"Yazıklar Olsun!!!" Reha Muhtar Sezer'e ayıp eden Show Tv'ye nasıl tepki gösterdi?
Show Tv Haber Bülteninde Ahmet Necdet Sezer'in fanilalı görüntülerinin yayınlanması büyük tepkiye neden oldu. Vatan yazarı Reha Muhtar 7 yıl başında olduğu Show Haber'in şimdiki yöneticilerine bakın neler söylüyor?
Yazıklar olsun...
Benim ve arkadaşlarımın hakkında yıllarca "magazin yapıyor" diye atıp tuttular...
Sonunda gittiler, bir Cumhurbaşkanı'nın evinin içini uzaktan casus filmlerindeki gibi kameraya çektiler...
Sezer'i fanilayla görüntüleyip yayınladılar...
Neden.
Çünkü Sezer artık güçlü değil...
İktidar değil, güç değil...
Güç şimdi başka ellerde...
Elinde güç olanların "evlerinin içini uzaktan çekebilirler mi?, fanilayla görüntülerini yayınlayabilirler mi?"
Mümkün değil, sıkar!..
Bir haberci, üstelik "ben magazin yapmıyorum" diyen bir haberci, bir evin içinin görüntülenmesinin haneye tecavüz, özel hayata tecavüz, insan haklarına tecavüz olabileceğini bilmez mi.
Üstelik, evini gizlice çektiği insan bir Cumhurbaşkanı...
Fanilayla görüntülemekten gurur duyan haber merkezi, o gün Cumhurbaşkanlığı'ndan huzur dolu evine gittiğini sanan Ahmet Necdet Sezer'i görüntülüyor...
1) Bir özel mülkün içinin görüntülenmesi kanuna göre büyük suçtur...
2) İnsanın evin içindeki özel hayatının, izni olmadan resimlenmesi, Gamze Özçelik'in ***** görüntülerinin yayınlanmasıyla neredeyse eşdeğerdir...
3) Bir Cumhurbaşkanını kamu alanın dışında evinin salonunda tamamen özel hayat sınırları altında fanilayla görüntüleyip yayınlamak kişilik haklarına ve insan haklarına aykırıdır...
Bunu Sezer'e yapabiliyorsunuz değil mi.
Yazık!..
Kendi magazin programlarında, kanallarının 7 yıl Genel Yayın Müdürlüğünü yapmış olan bana bile, her Allah'ın günü pislik ve çamur atmaktan zevk alan bir kanaldan ne bekliyordunuz ki.
Show TV'yi bugünlere getiren insanlara her hafta attıkları çamurlara, pisliklere, yalan, iftira ve rezilliklere bir bakın, Cumhurbaşkanı Sezer'e yaptıklarını da hiç yadırgamayacaksınız...
Gidenin arkasından her şeyi yapar bunlar...
Böyle mi olacaktı Show TV, Mehmet Emin Bey. Vah ki ne vah!..
*****
KOMUTAN VE HAYRÜNNİSA GÜL...
Hayır; Metehan Demir gibi gizli bir şeyler biliyormuş, buluşmalardan haberdarmış gibi, Genelkurmay'ın gizli şifrelerini açıklamayacağım...
Komutanların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e karşı tutumlarını Hayrünnisa Hanım'la karşılaştıklarında ne yapacaklarına indirgeyen, Askeriye'nin tutumunu iyice magazinleştiren anlayış beni sinirlendiren...
Zamanında magazin haberleri verirken, "magazin yapıyorsun" derlerdi...
Ulan hiç olmazsa ben, magazin haberlerinde magazin yapıyordum, komutanın ve Cumhurbaşkanı'nın tavırlarını magazinleştirmede değil...
Hayrünnisa Hanım'la karşı karşıya geldiğinde Komutan ne yapacakmış.
Hiçbir şey yapmayacak selam verecek ve yürüyüp gidecek...
Askeriye'nin tavrının altında yatan esas neden Hayrunnisa Gül değil ki, o meselenin magazinel sosu...
Komutan esasen Hayrünnisa Hanımefendiye değil, Abdullah Beyefendi'ye mesaj veriyor...
Bir kere herkesin kafasına dank etmeli ki, Askeriye'nin Cumhurbaşkanı'nı tanımamak gibi bir tavrı yoktur ve olamaz...
Törene beraber katılıyor, "Sayın Cumhurbaşkanı" diye hitap ediyor, Cumhurbaşkanı'nı karşılıyor, Cumhurbaşkanı'nı uğurluyor...
Kuvvet Komutanları Cumhurbaşkanı'na selam çakıyor...
Şimdi beyni bir nebze çalışan birisi, bu kadar şey yapan komutanların, Cumhurbaşkanı'nı tanımadıklarını söyleyebilir mi.
Söyleyemez, ama bunların kafası "Yaşar Büyükanıt Hayrünnisa Hanım'ı görünce acaba ne yapacak" sorusuna kilitlendiğinden davranışları çözemiyorlar; çünkü akılları fikirleri magazinde...
Magazinde magazin yapamadıkları için, siyasette magazin yapıyor bunlar!!!
Tövbe estağfurullah!..
Aslında Askeriye'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tavrı gayet açık;
Diyor ki askeriye;
"Sayın Abdullah Gül bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak seçildiniz... Buna karşı çıkacak salaklardan değiliz... Ama ülkenin Cumhurbaşkanı olmanız, benim kalben Başkomutanım olduğunuz anlamına gelmiyor... Size saygıda kusur etmem... Ama Başkomutanım olmanız için, yani gönülden sizi Başkomutanım olarak benimseyebilmem için, ne yapapacağınızı görmem gerek..."
Mesela Yüksek Askeri Şura Kararları çıktığında ne yapacaksınız.
İrticai faaliyetlerden ordudan subay, astsubay atılırsa tavrınız ne olacak.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kararlarına sivil idare mahkemesi yolunu açacak mısınız.
Orduyu, sivil hükümetlerin yönetiminde idari mahkemelere bırakarak, "Kendi iç düzenini Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinden hiç taviz vermeden kendi sağlamış olan ordunun, sivil yargı yoluyla içinin karıştırılmasına izin verecek misiniz, vermeyecek misiniz."
Ortada bir sivil anayasa lafıdır dolaşıyor...
Bu anayasanın, Atatürk ilkelerinden kopartılarak renksiz bir anayasa haline gelmesine bu Cumhuriuyet'in başı olarak rıza gösterecek misiniz.
Yoksa gücünüzü ve yetkinizi kullanıp "Hop"mu diyeceksiniz.
Çevrenizdeki kişilerin yapılacak düzenlemelerle Ordu'nun içine el atmak istedikleri, onu siyasi iktidarın her türlü tasarrufunun altına sokarak herhangi bir bakanlık konumuna getirmek istedikleri malum...
Cumhuriyet Ordusu'nu, siyasi iktidarların iç politika düzenlemelerine alet etmeyeceğimizi çok iyi biliyorsunuz... Bugüne kadarki tavırlarınız hep sakıncalı taraftaydı...
Bugün bekliyoruz; Ordu'nun ezdirmeyen, onu siyasi emellere alet etmeyen bir Başkomutan gibi mi davranacaksınız, yoksa modaya uyup siz de mi bir kaşık alıp yetkileri oyacaksınız.
Bunlardaki davranışınıza göre, bizim de size karşı tavrımız belli olur...
Cumhurbaşkanı olmanız milletin elindeydi...
Ama Başkomutanımız olmanız sizin elinizdedir...
Bilinmeli ki, bazı şeyleri ucunda ölüm olsa bile kabul etmeyiz...
Onun dışında hiçbir şeye önyargımız yok, iyi çalışmalar dileriz... Askeriye'nin davranışlarının tercümesi ya da bu entel zevatın moda deyimiyle okuması budur...
Zavallı Hayrünnisa Hanım değil...
Rahat bırakın kadıncağızı...
Konu first lady değil!!!
Konu birinci öncelik yani first priority!!!
REHA MUHTAR-VATAN
Show Tv Haber Bülteninde Ahmet Necdet Sezer'in fanilalı görüntülerinin yayınlanması büyük tepkiye neden oldu. Vatan yazarı Reha Muhtar 7 yıl başında olduğu Show Haber'in şimdiki yöneticilerine bakın neler söylüyor?
Yazıklar olsun...
Benim ve arkadaşlarımın hakkında yıllarca "magazin yapıyor" diye atıp tuttular...
Sonunda gittiler, bir Cumhurbaşkanı'nın evinin içini uzaktan casus filmlerindeki gibi kameraya çektiler...
Sezer'i fanilayla görüntüleyip yayınladılar...
Neden.
Çünkü Sezer artık güçlü değil...
İktidar değil, güç değil...
Güç şimdi başka ellerde...
Elinde güç olanların "evlerinin içini uzaktan çekebilirler mi?, fanilayla görüntülerini yayınlayabilirler mi?"
Mümkün değil, sıkar!..
Bir haberci, üstelik "ben magazin yapmıyorum" diyen bir haberci, bir evin içinin görüntülenmesinin haneye tecavüz, özel hayata tecavüz, insan haklarına tecavüz olabileceğini bilmez mi.
Üstelik, evini gizlice çektiği insan bir Cumhurbaşkanı...
Fanilayla görüntülemekten gurur duyan haber merkezi, o gün Cumhurbaşkanlığı'ndan huzur dolu evine gittiğini sanan Ahmet Necdet Sezer'i görüntülüyor...
1) Bir özel mülkün içinin görüntülenmesi kanuna göre büyük suçtur...
2) İnsanın evin içindeki özel hayatının, izni olmadan resimlenmesi, Gamze Özçelik'in ***** görüntülerinin yayınlanmasıyla neredeyse eşdeğerdir...
3) Bir Cumhurbaşkanını kamu alanın dışında evinin salonunda tamamen özel hayat sınırları altında fanilayla görüntüleyip yayınlamak kişilik haklarına ve insan haklarına aykırıdır...
Bunu Sezer'e yapabiliyorsunuz değil mi.
Yazık!..
Kendi magazin programlarında, kanallarının 7 yıl Genel Yayın Müdürlüğünü yapmış olan bana bile, her Allah'ın günü pislik ve çamur atmaktan zevk alan bir kanaldan ne bekliyordunuz ki.
Show TV'yi bugünlere getiren insanlara her hafta attıkları çamurlara, pisliklere, yalan, iftira ve rezilliklere bir bakın, Cumhurbaşkanı Sezer'e yaptıklarını da hiç yadırgamayacaksınız...
Gidenin arkasından her şeyi yapar bunlar...
Böyle mi olacaktı Show TV, Mehmet Emin Bey. Vah ki ne vah!..
*****
KOMUTAN VE HAYRÜNNİSA GÜL...
Hayır; Metehan Demir gibi gizli bir şeyler biliyormuş, buluşmalardan haberdarmış gibi, Genelkurmay'ın gizli şifrelerini açıklamayacağım...
Komutanların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e karşı tutumlarını Hayrünnisa Hanım'la karşılaştıklarında ne yapacaklarına indirgeyen, Askeriye'nin tutumunu iyice magazinleştiren anlayış beni sinirlendiren...
Zamanında magazin haberleri verirken, "magazin yapıyorsun" derlerdi...
Ulan hiç olmazsa ben, magazin haberlerinde magazin yapıyordum, komutanın ve Cumhurbaşkanı'nın tavırlarını magazinleştirmede değil...
Hayrünnisa Hanım'la karşı karşıya geldiğinde Komutan ne yapacakmış.
Hiçbir şey yapmayacak selam verecek ve yürüyüp gidecek...
Askeriye'nin tavrının altında yatan esas neden Hayrunnisa Gül değil ki, o meselenin magazinel sosu...
Komutan esasen Hayrünnisa Hanımefendiye değil, Abdullah Beyefendi'ye mesaj veriyor...
Bir kere herkesin kafasına dank etmeli ki, Askeriye'nin Cumhurbaşkanı'nı tanımamak gibi bir tavrı yoktur ve olamaz...
Törene beraber katılıyor, "Sayın Cumhurbaşkanı" diye hitap ediyor, Cumhurbaşkanı'nı karşılıyor, Cumhurbaşkanı'nı uğurluyor...
Kuvvet Komutanları Cumhurbaşkanı'na selam çakıyor...
Şimdi beyni bir nebze çalışan birisi, bu kadar şey yapan komutanların, Cumhurbaşkanı'nı tanımadıklarını söyleyebilir mi.
Söyleyemez, ama bunların kafası "Yaşar Büyükanıt Hayrünnisa Hanım'ı görünce acaba ne yapacak" sorusuna kilitlendiğinden davranışları çözemiyorlar; çünkü akılları fikirleri magazinde...
Magazinde magazin yapamadıkları için, siyasette magazin yapıyor bunlar!!!
Tövbe estağfurullah!..
Aslında Askeriye'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tavrı gayet açık;
Diyor ki askeriye;
"Sayın Abdullah Gül bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak seçildiniz... Buna karşı çıkacak salaklardan değiliz... Ama ülkenin Cumhurbaşkanı olmanız, benim kalben Başkomutanım olduğunuz anlamına gelmiyor... Size saygıda kusur etmem... Ama Başkomutanım olmanız için, yani gönülden sizi Başkomutanım olarak benimseyebilmem için, ne yapapacağınızı görmem gerek..."
Mesela Yüksek Askeri Şura Kararları çıktığında ne yapacaksınız.
İrticai faaliyetlerden ordudan subay, astsubay atılırsa tavrınız ne olacak.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kararlarına sivil idare mahkemesi yolunu açacak mısınız.
Orduyu, sivil hükümetlerin yönetiminde idari mahkemelere bırakarak, "Kendi iç düzenini Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinden hiç taviz vermeden kendi sağlamış olan ordunun, sivil yargı yoluyla içinin karıştırılmasına izin verecek misiniz, vermeyecek misiniz."
Ortada bir sivil anayasa lafıdır dolaşıyor...
Bu anayasanın, Atatürk ilkelerinden kopartılarak renksiz bir anayasa haline gelmesine bu Cumhuriuyet'in başı olarak rıza gösterecek misiniz.
Yoksa gücünüzü ve yetkinizi kullanıp "Hop"mu diyeceksiniz.
Çevrenizdeki kişilerin yapılacak düzenlemelerle Ordu'nun içine el atmak istedikleri, onu siyasi iktidarın her türlü tasarrufunun altına sokarak herhangi bir bakanlık konumuna getirmek istedikleri malum...
Cumhuriyet Ordusu'nu, siyasi iktidarların iç politika düzenlemelerine alet etmeyeceğimizi çok iyi biliyorsunuz... Bugüne kadarki tavırlarınız hep sakıncalı taraftaydı...
Bugün bekliyoruz; Ordu'nun ezdirmeyen, onu siyasi emellere alet etmeyen bir Başkomutan gibi mi davranacaksınız, yoksa modaya uyup siz de mi bir kaşık alıp yetkileri oyacaksınız.
Bunlardaki davranışınıza göre, bizim de size karşı tavrımız belli olur...
Cumhurbaşkanı olmanız milletin elindeydi...
Ama Başkomutanımız olmanız sizin elinizdedir...
Bilinmeli ki, bazı şeyleri ucunda ölüm olsa bile kabul etmeyiz...
Onun dışında hiçbir şeye önyargımız yok, iyi çalışmalar dileriz... Askeriye'nin davranışlarının tercümesi ya da bu entel zevatın moda deyimiyle okuması budur...
Zavallı Hayrünnisa Hanım değil...
Rahat bırakın kadıncağızı...
Konu first lady değil!!!
Konu birinci öncelik yani first priority!!!
REHA MUHTAR-VATAN