BM’nin iklim raporuna göre, dünyanın ortalama sıcaklığının 2 derece daha artması, “kritik eşiğin aşılması” anlamına geliyor. Bu da insanlık için “telafisi mümkün olmayan” sonuçlar doğuracak.BM’nin talebi üzerine hazırlanan ve bugün kamuoyuna açıklanan 166 sayfalık rapora göre, yeryüzünde ortalama sıcaklık son 100 yıl içinde 0.74 derece arttı. Bu yüzyıl içinde 2 derece daha artması ise, kritik eşiğin aşılması anlamına gelecek.
“Missouri Botanical Garden” Başkanı Peter H. Raven ve Michigan Üniversitesi’nden çevrebilimci Rosina Bierbaum’un başkanlığını yaptığı bir BM paneli tarafından hazırlanan rapor için, 11 ülkeden 18 bilim adamı çalışma yaptı. Raporda, küresel ısınmanın yol açacağı sonuçlar, “deniz düzeyinin yükselmesi, kuraklık ve hastalık alanlarının dağılımı, iklime bağlı doğal afetler, tarımda, ormancılıkta, balıkçılıkta ve ekonominin diğer alanlarında ortaya çıkacak hasar” gibi başlıklarda, ayrıntılı biçimde ele alınıyor. “Uygarlığın en önemli görevlerinden birinin, iklim değişikliğinin önüne geçmek olduğunun” kaydedildiği raporda, hükümetlerin “temiz enerji kaynaklarına yönelik yaptıkları araştırmalara harcanan paraları 10 milyarlarca dolar artırmaları ve fosil yakıtlardan uzaklaşmayı teşvik etmeleri gerektiği vurgulandı. Raporda, temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi için ABD’nin yaptığı harcamalar örnek verilerek, “Bu ülke, bu alandaki araştırmalara yatırdığı parayı en az 3’e katlamalı” denildi. Raporda hükümetlerin, kömürle çalışan termik santrallerin yenilerinin inşaatına izin vermemeleri gerektiği gibi tavsiyeler de yer aldı.
ÇEVRE MÜLTECİLERİ
Raporda, BM’nin de, “çevre mültecilerine” hazır olması gerektiği de belirtildi. Deniz düzeyinin yükselmesinin yaratacağı ve özellikle kıyı bölgelerinden taşınacakların oluşturacağı çevre mültecilerinin 10 milyonlarca kişiyi bulabileceğinin belirtildiği raporda, yeni binaların, deniz düzeyinin en az 1 metre üzerindeki bölgelerde yapılmasının teşvik edilmesi gerektiği de kaydedildi. Raporda, uluslararası hukukta bugün yalnızca “siyasi mültecinin” tanındığı ve bu kesime belirli bir statü verildiği belirtilerek, “çevre mültecisinin” de tanımının yapılması gerektiği vurgulandı.