Feldkamp'ın imzası ortalığı karıştırdı. Yönetimin yarısının isyanı Kalli'ye değil başkan Canaydın'a.
BİR DEVİR BİTİYOR
Ha geldi ha gelecek derken 'Efsane' geri döndü. Orta yaş üzeri G.Saraylıların gönlünde taht kuran Karl Hainz Feldkamp eline düdüğü aldı ve yine dümene geçti. Kalli'nin ismi basına ilk yansıdığı günden beri G.Saray yönetiminin büyük bir kriz içerisine girdiği, ve yöneticilerin hemen hemen yarısının Alman hocaya karşı olduğu yazıldı çizildi. Haberlere göre istifalar havalarda uçuştu, küsenler oldu, kavgalar gürültüler koptu. Bir çoğu doğru haberler. Ben bu son olayla ilgili biraz daha detaya inmek istiyorum. Detayları verelim ki siz de G.Saray'ın nasıl yönetildiğine daha yakından şahit olun.
Tarih: 29 Mayıs 2007 Salı
Yer: G.Saray Sportif A.Ş. binası (Mecidiyeköy)
Saat: 17.00
Yukarıdaki tarih G.Saray Kulübü Yönetim Kurulu'nun son toplantısının yapıldığı tarihtir. Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum ama, dün (Pazartesi) Feldkamp'ın da katıldığı toplantıyı yönetim kurulu toplantısı olarak sayamıyorum...
İşte geçtiğimiz Salı günü toplantıda yaşananlar sarı kırmızılı yönetimin büyük bir kaos içerisine girdiği resmi gündür. Liseliler gurubu olarak adlandırılan bir kaç yönetici ile futbol şubesi arasında zaten büyük gerginlikler yaşanmaktadır. Başını Şükrü Ergün'ün çektiği bu guruptaki yöneticiler istifaları cebinde dolaşmaktadır. Liseliler gurubundaki Celal Gürcan ve Ali Gürsoy zaten uzun bir süredir yönetim kurulu toplantılarına katılmamaktadır. Hani hep söylenir ya " Yönetim ikiye bölündü" diye, bu kez yönetim gerçekten ikiye bölünmüştür. Hem de tam ortasından. Liseli gurubun toplantılara katılmama sebebi ise Adnan Polat'ın başında bulunduğu futbol şubesi üyelerinin davranışlarını beğenmemeleridir. Bir nevi protesto yapan liseliler gurubu Feldkamp olayından sonra yönetimle ipleri tamamen koparmıştır.
Şimdi gelelim geçtiğimiz Salı gününe. Feldkamp olayından dolayı ortalık iyice kızışırken, yönetim kurulu toplantılarında futbol şubesinin transferlerle ilgili hiç bir açıklama yapmaması yöneticileri iyice germiştir. Eski BDDK Başkanı Engin Akçakoca, toplantı sırasında kendisine hakim olamayarak sert bir üslupla Adnan Polat'a bir soru sorar. İşte bu basit soru belki de G.Saray yönetiminin çatlamasına neden olur. Akçakoca " Adnan bey. Biz transfer haberlerini basından duymak zorunda mıyız? Neler oluyor? Bize de biraz bilgi verir misiniz lütfen. Bu Feldkamp geliyor mu gelmiyor mu? Burada bulunanlar G.Saray Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri" diye sorusunu sorar ve bir anda ortalık buz keser. Polat kendinden emin bir tavırla " Gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz" diye ortalama bir cevap verip yine gerekli açıklamayı yapmayınca sinirler iyice gerilir. Başkan Canaydın'ın bu konuya müdahele etmemesi ise yöneticilerin bir kaç gün sonraki gelişmeler üzerine istifa kararları almasına neden olacaktır.
Polat toplantıdan bir gün sonra Almanya'ya giderek Kalli ile el sıkışır ve G.Saray'ın başına geçmesi için zor da olsa ikna eder. Çünkü Kalli İstanbul'daki gelişmelerin hepsinden haberdardır ve gelmek istemez. Ama Polat, kıvrak zekasıyla bu olayın üstesinden gelir ve Feldkamp'ı yeniden teknik direktörlüğe soyunmaya ikna eder. Polat ilk başta düşündüğü Kalli'nin Genel Menajer olması projesini yöneticilerin tepkisi üzerine rafa kaldırmış ve Alman çalıştırıcıyı teknik direktör olarak takımın başına getirmeye karar vermiştir.
Kalli Pazar gecesi İstanbul'a iner ve Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin tarafından karşılanır. Sezgin Havaalanında yaptığı açıklamada " Hocamız yarın yönetim kurulu toplantısına katılarak planlarını anlatacak" der. Ve Pazartesi günü gelir çatar. Saatler 17:00' yi gösterdiğinde Florya'da yapılacak olan toplantıya yöneticilerden Şükrü Ergün, Engin Akçakoca, Cengiz Özyalçın, Fatih Gökşen, Ali Gürsoy, Celal Gürcan, Atilla Kınay ve Vedat İrdelp çeşitli sebeplerden dolayı katılmadı. Yukarıdaki sekiz isimden altısı asil üye ikisi ise yedek üye. Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulunda ise toplam 10 asil 5 yedek üye bulunuyor. Yani toplantıya katılanların dördü asil üçü ise yedek üye. G.Saray Yönetim Kurulunda alınan kararın geçerli sayılabilmesi için ise en az 6 asil üyenin alınan kararı imzalaması gerekiyor. Ya toplantı sırasında ya da sonrasında. Şimdi toplantıya katılmayan 6 asil üye bu kararın altına imza atmayacağını ve 'Demokratik Muhalefet' hakkını kullanacağını söylüyor. Bunun yanında bir çoğu da toplantıya katılmamalarının nedeni olarak "Protesto ettik" diye rahatça açıklama yapıyor. Dernekler kanununa göre yeterli imza toplanmayınca atama yapılamıyor. Yani Felkamp'ın sözleşmesi şu an için geçersiz. Ama tabi burası Türkiye. Adalette çareler tükenmez ve ne olacağı bilinmez.
TRANSFERLER ŞİRKET ÜZERİNDEN
Aslında G.Saray'da Futbol A.Ş. diye bir şirket var. Transferler bu şirket üzerinden yapılıyor. Bu şirketin patronları da Özhan Canaydın, Adnan Polat, Mehmet Helvacı, Fatih Gökşen ve Şükrü Ergün. Bu şirket üzerinden yapılan anlaşmaların geçerli olması için bu 5 ismin de imzasının bulunması gerekiyor. Bu 5 isimden ikisinin şu an imzası yok. Ama çözümü! bir şekilde bulacaklardır.
Şimdi sizlere sormak istiyorum bu yönetim dağılmış mıdır yoksa dağılmamış mıdır? Şükrü Ergün'ün A.A'ya yaptığı açıklama:
"Üzgün ve kırgınım. Feldkamp'ın teknik direktörlük yeteneklerini takdir edecek durumda değilim. Benim karşı olduğum şey, Kalli değil, karar süreci hakkında hiçbir şekilde bilgi sahibi olmamam. Feldkamp'ın takımın başına gelişi konusunda sadece benim değil, hiçbir yöneticinin daha önceden fikrinin olduğunu sanmıyorum"
Şükrü Ergün istifa etti. Hemen sağ tarafta saat 16.27'de Anadolu Ajansında yer alan açıklamasını okuyabilirsiniz. Engin Akçakoca'nın eli kulağında. Celal gürcan " İstifa etmeme gerek yok zaten ben o defteri kapadım" diyor. Ali Gürsoy tamamen elini ayağını çekti. Bana göre bir önceki sene alınan şampiyonluğun en büyük mimarlarından olan Fatih Gökşen küstürüldü ama gıkını çıkartmıyor. Her an o da bırakabilir. Diğerlerinin de durumu pek farklı değil.
Şimdi gelelim bu olayın yorumuna. Daha doğrusu yöneticilerin yaptığı yoruma. Protestolar tamamen Başkan Özhan Canaydın'a yöneliktir.Canaydın'ın hiç bir konuda tavrını net olarak ortaya koyamamasından yakınan üyeler, transfer çalışmalarında Futbol Şubesinin kendi isteği doğrultusunda hareket etmesine müdahele etmeyen başkana çok kızgın. Galatasaraylılık etiği ile hareket edip seslerini fazla çıkartmıyorlar ama ben bunun da fazla sürmeyeceğine ve çok yakın bir zamanda daha büyük detayların kamuoyunun önünde tartışılacağına inanıyorum. G.Saray yönetimi artık bitmiştir...
KAYNAK
BİR DEVİR BİTİYOR
Ha geldi ha gelecek derken 'Efsane' geri döndü. Orta yaş üzeri G.Saraylıların gönlünde taht kuran Karl Hainz Feldkamp eline düdüğü aldı ve yine dümene geçti. Kalli'nin ismi basına ilk yansıdığı günden beri G.Saray yönetiminin büyük bir kriz içerisine girdiği, ve yöneticilerin hemen hemen yarısının Alman hocaya karşı olduğu yazıldı çizildi. Haberlere göre istifalar havalarda uçuştu, küsenler oldu, kavgalar gürültüler koptu. Bir çoğu doğru haberler. Ben bu son olayla ilgili biraz daha detaya inmek istiyorum. Detayları verelim ki siz de G.Saray'ın nasıl yönetildiğine daha yakından şahit olun.
Tarih: 29 Mayıs 2007 Salı
Yer: G.Saray Sportif A.Ş. binası (Mecidiyeköy)
Saat: 17.00
Yukarıdaki tarih G.Saray Kulübü Yönetim Kurulu'nun son toplantısının yapıldığı tarihtir. Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum ama, dün (Pazartesi) Feldkamp'ın da katıldığı toplantıyı yönetim kurulu toplantısı olarak sayamıyorum...
İşte geçtiğimiz Salı günü toplantıda yaşananlar sarı kırmızılı yönetimin büyük bir kaos içerisine girdiği resmi gündür. Liseliler gurubu olarak adlandırılan bir kaç yönetici ile futbol şubesi arasında zaten büyük gerginlikler yaşanmaktadır. Başını Şükrü Ergün'ün çektiği bu guruptaki yöneticiler istifaları cebinde dolaşmaktadır. Liseliler gurubundaki Celal Gürcan ve Ali Gürsoy zaten uzun bir süredir yönetim kurulu toplantılarına katılmamaktadır. Hani hep söylenir ya " Yönetim ikiye bölündü" diye, bu kez yönetim gerçekten ikiye bölünmüştür. Hem de tam ortasından. Liseli gurubun toplantılara katılmama sebebi ise Adnan Polat'ın başında bulunduğu futbol şubesi üyelerinin davranışlarını beğenmemeleridir. Bir nevi protesto yapan liseliler gurubu Feldkamp olayından sonra yönetimle ipleri tamamen koparmıştır.
Şimdi gelelim geçtiğimiz Salı gününe. Feldkamp olayından dolayı ortalık iyice kızışırken, yönetim kurulu toplantılarında futbol şubesinin transferlerle ilgili hiç bir açıklama yapmaması yöneticileri iyice germiştir. Eski BDDK Başkanı Engin Akçakoca, toplantı sırasında kendisine hakim olamayarak sert bir üslupla Adnan Polat'a bir soru sorar. İşte bu basit soru belki de G.Saray yönetiminin çatlamasına neden olur. Akçakoca " Adnan bey. Biz transfer haberlerini basından duymak zorunda mıyız? Neler oluyor? Bize de biraz bilgi verir misiniz lütfen. Bu Feldkamp geliyor mu gelmiyor mu? Burada bulunanlar G.Saray Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri" diye sorusunu sorar ve bir anda ortalık buz keser. Polat kendinden emin bir tavırla " Gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz" diye ortalama bir cevap verip yine gerekli açıklamayı yapmayınca sinirler iyice gerilir. Başkan Canaydın'ın bu konuya müdahele etmemesi ise yöneticilerin bir kaç gün sonraki gelişmeler üzerine istifa kararları almasına neden olacaktır.
Polat toplantıdan bir gün sonra Almanya'ya giderek Kalli ile el sıkışır ve G.Saray'ın başına geçmesi için zor da olsa ikna eder. Çünkü Kalli İstanbul'daki gelişmelerin hepsinden haberdardır ve gelmek istemez. Ama Polat, kıvrak zekasıyla bu olayın üstesinden gelir ve Feldkamp'ı yeniden teknik direktörlüğe soyunmaya ikna eder. Polat ilk başta düşündüğü Kalli'nin Genel Menajer olması projesini yöneticilerin tepkisi üzerine rafa kaldırmış ve Alman çalıştırıcıyı teknik direktör olarak takımın başına getirmeye karar vermiştir.
Kalli Pazar gecesi İstanbul'a iner ve Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin tarafından karşılanır. Sezgin Havaalanında yaptığı açıklamada " Hocamız yarın yönetim kurulu toplantısına katılarak planlarını anlatacak" der. Ve Pazartesi günü gelir çatar. Saatler 17:00' yi gösterdiğinde Florya'da yapılacak olan toplantıya yöneticilerden Şükrü Ergün, Engin Akçakoca, Cengiz Özyalçın, Fatih Gökşen, Ali Gürsoy, Celal Gürcan, Atilla Kınay ve Vedat İrdelp çeşitli sebeplerden dolayı katılmadı. Yukarıdaki sekiz isimden altısı asil üye ikisi ise yedek üye. Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulunda ise toplam 10 asil 5 yedek üye bulunuyor. Yani toplantıya katılanların dördü asil üçü ise yedek üye. G.Saray Yönetim Kurulunda alınan kararın geçerli sayılabilmesi için ise en az 6 asil üyenin alınan kararı imzalaması gerekiyor. Ya toplantı sırasında ya da sonrasında. Şimdi toplantıya katılmayan 6 asil üye bu kararın altına imza atmayacağını ve 'Demokratik Muhalefet' hakkını kullanacağını söylüyor. Bunun yanında bir çoğu da toplantıya katılmamalarının nedeni olarak "Protesto ettik" diye rahatça açıklama yapıyor. Dernekler kanununa göre yeterli imza toplanmayınca atama yapılamıyor. Yani Felkamp'ın sözleşmesi şu an için geçersiz. Ama tabi burası Türkiye. Adalette çareler tükenmez ve ne olacağı bilinmez.
TRANSFERLER ŞİRKET ÜZERİNDEN
Aslında G.Saray'da Futbol A.Ş. diye bir şirket var. Transferler bu şirket üzerinden yapılıyor. Bu şirketin patronları da Özhan Canaydın, Adnan Polat, Mehmet Helvacı, Fatih Gökşen ve Şükrü Ergün. Bu şirket üzerinden yapılan anlaşmaların geçerli olması için bu 5 ismin de imzasının bulunması gerekiyor. Bu 5 isimden ikisinin şu an imzası yok. Ama çözümü! bir şekilde bulacaklardır.
Şimdi sizlere sormak istiyorum bu yönetim dağılmış mıdır yoksa dağılmamış mıdır? Şükrü Ergün'ün A.A'ya yaptığı açıklama:
"Üzgün ve kırgınım. Feldkamp'ın teknik direktörlük yeteneklerini takdir edecek durumda değilim. Benim karşı olduğum şey, Kalli değil, karar süreci hakkında hiçbir şekilde bilgi sahibi olmamam. Feldkamp'ın takımın başına gelişi konusunda sadece benim değil, hiçbir yöneticinin daha önceden fikrinin olduğunu sanmıyorum"
Şükrü Ergün istifa etti. Hemen sağ tarafta saat 16.27'de Anadolu Ajansında yer alan açıklamasını okuyabilirsiniz. Engin Akçakoca'nın eli kulağında. Celal gürcan " İstifa etmeme gerek yok zaten ben o defteri kapadım" diyor. Ali Gürsoy tamamen elini ayağını çekti. Bana göre bir önceki sene alınan şampiyonluğun en büyük mimarlarından olan Fatih Gökşen küstürüldü ama gıkını çıkartmıyor. Her an o da bırakabilir. Diğerlerinin de durumu pek farklı değil.
Şimdi gelelim bu olayın yorumuna. Daha doğrusu yöneticilerin yaptığı yoruma. Protestolar tamamen Başkan Özhan Canaydın'a yöneliktir.Canaydın'ın hiç bir konuda tavrını net olarak ortaya koyamamasından yakınan üyeler, transfer çalışmalarında Futbol Şubesinin kendi isteği doğrultusunda hareket etmesine müdahele etmeyen başkana çok kızgın. Galatasaraylılık etiği ile hareket edip seslerini fazla çıkartmıyorlar ama ben bunun da fazla sürmeyeceğine ve çok yakın bir zamanda daha büyük detayların kamuoyunun önünde tartışılacağına inanıyorum. G.Saray yönetimi artık bitmiştir...
KAYNAK