TRT'DENTRT'den Türk Kültürüne ArmağanDede Korkut Hikayeleri
Yine büyük bir projeye imza atan TRT; "Dede Korkut Hikayeleri"ni izleyicisiyle buluşturuyor. Efsanelerde yer alan gerçeküstü unsurları, gerçekçi kılmak için kullanılan teknolojiyle ve destansı bir anlatımla izleyici, Korkut Ata'nın "soy soyladı, boy boyladı" diye başlayan hikayelerindeki Tepegöz'le, Deli Dumrul'la, Boğaç Han'la, masalsı ve gizemli bir yolculuğa çıkacak.
Milletlerin en büyük kültür mirasları destanlarıdır. Yüzyılların ötesinden, tarih öncesi çağlardan süzülerek gelen destanlar, milletlerin hafızalarıdır. Tarihi olmayan milletlerin, tarih yapmamış milletlerin destanları da olmaz, olamaz.
Destanlar milletlerin başından geçen olayları, dünyaya bakış açısını, olaylar karşısında toplumsal tavrını, kısacası hayatını anlatır. Destan kahramanları, yıllar, yüzyıllar geçse de milletin hafızasından silinmez, kaybolmazlar. Onlar toplumlardaki "manevi vatandaşlar"dır.
Varlığı insanlık tarihiyle eş zamanlı olan Türk milletinin de büyük destanları vardır. Bu destanlar içerisinde şüphesiz en görkemlisi, en önemlisi "Kitâb-ı Dede Korkut" yani "Dede Korkut Hikayeleri"dir.
Çünkü "Dede Korkut Hikayeleri" Türk milletinin hayatıdır… "Dede Korkut Hikayeleri", Türk milletinin tarihidir… "Dede Korkut Hikayeleri", Türk milletinin kahramanlık abidesidir…"Dede Korkut Hikayeleri", Türkçe'nin şekillendiği en görkemli edebi eserdir… "Dede Korkut Hikayeleri", başlı başına Türk milletinin kendisidir, millî ansiklopedisidir…
Çünkü Prof. Dr. M. Fuat Köprülü'nün de ifadesiyle; "Terazinin bir kefesine Türk edebiyatının tümünü, diğer kefesine de Dede Korkut'u koysanız yine de Dede Korkut ağır basar."
Sinematografik Atmosferdeki Destanlar
Dev projelerin altına imza atan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, "Dede Korkut Hikayeleri"ni ekrana taşıyarak, Türk kültür hayatı ve Türk televizyonculuğuna görkemli bir armağan sunuyor. Lirik bir destan olan "Dede Korkut Hikayeleri"ni, sinemanın büyülü diliyle buluşturacak olan proje, yeni yılda ekrana gelecek.
Gerek oyuncu, gerekse yapım ve çekim ekibiyle göz dolduran "Dede Korkut Hikayeleri"nde en son teknolojinin sunduğu tüm imkanlar kullanılıyor. Ağustos ayından bu yana Kapadokya'da çekimleri süren dev yapım, Attila Candemir (Yönetmen), Abdullah Yörük (Yapımcı), Atilla Engin (Senarist), Gökhan Kırdar (Müzik), Sinan Güngör (Görüntü Yönetmeni), Yaşar Mehmet Emin (Dijital EfektYönetmeni), Selim Keleşoğlu (Sanat Yönetmeni) ve Vugar Aliyev'in (Danışman) imzasını taşıyor.
Başlıca rollerde ise Fuad Poladov (Dede Korkut), Burak Sergen (Deli Dumrul- Salur Kazan), Işıl Sergen (Aycan - Ay Kız), Rüçhan Çalışkur (Hanım - Dumrul Anne), Demir Karahan (Duha Koca) Halef Tiken (Uruz), Tuçe Ersoy (Burla Hatun), Macit Sonkan (Bayındır Han), Ulgar Malzakoğlu (Toma), Funda Cen (Arethas) ve Güray Kip (fiöklü Melik) kamera karşısına geçiyor.
200 oyuncunun yanı sıra 1500 yardımcı oyuncunun görev alacağı "Dede Korkut Hikayeleri", TRT'de yayınlandıktan sonra, Türklerin yaşadığı ülkelerin televizyonlarında da gösterilecek.
Dede Korkut Hikayeleri, Oğuz Türklerinin yaşantılarıyla ilgili 12 destansı hikayenin toplandığı "Dede Korkut"un asıl adı "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan - Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı"dır.
Dede Korkut'un anlattığı ve Oğuz Türklerinin Rum, Ermeni ve Gürcü beylikleriyle yaptığı savaşları ve Oğuz boyları arasındaki anlaşmazlıkları masal biçiminde aktaran bu hikayeler, Oğuzların günlük yaşantıları, dini inançları, töreleri, sosyal ve siyasi durumları hakkında bilgi verir.
Olayların, İslam öncesi ve sonrasına göre değişik biçimde değerlendirildiği bu hikayelere yer yer manzum parçalar eklenmiştir. Oğuz Türkleri arasında söylenen ve ağızdan ağıza dolaşarak geniş bir alana yayılan hikayelerin, XIV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl arasında yazıya geçirildiği sanılmaktadır.
Dede Korkut Kitabı"nın Arapça olarak yazılmış 12 hikayeden oluşan asıl nüshası Dresden Kütüphanesi'nde, 6 hikayelik ikinci bir nüshası ise Vatikan Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Yine büyük bir projeye imza atan TRT; "Dede Korkut Hikayeleri"ni izleyicisiyle buluşturuyor. Efsanelerde yer alan gerçeküstü unsurları, gerçekçi kılmak için kullanılan teknolojiyle ve destansı bir anlatımla izleyici, Korkut Ata'nın "soy soyladı, boy boyladı" diye başlayan hikayelerindeki Tepegöz'le, Deli Dumrul'la, Boğaç Han'la, masalsı ve gizemli bir yolculuğa çıkacak.
Milletlerin en büyük kültür mirasları destanlarıdır. Yüzyılların ötesinden, tarih öncesi çağlardan süzülerek gelen destanlar, milletlerin hafızalarıdır. Tarihi olmayan milletlerin, tarih yapmamış milletlerin destanları da olmaz, olamaz.
Destanlar milletlerin başından geçen olayları, dünyaya bakış açısını, olaylar karşısında toplumsal tavrını, kısacası hayatını anlatır. Destan kahramanları, yıllar, yüzyıllar geçse de milletin hafızasından silinmez, kaybolmazlar. Onlar toplumlardaki "manevi vatandaşlar"dır.
Varlığı insanlık tarihiyle eş zamanlı olan Türk milletinin de büyük destanları vardır. Bu destanlar içerisinde şüphesiz en görkemlisi, en önemlisi "Kitâb-ı Dede Korkut" yani "Dede Korkut Hikayeleri"dir.
Çünkü "Dede Korkut Hikayeleri" Türk milletinin hayatıdır… "Dede Korkut Hikayeleri", Türk milletinin tarihidir… "Dede Korkut Hikayeleri", Türk milletinin kahramanlık abidesidir…"Dede Korkut Hikayeleri", Türkçe'nin şekillendiği en görkemli edebi eserdir… "Dede Korkut Hikayeleri", başlı başına Türk milletinin kendisidir, millî ansiklopedisidir…
Çünkü Prof. Dr. M. Fuat Köprülü'nün de ifadesiyle; "Terazinin bir kefesine Türk edebiyatının tümünü, diğer kefesine de Dede Korkut'u koysanız yine de Dede Korkut ağır basar."
Sinematografik Atmosferdeki Destanlar
Dev projelerin altına imza atan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, "Dede Korkut Hikayeleri"ni ekrana taşıyarak, Türk kültür hayatı ve Türk televizyonculuğuna görkemli bir armağan sunuyor. Lirik bir destan olan "Dede Korkut Hikayeleri"ni, sinemanın büyülü diliyle buluşturacak olan proje, yeni yılda ekrana gelecek.
Gerek oyuncu, gerekse yapım ve çekim ekibiyle göz dolduran "Dede Korkut Hikayeleri"nde en son teknolojinin sunduğu tüm imkanlar kullanılıyor. Ağustos ayından bu yana Kapadokya'da çekimleri süren dev yapım, Attila Candemir (Yönetmen), Abdullah Yörük (Yapımcı), Atilla Engin (Senarist), Gökhan Kırdar (Müzik), Sinan Güngör (Görüntü Yönetmeni), Yaşar Mehmet Emin (Dijital EfektYönetmeni), Selim Keleşoğlu (Sanat Yönetmeni) ve Vugar Aliyev'in (Danışman) imzasını taşıyor.
Başlıca rollerde ise Fuad Poladov (Dede Korkut), Burak Sergen (Deli Dumrul- Salur Kazan), Işıl Sergen (Aycan - Ay Kız), Rüçhan Çalışkur (Hanım - Dumrul Anne), Demir Karahan (Duha Koca) Halef Tiken (Uruz), Tuçe Ersoy (Burla Hatun), Macit Sonkan (Bayındır Han), Ulgar Malzakoğlu (Toma), Funda Cen (Arethas) ve Güray Kip (fiöklü Melik) kamera karşısına geçiyor.
200 oyuncunun yanı sıra 1500 yardımcı oyuncunun görev alacağı "Dede Korkut Hikayeleri", TRT'de yayınlandıktan sonra, Türklerin yaşadığı ülkelerin televizyonlarında da gösterilecek.
Dede Korkut Hikayeleri, Oğuz Türklerinin yaşantılarıyla ilgili 12 destansı hikayenin toplandığı "Dede Korkut"un asıl adı "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan - Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı"dır.
Dede Korkut'un anlattığı ve Oğuz Türklerinin Rum, Ermeni ve Gürcü beylikleriyle yaptığı savaşları ve Oğuz boyları arasındaki anlaşmazlıkları masal biçiminde aktaran bu hikayeler, Oğuzların günlük yaşantıları, dini inançları, töreleri, sosyal ve siyasi durumları hakkında bilgi verir.
Olayların, İslam öncesi ve sonrasına göre değişik biçimde değerlendirildiği bu hikayelere yer yer manzum parçalar eklenmiştir. Oğuz Türkleri arasında söylenen ve ağızdan ağıza dolaşarak geniş bir alana yayılan hikayelerin, XIV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl arasında yazıya geçirildiği sanılmaktadır.
Dede Korkut Kitabı"nın Arapça olarak yazılmış 12 hikayeden oluşan asıl nüshası Dresden Kütüphanesi'nde, 6 hikayelik ikinci bir nüshası ise Vatikan Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Yorum