Japonların hazırladığı Chikyu gemisi, Pasifik ortasında deniz yatağından bir delik açacak, sondaj sistemiyle yer kabuğunu geçip üstmantodan örnekler toplayacak. Japonların hazırladığı Chikyu gemisi, Pasifik ortasında deniz yatağından bir delik açacak, sondaj sistemiyle yer kabuğunu geçip üstmantodan örnekler toplayacak.
Arzın merkezinde hayat olduğuna burada ısıya dayanıklı bakterilerin yaşadığına inanıyor bilim adamları. Bir başka hedef de, depremlerin oluşumu hakkında bilgiyi arttırmak, mümkünse alarm sistemini iyileştirmek.
Aslında proje, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın birlikte yürüttüğü Entegre Okyanus Sondaj Programı adlı uluslararası çalışmanın bir parçası. Japonlar, dünyanın merkezini keşfetmek için çok büyük bir gemi yaptılar. Nagazaki Limanı’nda hazırlanan ‘Chikyu’ (Japonca yeryüzü anlamına geliyor) adlı geminin uzunluğu Titanic’in üçte biri kadar. Gemi, petrol endüstrisinde kullanılan sondaj teknolojisinden faydalanarak donatılıyor.
Amaç, deniz yatağının altındaki yer kabuğunu, New York’un ünlü gökdeleni Empire State Building’in 25 katı uzunluğunda bir sondaj borusuyla delerek dünyanın ‘manto’ denilen iç bölgesinden örnekler toplamak. Şu ana kadar deniz yatağından aşağıya doğru açılabilmiş en derin delik sadece 2 bin 111 metre. Chikyu gemisi ise, deniz yatağından aşağıya doğru 7 bin metrelik bir delik açmayı planlıyor.
BUNUN MARS’TA HAYATI ARAMAKTAN FARKI YOK
Bu seyahatin başlangıç noktası, Pasifik Okyanusu olacak. Çünkü yar kabuğunun en ince olduğu yerler, okyanusların derin bölgeleri. Gerilmiş bir kumaşa benzeyen yer kabuğu, ortada inceleniyor, üstü karayla kaplı yerlerde kalınlaşıyor.
Arzın merkezine seyahat ancak önümüzdeki yıl başlayacak. ‘Chikyu’ gemisinin açacağı deliğin tam üzerinde durabilmesi, sondaj sırasında bir petrol yatağına veya aşırı ısınmış bir kayaya çarpıp zarar görmemesi için çeşitli önlemler alınacak.
Chikyu gemisinin asıl amacı, yeryüzünün üstmanto denilen, aşırı sıcak akışkan bölümünden örnekler toplamak. Japon bilim adamları bu işte geç bile kalındığını söylüyorlar: ‘İnsanlar yeryüzünü anlayabilmek için aydan bile kaya toplayıp getirdiler, ama yeryüzünün en büyük bölümünü oluşturan mantodan elimizde henüz hiçbir örnek yok.’
TEMİZLİK TOZLARINDA KULLANILAN ENZİMLER
Tabii bütün bu çaba, sadece insanların merakını tatmin etmekle kalmayacak, günlük hayatımızda bile yararlı olabilecek sonuçlara ulaşabilecek. Yokohama Derin Yeryüzü Araştırmaları Merkezi Müdürü Asahiko Taira ‘Üstmantoda yaşayan bakteriler bulacağımızı düşünüyoruz. Orada hayat olduğuna inanıyoruz. Mars’ta hayat aramak gibi bir şey bu’ diyor. Çünkü, yeryüzünün diplerindeki sıcak bölgelerde yaşayabilen ısıya dayanıklı bakterilerin, yer üstüne çıkarıldığınıda çok işe yarayabileceği düşünülüyor. Nitekim, Japonların daha önce düzenlediği sondaj çalışmaları sırasında bazı böcekler bulundu; bunlardan izole edilen ısıya dayanıklı enzimler başarıyla temizlik tozlarında kullanıldı.
DEPREM MEKANİZMASI DAHA İYİ ANLAŞILACAK
Sondajın asıl önemli amacı ise, depremler konusundaki bilgimizin arttırılması. Mantoyla yer kabuğunun birleştiği ve ‘deprem yuvası’ denilen bölgeler hakkındaki bilgi artacak, bu da sismik olayları anlamamızda yardımcı olacak. Japon bilim adamlarının asıl isteği ise, bu bilgilerden yola çıkarak deprem için uyarıcı sistemlerin geliştirilmesi. Ekipten Dr. Shinichi Kuramoto, The Guardian Gazetesi’ne yaptığı açıklamada şöyle diyor: ‘Yeryüzünün tarihini öğrendikçe deprem sıklığını da ölçebiliyor ama gelecekte ne zaman olacaklarını henüz bilemiyoruz. Mekanizmanın nasıl işlediğini öğrenmek için örnekler alacağız.’ Ekip, açtıkları deliğe sensorlar yerleştirerek yeryüzünün kilometrelerce altında oluşan olayları izleyebileceklerini umut ediyor. Amaç, muhtemel bir sismik olayı oluşmasından birkaç saat hatta birkaç gün önce fark edebilmek. Şu andaki alarm sistemleri, büyük bir depremi ancak birkaç dakika önceden haber verebiliyor.
Arzın merkezinde hayat olduğuna burada ısıya dayanıklı bakterilerin yaşadığına inanıyor bilim adamları. Bir başka hedef de, depremlerin oluşumu hakkında bilgiyi arttırmak, mümkünse alarm sistemini iyileştirmek.
Aslında proje, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın birlikte yürüttüğü Entegre Okyanus Sondaj Programı adlı uluslararası çalışmanın bir parçası. Japonlar, dünyanın merkezini keşfetmek için çok büyük bir gemi yaptılar. Nagazaki Limanı’nda hazırlanan ‘Chikyu’ (Japonca yeryüzü anlamına geliyor) adlı geminin uzunluğu Titanic’in üçte biri kadar. Gemi, petrol endüstrisinde kullanılan sondaj teknolojisinden faydalanarak donatılıyor.
Amaç, deniz yatağının altındaki yer kabuğunu, New York’un ünlü gökdeleni Empire State Building’in 25 katı uzunluğunda bir sondaj borusuyla delerek dünyanın ‘manto’ denilen iç bölgesinden örnekler toplamak. Şu ana kadar deniz yatağından aşağıya doğru açılabilmiş en derin delik sadece 2 bin 111 metre. Chikyu gemisi ise, deniz yatağından aşağıya doğru 7 bin metrelik bir delik açmayı planlıyor.
BUNUN MARS’TA HAYATI ARAMAKTAN FARKI YOK
Bu seyahatin başlangıç noktası, Pasifik Okyanusu olacak. Çünkü yar kabuğunun en ince olduğu yerler, okyanusların derin bölgeleri. Gerilmiş bir kumaşa benzeyen yer kabuğu, ortada inceleniyor, üstü karayla kaplı yerlerde kalınlaşıyor.
Arzın merkezine seyahat ancak önümüzdeki yıl başlayacak. ‘Chikyu’ gemisinin açacağı deliğin tam üzerinde durabilmesi, sondaj sırasında bir petrol yatağına veya aşırı ısınmış bir kayaya çarpıp zarar görmemesi için çeşitli önlemler alınacak.
Chikyu gemisinin asıl amacı, yeryüzünün üstmanto denilen, aşırı sıcak akışkan bölümünden örnekler toplamak. Japon bilim adamları bu işte geç bile kalındığını söylüyorlar: ‘İnsanlar yeryüzünü anlayabilmek için aydan bile kaya toplayıp getirdiler, ama yeryüzünün en büyük bölümünü oluşturan mantodan elimizde henüz hiçbir örnek yok.’
TEMİZLİK TOZLARINDA KULLANILAN ENZİMLER
Tabii bütün bu çaba, sadece insanların merakını tatmin etmekle kalmayacak, günlük hayatımızda bile yararlı olabilecek sonuçlara ulaşabilecek. Yokohama Derin Yeryüzü Araştırmaları Merkezi Müdürü Asahiko Taira ‘Üstmantoda yaşayan bakteriler bulacağımızı düşünüyoruz. Orada hayat olduğuna inanıyoruz. Mars’ta hayat aramak gibi bir şey bu’ diyor. Çünkü, yeryüzünün diplerindeki sıcak bölgelerde yaşayabilen ısıya dayanıklı bakterilerin, yer üstüne çıkarıldığınıda çok işe yarayabileceği düşünülüyor. Nitekim, Japonların daha önce düzenlediği sondaj çalışmaları sırasında bazı böcekler bulundu; bunlardan izole edilen ısıya dayanıklı enzimler başarıyla temizlik tozlarında kullanıldı.
DEPREM MEKANİZMASI DAHA İYİ ANLAŞILACAK
Sondajın asıl önemli amacı ise, depremler konusundaki bilgimizin arttırılması. Mantoyla yer kabuğunun birleştiği ve ‘deprem yuvası’ denilen bölgeler hakkındaki bilgi artacak, bu da sismik olayları anlamamızda yardımcı olacak. Japon bilim adamlarının asıl isteği ise, bu bilgilerden yola çıkarak deprem için uyarıcı sistemlerin geliştirilmesi. Ekipten Dr. Shinichi Kuramoto, The Guardian Gazetesi’ne yaptığı açıklamada şöyle diyor: ‘Yeryüzünün tarihini öğrendikçe deprem sıklığını da ölçebiliyor ama gelecekte ne zaman olacaklarını henüz bilemiyoruz. Mekanizmanın nasıl işlediğini öğrenmek için örnekler alacağız.’ Ekip, açtıkları deliğe sensorlar yerleştirerek yeryüzünün kilometrelerce altında oluşan olayları izleyebileceklerini umut ediyor. Amaç, muhtemel bir sismik olayı oluşmasından birkaç saat hatta birkaç gün önce fark edebilmek. Şu andaki alarm sistemleri, büyük bir depremi ancak birkaç dakika önceden haber verebiliyor.