KOBAY
Fenerbahçe, genelde babadan çocuklara geçen, sarı ile lacivertin yan yana gelmesiyle bünyeye yerleşen bulaşıcı ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hastalığın 100 yıldır tedavisi bulunamaması ve hızla yayılması, henüz hastalanmamış diğer insanların ve onların gelecek nesillerinin de hastalığa yakalanma tehlikesini doğurmaktadır.
Yaklaşık son yirmi yıldır devam eden her türlü aşı, ilaç ve hastalıktan korunma kampanyasına rağmen hastalık hızla yayılmaktadır. Özellikle son yıllarda hastalığın bilançosu inanılmaz boyutlara gelmiştir. Her ne kadar zaman zaman medya tarafından rakamlar çarpıtılarak hasta sayısı düşük de gösterilse, ülkemizde her doğan çocuğun hasta doğduğu bilinen bir gerçektir.
Son birkaç yıldır Tabipler Federasyonu ve Birliği, “Fenerbahçe hastalığı daha fazla yayılmasın” diye Fenerbahçeliler’e kobay muamelesi yaparak onlar üzerinde deneyler yapmaktadır.
Tabipler Federasyonu ve Birliği, yaptıkları deneylerle hayatlarından tamamen ümit kesilmiş Fenerbahçeliler’i kobay olarak kullanmakta, hastalığın yapısını anlamaya çalışılmakta ve bu uğurda ciddi zaman, emek ve para harcamaktadır.
Hatta bu uğurda, hastalığa panzehir bulduğunu iddia eden bir doktora, panzehir üretmesi için Seyrantepe’de büyükçe bir arsanın kullanım hakkını verilmiş, panzehir üretecek tesisin bir an önce faaliyete geçmesi umutla beklenmektedir.
Panzehirin serumla karıştırılıp kullanıma hazır hale getirilmesi amacıyla cüzi bir bedelle üstü kapatılan bir Burhan Felek tesisi de 10 yıllığına yine aynı doktora verilmiştir.
Konu Fenerbahçe’ye kaç maç ceza verildiği değildir. “Sporcuyu sakatlamak için sahaya yabancı madde atmak” veya “stadyumda toplu küfür etmek” suçtur ve cezalandırılmalıdır. Taraftarları bu ve benzer fiillerde bulunan bir kulüp de bu cezadan nasibini almalıdır. İşin bu kısmına itirazım yok ve olamaz.
Benim tek itirazım çifte standartlara!!
Benim itirazım olsa olsa, millet on binlere oynarken, 52 bin kişilik stadyumumuza sağanak yağış altında 30 bin kişinin gelmesinin eleştirilmesinedir…
Benim itirazım olsa olsa, diğerleri hakem hatasından gol attığında “hata”, ama eğer siz hakem hatasından gol attıysanız “şike”, “haksızlık” ve “ahlaksızlık” diye tanımlanmasınadır..
Benim itirazım olsa olsa, 1959’dan önce aldığımız 9 şampiyonluğun sayılmayıp, birilerine yıldız verebilmek için 1957’de aldığı şampiyonluğun yıldız hesabına alınmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, Ben cebimdeki tüm parayı Fenerbahçe’ye harcarken, Fenerbahçem bizim verdiğimiz paralarla stadyum ve havuz yaparken, birilerine bedavaya arsa verilip, bedavaya stat yapılmasına, ucuza havuzdan yararlanma olanağı sağlanmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, millet gol atamazken, bizim “duran toptan” gol atmamızın dillendirilmesinedir…
Benim itirazım olsa olsa, biz futbolculara alacaklarını tam olarak ödediğimiz için alkışlanacağımıza “mahallenin zengin oğlanı” ilan edilmemize, ödemeye yapmayanların ise “mazlum” ve “zavallı” olmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, 15 maçtır küfür yüzünden uyarı dahi almamışken, üst üste iki maçta küfüre hemen ceza verilmesine, her maç sürekli Fenerbahçe’ye ve başkanına küfür edenlere ise sene başından beri seyirci kalınmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, Avrupa Kupası maçına yorgun çıkmasınlar diye başkalarının maçlarını ertelerken, çok önemli bir Avrupa maçından önce Fenerbahçe hakkında şike iddiaları ortaya atanlaradır…
Benim itirazım, sahaya yabancı madde atılma kuralını, atana göre değerlendirenlere…
Benim itirazım, tüm bu olayları görüp, bilip “YUH be” demeyen herkesedir…
Bizi üç hafta karantinaya alanlar ve sürekli “kobay” muamelesi yapanlar, bize diğer hastalardan farklı muamele yapmamaları gerektiğini öğrenmelidirler…
Cezaya gülüyorum.
Biz “kobay” gibi, ne ilaçlarla yıkandık, ne acılar çektik.
Tabipler çabuk unutuyor, hatırlatırız;
“Biz son maçta şampiyonluğu kaybettik… Ama hala hastayız, çünkü tedavisi yok…”
Hastalar, bu akşam hastalığın Frankfurt’a sirayet etmesiyle, güzel yurdumun ve Avrupa’nın her yerinde sevinçten azabilir, aman dikkat!!
Bir çift sözüm kaldı yazacağım…
Birincisi sözde tabiplere; “Unutmayın tedavi edilmesi gereken biz hastalar değil, sahaya yabancı madde atan gerçek ruh hastalarıdır”
Son sözüm ise tüm hastalara;
Bulaşıcı Kalın
Fenerbahçe, genelde babadan çocuklara geçen, sarı ile lacivertin yan yana gelmesiyle bünyeye yerleşen bulaşıcı ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hastalığın 100 yıldır tedavisi bulunamaması ve hızla yayılması, henüz hastalanmamış diğer insanların ve onların gelecek nesillerinin de hastalığa yakalanma tehlikesini doğurmaktadır.
Yaklaşık son yirmi yıldır devam eden her türlü aşı, ilaç ve hastalıktan korunma kampanyasına rağmen hastalık hızla yayılmaktadır. Özellikle son yıllarda hastalığın bilançosu inanılmaz boyutlara gelmiştir. Her ne kadar zaman zaman medya tarafından rakamlar çarpıtılarak hasta sayısı düşük de gösterilse, ülkemizde her doğan çocuğun hasta doğduğu bilinen bir gerçektir.
Son birkaç yıldır Tabipler Federasyonu ve Birliği, “Fenerbahçe hastalığı daha fazla yayılmasın” diye Fenerbahçeliler’e kobay muamelesi yaparak onlar üzerinde deneyler yapmaktadır.
Tabipler Federasyonu ve Birliği, yaptıkları deneylerle hayatlarından tamamen ümit kesilmiş Fenerbahçeliler’i kobay olarak kullanmakta, hastalığın yapısını anlamaya çalışılmakta ve bu uğurda ciddi zaman, emek ve para harcamaktadır.
Hatta bu uğurda, hastalığa panzehir bulduğunu iddia eden bir doktora, panzehir üretmesi için Seyrantepe’de büyükçe bir arsanın kullanım hakkını verilmiş, panzehir üretecek tesisin bir an önce faaliyete geçmesi umutla beklenmektedir.
Panzehirin serumla karıştırılıp kullanıma hazır hale getirilmesi amacıyla cüzi bir bedelle üstü kapatılan bir Burhan Felek tesisi de 10 yıllığına yine aynı doktora verilmiştir.
Konu Fenerbahçe’ye kaç maç ceza verildiği değildir. “Sporcuyu sakatlamak için sahaya yabancı madde atmak” veya “stadyumda toplu küfür etmek” suçtur ve cezalandırılmalıdır. Taraftarları bu ve benzer fiillerde bulunan bir kulüp de bu cezadan nasibini almalıdır. İşin bu kısmına itirazım yok ve olamaz.
Benim tek itirazım çifte standartlara!!
Benim itirazım olsa olsa, millet on binlere oynarken, 52 bin kişilik stadyumumuza sağanak yağış altında 30 bin kişinin gelmesinin eleştirilmesinedir…
Benim itirazım olsa olsa, diğerleri hakem hatasından gol attığında “hata”, ama eğer siz hakem hatasından gol attıysanız “şike”, “haksızlık” ve “ahlaksızlık” diye tanımlanmasınadır..
Benim itirazım olsa olsa, 1959’dan önce aldığımız 9 şampiyonluğun sayılmayıp, birilerine yıldız verebilmek için 1957’de aldığı şampiyonluğun yıldız hesabına alınmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, Ben cebimdeki tüm parayı Fenerbahçe’ye harcarken, Fenerbahçem bizim verdiğimiz paralarla stadyum ve havuz yaparken, birilerine bedavaya arsa verilip, bedavaya stat yapılmasına, ucuza havuzdan yararlanma olanağı sağlanmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, millet gol atamazken, bizim “duran toptan” gol atmamızın dillendirilmesinedir…
Benim itirazım olsa olsa, biz futbolculara alacaklarını tam olarak ödediğimiz için alkışlanacağımıza “mahallenin zengin oğlanı” ilan edilmemize, ödemeye yapmayanların ise “mazlum” ve “zavallı” olmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, 15 maçtır küfür yüzünden uyarı dahi almamışken, üst üste iki maçta küfüre hemen ceza verilmesine, her maç sürekli Fenerbahçe’ye ve başkanına küfür edenlere ise sene başından beri seyirci kalınmasınadır…
Benim itirazım olsa olsa, Avrupa Kupası maçına yorgun çıkmasınlar diye başkalarının maçlarını ertelerken, çok önemli bir Avrupa maçından önce Fenerbahçe hakkında şike iddiaları ortaya atanlaradır…
Benim itirazım, sahaya yabancı madde atılma kuralını, atana göre değerlendirenlere…
Benim itirazım, tüm bu olayları görüp, bilip “YUH be” demeyen herkesedir…
Bizi üç hafta karantinaya alanlar ve sürekli “kobay” muamelesi yapanlar, bize diğer hastalardan farklı muamele yapmamaları gerektiğini öğrenmelidirler…
Cezaya gülüyorum.
Biz “kobay” gibi, ne ilaçlarla yıkandık, ne acılar çektik.
Tabipler çabuk unutuyor, hatırlatırız;
“Biz son maçta şampiyonluğu kaybettik… Ama hala hastayız, çünkü tedavisi yok…”
Hastalar, bu akşam hastalığın Frankfurt’a sirayet etmesiyle, güzel yurdumun ve Avrupa’nın her yerinde sevinçten azabilir, aman dikkat!!
Bir çift sözüm kaldı yazacağım…
Birincisi sözde tabiplere; “Unutmayın tedavi edilmesi gereken biz hastalar değil, sahaya yabancı madde atan gerçek ruh hastalarıdır”
Son sözüm ise tüm hastalara;
Bulaşıcı Kalın
Yorum