AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    #31
    Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

    Aşka dair söylenenler

    W. Shakespeare:
    "Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir... Aşk gözle değil ruhla görülür."

    Mevlana:
    "Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı.. Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı."

    Cenap Şehabettin:
    "Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır."

    Aristo:
    "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yanlız sevilmenin hiçbir zevki yoktur."

    Augustinus:
    "Sevgi ruhun güzelliğidir."

    Franz Xaver Von Baader:
    "Özgürlük aşk değildir, yalnız aşkın kapısıdır."

    Baysal Von Hakans:
    "Bence aşk .....dır onu sevmektir.”

    François Bacon:
    "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanların kendilerini budalaca aşka kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük işler aşkla uzlaşmaz"

    Bailey:
    "Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır."

    Balzac:
    "Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar"

    Basta:
    "Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever"

    Jeremy Bentham:
    "Aşk hazzı, dostlukla duyu hazlarından yoğrulmuştur"

    Bulor:
    "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır"

    Antoine Bret:
    "Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur"

    Jacob Boehme:
    "İstek, hareket, genişleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiğinde aşk olur"

    Baysal Von Hakans:
    "Bence hala aşk ......yı sevmektir. Fikrimde değişiklik yok"

    La Cordaire:
    "Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur"

    Dante:
    "Geniş varlık denizinin her yanında geniş bir aşk akışı vardır. Fiziksel devinim, bitkisel yaşam, zihinsel yaşam... Hep evrensel aşkın derece derece yükselen aşamalarını oluşturur. Aşağı derecelerinde yanılmayan aşk, akılla aydınlandığı zaman iyilik ve kötülüğe eğilim kazanır. Aşk kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardır. Hatta irade, hile ve şiddet kullanmak yoluyla bir başkasının kötülüğüne çalışmış olsa bile yine aşka uyar. Kötülükler aşktan uzaklaşma oranında bir takım derecelere sahiptir ve kötülük aşka yaklaşmak için sarf ettiği güç oranında erdeme yaklaşmış olur... Cehennem bile adalet kadar aşkın eseridir, aşka düşmezler”

    Eugene De Lacroix:
    "Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister"

    Descartes:
    "Bir şey kendimiz için iyi, yani uygun gibi sunulmuşsa ona karşı aşk duyarız."

    Duclos:
    "Aşk bıkılmayandır. Her şeyden bıkılabilir ama aşktan ... hayır"

    Epiktet:
    "Hareket etmenin nedeni 'istek' ve 'sevmektir', bu ise düşünmektir. Aşk tutkudur. İyi ya da kötünün ne olduğunu fark edemeyen insan nasıl sevebilir"

    Epikür:
    "Bilge olan evlenmez. Evlense bile aşkın vehimlerine kapılmaz... Bir uygarlığın yetkinliği ve insanlığı ancak kardeşlik ve sevgiyle olasıdır."

    Baysal Von Hakans:
    "Bak bir daha sorma kardeşim ben ......yı seviyorum kimse düşüncemi değiştiremez ..... dahi değiştiremez o beni sevsin sevmesin ben onu seviyorum"

    Douglas Ferrola:
    "Aşk kızamığa benzer, insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçer"

    Faulkner:
    "Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı."

    Fenelon:
    "Sevmeden yaşamak yaşamak değildir. Az sevmek ise sürüklenmektir."

    Feuerbach:
    "Varlık sezginin, duyunun ve aşkın bir sırrıdır. Bu kişi, bu şey yani bireysel, yalnız duyumda, yalnız aşkta, mutlak bir değere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. Aşkın sonsuz derinliği ve aşkın gerçeği, bununla yalnız bununla kaimdir" "... En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklıdır. Böylece genel olarak başımız dışında bulunan bir nesne varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır, varoluşun aşktan ve duyumdan başka belgesi yoktur."

    Baysal Von Hakans:
    "Aşk arada 6000 km mesafeye rağmen evimin buğulu penceresine onun adını yazdığımda ve oradan bakınca onu gördüğümde aşktır. Ben onu görüyorum....... yanımda ona sarılıyorum... "

    Costance Foster:
    "Sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir"

    François M. C. Fourier:
    "1) Geçici ya da keyif verici aşklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık aşkları gibi şekillere ayrılır. 2) Az çok bir süresi fakat kısır aşklar ki, bunlar gözde aşklardır. 3) Yalnız bir çocuk doğurtan geçici aşklar ki, bunları dölleyen aşklardır. 4) Karılar ve kocalar aşkıdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk doğurturur. Fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yaşamamakta serbesttir." "Her erkek bütün kadınlara ve bir kadın bütün erkeklere sahiptir."

    Freud:
    "Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli aşktır"

    Geraldy:
    "Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır"

    Baysal Von Hakans:
    "İnanılmaz bir şekilde aşkım katlanarak büyüyor. Ben ......yı seviyorum"

    Geothe:
    "Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir"

    Efes'li Heraklitos:
    "Duyu organları akılsız ruhlara hizmet ettikleri zaman kötü tanıklardır. Eşek samanı altına tercih eder; köpek tanımadıklarına havlar. Domuz için çamur saf sudan daha değerlidir. Deniz suyu ister temiz ister kirli olsun, balıklar için kurtarıcı insanlar için uğursuzdur."

    Victor Hugo:
    "Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır."

    Paul Henri D. Holbach:
    "İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir"

    Holty:
    "Aşk kulubeyi altından bir saraya benzetir."

    Albert Hubbart:
    "Aşk yaşamdır deriz, ancak umutsuz inançsız aşk ölümden beterdir."

    Baysal von hakans:
    "Aşk sen soğuk karların içindeyken içini ısıtan ateştir. İçimi yakan aleve sonsuz teşekkürler. "

    Konfüçyus:
    "İnsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır"

    François La Rocheffoucauld:
    "Tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. Adalet aşkı nedir? Adaletsizlik ıstırabından korkmaktır. Aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. Aşk duyuların bir hummasıdır."

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      #32
      Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

      Kadının 7 Hali

      KADERSİZLER: Bu tip kadınlar genelde üniversiteyi iyi dereceyle bitirirler, sigara içerler. Konuşurken en uygun kelimeleri seçmeye özen gösterirler. Her ne yaşarlarsa yaşasınlar deneyimlerinden bir şeyler kazanmaya çalışırlar. Genelde makyaj yapmazlar. Genelde erkekler tarafından terk edilirler, duygusal ilişkilerinde başarılı değillerdir. Alkole düşkündürler.

      * GÜLENLER: Hayatın her alanından keyif almaya çalışan bu kadınlar çok duygusal olurlar. En basit bir olay karşısında kolayca ağlayabilen bu kadınlar hala kahramanlık hikayelerine yürekten inanırlar. Erkeklerin egemenliğini seven bu kadınlar televizyon izlemeye bayılırlar. Erkekler tarafından kolayca güldürülebilirler.

      * UTANGAÇLAR: Kitap okumayı severler. Örgü gibi el işlerini sevmezler. Arkadaşlarıyla genelde son çıkan kitaplar üzerine sohbete girerler. Sabit fikirlidirler. Ağırbaşlı erkeklerden hoşlanırlar. Evcil hayvanları severler. Etraflarındaki insanlar onları genel olarak "mükemmel" diye tanımlarlar.

      * FİLOZOFLAR: Bu kadınlar inanılmazlardır. Genelde erkek kıyafetleri içinde gördüğümüz bu kadınlar görünüşlerine pek önem vermezler. Kolay kolay ağlamayan bu kadınlar kimse için de kolay kolay dışarısını izleyerek düşüncelere dalıp geçirebilirler. Karşı cinsle çok az ilgilenirler. Kimse kolay kolay yakın dostları olamaz. Sırları genelde birilerinin kaderlerini belirleme yeteneklerinde yatar.

      * SANATÇILAR: Yetenekli olan bu kadınlar çoğu zaman yeteneklerinden yorulup gizliden gizliye yalnız bir hayat sürmeyi isterler. Tanrının onları, güzellik artı yetenek ikilisiyle özel olarak yarattıklarını düşünürler. Evlerinde çok sık misafir ağırlayan bu kadınların arkadaşları genelde içkiye düşkündürler. Hayatın anlamı üzerine arkadaşlarıyla uzun sohbetler gerçekleştiren bu kadınların, birini çok mutlu edebilme yetenekleri vardır.

      * NAZİKLER: Erkekleri gereğinden fazla seven bu kadınlar, evliliğe meyillidir. Genelde sakin ev hayatına aileye düşkün olan bu tip kadınlar erkeklerin eş seçimi sırasında ilk tercih ettiği kadınlardır.

      * ÇÖZÜMCÜLER: Bu kadınlar doğuştan iyidirler, nazik ve akıllı olan bu kadınlar öz eleştiri yapabilme özelliğine sahiptirler, ilişkilerde kendi hatalarını çok kolay kabul ederler ve çözmeye çalışırlar. Genelde sigara içen bu kadınlar, aynadan nefret ederler. Kendi görüntülerinden çoğu zaman hoşnut olmayan bu kadınların en büyük hayali bebek sahibi olmaktır. Genelde doğadan ilham alarak şiir ve yazı yazmayı severler, romantiklerdir.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        #33
        Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

        Aşk acınızı hafifletin

        1- Yalnız kalmayın

        Evet yalnız kalmak isteyebilirsiniz. Ancak bu dönemde sosyal hayattan kopmayın. Yalnızlık kendinizi iyi hissetmenizi sağlamaz, daha çok yıpranmanıza neden olur. Aileniz ve arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin. Belki de onları, bu aşkı yaşarken ihmal etmiştiniz.

        2- Yeni şeyler yapın

        Onunla beraberken yapmak isteyip de yapmaya fırsat bulamadığınız şeyleri yapın. O olmadan önce neler yapardınız? Şöyle bir sıralayın ve vakit geçirmeden uygulayın. imkânınız varsa kendinizi yakın hissettiğiniz biriyle küçük bir tatil yapın. Kafanızı toparlamanıza yardımcı olur. Gönüllü annelik, dans kursuna başlamak da iyi gelebilir.

        3- Küçük şeylerden zevk alın

        En azından almaya çalışın. Mutlu olmak sizin elinizde. Güçlü olun ve sizi hak etmediğini düşünün. Mutlu olmak için neler yapabilirsiniz bir düşünün. Uzun yürüyüşler iyi gelebilir.

        4- Yeni bir ilişkiye atlamayın

        Kendinizi yeniden aşık olmak için zorlamayın. Bırakın acı çeken kalbiniz dinlensin. Gerçekten acı çekiyorsanız çivi çiviyi sökmez.

        5- Hissettiklerinizi yazın

        Yazmak kendi kendinize yapabileceğiniz en iyi terapilerden biridir. Hissettiklerinizi, yaşadıklarınızı yazın. O güne kadar yapmadıysanız günlük tutmaya başlayın.

        6- Psikologa gitmekten çekinmeyin
        Tüm bunlara rağmen bulunduğunuz durumdan kurtulamıyorsanız bir psikologa gidin ve ona her şeyi anlatmaktan çekinmeyin.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          #34
          Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

          Ask Yemİnİ

          Bugun Oldugu Gibi ,yarinda Yarindan Sonrada Ondan Sonraki Gunlerde De Gozlerimdeki Yerinin Hic Degismeyecegine...
          Bugunum Gibi Yarinimda Da Hep Sevginle Yasayacagima...
          Her Bakisinda Okudugum O GÖzleri,her Zaman Yaninda Gorecegine, En Yakin Dostun ,en Yakin Sirdasin , En Yakin Arkadasin Olacagima...
          Sikintinin Sikintim, ÜzÜntÜnÜn ÜzÜntÜm Olacagina...
          Her Kizgin Anini Cicege DÖnusturecegime...
          Her Uzgun Aninda Gulusunun Geri Gelmesi Icin Elimden Geleni Yapacagima...
          Asla Soguktanda Yalnizliktanda Seni Usutmeyecegime...
          Yaninda Olmadigim Ve Yarligima Ihtiyacin Olduguher Anda Bir Ruzgar Olup Seni Saracagima...
          Gozumun Gozune Degdigi Her An Sana Yeniden Asik Olup Seni Bir Prense Donusturecegime...
          Her Sabah Sana Asik Olarak Uyanacagima...
          Sen Uyurken Sana Bakip Ikimiz Icin Dualar Edecegime...
          Beni Tanidigin Gun, Bende Gordugun Neyse,Ömrunce Ayni Beni Gorecegine...
          Sevgimin Asla Degismeyecegine...
          Sevgimin Asla Azalmayacagina...
          Aksine Her Gun Buyuyen Bir Sevgiyle, Seni Mutluluk Ormanlarina Tasiyacagima...
          Senin Herseyin Onunde Oldugun Gerceginin Asla Degismeyecegine...
          Seni Asla Ihmal Etmeyecegime...
          Sana Yalan Soylemeyecegime...
          Baskalarinin Yanindayken Seni Asla Unutmayacagima...
          Elini Usulusul Tutup O Ilk Gundeki Ayni Heyecani Hep Yasayacagima...
          Tum Balonlari Senin Icin Gokyuzune Salacagima...
          Tum Ciceklerde Seni Gorecegime...
          Okyanuslarda Seni Dalga Yapacagima...
          Gokkusagina Salincak Kurup 7 Renge Senin Rengini Karistiracagima...
          Her Satirda Seni Yazacagima, Seni Cizecegime Ve Sana Seslenecegime...
          Sadece Bir Gun Degil, Butun Gunlerin Senin Gunun Olacagina...
          Hic Birzaman Hicbir Seyi Senin Onune Gecirmeyecegime...
          Her Gunun Bir Oncekinden Daha Guzel Olacagina...
          Her Aninin Unutulmazlik Zincirine Bir Yenisini Ekleyecegime...
          Seni Sonsuzluk Kadar Cok Sevecegime...
          Seni Sen Oldugun Icin Sevecegime...
          Seni Bir Omur Sevecegime...
          Seni Bir Omurden De Ote Sevecegime...
          SÖz Veriyorum...

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            #35
            Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

            aşk

            Dün gece sen uyurken kizila boyadim denizleri, uçurumdan attim sessizligi, haber saldim rüzgarlara, fisildasinlar kulagina seni ne kadar çok özledigimi... Gece bir baska giyer siyahini, yildizlar daha bir sönük olur, yakamozlar baska çizer denize kendini ve hayat daha bir kahpe oynar oyununu sen yanimda yoksan eger!

            Eger gökyüzü bir parça kagit, deniz bir sise mürekkep olsaydi yine de sana olan duygularimi yazmaya yetmezdi. Seni o kadar çok seviyorum ki...

            Eger seni nasil ve ne kadar sevdigimi ögrenmek istiyorsan bana yeni bir dil bulmalisin, çünkü sana olan sevgimi anlatmak için kelime bulamiyorum.

            En güzel yarinlar senin olsun, sen buna layiksin ömrün mutluluklarla dolsun. Eger gün gelir de sen beni unutursan, inan ki tatlim canin sagolsun.

            Gece bir baska giyer siyahini, yildizlar daha sönük olur, yakamozlar baska çizer denize kendini ve hayat daha kahpe oynar oyununu sen yanimda yoksan... Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarinda mutluluk, yüreginde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut, gagasinda iyi geceler öpücügü, yanagini uzat... Muuckk!!!

            Geceler seni sevdigim kadar uzun olsaydi eger inan ki yeryüzüne hiç günes dogmazdi.

            Gençligine güvenip erken derken belki elveda bile diyemezsin giderken.

            Gönlüme taht kurdun, gönlümün sultani oldun, gece gökyüzünde parlayan yildizim, sabah ise ruhuma dogan günesim oldun.

            Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, askin içimde ve ruhun bedenimde oldugu sürece seni çok sevmeye devam edecegim...

            Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düstügüm yer dudaklarin olsa.

            Güller anlatsin sana olan sevgimi, güller anlatsin yanlizligimi, çaresizligimi? Yavas yavas eriyen yüregimi güller anlatsin ben anlatamadim

            Günesi seviyorum diyorsun günes açinca gölgeye kaçiyorsun. Yagmuru seviyorum diyorsun yagmur yaginca semsiyeni açiyorsun. Korkuyorum sevgilim çünkü beni de sevdigini söylüyorsun!

            Günesin dogdugu da bir gerçek battigi da... Kalbimin attigi da bir gerçek, günün bittigi de... Ne çikar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, iste o en büyük gerçek...

            Günün ilk isiklari sahile vurdugunda, martilar yalnizca ikimizin anlayacagi bir dille sunu fisildar denizin kulagina: Seni çok özledim...

            Hadi gel tut ellerimi! Benimle yan! Benimle meydan oku her çaresizlige! Benimle uyu benimle uyan. Birlikte varalim nice yillara...

            Hadi gökyüzünden senin için tuttugum,üzerine tüm duygularimi yükledigim,yildizi al,yüregimden yüregine yollar var,hadi benim için uzaklardan bir tebessüm yolla...

            Hadi uyandir beni söyle gördügüm zamansiz bir düs mü? Hadi git, uzaklas, yokluguna inandir beni. Gerçekten yoruldum her buldugum yerde seni kaybetmekten.

            Hani gözler vardir sözleri anlatir, hani sözler vardir gözleri anlatir, bir de ask vardir seni anlatir...

            Hasret kapimda nöbetler tutuyor. Sevgilim uzak bir sehirde gözlerim onu ariyor...

            Hasretin öldürdü beni! Simdi geceler çaresiz. Simdi yagmur damlasi gelip konar dudaklarima sessiz. Söylemis miydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz.

            Hep kalanlara gidenleri kattim! Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattim yine de bir tane ?sen? edemediler. önceleri hasreti hiç tatmadim, yarimden hiç ayri kalmadim, biter diye takvimlere baktim. Zor geldi ayrilik alisamadim. An gelir insan gülerken aglarmis. Gözyaslari sel olup kalbine akarmis? Seni çok seviyor ve özlüyorum. Bu güzel askimiza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getiriyorum?

            Hüsrani bir tek yerde kabul ediyorum, yasamak varken yasayamamis olmakta.

            Insanlar tanidim yildizlar gibiydi, hepsi parliyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, günesi seçtim, bir günes için bin yildizdan vazgeçtim?

            Karanlik gecede önemli degildir yildizlari görmek. Gündüzleri yildizlari görmek marifet, asik olmak önemli degil, bir ömür boyu sevebilmek marifet.

            Kimsin sen? Yasamak isteyip de yasayamadigim umutlarim, farkinda olmadan yillardir bekledigim mi? Kimsin sen? Sen benim sevdigimsin, sevdigimi söyleyebildigim...

            Kuyruklu yildizlar vardir, dünyaya yetmis yilda bir gelirler. Insanlar onu hayati boyunca belki bir kez görürler. Ben o yildizi gördüm, o da sensin birtanem?

            Meleklerin saçlari salkim salkim, havada dondurmadan kaleler ve her yerde kustüyü vadiler. Bulutlara öyle baktim. Ama simdi yalnica günesin önünü kesiyorlar, yagmur ve karla kapliyorlar her yeri. Çok sey var yapabilecegim, bulutlar çikmasalar yoluma...

            Mutlu olmayi biliyorsan, sevmeyi bileceksin gerçekten seviyorsan, ömrünü vereceksin.

            Mürekkepten denizler, kagittan gemiler yaptim. Sonra ismini her yere yazdim. Ismini yazinca seni sevdigimi sandin, ben seni sevmedim sana taptim!..

            Nasil ki uzaktaki yildiz parlak gelirse insana, uzakta oldugun için tutkunum sana! Hani en güzel asklar imkansiz gelir ya insana, imkansiz oldugun için tutkunum sana.

            Ne dünden daha az Ne yarindan daha çok Seni bugünde, Dün oldugu gibi Yarin olacagi gibi Çoooooooooooooooook seviyorum.

            Ne seni unutmak için bir çabam var ne de askimi körükleyen bir rüzgar... Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm ne de görmeye dayanacak kalbim var.

            Ne zaman tutsam ellerini gözlerimin önünden mevsimler geçer, ne zaman gözlerin gözlerime degse samanyolundan bir yildiz düser.

            Paylastikça çogalan tek seyin sevgimiz oldugunu hiç unutmayalim ve sevgimizi daima çogaltalim sevgilim.

            Rüzgar alabildigine hirçin,yagmur alabildigine inatçi, yüregin ise onlara inat sanki bir liman... Tipki gözlerindeki huzur gibi...

            Sana bahçeden gül degil günesten atom koparip getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.

            Sana dogru bir kelebek uçurdum, daglari denizleri asti seni buldu, yanagina ufacik bir öpücük kondurdu. Hissettin mi?

            Sana nasil hitap etmeliyim bilmiyorum. Hayatim desem hayat çok kisa, çiçegim desem çiçek soluyor. Sana canim demeliyim, çünkü bu can sen oldukça yasiyor...

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              #36
              Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

              Uzakta Sevgili

              Sevgilisi uzakta yaşayanların kafasında ortak bir soru vardır: Birbirimizden fiziksel olarak uzakta olsak da duygusal bağımızı güçlendirmemizin bir yolu yok mu?

              Bu yazımızda size sevgilinizle aranızdaki bağın uzak mesafeler arasında bile ne denli güçlü bir şekilde kurulabileceğini birkaç ipucuyla anlatmaya çalışacağız.

              Ayrı şehirlerde yaşayan sevgililer ilişkilerinin ilk dönemlerinde bunu bir avantaj olarak görür ve az görüşmekten doğan özlemin ve tutkunun etkisinde kalır. Fakat zaman geçtikçe telefon konuşmaları ve e-mail ile sürdürülen iletişim iki taraf için de yetersiz olmaya başlar. Bu aşamada ilişkinin yürüyebilmesi için iki tarafın da öncelikle birbirine ve ilişkilerine güvenmesi gerekir. Güven unsuru sağlandıktan sonra yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

              Ortada buluşun

              Sevgiliniz örneğin sizin oturduğunuz yerden iki saat uzaklıkta bir şehirde yaşıyor. Çok uzak sayılmayacak bu mesafeyi kısaltmak sizin elinizde. Görüşmek için haftasonunu beklemek istemiyorsanız bir akşam yemeği için iki şehrin ortasına denk gelen bir bölgede buluşun. Sevgilinizi görmek için bir saat yol gitmek o kadar da zorlayıcı bir şey olmasa gerek, öyle değil mi?

              Internet üzerinden konuşun

              Birbirinize e-mail atmaktansa günün belli bir saatinde internete girmek için sözleşin ve karşı tarafla anında iletişim sağlayan programlardan biri aracılığı ile onunla sanki karşınızdaymış gibi konuşmayı deneyin.

              Hediye vermek için özel günleri beklemeyin

              Karşımızdaki kişiyi önemsediğimizi göstermek için yapabileceğimiz en güzel şeylerden biri ona sürpriz bir hediye vermektir. Bu hediyenin küçük ya da büyük olması hiç önemli değildir. Bu, sevgilinize yazdığınız bir şiir, sevdiği bir kitap ya da sevdiği bir paket cips bile olabilir. Yeter ki içinizden gelerek alındığını bilsin.

              İnancınızı kaybetmeyin

              Eğer bu ilişkinin yürüyeceğine inanıyorsanız, o zaman aranızdaki uzak mesafeyi düşünerek hareket etmeyin. Aksine o uzaklığın sizi daha da yakın kıldığını düşünün ve her fırsatta ona olan sevginizi dile getirin.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                #37
                Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                Sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmez...

                Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar.

                İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder
                birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için.

                Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan
                içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su'ya aşık olmuştur.

                İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar,
                "Sırf senin hatırın için ey su" diye...

                Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı
                birşeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki,
                çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.

                Günler ve aylar birbirini kovalalar ve çiçek acaba
                "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar.

                Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek,
                alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.

                Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni
                seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek
                yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der.
                Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...

                Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz
                etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der.

                Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der
                ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek
                artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin.
                Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler
                çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine...

                Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla
                başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben,
                gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum
                karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır
                nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder
                çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu
                ümitsiz artık elimizden birşey gelmez."

                Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık
                nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir
                bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum...
                Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der.


                Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece
                "Seni seviyorum" demek yetmemektedir....

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  #38
                  Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                  Aşk Sözleri

                  Aşk gözlerde başlar,dudaklara iner,tekrar gözyaşı olarak bir daha akar bir gözyaşı olmak isterdim. gözlerinde doğup,yanaklarında yaşayıp,dudaklarında ölmek için...

                  Özlemek güzeldir, özlüyorsa özlenen beklemek güzeldir, gelecekse beklenen ve sevmek güzeldir, seviyorsa sevilen.

                  Gerçek aşklar bitmesini bilen aşklar olduğuna göre,insanlar ya hep sahte aşklarıyla evlenir,yada evlenerek aşklarını sahteleştirir.

                  Dünyada iki kör var;biri benden başka herkesi gören sen diğeri senden başka kimseyi göremeyen ben.

                  İnsanı taş yada kırık kalpli yapan bu dünyadan gidiyorum beni nereye gömerlerse gömsünler.....(Diderot)

                  Eger güzelligi içinizde tasımıyorsanız, dünyanın neresine giderseniz gidin onu bulamazsınız.

                  Bulutlar yagmasada yağmur yüklüdür sevmesini hissetmesini bilene......

                  Sokakta bir kiz gördüm takildi gözlerim gözlerine, Asigim zannetti beni kendine, Halbuki ne bilsin,Benziyordu GÖZLERI GÖZLERINE.

                  Gercegi insanlarin olculeri ile degil, insanlari gercegin olculeri ile tani..!

                  Gözlerin konustugu dil her yerde aynidir..!

                  Birgün biri çıkıpta güneşe adını buzla yazarsa bilki o seni benden daha çok seviyor...

                  Her zaman bir su gibi ol; Su engel tanımaz,durdurulmaz..

                  İnsanların hayalleri ile asla alay etme..

                  Derin ve ihtiraslı sev, kalbin kırılabilir ama, hayatı dolu dolu yaşamanın tek yolu budur..

                  Tanıştığın herkesin birşeylerden korktuğunu, birşeyleri sevdiğini ve birşeyler yitirmiş olduğunu UNUTMA..!

                  Yavaş konuş ama hızlı düşün..

                  Cevap vermek istemediğin bir soru ile karşılaştığında gülümse ve;"niye öğrenmek istiyorsunuz" diye sor..

                  Senin "pes ettim" dediğin bir anda, bir başkasının aynı durum için,"aman Allahım ne büyük fırsat" dediğini unutma..

                  Üç S'yi unutma;Kendine saygı, başklarına saygı, ve bütün hareketlerinde sorumluluk..

                  Kaybettiğin zaman bundan aldığın dersi de kaybetme..

                  İlham bekleyerek vakit kaybetme, sen başla ilham gelecektir..

                  Alıngan ve kırılgan olma, övgü gibi eleştriyi de zarafetle kabul et..

                  Amaçsız bir yaşamdan sakın..

                  Kaybetmeye gücünün yetmeyeceği şeyleri asla tehlikeye atma..

                  En iyi ilişkinin, insanların birbirlerine olan sevgilerinin,birbirlerine olan ihtiyaçlarından daha fazla olduğu durumda yaşanıldığını unutma..

                  Budalalığı kahramanlıkla karıştırma..

                  Uzaklarda olmak hiçbir zaman unutmak için bahane değildir..
                  (Ersin Mutlu)

                  Sıradan olmayan bir yaşam için çabaladık. Sonunda sıradan bir yaşamın düşünü kurduk.
                  (Rohat Kutlay)

                  Hayat yaşandığı kadar vardır. Gerisi ya hafızada ki hatıra ya hayaldeki ümittir.

                  Hüsranı ise bir tek şeyde arıyorum. Yaşamak mümkün iken yaşayamamış olmakta...

                  Kadın başarılı oldukça, kendi prensini bulma arzusu daha çok şiddetlenir.
                  (Irvin D. Salome "Nietzsche Ağladığında" adlı kitabından

                  Yaşlanma, sevdiklerini kaybetme ve dostlarından fazla yaşamdaki asıl acının sizi inceleyen gözlerin olmamasıdır.
                  (Jozef Breuer)

                  Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi gerçeği keşfetmektir.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Sorulmayan soru en önemli sorudur.
                  (Jozef Breuer)

                  Ümit en son kötülüktür. Çünkü işkenceyi uzatır.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Beni öldürmeyen şey beni güçlendirir.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Yanlızlık hastalıkların üreyebileceği en iyi ortamdır.
                  (Jozef Breuer)

                  Mutlak hedef başkalarının fikirlerinden bağımsız olabilmektir.
                  (Jozef Breuer)

                  Yaşama karşı sorumluluğumuz daha yücesini yaratmaktır. Daha alçağını değil.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Başkalarının kurallarına uymak, insanın kendini yönetmesinden çok hem de çok daha kolaydır.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  İnsan ruhu yaptığı seçimlerle belirlenir.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınavdır.
                  (Jozef Breuer)

                  Yaşam planınız sizin elinizde değilse varlığınızı rastlantıya bırakmışsınız demektir.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  En iyi gerçekler, kişinin kendi yaşam deneyimlerinden koparılmış kanlı gerçeklerdir.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Ben varken ölüm yok; ölüm varken ben yokum.
                  (Lucretius)

                  En çok arzu edilen kadın en çok korkulandır. Bunun nedeni onun ne olduğu değil bizim onu nasıl gördüğümüzdür.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Kaderini seç, kaderini sev.
                  (Friedrich Nietzsche)

                  Biz aslında bir anlamı olmayan evrene fırlatılmış olmanın verdiği rahatsızlıkla baş etmek zorunda olan, anlam arayan yaratıklarız.
                  (I.Yalom)

                  Yaşamak bazen bir dostun gülen gözlerinde bazende uzaktaki sevgilinin taze yüreğindedir.

                  Bir kurşunla vurulduğum zaman değil,unutulduğum zaman ölürüm.

                  Bir sevgi uğruna ölmek kolay,uğruna ölecek sevgi bulunmaz kolay.

                  Seni sen olduğun için değil,kalbimin bir parçası olduğun için seviyorum.

                  Seni benim kadar seven varsa sana benim kadar hasret kalsın!

                  Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış.Sana onuncu köyden sesleniyorum.'Seni çok seviyorum.'

                  Aynaya her baktığında seni değil,seni düşünmekten sen olmuş beni görmeni istiyorum.

                  Eller seni elimden alsada yüreğimden kimse alamaz.

                  Senden beni sevmeni değil beni anlamanı istiyorum.Beni anladığın an seveceğini biliyorum.

                  Çok sevme birgün nefret edersin!Çok nefret etme birgün seversin!

                  Dünyada en değerli inci sevenin sevdiğine döktüğü bir damla gözyaşıdır.

                  Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan kaçardım.Şimdi ise karanlıklar yoldaşım,yağmurlar gözyaşım oldu.

                  Bırakıp gittin beni,seni unuttum sanma.Zaman;alışmayı öğretir belki ama unutmayı asla!

                  Dünyada iki kör tanıdım.Biri beni görmeyen sen , diğeri senden başkasını görmeyen ben.

                  Sen beni bir dağın eteğindeki gelincik kadar severken ben seni o dağın doruğundaki kardelen kadar özlüyorum.

                  Seni bin yıl severim.Yeterki beni bir gün sev........

                  Yeni bir meyhane keşfettim mezarlığın tam karşısında.Bir gün beni ararsan ya mezarlıktayım ya da tam karşısında.

                  Ellerimi bomboş bıraktın,gözlerimden sel olup aktın.Tek ümidim sendin,ummadığım anda beni bıraktın.

                  Adını kağıda yazamıyorum,gün olur yerlere atılır diye.Ellerim tutmuyor çizemiyorum resmini,görenler tutulur diye......

                  Ateşin yaktığından,güneşin hareket ettiğinden,gerçeğin bir yalan olduğundan kuşkulan ama benim sevgimden ASLA!

                  Sana dünyanın yedi harikası kadar güzel olduğunu söylemek isterdim ama vazgeçtim onlar mazide yapılmış şeyler.Sense günümüzü aydınlatan güneş kadar sıcak ve parlaksın.

                  Binlerce kere hoşlan,yüzlerce kere sev,ama bi kere aşık ol aşkın büyüsü bozulmasın,korkma en fazla bi kere kaybedersin.

                  Aşk insanı kimi zaman ağlatır kimi zaman güldürür,söyleyin bana aşk ateşini hangi su söndürür?Seveni sadece sevenin sözü öldürür,bir tek sözüyle dünyayı bile tersine döndürür.

                  Sana karanfilin sadakatini,sümbülün bağlılığını,menekşenin tevazusunu,çiğdemin neşesini,lalenin gururunu,leylağın saadetini versem bana kalbini verirmisin?

                  Tesihimde 33 taş var.İlk sekiziyle seni seviyorum,ikinci sekiziyle seni özledim,üçüncü sekiziyle sen herşeyimsin,dördüncü sekiziyle sen benimsin çekiyorum etti 32 son taşıylada tevbe ediyorum.

                  Dün rüya bugün hayaldir.Rüyayı mutlu hayali umutlu yapan bugündür.Öyleyse bugünü yaşa ve insanları kırma,çünkü o insanlar senin için var.

                  Eğer bir gün dünyanın bütün güzelliklerinden vazgeçipte sessizce ölüme gitmek istersen bana gel;gelki sana sensizliğin ölüm olduğunu göstereyim.

                  Mektupların arasında kuruttuğum gülümsün sen,sevda çiçeğimsin,özümsün,dünyaya bakan ikinci gözümsün.Gönlüm senden başkasını nasıl düşünsün?

                  Aşk çocuklukta masum bir abilik,gençlikte tatlı bir serserilik,orta yaşta yasal enayilik,ihtiyarlıkta gevezelik,müsadenizle aşkı inkar etmek biraz kelekliktir.

                  Sevgimi anladığın,dostluğumu paylaştığın,dertlerime ortak olmak istediğin için sen benim BİTANEMSİN!

                  Bugün herzamankinden farklı birşey yapayım dedim ama nafile yine seni düşünüp sana aşık oldum.

                  Sen benim için uzaktan beklenen mektup,mahkumun göremediği bayram,sağırın duyamadığı türkü,askerin çıkamadığı haftasonu izni,gülün bitemediği toprak gibisin.

                  Yüreğimin yerini bilmezdim; ta ki sen incitene dek.........

                  Dostluğumuz için kan akıt dersen dünyanın atar damarını bulur keserim illede senin kanın dersen ben seni kara topraktada severim.

                  Sen tanrıya dilenen dilek,göklere uzana ellerimsin,sen yaşadığım bir ömür ömrümün en güzel günlerisin,sen ulaşıldıkça ulaşılamayan hasretimsin.

                  Hiç yalan yoktur sözümde,doğrudur fikrimde,özümde,burcu burcu tütersin gözümde.Sensi yaşanmıyor yeryüzünde.

                  Can o güzel yüzüne vurgun neyleyim,gönül tatlı diline vurgun neyleyim,canda gönülde sır incileriyle dolu ama dile kilit vurmuşum neyleyim.

                  Hayatın gerçekten en bariz farkı Uzağa atarsın yakına düşer,öyle olaylaröyle kişiler vardır ki,hiç ummadığın anda aklına düşer.

                  Dışarıda yağmur,kalbimde rüzgar,seviyorum seni dağlar kadar,yüreğim yanar gözlerim ağlar.İçimde sadece senin sıcaklığın var.

                  Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem,boğazımda düğümleniyorsa lokmalar,buluttan nem kapıyorsam,inan hep gözlerinin hasretindendir.

                  Seni türküler beni ağıtlarla uğurluyacaklar,ikimizinde giysisi beyaz olacak,nüfusa seni evli,beni ölü yazacaklar.

                  Bakmayın belki yaşım küçük,doğduğumdan beri gördüğüm dertlerin hepsi büyük,omuzlarımda her zaman ağır bir yük,aşktan yana aldım payımı,kalbim hep paramparça kırık dökük.

                  Uzaklıklar küçük sevgileri yok eder büyükleri ise yüceltir.Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp ateşi yükselttiği gibi.

                  Çiçekler rüzgarın şiddeti ile,erkekler kızların ihaneti ile solar.

                  Hissettiğim hisleri hissettiğin an o hissettiğin his Aşktır!

                  Aşkımıza nokta koyma sana bir kucak dolusu virgül getirdim.

                  Bana hayatı iki şey sevdirir.Aşk ve Özgürlük.Aşkım için canımı bile veririm ama özgürlüğüm için aşkımıda feda ederim...

                  Kimseye gönlümü vermedim seni görürler diye......Kimsenin gönlünü almadım içinde seni görürüm diye......

                  Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabası gibiydi,gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.

                  Küçük şeylere gereğinden fazla önem verenler elinden büyük iş gelmeyenlerdir.
                  Sevdiklerini elde edemiyorsan elde edebildiklerini sev.

                  Kula bela gelmez hak yazmayınca;hak bela yazmaz kul azmayınca......

                  Sevginin yolunda,ecelin yanında,cennetin kapısında yine seni seveceğim.Sevgilim!

                  Herşey güzel ama senin kadar değil.Herkes sever ama benim kadar değil.
                  Unutmaya çalıştıklarımız asla unutamadıklarımızdır.

                  Güneşsiz günü,yapraksız dalı,sensiz hayatı neyleyim.

                  Ne zaman güneş batıdan doğarsa,kırmızı kar yağarsa,şeytan namaz kılarsa, işte ozaman seni unuturum!

                  Ağaçlar yapraklarını, insanlar sevdiklerini kaybettikleri zaman anlarlar.

                  Yağan her yağmurda beni hatırla.Çünkü o yağan yağmurlar senin için akan gözyaşlarımdır.

                  Adını şarkılara yazmadım diye,resmini yollara çizmedim diye,uğruna can verip ölmedim diye sanmaki birtanem seni sevmedim.

                  Yatağını gül bahçeleriyle,rüyalarını papatyalarla süsledim.Üzerini sevgiyle örttüm.Kabuslarını ben aldımki en tatlı rüyaları sen gör diye.

                  Geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı,kainat güneşe hasret kalırdı.

                  Seni sevdiğim kadar yaşasaydım,ölümsüzlüğün adını sevgi koyardım.

                  Hayatta en acı şey 'merhaba'diyerek birleşen ellerin 'elveda' diyerek ayrılmasıdır
                  Aşk gözlerde başlar,dudaklara iner,kalbi fetheder.Ama karşılık bulamayınca tekrar gözlere çıkar,yaş olur iner.

                  Hiçbir ip hiçbir halat sevgi gücünden daha güçlü bir bağ ile insanları birbirine bağlayamaz.

                  Bir köpeğim vardı,beni seven ve anlayan;bir sevgilim vardı köpeğim gibi olamayan.

                  Uyanınca insanı uyandığına pişman eden,geriye dönmek isteyipte dönemeyince çaresizlikten delirten , hayatta sadece 1 kez görülebilecek harika bir rüyasın sen.

                  Eğer sevdiğin seni terk etmişse onu kendi haline bırak dönerse senindir,dönmezse zaten hiçbir zaman senin olmamıştır!

                  Seni bulmaktan çok aramak isterim,seni sevmeden önce anlamak isterim,seni bir ömür boyu bitirmek değil sana hep yeniden başlamak isterim.

                  Gözlerimi kapattığımda seni görmediğim gün seni sevmekten vazgeçmişim demektir!

                  Dudakların gibi sıcaktı......Kahveyi bıraktım...... Dumanında hayalin vardı.......Sigarayı bıraktım.......Rüyalarımda sen vardın.......Uyumayı unuttum ama bir seni unutamadım!

                  Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğimki bir daha cennetine dönemeyeceksin!

                  Gerçek sevgi kötülük gördüğünde azalmayıp,iyilik gördüğünde artmayandır.

                  Sevgi karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir.......Size yolunuzu gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez.......

                  Dal rüzgarı affetmiş,ama kırılmış bir kere.....

                  Bir tanem iki değil üç tanem.Biri sen biri ben biri de belli olacak benle evlenirsen.

                  Seni seviyorum derken hiç yalan söylemedim.Yalan söylerken hiç seni seviyorum demedim.

                  Hayat bu insan her zaman gülmez.Sevda bu yüz yıl geçsede ölmez.

                  Yüksek tepelerde hem kartala hemde yılana rastlanır ama birisi uçarak diğeri sürünerek gelmiştir.

                  Sevip de sevdiğine seni seviyorum diyememek ne kadar acıysa sevilipte sevildiğini bilmemek de o kadar acıdır.

                  Bir gün yağmura yakalanırsan benden kaçtığın gibi yağmurdanda kaç.Çünkü o bulutların arasında kaybolan aşkı için ağlıyan benim.

                  Aşkımı dağlara yazacaktım aşkımdan büyük dağ bulamadım.

                  Sensizliğin karanlık gibi çökeceği dünyamda bana aydınlığı unutturmayacak küçücük bir pencere bırak.

                  Her gönülde çiçek olacağına bir gönülde buket ol.

                  Sen beni benim seni sevdiğim kadar sevseydin;Benim seni,Senin beni sevdiğin kadar sevdiğimi anlardın!

                  Güneşi kaybettin diye gözlerinide kaparsan yıldızlarıda kaybedersin.Beni kaybettiğin gibi.

                  Sanırım içmek;hergün tekrarlanılabilen ve ertesi gün hayata dönülebilen bir intihar biçimidir.

                  Ağlama! Gözlerine yaş değmesin.Gül! Dudaklarından tebessüm eksilmesin.Sev! Kalbinden yerim silinmesin.Unutma! Sen sadece benimsin.

                  Bir çocuk gülüşünde,rüzgarın en çapkın öpüşünde,yağmur her saçına düşüşünde beni hatırla....

                  Dünya 3 günlüktür.Dün,bugün,yarın.Dün geçti,yarının geleceği belli değil öyleyse bugünün kıymetini bil!

                  Zoru başarırım,imkansız biraz zamanımı alır.

                  Seni bu dünyada 10 kişi seviyorsa bunlardan biri benim.Eğer seni bu dünyada 5 kişi seviyorsa bilki yine bunlardan biri benim.Eğer bu dünyada seni 1 kişi seviyorsa bu kesin benim.Eğer seni bu dünyada kimse sevmiyorsa bilki ben ölmüşüm!

                  Aşk, Seven için acı , Sevilen için gurur, Sevişenler için mutluluktur!
                  Beni benimle değil kalbinde bıraktığım izlerle hatırla!

                  İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını zannederler ama aslında yaşamadıkça yaşlanırlar.

                  Taşı delen suyun gücü değil,damlaların sürekliliğidir.

                  Herkesin üç kişiliği vardır.Ortaya çıkardığı,sahip olduğu,sahip olduğunu sandığı.
                  İyimser her felakette bir fırsat,kötümserde her fırsatta bir felaket görür.

                  Sevgiyi göstereceksin,söylemek yetmez! Sevgiyle dokunacaksın,düşünmek yetmez! Sevgi sözünde olucak, gözünde yetmez! Sevgiyi vereceksin,gönlünde yetmez!

                  SENİ UZAKTAN SEVMEYİ , SANA BAKMADAN GÖRMEYİ , SENİ DUYMADAN DİNLEMEYİ GÖZYAŞLARIMLA GÜLMEYİ, KAVUŞMAK İÇİN SABRETMEYİ ! öğrettin bana......

                  Nasıl doldurduysan hayatımı varlığınla, bende yazmak isterdim adımı defalarca Dudaklarımla Dudaklarına.....

                  Cama vuran her damlada sen varsın!Ne istiyorum biliyormusun? Her gün yağmur yağsın.

                  Denizler sonsuzdur,senin sevdiğin kadar değil. Güneş ısıtır,senin kadar değil. Seni herkes sever ama benim kadar değil.

                  Alaca karanlığı hiç sevmem ben! Ya gündüz olmalı,ya gece ; kurşun ya derinden vurmalı yada namluda durmalı ! Dost dediğin ya senin gibi olmalı yada hiç olmamalı !

                  Zannetmeki gözlerim sana baktıkça bıkacak,sonsuza dek ellerim ellerini tutacak,kapanırsa gözlerim ebediyen hayata son sözüm bile "Seni Seviyorum" olacak.

                  Yemek ve içki söz konusu olunca insan bir çok arkadaş bulabilir. Ancak ciddi bir sorun karşısında ona arkadaşlık edecek çok azdır.

                  Kinlerin en büyüğü bile , bilgisizliğin bilgiye duyduğu kinden daha büyük olamaz
                  İhtiyar adamlar savaş ilan ederler ; fakat savaşan ve ölenler gençlerdir
                  Alışkanlık bir halata benzer . biz her gün onu oluşturan ince iplerden birini dokuruz ve sonunda onu bir daha koparamayız

                  Kuşlar gibi uçmayı , balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Ama bu arada bir sanatı unuttuk ; kardeş olarak yaşamayı.

                  Zaman ; içinde fırsatın bulunduğu şey , fırsat da içinde çok fazla zamanın bulunmadığı şeydir.
                  Tek bir oykuyu anlatabilmek icin bin çeşit ses gerekir.

                  Severek asla bir sey kaybetmezsiniz. Ama hic bir sey yapmadan durursaniz, her zaman kaybedersiniz.

                  Bir dost edinmek kendi kendinize verdiginiz bir hediyedir.

                  Hayatin tadini cikarin.Sonraki yillarda bu guzel gunleri arayacaksiniz.

                  Aile, bizim kollarindan ne kurtulabildigimiz, ne de gercekten kurtulmayi istedigimiz sevgili bir ahtapottur.

                  Once ne demek istediginize karar verin, sonra da bunun icin gerekenleri yapin.
                  .
                  Her zaman birinden biri tercih edilecek iki secenek ve izlenebilecek iki yol vardır. Birisi kolay olanidir. Ve bunun tek iyi yani kolay olmasidir.

                  Baris da, iyilik gibi evde ogrenilir.

                  Dusunceli bir yaklasimla secilen sözler guven yaratir, olusturulan fikirler ince ve derin olur ve verilen seyler sevgiye yol acar.

                  Dusunceli olun, cunku karsilastiginiz herkes inanin ki en az sizin kadar zorlu bir mucadele veriyor.

                  Kucucuk bir iyiligin ne kadar mutluluk verecegini asla tahmin edemezsiniz.

                  Ne kadar cok sey bilirsek, o kadar kolay affederiz.Kim derinden hissederse, yasayan herkesin adina hisseder.

                  Aslinda hepimizin istedigi sevilmektir.

                  En karanlik animizda, yuregimiz tazelenir ve devam etmek ve dayanmak icin guc bulur.

                  "Ben" sozcugu cok guclu bir sozcuktur. Bu sozcukle basladiginiz cumlelere dikkat edin. Istediginiz sey ya da oldugunuzu iddia ettiginiz her ne ise, size zarar verir.

                  Sizi korkutan her deneyim siz guc, cesaret ve guven kazandirir. Kendinize "Ben bu dehseti yasadim.Bundan sonra gelecek seylere hazirim" dersiniz.

                  Baskalarina yardimci olmak icin elimize her zaman buyuk firsatlar gecmez, ama kucuk firsatlar her gun cikar.

                  Baska insanlarin hayatlarini aydinlatanlarin kendileri de bu isiktan uzakta duramazlar.

                  Hepimiz kanatlarla dogduk, neden yerlerde surunelim ki?

                  Dus kurmak degil, bir duse sahip olmamak budalaliktir.

                  Dunyanin aci ile dolu oldugu dogrudur, ama ayni zamanda bircok insan da bunun ustesinden gelmektedir.

                  Elde ettiklerimizle gecinebiliriz ama ancak verici olursak anlamli bir hayat surdurebiliriz.

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    #39
                    Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                    KIRLANGIC HIKAYESI !

                    Günlerden bir gün Kırlangıcın biri bir adama aşık olmus. Ve adamın penceresinin önüne konup adama söyle demis;

                    Ben seni cok seviyorum lütfen pencereyi acıp beni iceri alda birlikte yaşayalım.
                    Adam:
                    Olmaz alamam... Sen bir kuşsun hiç bir kuş adama aşık olurmu..
                    demis.
                    Kırlangıc tekrar;
                    lütfen pencereyi açıp beni içeri al birlikte yaşarız. Hem ben sana dost ve arkadaş olurum canında sıkılmaz birlikte yaşar gideriz demiş.
                    Adam yine;
                    Olmaz alamam...Git başımdan, diye cevap vermiş.
                    Üçüncü ve son defa kuş adamın penceresinin önüne konup adama tekrar şöyle demis;
                    lütfen beni içeri al.. Artık soğuklarda basladı, dışarıda kalamam. Biliyorsun ben sıcak havalarda yasayabilirim sadece beni iceri almassan baska sıcak ülkelere gitmek zorunda kalırım. Lütfen beni iceri alda burada kalayım. Birlikte yemek yer omuzuna konar seni neselendirir sana yarenlik ederim. Hemsende benim gibi yalnızsın, der...
                    Adam ona;
                    Git derhal başımdan!... Ben yalnız kalıriı demis ve kuşu kovmus...
                    Kırlangıcta bu cevap üzerine üzüntülü bir şekilde ucmuş ve uzaklara gitmis..
                    Adam kırlangıc uzaklara gittikten sonra düsünmüs ve kendi kendine
                    "Ben ne aptal , nekadar akılsız bir adamım, niye kırlangıcla birlikte kalmayi kabul etmedim? Ne güzel birlikte kalırdık demiş ve cok pişman olmuş, pisman olmus olamasına ama is isten gecmis. Kendi kendine nasil olsa sicaklar baslayinca kirlangicim gine gelir bende onu iceri alir birlikte mutlu bir hayat sürerim, demis. Ve penceresini sonuna kadar acip beklemeye baslamis. Yazın gelmesiyle Kırlangiclarda gelmeye baslamis. Ama onun kirlangici gelmemis.yazin sonuna kadar hic penceresini kapatmadan pencerenin basinda beklemis ama Bosuna....Kırlangıc yokmus.Gelen kırlangıclara sormus ama onun kırlangıcını gören olmamis. Sonunda bir bilge kisiye halini danismak ve ondan bilgi almak icin gitmis.
                    Bilge kisiye olayı anlattıktan sonra bilge kisi ona söyle demiş;

                    - K ı r l a n g ı c l a r ı n Ö m r ü 6 a y d ı r . . .

                    Hayatta bazı firsatlar vardır ömründe bir defa insanın eline geçer ve degerlendiremessen ucup gider şeker...

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      #40
                      Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                      Hikaye

                      Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:
                      Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.

                      Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:

                      "Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        #41
                        Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                        Hikaye

                        Evvel zaman içinde deniz kenarında küçük bir köy varmış. Bu köyün halkı denizcilikten başka iş bilmezmiş. Yaşlı, genç, kadın, erkek bütün köy halkı denizle uğraşır, hayatlarını mavi suların kendilerine sağladığı nimetlerden faydalanarak sürdürürmüş. Dış dünya onlara kapalıymış. Deniz insanlara, insanlar birbirlerine yardım ederlermiş. Kimi balık avlar, kimi ağ örer, kimi sünger çıkarır, kimi tekne yapımında uzmanlaşmaya çalışırmış.

                        Bir de herkesin hayalini süsleyen bir iş varmış: Beyaz Kaptan'ın denizaşırı gemisiyle uzun seferlere çıkıp, ticaret yapmak. Böylece bilinmezi bilmek, görülmeyeni görmek, tadılmayanı tatmak mümkünmüş çünkü. Ama Beyaz Kaptan yanında çalışacakları çok zorlu sınavlardan geçirip seçtiği için, bu öyle herkesin gerçekleştirebileceği türden bir hayal değilmiş. O seferlere çıkabilmek için gözüpek olmak, geride bırakabilmek, denizden başka bir şeye aşık olmamak gerekirmiş. Gemi sefere çıktı mı, beş altı aydan önce dönmezmiş köye. Her gelişinde genç kızların dört gözle beklediği kumaşları, süs eşyalarını, köyde bulunmayan faydalı otları ve alışveriş karşılığında aldıkları değerli şeyleri boşaltır, insanların satmak istediği malları yükledikten sonra yeni bir sefere çıkarmış. Geminin mürettebatı sadece bu değiş tokuş için karaya iner, yükleme işi bittikten sonra onları gören olmazmış. Beyaz Kaptan'sa sadece miço ile çımacı geminin törensel yanaşmasını gerçekleştirirken kaptan köprüsünde belli belirsiz görülürmüş.

                        Geminin miçosu limana her yanaşmalarında, çımacı dostunu görünce büyük bir keyifle halatı fırlatır, çımacı da büyük bir maharetle halatı havada yakalayıp tek bir harekette babaya dolarmış. Bu ikisinin ustalık dolu hareketlerini izlemek köy halkının en sevdiği şeylerden biriymiş. Birbirlerinin gözlerine baktıklarında dostluğu gören miço ile çımacı, köy halkı kendilerini alkışladıkça daha da büyük bir şevkle sarılırlarmış işlerine. Kaptan belki deniz aşkıyla yıllar önce terkettiği köyü daha fazla görmenin rahatsızlığı, belki de geride bıraktığı karısı, oğulları ve kızı tarafından görülmenin korkusuyla, uzaktan izlermiş olanları. Sonrası yine açık deniz, sonrası yine uzun bir sefer… Kaptan herkesin gerçeğinin ayrı olduğuna ve herkesin bir gün kendi gerçeğini bulacağına inanırmış. Hatta miçosuyla çımacının bir kayanın üstüne oturup sohbet ettiklerini gördüğü gün, "Ah deli çocuk, bilmez misin ki denizcinin dostu, denizdedir" demiş kendi kendine ama hiç karışmamış bu imkansız dostluğa. Limana bir sonraki yanaşmalarında miço gelip de "Ah Kaptan ah, denizcinin dostu denizdeymiş." deyince içinin cız edeceğini bile bile karışmamış. Bir gün köye çeşit çeşit malı getirirken, yerle göğü bir eden korkunç bir fırtınaya yakalanmışlar.

                        Usta denizci köye yanaştıklarını biliyormuş ama deniz fenerini göremediği için bir türlü gerekli manevraları yapamıyormuş. Neden sonra denzi fenerinden cılız bir ışığın yükseldiğini görünce rahatlamış. Tam dümeni köye kıracakken, yağmur damlalarının kanatlarına kırbaç gibi inmesine aldırmayan bir papağan gelip konmuş omzuna ve dile gelmiş: "Babası terkettiğinden , ağabeyleri de denize sırtlarını döndüklerinden beri lanetli damgasıyla yaşayan mavi gözlü ceylan, sırf gemin karaya oturmasın diye canını ortaya koyup yaktı bu gece feneri. Ama köyün utanç içindeki halkı lanetlidir deyip güvenmedi ona, delidir deyip dışladı, her zaman olduğu gibi suçladı. Şimdi incecik bedeni buz gibi gecenin ortasında geminin limana yanaşmasını bekliyor. Kimbilir belki de gizli bir sevdanın cesaretiyle tek başına fırtınayla savaşıyor." Beyaz Kaptan bu sözleri duyar duymaz önce kendisiyle sonra da miçosuyla yüzyüze gelmiş.

                        Ve bir anda fırtınayı korkutan bir sesle gürlemiş: "İstikamet açık deniz!.." O günden sonra köy halkı Beyaz Kaptan'ın gemisini bir daha asla görememiş. Bir daha asla dış dünyadan bir şeye dokunamamış. Ama deniz kızları, kimi hüzünlü gecelerde Beyaz Kaptan'ın bilinmez denizlerde suda yüzen bir mavi gözlü ceylan gördüğünü ve hüzünlü bir türkü söylemeye başladığını anlatıp durmuşlar:

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          #42
                          Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                          Hikaye


                          Çok çok eskiden yeşil bir vadinin içinde bir ırmak kiyisinda kurulu bir köy varmis dünyada, taa dünyanin öbür ucunda. Çok eski dedik ya, o zamanlar gündüzleri pek güneşli geçermiş, yağmur yağmadıkça; geceleri hep yıldızlı olurmuş, bulutlar olmadıkça. Köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış, hayvanlar avlarlarmış uçsuz bucaksız arazilerinden, sularını kaynağı çok uzakta olan, köylerinin içinden geçen, ırmaktan alırlarmış. Köyde herkes birbirini sever, sayarmış. Köyde bir tek kişinin kalbinde öyle büyük bir sevgi varmış ki bütün köyünkine bedelmiş; Dolunun İntera'ya olan aşkıymış bu. Kız Dolun'u bilirmiş te tanımazmış yakından. Dolun dayanamamış bir gün gitmiş kızın yanına.

                          Sormus İntera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini. İntera demiş ki Doluna: "Evlenirim evlenmeye ama benim isteyenim çoktur, her gelen kişiden aynı şeyi ister benim babam. Ancak babamın bu isteğini yerine getiren benimle evlenir. Dolun şaşmış; "Sensin benim kalbimin sahibi" diyerek başlamış sözüne "Senin dileğin benim işin bir emirdir, söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına. İntera demiş ki: "Bir çiçek vardır yaprakları gümüşten tomurcukları elmastan, onu ister babam benimle evlenmek isteyen kişiden". Dolun; "Bekle beni" demiş İntera'ya, "hemen gidip getireyim o çiçeği ama nerededir yeri ?" İntera parmağıyla göstermiş akan ırmağı "İşte bu ırmağın kaynağındadır der babam, kırk gün yürümek gerekirmiş oraya varmak için ama bir giden bir daha gelmedi şimdiye dek çünkü oralar büyülüymüş derler, giden geri gelmezmiş çünkü buralardan çok daha güzelmiş oralar. Dolun; "Senden daha güzel ne olabilir ki bu dünyada" demiş İntera'ya "Döneceğim, o çiçekle, döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz anlamı olmaz benim için o güzelliğin".

                          Dolun çıkmış yola sonra. Kırk gün yürümüş ırmağın yanından. Hep ne kadar sevdiğini düşünmüş intera'yı yol boyunca. Tek aklındakı İntera'ymış, tek amacı ise o çiçek. Kırkıncı gün kalkmış Dolun sabah erkenden, yüzünü yıkamış ırmaktan, anlamış ki çok yaklaşmış kaynağına ırmağın suyun serinliğinden. Devam etmiş yoluna sonra. Biraz sonra varmış kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmiş kaynakta, gölün ortasında bir adacık, adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş. Anlamış İntera'nın anlattığı çiçek olduğunu güzelliğinden. Yüzmeye baslamış adaya doğru hemen. Adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş Dolun'un. Adam Doluna: "Her gülün bir dikeni, koruyucusu, oldugu gibi bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer almaya geldiysen ben, Salut, izin vermem buna" demiş. Dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla; "Ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım" demiş "Hic bir şey beni kararımdan çeviremez". "O zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş Salut "sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım, eğer hala ikna olmazsan o zaman izin veririm almana". Dolun ikna olmus ve çökmüş yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye...

                          "Eğer bir şeyi çok fazla istersen ve engelin yoksa önünde onu alırsın, hayatta böyledir, insan engelleri aşarsa yaşamına devam edebilir. Bu çiçekte sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan engelleri kaldırır önünden çünkü onunda bir görevi var, bu çiçek sadece 28 gecede bir açar yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle, bu sayede buradaki sular yükselir ve ırmaktan taşar gider zamanla. Bu ırmak sayesinde yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar." demiş Salut. Dolun başlamış düşünmeye, eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında. Sonunda çiçeğin başına çöker kalır Dolun. Gümüş yapraklarında kendini görür Dolun çiçeğin. Yanında İntera vardır ama niye mutsuzdur ikiside. Aslında kalbindeki tek endişeyi görür Dolun. Zaman geçtikçe Dolun'un düşünceleri yoğunlaşır kafasında. Mutsuzluğunu düşünür, çiçeksiz İntera'sız bir yaşam düşünür.

                          Koparamaz çiçeği günlerce. Dolun artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları. Bir gece çiçek tohumlarını bırakırken göle bir tomurcukta Dolun'un sertleşmişkalbinin üstüne düşmüş, aniden Dolun kalbindeki aşkının büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönüşmüş, taş o kadar büyükmüş ki dünyaya sığmamış gökyüzüne yükselmiş ve Dünya'yla dönmeye baslamış. Böylece Ay olmuş Dolun'un kalbi Dünya'ya. O günden sonra sadece 28 gecede bir göstermis Dolun kalbinin tüm yüzünü, aşkının bütün parıltısını diğerlerine; sadece o gecelerde aydınlatmış Dünya'yı, aynı çiçek gibi...

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            #43
                            Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                            Geçinemeyen iki sevgili

                            Günlerden bir gün aşk meleği oklarını yanlışlıkla iki kişiye fırlatır.
                            “Bu ne biçim melek” demeyin olmuş bir kere..
                            Dünyada en son aşık olması gereken iki zıt karakterdir kahramanlarımız.
                            Bir arada olmaması gereken bu iki karakter aslında ömürleri boyunca acı çekmişlerdir ta ki meleğimiz hayatının en büyük hatasını yapana kadar..


                            Oklar isimlerinin başharfi D ve M olan iki şanssız karakterimizi yaralamıştır.

                            O büyük buluşma gününde yarım olan karakterlerimiz D ve M diğer yarısını bulmuştur ancak ortada çok büyük bir problem vardır.

                            D ve M daha önce hiç hissetmedikleri ve belki başka hiçbir zaman hissedemeyecekleri güzel şeyler hissetmişlerdir ama bunun sonu olmadığından yakınıp durmuşlar bir süre..

                            İki karakterimizde işini gücünü bırakmış,dünyadan ve sorumlu oldukları insanlardan bihaber inzivaya çekilmişler.

                            Ancak bu sırada dünya birbirine girmiştir,insanlar çıldırmış,dünya sanki tersine dönmüştür sadece D ve M'nin değil tüm insanların hayatı alt üst olmuştur.

                            Tabii aşkın gözü kördür D ve M'nin bunun farkına varması uzun zaman almıştır bu süre içinde küçük kıyametler kopmuş D ve M ancak dostlarının uyarmasıyla durumun farkına varmışlardır.

                            Kahramanlarımızdan M'nin gözünün önündeki perdeler kalkıp olayın ciddiyetini fark edince D'ye artık ayrılmaları gerektiğini yoksa sadece ikisinin mutlu olması uğruna birçok insanın hayatının kararacağını anlatmıştır.

                            Ancak, D kabullenememiş, bunun mümkün olmayacağını, onsuz hayatın zindanda yaşamaktan farklı olmayacağını anlatmış durmuştur, fakat M kafasına koymuştur bir kere ayrılmalarının en doğru karar olacağını söylemiş,bırakıp gitmiştir D'yi..

                            O günden sonra D ve M hiç aramamış, sormamışlar birbirlerini..

                            Ama ne D mutludur ne de M..

                            İkiside kendilerini görevlerine adamış hep başkaları için çalışmıştır,ne bir başkasına gönül verebilmişler ne de yaşadıkları o güzel günleri unutabilmişlerdir.

                            D hiçbir zaman yedirememiştir,anlamamamıştır sevdiğini..

                            Ama gururunu yenipte gidememiştir M'ye..

                            M hep bu kararın en doğru karar olduğunu düşünmüş ama yürekten inanamamıştır buna sadece öyle yapması gerektiği için yapmıştır,mutsuzdur ama yapılabilecek başka bir şey yoktur.

                            O günden sonra D ve M aynı yerde bulunmamak için çok çabalamışlardır.

                            Aslında çoğu zaman buluşmuşlar mecburiyetten her buluşmada küçük kıyametler kopmuş,insanlar üzülmüş,ağlamıştır hatta kimi insanın canına mal olmuştur bu buluşma...

                            Merak ettiniz değilmi bu iki bahtsızın gerçek adını daha fazla meraklandırmayayım sizi.

                            Duygu ve Mantıktır asıl isimleri..

                            Dünyada en son bir araya gelmesi gereken iki geçinemeyen sevgili

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              #44
                              Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                              AŞK GİDER ACISI KALIR

                              Aşk için bahar.Tehlike her yerdedir...Vuruluverirsin hiç ummadığın birine.Ama öyle çarpar ki kalbin, duracak gibi aldatır seni.Bahardan sonra yaz gelir...Hepimiz biliriz, sabun köpüğü gibidir yaz aşkları.Bence öyle basit değil.Henüz silinmedi hiçbirinin yarası benden.Aşk gitti ama acısını bıraktı, iz kaldı.Güz aşkları mevsimine dönünce dönence, pencereye sinmiş insanlar gelir gözümün önüne.Ve yavaş yavaş görünürler etrafta.

                              Kimi yaza girerken terk ettiği aşkını, kimi yaz aşkını düşünür.Kimi ayrılık planlar ama hala yüreği yanar.Kimi terk edilmişliği sindirmeye çalışır.Çok azdır taze aşk yakalayan. Sanki bir doğum öncesi ölüm gibidir.Sonra kış gelir.Kimi yüzsüzler yazın hiç aldatmamış gibi eski sevgilisine döner;kimi sadıklar kavuşur...Kimi yalnızdır, kimi yorgun...O yorgunlar için kış uykusu başlar...Belki de taze baharlara, taze aşklara enerji depolarlar...Aşk dört mevsimdir herkesin sözlüğünde.

                              Ama nedense bana bu anlattıklarımı çağrıştırmaz.Saçmaladım belki de bir paragraf boyu.Yalan attım.Aslında doğru olsalar bile yalanlardı çünkü, hissetmediklerimi yazdım.Ezbere konuştum.Aşk , kelimesi içimde gebe olduğum bir kelimedir.Her duyuşumda doğum sancısı çeker, doğuramam.Ama gözlerimin önüne o gelir.Sadece bir bakışına karın ağrıları, suyla yatışmalar.Bir tebessüme ömür bulmak.İtiraf.Saatler süren telefon konuşmaları.İlk duygular, çocuksu güzellikler.Ve sonra..... Nefessiz kalmacasına ağlamalar.Izdırap çığlıkları...Kış..Kış..Kış..... Azap....Ve sonunda doğan gün....Hemen her mevsim aşık olmuşumdur birilerine....

                              Hatta sonbaharda bile...Ama onca ufaklı büyüklü sevda içinde, böylesine derinde var olan,böyle yaktı mı iz bırakan, bu kadar çaresiz bırakan,bu kadar arzu illetine hasta eden, bu kadar dizginsiz, sorgusuz,başına buyruk, acımasız, bu kadar bugünsüz sevda görmedim.Ve işte hiç biri böyle koyup, böyle yıkıp gitmedi.Ondan önce hiç biri içimden bir şey götürmemişti.Ondan sonrası zaten götüremez çünkü, götürülecek bir şey kalmadı..İşte o insan, beni aşka karşı böyle kelimesiz böyle hayretli, böyle çaresiz, isteksiz bırakıp gitti..Şimdi ben nefretten bile aciz isem bana bir şeyler borçlu.İçimden söküp aldığı bir şeyleri.Bana beni borçlu.Herkesi seven o sersem yüreğimi..Benden alıp kaçtığı o masum kızı borçlu.Bana bir dün, birde yarın borçlu.Benim ne günahım vardı da aşk için üç kelime etmekten aciz kalacaktım.Benim ne günahım vardı da her mevsim başka meyve yemek varken iştahsız kalacaktım.Yoktu elbet günahım..Onunda yoktu ya..Öfkem susmama engel...Ama ikimizin de suçu yoktu...Suçlu yoktu..Benim mevsimim sonbaharsa, yaza, kışa, bahara dönmez...Benim gibilerin nasibi pencere önüne sinip, mazide yaşamak,kendinle kanlı bıçaklı düellolar yapmak...Kendinle savaşmak , hırpalamak...Yaptığının farkına varıp ,bir de üstüne onun için cezalandırmaktır.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                #45
                                Konu: AşK İLe İLgİLİ HeRşEY

                                Hikaye

                                Hep özlediğim, beklediğim aşkın böyle aniden kapımı çalıvereceğini, izin almadan yüreğimde bir köşeye yerleşeceğini hiç düşünmememiştim. Göz göze geldiğimiz anda. Başımdan aşağıya buzlu su dökülmüş gibi hissettim.

                                Bakışları içimi titretti, bilmediğim, tanımadığım bir dünyanın kapıları açılıverdi önümde... Kimde, neydi, hangi sınıfta öğrenciydi, daha önce onu görmemiştim. Bütün gün bu sorularla boğuştum. İlk şoku atlatıp kendime geldiğimde okulda onu aramaya başladım. Gerçeği öğrenmem hiç zor olmadı tabii ki! Suratıma tokat gibi çarpan gerçeği...

                                O okulumuzda yeni görev yapmaya başlamış bir öğretmendi çok genç olduğu için öğrencilerden ayırt etmek mümkün değildi. Böyle şeyler yalnız filmler de olur sanırdım. Oysa ben sırılsıklam aşık olmuştum. Gözleri başımı döndürecek kadar güzel olan yalnızca adını ve öğretmen olduğunu bildiğim biri, kısacık bir zamanda hayatımı değiştirivermişti.

                                Ona aşık olmam benim suçum muydu? İnsan hesap kitap yaparak aşık olmazdı ki? Tamam itiraf etmeliyim, ben pek normal biri değilim. Başkalarına göre farklı yanlarım çok., özellikle de aşk söz konusuysa hiçbir zaman sıradan biri olmadım ama bu kez tamamen kaderdi. Sonunda ona söylemeye karar verdim. Madem aşık olacak kadar cesaretliydim, söyleyecek kadar da cesaretli olmalıydım.

                                Söyledim. Şaşkınlığımı ifade edecek sözleri şu an ben bulamıyorum. Düşün bir kez, çat kapı bir öğrenci geliyor ve ‘’ ben sizi gördüğüm ilk andan beri seviyorum’’ diyor. Ne hissedersiniz bilemem ancak o bana karşı çok olgun, anlayışlı davrandı. Yaptığım çocukluklarla hayatını cehenneme çevirdiğim halde sevgiyle yaklaştı.. incitmemek için çok uğraş verdiğini şimdi anlıyorum oysa o zamanlar çok incitmiştim. Bir gün bana hak vereceksin demişti evet onu anlıyorum ve hak veriyorum. En doğrusunu yaptı. Zaman belki çılgın aşkımı bitirdi. Ama ona olan saygım ve sevgim sonsuza kadar sürecek.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor