Merakla beklenen BM iklim raporunda, küresel ısınmanın son 50 yılda yüzde 90 oranında insan eliyle yaratıldığı ve asırlarca süreceği belirtildi.
Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen iklim değişikliği panelinde, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu tarafından 21 sayfalık bir rapor yayımlandı.
Grup Başkanı Rajendra Pachauri, raporu "daha önceki araştırmaların birkaç adım ötesine giden çok etkileyici bir belge" olarak nitelendirdi.
Grup en son 2001 yılında yayımladığı raporda "Sera gazları küresel ısınmaya yol açan faktörlerden biri olabilir" demişti.
Aradan 6 yıl geçti, bilimadamları bu kez, "20'nci yüzyılın ikinci yarısındaki sıcaklık artışı yüzde 90 insanların eseri" diyor ve yaklaşan felakete dair olgular sıralanıyor.
Raporda, insan eliyle sera gazlarının salımının neden olduğu bugünkü sorunlar, şöyle sıralandı: Daha az soğuk günler, daha sıcak geceler, öldüren sıcak hava dalgaları, seller ve yoğun yağışlar, yıkıcı kuraklıklar ve kasırga ile tropikal fırtına gücünde artış (Özellikle Atlas Okyanusu'nda).
Raporda ayrıca, ''Eğer şimdi bunun kötü olduğunu düşünüyorsanız, 21'inci yüzyıl boyunca zararlı etkileri, 20'nci yüzyıl sırasındaki etkilerinden daha büyük olacak'' denildi.
RAPORDAN ÇARPICI TESPİTLER
2100'e kadar sıcaklık 1.8 ile 4 derece artacak. Bu binlerce yıldır iklimde meydana gelen en dramatik değişiklik
Uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgalarıyla daha sık karşılaşacağız
Uygarlaşma ne kadar yavaşlarsa yavaşlasın ya da sera gazlarının salımı ne kadar azalırsa azalsın, küresel ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesi asırlarca sürecek. Okyanuslardaki su seviyesi 18 ile 59 santimetre yükselecek
Daha şiddetli fırtınalar görülecek
Sıcaklık dalgaları daha sık yaşanacak
Kutup buzulları eriyecek. 2100 yılı yazında artık Antartika olmayabilir
Bangladeş'ten Hollanda'ya pek çok kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya
Panele 130 ülkeden 500 delege katıldı. Panele katılan yüzlerce bilimadamı ve bürokrat, kapalı kapılar ardında bir hafta süren müzakerelerde bulundu.
Raporda, küresel ısınmanın nasıl ve neden olduğu anlatıldı, ancak dünyanın bununla ilgili ne yapması gerektiği belirtilmedi.
Ancak dünya liderlerinin mesajı yanlış alıp yenilgiyi kabullenmelerinden de endişe eden bilimadamları, liderlere sera gazları salımını azaltmaları ve daha sıcak bir dünyaya adapte olunması çağrısında bulundu.
Raporda, ''Hava ve okyanus sıcaklıklarının artması, kar ve buzların erimesi ve deniz yüzeyinin yükselmesiyle elde edilen gözlemlerden, küresel ısınmanın var olduğundan tereddüt edilmediği'' ifade edildi.
UZMANLARDAN ALTI SENARYO
Senaryo B1: 1.8 derecelik sıcaklık artışı (1.1 ile 2.9 derece): Daha az kirletenlerin olduğu küreselleşmenin etkisiyle "ortak" bir dünya öngörülüyor.
Yüzyılın ortasında nüfusun tavan yapacağı sonra düşüşe geçeceği, çözümlerin ekonomik ve çevresel yaşanabilirliğe yöneldiği, daha hakkaniyetli, ancak iklimin yönetiminde daha fazla girişimin olmadığı bir dünya tasarlanıyor.
Senaryo A1T: 2.4 derecelik sıcaklık artışı (1.4 ile 3.8 derece): Artış çok hızlı olmasına karşın, ekonomi fosil enerjilerin dışında kaynaklara dayanıyor ve daha etkili teknolojilerle hemen bütünleşiyor.
Senaryo B2: 2.4 derecelik sıcaklık artışı (1.4 ile 3.8 derece): Ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda yaşanabilirlikte yerel çözümlerin önem kazandığı bir dünyayı tarif ediyor.
Senaryo A1B: 2.8 derecelik sıcaklık artışı (1.7 ila 4.4 derece): Artış çok hızlı, ekonomi, fosille nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının dengeli olarak kullanımına dayanıyor.
Daha etkili yeni teknolojiler de çok çabuk yaşama giriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) 2050 için şu an öngördüğü tahminlere en yakın senaryo.
Senaryo A2: 3.4 derecelik sıcaklık artışı (2 ile 5.4 derece): Kendine yeterli, yerel kimliklerin korunduğu çok heterojen bir dünyayı tahmin ediyor. Nüfus artmaya devam ediyor, doğum oranları daha yavaş seyrediyor, ekonomik kalkınma özellikle bölgesel eğilim gösteriyor.
Senaryo A1F1: 4 derecelik sıcaklık artışı (2.4 ile 6.4 derece): Daha fazla kirletenlerin olduğu, fosil enerjilere fazlasıyla muhtaç çok hızlı artan bir dünya öngörülüyor.
Dünya kısırdöngüyle karşı karşıya
Dünya ısındıkça okyanuslar buharlaşıyor ve su buharı atmosferde yoğunlaşarak sera etkisi yaratıyor. Dolayısıyla hava daha da ısınıyor.
Doğa artık insanların ortaya çıkardığı yüksek karbondioksit miktarıyla başedebilme kapasitesini yitiriyor.
Bu noktada, sera gazı salınımını 1990 yılı oranlarının yüzde 5 altına çekmeyi öngören Kyoto Protokolü gündeme geliyor. Birçok Avrupa ülkesi ve Rusya bu anlaşmaya imza koymuş durumda.
Ancak sera gazı üretiminin en büyük sorumlusu olan ABD ile endüstri devleri Çin ve Hindistan, "ekonomilerini baltalayacağı" gerekçesiyle bu anlaşmaya karşı çıkıyor ve imza atmaya yanaşmıyor.
Bilimadamları ne dedi?
Panele katılan Amerikalı bilimadamı Susan Solomon, ''Sera gazlarındaki artışın, insan faaliyetlerinin egemenliği altında olduğundan hiç şüphe yok'' dedi.
Colorado'daki Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi'nden iklim analizi yöneticisi Kevin Trenberth ise ''Bu durduramayacağınız bir şey. Bununla yaşamak zorunda kalacağız. Farklı bir gezegen yaratıyoruz'' dedi.
Trenberth, bilimadamlarının 1990, 1995 ve 2001 yıllarında yaptıkları uyarılara, dünyanın şimdi daha fazla önem verdiğini kaydetti.
Arizona Üniversitesi'nden Jonathan Overpeck, "Buradaki nokta, birşey yapmazsak ve bir şey yaparsak neler olacağına dikkati çekmek. Eğer birşey yapmamaya karar verirseniz, etkileri bir şey yapmamızdan daha büyük olacaktır'' diye konuştu.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİ İSYANDA
Uluslararası çevre örgütü Greenpeace raporu "alarm sireni" olarak değerlendirdi.
Greenpeace'ten yapılan yazılı açıklamada, "Grubun (2001'deki) son raporu uyanmak için bir çağrıysa, bugünkü rapor bir alarm sirenidir" denildi.
Açıklamada, "İyi haber iklim sistemini ve insan etkisini anlamamızda büyük ölçüde ilerleme sağlanması, kötü haber ise geleceğimizin ne kadar tehlikede olduğunu bilmemiz. Hükümetlere gönderilen mesaj açıktır" ifadesine yer verildi.
Eyfel kulesinin ışıkları söndürüldü
Dünyada da küresel ısınmaya dikkat çekmek için çeşitli eylemler düzenleniyor. Fransa'nın başkenti Paris'teki ünlü Eyfel kulesi de dün bu eylemlerden birine sahne oldu.
Kulenin ışıkları küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla beş dakikalığına söndürüldü. Kuleyi aydınlatan 336 projektör, Türkiye saatiyle 20.55'te kapatıldı.
Eylem çevrecilerin girişimiyle Paris Belediyesi tarafından gerçekleştirildi. Eyfel kulesini yılda 6 milyon turist ziyaret ediyor. 300 metre uzunluğundaki kule saatte 7 bin megawatt enerji harcıyor.
Greenpeace örgütü de iki gün önce kuleye pankart asarak küresel ısınma için işbirliği çağrısında bulunmuştu.
Chirac'dan eylem çağrısı
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da, dünyayı kurtarmak için siyasi eylem ve ekonomik devrim çağrısında bulundu.
Başkent Paris'te dünya ekolojik yönetimi konulu uluslararası bir konferansın açılışında yaptığı konuşmada, "İklimsel intikamın kontrol edilemeyeceği gün yaklaşıyor: Geri dönülmez olanın eşiğinde bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Aciliyet karşısında devrim yapma zamanının geldiğini söyleyen Chirac, 'bilinç devrimi, ekonomi devrimi, siyasi eylem devriminin zamanının geldiğini' söyledi.
BM tarafından 1988'de kurulan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu'nun raporunu yayımladığı gün düzenlenen uluslararası konferansta, BM'nin Çevre Programı'nın bir projesinin açıklanması bekleniyor.
Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen iklim değişikliği panelinde, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu tarafından 21 sayfalık bir rapor yayımlandı.
Grup Başkanı Rajendra Pachauri, raporu "daha önceki araştırmaların birkaç adım ötesine giden çok etkileyici bir belge" olarak nitelendirdi.
Grup en son 2001 yılında yayımladığı raporda "Sera gazları küresel ısınmaya yol açan faktörlerden biri olabilir" demişti.
Aradan 6 yıl geçti, bilimadamları bu kez, "20'nci yüzyılın ikinci yarısındaki sıcaklık artışı yüzde 90 insanların eseri" diyor ve yaklaşan felakete dair olgular sıralanıyor.
Raporda, insan eliyle sera gazlarının salımının neden olduğu bugünkü sorunlar, şöyle sıralandı: Daha az soğuk günler, daha sıcak geceler, öldüren sıcak hava dalgaları, seller ve yoğun yağışlar, yıkıcı kuraklıklar ve kasırga ile tropikal fırtına gücünde artış (Özellikle Atlas Okyanusu'nda).
Raporda ayrıca, ''Eğer şimdi bunun kötü olduğunu düşünüyorsanız, 21'inci yüzyıl boyunca zararlı etkileri, 20'nci yüzyıl sırasındaki etkilerinden daha büyük olacak'' denildi.
RAPORDAN ÇARPICI TESPİTLER
2100'e kadar sıcaklık 1.8 ile 4 derece artacak. Bu binlerce yıldır iklimde meydana gelen en dramatik değişiklik
Uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgalarıyla daha sık karşılaşacağız
Uygarlaşma ne kadar yavaşlarsa yavaşlasın ya da sera gazlarının salımı ne kadar azalırsa azalsın, küresel ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesi asırlarca sürecek. Okyanuslardaki su seviyesi 18 ile 59 santimetre yükselecek
Daha şiddetli fırtınalar görülecek
Sıcaklık dalgaları daha sık yaşanacak
Kutup buzulları eriyecek. 2100 yılı yazında artık Antartika olmayabilir
Bangladeş'ten Hollanda'ya pek çok kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya
Panele 130 ülkeden 500 delege katıldı. Panele katılan yüzlerce bilimadamı ve bürokrat, kapalı kapılar ardında bir hafta süren müzakerelerde bulundu.
Raporda, küresel ısınmanın nasıl ve neden olduğu anlatıldı, ancak dünyanın bununla ilgili ne yapması gerektiği belirtilmedi.
Ancak dünya liderlerinin mesajı yanlış alıp yenilgiyi kabullenmelerinden de endişe eden bilimadamları, liderlere sera gazları salımını azaltmaları ve daha sıcak bir dünyaya adapte olunması çağrısında bulundu.
Raporda, ''Hava ve okyanus sıcaklıklarının artması, kar ve buzların erimesi ve deniz yüzeyinin yükselmesiyle elde edilen gözlemlerden, küresel ısınmanın var olduğundan tereddüt edilmediği'' ifade edildi.
UZMANLARDAN ALTI SENARYO
Senaryo B1: 1.8 derecelik sıcaklık artışı (1.1 ile 2.9 derece): Daha az kirletenlerin olduğu küreselleşmenin etkisiyle "ortak" bir dünya öngörülüyor.
Yüzyılın ortasında nüfusun tavan yapacağı sonra düşüşe geçeceği, çözümlerin ekonomik ve çevresel yaşanabilirliğe yöneldiği, daha hakkaniyetli, ancak iklimin yönetiminde daha fazla girişimin olmadığı bir dünya tasarlanıyor.
Senaryo A1T: 2.4 derecelik sıcaklık artışı (1.4 ile 3.8 derece): Artış çok hızlı olmasına karşın, ekonomi fosil enerjilerin dışında kaynaklara dayanıyor ve daha etkili teknolojilerle hemen bütünleşiyor.
Senaryo B2: 2.4 derecelik sıcaklık artışı (1.4 ile 3.8 derece): Ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda yaşanabilirlikte yerel çözümlerin önem kazandığı bir dünyayı tarif ediyor.
Senaryo A1B: 2.8 derecelik sıcaklık artışı (1.7 ila 4.4 derece): Artış çok hızlı, ekonomi, fosille nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının dengeli olarak kullanımına dayanıyor.
Daha etkili yeni teknolojiler de çok çabuk yaşama giriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) 2050 için şu an öngördüğü tahminlere en yakın senaryo.
Senaryo A2: 3.4 derecelik sıcaklık artışı (2 ile 5.4 derece): Kendine yeterli, yerel kimliklerin korunduğu çok heterojen bir dünyayı tahmin ediyor. Nüfus artmaya devam ediyor, doğum oranları daha yavaş seyrediyor, ekonomik kalkınma özellikle bölgesel eğilim gösteriyor.
Senaryo A1F1: 4 derecelik sıcaklık artışı (2.4 ile 6.4 derece): Daha fazla kirletenlerin olduğu, fosil enerjilere fazlasıyla muhtaç çok hızlı artan bir dünya öngörülüyor.
Dünya kısırdöngüyle karşı karşıya
Dünya ısındıkça okyanuslar buharlaşıyor ve su buharı atmosferde yoğunlaşarak sera etkisi yaratıyor. Dolayısıyla hava daha da ısınıyor.
Doğa artık insanların ortaya çıkardığı yüksek karbondioksit miktarıyla başedebilme kapasitesini yitiriyor.
Bu noktada, sera gazı salınımını 1990 yılı oranlarının yüzde 5 altına çekmeyi öngören Kyoto Protokolü gündeme geliyor. Birçok Avrupa ülkesi ve Rusya bu anlaşmaya imza koymuş durumda.
Ancak sera gazı üretiminin en büyük sorumlusu olan ABD ile endüstri devleri Çin ve Hindistan, "ekonomilerini baltalayacağı" gerekçesiyle bu anlaşmaya karşı çıkıyor ve imza atmaya yanaşmıyor.
Bilimadamları ne dedi?
Panele katılan Amerikalı bilimadamı Susan Solomon, ''Sera gazlarındaki artışın, insan faaliyetlerinin egemenliği altında olduğundan hiç şüphe yok'' dedi.
Colorado'daki Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi'nden iklim analizi yöneticisi Kevin Trenberth ise ''Bu durduramayacağınız bir şey. Bununla yaşamak zorunda kalacağız. Farklı bir gezegen yaratıyoruz'' dedi.
Trenberth, bilimadamlarının 1990, 1995 ve 2001 yıllarında yaptıkları uyarılara, dünyanın şimdi daha fazla önem verdiğini kaydetti.
Arizona Üniversitesi'nden Jonathan Overpeck, "Buradaki nokta, birşey yapmazsak ve bir şey yaparsak neler olacağına dikkati çekmek. Eğer birşey yapmamaya karar verirseniz, etkileri bir şey yapmamızdan daha büyük olacaktır'' diye konuştu.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİ İSYANDA
Uluslararası çevre örgütü Greenpeace raporu "alarm sireni" olarak değerlendirdi.
Greenpeace'ten yapılan yazılı açıklamada, "Grubun (2001'deki) son raporu uyanmak için bir çağrıysa, bugünkü rapor bir alarm sirenidir" denildi.
Açıklamada, "İyi haber iklim sistemini ve insan etkisini anlamamızda büyük ölçüde ilerleme sağlanması, kötü haber ise geleceğimizin ne kadar tehlikede olduğunu bilmemiz. Hükümetlere gönderilen mesaj açıktır" ifadesine yer verildi.
Eyfel kulesinin ışıkları söndürüldü
Dünyada da küresel ısınmaya dikkat çekmek için çeşitli eylemler düzenleniyor. Fransa'nın başkenti Paris'teki ünlü Eyfel kulesi de dün bu eylemlerden birine sahne oldu.
Kulenin ışıkları küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla beş dakikalığına söndürüldü. Kuleyi aydınlatan 336 projektör, Türkiye saatiyle 20.55'te kapatıldı.
Eylem çevrecilerin girişimiyle Paris Belediyesi tarafından gerçekleştirildi. Eyfel kulesini yılda 6 milyon turist ziyaret ediyor. 300 metre uzunluğundaki kule saatte 7 bin megawatt enerji harcıyor.
Greenpeace örgütü de iki gün önce kuleye pankart asarak küresel ısınma için işbirliği çağrısında bulunmuştu.
Chirac'dan eylem çağrısı
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da, dünyayı kurtarmak için siyasi eylem ve ekonomik devrim çağrısında bulundu.
Başkent Paris'te dünya ekolojik yönetimi konulu uluslararası bir konferansın açılışında yaptığı konuşmada, "İklimsel intikamın kontrol edilemeyeceği gün yaklaşıyor: Geri dönülmez olanın eşiğinde bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Aciliyet karşısında devrim yapma zamanının geldiğini söyleyen Chirac, 'bilinç devrimi, ekonomi devrimi, siyasi eylem devriminin zamanının geldiğini' söyledi.
BM tarafından 1988'de kurulan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu'nun raporunu yayımladığı gün düzenlenen uluslararası konferansta, BM'nin Çevre Programı'nın bir projesinin açıklanması bekleniyor.
Yorum