Ağır olur milli maçın bedeli...

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • maksudsahin
    Member
    • 08-07-2004
    • 2346

    Ağır olur milli maçın bedeli...

    Ağır olur milli maçın bedeli...

    ‘Milli Takım’da oynamak onurdur, prestijdir, manevi hazdır.’ derlerdi. Dünya futbolunda sular artık başka yöne akıyor. Bundan böyle Milli Takım’da oynamanın da bir bedeli, tazminatı var. Endüstriyel futbol artık ‘milli görev’lere de bir fiyat biçiyor. Türkiye Kupası maçları ve Süper Lig’e verilen aranın sona ermesi futbol soluyanları yeniden hayata döndürürken, yaklaşan milli maç trafiği bu heyecanı biraz daha artıracak. A Milli Takım mart ayında oynanacak Yunanistan ve Norveç maçları öncesi 7 Şubat’ta Gürcistan deplasmanında bir prova yapacak. Aynı tarihte özel maça çıkacak 24 takım daha bulunuyor.
    İştah kabartan bu milli maç takviminde taraftarların 90 dakikadan başlıca beklentisi futbolun ‘klasik’ amacı olan galibiyetken, oyuncularını milli takıma gönderen kulüplerin ‘başarılı geçen bir milli maç haftası’ kriterlerinin ilk sırasında yine futbolcularının sakatlık yaşamadan takıma dönmesi olacak. Ne var ki kulüpler artık milli maçlarda sakatlanan futbolcuları konusunda ‘sağlık olsun’dan fazlasını söyler ve talep eder oldu. Üstelik bu taleplerin haklı bulunmaya başlamasıyla futbolda yepyeni bir süreç başlıyor: Tazminat.
    Filmi biraz geri sarıp 2004 yılının Kasım ayına gidelim. Belçika’nın Charleroi takımında forma giyen Faslı oyuncu Abdülmecid Ulmers, ülkesinin Burkina Faso’yla yaptığı özel maçta sakatlanarak 8 ay yeşil sahalardan uzak kalmıştı. Bunun üzerine Charleroi, ticaret mahkemesine yaptığı başvuruda oyuncusunun sakatlığı sırasındaki masraflarının FIFA tarafından tazminini istedi. Kulüp, oyuncusunu oynatamadığı dönemde ödenen maaşın sebep olduğu zararın yanı sıra, takımın Ulmers’in eksikliği yüzünden ligde ve kupada elde etmeyi beklediği başarılara ulaşamadığını da belirtti. Bu noktada devreye giren Avrupa’nın 18 büyük ve zengin takımının kurduğu G-14 grubu, Charleroi’ya destek vererek tartışmaya müdahil oldular. FIFA Başkanı Sepp Blatter’in dava yerine diyalogla çözüm önerisini yeterli bulmayan Charleroi davada ısrar etti ve Charleroi Ticaret Mahkemesi konunun çözümü için topu Avrupa Birliği’nin yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı’na attı.
    Bu süreçte Charleroi’nın izinden giden başka kulüpler de oldu. Eric Abidal’in Kosta Rika maçında sakatlanması üzerine Lyon da 1 milyon Euro’luk bir tazminat talebinde bulundu. Ancak FIFA’ya asıl darbe yine G-14’ten geldi. Geçen yıl mart ayında toplanan 18 kulüp, son 10 yılda milli takımlara gönderdikleri futbolcular için FIFA’dan 860 milyon Euro talep etti. Bu talebin Avrupa Adalet Divanı’na takılması FIFA’yı bir nebze olsun rahatlatsa da bazı ülke federasyonları artık milli takıma çağrılan oyuncuların kulüplerine ödeme yapmaya başladı. Hollanda Futbol Federasyonu artık milli takıma çağrılan her oyuncu için kulübüne günlük 6 bin 700 Euro ödüyor. Almanya’da bu meblağ 2 bin, Belçika’da 800 ve Fransa’da 200 Euro. Bu harcırah ve sakatlık tazminatı henüz kurala bağlanmasa da futbol dünyasının yaşamakta olduğu bu ikinci büyük dava ilkini, yine Belçika orijinli Bosman davasını hatırlatıyor.
    Jean-Marc Bosman’ın, bonservisi nedeniyle kulübü kendisiyle sözleşme yapmadığı halde hiçbir takıma transfer olamamasının ardından Liege’de açtığı dava da önce Avrupa Adalet Divanı’na taşınmış ve 1995 yılında, Avrupa topluluğu vatandaşı futbolcuların transferlerinin, emeğin ve sermayenin serbest dolaşım ilkesi gereği, sözleşmelerinin bittiği tarihten itibaren bonservis gibi kısıtlamalarla engellenemeyeceği ve yine topluluk vatandaşlarının milliyetlerine dair herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulamayacağı karara bağlanmıştı. Futbolun yabancı kısıtlaması ve bonservis bedelleri gibi iki konuda yerleşmiş kurallarını temelden sarsan bu karar yepyeni düzenlemeleri doğurmuştu.
    Tazminat konusunda henüz bağlayıcı bir karar bulunmamasına rağmen bu yıl içinde bu sorunun çözüleceği sanılıyor. G-14, geçen yıl FIFA’ya 2007 içinde ortak bir noktada buluşulması gerektiğini iletti. Maddi durumu yeterli federasyonların atmaya başladığı adımlar tüm federasyonları bağlayıcı bir noktaya doğru ilerliyor. Peki bu kuralın yerleşmesi halinde neler değişecek?
    G-14’ün ilk talebi, kulüplerin futbolculara yaptığı harcamaların öneminin kavranması. Gruba göre futbolun temeli kulüpler tarafından sağlanıyor ve sakatlık gibi oyuncudan verim alınamayacağı durumlarda yapılan harcamalar tazmin edilmeli. Bu noktada sorulması gereken sorulardan biri maddi açıdan pek de iyi durumda olmayan ülke federasyonlarının yıldız oyuncuların sakatlıklarını nasıl tazmin edeceği. Örneğin Kamerunlu Samuel Eto’o. Barcelona formasıyla çıktığı 75 maçta 54 gol atan Eto’o’nun yokluğunun kulübüne vereceği zarar (ki 3 maçta 2 gol olarak hesaplanırsa, 3 maçta en az 3 puanlık zarara uğranacağı iddia edilebilir pekala) Kamerun Futbol Federasyonu tarafından tazmin edilebilir mi? Ya da bir adım daha atalım. Maddi sıkıntı çekmeyen federasyonlardan biri, İngiltere Futbol Federasyonu, 250 milyon dolar bedelle Amerika’ya transfer olan David Beckham’ın yeniden milli takıma alınması ve sakatlanması halinde kulübü L.A. Galaxy’yi tatmin edecek bir ödeme yapabilecek mi? Kulüplerin bu soruya cevabı belli: ‘Yapmalı.’
    G-14, taleplerinin ikinci kaleminde milli takıma çağrılan oyuncu başına günlük 4 bin Euro’luk bir ödeme isterken, son kalemde tüm milli maç takvimleri belirlenirken kulüplerle işbirliğine gidilmesi gerekliliğini öne sürüyor. Milli maçlara karşı açık bir karşı koyuş olmasa da (ki 2006 Dünya Kupası’nda oynadıktan sonra transfer olarak kulüplerine belki de potansiyellerinin üzerinde para kazandıran oyuncuların varlığını hatırlayalım) Arsene Wenger’in ‘özel maçlar kaldırılsın’ talebi tartışmanın sıçrayabileceği noktalar hakkında fikir edinmemizi sağlıyor.
    Bu tartışmaların Türkiye’ye son yansıması, İtalya ile oynanan özel maçta sakatlanan Rüştü’ye ödenecek maaşın sezon sonuna kadar federasyon tarafından karşılanması talebi. Federasyon Fenerbahçe’nin bu talebi karşısında bir yandan ılımlı bir tavır sergilerken, diğer yandan futbol dünyasındaki bu tazminat tartışmalarının varacağı noktayı sezmeye çalışıyor. Ancak henüz bir tazminat kararı alınmış değil.
    Profesyonel, nam-ı diğer endüstriyel futbolda oyuncuların ve kulüplerin haklarının korunması talebini yersiz bulmak mümkün değil. Ancak milyonlarca doların döndüğü kulüp bazlı tüm turnuvalar hâlâ Dünya Kupası’nın yaşattığı coşkuya sahip olmaktan çok uzak. Kulüpler her ne kadar milli maçların kaldırılmasını henüz talep etmeseler de sadece ‘sakatlıklarının tazmin edilmesi ekonomik olarak mümkün’ oyunculardan kurulu milli takımların karşılaşacağı yeni Dünya Kupası (ya da Avrupa şampiyonası, elemeler, özel maçlar) biz futbolseverlerin ağızlarındaki tadı biraz olsun ekşitmeyecek mi?

    Kaynak
İşlem Yapılıyor