Şili’de bulunan VLT teleskobu şimdiye kadar gözlemlenmiş en uzak, dolayısıyla da en yaşlı galaksiyi tespit etti. Galaksi 13.2 milyar ışık yılı uzakta. Teleskop, söz konusu galaksiyi 470 milyon yıl yaşındaki haliyle görüntüledi. Gözlemi yapan İsviçreli ve Fransız bilimadamları, galaksinin evrenin oluşmasından sonraki ilk yıldızları barındırdığını belirttiler. ABD’li bilimadamları bundan iki hafta önce yaptıkları gözlemde, Big Bang’den 750 milyon yıl sonrasına ait bir galaksiyi görüntülemişlerdi; bu rekor artık kırılmış oldu.
IŞIK BURKULMASIEvrenin bu derece derinliklerindeki yıldızların gözlemlenmesi için bilimadamları ‘ışık sapması’ndan yararlanıyorlar. Buna göre, evrenin en uzak köşelerindeki yıldızların ışıkları evrene yayıldıktan sonra, diğer galaksilerin çekim gücü nedeniyle yön değiştiriyorlar. İlk olarak, Einstein tarafından ortaya atılan bu teoriye göre, Dünya ile gözlemenen gökcismi arasında bir ‘ara-gökcismi’ yeralıyor.
Esas cismin ışıkları, ara-cismin çekim gücü ile yön değiştirerek Dünya’ya doğru yöneliyor. Bu sayede, evrenin derinliklerindeki bir galaksinin ışığı, yoldaki ara galaksilerin içinden geçerek Dünya’ya ulaşıyor.
Yapılan son gözlemde de araştırmacılar, Roser Pelló ve Daniel Schaerer, yoldaki galaksileri Abell 1835 IR1916 galaksisine ulaşmak için kullandılar. Söz konusu ara-cisimlerin, Abell 1835 IR1916’nın ışıklarını 25 ila 100 kat büyüttüğü belirtildi.
EVRENİN KARANLIK ÇAĞLARIVLT tarafından gözlemlenen Abell 1835 IR1916 galaksisi, evrenin en erken galaksilerinden biri. Virgo takımyıldızında yeralan yeni galaksi, uzay ölçütlerine göre oldukça küçük kalıyor. Abell 1835 IR1916’nın, Samanyolu’nun 10’da biri büyüklüğünde ve 10 binde biri ağırlığında olduğu tespit edildi. Bilimadamları, ‘evrenin karanlık çağları’ olarak tanımlanan, hidrojen ve helyum atomlarının oluştuğu, ancak henüz yıldız oluşturmak üzere bileşmedikleri en eski kozmik zaman dilimlerine ulaşmayı hedefliyorlar. Big Bang’den sonra soğumaya geçen evrende hidrojen ile helyumun birleşmesinin, en az 300 milyon yıl sonra gerçekleştiği düşünülüyor.
Evrenin en uzak köşelerinde yer alan galaksilere yüksek ışık ve yüksek yıldız yoğunluğundan dolayı ‘kuazar’ deniyor. Ancak, Abell 1835 IR1916 büyük olasılıkla bir kuazar olarak değer kazanmayacak, çünkü bu galakside yıldız oluşumu halen devam ediyor.
"KOZMİK RÖNESANS"Araştırmayı yürüten bilimadamları, ‘Kozmik Rönesans’ denen atomların birleşerek ilk yıldızları oluşturmaya başladıkları döneme “oldukça yaklaştıklarını” belirttiler. Cenevre Üniversitesi öğretim üyesi Schaerer görüntülerin, “evrenin ilk evrelerine işaret etiğini ve yakın zamanda evrenin ilk yıldızının da bulunacağını” ifade etti. Bu dönemde evren çok daha küçük olduğundan yıldızlar daha sıkışık bir şekilde evrene dağılmışlardı. Bu sıkışıklık, galaksilerin birbirlerinin içine girmesine ve daha büyük kümeler oluşturmalarına neden olmuştu.
Şili’nin Atamaca Çölü’nde 2635 metre yüksekliğinde Cerro zirvesindeki VLT (Very Large Telescope), merkezi Münih’te bulunan Avrupa Güney Gözlemevi tarafından işletiliyor.
IŞIK BURKULMASIEvrenin bu derece derinliklerindeki yıldızların gözlemlenmesi için bilimadamları ‘ışık sapması’ndan yararlanıyorlar. Buna göre, evrenin en uzak köşelerindeki yıldızların ışıkları evrene yayıldıktan sonra, diğer galaksilerin çekim gücü nedeniyle yön değiştiriyorlar. İlk olarak, Einstein tarafından ortaya atılan bu teoriye göre, Dünya ile gözlemenen gökcismi arasında bir ‘ara-gökcismi’ yeralıyor.
Esas cismin ışıkları, ara-cismin çekim gücü ile yön değiştirerek Dünya’ya doğru yöneliyor. Bu sayede, evrenin derinliklerindeki bir galaksinin ışığı, yoldaki ara galaksilerin içinden geçerek Dünya’ya ulaşıyor.
Yapılan son gözlemde de araştırmacılar, Roser Pelló ve Daniel Schaerer, yoldaki galaksileri Abell 1835 IR1916 galaksisine ulaşmak için kullandılar. Söz konusu ara-cisimlerin, Abell 1835 IR1916’nın ışıklarını 25 ila 100 kat büyüttüğü belirtildi.
EVRENİN KARANLIK ÇAĞLARIVLT tarafından gözlemlenen Abell 1835 IR1916 galaksisi, evrenin en erken galaksilerinden biri. Virgo takımyıldızında yeralan yeni galaksi, uzay ölçütlerine göre oldukça küçük kalıyor. Abell 1835 IR1916’nın, Samanyolu’nun 10’da biri büyüklüğünde ve 10 binde biri ağırlığında olduğu tespit edildi. Bilimadamları, ‘evrenin karanlık çağları’ olarak tanımlanan, hidrojen ve helyum atomlarının oluştuğu, ancak henüz yıldız oluşturmak üzere bileşmedikleri en eski kozmik zaman dilimlerine ulaşmayı hedefliyorlar. Big Bang’den sonra soğumaya geçen evrende hidrojen ile helyumun birleşmesinin, en az 300 milyon yıl sonra gerçekleştiği düşünülüyor.
Evrenin en uzak köşelerinde yer alan galaksilere yüksek ışık ve yüksek yıldız yoğunluğundan dolayı ‘kuazar’ deniyor. Ancak, Abell 1835 IR1916 büyük olasılıkla bir kuazar olarak değer kazanmayacak, çünkü bu galakside yıldız oluşumu halen devam ediyor.
"KOZMİK RÖNESANS"Araştırmayı yürüten bilimadamları, ‘Kozmik Rönesans’ denen atomların birleşerek ilk yıldızları oluşturmaya başladıkları döneme “oldukça yaklaştıklarını” belirttiler. Cenevre Üniversitesi öğretim üyesi Schaerer görüntülerin, “evrenin ilk evrelerine işaret etiğini ve yakın zamanda evrenin ilk yıldızının da bulunacağını” ifade etti. Bu dönemde evren çok daha küçük olduğundan yıldızlar daha sıkışık bir şekilde evrene dağılmışlardı. Bu sıkışıklık, galaksilerin birbirlerinin içine girmesine ve daha büyük kümeler oluşturmalarına neden olmuştu.
Şili’nin Atamaca Çölü’nde 2635 metre yüksekliğinde Cerro zirvesindeki VLT (Very Large Telescope), merkezi Münih’te bulunan Avrupa Güney Gözlemevi tarafından işletiliyor.