Sevgili arkadaşlar
Yeryüzünü kasıp kavuran tüketim çılgınlığına dur demek için geç olmadan bilinçlenmek gerekiyor. 2002 yılında da uyarıldığımız gibi Dünya Doğal Hayat Fonu, dünyada tüketimin aynı hızla sürmesi halinde 2050 yılında yaşamak için iki gezegene daha ihtiyaç duyulacağı uyarısında bulunmuştu. Denizlerdeki balıklar, atmosferdeki karbondioksiti yok eden ormanlar ve temiz su kaynakları hızla tüketiliyor. Raporun bulgularına göre, 350 memeli, kuş, balık ve sürüngen türü de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar doğal kaynakların bu kadar hızlı tüketilmesinin en önemli sebebinin Batılı ülkelerdeki yüksek tüketim oranları olduğunu belirtiyor.
Rapora göre ortalama bir ABD vatandaşı bir İngiliz’in iki katı, bir Afrikalı’nın ise 24 katı doğal kaynak tüketiyor. Özellikle son yıllarda Çin ve Hindistan'da da artan bu durum. Tüketim çılgınlığı sürecini malesef daha da artırmış bulunmaktadır.
Ülkemizde de batılı ülkelerin çoğu kadar olmasa da yüksek oranda bir tüketim çılgınlığı görülmektedir. Bu konuyu açmamın nedeni kişilerin bilinçlenebilmesi konusunda sizlerin önerilerinize başvurmaktır. Bu önerilerin tartışılması ve pratik çözüm yollarını ozmena forum genelinde aramak ve en azından evrensel bilinçlenmeye minik de olsa bir katkıda bulunmaktır. Sizlerden istemediğim şey ise, düşünmeden, insanlar şöyle, insanlar böyle demek yerine, gerçekten işe yarar fikirler sunmanızdır... Örneğin ilk önce kendi kendimize soracağımız sorularla olayın ne olduğunu kavrayabiliriz.
Günümüzdeki israf olgusu neyi ifade etmektedir?
İnsanları önüne geçilemez tüketim çılgınlığına iten, zihinsel ve bedensel nedenler neler olabilir?
İnsan, neden ihtiyacı olmadığı halde, sürekli tüketmek ihtiyacı duyar?
"Ben tüketeyim de benden sonrakiler ne ederse etsin" anlayışı bizi hangi dereceye koyar?
İnsanları kurallar ve yasalarla kontrol etmek bir çözüm müdür?
İnsan benliğinin polisi vicdan, neden bencilliği engellemede yetersiz kalıyor?
Kimi insanlarda gelir seviyesi yüksek olmasına rağmen, tüketim seviyesi daha azdır? Bunu nasıl elde ederler?
Tüketmek insanı mutlu eder mi, yoksa hissedilen; benliği geçici olarak tatmin eden, geçici bir kandırma mıdır?
Vicdan sesini daha ağır basar hale getirmek için çözüm var mı? Varsa nedir?
İç barış nedir? İç barış tüketim çılgınlığını durduracak çözüm olabilir mi?
Ben 10 tane soru sordum. Sizlerden de sorular ve çözüm önerileri bekliyoruz arkadaşlar.
Unutmayın atılan küçücük adımlar, bir gün kat edilmiş maratonlara döner.
Kadim
Not: Lütfen yazmış olmak için yazmayın. Gösteriş olsun, bak biz de tüketime karşı duyarlıyız demek için de yazmayın. En azından yazılanları okuyup uygulamak için kendinize fırsatlar yaratın...Unutmayın insanı her an gözeten bir özü var, kandıran kendini kandırmıştır... Ben de varım diyebilmek için düşünün ve şimdiye kadar öne sürülmemiş fikirlerle insanoğluna çözüm üretin.
Yeryüzünü kasıp kavuran tüketim çılgınlığına dur demek için geç olmadan bilinçlenmek gerekiyor. 2002 yılında da uyarıldığımız gibi Dünya Doğal Hayat Fonu, dünyada tüketimin aynı hızla sürmesi halinde 2050 yılında yaşamak için iki gezegene daha ihtiyaç duyulacağı uyarısında bulunmuştu. Denizlerdeki balıklar, atmosferdeki karbondioksiti yok eden ormanlar ve temiz su kaynakları hızla tüketiliyor. Raporun bulgularına göre, 350 memeli, kuş, balık ve sürüngen türü de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar doğal kaynakların bu kadar hızlı tüketilmesinin en önemli sebebinin Batılı ülkelerdeki yüksek tüketim oranları olduğunu belirtiyor.
Rapora göre ortalama bir ABD vatandaşı bir İngiliz’in iki katı, bir Afrikalı’nın ise 24 katı doğal kaynak tüketiyor. Özellikle son yıllarda Çin ve Hindistan'da da artan bu durum. Tüketim çılgınlığı sürecini malesef daha da artırmış bulunmaktadır.
Ülkemizde de batılı ülkelerin çoğu kadar olmasa da yüksek oranda bir tüketim çılgınlığı görülmektedir. Bu konuyu açmamın nedeni kişilerin bilinçlenebilmesi konusunda sizlerin önerilerinize başvurmaktır. Bu önerilerin tartışılması ve pratik çözüm yollarını ozmena forum genelinde aramak ve en azından evrensel bilinçlenmeye minik de olsa bir katkıda bulunmaktır. Sizlerden istemediğim şey ise, düşünmeden, insanlar şöyle, insanlar böyle demek yerine, gerçekten işe yarar fikirler sunmanızdır... Örneğin ilk önce kendi kendimize soracağımız sorularla olayın ne olduğunu kavrayabiliriz.
Günümüzdeki israf olgusu neyi ifade etmektedir?
İnsanları önüne geçilemez tüketim çılgınlığına iten, zihinsel ve bedensel nedenler neler olabilir?
İnsan, neden ihtiyacı olmadığı halde, sürekli tüketmek ihtiyacı duyar?
"Ben tüketeyim de benden sonrakiler ne ederse etsin" anlayışı bizi hangi dereceye koyar?
İnsanları kurallar ve yasalarla kontrol etmek bir çözüm müdür?
İnsan benliğinin polisi vicdan, neden bencilliği engellemede yetersiz kalıyor?
Kimi insanlarda gelir seviyesi yüksek olmasına rağmen, tüketim seviyesi daha azdır? Bunu nasıl elde ederler?
Tüketmek insanı mutlu eder mi, yoksa hissedilen; benliği geçici olarak tatmin eden, geçici bir kandırma mıdır?
Vicdan sesini daha ağır basar hale getirmek için çözüm var mı? Varsa nedir?
İç barış nedir? İç barış tüketim çılgınlığını durduracak çözüm olabilir mi?
Ben 10 tane soru sordum. Sizlerden de sorular ve çözüm önerileri bekliyoruz arkadaşlar.
Unutmayın atılan küçücük adımlar, bir gün kat edilmiş maratonlara döner.
Kadim
Not: Lütfen yazmış olmak için yazmayın. Gösteriş olsun, bak biz de tüketime karşı duyarlıyız demek için de yazmayın. En azından yazılanları okuyup uygulamak için kendinize fırsatlar yaratın...Unutmayın insanı her an gözeten bir özü var, kandıran kendini kandırmıştır... Ben de varım diyebilmek için düşünün ve şimdiye kadar öne sürülmemiş fikirlerle insanoğluna çözüm üretin.
Yorum