FENER TRABZON'DA GALİP
Kapat
X
-
-
-
-
-
-
-
Konu: KANARYA HAMSİYİ YUTTU
adam gibi maçmı yönetti konuşturmayale beni kardeş kırmızı kartı vermedi kezmanın pozisyonunda kezman faul yapmadı faulle ilgisi yokYorum
-
-
Konu: FENER TRABZON'DA GALİP
Yalnız kahraman
Naftalin kokan dostluk sandıkları, Trabzon'da Fenerbahçe için açılmıyor. Ama Trabzon'da Fenerbahçe maçlarında alıştığımız senaryoların final sahnesi bellidir. Ve Trabzon'daki Fenerbahçe maçlarının en güzel yanı. "İstanbul'a dönüşüdür!"
***
Zico ve Ziya Doğan'ın satranç oyunu gibiydi ilk dakikalar. Karşılıklı az taktikli hesaplaşmaların "vezirleri" Kezman ve Umut Bulut'tu... Zico'nun rakibini mat etmeyi amaçladığı anlarda, Fenerbahçe'nin iki net pozisyonu harcadığını gördüm. Buna karşılık Trabzonspor defansının şaşkınlık travması yaşadığını. Bu mücadele biçimini görünce, "Üç puan Fenerbahçe'yi bekliyor" dedim, "Bir yere gitmez." Ve Deniz, soldan harika geldi, Tuncay bacaklarının arasındaki gizli geçitten Trabzonspor defansını şaşırttı ve Appiah'ın golü geldi. Bu golün hamallığı Deniz'e aitti, artistik puanı Tuncay'a...
***
Golden sonra amacına ulaşmış takım görüntüsü veren Fenerbahçe'nin, gerektiği zamanlarda ortaya çıkarmak için kendini sakladığını düşündüm. Yozgatlı'nın ayaklarının pusulası hep ileriyi gösteriyordu da, diğerlerinin Trabzonspor'un uykulu halinden yararlanma çabasını hissetmedim pek. Bunun adı temkinli oynamak olabilir ama rakibi böyle yakaladığın zaman, işi bitireceksin.
***
Çünkü Trabzonsporlu futbolcular ilk yarıda, onca tribün zenginliğine karşılık, kendi gurbetindeydi sanki. Orta alanda felçli bir hırıltı vardı, kanatlar kopuktu. Defansta Murat Ocak, "Ben defineyim" diye bas bas bağırıyordu. Tribünlerde de coşku yoktu. Onlar, Fenerbahçe lehine verilen her haklı faule bile "yuh" çekerken, "Herhalde hakemden tek taraflı bir yönetim bekliyorlar" diye düşündüm.
***
İkinci yarıda rollerin değiştiğini gördük. Fenerbahçe bu yarıda kendine yeni haller edindi. Orta alanın aküsü boşaldı. Trabzonspor'un tehdit unsuru oluşturduğu dakikalarda ritmi bozulan bir Fenerbahçe izledik. Ve davetkâr Fenerbahçe, golü kalesine çağırdı. Trabzonlu Umut da bu cömertliği reddetmedi.
***
Mehmet Aurelio'nun oyuna girişindeki gecikme, yenilen golün sebebiydi ama attığı gol, Zico'nun günahlarını affettiren en anlamlı vuruştu. Bu golden önceki kırmızı kartlık tekme pozisyonunu es geçen Bülent Demirlek'i Fenerbahçe'yi imha etmesi gerektiği zamanlarda gözlerini yummakla suçladım. Haydi kendini temize çıkarsın!.
***
Galibiyet golünden sonra heyecan fırtınasına sahne olduk. Orta alana Aurelio ve Tümer'le gelen topa sahip olma zenginliği, Fenerbahçe'ye pozisyon bereketi de sağladı. Mücadele ruhu yeniden ayaklandı. Hakem Bülent Demirlek'in ceza alanında tekme yiyen Uğur Boral'a gösterdiği sarı kartı görünce, ben böyle bir hakeme de kırmızı kart gösterdim. Tek yanlı televizyon yorumcularına da.
***
İkinci yarıda gerçek bir final seyrettim. Fenerbahçe, ikinci yarıdaki 15 dakikalık mahkumiyetinin dışında, kendi ruhunun lideriydi. Trabzon'daki yalnızlığından, liderliğin boynuna kolye takarak çıktı. Kahramanlar yalnızdır. Onlar karanlıkta bile aydınlık adımlarla ilerler.Yorum
Yorum