Türk futbolu sıcak günler ve gelişmeler yaşamaya devam ediyor. Futbol Federasyonu'nun bir süre önce kanıt yetersizliğinden ötürü kapattığı Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili "şike dosyası", Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından tekrar açıldı. İşte Futbol Extra Dergisi'nin özel dosyası..
- FUTBOL FEDERASYONUNUN ŞİKE İDDİALARININ YER ALDIÐI SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ İNCELEMESİNİ YETERSİZ BULAN BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU İLGİLİ DOSYAYI FEDERASYONDAN ALDI.
- BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU DELİL YETERSİZLİÐİNDEN CEZAİ İŞLEME GEREK GÖRÜLMEYEYEREK KAPANAN SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ İKİ MÜFETTİŞİYLE BİRLİKTE İNCELEME BAŞLATTI.
- FUTBOL EXTRA DERGİSİNDE YER ALAN ŞİKE DOSYASINDA AYRICA İNCELEME KOMİSYONUN RAPORU VE BU KOMİSYON BAŞKANI YILMAZ TOKATLI’NIN İTİRAFLARINA YER VERİLDİ.
- SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇI İNCELEME KOMİSYONU RAPORU: “BU KONUDAKİ YAN DELİLLER ADNAN ÖLMEZ’İN AÇIKLAMALARINI DESTEKLER NİTELİKTEDİR”
- İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TOKATLI’DAN İTİRAF: “BİR ŞEYLER OLMUŞ BELLİ, AMA BELGESİ YOK”
VARAN – 1
"SİYASET BU KEZ FUTBOLA RESMEN EL KOYDU"
Futbol Federasyonu’nun bir süre önce “kapattığı” Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili “şike dosyası”, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından tekrar açıldı.
Federasyonu’nun “kanıt yetersizliğinden her hangi bir işlem yapılmasına gerek yoktur” kararı verdiği maçla ilgili soruşturmasını “yeterli” bulmayan Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili iki müfettişini görevlendirdiği ortaya çıktı.
Futbolda son zamanlarda özellikle Genel Kurul’la ilgili perde arkasından gerçekleşen siyasi müdahaleler bu kez resmi boyuta taşındı. Haluk Ulusoy Federasyonu’nun yaklaşık üç ay önce soruşturmaya başladığı ve bir süre önce karara bağladığı Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili araştırmasını “yeterli” görmeyen Başbakanlık Teftiş Kurulu dosyaya el koydu.
Bu konuda, şike iddiasının sahibi Samsunspor eski Başkanı Adnan Ölmez’in yanı sıra şike teklifinde bulunduğu iddia edilen Federasyon Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Kemal Ünsal ile bu görüşmede yer alan MHK eski başkanlarından Bülent Yavuz’un bilgilerine başvuran Başbakanlık Teftiş Kurulu, ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu’na da başvurarak konuyla ilgili dosyayı istedi. Federasyon Yönetim Kurulu da, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili kendilerine başvuruda bulunduğunu doğruladı.
Ankaragücü-Samsunspor maçıyla ilgili şike iddiasını ortaya atan Samsunspor eski Başkanı Adnan Ölmez, Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan iki müfettişin bu olayla ilgili inceleme başlatmasının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi. Ölmez, “Bu olayda belge, bilgi, her şey somut bir şekilde ortada. Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan bu konuyla ilgili radikal bir karar bekliyorum. Umarım Başbakanlıktan daha sağlıklı ve doğru bir karar çıkacaktır” dedi. Futbol Federasyonu tarafından oluşturulan İnceleme Komisyonu, Mehmet Kemal Ünsal, Adnan Ölmez ve Bülent Yavuz'un bir görüşmede bulunduğunun tespit edildiğini, ancak bu görüşmenin konusunun belirlenemediğini açıklamış, Federasyon Hukuk Kurulu bunun üzerine “somut kanıt bulunmadığını” dile getirmiş, Yönetim Kurulu da bunun üzerine konu hakkında herhangi bir işlem yapılmamasına karar vermişti.
VARAN - 2
"İŞTE RAPOR"
ŞİKE İDDİALARININ YER ALDIÐI SAMSUNSPOR-A.GÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ OLARAK İNCELEME KOMİSYONU’NUN HAZIRLADIÐI RAPORDAN BİR KAÇ CÜMLE
SONUÇ İTİBARİYLE…
“Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kemal Ünsal’ın gerçekleşmediğini söylediği bu görüşmenin gerçekleştiği kanaatine ulaşılmıştır…”
“Gerçekleştiği ortaya çıkan bu görüşmenin içeriği yan deliller, hayat tecrübesi ve çıkarsamalar yoluyla bulunabilir…”
“Adnan Ölmez’in söz konusu görüşmenin varlığı konusunda gerçeği söylediği; Mehmet Kemal Ünsal’ın görüşmenin varlığı konusunda gerçekleri söylemediği sonucuna ulaşılmıştır…”
“Bu konudaki yan deliller Adnan Ölmez’in açıklamalarını destekler niteliktedir…”
“Mehmet Kemal Ünsal, ‘Adnan Ölmez’e telefon edip kendisini Ankara’ya çağırdığınız doğru mu?’ sorusuna, ‘Telefon etmedim, etmiş de olabilirim, tam hatırlamıyorum, bilmiyorum’ cevabını vermiştir.”
VARAN 3
Şike iddialarının yer aldığı Samsunspor-Ankaragücü maçının dosyasını inceleyen Komisyonun Başkanı Yılmaz Tokatlı, ilk kez FUTBOL EXTRA'ya konuştu.
Yılmaz Tokatlı Paşa’ya göre Adnan Ölmez’in söyledikleri inandırıcı, Mehmet Kemal Ünsal, Bülent Yavuz ve otel müdürünün ifadeleri inandırıcı değil.
PAŞA’DAN ŞOK İTİRAF: "BİRŞEYLER OLMUŞ BELLİ AMA BELGESİ YOK"
Samsunspor’un eski Başkanı Adnan Ölmez’in “Federasyon yöneticisi Mehmet Kemal Ünsal, Ankaragücü ile oynayacağımız maç için bize şike teklifinde bulundu” sözlerinin ardından Futbol Federasyonu’nun oluşturduğu İnceleme Komisyonu’nun başına Yılmaz Tokatlı getirilmişti. Eski Futbol Federasyonu Başkanlarından olan emekli paşa Tokatlı, hazırladıkları raporu Federasyona verdi. Federasyon ise bu raporu değerlendirdikten sonra “Somut deliler yok” gerekçesiyle dosyayı kapattı. Ancak, İnceleme Komisyonu Başkanı olarak tarafları dinleyen Paşa’nın kanaatine göre Adnan Ölmez’in söyledikleri doğruydu.
Komisyonda Adnan Ölmez iddialarını tekrarladı, M.Kemal Ünsal da bu iddiaları reddetti. Cemal Aydın, A.Gücü’nün böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını, Ünsal’ın böyle bir şey yapmayacağını söyledi.
“Bülent Yavuz ‘Ben tanımıyorum o kişiyi’ dedi. Ne derece inandırıcı, tabii bu ayrı bir konu. Önce ‘Beraber olmadım’ diyor, sonra ‘Beraber olmuşuzdur, oluyoruz’ diyor. Otel müdürü de inandırıcı olmadı. Talimatla gelmiş, o da belli.”
“Bazı yan bilgiler var elimizde. Belgeli olarak önümüze bir şey çıkmadığı için hukuki yönden ‘Evet, yapılmıştır’ diyemiyoruz. Kanaate dayalı şike kararı da kanunda yok. Ne yapabilirsiniz ki bu durumda?”
Futbol Federasyonu’nun, Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili şike teklifi iddiaları üzerine kurduğu İnceleme Komisyonu’nun başına getirilince, yıllar sonra yine ön plana çıktı Yılmaz Tokatlı Paşa. 12 Eylül döneminde Futbol Federasyonu Başkanlığı yapmış, futbolun içinden gelen bir isimdi. Hazırladıkları raporu Futbol Federasyonu’na verdikten sonra çıkan karar “dağ fare doğurdu” şeklindeydi. Bu konuda ilk defa Futbol Extra’ya konuşan Tokatlı Paşa, “Bende oluşan kanaat, Adnan Ölmez’in iddialarının doğru olduğu. Ancak kanaatle değil, delillerle hareket etmek zorundasınız. Bence şike konusunda kanaatle karar verilmeli” diyor. İşte, Adnan Ölmez’in iddialarının ardından kurulan komisyonda, adı geçen bütün isimlerin ifadesini alan Yılmaz Tokatlı’nın görüşleri.
TÜM İFADELER KAYITLI
- Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili şike iddialarını incelemek için oluşturulan komisyonun başkanlığını yaptınız ve Federasyona rapor verdiniz. Bu çalışmalar sırasında zorlandınız mı?
- Hayır. Çok şeffaf bir şekilde yaptık bunu. İki tane hukukçu arkadaşımız vardı. Fazla adam istemedim. Önce Şike Tahkik Kurulu’ndan maçın dosyasını alıp inceleyerek işe başladık.
- Peki kimleri dinlediniz?
- İddiayla ilgili olarak adı geçen Adnan Ölmez, Mehmet Kemal Ünsal, Cemal Aydın, Bülent Yavuz, Asal Otel’in İşletme Müdürü ve otelin sahibi olan Federasyon Yönetim Kurulu üyesi Galip Asal’ı dinledik. Bunun yanında Samsunspor Menajeri Ercan Kol’u, gazeteci İbrahim Seten, Serhat Ulueren ve Gökmen Özdenak’ı dinledik. Her görüşmemizi de hem ses hem de görüntü olarak kaydettik.
ÖLMEZ İDDİASINI TEKRARLADI
- Adnan Ölmez size neler anlattı?
- Önce Adnan Ölmez’i dinledik. Ölmez, “Böyle konuşmalar oldu. Mehmet Kemal Ünsal beni telefonla arayarak ISRARLA Ankara’ya çağırdı. Ben de mecburen gittim” diyor. Görüşme esnasında paralar falan konuşulmuş. Adnan Ölmez bunu açık açık söylüyor, doğru ve “Ben bu söylediklerimin arkasındayım” diyor. Bu teklifi reddettiğini de söylüyor. Adnan Ölmez’e “Bu konuda bir belgen, konuşma kaydın var mı?” diye sordum. O da “Böyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum ki kayda alayım” dedi.
ÜNSAL HEPSİNİ REDDETTİ
- Peki, Mehmet Kemal Ünsal ne diyor?
- Mehmet Kemal Ünsal arkadaşımız kamuda görev yapmış, değerli bir kişi. A.Gücü’nde de yöneticilik yapmış. Ve Federasyonda da Profesyonel Kurul Başkanı. Kurul Başkanı olarak şu maçı şu tarihe, bu maçı bugüne, şu saate alın diyen, yani olmaması gereken bir yetkiye sahip. Çünkü o kararı Federasyonun ilgili şubesi verir, Genel Sekreter onaylar, ondan sonra Yönetim Kurulu’na sunar. Yönetim Kurulu tarih veya saatleri değiştirir veya değiştirmez, o karar verir. Ama direkt olarak “Al bunu şu güne, şu saate” diye, bir kurul üyesinin bu şekilde bir yetkisinin olmaması gerekir. Sayın Ünsal bize verdiği ifadede tabii, “Hayır ben böyle bir teklifte bulunmadım. Sadece arkadaşıma nasıl yardımcı olabilirim gibi konuları konuştuk. Zaten bu otel bizim yerimiz, sürekli burada bir araya geliriz” dedi. Cep telefonlarını neden toplayıp kaldırdığını sorunca da, “O bir tedbir efendim. Zaten öyle bir şey de söylemedik” falan dedi. Dolayısıyla Mehmet Kemal Ünsal böyle bir konuşma geçmediğini söyledi ve “Zaten yapmam, yapamam. Ben Samsunluyum. Samsun’da böyle mevkiim var, politikada şöyle yerim var, beni küçültmek için aşırı derecede aleyhime çalışıyorlar” gibi bir yorum getirdi.
- Peki, Cemal Aydın neler söyledi?
- Cemal Aydın zaten onun arkasında. “A.Gücü’nün böyle bir şeye ihtiyacı yok ki, niye böyle bir teklif yapsın? Böyle bir şey olamaz paşam. Kimsenin arkadaşımız Mehmet Kemal Ünsal hakkında bu şekilde konuşması doğru değil, tasvip etmiyorum” diyor.
"BÜLENT YAVUZ ÇELİŞKİLİ KONUŞTU"
- Bülent Yavuz ne dedi peki?
- Aslında o da Cemal Aydın da konumuzun dışında. Onlarla ilgili bir karar verme durumumuz yok. Neyse, Bülent Yavuz malum müdafaa içinde, “Ben tanımıyorum o kişiyi. Böyle bir görüşmeye de şahit olmadım, ben şerefli bir hakemim, hakemliğe şu kadar hizmet yaptım, bunlara tenezzül etmem” şeklinde konuştu. Ne derece inandırıcı, tabii bu ayrı bir konu.
- Yani “Bu görüşmede olmadım” mı diyor Bülent Yavuz?
- “Olmadım” diyor, sonra da “Beraber olmuşuzdur, oluyoruz” diyor. Yani “Ben sonradan geldim, Kemal Ünsal’la beraber gelmedim” diyor. Otel müdürü de “Beraber geldiler ama yanında biri vardı. O Bülent Yavuz muydu, değil miydi bilemiyorum” diyor. “Sen Bülent Yavuz”u tanımıyor musun?” diyorum. “Ben hiç tanımam” diyor. Şimdi otel müdürü her zaman gelen birini, Bülent Yavuz’u tanımaz mı? O da inandırıcı olmadı. Talimatla gelmiş, o da belli. “Onlar geldiler, yukarı çıktılar, ne konuştular bilemiyorum. Ben onları ağırladım, otel müdürü olarak görevimi yaptım” filan diyor. Tabii bizim için bu sözler de inandırıcı olmadı. Öteki taraftan gazeteci arkadaşlarla konuştuk, röportaja bağlı bir konuydu. Ama belge falan çıkmadı.
"KANAAT VAR DELİL YOK"
- Peki, sonuçta sizde herhangi bir kanaat oluştu mu?
- Tabii bir kanaat hasıl oluyor ama hukukçu arkadaşlar “Görüşün bir belgeye dayanması lazım” diyorlar. O da yok. Ama bazı yan bilgiler var. Mehmet Kemal Ünsal’ın Samsun maçı için Samsun’a gitmesi… Paralar teklif etmesi… Futbolcularla konuşmak istemesi. Samsunsporlu futbolcularla görüşmek istiyor ama takımın menajeri müsaade etmiyor. Ondan sonra da Adnan Ölmez primi kat be kat artırıyor. Tabii bunlar bir yerde bir takım satın almalara bağlı olduğunu gösteriyor. Öteki taraftan Kemal Ünsal’ın oraya gidip de “Arkadaşlar üzülmesinler, bizimkiler fazla asılmayacak, sinirlendirmeyin, rahat olun” gibi bir takım laflar etmesi var. Bunların hepsi bir görüş olarak ortaya çıkıyor tabii. Ama belgeli olarak önümüze bir şey çıkmadığı için hukuki yönden “Evet, yapılmıştır” diyemiyoruz. Kanaate dayalı şike kararı da kanunda yok. Ne yapabilirsiniz ki? Biz futbolun güzelliği, Federasyonun kendi onuru ve kişinin kendi onuru bakımından yetkinin Federasyona ait olduğunu ifade ettik ve raporu o şekilde verdik. Federasyon da kendi takdirini kullandı ve kararını verdi.
"BU ARKADAŞ YÖNETİMDEN AYRILMALI"
- Federasyon Yönetim Kurulu’nun kararıyla ilgili sizin görüşünüz nedir?
- Öncelikle, Yönetim Kurulu’nda yer alan bu arkadaşın (Mehmet Kemal Ünsal) böyle itham altında kaldıktan sonra o görevde kalması doğru olmaz. Hem kendisi bakımından hem de federasyonun menfaati bakımından ayrılmasında yarar vardır.
- Peki eğer kanaatle şike kararı veriliyor olsaydı, sizin kararınız ne olurdu?
- Her ne kadar belge yoksa da, ortaya konan iddialar çerçevesinde böyle bir teklifin oluşmuş olabileceği kanaatini tetikler yönde.
- Yani bu teklifin yapıldığı kanaati oluştu sizde öyle mi?
- Evet
- Peki sonuçta bu kanaat ne getirirdi?
- Sonuç kişiye raci olurdu. Bu rapor çerçevesinde dosya da Şike Tahkik Komisyonu’na giderdi. Şike Tahkik Komisyonu ona göre karar verirdi. Federasyona tavsiyede bulunurdu. Bu dosya konusunda böyle bir kanaat hâsıl olmuştur, bu çerçevede bu dosyanın tekrar Şike Tahkik Kurulu’na gidip orada incelenmesini istenebilir.
"YAZMADIK AMA HİSSETTİRDİK"
- Peki, siz raporunuzda “Bizde böyle bir kanaat hasıl olmuştur” dediniz mi?
- Hayır, demedik. Belge olmayınca böyle bir şeyi diyemiyorsunuz. Ama yan delillerle bunu bir yerde ihsas ettirdik.
- Kanaatle karar veriliyor oysaydı…
- Olabilirdi. Ben olsam verirdim. Ama hukukçu arkadaşlar olayı delillerle ele alıyorlar.
- Siz bu konuda Kemal Ünsal’a mı ceza verirdiniz, yoksa A.Gücü’ne mi? Şuna açıklık getirelim. Konu Mehmet Kemal Ünsal’ın durumuyla ilgili. Samsun-A.Gücü maçında şike olmuş mu olmamış mı meselesi değil. Kemal Ünsal bu teklifi yaptı mı yapmadı mı meselesi. Bunun üzerinde durduk biz.
- Sizde de bu teklifi yaptığı kanaati hasıl oldu öyle mi?
- Bende şahsen var. Evet, görünen o ki Mehmet Kemal Ünsal bu teklifi yapmış. Bende bu kanaat hâsıl oldu.
"GÖREVDEN ALINMALIYDI"
- Federasyonun sizin incelediğiniz bu dosya konusunda verdiği karar içinize sindi mi?
- En azından Federasyondan affı gerekirdi. “Böyle bir işe karışmadım” dese bile kamuoyunda bu konuda bir intiba oluşmuştur. Ben olsam “Kusura bakma” der onu görevden alırdım. Hem kendisini korur, karizmasını muhafaza eder, federasyon da zor durumda kalmazdı.
- Bu sizin elinizdeki dosya İtalya’da olsaydı sonuç ne olurdu?
- Onların bulduğu her şey belgeye dayanıyor. Adamlar iki yıl takip etmişler, bütün delilleri toplamışlar. Bu delillerle ortaya çıkınca kimse itiraz edemedi. Ama bizde belge yok. Mesela telefon konuşmalarını isteyelim dedik. Mahkemeye gidiyorsun, savcının karar vermesi gerekiyor dinleme için. Bu karar kaç ayda çıkar? Onu beklemeye kalksanız bu olay bitmezdi. Dolayısıyla vazgeçtik.
- Federasyon başkanlığınız döneminde önünüze hiç şikeyle ilgili bir dosya çıkmış mıydı?
- Evet. 1984’tü sanırım. G.Antep-Samsunspor maçıyla ilgili bir şike dosyası vardı. Bazı futbolcular vardı işin içinde. Şike olduğuna karar vermiş ve gereken cezaları da uygulamıştık. Ama orada daha somut belgeler vardı. Kişilerin ifadeleri yetti o olayda. Adam “Aldım” diyor, bu belgedir.
- Bu şike işlerinde sizce belge aramak gerekir mi? Yoksa Disiplin Talimatına “Kanaatle şike kararı verilir” maddesini koymak mı lazım?
- Kanaatin geçerli olmasını şikeyi önleyici bir tedbir olarak görüyorum. Bence bu tür şike ve teşvik konularında en ufak şüphede dahi neticeye gitmek lazım.
Futbol Federasyonu’nun bir süre önce “kapattığı” Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili “şike dosyası”, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından tekrar açıldı.
Federasyonu’nun “kanıt yetersizliğinden her hangi bir işlem yapılmasına gerek yoktur” kararı verdiği maçla ilgili soruşturmasını “yeterli” bulmayan Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili iki müfettişini görevlendirdiği ortaya çıktı.
Eski Federasyon Başkanı, emekli Paşa Yılmaz Tokatlı, Futbol Extra Dergisine verdiği röportajda Ulusoy Federasyonu’na yönelen baskılara sert tepki gösterdi.
"BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR SİYASİ MÜDAHALE GÖRMEDİM"
Türkiye Futbol Adamları Derneği (TÜRFAD) Genel Başkanı ve eski federasyon başkanlarından emekli general Yılmaz Tokatlı siyasetin Ulusoy federasyonuna karşı hissi davrandığını iddia etti.
- Bu dönemde siyasetin futbola müdahale ettiğini düşünüyor musunuz?
- Şimdiye kadar böyle bir siyasi müdahale olduğunu zannetmiyorum. Bugün için biraz fazla müdahale var. Federasyonun oluşumu sırasında genel kurullardaki hal ve tavırlara bakıyorum, herkes benim adamım olsun istiyor. Sayın Bıçakcı’nın Federasyon Başkanlığı döneminde ortaya çıkan listedeki isimler siyasi tarafın talepleriyle oraya konulmuştu. Yani ne Levent Bıçakcı ne de bir başkası buna karşı koyabiliyor. Kanun açık, Federasyon Başkanlarına büyük yetkiler, imkânlar veriyor aslında. Ama Federasyon Başkanları bu inisiyatifi pek kullanamıyor. Bir de bu siyasi müdahale, kulüplerin başında belediyelerin olmasından kaynaklanıyor. Belediyeler olmaz. Olursa işte böyle siyasi müdahaleler hep olur.
- Siyasetin futbola karışması doğru bir uygulama mı size göre?
- Siyaset aslında sporun dışında olmalı. Ancak hükümetin, sporun ve futbolun gelişmesine katkısı olabilir elbette. Tabii belli bir çerçeve içinde.
"SİYASET HİSSİ DAVRANIYOR"
- Peki siz şimdiki siyasetin müdahalesinin bu şekilde olduğuna mı inanıyorsunuz?
- Bugünkü siyasi müdahalenin futbolun gelişmesiyle ilgili olduğunu zannetmiyorum. Eğer futbolun gelişmesiyle ilgili bir müdahaleyse işte seçilmiş bir Federasyon var ortada. Gayet de güzel yürütüyor işleri. Şimdi bunu bozmak, herhangi bir şekilde bazı olayları ortaya koyarak itimatsızlık göstermek bence yanlış. Şu durumda tamamen hissi bir davranış olduğu ortaya çıkıyor. Bırakın, mahkeme ne verecek bekleyin. Şu anda katileşmiş herhangi bir hüküm yok ki. Kaldı ki Sayın Bakan kendisi hukukçu. Bunları gayet iyi bilen bir kişi. Bu durumda neden bu kadar Futbol Federasyonu’nun üzerinde durduğunu, konuyu bu kadar abartılı şekilde devamlı gündemde tuttuğunu anlamak mümkün değil. Ben şahsen üzülüyorum. Bırakın kendi haline. Ama “İlla benim dediğim olsun, benim adamım gelsin, otursun, yönetsin. Yeteneği var veya yok, onu ben bilmem” dersen, işte bu farklı bir müdahale olur. O zaman orada taraflı bir kurul oluşur. Özerklik kazanmış federasyonlardaki çalışmalarda siyasi müdahaleler siyasetçiyi de zor duruma sokar. Yani o getirdiği kişinin başarısızlığı ona da sirayet eder. Uluslararası kuruluşların dahi dikkatini çekecek şekilde böyle müdahaleler spora katkı sağlamaz.
"BU SORUŞTURMADAN HİÇBİRŞEY ÇIKMAZ"
- Peki Spordan Sorumlu Devlet Bakanı M.Ali Şahin’in Federasyon konusundaki tutumunu nasıl buluyorsunuz?
- Sayın M.Ali Şahin’in kendisinin veya partisinin istediği tipte insanlar oraya gelemeyince, elinde koz olarak tuttuğu Teftiş Kurulu’nun araştırması var. Bu araştırma da Levent Bıçakcı döneminde yapılmıştı. Benzer araştırmaları zamanında Fikret Ünlü de yapmıştı. O zaman şimdiki gibi 3-4 kişinin değil, 20 kişinin filan ismi vardı. Mahsup işlerden doğan hatalardı bunlar. Yani para yeme, iç etme gibi bir şey değil. O zaman da genel kurul toplandı ve ibra edildi, hiçbir şey çıkmadı.
"NEDEN SADECE FUTBOL?
- Bu gidişatın sonunu nasıl görüyorsunuz?
- Genel kurul üyelerinin hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursa olsun tarafsız davranması Türk futboluna fayda getirir. Taraflı davranırsa o sefer getireceği insan minnet duygusuyla gelir, istediği şekilde rahat çalışma imkânı bulamaz. Politikacı kanaatini söyler ama işe müdahil olması doğru değildir. Çünkü oraya gelecek kişiyi manevi olarak baskı altında tutarsa, gelen kişi de “Beni bunlar seçtirdi” diye minnet duyarsa, mutlaka karşı siyasi görüşte olan kulüplerin başkanları veya mensupları da “Taraflı davranılıyor” diyerek ayaklanır. Bunlar yanlış şeyler. Peki ilgililer veya Sayın Bakan bugün “Yurt dışına çıkış yasağı var” denilen Basketbol Federasyonu Başkanı’nı niye gündeme getirmiyor? Basketbolda, halterde veyahut diğer federasyonlarda mahkemeleri devam eden başkanlar neden gündeme taşınmıyor da yalnız Futbol Federasyonu Başkanı taşınıyor? Çıkıp “Onları da takip ediyoruz” desinler. Siz mahkeme değilsiniz ki, hâkim değilsiniz ki. Nereden biliyorsunuz yapıp yapmadığını? Bu bir iddia sadece.
"ULUSOY VE DOÐAN BİRLEŞMELİYDİ"
- Hasan Doğan’ı tanıyor musunuz?
- Tanırım, İyi biridir. Hem de hemşerim.
- Sizce futbolla ilgisi nasıl?
- Futbolu seviyor. Yönetimde başarılı işler de yaptılar. Bunlar yanlış ata oynadı derler ya. Bir yerde birleşmeleri lazımdı o zaman. Hasan Doğan’la Haluk Ulusoy anlaşıp birleşselerdi o zaman bu sıkıntılar yaşanmazdı. Tahmin ediyorum ki; iyi bir yönetim olurdu. Ulusoy geçimsiz bir insan değildir, gayet ılımlı ve mantıklı bir insandır. Tabii Sayın Doğan öbür tarafta olunca bunun politik bir tercih olduğu ortaya çıktı.
"ULUSOY’UN HİÇBİR ŞEYE İHTİYACI YOK"
- Haluk Ulusoy’un Federasyon Başkanlığını nasıl buluyorsunuz?
- Haluk Ulusoy’un hiçbir şeye ihtiyacı yok. Hiçbir zaman kendi menfaatine çalışan bir insan değil. Bugün söylenen iddiaların içinde olması mümkün değil ve Federasyon Başkanlığı işini de çok iyi yapıyor. Sistemini kurmuş ve yürütüyor. Uygulamada olsun, mâli konuları incelemede olsun titiz bir arkadaş. Taraf hali yok.
- Kulüpler Birliği’nin bu konudaki kararı merak ediliyor.
- Kulüplerin vazifesi toplanıp genel kurul kararı almak değil ki. Kulüplerin toplanma vazifesi futbolu geliştirmek, sorunlarını dile getirmektir bir araya geldiklerinde. Yoksa federasyonu irdelemek veya genel kurulu olağanüstü seçime çağırmak değil. Olağanüstü genel kurula çağırma yetkisinin kimde olduğu kanunda belli. Ya Federasyon Yönetim Kurulu, ya delegelerin yüzde 40’ı imzayla çağırır, ya da Bakan çağırır. Bakan politik olduğu için o da genel kurulu toplamak, FIFA ve UEFA ile ters düşmek istemiyor. Bir yerde doğru da yapıyor. Ben olsam Bakan olarak bu işe karışmam.
- Şu anda genel kurula gidilse sizce Haluk Ulusoy yeniden aday olabilir mi?
- Tabii ki olabilir. Çünkü bu olağan değil, olağanüstü bir genel kurul.
- Sizce Ulusoy’un yeniden adaylığını koyması gerekir mi?
- Elbette gerekir. Bunlar her Federasyon Başkanının başına gelebilecek sıkıntılar. Federasyon Başkanları da bu zorluklara katlanmak zorunda. Tabii bunu sırtlamak önemli. Bu işleri morali bozmadan sırtlayıp götürmek önemli. Haluk bunu götürür. Bunu sırtlayabilecek bir insan. Haluk’un yerinde başkası olsaydı çoktan gitmişti bile.
- FUTBOL FEDERASYONUNUN ŞİKE İDDİALARININ YER ALDIÐI SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ İNCELEMESİNİ YETERSİZ BULAN BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU İLGİLİ DOSYAYI FEDERASYONDAN ALDI.
- BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU DELİL YETERSİZLİÐİNDEN CEZAİ İŞLEME GEREK GÖRÜLMEYEYEREK KAPANAN SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ İKİ MÜFETTİŞİYLE BİRLİKTE İNCELEME BAŞLATTI.
- FUTBOL EXTRA DERGİSİNDE YER ALAN ŞİKE DOSYASINDA AYRICA İNCELEME KOMİSYONUN RAPORU VE BU KOMİSYON BAŞKANI YILMAZ TOKATLI’NIN İTİRAFLARINA YER VERİLDİ.
- SAMSUNSPOR – ANKARAGÜCÜ MAÇI İNCELEME KOMİSYONU RAPORU: “BU KONUDAKİ YAN DELİLLER ADNAN ÖLMEZ’İN AÇIKLAMALARINI DESTEKLER NİTELİKTEDİR”
- İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TOKATLI’DAN İTİRAF: “BİR ŞEYLER OLMUŞ BELLİ, AMA BELGESİ YOK”
VARAN – 1
"SİYASET BU KEZ FUTBOLA RESMEN EL KOYDU"
Futbol Federasyonu’nun bir süre önce “kapattığı” Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili “şike dosyası”, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından tekrar açıldı.
Federasyonu’nun “kanıt yetersizliğinden her hangi bir işlem yapılmasına gerek yoktur” kararı verdiği maçla ilgili soruşturmasını “yeterli” bulmayan Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili iki müfettişini görevlendirdiği ortaya çıktı.
Futbolda son zamanlarda özellikle Genel Kurul’la ilgili perde arkasından gerçekleşen siyasi müdahaleler bu kez resmi boyuta taşındı. Haluk Ulusoy Federasyonu’nun yaklaşık üç ay önce soruşturmaya başladığı ve bir süre önce karara bağladığı Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili araştırmasını “yeterli” görmeyen Başbakanlık Teftiş Kurulu dosyaya el koydu.
Bu konuda, şike iddiasının sahibi Samsunspor eski Başkanı Adnan Ölmez’in yanı sıra şike teklifinde bulunduğu iddia edilen Federasyon Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Kemal Ünsal ile bu görüşmede yer alan MHK eski başkanlarından Bülent Yavuz’un bilgilerine başvuran Başbakanlık Teftiş Kurulu, ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu’na da başvurarak konuyla ilgili dosyayı istedi. Federasyon Yönetim Kurulu da, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili kendilerine başvuruda bulunduğunu doğruladı.
Ankaragücü-Samsunspor maçıyla ilgili şike iddiasını ortaya atan Samsunspor eski Başkanı Adnan Ölmez, Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan iki müfettişin bu olayla ilgili inceleme başlatmasının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi. Ölmez, “Bu olayda belge, bilgi, her şey somut bir şekilde ortada. Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan bu konuyla ilgili radikal bir karar bekliyorum. Umarım Başbakanlıktan daha sağlıklı ve doğru bir karar çıkacaktır” dedi. Futbol Federasyonu tarafından oluşturulan İnceleme Komisyonu, Mehmet Kemal Ünsal, Adnan Ölmez ve Bülent Yavuz'un bir görüşmede bulunduğunun tespit edildiğini, ancak bu görüşmenin konusunun belirlenemediğini açıklamış, Federasyon Hukuk Kurulu bunun üzerine “somut kanıt bulunmadığını” dile getirmiş, Yönetim Kurulu da bunun üzerine konu hakkında herhangi bir işlem yapılmamasına karar vermişti.
VARAN - 2
"İŞTE RAPOR"
ŞİKE İDDİALARININ YER ALDIÐI SAMSUNSPOR-A.GÜCÜ MAÇIYLA İLGİLİ OLARAK İNCELEME KOMİSYONU’NUN HAZIRLADIÐI RAPORDAN BİR KAÇ CÜMLE
SONUÇ İTİBARİYLE…
“Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kemal Ünsal’ın gerçekleşmediğini söylediği bu görüşmenin gerçekleştiği kanaatine ulaşılmıştır…”
“Gerçekleştiği ortaya çıkan bu görüşmenin içeriği yan deliller, hayat tecrübesi ve çıkarsamalar yoluyla bulunabilir…”
“Adnan Ölmez’in söz konusu görüşmenin varlığı konusunda gerçeği söylediği; Mehmet Kemal Ünsal’ın görüşmenin varlığı konusunda gerçekleri söylemediği sonucuna ulaşılmıştır…”
“Bu konudaki yan deliller Adnan Ölmez’in açıklamalarını destekler niteliktedir…”
“Mehmet Kemal Ünsal, ‘Adnan Ölmez’e telefon edip kendisini Ankara’ya çağırdığınız doğru mu?’ sorusuna, ‘Telefon etmedim, etmiş de olabilirim, tam hatırlamıyorum, bilmiyorum’ cevabını vermiştir.”
VARAN 3
Şike iddialarının yer aldığı Samsunspor-Ankaragücü maçının dosyasını inceleyen Komisyonun Başkanı Yılmaz Tokatlı, ilk kez FUTBOL EXTRA'ya konuştu.
Yılmaz Tokatlı Paşa’ya göre Adnan Ölmez’in söyledikleri inandırıcı, Mehmet Kemal Ünsal, Bülent Yavuz ve otel müdürünün ifadeleri inandırıcı değil.
PAŞA’DAN ŞOK İTİRAF: "BİRŞEYLER OLMUŞ BELLİ AMA BELGESİ YOK"
Samsunspor’un eski Başkanı Adnan Ölmez’in “Federasyon yöneticisi Mehmet Kemal Ünsal, Ankaragücü ile oynayacağımız maç için bize şike teklifinde bulundu” sözlerinin ardından Futbol Federasyonu’nun oluşturduğu İnceleme Komisyonu’nun başına Yılmaz Tokatlı getirilmişti. Eski Futbol Federasyonu Başkanlarından olan emekli paşa Tokatlı, hazırladıkları raporu Federasyona verdi. Federasyon ise bu raporu değerlendirdikten sonra “Somut deliler yok” gerekçesiyle dosyayı kapattı. Ancak, İnceleme Komisyonu Başkanı olarak tarafları dinleyen Paşa’nın kanaatine göre Adnan Ölmez’in söyledikleri doğruydu.
Komisyonda Adnan Ölmez iddialarını tekrarladı, M.Kemal Ünsal da bu iddiaları reddetti. Cemal Aydın, A.Gücü’nün böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını, Ünsal’ın böyle bir şey yapmayacağını söyledi.
“Bülent Yavuz ‘Ben tanımıyorum o kişiyi’ dedi. Ne derece inandırıcı, tabii bu ayrı bir konu. Önce ‘Beraber olmadım’ diyor, sonra ‘Beraber olmuşuzdur, oluyoruz’ diyor. Otel müdürü de inandırıcı olmadı. Talimatla gelmiş, o da belli.”
“Bazı yan bilgiler var elimizde. Belgeli olarak önümüze bir şey çıkmadığı için hukuki yönden ‘Evet, yapılmıştır’ diyemiyoruz. Kanaate dayalı şike kararı da kanunda yok. Ne yapabilirsiniz ki bu durumda?”
Futbol Federasyonu’nun, Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili şike teklifi iddiaları üzerine kurduğu İnceleme Komisyonu’nun başına getirilince, yıllar sonra yine ön plana çıktı Yılmaz Tokatlı Paşa. 12 Eylül döneminde Futbol Federasyonu Başkanlığı yapmış, futbolun içinden gelen bir isimdi. Hazırladıkları raporu Futbol Federasyonu’na verdikten sonra çıkan karar “dağ fare doğurdu” şeklindeydi. Bu konuda ilk defa Futbol Extra’ya konuşan Tokatlı Paşa, “Bende oluşan kanaat, Adnan Ölmez’in iddialarının doğru olduğu. Ancak kanaatle değil, delillerle hareket etmek zorundasınız. Bence şike konusunda kanaatle karar verilmeli” diyor. İşte, Adnan Ölmez’in iddialarının ardından kurulan komisyonda, adı geçen bütün isimlerin ifadesini alan Yılmaz Tokatlı’nın görüşleri.
TÜM İFADELER KAYITLI
- Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili şike iddialarını incelemek için oluşturulan komisyonun başkanlığını yaptınız ve Federasyona rapor verdiniz. Bu çalışmalar sırasında zorlandınız mı?
- Hayır. Çok şeffaf bir şekilde yaptık bunu. İki tane hukukçu arkadaşımız vardı. Fazla adam istemedim. Önce Şike Tahkik Kurulu’ndan maçın dosyasını alıp inceleyerek işe başladık.
- Peki kimleri dinlediniz?
- İddiayla ilgili olarak adı geçen Adnan Ölmez, Mehmet Kemal Ünsal, Cemal Aydın, Bülent Yavuz, Asal Otel’in İşletme Müdürü ve otelin sahibi olan Federasyon Yönetim Kurulu üyesi Galip Asal’ı dinledik. Bunun yanında Samsunspor Menajeri Ercan Kol’u, gazeteci İbrahim Seten, Serhat Ulueren ve Gökmen Özdenak’ı dinledik. Her görüşmemizi de hem ses hem de görüntü olarak kaydettik.
ÖLMEZ İDDİASINI TEKRARLADI
- Adnan Ölmez size neler anlattı?
- Önce Adnan Ölmez’i dinledik. Ölmez, “Böyle konuşmalar oldu. Mehmet Kemal Ünsal beni telefonla arayarak ISRARLA Ankara’ya çağırdı. Ben de mecburen gittim” diyor. Görüşme esnasında paralar falan konuşulmuş. Adnan Ölmez bunu açık açık söylüyor, doğru ve “Ben bu söylediklerimin arkasındayım” diyor. Bu teklifi reddettiğini de söylüyor. Adnan Ölmez’e “Bu konuda bir belgen, konuşma kaydın var mı?” diye sordum. O da “Böyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum ki kayda alayım” dedi.
ÜNSAL HEPSİNİ REDDETTİ
- Peki, Mehmet Kemal Ünsal ne diyor?
- Mehmet Kemal Ünsal arkadaşımız kamuda görev yapmış, değerli bir kişi. A.Gücü’nde de yöneticilik yapmış. Ve Federasyonda da Profesyonel Kurul Başkanı. Kurul Başkanı olarak şu maçı şu tarihe, bu maçı bugüne, şu saate alın diyen, yani olmaması gereken bir yetkiye sahip. Çünkü o kararı Federasyonun ilgili şubesi verir, Genel Sekreter onaylar, ondan sonra Yönetim Kurulu’na sunar. Yönetim Kurulu tarih veya saatleri değiştirir veya değiştirmez, o karar verir. Ama direkt olarak “Al bunu şu güne, şu saate” diye, bir kurul üyesinin bu şekilde bir yetkisinin olmaması gerekir. Sayın Ünsal bize verdiği ifadede tabii, “Hayır ben böyle bir teklifte bulunmadım. Sadece arkadaşıma nasıl yardımcı olabilirim gibi konuları konuştuk. Zaten bu otel bizim yerimiz, sürekli burada bir araya geliriz” dedi. Cep telefonlarını neden toplayıp kaldırdığını sorunca da, “O bir tedbir efendim. Zaten öyle bir şey de söylemedik” falan dedi. Dolayısıyla Mehmet Kemal Ünsal böyle bir konuşma geçmediğini söyledi ve “Zaten yapmam, yapamam. Ben Samsunluyum. Samsun’da böyle mevkiim var, politikada şöyle yerim var, beni küçültmek için aşırı derecede aleyhime çalışıyorlar” gibi bir yorum getirdi.
- Peki, Cemal Aydın neler söyledi?
- Cemal Aydın zaten onun arkasında. “A.Gücü’nün böyle bir şeye ihtiyacı yok ki, niye böyle bir teklif yapsın? Böyle bir şey olamaz paşam. Kimsenin arkadaşımız Mehmet Kemal Ünsal hakkında bu şekilde konuşması doğru değil, tasvip etmiyorum” diyor.
"BÜLENT YAVUZ ÇELİŞKİLİ KONUŞTU"
- Bülent Yavuz ne dedi peki?
- Aslında o da Cemal Aydın da konumuzun dışında. Onlarla ilgili bir karar verme durumumuz yok. Neyse, Bülent Yavuz malum müdafaa içinde, “Ben tanımıyorum o kişiyi. Böyle bir görüşmeye de şahit olmadım, ben şerefli bir hakemim, hakemliğe şu kadar hizmet yaptım, bunlara tenezzül etmem” şeklinde konuştu. Ne derece inandırıcı, tabii bu ayrı bir konu.
- Yani “Bu görüşmede olmadım” mı diyor Bülent Yavuz?
- “Olmadım” diyor, sonra da “Beraber olmuşuzdur, oluyoruz” diyor. Yani “Ben sonradan geldim, Kemal Ünsal’la beraber gelmedim” diyor. Otel müdürü de “Beraber geldiler ama yanında biri vardı. O Bülent Yavuz muydu, değil miydi bilemiyorum” diyor. “Sen Bülent Yavuz”u tanımıyor musun?” diyorum. “Ben hiç tanımam” diyor. Şimdi otel müdürü her zaman gelen birini, Bülent Yavuz’u tanımaz mı? O da inandırıcı olmadı. Talimatla gelmiş, o da belli. “Onlar geldiler, yukarı çıktılar, ne konuştular bilemiyorum. Ben onları ağırladım, otel müdürü olarak görevimi yaptım” filan diyor. Tabii bizim için bu sözler de inandırıcı olmadı. Öteki taraftan gazeteci arkadaşlarla konuştuk, röportaja bağlı bir konuydu. Ama belge falan çıkmadı.
"KANAAT VAR DELİL YOK"
- Peki, sonuçta sizde herhangi bir kanaat oluştu mu?
- Tabii bir kanaat hasıl oluyor ama hukukçu arkadaşlar “Görüşün bir belgeye dayanması lazım” diyorlar. O da yok. Ama bazı yan bilgiler var. Mehmet Kemal Ünsal’ın Samsun maçı için Samsun’a gitmesi… Paralar teklif etmesi… Futbolcularla konuşmak istemesi. Samsunsporlu futbolcularla görüşmek istiyor ama takımın menajeri müsaade etmiyor. Ondan sonra da Adnan Ölmez primi kat be kat artırıyor. Tabii bunlar bir yerde bir takım satın almalara bağlı olduğunu gösteriyor. Öteki taraftan Kemal Ünsal’ın oraya gidip de “Arkadaşlar üzülmesinler, bizimkiler fazla asılmayacak, sinirlendirmeyin, rahat olun” gibi bir takım laflar etmesi var. Bunların hepsi bir görüş olarak ortaya çıkıyor tabii. Ama belgeli olarak önümüze bir şey çıkmadığı için hukuki yönden “Evet, yapılmıştır” diyemiyoruz. Kanaate dayalı şike kararı da kanunda yok. Ne yapabilirsiniz ki? Biz futbolun güzelliği, Federasyonun kendi onuru ve kişinin kendi onuru bakımından yetkinin Federasyona ait olduğunu ifade ettik ve raporu o şekilde verdik. Federasyon da kendi takdirini kullandı ve kararını verdi.
"BU ARKADAŞ YÖNETİMDEN AYRILMALI"
- Federasyon Yönetim Kurulu’nun kararıyla ilgili sizin görüşünüz nedir?
- Öncelikle, Yönetim Kurulu’nda yer alan bu arkadaşın (Mehmet Kemal Ünsal) böyle itham altında kaldıktan sonra o görevde kalması doğru olmaz. Hem kendisi bakımından hem de federasyonun menfaati bakımından ayrılmasında yarar vardır.
- Peki eğer kanaatle şike kararı veriliyor olsaydı, sizin kararınız ne olurdu?
- Her ne kadar belge yoksa da, ortaya konan iddialar çerçevesinde böyle bir teklifin oluşmuş olabileceği kanaatini tetikler yönde.
- Yani bu teklifin yapıldığı kanaati oluştu sizde öyle mi?
- Evet
- Peki sonuçta bu kanaat ne getirirdi?
- Sonuç kişiye raci olurdu. Bu rapor çerçevesinde dosya da Şike Tahkik Komisyonu’na giderdi. Şike Tahkik Komisyonu ona göre karar verirdi. Federasyona tavsiyede bulunurdu. Bu dosya konusunda böyle bir kanaat hâsıl olmuştur, bu çerçevede bu dosyanın tekrar Şike Tahkik Kurulu’na gidip orada incelenmesini istenebilir.
"YAZMADIK AMA HİSSETTİRDİK"
- Peki, siz raporunuzda “Bizde böyle bir kanaat hasıl olmuştur” dediniz mi?
- Hayır, demedik. Belge olmayınca böyle bir şeyi diyemiyorsunuz. Ama yan delillerle bunu bir yerde ihsas ettirdik.
- Kanaatle karar veriliyor oysaydı…
- Olabilirdi. Ben olsam verirdim. Ama hukukçu arkadaşlar olayı delillerle ele alıyorlar.
- Siz bu konuda Kemal Ünsal’a mı ceza verirdiniz, yoksa A.Gücü’ne mi? Şuna açıklık getirelim. Konu Mehmet Kemal Ünsal’ın durumuyla ilgili. Samsun-A.Gücü maçında şike olmuş mu olmamış mı meselesi değil. Kemal Ünsal bu teklifi yaptı mı yapmadı mı meselesi. Bunun üzerinde durduk biz.
- Sizde de bu teklifi yaptığı kanaati hasıl oldu öyle mi?
- Bende şahsen var. Evet, görünen o ki Mehmet Kemal Ünsal bu teklifi yapmış. Bende bu kanaat hâsıl oldu.
"GÖREVDEN ALINMALIYDI"
- Federasyonun sizin incelediğiniz bu dosya konusunda verdiği karar içinize sindi mi?
- En azından Federasyondan affı gerekirdi. “Böyle bir işe karışmadım” dese bile kamuoyunda bu konuda bir intiba oluşmuştur. Ben olsam “Kusura bakma” der onu görevden alırdım. Hem kendisini korur, karizmasını muhafaza eder, federasyon da zor durumda kalmazdı.
- Bu sizin elinizdeki dosya İtalya’da olsaydı sonuç ne olurdu?
- Onların bulduğu her şey belgeye dayanıyor. Adamlar iki yıl takip etmişler, bütün delilleri toplamışlar. Bu delillerle ortaya çıkınca kimse itiraz edemedi. Ama bizde belge yok. Mesela telefon konuşmalarını isteyelim dedik. Mahkemeye gidiyorsun, savcının karar vermesi gerekiyor dinleme için. Bu karar kaç ayda çıkar? Onu beklemeye kalksanız bu olay bitmezdi. Dolayısıyla vazgeçtik.
- Federasyon başkanlığınız döneminde önünüze hiç şikeyle ilgili bir dosya çıkmış mıydı?
- Evet. 1984’tü sanırım. G.Antep-Samsunspor maçıyla ilgili bir şike dosyası vardı. Bazı futbolcular vardı işin içinde. Şike olduğuna karar vermiş ve gereken cezaları da uygulamıştık. Ama orada daha somut belgeler vardı. Kişilerin ifadeleri yetti o olayda. Adam “Aldım” diyor, bu belgedir.
- Bu şike işlerinde sizce belge aramak gerekir mi? Yoksa Disiplin Talimatına “Kanaatle şike kararı verilir” maddesini koymak mı lazım?
- Kanaatin geçerli olmasını şikeyi önleyici bir tedbir olarak görüyorum. Bence bu tür şike ve teşvik konularında en ufak şüphede dahi neticeye gitmek lazım.
Futbol Federasyonu’nun bir süre önce “kapattığı” Samsunspor-Ankaragücü maçıyla ilgili “şike dosyası”, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından tekrar açıldı.
Federasyonu’nun “kanıt yetersizliğinden her hangi bir işlem yapılmasına gerek yoktur” kararı verdiği maçla ilgili soruşturmasını “yeterli” bulmayan Teftiş Kurulu’nun bu dosyayla ilgili iki müfettişini görevlendirdiği ortaya çıktı.
Eski Federasyon Başkanı, emekli Paşa Yılmaz Tokatlı, Futbol Extra Dergisine verdiği röportajda Ulusoy Federasyonu’na yönelen baskılara sert tepki gösterdi.
"BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR SİYASİ MÜDAHALE GÖRMEDİM"
Türkiye Futbol Adamları Derneği (TÜRFAD) Genel Başkanı ve eski federasyon başkanlarından emekli general Yılmaz Tokatlı siyasetin Ulusoy federasyonuna karşı hissi davrandığını iddia etti.
- Bu dönemde siyasetin futbola müdahale ettiğini düşünüyor musunuz?
- Şimdiye kadar böyle bir siyasi müdahale olduğunu zannetmiyorum. Bugün için biraz fazla müdahale var. Federasyonun oluşumu sırasında genel kurullardaki hal ve tavırlara bakıyorum, herkes benim adamım olsun istiyor. Sayın Bıçakcı’nın Federasyon Başkanlığı döneminde ortaya çıkan listedeki isimler siyasi tarafın talepleriyle oraya konulmuştu. Yani ne Levent Bıçakcı ne de bir başkası buna karşı koyabiliyor. Kanun açık, Federasyon Başkanlarına büyük yetkiler, imkânlar veriyor aslında. Ama Federasyon Başkanları bu inisiyatifi pek kullanamıyor. Bir de bu siyasi müdahale, kulüplerin başında belediyelerin olmasından kaynaklanıyor. Belediyeler olmaz. Olursa işte böyle siyasi müdahaleler hep olur.
- Siyasetin futbola karışması doğru bir uygulama mı size göre?
- Siyaset aslında sporun dışında olmalı. Ancak hükümetin, sporun ve futbolun gelişmesine katkısı olabilir elbette. Tabii belli bir çerçeve içinde.
"SİYASET HİSSİ DAVRANIYOR"
- Peki siz şimdiki siyasetin müdahalesinin bu şekilde olduğuna mı inanıyorsunuz?
- Bugünkü siyasi müdahalenin futbolun gelişmesiyle ilgili olduğunu zannetmiyorum. Eğer futbolun gelişmesiyle ilgili bir müdahaleyse işte seçilmiş bir Federasyon var ortada. Gayet de güzel yürütüyor işleri. Şimdi bunu bozmak, herhangi bir şekilde bazı olayları ortaya koyarak itimatsızlık göstermek bence yanlış. Şu durumda tamamen hissi bir davranış olduğu ortaya çıkıyor. Bırakın, mahkeme ne verecek bekleyin. Şu anda katileşmiş herhangi bir hüküm yok ki. Kaldı ki Sayın Bakan kendisi hukukçu. Bunları gayet iyi bilen bir kişi. Bu durumda neden bu kadar Futbol Federasyonu’nun üzerinde durduğunu, konuyu bu kadar abartılı şekilde devamlı gündemde tuttuğunu anlamak mümkün değil. Ben şahsen üzülüyorum. Bırakın kendi haline. Ama “İlla benim dediğim olsun, benim adamım gelsin, otursun, yönetsin. Yeteneği var veya yok, onu ben bilmem” dersen, işte bu farklı bir müdahale olur. O zaman orada taraflı bir kurul oluşur. Özerklik kazanmış federasyonlardaki çalışmalarda siyasi müdahaleler siyasetçiyi de zor duruma sokar. Yani o getirdiği kişinin başarısızlığı ona da sirayet eder. Uluslararası kuruluşların dahi dikkatini çekecek şekilde böyle müdahaleler spora katkı sağlamaz.
"BU SORUŞTURMADAN HİÇBİRŞEY ÇIKMAZ"
- Peki Spordan Sorumlu Devlet Bakanı M.Ali Şahin’in Federasyon konusundaki tutumunu nasıl buluyorsunuz?
- Sayın M.Ali Şahin’in kendisinin veya partisinin istediği tipte insanlar oraya gelemeyince, elinde koz olarak tuttuğu Teftiş Kurulu’nun araştırması var. Bu araştırma da Levent Bıçakcı döneminde yapılmıştı. Benzer araştırmaları zamanında Fikret Ünlü de yapmıştı. O zaman şimdiki gibi 3-4 kişinin değil, 20 kişinin filan ismi vardı. Mahsup işlerden doğan hatalardı bunlar. Yani para yeme, iç etme gibi bir şey değil. O zaman da genel kurul toplandı ve ibra edildi, hiçbir şey çıkmadı.
"NEDEN SADECE FUTBOL?
- Bu gidişatın sonunu nasıl görüyorsunuz?
- Genel kurul üyelerinin hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursa olsun tarafsız davranması Türk futboluna fayda getirir. Taraflı davranırsa o sefer getireceği insan minnet duygusuyla gelir, istediği şekilde rahat çalışma imkânı bulamaz. Politikacı kanaatini söyler ama işe müdahil olması doğru değildir. Çünkü oraya gelecek kişiyi manevi olarak baskı altında tutarsa, gelen kişi de “Beni bunlar seçtirdi” diye minnet duyarsa, mutlaka karşı siyasi görüşte olan kulüplerin başkanları veya mensupları da “Taraflı davranılıyor” diyerek ayaklanır. Bunlar yanlış şeyler. Peki ilgililer veya Sayın Bakan bugün “Yurt dışına çıkış yasağı var” denilen Basketbol Federasyonu Başkanı’nı niye gündeme getirmiyor? Basketbolda, halterde veyahut diğer federasyonlarda mahkemeleri devam eden başkanlar neden gündeme taşınmıyor da yalnız Futbol Federasyonu Başkanı taşınıyor? Çıkıp “Onları da takip ediyoruz” desinler. Siz mahkeme değilsiniz ki, hâkim değilsiniz ki. Nereden biliyorsunuz yapıp yapmadığını? Bu bir iddia sadece.
"ULUSOY VE DOÐAN BİRLEŞMELİYDİ"
- Hasan Doğan’ı tanıyor musunuz?
- Tanırım, İyi biridir. Hem de hemşerim.
- Sizce futbolla ilgisi nasıl?
- Futbolu seviyor. Yönetimde başarılı işler de yaptılar. Bunlar yanlış ata oynadı derler ya. Bir yerde birleşmeleri lazımdı o zaman. Hasan Doğan’la Haluk Ulusoy anlaşıp birleşselerdi o zaman bu sıkıntılar yaşanmazdı. Tahmin ediyorum ki; iyi bir yönetim olurdu. Ulusoy geçimsiz bir insan değildir, gayet ılımlı ve mantıklı bir insandır. Tabii Sayın Doğan öbür tarafta olunca bunun politik bir tercih olduğu ortaya çıktı.
"ULUSOY’UN HİÇBİR ŞEYE İHTİYACI YOK"
- Haluk Ulusoy’un Federasyon Başkanlığını nasıl buluyorsunuz?
- Haluk Ulusoy’un hiçbir şeye ihtiyacı yok. Hiçbir zaman kendi menfaatine çalışan bir insan değil. Bugün söylenen iddiaların içinde olması mümkün değil ve Federasyon Başkanlığı işini de çok iyi yapıyor. Sistemini kurmuş ve yürütüyor. Uygulamada olsun, mâli konuları incelemede olsun titiz bir arkadaş. Taraf hali yok.
- Kulüpler Birliği’nin bu konudaki kararı merak ediliyor.
- Kulüplerin vazifesi toplanıp genel kurul kararı almak değil ki. Kulüplerin toplanma vazifesi futbolu geliştirmek, sorunlarını dile getirmektir bir araya geldiklerinde. Yoksa federasyonu irdelemek veya genel kurulu olağanüstü seçime çağırmak değil. Olağanüstü genel kurula çağırma yetkisinin kimde olduğu kanunda belli. Ya Federasyon Yönetim Kurulu, ya delegelerin yüzde 40’ı imzayla çağırır, ya da Bakan çağırır. Bakan politik olduğu için o da genel kurulu toplamak, FIFA ve UEFA ile ters düşmek istemiyor. Bir yerde doğru da yapıyor. Ben olsam Bakan olarak bu işe karışmam.
- Şu anda genel kurula gidilse sizce Haluk Ulusoy yeniden aday olabilir mi?
- Tabii ki olabilir. Çünkü bu olağan değil, olağanüstü bir genel kurul.
- Sizce Ulusoy’un yeniden adaylığını koyması gerekir mi?
- Elbette gerekir. Bunlar her Federasyon Başkanının başına gelebilecek sıkıntılar. Federasyon Başkanları da bu zorluklara katlanmak zorunda. Tabii bunu sırtlamak önemli. Bu işleri morali bozmadan sırtlayıp götürmek önemli. Haluk bunu götürür. Bunu sırtlayabilecek bir insan. Haluk’un yerinde başkası olsaydı çoktan gitmişti bile.