Tweet
Atv'ye eleştiri
atv'ye milli eleştiri
A Milli Futbol Takımı'nın Moldova ile oynadığı karşılaşmanın atv'deki yayını izleyenleri mutlu etmedi. Akşam yazarı Burhan Ayeri, hem atv'nin yayınını hem de milli takımı eleştirdi.
atv’deki her anlamda berbat yayını izlemek zorunda kaldık. Hava şartları altyapısız İstanbul’da ölümlere, sel baskınlarına sebep olmakla kalmadı. Teknolojiyi ve uyduyu etkileyince az daha ‘Ekrandan radyo yayını’ ile kalacaktık. Eski TRT’ci, en son TV-8’de görev yapan Akın Göksu’nun anlatımı, Ömer Üründül’ün buram buram ‘Eyyam kokan yorumlarıyla’ karalar bağladık. Tabii, yasa girme işinde en büyük katkının “Ders almayan, ders veren” Teknik Direktör’ün olduğunu inkâr etmeyelim. Özellikle ilk yarı sağ tarafı hiç çalışmayan takım vardı. Kaleye doğru dürüst tek şut atabildik. Terim’in sahaya sürdüğü onbire söyleyecek kelime bulamıyoruz. “Her maça ayrı kadro saplantısı” devam etmekte. Önce kaleci Hakan’dan başlarsak, bu çocuğun yan toplardan gelenleri içeri alma hastalığı devam ediyor. Vazgeçtik Fransa’da, Beşiktaş-İnönü’deki hatalarını ama bu defaki hiç affedilir cinsten değildi. Ersun Yanal’a inat -O nasılsa çalıştırmıyor diye- ilk onbirde sahaya sürülen Selçuk için sadece ‘Göle maya çalındı’ demek mümkün.
Tuncay Şanlı, İngiltere’de oynuyor mu da, Milli Takım’da baştacı olmayı sürdürüyor. Basın Tribünü’ne ‘Kol boyu göstermekle ünlü’ Emre Belözoğlu’nu ne zaman 60 dakikadan sonra eli belinde görmeyeceğiz. Daha hangi birini yazalım. 7 Yaşında bir futbol tutkunu çocuğun yapmayacağı kadroyu sahaya sür. Ondan sonra da ‘Beklenmedik bir gol yedik’ mazeretine sığın. Peki Norveç’in Yunanistan’ın bizden yedikleri, Moldova’nın golünden farklı mıydılar?
Rıdvan Dilmen’in NTV’de söylediği gibi “Finallere gitmemek için uğraş veriyoruz”. İlginç olan Moldova maçımız da onların Osmanlı’dan kurtuluşlarının yıldönümüne denk geldi. Demek ki kura çekimi öncesi UEFA’ya ya da FİFA’ya dilekçe vermeliyiz. “Eski sömürgeleri bize rakip etmeyin. Torbaları ayırın” talebinde bulunmalıyız.
Yorumlarımıza devam edelim de birileri çıkıp varsın ‘Bizim Norveçliler’ bipi atsın. Bu kafayla 2008’deki finallerde biraz zor yer alırız. Haa, orada rezervasyonu şimdiden yaptıran kuruluşlarımız yok mu, elbette var. DIGITURK ekibi olacak. Terim de mutlaka bulunacaktır. Ancak sahanın içinde mi, yoksa tribünde mi işte orası şüpheli. Noktayı ‘Ders ver hoca, keder değil’ ile koyacağız...
Burhan Ayeri / Akşam
A Milli Futbol Takımı'nın Moldova ile oynadığı karşılaşmanın atv'deki yayını izleyenleri mutlu etmedi. Akşam yazarı Burhan Ayeri, hem atv'nin yayınını hem de milli takımı eleştirdi.
atv’deki her anlamda berbat yayını izlemek zorunda kaldık. Hava şartları altyapısız İstanbul’da ölümlere, sel baskınlarına sebep olmakla kalmadı. Teknolojiyi ve uyduyu etkileyince az daha ‘Ekrandan radyo yayını’ ile kalacaktık. Eski TRT’ci, en son TV-8’de görev yapan Akın Göksu’nun anlatımı, Ömer Üründül’ün buram buram ‘Eyyam kokan yorumlarıyla’ karalar bağladık. Tabii, yasa girme işinde en büyük katkının “Ders almayan, ders veren” Teknik Direktör’ün olduğunu inkâr etmeyelim. Özellikle ilk yarı sağ tarafı hiç çalışmayan takım vardı. Kaleye doğru dürüst tek şut atabildik. Terim’in sahaya sürdüğü onbire söyleyecek kelime bulamıyoruz. “Her maça ayrı kadro saplantısı” devam etmekte. Önce kaleci Hakan’dan başlarsak, bu çocuğun yan toplardan gelenleri içeri alma hastalığı devam ediyor. Vazgeçtik Fransa’da, Beşiktaş-İnönü’deki hatalarını ama bu defaki hiç affedilir cinsten değildi. Ersun Yanal’a inat -O nasılsa çalıştırmıyor diye- ilk onbirde sahaya sürülen Selçuk için sadece ‘Göle maya çalındı’ demek mümkün.Tuncay Şanlı, İngiltere’de oynuyor mu da, Milli Takım’da baştacı olmayı sürdürüyor. Basın Tribünü’ne ‘Kol boyu göstermekle ünlü’ Emre Belözoğlu’nu ne zaman 60 dakikadan sonra eli belinde görmeyeceğiz. Daha hangi birini yazalım. 7 Yaşında bir futbol tutkunu çocuğun yapmayacağı kadroyu sahaya sür. Ondan sonra da ‘Beklenmedik bir gol yedik’ mazeretine sığın. Peki Norveç’in Yunanistan’ın bizden yedikleri, Moldova’nın golünden farklı mıydılar?
Rıdvan Dilmen’in NTV’de söylediği gibi “Finallere gitmemek için uğraş veriyoruz”. İlginç olan Moldova maçımız da onların Osmanlı’dan kurtuluşlarının yıldönümüne denk geldi. Demek ki kura çekimi öncesi UEFA’ya ya da FİFA’ya dilekçe vermeliyiz. “Eski sömürgeleri bize rakip etmeyin. Torbaları ayırın” talebinde bulunmalıyız.
Yorumlarımıza devam edelim de birileri çıkıp varsın ‘Bizim Norveçliler’ bipi atsın. Bu kafayla 2008’deki finallerde biraz zor yer alırız. Haa, orada rezervasyonu şimdiden yaptıran kuruluşlarımız yok mu, elbette var. DIGITURK ekibi olacak. Terim de mutlaka bulunacaktır. Ancak sahanın içinde mi, yoksa tribünde mi işte orası şüpheli. Noktayı ‘Ders ver hoca, keder değil’ ile koyacağız...
Burhan Ayeri / Akşam