hayvanlarımız

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • eerol
    Banned
    • 06-11-2004
    • 8682

    Konu: hayvanlarımız



    İber vaşağı (Lynx pardinus), Pardel vaşağı veya İspanyol vaşağı olarak da bilinir, kedigiller (Felidae) familyasından İspanya ve Portekiz'de yaşayan çok ender bir vaşak türü.

    Özellikler

    İber vaşakları görümüm olarak Avrasya vaşağına çok benzerler ama önemli ölçüde daha küçüktürler. 12 kg vücut ağırlıklarıyla bir Avrasya vaşağı ağırlığının üçte ikisinden biraz daha hafiftirler. Postları kuzeydeki akrabasından genelde daha belirgin ve güçlü şekilde lekelidir. Bunların dışında iber vaşağı, tüm tipik vaşak özelliklerine sahiptir. Kısa kuyruk, fırça tüylü kulaklar, kısa güçlü vücut ve uzun bacaklar.

    Yaşam alanı

    Başlangıçtaki dağılım tüm İspanya ve Portekiz üzerinde uzanıyordu. Bugün yaklaşık 100 birey, birbirinden az ayrılmış populasyon olarak İber Yarımadası üzerinde dağınık olarak yaşar. Yalnız iber vaşakları, Portekiz Algarve'de, kalanlar İspanya'da yaşar. Her iki büyük populasyon, Milli park Coto de Doñana ve Sierra de Andújar, Jaén'de yaşar.
    Tercih edilen habitat ağaçları olan açık arazidir. İber vaşakları, Avrasya vaşaklarından çok daha az orman hayvanı olarak göze çarpar. İber vaşaklarının bugün genelde dağlarda yaşaması, habitat olarak yüksek konumları tercih etmelerine değil, güçlü kovuşturma ve zulüme dayanmaktadır.

    Yaşam tarzı

    İber vaşakları geceleri aktif yalnız dolaşan hayvanlardır. Başlıca avları, besinlerinin neredeyse % 95 ini oluşturan yaban tavşanlarıdır. İber vaşakları, tavşan mevcudiyetine bu kadar bağımlı olmasından, tavşanların populasyonlarındaki oynamalar, vaşakların mevcudiyetinde hak eden bir etkiye sahiptir. Yaygın tavşan salgını myxomatosis (tavşan vebası), vaşakların nüfuslarına dolaylı olarak tehdit eder.
    Besinlerinin geri kalan % 5 i, kuşlar ve kemirgenlerden oluşur. Bunlar ancak sadece, eğer yaban tavşanı mevcut olmadığı zamanlarda yenir.

    İnsan himayesi

    Şu anda esaret altında 15 vaşak vardır. Mart 2005'de insani himaye ile iber vaşağı üretmek, dişi vaşak Sally ile başarılı olmuş, Milli Park Coto de Doñana'nın üretim istasyonunda 3 yavru vaşak dünyaya gelmiştir. Mart 2006'da Sally, 2 yavru dünyaya getirerek ikinci kez anne olur.

    Yorum

    • eerol
      Banned
      • 06-11-2004
      • 8682

      Konu: hayvanlarımız



      Yaguarundi (Puma yaguarondi), kedigiller (Felidae) familyasının Güney Amerika'da yaşayan bir üyesi.

      Özellikleri
      Yaguarindiler uzun kuyruklu, kısa bacaklı kedilerdir. Vücutları 65 cm (+45 cm kuyruk) uzunluğunda olur. İki farklı renk varyasyonları vardır; bazıları gri tüylü, bazıları kırmızımsı kahverengi tüylü olurlar. Eskiden bu ayrı renklerinden dolayı, iki ayrı tür olarak sınıflanırlardı, ama daha ayrıntılı araştırmalardan sonra, iki renk varyasyonun da birbirleriyle çiftleştikleri ve kardeş yavruların bazılarının kırmızı ve bazılarının ise gri olabildikleri ortaya çıkmıştır.

      Yaşam alanı

      Yaguaundi Güney ve Kuzey Amerika'nin, Teksas'dan Uruguay ve Bolivya'ya kadar varan bir coğrafyanın tropik ve subtropik bölgelerinde bulunur. Az ağacı olan ormanlar, çalılık alanlar ve ormanların kenarları gibi farklı alanlara ayak uydurmuştur. Tamamen bitkisiz açık alanlarda ya da yağmur ormanlarında pek sık rastlanılmaz.

      Yaşam şekli

      Yaguarundi, geceleri aktif bir avcı olarak, kemiriciler, tavşanlar, kuşlar ve sürüngenleri avlar. Zarif vucudu ile çalıların arasında sessizce dolaşabilir. İsterse tırmanabilir de, ama bu kabiliyetini sadece zor durumlarda kullanır. Çok iyi bir yüzücüdür, ve bazı bölgelerde hatta balık avcılığı üzerine uzmanlaşmıştır.
      Gebelik 65 gün sürer ve sonunda 2-3 yavru dünyaya gelir. Yaguarundiler genelde senede iki kez yavrularlar.

      Sınıflandırma

      Eski sınıflandırmalarda Yaguarundiler, Herpailurus adında ayrı bir cins olarak kabul edilirlerdi. Modern moleküler genetik araştırmalardan sonra artık Puma cinsine ait olduğu kabul edilmektedir.

      Yorum

      • eerol
        Banned
        • 06-11-2004
        • 8682

        Konu: hayvanlarımız



        Hazar kaplanı (Panthera tigris virgata), kedigiller (Felidae) familyasından soyu 1970'li yıllarda tükenen kaplan alt türü.

        Özellikleri
        Bengal kaplanından daha küçüktür. Tüyleri sık, çizgileri soluktur. Gövde ve boyun altı beyaz ve daha sarkıktır. Kulaklar, kısa ve küçüktür. Rengi, Bengal kaplanına benzer. Bacakların dış kısımları, sarıdır, ve iç tarafı beyazdır. Bu alt türün kuyruğu, sarıdır, ve sarımsı beyaz çizgiler vardır. Kışın saçı çok uzundur, iyi gelişmiş bir karın yelesi ve kısa bir ense yelesi vardır.

        Yaşam şekli

        Hazar kaplanları yalnız yaşayan hayvanlardır. Çiftleşme mevsiminde erkek ve dişi birlikte görülür. Erkek kaplan dişiden daha büyüktür. Genelde çiftleşme kış veya bahar döneminde gerçekleşir. Kaplanların çiftleşme dönemi yirmi-otuz gün kadar sürer. Yaklaşık olarak 100 günlük bir gebelik döneminden sonra dişi kaplanlar üç yavru doğurur. Bu yavrular doğduğunda kördür ve on gün sonunda gözleri açılır. Yavrular yaşamlarının ilk sekiz haftasında anne sütüyle beslenir. Bu esnada baba hiçbir sorumluğu üzerine almaz. On bir haftadan sonra yavrular avlanmaya başlar.

        Dağılımı

        En batıda Türkiye olmak üzere Hazar denizi etrafında, Kafkasya’da İran, Türkmenistan, Afganistan’ın kuzey kesimlerinde yaşardı. Ayrıca Moğolistan ve Irak'ta da izleri bulunmuştur.

        Yorum

        • eerol
          Banned
          • 06-11-2004
          • 8682

          Konu: hayvanlarımız


          Paslı kedi veya Kızıl benekli kedi (Prionailurus rubiginosus) küçük bir yaban kedisi. Bengal kedisi ile yakın akrabadır.

          Özellikleri
          Paslı kedi 40 cm'lik gövde boyu ve 20 cm kuyruk uzunluğu ile en küçük kedilerdendir. Adını boz sarı kürkü üzerindeki paslı-kahverengi lekelerden alır. Görünümü bengal kedisine çok benzer; ancak benekleri daha az belirgindir ve rengi atmış, soluk bir izlenim bırakır.

          Yaşam alanı

          Paslı kedinin, biri Hindistan'ın güney ucu ve diğeri Sri Lanka olmak üzere birbirinden ayrı iki popülasyonu bulunur. Buralarda farklı ortamlarda yaşarlar. Paslı kediler Sri Lanka'da yağmur ormanları'nda bulunurken, Hindistan'daki popülasyonları kuru ve açık alanları mekan tutarlar. Yaygın bir teoriye göre Hindistan'daki bengal kedisi ile olan rekabet, paslı kedileri daha uygunsuz yaşam alanlarına çekilmeye zorlamıştır. Sri Lanka'da ise paslı kedileri ormandan kovabilecek bengal kedisi bulunmamaktadır.

          Yaşam tarzı

          Paslı kediler tek başına hareket eden gece faal olan kediler olup, yaşam tarzları büyük ölçüde bengal kedilerine benzer. Kuşları, fareleri, kertenkeleleri ve böcekleri avlarlar. Çok iyi tırmanıcı olmalarına rağmen genelde yerde hareket ederler.

          Yorum

          • eerol
            Banned
            • 06-11-2004
            • 8682

            Konu: hayvanlarımız



            Geoffroy kedisi (Oncifelis geoffroyi), kedigiller (Felidae) familyasından Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde, özellikle Arjantin'de yaşayan kedi türü.

            Özellikleri
            Geoffroy kedisi bir ev kedisi büyüklüğündedir. Yaklaşık 40 cm'lik kuyruğuyla birlikte uzunluğu 90 cm'yi bulan bu yabanıl kedinin tüyleri boz ya da sarımsı kahverengidir. Dağılım alanlarının güneyinde boz, kuzeyinde ise sarı olarak görülür. Kürkü üzerinde bulunan küçük siyah lekeler karekteristik özelliğidir. Melanizme (komple siyahlık) bu türde sık rastlanır.

            Yaşam alanı

            Geoffroy kedisi, Bolivya ve Güney Brezilya'dan itibaren güneye doğru Patagonya'ya kadar, Güney Amerika'nın güney yarısında yaşar. Sadece Andlar'ın doğusunda bulunur. Ağaç bulunan tundralar ve aynı şekilde ormanlar yaşam alanıdır.

            Yaşam tarzı

            Çevik bir hayvan olan geoffroy kedisi dik yamaçlara ve ağaçlara ustaca tırmanarak küçük memelileri ve kuşları avlar.Tavşan ve kemirgenler avları arasındadır. Su içinde balık da avladığından Güney Amerika'da "balık kedisi" olarak da adlandırılır. Geoffroy kedisi geceleri faal bir hayvan olup, gündüzleri ağaçlarda uyur.
            Dişileri yılda iki ya da üç yavru doğurur.

            Koruma

            Geoffroy kedisi, uzun süre kürk manto üretiminde kullanıldı. Zamanla, akut şekilde nesli tükenme tehtidi altında kalan kedi, CITES sözleşmesinde Ek II listesine dahil edilmiştir. Zaman içinde her türlü ticareti yasaklanmıştır. Bu yasak, Geoffroy kedisi kullanılarak yapılan ürünlerin ticareti gibi kişiler arası Geoffroy kedisi ticaretini de kapsar.

            Yorum

            • eerol
              Banned
              • 06-11-2004
              • 8682

              Konu: hayvanlarımız



              Affenpinscher, almancada maymun köpek anlamına gelmektedir.Bu köpek diğer terrier ler gibi küçük kemirgenleri avlamak için kullanılmaktadır , aynı zamanda bir süs köpeğidir , apartman hayatına uyumludur.
              Rengi: Siyah; gri; gümü; siyah ve bronz
              Çıktığı Yer :Almanya
              Kullanım Amacı : Küçük kemirgen avı , süs köpeği
              Boy : 23-29 cm
              Kilo : 3-4kg.

              Yorum

              • eerol
                Banned
                • 06-11-2004
                • 8682

                Konu: hayvanlarımız



                Bokser (İngilizce: Boxer), orta irilikte, dolgun ama güçlü ve kendine özgü bir biçimi olan bekçi köpeğidir.

                Özellikleri

                Cesareti ve dayanıklılığı, zeka, gözüpeklik, çeviklik ve gücü birleştiren bokserin yüksekliği, omuzdan yere kadar yaklaşık 53-64 cm, ağırlığı 30 kg kadardır. Kısa, parlak, yumuşak derisi, kızıl ya da kahverengi zemin üstüne benekli ya da çizgili ya da ayak, göğüs ve kafada beyaz çizgilidir.

                Tarihi

                İlk olarak 19. yüzyıl'da Almanya'da üretilen bokser ırkı, bütün buldok ırklarıyla akrabadır. 1950'lerin ortasında beğenilen ırklar arasına girmişse de günümüzde eskisi kadar yaygın değildir. Bütün buldoklar gibi, modern bokserin ataları köpek ve boğa döğüşleri için yetiştirilirlerdi. 19. yüzyıl'da bu sporlar yasadışı sayılınca bokserler Almanya'da polis köpeği olarak yetiştirilmeye başlanmıştır.

                Yorum

                • eerol
                  Banned
                  • 06-11-2004
                  • 8682

                  Konu: hayvanlarımız



                  Greyhound, yarış için yetiştirilmiş İngiliz tazısı.
                  Britanya adalarında 9. yüzyıl'dan başlanarak yetiştirilen Greyhound'un omuzdan yere yüksekliği 76 cm, ağırlığı 32 kg kadardır. Uzun boyunlu, uzun bacaklı, çok zarif bir köpektir. Postu kısa tüylüdür ve rengi, siyah, beyaz, kırmızı ya da lekeli olabilir. Çok hızlı koşar ve çok çeviktir.

                  Yorum

                  • eerol
                    Banned
                    • 06-11-2004
                    • 8682

                    Konu: hayvanlarımız



                    Pekinez

                    Kısa boylu,uzun tüylü,bazık yüzlü bir köpek cinsidir.
                    Çin'de üretilmiş ve bir zamanlar sadece Çin kralliyet saraylarında yaşayan bu köpeğin Budizm'le yakın bir bağlantısı vardır. Kürkünün şekli yüzünden Çin aslanı olarakda adlandırılmıştır.

                    Yorum

                    • eerol
                      Banned
                      • 06-11-2004
                      • 8682

                      Konu: hayvanlarımız



                      And çakalı (Pseudalopex culpaeus, eskiden Dusicyon culpaeus), aynı zamanda And tilkisi, Ateş Toprakları tilkisi, Macellan tilkisi, Culpeo, Culpeo tilki veya Patagonya tilkisi olarak da bilinir, yeleli kurtdan sonra Güney Amerika'nın en büyük yaban köpeği türü. Bununla birlikte söz konusu tür hakiki bir çakal olmayıp, görüntü olarak çakaldan çok tilkiye benzer.

                      Özellikleri
                      And çakalı, 60-115 cm arası gövde uzunluğuna sahip olup buna ilave yaklaşık 40 cm uzunluğunda kuyruğu vardır. Ortalama 7,5 kg gelirken büyük örneklerinde 13 kg ağırlığa ulaşabilirler. Post rengi gridir. Sırtının üzerinden genelde zayıf olarak farkedilen koyu bir şerit geçer. Türün karekteristik özelliği beyaz çene ve kırmızımsı kahve bacak kısımlarıdır.

                      Yaşam alanı

                      And çakalı, Ekvador ve Peru'dan Bolivya üzerinden Şili ve Arjantin'e kadar dağılmıştır. Yaşamak için Andlar'ın batı tarafını tercih eder ve 1000 ile 4500 m yükseklikte bulunur. Burada açık arazide yaşarken yapraklı sık ormanlarda bulunmaz. Ateş Toprakları'nda da az sayıdaki yerli memelilerden biri olarak yaşar.

                      Yaşam şekli

                      And çakalının beslenmesi bulunduğu yaşam alanına bağlıdır. Kuzey popülasyonları tamamen etobur olup tavşan ve kemirgen ile beslenir, ender olarak kuş, kertenkele, böcek ve leş yerler. Dağılım alanları güneyde olanlar bitkisel gıda da yerler. Ateş Toprakları'nda bu oran yaklaşık %30'unu tutar.
                      And çakalları, Alfa çiftin yönettiği gruplar halinde yaşarlar. Sürünün yönetimi dişiye miras kalırken erkekler grubu terk etmek zorundadır. Bir batında yaklaşık beş yavru dünyaya gelir.

                      Diğer

                      Çiftçiler And çakalını koyunları için bir tehlike olarak görse de koyun sürülerine saldırı çok azdır. Buna rağmen And çakalı bazı çevrelerde çokca avlanır ve yerleşim bölgelerinde nerdeyse nesli tüketilmiştir. Fakat türün tamamı tehtit altında olarak kabul edilmez.

                      Yorum

                      • eerol
                        Banned
                        • 06-11-2004
                        • 8682

                        Konu: hayvanlarımız



                        Yarasa kulaklı tilki (Otocyon megalotis), köpekgiller (Canidae) familyasına dahil Otocyon cinsinin tek türü olup, Afrika savanlarına özgü bir tilkidir.
                        Adını büyük kulaklarından alan bu canlının, diğer köpekgillerle karşılaştırıldığında çok daha küçük dişleri vardır. Böcekçil beslenmeyle ilgili bir uyum olan bu diş yapısı nedeniyle, bir dönem bu türün köpekgillerin ayrı bir alt familyası olarak Otocyoninae içinde sınıflanması göz önünde bulundurulmuştur. Yakın tarihli incelemeler ise yarasa kulaklı tilkinin Vulpes (asıl tilkiler) cinsine çok yakın olduğunu göstermiştir.

                        Yorum

                        • eerol
                          Banned
                          • 06-11-2004
                          • 8682

                          Konu: hayvanlarımız



                          Yengeç yiyen tilki (Cerdocyon thous), köpekgiller (Canidae) familyasına dahil Cerdocyon cinsinin günümüzdeki tek türü olup, Güney Amerika'nın orta bölgelerine özgü orta boylu bir tilkidir.
                          Cerdocyon cinsi içinde sınıflanan ancak soyu tükenmiş olan başka bir canlı ise Cerdocyon avius'tur.

                          Yorum

                          • eerol
                            Banned
                            • 06-11-2004
                            • 8682

                            Konu: hayvanlarımız



                            Altın hamster (Mesocricetus auratus), Suriye hamsteri olarak da bilinir, Cricetidae familyasından bir kemirici türü.
                            Hamsterin hikayesi 1930 yılında, Hebrew Üniversitesi Zooloji Dalı öğretim üyelerinden Prof. Jerusalem'in bir dişi hamster ve 12 yavrusunu Syra yakınlarında bir kasabada bulmasıyla başlamıştır. Aynı üniversitede görevli Dr. Ben Menahem bu yavrulardan 2 dişi ve bir erkeği alarak üretmiştir. Böylece insan eli altında üretilen ilk hamster yavruları elde edilmiş oldu. Dr. Menahem'in sahip olduğu bu hamster ailesi, bu gün tüm dünyadaki evcil hamsterlarin atası olarak kabul edilmektedir. Bu genç yavrular 1931 yılında bilimsel ve tıbbi araştırmalarda kullanılmak üzere Amerika ve İngiltere'ye gönderildi.
                            Orijinal hamster, yani değişik renk ve tüy varyeteleri elde etmek amacıyla üretilmeye başlanmadan önceki hamster, kısa, yumuşak tüylü ve sarımsı kahve rengiydi. Sırtında ve yanaklarında siyahımsı lekeler vardı ve karın bölgesi gri-beyaz renkteydi. Şu anda pet hayvanı olarak evlerde beslenen, değişik renk ve tüy uzunluğu olan hamsterlar sonradan yapılan selektif üretim çalışmalarıyla elde edilmiştir.
                            Yaşam alanı
                            Avrupa'da ve Asya'nın batısındaki [tarım] alanlarında ya da bozkırlarda, toprağın altında kazdıları karmaşık yuvalarda yaşarlar. Yuvada tabanı otlarla kaplı odalar ve kışlık yiyeceklerin saklandığı depolar vardır. Genellikle meyve, sebze ve tahılla beslendikleri için bazen tarım alanlarına zarar verebilirler. Öte yandan baykuş, atmaca, kakım ve gelincik gibi hayvanlara yem oldukları gibi insanlar tarafından da avlanırlar.

                            Özellikleri

                            Hamsterın derisi vücuduna tam yapışmış değildir, esnek ve gevşek bir yapısı vardır. Adeta derisi vücuduna bol gelen bir elbise gibidir. Gözleri parlak ve tam yuvarlaktır, ayakları tutmaya ve kavramaya uygundur bu yüzden hamsterlar iyi birer tırmanıcıdırlar. Ön ayaklarında 4 arka ayaklarında 5 parmak vardır. Kuyruk 1 cm den kısa ve küttür. Uzun tüylü varyetelerde kuyruk tamamen tüylerin altında gizlenmiştir. Boyları 10 15 cm ağırlıkları 150 gr civarındadır.

                            Yaşam şekli

                            Yaklaşık 2 yıl yaşarlar. Renk körü oldukları gibi görme duyuları fazla gelişmemiştir; buna karşılık duyma, koku alma duyuları süperdir. Bu nedenle çok yüksek seslerden hoşlanmazlar. Hamsterleri diğer kemirgenlerden ayıran el ilginç özellikleri yanaklarındaki keseleridir. Hamsterler yiyeceklerini bu keselerde toplar ve yuvasına taşıyarak yuvasında depolar. Bu keseler yanaktan başlar ve omuz üstünde biter. Bir hamster kesesinde kendi vücut hacminin yarısı kadar yiyeceği taşıyabilir. Kimi zaman bu keselerde korumak amacıyla yavrularını bile taşırlar. Hamsterların bir diğer ilgin özelliği de kendi dışkılarını yemeleridir. Bunun nedeni sindirim sistemlerinin ilk seferde yiyecekteki besin maddelerini tam olarak ayrıştırıp onlardan tam yararlanamamasıdır.

                            Yorum

                            • eerol
                              Banned
                              • 06-11-2004
                              • 8682

                              Konu: hayvanlarımız


                              Kunduz, kunduzgiller (Castoridae) familyasından Castor cinsini oluşturan ağaçları kemirerek beslenen, su kıyılarında yaşayan kemiricilerin ortak adı.

                              Yorum

                              • eerol
                                Banned
                                • 06-11-2004
                                • 8682

                                Konu: hayvanlarımız



                                Eski Dünya kunduzu (Castor fiber), Avrupa kunduzu olarak da bilinir, kunduzgiller (Castoridae) familyasından vücudu yüzmeye uyum sağlamış, su civarında yaşayan bir kemirici türü.

                                Özellikleri
                                Kunduz, Avrupa’nın en büyük kemirgenidir, arka ayak parmaklarının arasında palet gibi bir yüzme derisi gelişmiştir. Postları gri renkli, sık ve yumuşak kıllar ile daha uzun yapılı kahverengi, oldukça sert kıllardan oluşmuştur. Kulakları ve gözleri küçüktür. Gözlerinde üçüncü bir perde vardır. Kulakları ve burunlarında da su kaçmasını önleyen kapaklar vardır. Kesicidişleri portakal renginde olabilir ve 12 cm.’ye varabilir. Boyları 75-100 cm., dümen görevi yapmak üzere yassılaşmış kuyrukları 30-40 cm. kadar olur, ağırlıkları 13-30 kg. arasında değişir.

                                Yaşam alanı

                                Daha çok kayın, kavak ve kızılağaç gibi yumuşak oduna sahip ağaçların bulunduğu suların civarında yaşar, suyun sakin ve yavaş aktığı yerleri tercih ederler.

                                Dağılımı

                                Eskiden Avrupa’nın tamamından Orta Asya’ya kadar yaygın iken bugün Avrupa’da bölge bölge kalmıştır. Türkiye’de soyu tükenmiş olabilir. Geçmişte Fırat, Yukarı Kızılırmak, Ceyhan ve Kahramanmaraş yakınında Körsulu Çayı dolaylarında yakalanmış ya da görülmüşlerdir.

                                Yuva yapma

                                Kunduzların yuvaları ortada tünellerle ulaşılan bir yaşama odasının bulunduğu bir galeri şeklindedir ve yerden 1.5 metre kadar yüksekliğe ulaşır. Dal ve çamurlarla inşa edilen bu yuvalar bir insanın ağırlığını taşıyabilecek kadar sağlamdır. Birçok galeri aracılığıyla yuvaların su yüzeyinin altıyla bağlantısı sağlanmıştır ve bir havalandırma bacası da yukarıya açılır.

                                Yaşam şekli

                                Genellikle gece işlektirler, çok ürkektirler. Tehlike sırasında kuyruklarını suya vururlar. Nadiren homurtu, tıslama, çığlık gibi sesler çıkarırlar. Derelere, 30-60 cm. yüksekliğinde yuvalarını korumaya yönelik bentler yaparlar. Güçlü dişleriyle bir ağacı kemirmek suretiyle devirirler. 8 cm. çapındaki bir ağacı yere (su yüzeyine) yıkmaları en fazla 5 dakika sürer. Daha büyük ağaçlar için, günler, haftalar boyunca ve birkaç birey birlikte çalışırlar. 80cm. çapında bir ağacı dahi devirebilirler. Baraj yapmaktaki amaçları insanlarınkinden pek de farklı değildir. Su düzeyini ve akışını düzenlemeye çalışırlar. Erkek ve dişi bir yaşama alanı belirleyerek birlikte yaşar. Kış uykusu yoktur. Kışı dinlenme odalarında geçirirler.

                                Beslenme

                                Kemirmeye uygun dalları suyun dibine taşırlar. Burada görece soğukta saklanan dallar tazeliğini koruyarak kışlık gereksinimlerini karşılar. Bazen buzları delerek besin aradıkları da olur. Ağızlarında boğazlarına su kaçmasını engelleyen bir deri tabakasını (salgılanan bir maddeyle) mühürlemek suretiyle sualtında da su yutmaksızın kemirebilirler. Sadece bitkilerle beslenirler. Otlar, yapraklar, yumuşak ve ince dallar, ağaç kabuklarını tercih ederler.

                                Ömrü

                                Ortalama 35-50 yıl yaşarlar.

                                Üreme

                                Gebelik 15 hafta sürer. Bu süre sonunda 1-5 yavru, gözleri açık ve kürklü olarak doğarlar. Birkaç günlükken yüzmeyi ve dalmayı becerirler. 2 ay kadar emzirilen yavrular, 2-3, bazen 4 yaşına kadar anne ve babasıyla yaşar. Daha sonra aile kurmak üzere yuvadan ayrılırlar.

                                Korunma durumu

                                Kırmızı listede R/Ex statüsündedir. Eskiden yaşadıkları pekçok bölgede soyları tükenmiş, yaşadıkları yerlerde de birbirinden kopuk populasyonlar halinde varlıklarını sürdürmektedirler. Avlanma (kürkleri için), çevre bozulması gibi etkenlerin tehdidi altındadırlar.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor