hayvanlarımız

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • eerol
    Banned
    • 06-11-2004
    • 8682

    #31
    Sansar



    Sansar, sansargiller (Mustelidae) familyasından Martes cinsini oluşturan omnivor hayvanların ortak adı.


    Özellikleri

    Kediyi andıran uzun ve ince bir vücudu, uzun ve bol tüylü kuyruğu vardır. Boyları 40-50 cm., ağırlıkları 2 kg. civarındadır. Boyunlarında beyaz renkte çatal şeklini andıran tüyler olan sansarlar, parlak koyu kahve rengindedir.

    Beslenme

    Gündüzleri uyuyup geceleri avlanan sansarlar, çift olarak avlanan hayvanlardır. Kemirgenler, sürüngenler, yumurta ve meyve temel besinleridir.

    Üreme

    Çiftleşme dönemleri Haziran-Ağustos ayları arasında olup, Mart-Nisan arasında 2 ile 4 yavru yaparlar. Kemirme huylarından ötürü, çevreye zarar verebilirler.

    Türler

    Yorum

    • eerol
      Banned
      • 06-11-2004
      • 8682

      #32
      Porsuk




      Porsuk (Meles meles), sansargiller (Mustelidae) familyasından memeli hayvan türü.
      Kuzey yarıkürede yaşayan, boyu 90 cm'yi, ağırlığı 20 kg'ı bulabilen, sırtı açık sarımsı-kurşuni, karın kesimi kestanerengi, bacakları ve karnının altı siyah renkli usta bir kazıcı olan porsuk, yeraltı tünellerinden oluşan karmaşık labirentler, odalar kazar. Yuvasından geceleri çıkarak mantarlar, küçük meyveler ve balla beslenir. Eskiden sert kıllarından giysi fırçası ve resim fırçası yapımında yararlanılmıştır.

      Yorum

      • eerol
        Banned
        • 06-11-2004
        • 8682

        #33
        Kunduz



        Avrupa Kunduzu" da denir. Vücudu yüzmeye uyum sağlamış, su civarında yaşayan bir kemirgen türü. Sincapsılar alttakımında yer alır.
        Kunduz, Avrupa’nın en büyük kemirgenidir, arka ayak parmaklarının arasında palet gibi bir yüzme derisi gelişmiştir. Postları gri renkli, sık ve yumuşak kıllar ile daha uzun yapılı kahverengi, oldukça sert kıllardan oluşmuştur. Kulakları ve gözleri küçüktür. Gözlerinde üçüncü bir perde vardır. Kulakları ve burunlarında da su kaçmasını önleyen kapaklar vardır. Kesicidişleri portakal renginde olabilir ve 12 cm.’ye varabilir.
        Boyları 75-100 cm., dümen görevi yapmak üzere yassılaşmış kuyrukları 30-40 cm. kadar olur, ağırlıkları 13-30 kg. arasında değişir.

        Daha çok kayın, kavak ve kızılağaç gibi yumuşak oduna sahip ağaçların bulunduğu suların civarında yaşar, suyun sakin ve yavaş aktığı yerleri tercih ederler. Eskiden Avrupa’nın tamamından Orta Asya’ya kadar yaygın iken bugün Avrupa’da bölge bölge kalmıştır. Türkiye’de soyu tükenmiş olabilir. Geçmişte Fırat, Yukarı Kızılırmak, Ceyhan ve Kahramanmaraş yakınında Körsulu Çayı dolaylarında yakalanmış ya da görülmüşlerdir.
        Kunduzların yuvaları ortada tünellerle ulaşılan bir yaşama odasının bulunduğu bir galeri şeklindedir ve yerden 1.5 metre kadar yüksekliğe ulaşır. Dal ve çamurlarla inşa edilen bu yuvalar bir insanın ağırlığını taşıyabilecek kadar sağlamdır. Birçok galeri aracılığıyla yuvaların su yüzeyinin altıyla bağlantısı sağlanmıştır ve bir havalandırma bacası da yukarıya açılır.
        Genellikle gece işlektirler, çok ürkektirler. Tehlike sırasında kuyruklarını suya vururlar. Nadiren homurtu, tıslama, çığlık gibi sesler çıkarırlar. Derelere, 30-60 cm. yüksekliğinde yuvalarını korumaya yönelik bentler yaparlar. Güçlü dişleriyle bir ağacı kemirmek suretiyle devirirler. 8 cm. çapındaki bir ağacı yere (su yüzeyine) yıkmaları en fazla 5 dakika sürer. Daha büyük ağaçlar için, günler, haftalar boyunca ve birkaç birey birlikte çalışırlar. 80cm. çapında bir ağacı dahi devirebilirler. Baraj yapmaktaki amaçları insanlarınkinden pek de farklı değildir. Su düzeyini ve akışını düzenlemeye çalışırlar. Erkek ve dişi bir yaşama alanı belirleyerek birlikte yaşar. Kışuykusu yoktur. Kışı dinlenme odalarında geçirirler. Kemirmeye uygun dalları suyun dibine taşırlar. Burada görece soğukta saklanan dallar tazeliğini koruyarak kışlık gereksinimlerini karşılar. Bazen buzları delerek besin aradıkları da olur. Ağızlarında boğazlarına su kaçmasını engelleyen bir deri tabakasını (salgılanan bir maddeyle) mühürlemek suretiyle sualtında da su yutmaksızın kemirebilirler. Sadece bitkilerle beslenirler. Otlar, yapraklar, yumuşak ve ince dallar, ağaç kabuklarını tercih ederler.
        Ortalama 35-50 yıl yaşarlar.
        Gebelik 15 hafta sürer. Bu süre sonunda 1-5 yavru, gözleri açık ve kürklü olarak doğarlar. Birkaç günlükken yüzmeyi ve dalmayı becerirler. 2 ay kadar emzirilen yavrular, 2-3, bazen 4 yaşına kadar anne ve babasıyla yaşar. Daha sonra aile kurmak üzere yuvadan ayrılırlar.
        Kırmızı listede R/Ex statüsündedir. Eskiden yaşadıkları pekçok bölgede soyları tükenmiş, yaşadıkları yerlerde de birbirinden kopuk populasyonlar halinde varlıklarını sürdürmektedirler. Avlanma (kürkleri için), çevre bozulması gibi etkenlerin tehdidi altındadırlar.

        Yorum

        • eerol
          Banned
          • 06-11-2004
          • 8682

          #34
          Köstebekgiller


          Köstebekgiller (Talpidae), memeliler aleminde böcekçiller takımına ait, yeraltında, kazdıkları tünellerde yaşayan memeli grubunu kapsayan bir familyadır.



          Özellikleri [değiştir]

          Toprakları kazarak ve eşeleyerek yaşamaya uyum sağlamışlardır. Ağız ve burunları hortum gibi uzamıştır. Gövdeleri silindir biçiminde, gözler körelmiş ya da körlerek deri altında kalmıştır. Kulakkepçeleri yoktur. Ön üyeleri kazmaya uyum sağlamış ve kürek biçiminde genişlemiştir. Parmak sayıları önde ve arkada 5'dir. Tırnakları ön üyelerde kazmaya uyum sağlamıştır. Postları kısa ve sık kıllarla kaplanmıştır. Diş yapıları sivrifarelere göre daha ilkeldir. Genellikle hepsi toprak altında yaşarlar. Yüzeye çıkardıkları toprak yığınları ile tanınırlar. Yuvaları oldukça karmaşık biçimdedir.
          Bu familya üç ana altfamilyaya ayrılır:Cinsler
          Uropsilus
          Desmana
          Galemys
          Talpa
          Mogera
          Parascaptor
          Scaptochirus
          Scaptonyx
          Scapanulus
          Urotrichus
          Neurotrichus
          Scalopus
          Parascalops
          Scapanus
          Condylura
          Son düzenleme eerol; 12-12-2006, 00:47.

          Yorum

          • eerol
            Banned
            • 06-11-2004
            • 8682

            #35
            Gelincik



            Gelincik, Mustelidae familyasından Mustela cinsinden bazı küçük yapılı etçil türlerinin ortak adı.
            İnce ve uzun gövdeli ve kuyruklu, kısa bacaklı, hareketli ve uzun boyunlu hayvanlardır. Kuzey Amerika türleri, 17-18 cm. boylarıyla en küçük karnivor türü olarak bilinir. Dünyanın başka yerlerinde yaşayan türleri, 30-35 cm. boyunda olabilmektedir.
            Gece avcıları olan Gelincikler, tek başlarına avlanan hayvanlardır. Kemirgenler, sürüngenler temel besinleridir.
            Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde görülebilen gelinciklerin, sırtları kızıl kahverengi, karın bölgeleri ise beyaza yakın açık renkli tüylere sahiptirler.
            Türler
            Mustela africana
            Mustela altaica
            Mustela erminea
            Mustela eversmannii
            Mustela felipei
            Mustela frenata
            Mustela kathiah
            Mustela lutreola
            Mustela lutreolina
            Mustela nigripes
            Mustela nivalis
            Mustela nudipes
            Mustela putorius
            Mustela sibirica
            Mustela strigidorsa
            Mustela vison

            Yorum

            • eerol
              Banned
              • 06-11-2004
              • 8682

              #36
              Sincaplar



              Sincap, Çekelez olarak da bilinir, sincapgiller (Sciuridae) familyasından uzun kuyruk tüyleri ile dikkat çeken kemirici memeli hayvanların türlerinin ortak adı.





              Özellikleri

              Vücudunun üst kısmı açık sarıdan kırmızımsı kahverengine ve siyaha kadar değişir. Alt tarafı tamamen beyazdır. Kışın, kıl uçlarında siyah pigment miktarı artar. Bu nedenle kırmızı renkte olanlar, kışın daha koyu görünür. Kuyruktaki tüyler uzundur ve kuyruklarını kıvırıp sırtlarına değdirebilirler. Gözleri iri ve patlaktır. Kulakların ucunda (kışın daha fazla) tüy demeti bulunur. Arka ayakları daha uzun ve daha güçlüdür. Boyları 18-25 cm, kuyrukları 14-20 cm arasındadır ve 280-480 gram ağırlığındadırlar.

              Yaşam alanı

              Ormanlık ve ağaçlık bölgeler, parklar ve korularda yaşarlar. Alarm vermek için çok-çuk-çuk ve kru-kru-ru diye sesler çıkarırlar. Kış uykusuna yatmazlar ancak soğuk havalarda birkaç gün süren uyuşukluk dönemleri olur. Çiftleşme dönemi dışında yalnız yaşarlar. Çok iyi tırmanır ve sıçrarlar, hemen hemen tamamen ağaçların üstünde zaman geçirir. Ağaç gövdesinde baş aşağı ve baş yukarı hızla inip çıkabilirler. Gündüzleri işlektirler, sabah ve ikindi vakti daha hareketlidir.

              Dağılımı

              Akdeniz adaları ve İzlanda hariç tüm Avrupa’dan, Japonya’ya kadar dağılmıştır. Türkiye’de Trakya ve Kuzeydoğu Anadolu’da (Kars civarı) İzmit'te Balaban köyü civarında yaşar.

              Üreme

              Çürümekte olan dallardan 30-40 cm. çapında, ağaçların tepe kısmında ya da köke yakın büyük dalların ayrıldığı çatallarda ya da ağaçkakanların açtıkları deliklerdeki oyuklarda, küre şeklinde yuva yaparlar. Yuva ağzının altta olması nedeniyle kuş yuvalarından rahatlıkla ayırdedilebilir. Yuvanın içini yosun ve otla döşerler. Bir yerleşim bölgesinde aynı hayvan birden çok yuva yapar ve kullanır. Yılda 1-2 kere, 2-7 yavru doğururlar. (Ancak bir yılda 40 yavru doğuranları da görülmüştür.) Anne yuvadan ayrılırken yuvanın ağzını ve yavrularını otlarla örter. Ortalama ömrü, 7 yıl kadardır.

              Beslenme

              İğne yapraklı ağaçların tohumlarını dişleri ile kozalakları ısırarak serbest bırakırlar. Meşe palamutları, ceviz, badem, fındık, tomurcuklar, mantarlar, taze ağaç kabukları, böcekler, salyangozlar ve kuş yavruları ile beslenirler. Tohumları ve kabuklu yemişleri tek tek toprağa gömerek saklarlar veya kovuklarda depolarlar. porsuk ağacının tohumları insanlar için zehirli olmasına karşın sincaplarca çok sevilir.
              Sincaplar sakladıkları tohumların bir kısmın bulamazlar. Toprak altında unutulan bu tohumlar, ağaçların üremesine yardımcı olur.

              Diğer

              Sincaplar, postları için avlanırlar ve (yasak olmasına karşın) avlanma nedeniyle Türkiye’de sayıları hızla azalmaktadır. Kırmızı listede soyları tehlikede olmayan hayvanların yer aldığı nt statüsündedir. Ancak Türkiye’deki durumları daha hassastır. Gündüz yırtıcıları tarafından da avlanmaları sayılarındaki azalmayı desteklemektedir. Kızıl sincaplar, yayılmacı türlerle rekabet edemeyebilir. Örneğin İngiltere’de yerli tür olmasına karşın sonradan Britanya adasına getirilen gri sincap tarafından yaşama alanının işgali nedeniyle rekabet edememiş ve sayıları giderek azalmıştır.

              Sınıflandırma

              Sincapgiller familyası 5 alt familya, 51 cins ve 278 türe ayrılır.


              Yorum

              • eerol
                Banned
                • 06-11-2004
                • 8682

                #37
                Koalalar



                Koala (Phascolarctos cinereus), Phascolarctidae familyasından Avustralya'da yaşayan bir memeli türü.
                Koalaların, vücut tasarımları bulundukları çevrede ihtiyaçları olan kusursuz detaylara sahiptir. Örneğin kol ve pençeleri geniş gövdeli okaliptüslere kolaylıkla tırmanmalarını sağlar, ön ayaklarındaki ilk iki parmakları ise diğer üç taneden ayrıktır. Kendi elimizi düşünürsek, iki tane baş parmaklarının olduğu söylenebilir. Arka ayaklardaki baş parmaklar da diğerlerinden ayrıktır ve diğer dört parmak gibi keskin pençelere sahip değildir. Diğer parmaklardan farklı olan bu baş parmaklar daha küçük dallara tutunmayı sağlar.
                Pençeleri ağaçların yumuşak ve düzgün gövdelerine çengel gibi saplanabilen koalaların, dört ayağı da, tıpkı bizim bir sopayı kavramamız gibi ağaç dallarını rahatlıkla kavrayabilir ve dallara sarılarak koalanın tırmanmasını sağlar. Ancak koalaların sahip oldukları özellikler bunlarla sınırlı değildir. Koalaların diğer özellikleri ise şöyledir:
                Okaliptüs yaprakları yüksek miktarda lif ve çok az da protein içerir. Bu yapraklarda güçlü kokulu yağlar, fenolik bileşimler ve birçok memeli için yenilemez hatta zehirli olan siyanür niteliğinde maddeler de bulunur. Başka hayvanlar için zararlı olan bu maddeler koalanın vücudunda zehir etkisini kaybeder. Çünkü koala, çok özel bir anatomisi ve fizyolojisi olan bir sindirim sistemine sahiptir. Bu özelliği ile "Minyatür Bir Biyokimyasal Fabrika" benzetmesi yapılabilir.
                Tıpkı diğer otçul memeliler gibi koala da okaliptüslerin ana maddesi olan selülozu sindiremez. Ancak bu işlemi, onun için selülozu sindirebilen ve koalanın körbağırsağında yaşayan mikro organizmalar yaparlar.
                Koalanın kör bağırsağı, kalın bağırsağına açılır ve çok büyüktür. Öyle ki körbağırsak, bağırsağın toplam uzunluğunun yaklaşık %20'sini oluşturur. Uzunluğu 1.8 ile 2.5 metre arasındadır.
                Körbağırsak koalanın sindirim sisteminin en ilginç parçasıdır. Yaprakların sindirim sisteminden geçişi burada geciktirilir. Bu gecikme sayesinde körbağırsaklardaki mikro organizmalar faaliyete geçerek selülozu koalanın faydalanacağı hale getirirler. Bu haliyle koalanın kör bağırsağı biyokimyasal bir fabrikaya benzetilebilir. Selüloz bu fabrikada işlenirken, yağlar ve zehirli niteliğe sahip kimyasallar (fenol bileşikleri) başka bir fabrikada yani karaciğerde süzülmeye uğrayarak etkisiz hale gelirler.
                Bilindiği gibi koalanın tek besin kaynağı okaliptüs yapraklarıdır. Bu ise hayvanın karbonhidrat gereksinimini tümüyle mikro organizmaların selülozu sindirmesiyle karşılaması demektir. Bu durum, mikro organizmalar olmadan koalaların yaşamasının mümkün olamayacağını açıkça göstermektedir.
                Ayrıca koalalar uykucu olmalarıyla karikatürlere filmlere ve dizilere konuk olan canlılar arasındadır.

                Yorum

                • eerol
                  Banned
                  • 06-11-2004
                  • 8682

                  #38
                  Vaşaklar



                  Vaşak, kedigillerden orta büyüklükte etçil ve yabanıl bir hayvan ailesidir. Bazı zoologlar vaşakları Felis cinsine koymuştur (Felis lynx gibi).
                  Türkiye'de halen yaşayan yabani kedi türlerinden biridir ve koruma altındadır.

                  Oyun oynayan iki yavru vaşak



                  Vaşak Türleri

                  Yorum

                  • eerol
                    Banned
                    • 06-11-2004
                    • 8682

                    #39
                    Çakal




                    Çakal, köpekgiller (Canidae) familyasına dahil olan Canis cinsi içindeki türlerden dört tanesine, Afrika ve Asya'da bulunan ve küçük-orta boyutlu olan Canis adustus, Canis aureus, Canis mesomelas ve Canis simensis türlerine verilen ortak addır.
                    Küçük avcı ve leşçil canlılar olan çakalların Kuzey Amerika'daki karşılığı, Türkçe'de "kır kurdu" ya da yine "çakal" olarak adlandırılan Canis latrans (İng., coyote ya da prairie wolf) türü canlıdır

                    Yorum

                    • eerol
                      Banned
                      • 06-11-2004
                      • 8682

                      #40
                      Tilkiler




                      Tilki, Canidae (köpekgiller) familyası içindeki yedi cinste sınıflanmış ve yaklaşık 24 tür canlıyı kapsar. Buna karşılık, Batı dünyasında "tilki" denilmekle en çok ifade edilen canlı türü Vulpes vulpes, yani kızıl tilkidir. Omnivor canlılar olan tilkilerin hemen her kıtada bulunuyor olmaları, çoğu halkların popüler kültüründe ve folklorunda da yer almalarına yol açmıştır.

                      Sınıflama

                      Terim olarak tilki, aşağıda sunulmuş cins ve türleri kapsar:

                      Yorum

                      • eerol
                        Banned
                        • 06-11-2004
                        • 8682

                        #41
                        Kurtlar

                        Kurt (Canis lupus), köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın türü. Köpek bir alt türü olarak kurdun yakın akrabasıdır.




                        Özellikleri
                        Kurt, ilk bakışta büyük bir köpeğe benzer. Daha yakından incelendiğinde vücudunun köpekten daha uzun, göğsünün daha yüksek ve daha ince olduğu görülür. Kurtların kafası büyük, kulakları kısa, püsküllü kuyrukları vücutlarının üçte biri uzunluktadır. Renkleri alt türlerine göre yöresel olarak değişir, beyaz, krem rengi, sarımsı, kızıl, gri ve siyah olabilir.
                        Avrupa'nın ve Asya'nın fazla sıcak olmayan bölgelerinde bozkurtlar çoğunluktadır. Daha kuzeye gidildiğinde siyah ve beyaz renkli kurtlara rastlanır.
                        Kurtların boyutları da yöresel olarak değişir:
                        • En büyük kurtlar Letonya, Beyaz Rusya, Alaska ve Kanada'da görülür, 160 cm vücut uzunluğuna (+ 52 cm kuyruk) ve ayakta dururken 80 cm boya erişirler. Bu kurtlar 80 kg ağırlığa kadar ulaşabilir.
                        • En küçük kurtlar Ortadoğuda ve Arap Yarımadasında bulunur, ancak 80 cm vücut uzunluğuna (+ 29 cm kuyruk) ve 20 kg ağırlığa ulaşırlar.
                        Köpek ile kurt arasındaki farklar

                        Genelde kurtları köpeklerden ayırt etmek mümkündür, ama bazen bir türün kurt olduğunu tespit etmek çok zor olabilir.
                        • Kurtlar kuyruklarını çoğu zaman yatay ya da hafif dik tutarlar ama köpeklerin kuyrukları çoğu zaman dik ya da kıvrık durur.
                        • Özellikle kafatasları çok farklıdır: Göz yüksekliği, kulak içi, Praesphenoid, Basis vomerus, Fissura petrobasialis, çene ve kesicı dişler kurtlarda ve köpeklerde birbirinden farklıdır.
                        • Kurtlar senede bir kez yavru yapar, köpekler ise çoğunlukla iki kez yavrular.
                        • Bir ayak izinin kurda mı yoksa köpeğe mi ait olduğu, izlerin sayısı ile tespit edilebilir. Kurtlar arka ayakları ile ön ayaklarının bastığı noktaya basarlar. Hatta birden fazla kurt birlikte yürüdüğünde arka arkaya gidip öndekinin izlerine basarlar. Böylece izlerin tek bir kurda ait olduğu zannedilebilir. Köpekler ise arka ayaklarıyla ön ayaklarının bastığı noktanın arasına basarlar.


                        Dağılımı
                        İnsanlar tarım ve sürü hayvancılığını geliştirmeden evvel, kurt, dünyanın en yaygın yırtıcı hayvanıydı. Tüm Avrasya'da, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika'da yaygındı. Ancak özellikle Batı Avrupa gibi yoğun yerleşim olan gelişmiş ülkelerde insanlarca soyu tüketildi. Günümüzde Doğu Avrupa, Balkan yarımadası, Kanada, Sibirya, Moğolistan ve İran'da kurtların bulunduğu büyük bölgelere rastlanır. Bunların dışında sadece, yalıtılmış (bazen 100'den az hayvan bulunan) ufak bölgeler bulunur.
                        Çok iyi uyum sağlayabilen bir hayvan olan kurt, kuzey kutbunun buz çöllerinden, Orta Asya'nın ve Kuzey Amerika'nın kum çöllerine kadar farklı habitatlarda yaşayabilir. Çoğu kurt, bozkırlarda ve ormanlarda yaşar. Erken çağlardan beri insanların sahip çıktığı açık alanlardan ormanlara kaçması yüzünden bir orman hayvanı olarak tanınmıştır.

                        Sınıflandırma

                        Kurtların alt türleri hakkında farklı görüşler vardır. Son yıllarda bilimciler arasında, 13 yaşayan, 2 soyu tükenmiş alt türü kabul eden aşağıdaki sınıflandırma yayılmaya başlamıştır.
                        Alt türBilimsel adıDurumuTarihi dağılımıKutup kurduCanis lupus arctosSağlamKanada'nın kuzeyi, GrönlandOrta büyüklükte, beyaz ya da krem rengi, uzun tüylü. Avlanması serbest olduğu için çok nadir rastlanır.Timber kurduCanis lupus lycaonTehlikedeGüneydoğu Kanada, doğu ABDBüyük bir alt tür. Tüy rengi kahverengi, beyaz ve siyah arası değişir. Kanada'nın bazı bölgelerinde avlanması serbest.Buffalo kurduCanis lupus nubilusSağlamKayalık Dağları'nın güneyi, orta, doğu ve kuzeydoğu Kanada, güneybatı Kanada ve güneydoğu AlaskaOrta büyüklükte. Çoğunlukla gri, siyah, sarımsı ya da kızıl. ABD'nin en yaygın kurt alt türü. Kanada'da avlanması serbest.Mackenzie kurduCanis lupus occidentalisSağlamAlaska, Kuzey Kayalık Dağları, batı ve orta KanadaÇok büyük bir alt tür. Çoğunlukla siyah, gri ya da kahverengi. Alaska ve Kanada'da avlanması serbest.Meksiko kurduCanis lupus baileyiSoyu tükenmek üzereMeksiko, Batı TeksasKüçük bir alt tür. Çoğu sarımsı, kahverengi ya da kızıl. Serbest yaşayanların sayısı 35-50, hayvanat bahçelerinde yaklaşık 300 kadarı var. Koruma altında.Tundra kurduCanis lupus albusSağlamKuzey Rusya, SibiryaOldukça büyük. Tipik krem rengi ya da gri. Avlanması serbest.Rus kurduCanis lupus communisAzalmaktaOrta RusyaBüyük bir alt tür. Avlanması serbest.BozkurtCanis lupus lupusSağlamAvrupa, İskandinavya, Rusya, Çin, Moğolistan, HimalayaOrta büyüklükte. Gri kahverengi tüylü. Avrasya'nın en yaygın alt türü. Tahmin edilen sayıları: 100.000. Bazı ülkelerde avlanması serbest, diğerlerinde koruma altındadır.İtalyan kurduCanis lupus italicusTehlike altındaİtalya YarımadasıOrta büyüklükte. Farklı renklerde görülür. Koruma altında.Hazar kurduCanis lupus cubanensisSoyu tükenmek üzereKaradeniz ile Hazar Denizi arasındaOldukça küçük bir alt tür. Zararlı hayvan olarak görüldüğünden hâlâ avlanmaktadır.Hokkaido kurduCanis lupus hattaiSoyu tükenmişHonşu Adası ve Hokkaido AdasıKüçük bir alt tür. En son birey 1889 yılında zehirle öldürülmüştür.Honshu kurduCanis lupus hodophilaxSoyu tükenmişJapon adaları; Honşu, Şikoku ve KiuşuTanınan en küçük kurt alt türüydü. Soyu 1905'te kuduz hastalığı ve avcılık nedeniyle tükendi.Hint kurduCanis lupus pallipesTehlikede, azalmaktaİran, Afganistan, Pakistan, HindistanÇok küçük bir alt tür. Sarımsı kahverengi, kum rengi ya da kızıl renk. Tüyleri çok kısa ve sık. Zararlı hayvan olarak görüldüğünden hâlâ avlanmaktadır.Arap kurduCanis lupus arabsSoyu tükenmek üzereSuudi Arabistan, Yemen, UmmanÇok küçük bir alt tür. Normalde kısa kahverengi tüylü. Hâlâ zararlı hayvan olarak görülüp avlandığı için nadir görülür.Mısır kurduCanis lupus lupasterSoyu tükenmek üzereKuzey AfrikaKüçük bir alt tür. Çoğunlukla gümüşümsü bir gri ya da kahverengi tüylüdür. Çok nadir rastlanır.
                        Bunların dışında, "Kurt" adını taşıyan başka türler de vardır. Örneğin yeleli kurt, köpekgiller familyasına aittir ama gerçek "Canis lupus" türüyle ilişkisi yoktur.



                        Davranışlar, sosyal yaşam

                        Bozkurt (Canis lupus lupus)



                        Kutup kurdu


                        Ara sıra yalnız gezen kurtlara rastlanırsa da, genellikle bir sürüye bağlı olarak yaşarlar. Bir kurt sürüsü, anne, baba ve yavrularından oluşan bir ailedir. Kurtlar, ev köpeklerinden daha geç, ancak iki yaşında üreyebilir, bu nedenle iki yaşını dolduruncaya kadar ailelerinin yanında kalırlar. Bir önceki senenin yavruları kendilerinden küçük kardeşlerine bakarak ebeveynlere yardımcı olur. Anne ve baba, çocuklarına karşı daima serttir, bu yüzden sürünün içindeki hiyerarşi bellidir ve kimse otoriteyi sarsmaya cesaret etmez. Akraba olan iki kurdun çiftleşmesi (ensest) hiç görülmemiştir. Kurtlar çiftleşmek için yabancı bir kurt bulamazlarsa ömür boyu çiftleşmezler.
                        Bazı eski kitaplarda bir kurt sürüsünün yapısı şöyle tarif edilir:
                        ".. Sürünün başı alfa çiftidir ve onların dışında hiçbir üye çiftleşip yavru yapamaz. Sürünün içinde her üyenin farklı statüsü vardır. Sürünün içinde en son sırada, herkesin sataştığı bir "Kara koyun" vardır. Ara sıra kurtlardan birisi alfa üyelerine baş kaldırır ve kendi statüsünü yükseltmek için onunla dövüşür." [kaynak belirtilmeli] Akraba olmayan kurtların bilimsel araştırmalar için bir araya kapatılarak izlenmesi sonucu ortaya konulan bu bilgiler doğadaki gerçekleri yansıtmaz. Bu şekilde bir araya getirilen yabancı kurtlar neredeyse her gün dövüşür.
                        Gebelik yaklaşık 60 gün sürer. Genellikle 3 ila 6 (en az 1, en fazla 14) yavru doğar.

                        Beslenme

                        Kurtlar en çok otobur memeliler ile beslenir, ama daha iyi bir şey bulamayınca kemirgenler ve kuşlar gibi küçük hayvanları da avlarlar. Gıdanın kıt olduğu zamanlarda leş bile yiyebilirler. Diğer bazı yırtıcı etoburlar gibi vitamin ihtiyaçlarını sadece otobur hayvanların mide içeriği ile gidermezler, kendileri de ara sıra böğürtlen ve diğer yabani meyveleri yerler. Ayrıca yavru kurtlar böcek de yer.

                        İnsanlar ve kurtlar


                        Evcilleştirilmesi

                        Belgeler, 14.000 yıl evvel, kurtların insan çöplerini yiyerek onlara yaklaşması ve insanların kurtların kabiliyetlerinden faydalanma isteği ile ilk köpeklerin evrildiğini gösterir. Ama günümüzdeki moleküler genetik araştırmaların sonucunda ev köpeklerinin çok daha erken, 100.000 yıl evvel kurtlardan koptuğu tespit edilmiştir.

                        Mitoloji


                        Roma şehrinin kurucuları Romulus ve Remus'u emziren kurt, antik heykel, bebek figürleri 15.yy'dan



                        Arap kurdu (Canis lupus arabs)


                        Kurt, dünyanın çeşitli kültürlerinde farklı şekilde mitolojiye yansımış, bazen hayranlık duyulmuş, bazen de tehlike olarak görülüp nefret edilmiş bir türdür. Avrupa kültürlerindeki masallarda ve efsanelerde çoğunlukla tehlikeli ve nefret edilen bir kötülük sembolü olarak geçer. Bu kötü yansımanın bazı örnekleri, İskandinav mitolojisindeki dev kurt Fenrisulfr ile Skoll ve Hati karakterleri ve kurtadam efsanesidir. Ortaçağ Almanyası'ndan kalan Kırmızı Şapkalı Kız masalı ve bazı diğer masallarda da kötülüğün sembolü bir kurttur. Öte yandan, antik Roma kültüründe, kurt, Roma şehrinin kurucuları Romulus ve Remus'u emziren kutsal bir yaratıktır.
                        Orta ve Kuzey Asya kültürlerinde ve bu kültürlerle eski bir bağı olan Kuzey Amerika yerli kültürlerinde kurt daima hayranlık duyulan ve kutsal sayılan bir hayvan olarak karşımıza çıkar. Eski Türklerde, Moğollarda, Kuzey Amerika'nın Erokez, Aleut ve Tlingit halklarında kutsal ata ve halkın totemi olarak görülür. Alaska'da yaşıyan Aleut halkı, atalarının ruhlarının kurtların içinde yaşadığına inanır ve her sene göç eden bufalo sürüleri geldiğinde vahşi kurt sürüleri ile yan yana koşarak onlarla birlikte bufalo avlarlar.
                        Bu kurt kültürünün Türklerdeki en eski kanıtları, Türklerin ataları olarak görülen Hsiung-nu halkında (MÖ 1700 - MS 300) ve bunlardan sonra gelen Türk halklarında, kültürlerinin önemli bir unsuru olarak görülür. Türkler, Tengri tarafından gönderilen Asena adında bir dişi kurdun ilk hükümdarlarının annesi olduğuna inanmış ve kurdu kutsal saymışlardır. Kurt resimleri bazı eski Türk bayraklarında yer almış ve Türk ordusunun başında bulunan kimseye "kök böri" (mavi kurt ya da gök kurdu) denilmiştir. Kurdun eski Türk kültüründeki yerini gösteren bir kanıt da, bir çocuğu emziren dişi kurdun, MS 6'ncı yüzyılda kabartma olarak Bugut dikilitaşına kazınmış resmidir. Türklerin en eski düşmanlarından olan Çinlilerde ise kötülüğün, acımasızlığın ve oburluğun sembolüdür.

                        Yorum

                        • avni2004
                          Member
                          • 20-11-2004
                          • 847

                          #42
                          Konu: Kurtlar

                          Akraba olan iki kurdun çiftleşmesi (ensest) hiç görülmemiştir. Kurtlar çiftleşmek için yabancı bir kurt bulamazlarsa ömür boyu çiftleşmezler
                          Asil hayvanın hali bir başka.

                          Yorum

                          • eerol
                            Banned
                            • 06-11-2004
                            • 8682

                            #43
                            Ayıgiller



                            Ayıgiller (Ursidae) Carnivora takımına ait bir familyadır. Kücük ayılar (Procyonidae) familyası ile karıştırılmamaları için Büyük ayılar ya da Asıl ayılar da denilir.

                            Özellikleri [değiştir]

                            Ayigillerin ortak özellikleri; iri vucut yapıları, büyük kafaları ve kısa ama çok güçlü bacaklarıdır. Gözleri küçük, kulakları yuvarlakımsı ve dik olur ve türden türe 40 ila 42 adet dişleri vardır. Ayaklarında beş parmakları vardır. Parmaklarında içeri çekip tekrar çıkarabildikleri tırnakları vardır. Kuyrukları çok kısadır. Tüyleri uzun ve çoğu türlerde kahverengi ya da siyah olmak üzere tek renklidir. Sadece Büyük pandanın beyazlı siyahlı bir rengi, ve Kutup ayısının beyaz renkli tüyleri vardır. Bazı türlerin göğüslerinde ya da yüzlerinde farklı renkte motifler olabilir.
                            En küçükleri 1 m ve 25 kg, en büyükleri 280 cm ve 800 kg olurlar. Erkek ayılar daima dişilerden daha iri olurlar.

                            Türleri

                            Bu familyanın günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarmış 8 türü kalmıştır:

                            Yorum

                            • eerol
                              Banned
                              • 06-11-2004
                              • 8682

                              #44
                              Rakun



                              Suyu bol olan yerlerde yaşamayı çok seven kemirgen, küçük memelilerdir.

                              Yorum

                              • eerol
                                Banned
                                • 06-11-2004
                                • 8682

                                #45
                                Geyikler



                                Geyik (Odocoileus virginianus), Afrika bozkırlarında ve Kuzey Avrupa'da sıkça rastlanan, erkeklerinde ağaç dallarına benzer boynuzlar olan, otçul bir yabani hayvan. Evcil olanlarına ise ren geyiği denir. Avrupalılar tarafından yiyecek maddesi olarak tüketilir. Avrupa'da en çok Finlandiya'da bulunmaktadır.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor