenmelere neden olabilir.

                        Hahemann yaptığı araştırmalarda bir drogu ne kadar inceltirse o kadar etkisinin artığını tesbitetmiştir. Buna dinamikleşmede denir. İnceltme damlamalarda alkolle ve haplarda süt şekeri ile olur. Önce anadrog (anamadde) eldeedilir ve bu alkol veya süt şekeri ile inceltilir. Örneğin arı zehiri önce eldeedilir ve bundan bir kısım 9 kısım alkolle karıştırılarak, iyice çalkalanır ve homeopatide D1 adı ile anılan tentür eldeedilr. Bu tentürden bir kısım tekrar 9 kısım alkolle karıştırılır ve iyice çalkalandıktan sonra D2 tentürü eldeedilir. D2’den bir kısım 9 kısım alkolle karıştırılarak,iyice çalkalanır ve sonra D3 tentürü eldeedilir. Bu işlem D30’a kadar tekrarlanabilir. D1=1/10, D2=1/100, D3=1/1000’e eşittir. Buradaki çalkalama işlemi çok önemlidir, çünkü moleküllerin alkol içinde aynı oranda dagılması gerekir. Tenetür üreten firmalarda çok özel çalkalama aletleri mevcuttur ve çalkalama işlemi 2-3 hafta sürer.

                        Örneğin: 1 gr. Boğankötü (Kaplanboğan) rendelendikten sonra bir şişeye konur ve üzerine 9 ml % 38-70 lik etanol (Alkol) ilaveedilir ve güneş görmeyen bir yerde muhafaza edilir. Şişedeki nesne iki günde bir çalkalanılır ve 4-6 hafta sonra süzülerek homeopatide Aconitum D1" isimi ile anılan tentür eldeedilir. Bu çok zehirli olup asla kulanılmaz. Bundan 1 ml alınarak 9 ml etanolla karıştırılır ve çalkalanır (çalkalanma işi firmalarda özel çalkalayıcı aletlerele yapılır, böylece moleküller eşit oranda tam olarak yayılır.) Bu tentüre homeopati'de Aconitum D2 denir ve bundan 1 ml alınarak 9 ml etanolla karıştırılarak çalkalanılırsa D3 dozajlı tentür eldeedilir. Aconitumum D4'den aşağıdaki tentürlerin kulanılması mazurludur.

                        Posyonlar:
                        Hastanın anamnezini yapılıp ona uygun tentürün bulunması çok çok zor olduğundan bazı ilaç firmaları, bazı rahatsızlıklara karşı en çok kulanılan ve etili olan drogların tentürlerinden kompleks ilaçlar hazırlamışlardır. Bu kompleks ilaçlara posyonda denir.

                        İlaçın seçimi:
                        Hastanın durumu hastalığın kronik veya akut oluşuna göre farklı tentür (dilusyon, sulamdırma) veya globuli (küreçik şekilde haplar) verilir. Tentürün sulandırılarak (alkolle incelterek dilusyon) eldeedilen yüksek dilusyon damlası veya süt şekeri ile eldeedilen çeşitli oranlardaki globuli hastaya verilir. Homeopatik dilusyon veya globulilerin eteryağı, çay, kahve veya meyvesuyu ile alınmamalıdır. Homeopatik ilaçların saf suyla alınması gerekir.

                        İlk kötüleşme:
                        Dilusyon (damlama) veya globulinin (hap) alınmasından sonra hastanın genel durumunda geçici olarak kısa süreli bir kötüleşme olursa, bu korkulacak bir durum değildir. Hastanın geçiçi kötüleşmesi immün sisteminin vücuttaki rahatsızlık veren etkenlere (mikroplar..) karşı mücadele etkinliğini gösteren bir etkendir.

                        İyileşme süreci:
                        Homeopatide iyileşme diyince bütün vücudun iyileşmesi kastedilir, ortodoks tıpta hastalıklı organa lokal tedavi uygulanırken, burda sadece lokal değil bütün vücudun iyileşmesi amaclanır. Bu nedenle iyileşme diyince tam sağlığa kavuşma anlaşılır.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: Altarnatif Tıp

                          Aromaterapi

                          Aromaterapi, bitkisel Aroma yağları ile terapi uygulama yöntemidir. Aromaterapi'de kullanılan yağlar, bitkilerin kök, çiçek, yaprak vs. bölümlerinden elde edilen saf uçucu yağlardır.

                          Aromalı kokan bitkilerin kulanımı çok eskilere dayanır. Kurutulmuş çiçek, odun, reçine, meyve veya kabukların yakılarak tütsülenmesi ile hastalar tedavide, temizlikte veya bazı ilkel kabilelerde batıl inançların tapınmalarında kulanılmıştır. Çiçekler ezildikten sonra sabun, kozmetik madde yapımında ve tedavi maksadıyla kulanılmıştır.

                          Bitkilerin çiçek, kök, gövde, reçine veya kabuklarından özel metotlarla damıtılarak esanslar eldeedilmiştir. Tarihte ilk defa su buharı ile damıtmayı (destilasyon) İbn-i Sina MS: 1000 yılında gerçekleştirmiştir. Büyük bir Türk alimi olan İbn-i Sina batılılar tarafından ya iranlı veya arap olark bilinmeke, fakat asla Türk olduğından baksedilmemektedir.

                          Arkolojik kayılardan destilasyonun MÖ: 3000 yıllarında şimdiki pakistanda kulanıldığı bilinmektedir. Sedir, tarçın ve çam terpeninin MÖ:1400'lü yıllarda Mısırda subuharı ile damıtılarak ve hatta eteryağı sabityağ içinde çözerek, bundan fitil, krem, yakı, ve tozlar imaletikleri tesbitedilmiştir. Filistin, Sümer, Asur, Rom, eski Hint ve eski Çinlerinde bitki esanslarını kulandıkları bilinmektedir.

                          İbn-i Sinanın (980-1037) su buharı ile damıtma (destilasyon) metodunu geliştirmiş ve tarihte ilk efa saf eter yağı (ucucu yağ, eterik yağ veya esans) eldeedilmiştir. Bu buluş tek başına İbn-i Sinaya ayit olmayıp kendinden önce bu alanda islam alimlerinin yüzlerce yillık bir çalışmasınıa son noktayı komuştur. İbn-i Sinanın yazdığı yüzlerce eserden malesef istifade edemiyoruz. Milli Eğitim ve Kültür Bkalıkları ne işe yarıyor.

                          İngiliz asıllı doktor ve astrolog Nicholas Culpeper (1614-16549) aromalı bitkiler üyerine araştırmalar yapmış ve eserler yayınlamıştır. Bir çok alim onu takipetmiştir. Aromaterapinin asıl kurucusu frasız asıllı kimyacı Rene’ ‚Maurice Gattefosse’ olup 1936 yıllında ‚Aromaterapi’isimli eserini yazmış ve o günden beri bu ilim dalı Aromaterapi diye anılmnıştır.

                          İmal (üretme) metotları:
                          Eter yağına yağdenmeine rağmen dier yağlara benzemez. Örnerğin ayçiçekyağı, zeytin yağı veya bademyağı gib yağlar sabit yağlardır. Oysa eter yağı yüksek kaliteli ucucu yağlardır. Eter yağı suda çözülmez veya çok kötü karışırken sabit yağlar ve alkolle çok güzel karışır.Eter yağı aromalı bitkilerin genelikle beli bölgelerinde: yaprak, çiçek, kabuk, gövde, kök veya reçinesinde yoğunlaşırlar. Bazı bitkilerden ise aynı anda daha fazla ve farklı eter yağı eldedilebilir. Örneğin portakalın çiçek, yaprak ve meyve kabuğundan üç farklı eter yağı kazanılır.

                          Destilasyon:
                          Destilasyon ok yaygın olarak kulanılan bir metotdur. İnce kıyılan aromalı bitki drogu içi damıtılmış sula dolu olan destilasyon balonuna (topar) konur ve alttan ısıtılınca bitkinin birleşimindeki eter yağı çözülerek gaz haline gelir. Gazhalie gelen et yağı eafında soğuksu akıntısı olan bir borudan (kondensör) geçirilince tekrar sıvılaşır ve özel bir balonda (cam balon) toplanan eter yağı eldeedilir. Su buharı ile damıtmada aşırı sıcak ve yüksek basınç eter yağının kalitesini düşürür.

                          Yağda bekletme (Enfleurage):
                          Bu metot destilasyondan çok farklıdır. Burada çok narin olan çiçekleriden eter yağı elde etmek için bu metot kulanılır. Cam üzerine yayılan tereyağ üzerine bir sıra çiçek dizilirve onun üstüne tekrar tereyağı yayılır ve üzerine çiçek dizilir ve buna 5-6 kat oluncaya kadar devamedilir. Bitki çiçeğine göre bu 1-4 hafta bekletildikten sonra destilasyonu yapılır. Bu metotla eldeedilen eteryağı en kaliteli olanıdır, fakat bu metot çok pahalı olduğundan pek kulanılmaz.

                          Solvenle (eriten, çözücü) eter yağı eldeetme:
                          Solvenle eter yağı eldeetme çok ucuz ve çok basit bir yöntemdir. Eter yağı içeren bitki druğları ince kıyıldıktan sonra içi solvenle dolu cam balona konur destilasyonu yapılır. Solven genelikle heksan veya petroleter gibi zehirli kimyasal çözücüler olduğundan bunların destilasyondan sonra eter yağından ayrılması yüzde yüz mümkün olmadığıdan dahili olarak kulanılmaları mahsurlu olabilir.

                          Soğuk baskı ile eldeedilen eter yağı:
                          Bu metotla meyve kabukları soğuk baskı ile eter yağı eldeedilr. Bunların başında portakal-, greyfurt-, limon-, ve turunç kabukları gelir. Meyve kabuklarının ilaçlanmamış meyvelerden olması gerekir aksi halde faydadan çok zarar verebilir. Günümüzde ilaçlanmamış turunçugiller bulmak adeta imkansızdır, bu nedenle bu konu çok önemlidir.

                          Eter yağının kulanım alanları:
                          Eter yağının kulanım alanları oldukca çoktur ve burda ancak bir kaçına değineceğiz. Bazı eter yağları çok yoğun olduğundan inceltilmeden kulanılması mahzurludur ve özeliklede bu konuya hamilelerde ve bebeklerde dikkat edilmelidir. Yetişkinlerin kulandıkları bazı eter yağları 6 yaşından küçükler için mahsurludur, örneğin okaliptus yağı içeren doğal ilaçlar. Aromalı doğal ilaçlar genelikle 4-6 adet bitki eter yağının karışımından elde edilen iksirler kulanılır.

                          1 Aroma yağı:
                          Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.

                          2 Masaj yağı:
                          Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.

                          3 Enhelesyon yağı:
                          Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.

                          Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.

                          Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler. Bu nedenle ne kimyasl nede bitkisel hiç bir ilaç bu iki doğal ilaçın yerini alamaz.

                          1 Deri bakımı için eter yağları:

                          Antimikrobik: Kekik, adaçayı, mele, karanfil, lavanta, limon, terpentin okaliptus

                          İltihapları önleyici: Papatya, lavanta, civanpercemi

                          Antimikozit (Mantarları yokedici): Lavanta, mirra, mele, civanpercemi

                          Haşerelere karşı: B. Itır, karanfil, sedir, civanpercemi, okaliptus

                          Yara iyileştirici: Lavanta, günlük, gül, neroli, papatya

                          Dezodorizan (kötü kokuyu yok edici): Selvi, ardıç, limonçayırı, kekik, adaçayı

                          2 Sindirim rahatsızlıklarında eter yağının etkisi:

                          Krampları çözücü: Nane, kimyon, papatya, turunç, rezene

                          Şişkinliğe karşı: Turunç, nane, reyhan, rezene

                          Safra arttırıcı: Nane, lavanta, kimyon

                          Karaciğeri güclendirici: Nane, lavanta, biberiye

                          İştah açıcı: Turunç, zencefil, anasom, melekotkökü, portakal

                          3 Kandolaşımı, kas ve eklem rahatsızlıklarında eter yağını etkisi:

                          Tansiyon düşürücü: Limon, ylang-ylang, mercanköşkü, lavanta

                          Tansiyon yükseltici: Biberiye, kekik, okaliptus, nane

                          Lenefleri çalıştırıcı: Huş, Greyfurt, rezene, limon

                          4 İdrar yolları, cinsel organlar ve hormon rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:

                          Krampları çözücü: Misk adaçayı, lavanta, yasemin, papatya

                          Antimikrobik: Mela, bergamiye, sandelodunu, papatya

                          Cinsel gücü arttırıcı: Kakule, neroli, yasemin, gül, ylang-ylang, misk adaçayı

                          Süt arttırıcı: Anason, rezene, yasemin, kimyon

                          Rahimi kuvvetlendirici: Mirra, gül, günlük, oğulotu, yasemin

                          Adet düzenleyici: Misk adaçayı, rezene, nane, papatya

                          5 Nefesyolları rahatsızlıklarına karşı eter yağının etkileri:

                          Balğam söktürücü: Terpentin (çam yağı), kekik, mirra, rezene, çam,okaliptus,sandelodunu

                          Antimikrobik: Huş, greyfurt, limon, rezene

                          6 Sinir sistemini kuvvetlendirici eter yağları:

                          Teskin edici: Bergamiye, limon, oğulotu, papatya, lavanta

                          Uyarıcı: Neroli, nane, ylang-ylang, yasemin, reyhan

                          Sinirleri güçlendirici: Oğulotu, lavanta, biberiye, ardıç, papatya, misk adaçayı

                          7 İmmün (bağışıklık) sistemini kuvvetlendirici eter yağları:

                          Ateş düşürücü: Adaçayı, nane, limon, reyhan

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: Altarnatif Tıp

                            Bitkilerle Tedavi (puf noktalari)

                            Adale ağrısı
                            nane yağı ile mesaj yapılır.

                            Adet ağrılarını önleyici

                            1
                            atkuyruğu (yaz sürgünü) 25 gram
                            beşparmakotu (kök) 25 gram
                            kediotu (kök) 25 gram
                            civanperçemi (bitki) 25 gram
                            1-1.5 çk karışım alınır, kaynatılmış 1 çf suda 10-15 dakika demlenir, süzülür
                            günde 2 kez yemek aralarında içilir birer çf içilir.


                            2
                            propolis
                            genç kızların menstrüasyon başlama dönemindeki sancılanma çok veya az gelme şikayetlerinin ortadan kalkmasına yardım eder. menopoz döneminde kadınlara ateş basması, baş ağrısı, ani terlemeler, solunum darlığı gibi şikayetlerinin sona ermesine de yardımcı olmaktadır. tentürü bala karıştırılarak ağızdan alınabilir.


                            Adet düzenleyici

                            beşparmakotu (kök) 25 gram
                            çobançantası (bitki) 25 gram
                            civanperçemi (bitki) 25 gram
                            saplı meşe (ağaç kabuğu) 25 gram
                            1 yk karışım 1 çf suda 8-10 dakika kaynatılır, süzülür
                            her gün 1-2 çf içilir


                            Adet kanaması (az)

                            ısısı giderek arttırılan ayak banyoları uyarıcıdır ve adet kanamalarını güçlendirir. ayak banyosu yapılabilecek bir kaba, 30-35 derece sıcaklıkta bir miktar su konur ve banyoya başlanır. 5 dakika sonra, banyo suyuna yavaş yavaş daha sıcak su eklenerek, 5-10 dakika içinde su ısısı 40-45 dereceye kadar çıkarılır. banyo sonunda ayaklar kurulanır ve sıcak tutulur. ayak banyosuna, adet döneminden 7-8 gün önce başlanmalı ve kanama başlayana kadar sürdürülmelidir.

                            Adet kanaması (çok)

                            1-genelde kramp çözücü etki içeren magnezyum içerikli besinlere ağırlık verilmelidir. bu mineral, sebze ve meyvede bolca bulunur. hatta, adet döneminden birkaç gün öncesinden başlanarak, magnezyum tabletleri de kullanılabilir.

                            2-gül veya çam kokusu rahatlatıcı olabilir. içine bu bitkilerden birinin esansından birkaç damla karıştırılmış su dolu bir çanak yatak odasında bulundurulmalıdır.

                            3-kanama süresince, çay, kahve ve sigaraya ara vermek gerekir. çünkü, kafein, tein ve nikotin, damarların daralmasına yol açarak, bedenin rahatlamasını zorlaştırır.

                            4-kramp eşliğindeki güçlü kanamalara karşı, kramp çözücü civanperçemi, kan durdurucu atkuyruğu veya çobançantası bitkilerinin çayı mutlaka denenmelidir. günde 2-3 bardak çay, adet döneminin 2-3 gün öncesinden başlanarak, yemeklerden önce, tatlandırılmadan içilir

                            Adet söktürücü

                            çöplemecik kökü
                            kanaryaotu
                            kara ardıç yaprağı
                            maydanoz meyvesi
                            pelinotu
                            safran
                            sedefotu

                            Ağır işte çalışanlar ve sporcular

                            süzme bal
                            ağır spor yapmaları ve ağır işte çalışmaları nedeni kilo kaybedenler, gün boyunca eşit aralıklarla 10-20 ç.k. bal yemelidir. ölçü yapılan spora, işe ve vücut yapısına göre değişmektedir. voleybol gibi, ara verilerek oynanan oyunlarda oyunculara bal veya ballı su verildiğinde oyuncuların oyuna daha canlı devam ettikleri yapılan birçok deneme sonucu saptanmıştır. not: bal yenildikten en çok 20 dak. sonra kana karışır.

                            Ağız ağrısı

                            ayva
                            böğürtlen yaprağı
                            gül çiçeği
                            hatmi yaprağı
                            karadut meyvesi
                            limon suyu

                            Ağız boğaz iltihabı

                            bir bardak suya bir yemek kaşığı keten tumu kaynatılır. ılık gargara yapılır. arpa çayı içilir.

                            Ağız kokusu

                            1-bal, zeytinyağı ve propolis eşit oranda karıştırılarak hazırlanır.
                            yatmadan önce dişetleri iyice masajlanır

                            2-mersin (yaprağı) 3 gram 3 gram yaprak 200 ml suda 5 dakika kaynatılır, süzülür. 3-4 kez ağız bu sıvı ile çalkalanır.

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: Altarnatif Tıp

                              Meditasyon

                              Meditasyonun oldukca çok türleri mevcuttur

                              1 Bunlardan biride kişinin kendi kendini telkin (autosuggestion) yapmasıdırki bu oldukca çok etkili bir yöntemdir. Kişi bu metodu kendi üzerinde tatbik ederse zamanla etkisini görür. Fansiz asıllı Dr. Kuhne bu metodu keşfetmiş ve hastalarını 3-5 x 20 defa „Ben hergün daha keşfetmiş ve hastalarını 3-5 x 20 defa „Ben hergün daha daha iyiyim“ (Es geht mir immer besser und besser) veyahutta „ Ben herdurumda, herşarta vede herzaman daha daha iyiyim“ gibi değişik fakat hep olumlu vede aynı sözlerle hastalarını tedavi etmiştir.

                              Kendi kendine telkin veya otojenik telkin diye bileceğimiz bu metotola kişi beyni dahi istediği gibi programlıyabilir. Tabiki bu zaman ve konsentrasyona bağlı bir durumdur. Asrımızın en büyük psikoterapistlerinden Dr. Joseph Murphy’de hastalarını bu şekilde tedavi etmiştir. Kişinin buna inanmasi en öneli faktördür, ya tutarsa diye vesvese ile bir netice elde edilemez.

                              2 Birde Otojenik eğitim (autogenic trainig) diyebileceğimiz bir metot vardirki, burada kişi kendine sakin, sesiz ve rahatca uzana bileceği bir yer seçer, bu yatak veya kavuç olabilir. Human Power prensiplerine göre şayet bir kişide sinirlilik, gerginlik, stres, huzursuzluk, depresyon ve uyuyamama gibi psikolojik vede sinirsel rahatsızlıkar varsa, o kişi rahat bir yatağa yatar. Her defasında sırası ile üç defa rahatladım diye kendi sesini duyacak şekilde tekrarlar, tabiki gözlerinin kapalı oması vede kulağınıda kenidi sesine vererek konsentre olması gerekir. Tekrarlanması gereken kelimeler: altçene, üstçene, üstdudak, altdudak, yüz, göz, kulak, kafa derisi, omuz, sırt, bel, kalça, ayaklar, kollar, akçiğer, mide-bağırsak, karaciğer-safra, sinir sistemi, kaslar ve beyin kelimeleri sırasi ile tekrarlanır.

                              Örneğin üç defa: altçenem rahat, altcenem rahat, altcenem rahat dersiniz ve bunu diğerleri takipeder. Şayet bunu yaparken konsentre olursanız, kaslarınız gevşer, sinirlreiniz gevşer ve rahatlarsınız. Bu çok basit metodu tatbikedebilirseniz uyku ilaçı veya sinir hapına gerek kalmadan rahatlarsınız. Meditasyon yapmadan önce Naneçayı içerseniz krampların daha çabuk gevşediğini görürsünüz. Meditasyon yapanlarına kesinlikle ölüm kelimesini kulanmamaları gerekir, çünkü çok yogun konsentre olarak yapılan meditasyon sırasında ölüm gibi kelimeler şuur altına etki ederek kişinin ölümüne sebep olabilir.

                              3 Geleneksel Çin Tıpına göre Nefesalış-veriş teknikleri (Nach Traditionelle Chinesische Medizin Atemtechnik) veya kısaca Çin usulü nefesalış-veriş tekniğide denir. Buna göre kişi nefes alırken burnundan alır ve oldukca yavas nefes alırken içinden 10’a kadar sayar. İkinci devrede ise nefes bir müdet tutulur, bu takriben 6 saniye yani içimizden altıya kadar sayabilecek şekilde tutulur. Üçüncü devrede ise dudaklar büzülür ve oldukca yavaş ve ıslık çalarmış gibi nefes verilir ve bu içimizden 30’a kadar sayabileceğimiz bir süre devameder. Bu nefesalış veriş tekniğini günde 3 x 5 defa tekrarlarsa vücudumuzun oksijen ihtiyacı karşılanmış olur. Bu tekniği özeliklede astım rahatsızlığı olanların öğrenmelerinde büyük faydalar vardır.

                              4 29.03.94'de kütüphanede çocuklara kitap alrken bir teyip kaseti dikkatimi çekti. Aldım ve evde dinledim. Söylenenleri aynen yaptğımda namazdaki Rükun ve Kiyamı tekrarladığımı faketim. Buna göre: Hareketler çok yavaş adeta dudaklar ıslık çalıyormuş gibi büzük bir şekilde mümkün oldukca uzun bir sürede nefes ayaktan (Kiyamdan) Rükuna dogru giderken verilecek. Dizkapak düz ve ayaklar hafif açık tam 90 derece üçgen gibi yani Rükun gibi eğilecek. Yine çok yavaş bir şekilde doğrulurken Burundan nefes alınacak.

                              Bu hareketin günde 3 kere 20 defa tekrarlanması istenmektedir. O zaman akçiğerler en mükemmel şekilde oksijen ihtiyacını karşılıyacağı beyan etmektedir. Kaseti Jurgen Grieshaber hazırlamış olup Schwanheim kütüphanesinde 91-16141 numara ile kayıtlıdır. O halde namazı oldukca yavaş kılmak sağlıklıimiş. Namaz motivasyondur.

                              5 1982-1983 yıllarında Tek-wan-do kursuna gittim. Orada hocamız bize bağdaş kurarak veya diz bükerek (Ethahuyatude oldugu gibi) oturmamizi istedi. Beş dakika süren bu oturmadan sonra tekrar gymnastiklere başladık. Ben ona "Neden bu hareketi yapiyoruz?" dedim. Tek-wan- do hocası ( Kim kiwang ju) "Hergün bu şekilde 5 dakika oturursanız Akçiğerleriniz ogün ihtiyacınız olan oksijeni depolar. Buda sizin yorulmanızı önler. Sporda daha başarılı olmanızı sağlar, gücünüz ve kuvvetiniz hemen bitmez." dedi. Bende ona "Biz günde 5 defa namaz kılıyoruz ve Namaz kilarken hergün 21 kere bu hareketi tekrarliyoruz." dedim. Oda "O zaman sizin bunu yapmanız gerkmez". dedi. Dua motivasyondur.
                              6 1997-1998 yıllarında Human Power'nın motivasyon kurslarına katıldum. Kursun Alman Hocası "Bizlere ne mutluki haftada bir kezde olsa kiliseye gidip rahatlıyoruz ve günlük stresi üzerimizden atıyouz" dedi ve bana bakarak "Siz müslümanmısınız" dedi. Bende evet dedim. Oda" Siz bizden daha şanslısınz, çünkü günde 5 defa Allaha yöneliyor ve dünyayı kısa bir süre içinde olsa unutuyorsunuz" dedi. Samimi ibadet motivasyondur.

                              Kader

                              Dünya’da birgün 24 saat, Jupiter’de birgün 72 saat, Pluto’da birgün 224 saat ve en yakın yıldızda birgün 5 milyon ışık yıldır. Yani zaman Güneşe yaklaştıkca daralır ve uzaklaştıkca yok olur. Kainatta bilinen 250 milyar Güneş ve bunlara bağlı onlarca gezegen vede milyonlarca yıldız vardır. Dünyadaki milyonlarca yil bu Güneş sistemi dışında ancak birkaç saniyeye eşittir. Bu nedenlede Peyyganber Efendimizin Miraca çıkması ve bir çok olay yaşadıktan sonra geridönmesi gayet normaldir.
                              Bu Güneş sisteminin dışında zaman ve mekan yoktur. Zaman ve meken bizim içindir, kainatın yaratıcısı için zaman ve mekan sözkonusu değildir. Karınca bizi ne kadar anlıyabiliyorsa bizde Allahı o kadar anlarız. Kaderimizi Allah yazmıştır, fakat bizede bir irade vermiştir. Bu nedenlede yaptıklarımızdan sorumluyuz. İnanan insan güçlü insandır ve psikolojik problemlerini daha kola atlatır.

                              Günümüzde ABD ve AB ülkelerinde insanlar varlıklı olmalarına rağmen yaşadıkları ruhi rahatsızlıkları atlatamamaktalar ve birlerce insan intihar etmektedir. AB ülkelerinde yüzbin kişide 30 kişi yılda intihar etmekte ve ADB sadece okul çağındaki gençlerden 1474'ü 2002'de intihar etmiştir.
                              Son düzenleme delphin; 22-01-2007, 02:21.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: Altarnatif Tıp

                                Şifalı Bitkiler

                                Abdestbozanotu

                                ( pimpinella saxisfrage) :Gülgillerden; siyah ve yeşil boya çıkartılan bir bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetre kadardır. Kökü akıcıdır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Mideyi kuvvetlendirir. Göğüs ağrılarını dindirir. Ateşi düşürür. Boğmaca, öksürük ve baş ağrılarını keser. Vücuda dinçlik verir. Balgam ve ter söker. Burun kanamalarını keser. Bademcik şişlerini indirir. Mide yanması ve bağırsak gazlarını giderir. Çıbanın olgunlaşmasına yardım eder.

                                Acı ağaç ( kuvasya ağacı ) :

                                Sedefotugillerden; 2-3 metre boyunda küçük bir bitkidir. İnce kabuklarının üzerinde sarı benekler vardır. Çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde acı ağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. Hekimlikte; kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etkili maddesi "Quassine"dir. Çok acıdır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.

                                Acıbakla ( Lupine, Lupin, Lupine) :

                                10-100 cm yüksekliğinde, sık tüylü, bir senelik bitkidir. Yaprakları el şeklinde parçalı, uzun saplı, 5-9 yaprakçıklıdır. Çiçekleri dik salkım durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yaprağı kelebek şeklindedir. Yahudi baklası diye de tanınır.Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir. Memleketimizde üç türü bulunmaktadır.- Beyaz yahudi baklası: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yıllık bir bitkidir.- Sarı çiçekli yahudi baklası: Vatanı, Orta ve Güney Avrupa’dır.- Mavi çiçekli yahudi baklası: Vatanı, Akdeniz çevresi memleketleridir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Tohumlarının idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düşürücü tesiri vardır. Bazı türlerinin kavrulmuş tohumları “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanılmaktadır. Fakat alkaloid taşıyan türlerinin bu şekilde kullanılması tehlikelidir.

                                Acıçiğdem ( Herbstzeitlose, Krokus, Colchique, Colchicum, Autumn crocuses) :

                                Boyu 10-30 cm yüksekliğe ulaşan, otsu ve yumrulu bir bitkidir. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçalı çiçekler açar. Yaprak ve meyvaları ise ilkbaharda ortaya çıkar. Sonbaharda çiçek açtığından dolayı halk arasında “güz çiğdemi” olarak da bilinir.Yetiştiği yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nın sulak çayırlarında bol miktarda yetişir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Tıbbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanılan kısmı yumru ve tohumlarıdır. Tohum ve yumruların idrar arttırıcı, terletici, müshil ve romatizma ağrılarını dindirici etkisi vardır. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelliği olduğundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanılabilir. Eskiden halk arasında romatizma ağrılarını dindirmek için haricen kullanılırdı. Bunun için bir tutam acı çiğdem tohumu, 2-3 diş sarmısak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kısım bir tülbente emdirilip, ağrıyan kısma sarılır. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanır.


                                Adaçayı ( salvia officinalis ) :

                                Ballıbabagillerden; özellikle Akdeniz bölgesinde yetişen ıtırlı bir bitkidir. Menekşeye benzeyen çiçekleri haziran, temmuz aylarında açar. Yaprakları uzun, kenarları tırtıllı, beyazımsı yeşil renktedir. Hafif kafuru kokusu vardır. Çiçek açtığı zaman toplanıp, kurutulur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Mide va bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir.


                                Adamotu (Alraunwurzel, Mandragore, Mandrake) :

                                Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı ve kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. Kökleri insana benzediği için, bu isim verilmiştir.Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güney Anadolu.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Kökleri % 0,3 oranında Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini taşır. Bundan dolayı zehirli bir bitkidir. Ağrı kesici, yatıştırıcı, cinsel gücü arttırıcı etkileri vardır. Halen tedavide çesitli preparatların terkibinde kullanılmaktadır. Rastgele kullanıldığında zararlı olur.


                                Adasoğanı (Scille, Scillae bulbus, Sea onion, Urginea maritima) :

                                Zambakgillerden bir çesit bitkidir. Yaprakları uzun şerit şeklindedir. Çiçekleri yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı, bir insanı rahatça öldürebilir. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanılmamalıdır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İdrar söktürür. Kalp hastalarında vücudda biriken suyu boşaltır. Azotemiyi azaltır. Böbrek hastaları kullanmamalıdır.


                                Ahlat (Yaban armudu, Piraster, Pirus elaegrifolia, Wild pear-tree, Poirier sauvage) :

                                Gülgillerden, kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında, filizi ezilip yaraya sürülür.


                                Ahududu :

                                Ağaç çileği ve sultan böğürtleni olarak tanınır. Haziran-Temmuz ayları arasında beyazımtırak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çalı görünüşünde bir bitkidir. Dağlık mıntıkaların orman ve korularında tesadüf edilir. Gövdesi dallı, dikenli ve yatıktır. Yaprakları 3-5 parçalı, sivri uçlu, yaprak sapı kıvrık dikenlidir. Çiçekleri ekseriya dalların ucunda 5-10 çiçekli salkım halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kırmızı renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve agustos aylarında olgunlaşır. Çoğu çesitleri bahçelerde yetiştirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralık bırakılmak suretiyle dikilir. Ahududurar her 6-7 senede bir yenilenmelidir. Türkiye’de; Ege, Marmara, Karadeniz bölgelerinde yetiştişir

                                Kullanıldığı yerler:
                                Kullanılan kısmı, meyve, çiçek ve yapraklarıdır. Meyveler tamamen olgunlaştıkları zaman toplanır. Yapraklarında tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) şeker, pektin, uçucu ve sabit yağlar bulunmaktadır. Yaprakları bogaz hastalıklarında gargara için kullanılır. Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastalıklarında faydalanılır. Taze olarak, şeker ve böbrek hastalıklarında perhiz yiyeceği olarak istifade edilir. Halk arasında ishal ve ateşli hastalıklara karşı tavsiye edilir.


                                Akasya ( salkım ağacı) :

                                Baklagillerden; bir çeşit süs ve gölge ağacıdır. Salkım çiçekli ve küçük yapraklıdır. Çiçekleri güzel kokar. Çiçekleri kullanılır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Astım ve Nefes darlığını giderir.


                                Akdiken (Gemeiner Kreuzdorn, Nerprun Alaterne, Common Buckthorn) :

                                Mayıs-Haziran aylarında, sarı-yeşil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir ağaçtır. Orman ve koru kenarlarında bulunur. Dalları karşılıklı, uçları diken halindedir. Yaprakları karşılıklı ve saplıdır. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmıştır. Küre şeklinde ve bezelye büyüklüğündeki meyvası evvela yeşil, olgunlukta morumsu-siyah renk alır.Türkiye’de yetiştiği yerler: Bolu ve Trabzon civarıdır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Bitkinin kullanılan kısmı taze meyvalarıdır. Meyvalerında yağ, renkli maddeler, şeker ve glikoz vardır. İyi bir müshildir. Şurubu yapılır. Müshil ilacı olarak kullanılır. Bunlardan başka meyvalarından yeşil bir boya da hazırlanır. Memleketimizde yetişmekte olan bir Akdiken çeşidi de “Cehri” adıyla anılır. Bu cins sadece memleketimizde yetişir.


                                Akkuş ağacı ( kayınağacı )

                                Kayıngillerden; nemli topraklarda yetişen bir ağaçtır. Meyveleri küçüktür. Yaprakları ilkbahar aylarında toplanıp kurutulur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İdrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Şişmanlamayı önler. Romatizma ağrılarını dinlendirir. Ayak kokularını keser. Saçları gürleştirir, kepekleri yok eder. Cilt hastalıklarını tedavi eder. Kalp kifayetsizliğinin sebep olduğu idrar tutukluğunu giderir. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi ve albüminde faydalıdır.


                                Alıç ( Ekşimuşmula )

                                Gülgillerden; kırlarda yabani olarak yetişen bir ağaçtır. Meyveleri; küçük muşmulaya benzer, kırmızı renklidir. Tadı mayhoştur. Hekimlikte meyvesi kullanılır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.


                                Altınbaşak otu

                                ( solidago officinalis )İdrar tutukluğu, albümin, nefrit, üremi ve sistit tedavisinde kullanılan bir çeşit bitkidir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.


                                Altınkökü ( ipeka )

                                Güney Amerika'da yetişen bir bitkidir.Kullanılığı yerler:Az miktarda kullanıldığı takdirde tatlandırıcıdır. Yüksek dozlarda kullanılırsa kusturur, ishal yapar. Müzmin bronşitte ifrazatı artırır.


                                Amberkabuğu ( croton elutheria )

                                Antil adalarında yetişen "liquidamber/sığla ağacı" denilen ağacın kabuğudur. Kabukların dışı kahverengiye yakın gri; içi ise sarıdır. Yandığı zaman hoş bir koku verir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Dizanteri ve ishali keser. Hazım bozukluklarını giderir. Kansızlıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır.


                                Amberbaris ( kadıntuzluğu )

                                Yabani, çalı şeklinde, sarı çiçekli bir ağaçtır. Kökü acıdır. Yaprakları ve yemişi tatlıdır. Seyrek ormanlarda bulunur. Boyu 2-3 metre arasındadır. Meyvelerinde bol miktarda C vitamini vardır. Meyveleri, kabukları ve kökü kullanılır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını iyileştirir. Ateşi düşürür. Hazım bozukluklarını giderir. Bağırsak iltihaplarını tedavi eder. Öksürüğü keser. Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar. Ağız yaralarını iyileştirir. Kan dolaşımını düzenler. Yüksek tansiyonu düşürür. Siyatik, romatizma ve eklem ağrılarını giderir.


                                Anason (Anis, Anis, Anise)

                                Haziran-Agustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitki. Gövde dik, silindir biçiminde, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yaprakları uzun saplı, oval veya kalb biçimindedir. Çiçekler bileşik şemsiyelerde toplanmışlardır. Meyveleri armut şeklinde küçük, üzeri tüylü, yeşilimsi sarı renklidir.Başta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetiştirilir. Kültür anasonunun vatanının Anadolu olduğu tahmin edilmektedir. Meyvalarında nişasta, müsilaj, sabit ve uçucu yağ bulunmaktadır. Uçucu yağ miktarları bitkinin cinsine ve yetistiği yerin şartlarına bağlıdır. Uçucu yağın % 80-90’i anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi şok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buharı distilasyonu ile elde edilen anason yağı, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur. Anason tıpta midevi, bağırsak gazlarının teşekkülünü önleyici, hazmı kolaylaştırıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır. Ayrıca nefes darlığı, öksürük ve kalb çarpıntısı rahatsızlıklarında da etkilidir. Anason yüksek dozda alındığında baş ağrısı, uyuşukluk, görme zorluğu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastalığına sebeb olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede teşekkül eden gazları gidermede çok faydalıdır. Bebekler için bir çay kaşığı tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazırlanır. Yemeklerden önce veya süte katılarak bir kaç çay kaşığı verilir. Büyükler % 1-2’lik çayını günde 2-3 bardak alabilir. Türkiye’de Bütün Anadolu'da yetişir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Kullanılan kısmı, meyvaları ve yapraklarıdır. Meyveleri tamamen olgunlaştıktan sonra toplanır ve gölgede kurutulur. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığıi giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür. İdrar artırır. Migren ağrılarını keser. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir.


                                Andızotu (Atgözü, Kızılağaç, Inula, Inula helenium, Annuèe inule)

                                Bileşikgillerden, nemli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan bir çesit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sarı renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük, fıstık kozalağına benzer.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücudda biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, İdrar yolları hastalıklarında faydalıdır. Nefes darlığıını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kaşıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman, mide bulantısı yapar.


                                Antepfıstığı ( Şam fıstığı)

                                Antepfıstığıgiller familyasındandır; Gaziantep havalisinde yetiştirilen, 5-10 metre yüksekliğinde bir ağaç ve bunun meyvesidir. İçeriğinde sabit yağ, sakkaroz ve proteinli maddeler vardır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Vücudun gelişmesini sağlar. Bedeni ve zihni gücü arttırır. Cinsel istekleri kamçılar. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir. Göğsü yumuşatır, öksürük söktürür.


                                Ararot ( Maranta nisastası, Arrow-root )

                                Sıcak iklimlerde yetişen "Maranta" adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Çocuk maması yapımında kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahat dönemindeki hastalara verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.


                                Ardıç (Wacholder, Geniévre, Juniper) :

                                Kışın yapraklarını dökmeyen daimi yeşil ağaçlardan. Yaprakları küçük pulsu veya iğne şeklinde olup 1-2 cm uzunluğundadır. Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir. Ardıç yemişi diye anılan kozalakları dişi ağaçlar üzerinde bulunur. Ardıç türleri kozalaklarının büyüklüğüne, rengine ve özellikle her kozalağın içinde bulunan tohumlarının sayısına göre birbirinden ayırt edilir.Çesitleri ve kullanıldığı yerler: Sıcak iklimlerde ve korunmuş alanlarda ağaç gibi büyümesine karşılık, soğuk bölgelerde çalı manzarasındadırlar. Genel olarak odunu yumuşak ve dayanıklıdır. Kurşun kalem yapılır. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanılır. Bütün Kuzey Yarımküre’de yetişen 60 türü vardır. Memleketimizde 8 ardıç türü yetişmekte olup önemlileri şunlardır:- Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygındır. Çalı veya küçük bir ağaç şeklindedir. Yaprakları üçlü ve batıcıdır. Kozalakları kırmızımsı olup iki tohumludur. Dallarından elde edilen katranı cilt hastalıklarında kullanılır.- Adi ardıç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalımsı veya küçük agaçlardandır, yaprakları batıcıdır. Kozalakları mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. İdrar söktürücü olarak kullanılır.- Bodur ardıç (Juniperus nana): Memleketimiz dağlarında, özellikle Kuzey Anadolu dağlarında geniş topluluklar meydana getirir. Kozalakları mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.- Kokar ardıç (Juniperus foetidissima): Doğu Akdeniz Bölgesi ağacıdır. Memleketimizin dağlık yerlerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli, kozalakları mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildiği zaman fena kokular çıkarır.- Yüksek ardıç (Juniperus excelsa): Memleketimizin dağlık bölgelerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli değildir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.- Finike ardıcı (Juniperus phoenicea): Batı ve Güney Anadolu’da yetişen çalımsı, bodur ağaçlardandır. Kozalakları kızılımsı kahverengi, 4-9 tohumludur.


                                Armut ( pirus communis ) :

                                Gülgillerden; çiçekleri beyaz bir ağacın meyvesidir. Armut; suluca yumuşak tatlı ve küçük çekirdeklidir. Rengi sarı ile yeşil arasında değişir. Ankara, Mustabey, Çengel, Kumla, Bey olmak üzere birçok çeşidi vardır.Kullanildigi yerler: Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. İdrarı bollaştırır. Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir, kabızlığı önler. Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu giderir. Susuzluğu keser. Tükürük ifrazatını artırır. Hamilelerin kusmalarını azaltır. Hazımsızlığı giderir. Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır. Şeker hastaları da yiyebilir. Midesi zayıf olanların kompostosunu içmeleri tavsiye edilir. Yemeklerden önce yenecek olursa daha faydalı olur.


                                Arpa ( hordeum vulgare )

                                Buğdaygillerden; taneleri ekmek ve bira yapmakta kullanılan bir bitkidir. Hayvan yemi olarak da verilir. Nişastası boldur. Kavrulup kahveye de karıştırılır.Kullanildigi yerler: İdrar söktürür. Mesane ve idrar yollarındaki iltihapları temizler. Böbrek ve kum taşlarının dökülmesine yardım eder. Prostat büyümesini önler. Asabi kusmaları durdurur. Boğaz ve yarımbaş ağrılarını dindirir. Dil iltihaplarını giderir. Temriye ve mayasılda haricen kullanılır.


                                Aslanağazı (Kurtagzı, Tavşandudağı, Anthirinum, Linaire, Muflier) :

                                Türlü renklerde yetişen güzel görünümlü bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.Kullanildigi yerler: Balgam söktürür. Bronşitte rahatlık verir.


                                Aslandişi (Yabani acimarul, Karahindiba, Taraxacum officinalis, Dent de lion, Dandelion)

                                Bileşikgiller familyasından, yol kenarlarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet şeklindedir. Çiçekleri sarıdır. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve şeker vardır. Yaprakları ilkbahar, kökleri ise sonbahar aylarında toplanıp kurutulur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Gögsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciger şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taşlarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze filizleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Ögütülen kökü, kahveye de katılır.


                                Aslanpençesi ( alchemila vulgaris ) :

                                Gülgillerden; çayırlarda, ormanlarda yetişen ve türlü çeşitleri olan bir yabani bitkidir. 5-7 parçalı olan yaprakları büyüktür. Kökü geniştir. Çiçekleri; ufak yıldız şeklinde olup, yeşilimtıraktır. Mart-Temmuz ayları arasında toplanıp, kurutulur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Ateş düşürür. Vücuda kuvvet verir. Yarımbaş ağrılarını keser. Anne sütünü artırır.


                                Asma ( vitis ) :

                                Asmagiller familyasından tırmanıcı, uzun ömürlü, ağaçsı bir bitkidir. Mayıs-Haziran ayları arasında çiçek açar. Gövdesi üzerindeki kabuklar zamanla esmerleşip şeritler halinde dökülür. Çiçekleri küçük, yeşilimsi renktedir. Yapraklarının taban kısmı kalp şeklindedir. Kenarları dişli ve ucu sivridir. Üst yüzleri tüysüz, alt yüzleri ise tüylüdür. Meyvelerine üzüm denir. Kuru veya yaş olarak yenir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.


                                At kestanesi ( hindkestanesi ) :

                                Atkestanegiller familyasından; süs olarak yetiştirilen iri bir gölge ağacıdır. Nisan-Temmuz aylarında çiçek açar. Meyveleri kestaneye benzer. İçinde nişasta, saponin ve yağ vardır.Kullanildigi yerler: Kabuklarından yapılan ilaçlar ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Tohumları ise romatizma ve mafsal ağrılarını giderir. Varis flebit ve basur memelerinin tedavisinde ve deri çatlaklarını gidermekte kullanılır.


                                At kuyruğu ( zemberekotu ) :

                                Atkuyruğugillerden; kök sapı ömürlü olan, nemli yerlerde yetişen bir bitkidir.Kullanildigi yerler: İdrar tutukluğunu giderir. İdrarı artırır. Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. İdrar torbasındaki iltihabı giderir. Kan işemeyi keser. Albümin miktarını düşürür. Zatülcenp ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Nikris ve romatizmanın şikayetlerini giderir. Tavsiye edilen miktardan fazla kullanılmamalıdır.


                                Ayı üzümü ( İt üzümü ) :

                                Fundagillerden; küçük taneler halinde kırmızı renkli yemişleri olan, tüylü bir bitkidir.1-3 metre yüksekliğindedir. Her mevsimde yaprakları vardır. Makilerde bulunur. Dalları kırmızımtırak kahverengidir. Yaprakları şimşir yapraklarına benzer. İçinde Hydrochinone vardır. Sonbahar aylarında toplanıp kurutulur. Çiçekleri pembe salkımlar halindedir. Ev ilaçlarında yaprakları kullanılır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Kuvvet verir. İshali keser. İdrar yollarını temizler. İdrar söktürür. Ateşi düşürür. İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardım eder. Prostat büyümesinden kaynaklanan şikayetleri giderir.


                                Aylandız ( kokarağaç ) :

                                Sedefotugillerden; bir çeşit süs ağacıdır. Çiçekleri uzun salkım şeklindedir. Kokusu keskindir. Meyveleri sonbaharda dökülmeden önce kızarır.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Bağırsak solucanlarını düşürür.


                                Aynısefa ( gecesefası ) :

                                Bileşikgillerden çiçekleri güzel, sarı renkli bir bitkidir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İdrar söktürür. Terletir. Aybaşı kanını söktürür ve aybaşı kanamalarının normal olmasını sağlar. İştah arttırır. Nikris ve sıracada da faydalıdır.


                                Ayrıkotu (GemeineQecke, Chiendent commun, Common Couch Grass, Scutch, Twitch) :

                                Temmuz-agustos ayları arasında yeşil veya morumsu-yeşil renkli başaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitkidir. Toprak altında çok fazla yayılmış olan ana kökleri bulunur. Bilhassa kumlu toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz ve içi boştur. Yaprakları dar, uzun, ince, paralel damarlı, sivri uçlu, koyu yeşil renklidir. Çiçekler gövdenin ucunda ve yassı bir başak durumunda toplanmışlardır. Meyve sarımsı renkli ve uzuncadır. Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastalıklarda kullanılan önemli bir halk ilacıdır. Kökler mesane ve böbrek iltihapları dahil, mesanedeki taş ve kumları düşürmek için kullanılan iyi bir idrar söktürücüdür. İdrar arttırıcı olarak mısır püskülü, arpa ile beraber kaynatılarak kullanılır. Hatta köpekler bile ağız ve barsaklarını temizlemek için bitkinin yapraklarını büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpekçimeni" olarak da bilinir. Tarlalarda belirtilen türden başka, buna çok benzeyen büyük ayrıkotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çeşidinin daha kalın kökleri olup, nişasta da taşımasıyla ayrılır ve digeri gibi kullanılır. Türkiye’de; İstanbul, Trakya, Mugla, Anadolu'da yetişir.

                                Kullanıldığı yerler:
                                Kullanılan kısımları kökleridir. Köklerinde triticin, uçucu yağ, müsilaj ve potasyum bulunur.


                                Ayva ( sefercel ) :

                                Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yenilmesi tavsiye edilmez. Komposto veya jöle yapılarak veya külde pişirildikten sonra yenmesi uygundur.

                                Kullanıldığı yerler:
                                İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler. Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir. Egzama kaşıntılarını ve basur memelerinin doğurduğu şikayetleri giderir. Kabızlık çekenler ve tansiyonu yüksek olanlar yememelidir.


                                Düzenleme
                                @delphin
                                Son düzenleme delphin; 22-01-2007, 02:30.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X