Yazar : Yrd.Doç.Dr.Selim Uzunoğlu
Sayı : Ekoloji Magazin 9. sayı (Ocak - Mart 2006)
Konu : Psikoloji
Ekolojik araştırmalar, dış dünyayı anlamak için bir ön şart iken, egolojik çalışmalar da insanın iç dünyasını çözümlemenin ön şartıdır. Insan çevresel uyarılara, ego filtrelerinde süzdükten sonra cevap üretir. Çevrenin temizliği, egonun vereceği cevaba bağlıdır. Çünkü ekolojik problemler, temelde sağlıksız ego fonksiyonlarından kaynaklanır. Bundan dolayı ekolojik ego’lar inşa etmeden çevre problemlerini çözmek mümkün değildir. Önümüzdeki yıllarda çevre koruma faaliyetlerinde ve çevresel kaynakların etkin yönetiminde bireylerin ve toplumların ekolojik ego IQ’sunun analizi ve güçlendirilmesi önemli hale gelecektir. Ekoloji terimi, 1866 yılında Ernst Haeckel tarafından yunanca ev anlamına gelen oikos ve bilim anlamına gelen logos kelimelerinden türetilmiştir. Ekolojinin üç anlam katmanı vardır. Birincisi, ev halkı arasındaki doğal ve uyumlu işleyişini tarif eder. Ikincisi, organizmaların kendi aralarındaki ve çevreleriyle olan doğal etkileşimlerini ifade eder. Üçüncüsü, insanlar ve diğer organizmalar arasında var olan karşılıklı bağımlılıktan doğan etik sorumluluğu ifade eder. Bitki ve hayvanlar, ekolojik bir kap içinde yaşamlarını sürdürebildikleri gibi, insanlar da, biyo-psiko-sosyokültürel gelişiminde ortaya çıkan ego yapıları üzerinden hayatı algılar ve çevreleriyle etkileşirler. Çevresindeki nesnelerle ilişki kurarak gelişen insana özgü ego sistemini anlamada, ekoloji biliminin kavramları önemli temsili dürbündür. Ego bilimi anlamına gelen egoloji, ego ve logy kavramlarının sentezinden türevlenmiştir. Insanın dış ve iç uzayındaki girift, uyum sağlayıcı yapıları araştıran, bilim dalları olan ekoloji ve egoloji birbirinin aynasıdır. Ego bilimi, ekolojiye benzer şekilde bilimlerarası (interdisipliner) ve çoklu bilimler(multidisipliner) olmasına rağmen, şimdiye kadar psikoloji ve psikiyatri biliminin çalışma alanı olarak ele alınmış ve interdisipliner yönleri yeterli düzeyde araştırılmamıştır.
Egolojinin çalışma objesi olan ego, insanda otomatik olarak devreye girerek gerçekliği süzen parçalayan ve değiştiren iç filtredir. Çevreden insana gelen uyarılar, ego filtrelerinde süzülüp, tashih edildikten sonra cevap üretilir. Üretilen cevabın çevreye etkisi yararlı, nötr veya zararlı olabilir. Bireyi ötekine karşı içsel olarak koruyan ve ilişkilerini düzenleyen ego, iç ve dış gerçekleri, ya göz ardı eder, ya inkar veya tahrif eder. Egonun kendisi değil, ancak ego fonksiyonları olan düşünce, duygu ve davranış tarzlarının çevreye yaptığı etkiler gözlenebilir. Ego fonksiyonları üzerinde çalışarak, bu fonksiyonların çevreye olumsuz etkileri azaltılabilir.
Insan, öteki olarak tanımladığı diğer insanlarla, çevreyle ve Yaratıcı’sıyla olan ilişkilerini ego yapısı üzerinden tanımlar ve anlamlandırır. Bu ilişkiler ağının her biri, egonun farklı katmanları üzerinden ego fakültelerinin (zihin, duygu ve fiziki merkezlerin) farklı yoğunluklarda kullanılmasıyla inşa edilir. Insan-insan ilişkilerinin sağlıklı sürdürülmesinde, egonun sağlıklı ve karakterli inşa edilip edilmediği oldukça belirleyici iken, insan- çevre (kainat) arasındaki ilişkilerde, ekolojik ego’nun ne ölçüde oturaklaşmış hale geldiği çok önemlidir. Bu açıdan, egonun sağlıklı ve karakterli inşası, nefsin özdenetim altına alınarak terbiye edilmesi, ekolojik egonun oturaklaşmış hale dönüştürülmesi, bireysel, toplumsal düzeyde maddi ve manevi çevrelerin sağlıklı ve temiz olmasında kritik öneme sahiptir. Sağlıklı bireyler ve temiz sürdürülebilir çevreler, egonun bu üç farklı katmanı üzerinde ayrı ayrı çalışma yapılarak ve bu çalışmalar birbiriyle entegre hale getirilerek inşa edilebilir.
Ekoloji ve Egoloji Arasındaki Benzeşimler
Ekoloji, biyoçeşitliliğin ve bireysel farklılıkların, değişimin, sürdürülebilirliğin, yarınlara kalmada kritik faktör olduğunu ortaya koyan bilim dalıdır.
Egoloji ise, bireysel ego farklılıklarının ve ego çeşitliliğin, birey ve toplumsal seviyedeki üretimin, performansın ve kalitenin temel dinamosu olduğunu belirtir.
Ekolog, hava, toprak, su, bitkiler ve hayvanlar arasındaki doğal ilişkileri araştıran kişidir.
Egolog, insanın biyopsikososyal gelişimi sırasında inşa edilen ego isimli yapının oluşumunu, işleyişini, fonksiyonlarını çalışan kişidir.
Ekoloji, bütün organizmaların çevreleriyle madde, enerji ve bilgi alışverişini dinamik bir dengeyle gerçekleştirerek, hayatlarını sürdürebildiğini gösterdi.
Egoloji de egonun sağlıklı gelişiminin zihin, duygu ve davranış boyutlarındaki enerjinin dengeli kullanımıyla mümkün olduğunu öne sürer.
Ekoloji, canlının genetik ve biyolojik yapısının çevre ile birlikte varolabildiğini gösterdi. Egoloji de, ego yapılarının belli bir çevrede şekillendiğini dolayısıyla, egonun biyolojik, psikolojik, sosyolojik, kültürel, etik, tarihsel boyutlarını bütüncül perspektiften anlamaya çalışır. Canlıyı anlamada önemli bir kavram olan ekolojik niş**, ekosistem içinde populasyonun veya türün ilişkisel pozisyonunu, ekosistemde organizmanın rolünü ve ayakta kalabilme kapasitesini tanımlar. Insanda hem ekolojik niş hem de egolojik niş vardır. Bireyin ego yapısındaki enerjilerin, performansı artırmada nasıl kullanılabileceğine dair temel kritik bilgileri araştıran egoloji, insan kaynaklarının etkin kullanımında ego çeşitliliğine ve egolojik nişlere dayalı ego-merkezli çözüm önerileri geliştirir. Kültürel ekoloji ile kültürel egoloji de birbiriyle bağlantılıdır. Ego, çevresindeki insanlarla ve varlıklarla etkileşerek, kültürü üretir. Bir açıdan ego fonksiyonları olan kültürün ekolojisini, kültürel ekoloji çalışırken, kültürel egoloji, egonun oluşumunda, işleyişinde kültürün etkilerini analiz eder.
Ekoloji, insanın evi olan çevrenin yaşanabilirliğini sağlayan faktörleri araştırır. Egoloji, içten dışa doğru bireyin kaybolan iç huzurunun yeniden geri kazanılmasını ve çevrenin yeniden inşasını engelleyen doğal ve sun’i psikouzaysal ve zamansal engelleri deşifre eder. Yani insanın doğru yer ve zamanda doğru düşünce ve duygularla dolmasını engelleyici hususları tesbit edip, çözüm önerileri üretir. Ekolojik bilimler alanında yürütülen araştırmalar, dış dünyayı anlamak için bir ön şarttır. Ego yapısı ve fonksiyonları üzerinde yürütülen egolojik çalışmalar da insanın iç dünyasını çözümlemenin ön şartını oluşturur. Ekolojik problemler, temelde egolojik kökenli olduğu için, ekolojik ego’lar inşa etmeden çevre problemlerini çözmek mümkün değildir.
Ekolojik Ego IQ (Ekolojik Ego Farkındalığı Katsayısı)
Insan ekosistem ekolojisinde belirleyici üç değişken, kişi, ortam ve davranıştır. Insanı anlamada zeka ve kişilik önemli iki faktördür. Çevreyi korumada insanın yetenekleriyle doğrudan ilişkili zeka kapasitesi ve egosu etrafında şekillenen kişiliği önemli rol oynar. Zeka, bireyin neler yapabileceğini ve yeteneklerini ne ölçüde aktif ve hızlı kullanabildiğini gösterir. Kişilik ise, algı filtresi olarak çalışır ve bireyin dış dünyadan gelen uyarıları seçici olarak algılamasına ve değerlendirmesine sebep olur. Kişilik, bireyin hangi koşullarda çevreye karşı ne tür davranma biçimleri geliştireceğini, çevresini etkileme ve değiştirme tarzlarını belirler. Çevre korumanın öznesi ve nesnesi olan insanın çevresini korumadaki başarı ve başarısızlığını ve performans kapasitesini ön görmede, zeka ve kişilik birlikte değerlendirilmelidir. Önümüzdeki yıllarda çevre koruma faaliyetlerinde ve çevresel kaynakların etkin yönetiminde bireylerin ekolojik ego IQ’sunun analizi ve güçlendirilmesi önemli hale gelecektir.
Sonuçta, ekosistemin sağlıklı olması, insanın içsel düzenleyicisi olan egoların sağlıklı gelişimine ve egoların çevreleriyle sağlıklı ilişkiler kurabilmelerine bağlıdır. ‘Eko’nun sağlığı ‘Ego’ya, bağlı olduğu kadar, Ego’nun sağlığı da Eko’nun sağlığına bağlıdır. Insanı bütüncül anlamak, ekoloji biliminin kavramlarıyla onun hem ‘ego’sunu (egolojisini) hem de "eko"sunu(ekolojisini) birlikte çalışmayı gerektirir. Egoloji bilimindeki ilerlemelerle, "ego"nun yapısı ve işleyişi deşifre edilebilir ve her egonun mahiyetine uygun sağlıklı, karakterli ve ekolojik egolar inşa edilebilirse, hem insani hem de çevreye ait problemler doğal çözülme sürecine girecektir. Sonuçta gelişmişliğin ve medeniliğin göstergesi olarak günümüzde öne çıkan "Insani gelişmişlik ve çevreye duyarlılık katsayısı" hem bireysel ve ailevi hem de kurumsal ve toplumsal düzeyde yükselebilecektir.
** Niş, canlının belli bir ortamda yaşayabilmek için yaptığı iştir.
Kaynaklar
1. Caro T (1999) The behaviour-conservation interface. Trends in Ecology & Evolution 14, 9, 366-369.
2. Heemskerk M, Wilson K, Pavao-Zuckerman M (2003) Conceptual models as tools for communication across disciplines. Conservation Ecology 7,3, 8.
3. Hibbard W (2003) Ecopsychology: A Review. The Trumpeter 19, 2.
4. Palombo SR (1999) The Emergent Ego: Complexity and Coevolution in the Psychoanalytic Process, International Universities Pres Inc, Guilford. USA.
5. Trudgill S (2001) Psychobiogeography: meanings of nature and motivations for a democratized conservation ethic. Journal of Biogeography, 28, 677-698.
Sayı : Ekoloji Magazin 9. sayı (Ocak - Mart 2006)
Konu : Psikoloji
Ekolojik araştırmalar, dış dünyayı anlamak için bir ön şart iken, egolojik çalışmalar da insanın iç dünyasını çözümlemenin ön şartıdır. Insan çevresel uyarılara, ego filtrelerinde süzdükten sonra cevap üretir. Çevrenin temizliği, egonun vereceği cevaba bağlıdır. Çünkü ekolojik problemler, temelde sağlıksız ego fonksiyonlarından kaynaklanır. Bundan dolayı ekolojik ego’lar inşa etmeden çevre problemlerini çözmek mümkün değildir. Önümüzdeki yıllarda çevre koruma faaliyetlerinde ve çevresel kaynakların etkin yönetiminde bireylerin ve toplumların ekolojik ego IQ’sunun analizi ve güçlendirilmesi önemli hale gelecektir. Ekoloji terimi, 1866 yılında Ernst Haeckel tarafından yunanca ev anlamına gelen oikos ve bilim anlamına gelen logos kelimelerinden türetilmiştir. Ekolojinin üç anlam katmanı vardır. Birincisi, ev halkı arasındaki doğal ve uyumlu işleyişini tarif eder. Ikincisi, organizmaların kendi aralarındaki ve çevreleriyle olan doğal etkileşimlerini ifade eder. Üçüncüsü, insanlar ve diğer organizmalar arasında var olan karşılıklı bağımlılıktan doğan etik sorumluluğu ifade eder. Bitki ve hayvanlar, ekolojik bir kap içinde yaşamlarını sürdürebildikleri gibi, insanlar da, biyo-psiko-sosyokültürel gelişiminde ortaya çıkan ego yapıları üzerinden hayatı algılar ve çevreleriyle etkileşirler. Çevresindeki nesnelerle ilişki kurarak gelişen insana özgü ego sistemini anlamada, ekoloji biliminin kavramları önemli temsili dürbündür. Ego bilimi anlamına gelen egoloji, ego ve logy kavramlarının sentezinden türevlenmiştir. Insanın dış ve iç uzayındaki girift, uyum sağlayıcı yapıları araştıran, bilim dalları olan ekoloji ve egoloji birbirinin aynasıdır. Ego bilimi, ekolojiye benzer şekilde bilimlerarası (interdisipliner) ve çoklu bilimler(multidisipliner) olmasına rağmen, şimdiye kadar psikoloji ve psikiyatri biliminin çalışma alanı olarak ele alınmış ve interdisipliner yönleri yeterli düzeyde araştırılmamıştır.
Egolojinin çalışma objesi olan ego, insanda otomatik olarak devreye girerek gerçekliği süzen parçalayan ve değiştiren iç filtredir. Çevreden insana gelen uyarılar, ego filtrelerinde süzülüp, tashih edildikten sonra cevap üretilir. Üretilen cevabın çevreye etkisi yararlı, nötr veya zararlı olabilir. Bireyi ötekine karşı içsel olarak koruyan ve ilişkilerini düzenleyen ego, iç ve dış gerçekleri, ya göz ardı eder, ya inkar veya tahrif eder. Egonun kendisi değil, ancak ego fonksiyonları olan düşünce, duygu ve davranış tarzlarının çevreye yaptığı etkiler gözlenebilir. Ego fonksiyonları üzerinde çalışarak, bu fonksiyonların çevreye olumsuz etkileri azaltılabilir.
Insan, öteki olarak tanımladığı diğer insanlarla, çevreyle ve Yaratıcı’sıyla olan ilişkilerini ego yapısı üzerinden tanımlar ve anlamlandırır. Bu ilişkiler ağının her biri, egonun farklı katmanları üzerinden ego fakültelerinin (zihin, duygu ve fiziki merkezlerin) farklı yoğunluklarda kullanılmasıyla inşa edilir. Insan-insan ilişkilerinin sağlıklı sürdürülmesinde, egonun sağlıklı ve karakterli inşa edilip edilmediği oldukça belirleyici iken, insan- çevre (kainat) arasındaki ilişkilerde, ekolojik ego’nun ne ölçüde oturaklaşmış hale geldiği çok önemlidir. Bu açıdan, egonun sağlıklı ve karakterli inşası, nefsin özdenetim altına alınarak terbiye edilmesi, ekolojik egonun oturaklaşmış hale dönüştürülmesi, bireysel, toplumsal düzeyde maddi ve manevi çevrelerin sağlıklı ve temiz olmasında kritik öneme sahiptir. Sağlıklı bireyler ve temiz sürdürülebilir çevreler, egonun bu üç farklı katmanı üzerinde ayrı ayrı çalışma yapılarak ve bu çalışmalar birbiriyle entegre hale getirilerek inşa edilebilir.
Ekoloji ve Egoloji Arasındaki Benzeşimler
Ekoloji, biyoçeşitliliğin ve bireysel farklılıkların, değişimin, sürdürülebilirliğin, yarınlara kalmada kritik faktör olduğunu ortaya koyan bilim dalıdır.
Egoloji ise, bireysel ego farklılıklarının ve ego çeşitliliğin, birey ve toplumsal seviyedeki üretimin, performansın ve kalitenin temel dinamosu olduğunu belirtir.
Ekolog, hava, toprak, su, bitkiler ve hayvanlar arasındaki doğal ilişkileri araştıran kişidir.
Egolog, insanın biyopsikososyal gelişimi sırasında inşa edilen ego isimli yapının oluşumunu, işleyişini, fonksiyonlarını çalışan kişidir.
Ekoloji, bütün organizmaların çevreleriyle madde, enerji ve bilgi alışverişini dinamik bir dengeyle gerçekleştirerek, hayatlarını sürdürebildiğini gösterdi.
Egoloji de egonun sağlıklı gelişiminin zihin, duygu ve davranış boyutlarındaki enerjinin dengeli kullanımıyla mümkün olduğunu öne sürer.
Ekoloji, canlının genetik ve biyolojik yapısının çevre ile birlikte varolabildiğini gösterdi. Egoloji de, ego yapılarının belli bir çevrede şekillendiğini dolayısıyla, egonun biyolojik, psikolojik, sosyolojik, kültürel, etik, tarihsel boyutlarını bütüncül perspektiften anlamaya çalışır. Canlıyı anlamada önemli bir kavram olan ekolojik niş**, ekosistem içinde populasyonun veya türün ilişkisel pozisyonunu, ekosistemde organizmanın rolünü ve ayakta kalabilme kapasitesini tanımlar. Insanda hem ekolojik niş hem de egolojik niş vardır. Bireyin ego yapısındaki enerjilerin, performansı artırmada nasıl kullanılabileceğine dair temel kritik bilgileri araştıran egoloji, insan kaynaklarının etkin kullanımında ego çeşitliliğine ve egolojik nişlere dayalı ego-merkezli çözüm önerileri geliştirir. Kültürel ekoloji ile kültürel egoloji de birbiriyle bağlantılıdır. Ego, çevresindeki insanlarla ve varlıklarla etkileşerek, kültürü üretir. Bir açıdan ego fonksiyonları olan kültürün ekolojisini, kültürel ekoloji çalışırken, kültürel egoloji, egonun oluşumunda, işleyişinde kültürün etkilerini analiz eder.
Ekoloji, insanın evi olan çevrenin yaşanabilirliğini sağlayan faktörleri araştırır. Egoloji, içten dışa doğru bireyin kaybolan iç huzurunun yeniden geri kazanılmasını ve çevrenin yeniden inşasını engelleyen doğal ve sun’i psikouzaysal ve zamansal engelleri deşifre eder. Yani insanın doğru yer ve zamanda doğru düşünce ve duygularla dolmasını engelleyici hususları tesbit edip, çözüm önerileri üretir. Ekolojik bilimler alanında yürütülen araştırmalar, dış dünyayı anlamak için bir ön şarttır. Ego yapısı ve fonksiyonları üzerinde yürütülen egolojik çalışmalar da insanın iç dünyasını çözümlemenin ön şartını oluşturur. Ekolojik problemler, temelde egolojik kökenli olduğu için, ekolojik ego’lar inşa etmeden çevre problemlerini çözmek mümkün değildir.
Ekolojik Ego IQ (Ekolojik Ego Farkındalığı Katsayısı)
Insan ekosistem ekolojisinde belirleyici üç değişken, kişi, ortam ve davranıştır. Insanı anlamada zeka ve kişilik önemli iki faktördür. Çevreyi korumada insanın yetenekleriyle doğrudan ilişkili zeka kapasitesi ve egosu etrafında şekillenen kişiliği önemli rol oynar. Zeka, bireyin neler yapabileceğini ve yeteneklerini ne ölçüde aktif ve hızlı kullanabildiğini gösterir. Kişilik ise, algı filtresi olarak çalışır ve bireyin dış dünyadan gelen uyarıları seçici olarak algılamasına ve değerlendirmesine sebep olur. Kişilik, bireyin hangi koşullarda çevreye karşı ne tür davranma biçimleri geliştireceğini, çevresini etkileme ve değiştirme tarzlarını belirler. Çevre korumanın öznesi ve nesnesi olan insanın çevresini korumadaki başarı ve başarısızlığını ve performans kapasitesini ön görmede, zeka ve kişilik birlikte değerlendirilmelidir. Önümüzdeki yıllarda çevre koruma faaliyetlerinde ve çevresel kaynakların etkin yönetiminde bireylerin ekolojik ego IQ’sunun analizi ve güçlendirilmesi önemli hale gelecektir.
Sonuçta, ekosistemin sağlıklı olması, insanın içsel düzenleyicisi olan egoların sağlıklı gelişimine ve egoların çevreleriyle sağlıklı ilişkiler kurabilmelerine bağlıdır. ‘Eko’nun sağlığı ‘Ego’ya, bağlı olduğu kadar, Ego’nun sağlığı da Eko’nun sağlığına bağlıdır. Insanı bütüncül anlamak, ekoloji biliminin kavramlarıyla onun hem ‘ego’sunu (egolojisini) hem de "eko"sunu(ekolojisini) birlikte çalışmayı gerektirir. Egoloji bilimindeki ilerlemelerle, "ego"nun yapısı ve işleyişi deşifre edilebilir ve her egonun mahiyetine uygun sağlıklı, karakterli ve ekolojik egolar inşa edilebilirse, hem insani hem de çevreye ait problemler doğal çözülme sürecine girecektir. Sonuçta gelişmişliğin ve medeniliğin göstergesi olarak günümüzde öne çıkan "Insani gelişmişlik ve çevreye duyarlılık katsayısı" hem bireysel ve ailevi hem de kurumsal ve toplumsal düzeyde yükselebilecektir.
** Niş, canlının belli bir ortamda yaşayabilmek için yaptığı iştir.
Kaynaklar
1. Caro T (1999) The behaviour-conservation interface. Trends in Ecology & Evolution 14, 9, 366-369.
2. Heemskerk M, Wilson K, Pavao-Zuckerman M (2003) Conceptual models as tools for communication across disciplines. Conservation Ecology 7,3, 8.
3. Hibbard W (2003) Ecopsychology: A Review. The Trumpeter 19, 2.
4. Palombo SR (1999) The Emergent Ego: Complexity and Coevolution in the Psychoanalytic Process, International Universities Pres Inc, Guilford. USA.
5. Trudgill S (2001) Psychobiogeography: meanings of nature and motivations for a democratized conservation ethic. Journal of Biogeography, 28, 677-698.