Tweet
Öykü Anlatma Becerilerinizi Geliştirin
Öykü Anlatma Becerilerinizi Geliştirin
Sinema Yıldızlarından Yaşam Dersleri
Yazar: Patricia Fripp
Hollywood dendiğinde, genellikle aklımıza, filmlerde gördüğümüz dokunaklı, etkileyici ve komik öyküler gelir. Film Yazarı Robert McKee, “Öyküler, yaşamın kendisinin daha güçlü, açık ve anlamlı bir deneyime yaratıcı bir biçimde dönüştürülmesidir. Bunlar, insan ilişkilerinin değişim aracıdır,” diyor.
Bütün oyuncular, büyük öykülerin kıymetini ve bunları canlandırmanın önemini bilirler. Ben de yöneticilere ve satış uzmanlarına, eğitirken, yönetirken ve satarken öykülerden yararlanmayı öğretiyorum.
Bazı insanlar, ister köşebaşında, isterse arka bahçede olsun, çok iyi bir öykü anlatıcı olarak doğarlar ve onlar için, öykü anlatmak, gülümsemek kadar kolaydır. Ne zaman bir grup insan sabah kahvesi için toplansa, bu yetenekli insanların en yeni ve özel öykülerini dinlemek için sabırsızlanır. İster bir, isterse bin kişi olsun, izleyiciler, her zaman mükemmel anlatılmış sıradan bir öyküyü, çok kötü anlatılmış harika bir öyküye tercih ederler.
Yöneticilere konuşma eğitimi vermek, işimin en heyecanlı kısmı haline geldi. Genellikle, bir şirket görevlisi, elinde istatistiklerle dolu sayfalar, bana gelir ve “Konuşma yapmak istediğim konu bu,” der.
“Dinleyicilerin bütün bunlarla neden ilgilensin ki?” diye sorarım. “Heyecan nerede? İnsan ilişkilerinin değişim aracı, yani ÖYKÜ, nerede?” Daha sonra, olan bitenin ANLAMINI açıklamak üzere, bu uyuşturucu verileri canlandırıcı tanımlara dönüştürmek için işe koyuluruz. İnsanlar, söylediğiniz sözlerden ziyade, dinlerken zihinlerinde “gördükleri”ni hatırlayacaklardır.
Öykünüzü anlatmak için, PowerPoint’e, slaytlara ve genel gider tablolarına güvenmeyin. Mühendislere verdiğim bir konuşma eğitiminde, bir kişiden o ana kadar söylediklerini tekrar anlatmasını, ama o çok pahalı ve dört renkli grafikleri kullanmamasını istedim. Dinleyicilerin tümü, görsel araçlar olmadan konusunu çok daha etkili ve tutkulu bir biçimde anlattığında hemfikirdi.
Size bu araçları kullanmayın mı diyorum? Hayır! Ama, önce ne söylemek istediğinize karar verin. Akıl vereceğiniz konular neler? Bu noktaları en iyi nasıl görselleştirirsiniz? Davanızı desteklemek için destek malzemelerinizden yararlanın. Bir şirketten gelen bir ekip, stüdyomdan çıkarken şunları söylüyordu: “Bu çok daha mantıklı. Şimdiye kadar 40 PowerPoint slaytını bir araya getiriyor, sonra da aralarda ne söyleyeceğimize karar veriyorduk.”
Dinleyicinizle, duygusal olduğu kadar entelektüel açıdan da bağ kurmanız gerekir. Notlarınıza değil, konuştuğunuz insanlara bakın. Slaytlarınızdaki yazıyı minimum düzeyde tutun. Dinleyicileriniz, öykülerinizi okumaya değil, dinlemeye gelirler.
Öykülerinizi dinleyicilerinizin ihtiyaç ve ilgileri ile ilişkilendirin. Örneğin, satış görevlileriyle konuşuyorsanız, memnun müşterilerinizin ürün ya da hizmetlerinizi nasıl kullandıkları hakkında öyküler anlatın. Müşteri yorumlarını, öykünüzün içinde heyecanlı ve renkli diyaloglar olarak kullanın. Klasik Hollywood formülünü deneyin:
İlginç karakterlerle başlayın.
Çarpıcı bir diyalog ekleyin.
Önemli bir dersle bitirin.
Unutmayın, herkes bir satış sunumuna direnç gösterir; ama çok az kişi, güzel anlatılmış iyi bir öyküye direnebilir.
Sinema Yıldızlarından Yaşam Dersleri
Yazar: Patricia Fripp
Hollywood dendiğinde, genellikle aklımıza, filmlerde gördüğümüz dokunaklı, etkileyici ve komik öyküler gelir. Film Yazarı Robert McKee, “Öyküler, yaşamın kendisinin daha güçlü, açık ve anlamlı bir deneyime yaratıcı bir biçimde dönüştürülmesidir. Bunlar, insan ilişkilerinin değişim aracıdır,” diyor.
Bütün oyuncular, büyük öykülerin kıymetini ve bunları canlandırmanın önemini bilirler. Ben de yöneticilere ve satış uzmanlarına, eğitirken, yönetirken ve satarken öykülerden yararlanmayı öğretiyorum.
Bazı insanlar, ister köşebaşında, isterse arka bahçede olsun, çok iyi bir öykü anlatıcı olarak doğarlar ve onlar için, öykü anlatmak, gülümsemek kadar kolaydır. Ne zaman bir grup insan sabah kahvesi için toplansa, bu yetenekli insanların en yeni ve özel öykülerini dinlemek için sabırsızlanır. İster bir, isterse bin kişi olsun, izleyiciler, her zaman mükemmel anlatılmış sıradan bir öyküyü, çok kötü anlatılmış harika bir öyküye tercih ederler.
Yöneticilere konuşma eğitimi vermek, işimin en heyecanlı kısmı haline geldi. Genellikle, bir şirket görevlisi, elinde istatistiklerle dolu sayfalar, bana gelir ve “Konuşma yapmak istediğim konu bu,” der.
“Dinleyicilerin bütün bunlarla neden ilgilensin ki?” diye sorarım. “Heyecan nerede? İnsan ilişkilerinin değişim aracı, yani ÖYKÜ, nerede?” Daha sonra, olan bitenin ANLAMINI açıklamak üzere, bu uyuşturucu verileri canlandırıcı tanımlara dönüştürmek için işe koyuluruz. İnsanlar, söylediğiniz sözlerden ziyade, dinlerken zihinlerinde “gördükleri”ni hatırlayacaklardır.
Öykünüzü anlatmak için, PowerPoint’e, slaytlara ve genel gider tablolarına güvenmeyin. Mühendislere verdiğim bir konuşma eğitiminde, bir kişiden o ana kadar söylediklerini tekrar anlatmasını, ama o çok pahalı ve dört renkli grafikleri kullanmamasını istedim. Dinleyicilerin tümü, görsel araçlar olmadan konusunu çok daha etkili ve tutkulu bir biçimde anlattığında hemfikirdi.
Size bu araçları kullanmayın mı diyorum? Hayır! Ama, önce ne söylemek istediğinize karar verin. Akıl vereceğiniz konular neler? Bu noktaları en iyi nasıl görselleştirirsiniz? Davanızı desteklemek için destek malzemelerinizden yararlanın. Bir şirketten gelen bir ekip, stüdyomdan çıkarken şunları söylüyordu: “Bu çok daha mantıklı. Şimdiye kadar 40 PowerPoint slaytını bir araya getiriyor, sonra da aralarda ne söyleyeceğimize karar veriyorduk.”
Dinleyicinizle, duygusal olduğu kadar entelektüel açıdan da bağ kurmanız gerekir. Notlarınıza değil, konuştuğunuz insanlara bakın. Slaytlarınızdaki yazıyı minimum düzeyde tutun. Dinleyicileriniz, öykülerinizi okumaya değil, dinlemeye gelirler.
Öykülerinizi dinleyicilerinizin ihtiyaç ve ilgileri ile ilişkilendirin. Örneğin, satış görevlileriyle konuşuyorsanız, memnun müşterilerinizin ürün ya da hizmetlerinizi nasıl kullandıkları hakkında öyküler anlatın. Müşteri yorumlarını, öykünüzün içinde heyecanlı ve renkli diyaloglar olarak kullanın. Klasik Hollywood formülünü deneyin:
İlginç karakterlerle başlayın.
Çarpıcı bir diyalog ekleyin.
Önemli bir dersle bitirin.
Unutmayın, herkes bir satış sunumuna direnç gösterir; ama çok az kişi, güzel anlatılmış iyi bir öyküye direnebilir.