merhaba,
forumlarda genellikle biodizelin nasıl yapılacağı ile ilgili yazılar var, fakat biodizel tecrübesiyle ilgili ise dikkati çekecek kadar az yorum var.
sizlere kendi biodizel tecrübemi buradan yazmak istiyorum. ilk önce biodizel hakkında yaklaşık 7 yıldır bir şeyler duyuyorum ve son yıllardaki fahiş orandaki vergiler beni biodizel kullanmaya itti. forumlarda bolca okuduğum biodizelin evde yapımı ile ilgili yazılar beni daha da cesaretlendirdi. ne de olsa mutfakta dahi yapabiliyorsunuz diye yazılıyor.
ilk önce şunu açığa çıkaralım: ilkel yöntemlerle yapılan biodizeli yeni nesil bir arabaya koymaya çalışmak motorin pompası veya motoru çöpe atmaya eşdeğer. yeterince temizlenmemiş veya içinde azda olsa gliserin kalmış olan yakıt kullandığınızda aracınıza ciddi zararlar verebilirsiniz. bu şu demek değil: aman ne olduğu belli değil uzak durayım. aksine ne olmadığını bilelimki doğru olanı yapabilelim. elin adamından daha zengin değilizki onlar bu ucuz çözümü bulmuşken ve kullanırken biz daha pahalısını kullanalım.
atık yağdan biodizel yapma konusu insanın daha çok kendisine çekerken en önemli konu genelde es geçiliyor. oda hazır satılan katalizatörlerin içine konulan kostik standart yağ asidine göre ayarlanıyor. kullanılmış olanınkinde ise yağ asidi değişken olduğu için kostik miktarıda değişken. hal böyle olunca kendi katalizatörünüzü yapmanız için metanol ve kostiği uygun oranlarda karıştırmanız lazım. kostik son derece ucuz 25 kg lik torbayı 20 ytlye bulabilirsiniz (en azından ben o fiyatı aldım) ama methanol denince iş değişiyor. zehirli bir madde olduğu için devlet satışına bazı sınırlamalar koymuş. bazı uyanıklar bu alkolden içki yapmaya kalkabiliyor ve sonucu ölüm olmasa dahi kesin körlük.
methanol alabilmeniz için tüketim belgenizin olması lazımmış ve onuda almak benim gibi sıradan kullanıcının harcı ve uğraşacağı şey değil. belgeniz olmadan methanol almak istediğinizde insanların gözündeki içki kaçakçısı olabileceğiniz kuşkusunu yakalayabiliyorsunuz.
bütün bunların ötesinde, hükümet hangi akla hizmet ettiği belli olmayan, satış amacı dışında üretime dahi epdk dan izin zorunluluğu getirmiş.
gerçi bu konu üzerinde üretim miktarınıza göre serbest olabileceğine dair çeşitli spekülasyonlar var. kendi tüketiminiz için bio üretmek için epdk dan izin almanın ise eğer çok büyük bir tır filonuz yoksa mantığı yok, aslında varsa bile mantığı olup olmadığı şüpheli. kuralların içinde labaratuvar ve kimyager çalıştırma zorunluluğu var. anlaşılan bu konu üzerinde çalışmakta olan bürakratların neyin ne olduğunu anlamaları için bir süre daha bekleyeceğiz. halbuki benzinin ve dizelin bize göre sudan ucuza satıldığı amerikada millet kendisi biodizelini üretebiliyor veya serbestçe alabiliyor.
piyasada satılan biodizeller hakkında ise olumsuz olanların sayısı olumlu olanları bastırmış durumda. en azından benim kulağıma gelen bozuk pompa hikayesindeki sayı böyle. yaşanan herşey kullanma ve üretme diye bağırıyor insana. neyse okuduklarımdan ve gördüklerimden vardığım sonuç şu. satanlar maalesef çoğunlukla kendileride konu hakkında fazla bilgisi yok. yapanların ise gözünü az zahmet ve parayla çok kazanayım hırsı bürümüş. özellikle kaçak üretip satanlardan uzak durmak lazım çünkü gerekli standartta üretmeyi bilmiyor veya para hırsından önemsemiyor.
bütün bu olanların ışığı altında kendi üretme lisansı olan bir biodizel üretcisinden, labaratuvarını görüp mühendisiyle konuştuktan sonra içim rahat olarak 1 depo biodizel aldım. litresi 1.8 ytl ki yuro dizelden 63 kuruş daha ucuz şu an için. buda depoda cebimde yaklaşık 40 ytlnin kalmasını sağlıyor. mühendis bey bana ilk depodan sonra mutlaka mazot filtremi değiştirmemi tavsiye etti. her nekadar konu hakkında malumatım olsada satıcının dürüstlüğü konusunda bana daha fazla güven verdi. şu anda ilk 200 km mi yaptım. aracın performansında dikkati çekmeyecek kadar bir performans düşüklüğü gördüm. yalnız bu filtrenin şuanki durumundan mı yoksa biodizelin özelliğindenmi pek emin değilim.
velevki biodizelden dolayı olsun, olan kayıpla cepte kalan para kıyaslandığında kayıp faktörü tamamen önemsizleşiyor :D . egzosdan ise o iğrenç karbonmonoksit kokusu gitti. onu yerine hafif bir kızartma yağı kokusu var ki hem cebime hemde çevreye zarar vermediğimin bilinci o kokuyu tamamen kolonya kokusuna dönüştürüyor benim için.
şimdilik yaşadıklarım bunlar. ilerde yaşayacaklarıma göre konuyu güncelleyeceğim.
bu arada aracım 2001 model seat cordoba tdi.
saygılar
forumlarda genellikle biodizelin nasıl yapılacağı ile ilgili yazılar var, fakat biodizel tecrübesiyle ilgili ise dikkati çekecek kadar az yorum var.
sizlere kendi biodizel tecrübemi buradan yazmak istiyorum. ilk önce biodizel hakkında yaklaşık 7 yıldır bir şeyler duyuyorum ve son yıllardaki fahiş orandaki vergiler beni biodizel kullanmaya itti. forumlarda bolca okuduğum biodizelin evde yapımı ile ilgili yazılar beni daha da cesaretlendirdi. ne de olsa mutfakta dahi yapabiliyorsunuz diye yazılıyor.
ilk önce şunu açığa çıkaralım: ilkel yöntemlerle yapılan biodizeli yeni nesil bir arabaya koymaya çalışmak motorin pompası veya motoru çöpe atmaya eşdeğer. yeterince temizlenmemiş veya içinde azda olsa gliserin kalmış olan yakıt kullandığınızda aracınıza ciddi zararlar verebilirsiniz. bu şu demek değil: aman ne olduğu belli değil uzak durayım. aksine ne olmadığını bilelimki doğru olanı yapabilelim. elin adamından daha zengin değilizki onlar bu ucuz çözümü bulmuşken ve kullanırken biz daha pahalısını kullanalım.
atık yağdan biodizel yapma konusu insanın daha çok kendisine çekerken en önemli konu genelde es geçiliyor. oda hazır satılan katalizatörlerin içine konulan kostik standart yağ asidine göre ayarlanıyor. kullanılmış olanınkinde ise yağ asidi değişken olduğu için kostik miktarıda değişken. hal böyle olunca kendi katalizatörünüzü yapmanız için metanol ve kostiği uygun oranlarda karıştırmanız lazım. kostik son derece ucuz 25 kg lik torbayı 20 ytlye bulabilirsiniz (en azından ben o fiyatı aldım) ama methanol denince iş değişiyor. zehirli bir madde olduğu için devlet satışına bazı sınırlamalar koymuş. bazı uyanıklar bu alkolden içki yapmaya kalkabiliyor ve sonucu ölüm olmasa dahi kesin körlük.
methanol alabilmeniz için tüketim belgenizin olması lazımmış ve onuda almak benim gibi sıradan kullanıcının harcı ve uğraşacağı şey değil. belgeniz olmadan methanol almak istediğinizde insanların gözündeki içki kaçakçısı olabileceğiniz kuşkusunu yakalayabiliyorsunuz.
bütün bunların ötesinde, hükümet hangi akla hizmet ettiği belli olmayan, satış amacı dışında üretime dahi epdk dan izin zorunluluğu getirmiş.
gerçi bu konu üzerinde üretim miktarınıza göre serbest olabileceğine dair çeşitli spekülasyonlar var. kendi tüketiminiz için bio üretmek için epdk dan izin almanın ise eğer çok büyük bir tır filonuz yoksa mantığı yok, aslında varsa bile mantığı olup olmadığı şüpheli. kuralların içinde labaratuvar ve kimyager çalıştırma zorunluluğu var. anlaşılan bu konu üzerinde çalışmakta olan bürakratların neyin ne olduğunu anlamaları için bir süre daha bekleyeceğiz. halbuki benzinin ve dizelin bize göre sudan ucuza satıldığı amerikada millet kendisi biodizelini üretebiliyor veya serbestçe alabiliyor.
piyasada satılan biodizeller hakkında ise olumsuz olanların sayısı olumlu olanları bastırmış durumda. en azından benim kulağıma gelen bozuk pompa hikayesindeki sayı böyle. yaşanan herşey kullanma ve üretme diye bağırıyor insana. neyse okuduklarımdan ve gördüklerimden vardığım sonuç şu. satanlar maalesef çoğunlukla kendileride konu hakkında fazla bilgisi yok. yapanların ise gözünü az zahmet ve parayla çok kazanayım hırsı bürümüş. özellikle kaçak üretip satanlardan uzak durmak lazım çünkü gerekli standartta üretmeyi bilmiyor veya para hırsından önemsemiyor.
bütün bu olanların ışığı altında kendi üretme lisansı olan bir biodizel üretcisinden, labaratuvarını görüp mühendisiyle konuştuktan sonra içim rahat olarak 1 depo biodizel aldım. litresi 1.8 ytl ki yuro dizelden 63 kuruş daha ucuz şu an için. buda depoda cebimde yaklaşık 40 ytlnin kalmasını sağlıyor. mühendis bey bana ilk depodan sonra mutlaka mazot filtremi değiştirmemi tavsiye etti. her nekadar konu hakkında malumatım olsada satıcının dürüstlüğü konusunda bana daha fazla güven verdi. şu anda ilk 200 km mi yaptım. aracın performansında dikkati çekmeyecek kadar bir performans düşüklüğü gördüm. yalnız bu filtrenin şuanki durumundan mı yoksa biodizelin özelliğindenmi pek emin değilim.
velevki biodizelden dolayı olsun, olan kayıpla cepte kalan para kıyaslandığında kayıp faktörü tamamen önemsizleşiyor :D . egzosdan ise o iğrenç karbonmonoksit kokusu gitti. onu yerine hafif bir kızartma yağı kokusu var ki hem cebime hemde çevreye zarar vermediğimin bilinci o kokuyu tamamen kolonya kokusuna dönüştürüyor benim için.
şimdilik yaşadıklarım bunlar. ilerde yaşayacaklarıma göre konuyu güncelleyeceğim.
bu arada aracım 2001 model seat cordoba tdi.
saygılar
Yorum