REHA MUHTAR, ORUCUNU CANLI YAYINDA BİR BUÇUK SAAT GEÇ BOZAN BÜLENT ERSOY'A NELER SÖYLEDİ?
19.09.2007 10:34
İşte Reha Muhtar'ın "Artık iftar akşam 9'da" başlıklı yazısı...
REHA MUHTAR / VATAN
Artık iftar akşam 9'da...
AKP’nin yüzde 47’yle yeniden iktidara gelmesi, toplum önünde boy gösteren, televizyonun ulvi şahsiyetlerini öyle bir hale soktu ki, Orhan Veli’nin “Anlatamıyorum” şiirinden başka bir şeyi söylemek içimden gelmez oldu inanın...
AKP’liler bunlara bakıp bakıp ne diyorlar bilmiyorum ama, benim içimden Orhan Veli’nin “Ağlasam sesimi duyar mısınız” mısrası geliyor...
Bir de bakıyorum ki, gecenin bir vakti saat 9’da yayınlanan Pop Star mı, Alaturka Star mı, Pop Star Alaturka mı her ne cafcafalı programsa, o programda sunucu Osmantan Beyefendi çıkmış, Bülent Ersoy Hanımefendiye “siz duanızı edin, iftarınızı yapın, biz o sırada programa devam edelim” mealinde sözler sarfediyor...
Saat akşamın 9’u...
Top atılalı, iftar açılalı 1.5 saat olmuş...
Millet neredeyse sahura kalkacak...
Ve fakat, program gecenin 9’unda canlı yayınlandığı için, Bülent Ersoy Hanımefendi de iftarını o saatte açacakmış!..
Koskoca adamlar, hanımlar, beyler, ülkede kimin star kimin kazma olacağına karar veren büyük jüri, Bülent Hanımefendi’nin bir taraftan dua edip orucunu açmasını, diğer yandan jürinin ulvi görevini yapmasını uygun görüyor...
Ne büyük bir fedekarlık, ne ulvi bir çözüm, bir taraftan iftar açılacak dua edilecek, diğer taraftan şarkıcı adayları gelecek o dinlenecek...
Bütün bunlar niye.
Bülent Hanımefendi programa hazırlanmış da, makyaj yapmış da, kirpik takmış da iftarını açamamış...
Kirpiğini takmaya zaman buluyor da, iki dilim ekmekle, 3 tane zeytini mi boğazından geçiremiyor.
Onun yerine gecenin 9’unda stüdyoda iftar masası kuruluyor, dualar ediliyor, canlı yayında sanal olarak iftar yapılıyor...
Niye.
Milletimiz hızla muhafazakarlaşmakta malumunuz, oruç açma duası etmek gerekecek, canlı yayında, televizyon başında, rating uğruna...
Hani ilkokuldaki çocuğu kandırmaya kalksan, önce işaret parmağıyla gözünü açar, “pışşık” der, ondan sonra da beş parmağını burnuna dayayıp “nanik” yapar gider...
Öylesine bir izleyici kafesleme yani...
Yerseniz...
Bizde böyle oluyor artık iftar...
***
Osmantan Erkır isimli program yapımcısı henüz toy daha, sormaya kalkıyor “dua ederken, nasıl olacak da yarışmacılar gelecek” falan filan diye...
Ustaları onu ikna ediyor, “sen boşver” gibisinden “dua da gider, yarışmacı da söyler... Amaç hızla muhafazakarlaşan toplumumuzdan rant, pardon rating almak... Akşamın 9’unda iftar açmak...”
Cıvıklık, sakillik öyle bir hal almış ki, bu zırvalığı bir de ilahiyatçılara soruyorlar görüş alıyorlar.
“-Hocam, Bülent Hanımefendi dekolteliydi... Dekolteli olarak iftar yapılır mı, oruç açılır mı.”
Vah vah vah!
Kimse demiyor ki, koskoca din ve inançlar iki kuruşluk televizyon programının gösteri malzemesi haline getirilir mi.
Sırf görüntü versin diye gecenin 9’unda iftar açılır mı.
Herkesin ortasında dalga geçer gibi, iftar duası yapılır mı.
Böyle Müslümanlık olur mu.
Önce bir sürüsü görüntü olsun diye türban taktılar...
Şimdi de, üzerinden 1.5 saat geçtikten sonra iftar yapıyorlar, oruç açıyorlar canlı yayında stüdyoda...
Bu görüntülerin hiçbirini unutmayın...
Yarın öbür gün ibret olacak bunlar ibret...
İbret niyetine gösterilecek bunlar...
Hayat bu kadar cıvıklığı, bu kadar sakilliği kaldıramaz Türkiye’de...
***
Ne diyordu Orhan Veli.
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var biliyorum;
Herşeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
</B>
19.09.2007 10:34
İşte Reha Muhtar'ın "Artık iftar akşam 9'da" başlıklı yazısı...
REHA MUHTAR / VATAN
Artık iftar akşam 9'da...
AKP’nin yüzde 47’yle yeniden iktidara gelmesi, toplum önünde boy gösteren, televizyonun ulvi şahsiyetlerini öyle bir hale soktu ki, Orhan Veli’nin “Anlatamıyorum” şiirinden başka bir şeyi söylemek içimden gelmez oldu inanın...
AKP’liler bunlara bakıp bakıp ne diyorlar bilmiyorum ama, benim içimden Orhan Veli’nin “Ağlasam sesimi duyar mısınız” mısrası geliyor...
Bir de bakıyorum ki, gecenin bir vakti saat 9’da yayınlanan Pop Star mı, Alaturka Star mı, Pop Star Alaturka mı her ne cafcafalı programsa, o programda sunucu Osmantan Beyefendi çıkmış, Bülent Ersoy Hanımefendiye “siz duanızı edin, iftarınızı yapın, biz o sırada programa devam edelim” mealinde sözler sarfediyor...
Saat akşamın 9’u...
Top atılalı, iftar açılalı 1.5 saat olmuş...
Millet neredeyse sahura kalkacak...
Ve fakat, program gecenin 9’unda canlı yayınlandığı için, Bülent Ersoy Hanımefendi de iftarını o saatte açacakmış!..
Koskoca adamlar, hanımlar, beyler, ülkede kimin star kimin kazma olacağına karar veren büyük jüri, Bülent Hanımefendi’nin bir taraftan dua edip orucunu açmasını, diğer yandan jürinin ulvi görevini yapmasını uygun görüyor...
Ne büyük bir fedekarlık, ne ulvi bir çözüm, bir taraftan iftar açılacak dua edilecek, diğer taraftan şarkıcı adayları gelecek o dinlenecek...
Bütün bunlar niye.
Bülent Hanımefendi programa hazırlanmış da, makyaj yapmış da, kirpik takmış da iftarını açamamış...
Kirpiğini takmaya zaman buluyor da, iki dilim ekmekle, 3 tane zeytini mi boğazından geçiremiyor.
Onun yerine gecenin 9’unda stüdyoda iftar masası kuruluyor, dualar ediliyor, canlı yayında sanal olarak iftar yapılıyor...
Niye.
Milletimiz hızla muhafazakarlaşmakta malumunuz, oruç açma duası etmek gerekecek, canlı yayında, televizyon başında, rating uğruna...
Hani ilkokuldaki çocuğu kandırmaya kalksan, önce işaret parmağıyla gözünü açar, “pışşık” der, ondan sonra da beş parmağını burnuna dayayıp “nanik” yapar gider...
Öylesine bir izleyici kafesleme yani...
Yerseniz...
Bizde böyle oluyor artık iftar...
***
Osmantan Erkır isimli program yapımcısı henüz toy daha, sormaya kalkıyor “dua ederken, nasıl olacak da yarışmacılar gelecek” falan filan diye...
Ustaları onu ikna ediyor, “sen boşver” gibisinden “dua da gider, yarışmacı da söyler... Amaç hızla muhafazakarlaşan toplumumuzdan rant, pardon rating almak... Akşamın 9’unda iftar açmak...”
Cıvıklık, sakillik öyle bir hal almış ki, bu zırvalığı bir de ilahiyatçılara soruyorlar görüş alıyorlar.
“-Hocam, Bülent Hanımefendi dekolteliydi... Dekolteli olarak iftar yapılır mı, oruç açılır mı.”
Vah vah vah!
Kimse demiyor ki, koskoca din ve inançlar iki kuruşluk televizyon programının gösteri malzemesi haline getirilir mi.
Sırf görüntü versin diye gecenin 9’unda iftar açılır mı.
Herkesin ortasında dalga geçer gibi, iftar duası yapılır mı.
Böyle Müslümanlık olur mu.
Önce bir sürüsü görüntü olsun diye türban taktılar...
Şimdi de, üzerinden 1.5 saat geçtikten sonra iftar yapıyorlar, oruç açıyorlar canlı yayında stüdyoda...
Bu görüntülerin hiçbirini unutmayın...
Yarın öbür gün ibret olacak bunlar ibret...
İbret niyetine gösterilecek bunlar...
Hayat bu kadar cıvıklığı, bu kadar sakilliği kaldıramaz Türkiye’de...
***
Ne diyordu Orhan Veli.
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var biliyorum;
Herşeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
</B>
Yorum