Diskus balıkları doğada yüksek protein içerikli su piresi, sinek larvaları, tatlı su karidesleri gibi canlılarla beslenir. Bizlerde yem olarak bu tür yemlere alternatif hazır ve dondurulmuş steril yemleri tercih edebiliriz. Diskus balıkları sindirimi çok hassas bir yapıdadır. Parazitler sürekli fırsat kollamaktadırlar. Yürek gibi sindirimi bozan, iç parazitlerin gelişmesine olanak sağlayan yemlerden kaçınılmalıdır. Beslenme yavru balıklarda 4 saat gibi aralıklarla ve günde minimum 4 öğün yapılabilir. Bu yemleme oranının artırılması yavrunun hızlı gelişimi lehinedir. Yalnız bu yemleme oranına göre günlük su değişimi de artırılmalıdır. Çünkü protein içerikli yapılan yemlemelerde su çok fazla kirlendiğinden suyun nitrit ve nitrat değerlerinde hızlı yükselişler olur. Yemleme ve su değişimi orantılı olarak yapılmalıdır. Yavrulara çeşitli yemleme yapılabilir.
Örneğin bir haftalık bir periyot içersinde yavrulara steril dondurulmuş kurt ya da sivrisinek larvası, toprakta yetiştirilen beyaz kurtlardan, haşlanmış ıspanak, evimizde yaptığımız hazır yemlerden yedirebiliriz. Toprakta yetiştirilen beyaz kurtların temiz olmasına ve temiz şartlarda üretiminin devamlılığına dikkat edilmelidir. Açık havada ya da açık ortamlarda çeşitli hastalık sporlarını alabilirler. Bu tip yemlemeyi haftanın iki günü ara öğünler olarak verebiliriz.
Hazır yapılan yemlerde ise yemin içersine protein ihtiyacı için karides, soya proteini ve antiseptik özelliğinden dolayı sarımsak suyu, yüksek kalori içeriği açısından az miktarda fındık yağı, çeşitli vitamin ve mineralleri içeren multivitamin içerikli ilaçları, amino grup asit, deri tabakasının güçlenmesi ve canlı renklere sahip olması için beta karoten ilave edebiliriz.
Yavru diskuslar yetişkin diskuslara oranla yediklerini daha hızlı sindirmekteler. Bu sindirim sonucu çıkan dışkıları da sürekli sifonlamak sağlıklı bir akvaryum ortamı için faydalıdır. İşte bu noktada taban malzemesi gerek parazitlerin, gerek pisliklerin tutunması açısından ve dip sifonlamayı zorlaştırması bakımından dezavantaj yaratır. Bu yüzden yavru diskusların gençliğe adım attığı (8–9)cm gibi ölçülere gelene dek tabanında kum olan akvaryumlarda bakılmaması taraftarıyım. Fakat uygun koşulları oluşturmak imkansız değildir. Kumu çok fazla derin tutmayarak sifonlamada işimizi kolaylaştırmış oluruz. Her gün tabanı sifonlayarak akvaryumumuzu ilk kurulum günlerindeki kadar temiz tutabiliriz.
Diskus yavrusuna bakım olarak ne kadar emek verirseniz karşılığını size o kadar fazla verecektir. Düşük nitrat değerleri hücre bölünmesini hızlandıracak ve sağlıklı diskuslar yetişmesine olanak sağlayacaktır. Düşük değerleri yakalamanın yolu da düzenli ve programlı su değişiminden geçmektedir. Ayrıca yavru diskuslar için yem yaparken bazı amino asitleri ve mineralleri bulundurulması hızlı hücre bölünmesi açısından önemlidir. İskelet yapısını oluşturmak için bu orantıda ve yeterli miktarda kalsiyum ilavesi de yapılmalıdır. Büyüme akvaryumlarında ph değeri (7.0,7.5) aralığında seyredebilir. Doğal olarak yüksek kh değerindeki büyütme akvaryumlarında ph değeri de kendini yüksek değerlerde gösterecektir. Yetişkinliğe adım atmalarıyla ph değeri düşürülmeli maksimum 7.0 değerinde seyretmelidir. Çünkü yetişkinliğe aday olan erkek diskusların ileriye dönük üreme sorunları bu noktada başlar.
Oturmuş akvaryumlarda kh değeri tükenme içersine girer. Bu tükeniş filtrenin biyolojik anlamda yeterli yoğunluğa ulaşmasından kaynaklanır. Bu tip sularda kh kayıpları yaşandığı için omurga gelişimi de yavaş ve yetersiz olur. Mesela bu tip sularda da diskus yumurtasının larvalaşamadığı görülmektedir. Suya salınım yapan azda olsa kh değerinin artışına etki eden taban malzemesi bu noktada avantajlıdır. Ya da filtreye ph değerlerini çok fazla artırmayacak miktarda mercan kırığı koymanın yararı da olabilir. Dünya üzerinde bazı üreticiler kaliteli deniz tuzuyla da suyu aşılamakta. Yavru Ozmotik yolla bazı iz elementlerini bünyesine almakta ve gelişimlerine fayda sağlamakta.
Yetişkin diskuslarda yemleme daha az yapılmalı ve protein içerikli yemlemenin de yoğunluğu azaltılmalıdır. Balık metabolizması belli bir yemleme düzenine alıştığı için yemleme düzeni ve balığın vücut olarak ihtiyacı çok iyi karşılanmalıdır. Beslenmenin yönü birden değiştirilmemelidir. Günde iki öğün sabah ve akşam olmak üzere yapılabilir. Yine yavrulara kullanılan yemler yetişkin olanlar içinde geçerlidir. Beyaz kurt gibi yemler haftada birçok az miktarda verilmeli. Böylelikle iç organların yağlanmasını engellemiş oluruz. Üreme döneminde olan balıklar proteince zengin ve sıklıkla beslenebilir. Doğal olarak vücudun buna ihtiyacı olacaktır.
Yetersiz beslenen balıklarda vücut kendini belli edecektir. Balık hastalıklara daha az dirençli olur. Yaşlı balıklarda gözlerin dışa fırlamış olması ve vücudun uzaması yetersiz beslenmenin açmış olduğu sonuçları ortaya koyar. Bu süreçte de balık her çeşit hastalığa açık ve savunmasızdır. Uzakdoğu’da da birçok üretici maliyetleri de düşünerek doğada bulunan kurtlarla beslenme yapmaktalar. Balıklar dünya üzerinde çeşitli yerlere sevk edildiğinde gittikleri yerlerdeki beslenme rejimine alışık olmadığından dolayı bir küskünlük içersine girer. Bu noktada balık steril olmayan yemlerle beslenmenin vermiş olduğu sindirim sorunları yaşamaya başlar. Bakın burası çok önemlidir yemleme kesildikten sonra bu sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yemleme yapıldığı sürece balığın bağışıklığı bu duruma direnç göstermektedir. Hatta balığın kuru yemi tanımaması da bu durumu destekler.
Örneğin resimdeki balık yetersiz beslenme ve su koşullarından dolayı bir zayıflama sürecine girmiş. Balığın kafa kısımlarındaki zayıflama ve çöküntülerden anlaşılacağı gibi balık Hexamita gibi fırsatçı parazitlere açık bir konumda. Balığın 3 ay önceki ve sonraki resimleri görülmektedir.
alıntı ISAK