Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • HIAMOVI
    satélite de expertos
    • 22-12-2004
    • 14236

    #46
    Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

    Yüz felçli hasta 11 yıl sonra gülümsedi


    İspanyol doktorlar, yüz felci geçiren bir hastayı 11 yıl sonra ilk kez gülümsetti.


    İngiliz Times gazetesinin haberine göre, ülkenin kuzeybatısındaki Navarre’deki doktorlar, 37 yaşındaki İsidoro Bejarano’nun bacaklarından aldıkları kas dokusunu ameliyatla yüzünün her iki yanına enjekte ederek, hastanın yeniden gülümseyebilmesini sağladı.


    Haberde, İspanyol doktorlardan oluşan ekibin, Bejarano’nun bacaklarından iki parça kas dokusu aldıkları, bir diğer ekibin de bu dokuyu hastanın yüzünün her iki yanına enjekte ettiği belirtildi.

    Ameliyatı temmuz ayında yapan ekibin lideri doktor Bernardo Hontanilla, hastanın yüzünün her iki yanındaki sinirlerin hasar görmesi nedeniyle tek seçeneğin, yüze yeni bir kas aşılamak ve bu kasın hareket edebilmesi için yeni sinir eklemek olduğunu söyledi.

    Isidoro Bejarano, yaptığı açıklamada, “Çok mutluyum. Daha önce hiçbir ifadeye sahip olmayan maske takmış gibiydim, şimdi gülmek istediğimde bunu yapabiliyorum” dedi. Bejarano, ameliyattan sonra daha rahat konuştuğunu ve kendine daha fazla güvendiğini de sözlerine ekledi.

    Bejarano’nun, 1997 yılında bir gözünü kapatamadığını fark ettiği ve kendisine kavernom (beyinde ya da omurilikteki bir damarın malformasyonu) teşhisi koyulduğu, yüz felcinin, bu durumun yan etkisi olduğu kaydedildi.

    İspanya’da şimdiye kadar bu ameliyatlardan 15 kez yapılırken, her hasta ameliyat için uygun bulunamayabiliyor.


    "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
    Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






    Yorum

    • HIAMOVI
      satélite de expertos
      • 22-12-2004
      • 14236

      #47
      Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

      Placebo’ya aldanma kalıtsal olabilir


      İsveçli bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, kalıtsal farklılıkların bazı hastalarda placebo’yu gerçek ilaç kadar tesirli hale getirebildiğini gösterdi.


      Placebo’nun (etkisiz ilaç) etkisiyle ilgili ilk kez kalıtsal bir farklılık belirlendi. İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nin Psikoloji Bölümü’nden Thomas Furmark ve ekibinin yaptığı araştırma, kalıtsal farklılıkların bazı hastalarda placebo’yu gerçek ilaç kadar tesirli hale getirebildiğini gösterdi.

      Araştırmacılar, sosyal fobisi olan 25 kişinin beyin faaliyetini inceledi. Gönüllüler, mutluluk hormonu adı verilen serotonini harekete geçiren yeni bir ilacın denenmesi için klinik bir araştırmaya katıldı. Araştırmanın başında ve 8 haftalık tedavi sonunda endişe seviyesini değerlendirmek ve kıyaslamak amacıyla katılımcılardan bir topluluk karşısında sunum yapmaları istendi.

      Hastalarda duyguların oluşturulma ve işlenmesine ilişkin en merkezi rolü üstlenen ve fobisi olan kişilerde daha etkin olan beynin badem şeklindeki “amigdala” bölümünün faaliyetini inceleyen bilim adamları, placebo verilen 25 hastadan 10’unun fobisinin ve amigdalanın faaliyetinin gerçek ilaç alanlar gibi azaldığını belirledi.

      Araştırmacılar, genetik incelemeler sonunda, bu 10 kişiden 8’inin, beyinde serotonin üretimini denetleyen TPH2 geninin farklı bir şekline sahip olduğunu, bu kalıtsal özelliğin placebo alan diğer 15 hastada bulunmadığını belirttiler.

      Araştırmaya çok az kişinin katılması nedeniyle bu sonuçların başka araştırmalarla doğrulanması gerektiğini belirten bilim adamları, yine de bu bulguların ilaç araştırmalarına ışık tutabileceği görüşünde.

      Makale, Fransız Le Nouvel Observateur gazetesinin internet sitesinde yayımlandı.


      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






      Yorum

      • HIAMOVI
        satélite de expertos
        • 22-12-2004
        • 14236

        #48
        Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

        Bebeklere HIV testi yapılması hayat kurtarıyor


        BM tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre bebeklere HIV testi yapılması, virüs taşıyan pek çok bebeğin hayatını kurtarıyor.


        BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Çocuk Fonu (UNICEF), BM AIDS Programı (UNAIDS) ve BM Nüfus Fonu tarafından hazırlanan araştırma, yeni doğan çocuklara bu testin yapılması gerektiğinine işaret ediyor.

        UNICEF Başkanı Ann Veneman raporla ilgili yaptığı açıklamada “HIV virüsü taşıyan çocukların yarısı maalesef gerekli tedaviyi göremedikleri için ikinci doğum günlerinde hayatta olmuyor” dedi. Veneman, HIV virüsüyle doğan çocukların virüsün teşhis edilmesi ve ilk 12 haftada tedaviye başlanması halinde hayatta kalma şanslarının yüzde 75’lere kadar çıktığını da belirtti.

        Raporda HIV virüsü taşıdıkları bilinmeyen 1 yaşın altındaki pek çok bebeğin AIDS’in yol açtığı hastalıklardan dolayı öldüğü belirtilerek özellikle Afrika’daki ülkelerde bebeklere HIV testi yapılmasının yaygınlaştığı, bunun son derece olumlu olduğu belirtildi.

        BM verilerine göre, dünyada halen 33 milyon civarında insan AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü taşıyor ve bugüne dek 25 milyon kişi AIDS’ten dolayı hayatını kaybetti.


        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






        Yorum

        • HIAMOVI
          satélite de expertos
          • 22-12-2004
          • 14236

          #49
          Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

          118 gün kalbi olmadan yaşatıldı


          ABD’nin Miami kentinde 14 yaşındaki kız çocuğu, kalp nakli yapılana kadar kendi kalbi olmadan kan pompalayan bir aletle 118 gün yaşatıldı.





          Miami Üniversitesi Jackson Memorial Tıp Merkezi’nin doktorları basın toplantısında, Almanya’da bir yetişkinin kendi kalbi olmadan 9 ay yaşatılması gibi benzer vakadan haberdar olduklarını, ancak ilk kez bir çocuğun bu durumda yaşatıldığını ifade etti. Doktorlar ayrıca, hastaya kanı pompalayacak bir alet takıldığında, genelde kalbin vücut içinde bırakıldığına dikkati çekti.


          D’Zhana Simmons adlı çocuk da basın toplantısında, kanının pompalayan bir aletle bu kadar uzun yaşamanın “korkutucu” olduğunu, çünkü her zaman makinenin ne zaman arıza yapacağını merak ettiğini dile getirdi.

          Zayıf, büyümüş ve kanı yeterli pompalayamayan kalbi nedeniyle hasta olan Simmons, Miami’deki Holtz Çocuk Hastanesi’nde 2 Temmuz’da kalp nakli ameliyatı olmuş, ancak yeni kalbi iyi çalışamayınca derhal çıkarılmıştı. Bunun üzerine doktorları Simmons’a, başka kalp bulunana kadar kanın pompalanması işlevini yerine getirecek bir alet takmıştı. 118 gün bu aletle yaşatılan Simmons’a ikinci kalp nakli ameliyatı 29 Ekim’de yapılmıştı.

          Simmons’ın kalbi olmadığı halde doktorların taktığı aletle yaşadığı sürece hareket serbestisine sahip olduğu, ancak hastanede kalmaya devam ettiği belirtildi.

          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






          Yorum

          • HIAMOVI
            satélite de expertos
            • 22-12-2004
            • 14236

            #50
            Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

            Müzik kalp-damar sistemi için de iyi


            İnsanın, sevdiği bir müziği dinlemesinin kalp-damar sistemine iyi geldiği belirlendi.


            ABD Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi Önleyici Kardiyoloji Merkezi Başkanı Dr. Michael Miller, sevilen bir müziğin dinlenmesi sırasında kan damarlarının genişlediğini belirlediklerini söyledi.

            Miller, “Kan damarları o sırada, tıpkı kahkaha atıldığı veya kanla ilgili ilaç alındığı sıradakiyle aynı derecede genişliyor. Ulaştığımız bu sonuç çok etkileyici. Kan damarlarının çapı genişliyor, damarlar mükemmel biçimde açılıyor.

            Damarlardaki bu açılma düzeyine, eksersiz ve benzeri aktiviteler yapılırken ulaşılıyor” dedi. Miller’in verdiği bilgiye göre “statin ve ACE inhibitörü” grubu ilaçlar alındığında da aynı etki elde ediliyor.

            Damarlar açıldığında kan, daha sakin ve düzenli akmaya başlıyor ve bu sırada, kalp krizleri ve felçlere yol açan pıhtıların oluşması azalıyor.

            Bulgularını New Orleans’taki Amerikan Kalp Derneği’ne sunan Miller, yine de ilaç kullanmak zorunda olanların veya eksersiz yapanların bunu kesmesini tavsiye etmiyor, ancak sevilen müzikleri dinleyerek, kalbin genel sağlığına katkıda bulunulabileceğimizi belirtiyor.

            Miller’in ekibi, bu çalışmaları sırasında sağlıklı ve sigara içmeyen toplam 10 kadın ve erkek üzerinde incelemeler yaptı. Gönüllüler, yarım saat sevdikleri parçaları, yarım saat de hoşlarına gitmeyen hatta kendilerini kaygılandıran parçaları dinlediler. Bu sırada bu kişilerin damarları, ultrasonla izlendi.



            Sonuçta gönüllülerin, sevdikleri müziği dinlerlerken kan damarlarının yüzde 26 oranında genişlediği, hoşlanmadıkları müziği dinlediklerinde ise damarlarının yüzde 6 oranında daraldığı belirlendi.








            "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
            Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






            Yorum

            • HIAMOVI
              satélite de expertos
              • 22-12-2004
              • 14236

              #51
              Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

              Bağırsak kanserine kan testiyle teşhis


              İsrailli bir doktor, bağırsak kanserini ağrısız ve son derece ucuz bir kan testiyle tespit eden basit bir erken tanı yöntemi geliştirdi.

              Tel Aviv Üniversitesi Sackler Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümünden Profesör Nadir Arber, geliştirdiği testin, bağırsak kanserinin işareti olan kanda bağırsak polipleri hücrelerini çok yüksek derecede hassasiyet ve doğrulukla tespit edebildiğini belirtti.

              Test, serbest kaldığında kanser gelişimine neden olan geni şifreleyen bir proteinin tespit edilmesi temelinde oluşturuldu.

              Arber, kanda çok düşük seviyede bulunan ve bağırsak polipleri tarafından salgılanan biyolojik göstergeleri kullanarak yapılan testin doğruluk oranının yüzde 80’in üzerinde olduğunu belirtti.

              Şu anda kullanılmakta olar forego kolonoskopi testi 1500 dolar civarına mal olurken, Arber tarafından geliştirilen testin 50 ila 100 dolar civarına mal olması bekleniyor.


              "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
              Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






              Yorum

              • HIAMOVI
                satélite de expertos
                • 22-12-2004
                • 14236

                #52
                Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                nne babanın sigara alışkanlığı çocuğa taşınıyor


                ABD’de yapılan bir araştırmada, ebeveynleri erken yaşta sigara tiryakisi olan gençlerin sigara içmeye daha eğilimli oldukları ortaya çıktı.


                Health Psychology adlı bilimsel yayında yer alan ve Indiana Üniversitesi’nde uzun yıllardır yapılmakta olan araştırma, sigara alışkanlığının genetik ve çevrenin etkisine göre şekillenen bir alışkanlık olduğu yönündeki daha önce yapılan araştırmaların üzerine yeni bulgular ortaya koydu.

                Indiana Üniversitesi Sigara Araştırması projesinin direktörü Jon Marcy yayımladığı açıklamada, araştırmalarında sigaraya erken yaşlarda başlayan ve uzun dönemde tiryaki gibi sigara içenlerin, bu kötü davranışlarını bir sonraki nesle taşımakta büyük aday oldukları bulgusunu elde ettiklerini kaydetti.

                Jon Marcy, ailelerin uygulamaları, evde sigara bulunması ve ailelerin tütün tüketimi konusundaki tutumları gibi çevresel etkenlerin de önemli olduğunu belirterek, sigaranın aile temelli önlenmesi programlarında bunların etkili bir kamu sağlığı gereği biçiminde anlatılması gerektiğine işaret etti.

                Indiana Üniversitesi’nin 28 yıl süren ve bu alandaki en uzun süreli araştırmasında, araştırmacılar, Indiana eyaletinin Monroe bölgesindeki lise ve ortaokul öğrencilerinden 1980’lerden beri veri topladılar.


                "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                Yorum

                • HIAMOVI
                  satélite de expertos
                  • 22-12-2004
                  • 14236

                  #53
                  Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                  ALS futbolcularda 7 kat fazla görülüyor


                  Çeşitli ülkelerdeki bilim adamlarının yaptığı araştırmalar, ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis) hastalığının futbolcularda görülme riskinin 7 kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.


                  Belçika Milli Takımı’nın ve Club Brugge’ün ünlü oyuncusu Fons Bastijns’in (61) ALS hastalığına yakalanarak geçen hafta hayatını kaybetmesi, henüz tedavisi bulunamayan ALS’yi tekrar spor kamuoyunun gündemine getirdi.

                  İtalya Serie A ve Serie B’de, 1970-2001 yılları arasında forma giyen 24 bin oyuncu üzerinde araştırma yapan İtalyan Nörolog Chio, futbolcuların ALS hastalağına yakalanma riskinin 7 kat daha fazla olduğunu belirterek, “Topa kafayla vurma, kayarak top alma, kronik doping alma ve sahalara yapılan ilaçlamalar bu hastalığın nedenleri arasında. Ancak henüz hastalığın nereden geldiği ve nasıl oluştuğunu bulamadık” dedi.

                  Belçika’daki Gent UZ Üniversitesi Profesörü Jan De Bleeker de, ALS’nin yalnız futbolcularda değil sert spor dallarıyla ilgilenen kişilerde ortaya çıkabildiğini ifade etti.

                  ABD’de 1930’lu yıllarda ALS’ye yakalanan ünlü beyzbolcu Lou Gehrig’in ölümünden sonra hastalığın ismi ülkede sporcunun ismiyle anılmaya başlandı.

                  ALS nedeniyle sporcu ölümlerinin artmasının ardından İtalya Futbol Federasyonu, araştırmalar için 150 bin Avro bütçe ayırırken, ülkedeki futbolcular da bir fon oluşturulmasını ve araştırmalar için maaşlarının yüzde 1’inin bu fona aktarılmasını istedi.

                  ALS NEDİR?
                  Omurilikte zedelenme ve kasların erimesi sonrasında ortaya çıkan ALS’nin kolda ve bacakta güçsüzlük, yeme, yutkunma ve konuşmada zorluk çekme gibi belirtileri bulunuyor.

                  ALS’ye yakalan hastaların bilinci yerinde oluyor, ancak ilaç tedavisi yalnızca hastalığın ömrünü uzatabiliyor, tedavide kesin sonuç alınamıyor.


                  "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                  Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                  Yorum

                  • kurubudak
                    Junior Member
                    • 07-10-2005
                    • 64

                    #54
                    Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                    tesekküler

                    Yorum

                    • HIAMOVI
                      satélite de expertos
                      • 22-12-2004
                      • 14236

                      #55
                      Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                      “Biotic Man”, ilaçla tedavi sürecini hızlandıracak


                      ABD Savunma Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen yeni çalışma biyolojik tehditleri hedefliyor.

                      General Electric’in teknoloji geliştirme kolu Genetic Electric Global Research, TMTI (Transformational Medical Technologies Initiative / Dönüştürülebilir Tıbbi Teknolojiler Girişimi) ile 1,1 milyon dolarında iki yıllık bir anlaşma imzalayarak fizyolojik temelli sanal insan geliştireceklerini ilan etti.

                      ABD Savunma Bakanlığı’nın DTRA (Defense Thread Reduction Agency / Savunma ve Tehdit Azaltma Dairesi) tarafından desteklenen çalışma savaş meydanlarında veya yurtiçinde gerçekleşebilecek biyolojik saldırılardan korunmak üzere ilaç üretimini önemli ölçüde hızlandıracak bir bilgisayar modelini içeriyor

                      Biotic Man adı verilen sanal insan projesi, GE Global Research tarafından geliştirilmiş olan bir yazılım programının ilerletilmesiyle gerçekleşecek. Fizyolojik Farmakokinetik (PBPK) yazılım aracı olarak tanımlanan yazılım, herhangi bir ilacın vücuttaki etkilerini klinik deneylerden çok daha önce saptamak için hesaplama modelleri kullanıyor.

                      GE araştırmacıları PBPK aracını bakteri, virüs ya da başka enfeksiyöz ajanların insan bedenindeki etkilerini sayısal olarak modellemek üzere uyarlayacaklar. Bu yönde geliştirilmiş olan araç yeni bir antibiyotik veya antiviral ilaç tedavisinin belli bir tehdit karşısındaki tepkisini gösterecek. Bunun yanı sıra bu araç yanık, travma ya da son zamanlarda geçirilmiş bir cerrahi müdahale sebebiyle hasta vücudunda gerçekleşen fizyolojik değişimleri de gösterip belli durumlarda uygulanan ilaç tedavilerinin etkinliğinin belirlenmesine yardımcı olmak üzere tasarlanacak.

                      GE Global Research Baş Araştırmacısı John Graf çalışma hakkında “GE’nin Biotic Man projesi hız kavramı üzerine kuruldu. Projenin amacı yeni biyolojik tehditlere karşı daha hızlı ilaç geliştirebilmektir. Bu yeni yazılım aracı çok daha düşük maliyetle yeni ilaçlar geliştirilmesine yardımcı olarak farmakoloji sektörünüde büyük ölçüde etkileyecektir. Geliştirilmiş bu yeni yazılım sayesinde araştırmacılar sanal ve daha güvenli bir ortamda daha fazla nicel bilgi eşliğinde yeni ilaç tedavileri üzerine deneyler yapıp ilaç geliştirebilecekler.” şeklinde konuştu.


                      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                      Yorum

                      • HIAMOVI
                        satélite de expertos
                        • 22-12-2004
                        • 14236

                        #56
                        Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                        Biyonik göz 30 yıllık karanlığı aydınlattı

                        İngiltere'de 30 yıldır görmeyen bir hasta, takılan biyonik göz sayesinde artık ışıkları görebiliyor.






                        LONDRA - Londra'nın Moorfield Göz Hastanesinde 7 ay önce deneysel bir ameliyat geçiren 73 yaşındaki Ron isimli İngiliz, Argus II adı verilen biyonik gözü sayesinde yollardaki beyaz çizgileri takip edebildiğini, hatta beyaz, gri ve siyah giysileri bile ayırabildiğini söyledi.
                        Soyadını açıklamayan görme engelli kişiye takılan biyonik göz, bir güneş gözlüğüne yerleştirilen kamera ve video işlemciyi kullanarak, elde ettiği görüntüyü gözün dışındaki mini alıcıya kablosuz şekilde gönderiyor.



                        Alıcı bundan sonra veriyi çok ince bir kablo aracılığıyla retinadaki elektrotlara aktarıyor, elektrotlar da uyarıldığında, optik sinirler üzerinde mesajları, uyarılan elektrotlara uygun biçimde ışık ve karanlık nokta modellerini anlayabilen beyne iletiyor.





                        Amerikan Second Sight firması tarafından geliştirilen biyonik göz sayesinde hastaların, aktarılan görsel modelleri anlamlı görüntüler şeklinde algılayabilmeleri bekleniyor.
                        Ron adlı görme engelli, "30 yıldır kesinlikle hiçbir şey görmedim, her şey karanlıktı, ama şimdi ışık geliyor. Aniden yine ışığı görebilmek gerçekten harika. Şimdi tek isteğim, açık güzel bir gecede ay görebilmek" diye konuştu.
                        Second Sight firmasının geliştirdiği biyonik göz, şimdiye dek dünyada 18 hastaya takıldı.

                        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                        Yorum

                        • HIAMOVI
                          satélite de expertos
                          • 22-12-2004
                          • 14236

                          #57
                          Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                          İnsan beyni ve yapay zeka birleşiyor

                          NTV Bilim'in ilk sayısında incelenen, Raymond Kurzweil'in Singularity is Near isimli kitabında dile getirdikleri, insan makine tekilliğinin bir yüzyıl içinde gerçekleşeceği savında.








                          İSTANBUL - "Teknolojide yaşanan muazzam ilerleme insana, yakın gelecekte yine insanın temel biyolojik özelliklerini değiştirme, yarı insan yarı makine bir nesil yaratma becerisini sağlayabilir."


                          ABD'li Raymond Kurzweil'in 2005 yılında yazdığı Singularity is Near (Tekillik Yakın) isimli kitabında dile getirdiği bu görüş, insanın kendini biyolojik bir varlık olmaktan çıkarmaya başladığını ve gerek zihinsel, gerek bedensel olarak trilyon kere trilyonlarca daha yetenekli, biyoloji ve teknolojinin karması bir varlığa dönüşmeye başladığını söylüyor.

                          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                          Yorum

                          • HIAMOVI
                            satélite de expertos
                            • 22-12-2004
                            • 14236

                            #58
                            Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                            DNA’nın tüm sırları çözülüyor

                            Doğan her bebeğin gen haritası 10 yıl sonra çıkarılabilecek, şeker ya da kalp gibi rahatsızlıklar önceden bilinebilecek. Bebeklikten itibaren genetik yapısına uygun daha etkin ilaç tedavisi uygulanabilecek.



                            İnsanoğlunun DNA’syla ilgili tüm sırlar çözülüyor. Doğan her bebeğin gen haritası 10 yıl gibi kısa bir süre zarfında tamamen çıkarılmış olacak. DNA konusunda dünya önderi olan Illumina adlı kurumun başkanı Jay Flatley, her bebeğin gen haritasının 5 yıldan da kısa bir sürede çıkarılabileceğini ancak sosyal ve yasal bazı sorunlar nedeniyle uygulamanın hayata geçirilmesinin zaman alabileceğini söyledi. Flatley’e göre 2019 itibariyle uygulama rutin hale gelecek ve doğan her bebeğin gen haritası çıkarılmaya başlanacak.



                            Uzmanlara göre gen haritasının çıkarılması sağlık hizmetlerinde bir devrim yaşanmasını sağlayacak. Şeker ya kalp gibi rahatsızlıklar doğumla birlikte belirlenebilecek ve kişinin ona uygun diyet yapması sağlanabilecek.
                            Ayrıca herkes bebeklikten itibaren genetik yapısına göre uyarlanmış çok daha etkin ilaçlar alabilecek. Böylece ilaçların etkisiz kalması veya yan etkilere neden olmasının önüne geçilecek.
                            Ancak DNA’nın sırlarının tamamen çözülmesinin bazı dezavantajları da var. Uygulamanın özel hayatın gizliliği konusunda hararetli tartışmaları da beraberinde getirmesi bekleniyor. Birçok kişi gen haritasının sigorta şirketlerinin veya iş vereninin eline geçmesine sıcak bakmayacağı tahmin ediliyor.
                            Uzmanlar, DNA dökümünün faydalarının çekincelerinden daha ağır basacağı görüşünü dile getiriyor.

                            "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                            Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                            Yorum

                            • HIAMOVI
                              satélite de expertos
                              • 22-12-2004
                              • 14236

                              #59
                              Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                              Beş insan embriyosu klonlandı

                              Çinli bilim adamları, tıbbi araştırmalarda kullanmak üzere beş insan embriyosunu başarıyla klonladıklarını bildirdiler.

                              Çin resmi haber ajansı Şinhua’nın bildirdiğine göre, embriyolardan dördü sağlıklı donörlerin deri dokularından, beşincisi Parkinson hastalarının hücrelerinden geliştirildi. Yantai kentindeki Shandong Kök Hücre Mühendisliği Araştırma Merkezinden yapılan açıklamada, yeni klonlama tekniğinin Parkinson hastalığı için yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine yardımcı olabileceği belirtildi.

                              "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                              Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                              Yorum

                              • HIAMOVI
                                satélite de expertos
                                • 22-12-2004
                                • 14236

                                #60
                                Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                                Minenin gelişiminden sorumlu gen bulundu

                                Bilim adamları, laboratuvar ortamında diş geliştirmenin yolunu bulduklarını düşünüyorlar.



                                ABD'nin Oregon Eyalet Üniversitesinden araştırmacılar, doğal olarak yeniden çıkmayan dişin dış katmanı minenin gelişiminden sorumlu genin yerini tespit ettiklerini açıkladılar. Bilim adamlarının fareler üzerinde yaptıkları deneyler, "Ctip2" adı verilen bu genin, bağışıklık sistemi ve cilt ile sinirlerin gelişiminin de dahil olduğu fonksiyonları bulunduğunu gösterdi.
                                Araştırmacılar, daha önce de hayvanlarda dişin iç bölümlerini laboratuvar ortamında büyütmeyi başarmışlardı.



                                Ulusal Bilimler Akademisi'nin bilimsel dergisinde de yayımlanan Oregon Üniversitesindeki son bilimsel gelişmenin, bu açığı doldurması ve diş dolgusu yapma, takma diş kullanma gibi zorunluluklara son vermesi bekleniyor.
                                Araştırmacılar, ancak bunun insanlar üzerindeki uygulaması için daha çok çalışmak gerektiğini vurguluyorlar.

                                "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                                Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor