Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Ankara Üniversitesi Rasathanesi Müdürü Doç. Dr. Berahitdin Albayrak, tam ay tutulmasının, dolunay aşamasındaki ayın tamamen kararması anlamına geldiğini belirtti.
Albayrak, 3 Mart'ta ay, dünya, güneş üçlüsünde ay ve dünyanın 'gölge oyununa' şahit olunacağını söyledi.
Nadir görülen gök olaylarından biri olması nedeniyle önem taşıyan tutulmanın Türkiye'den bu yıl içinde izlenebilecek tek tam ay tutulması olduğunu vurgulayan Albayrak, bir sonraki benzer ay tutulmasının Türkiye'den Haziran 2011'de gözleneceğini belirtti.
Albayrak, 3 Mart gecesi TSİ 23.30'da ayın sol taraftan kararmaya başlayacağını, tam tutulmanın ise 00.44-01.58 saatleri arasında yaşanacağını bildirdi.
Tam tutulma sırasında ayın renginin koyu kırmızıdan sarıya dönüşeceğini belirten Albayrak, tutulmanın izlemeye değer olan bölümünün 1 saat 14 dakika süreceğini söyledi.
Tutulmanın TSİ 03.12'de sona ermesiyle, ay, dünya ve güneşin bu nadir birlikteliği noktalanmış olacak.
Ayın tamamen dünya gölgesi içine girme aşaması, Avrupa, Afrika, Ortadoğu ülkeleri ve Asya'nın bir kısmından gözlenebilecek.
'Kötü ruhlar Ay'ı yiyor'
Güneş ve ay tutulmaları, nadir gözlenen doğa olayları olmaları nedeniyle, bilimsel yolla açıklanamadıkları dönemlerde korku ve endişe yarattı.
Mitlere, efsanelere konu olan ve farklı inanışlarla açıklanan tutulmalarla baş etmek içinde birçok yol denendi.
Bazı söylencelerde, ayın kararması, 'aya saldırıldığına, düşmanların ayı sakladığına, kötü ruhların ayı sardığına, yediğine ve ayın kötülüklerle mücadele ettiğine' dair ifadelerle anlatıldı.
Bu inanışlar nedeniyle ayın tekrar aydınlanması için büyüler yapıldı, teneke, davul, tencereler çalınarak gürültü çıkartıldı, silah atıldı, dua edildi ve hatta aya kurban verildi.
Tutulma efsaneleri
Mısırlılar, ayın, güneşin ışığını habersizce alıp kullandığına, bunun üzerine kurulan yıldızlar mahkemesinin de aya gündüzleri görünmeyi yasakladığına inanıyorlardı.
Bu inanca göre, sadece ay tutulmalarında 'açık görüşe' izin veriliyor ve ay o gün yeryüzüne inip arkadaşlarıyla görüşüyordu.
Şamanizm'de, tutulmalarda kötü ruhların güneşin ve ayın etrafını sardığı düşünülüyor, karanlığın felaket getireceği inancıyla kötü ruhları kovmak için ateşler yakıyor, gürültü çıkartılıyordu.
Budizm ve Konfiçyus'a göre, kötü ruhların işi sanılan tutulmalar karşısında tepkili tapınma törenleri düzenleniyordu.
Altay Türkleri'nin bir efsanesinde de 'yedi başlı dev' (yelbegen) ay ve güneşten öç almak için onları kovalıyor ve yiyordu. Altay Türkleri de ay tutulduğu zaman şöyle diyordu: ''Yine Yelbegen ayı yedi.''
(aa)