Başbakan bu yanlışı nasıl yaptı?

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • zigana
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3796

    Başbakan bu yanlışı nasıl yaptı?

    Başbakan bu yanlışı nasıl yaptı?
    * Osman Özsoy


    yazaramesaj@gmail.com

    2007 yılının son yazısını tam da bitirdikten sonra, anlatmaya çalıştığım konuya çok güzel örnek teşkil eden bir haberle karşılaştım.
    Habere göre; Doğalgaza yılbaşından sonra zam geleceğine yönelik haberler üzerine Ankaralılar oldukça soğuk havaya rağmen gaz satış istasyonları önünde yüzlerce metreyi bulan kuyruklar oluşturmuş. Vatandaşlar asıl hayal kırıklığını ise, Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin kartlara 50 YTL'den daha fazla gaz yüklememesi üzerine yaşamış.
    Vatandaş elinde parası gaz almak istiyor, fakat alamıyor. Görüyor musunuz paniği…
    Yani bildiğiniz şu gaz nerede ise vatandaş açısından son günlerde bir yatırım malı haline gelmiş vaziyette.
    Eğer vatandaşın evlerinde elektriği de stoklama imkânı olsaydı, aylardır göstere göstere gelen yüzde 15’lik zam kararı yürürlüğe girmeden herhalde zengin-fakir dinlemeden milyonlarca insan bunu gerçekleştirmek isterdi. Kaldı ki teknik açıdan böyle bir şey mümkün olsaydı bunu yapmamak safdillik olurdu. Kim göz göre göre yüzde 15 çarpılmak ister ki?
    Yaptırdığı araştırmalarla halkın gün be gün nabzını tutan Başbakan Sayın Erdoğan bu yanlışı nasıl yaptı inanılır gibi değil.
    Böyle yapılamaz mıydı?
    Hükümet elektriğe zam krizini iyi yönetemedi. Şöyle bir araştırdım, elektriğe zam konusu nerede ise 2 yıldır gündemde. Hükümet konuyu 2 yıl boyunca gündemde tutacağına 6 ayda bir yüzde 2 zam yapsaydı, hem vatandaşta oluşan paniği, hem de ekonomiye olan güvenin sarsılmasını önlerdi.
    Mesela bırakın son 1.5 yılda benzine yapılan zamları, 30 Haziran 2005 tarihi itibariyle AKP iktidarı döneminde benzine 57, motorine 53 defa zam yapılmış. Yani bundan 1.5 yıl öncesinde motorin fiyatları yüzde 61, benzin fiyatları yüzde 58 artmış.
    Ne oldu? Vatandaş bu zamlar tedricen yapıldığı için AKP iktidarı döneminde bugün itibariyle akaryakıta yapılan 2 kata yakın zammı hissetmedi bile.
    Hükümet elektrik zammını da bu şekilde yapabilir, önceki hükümetler gibi “zamcı” algılanmaktan kurtulabilirdi. Fakat vatandaşa topluca fatura edilen son yüzde 15’lik elektrik ve doğalgaz zammı hükümetin yakasına olumsuz bir imaj olarak yapışmıştır. Telafisi gerçekten güç olacaktır.
    Tüm piyasaları tetikleyecek gelişme…
    Hiç kimse ortaya çıkıp da, tıpkı Enerji Bakanının önceki gün Ankara Sheraton Oteli'nde yaptığı, “61 aydır elektriğe zam yapmıyorduk” anlayışıyla bu zammın yapılış şeklini savunmasın. Dikkatinizi çekerim. Zamdan değil, zammın yapılış şeklinden bahsediyorum.
    Hükümet bu zam sürecini iyi yönetememekle büyük bir yanlış yapmış, piyasalardaki psikolojik algıları alt üst etmiştir. Bugün halk 2008’e, kış ortasında elektrik ve doğalgaza gelen yüksek zammın oluşturduğu memnuniyetsizlikle giriyor.
    Rahmetli Özal, “vatandaşa yapılmış hizmetler, yenilmiş çikolata gibidir. Vatandaş yediğine bakmaz, ne ikram edileceğine bakar” derdi.
    Hükümet halkın kendisine olan güvenini, “vatandaş nasıl olsa gerçekleri görüyor, bunu da tolere eder” anlayışına dayandırmıştır. Fakat bu uygulama yanlış zamanda yapılmıştır.
    Elektriğe yüzde 15 zam geleceğinin kesinleşmesinden sonra televizyon kanallarının sokakta vatandaşlarla yaptığı röportajları dikkatle dinledim. Bir vatandaşın kendisine uzatılan mikrofona söylediği şu sözleri hükümet oldukça ciddiye almalıdır; “Emekliye yüzde 2, elektriğe yüzde 15 zam. Bu nasıl adalet?”
    Bu karşılaştırmanın doğru olmadığını ben de biliyorum. Önemli olan bunu vatandaşa anlatmak... Kaldı ki bu sözler son günlerde sadece emeklilerin değil, kamuda ve özelde çalışan milyonlarca kişinin hissiyatını yansıtmaktadır.
    Bırakın kamuyu, özel şirket sahibi bir yöneticinin durumunu düşünün. Günlerce gündem oluşturan yüzde 15’lik elektrik zammından sonra çalışanlarının karşısına yüzde 5–6’lık zamla çıkmakta zorlanmayacak mıdır? Hem de tam da maaş artış beklentilerinin arttığı şu yılbaşı günlerinde.
    Güvensizliğin ilk alametleri…
    Bilindiği gibi 2007 de ne enflasyon hedefi tutturulabildi, ne de öngörülen büyüme gerçekleştirilebildi. Yani ekonomide az da olsa bir sıkıntı ve güven bunalımı mevcut. Nitekim şimdiye kadar hükümete sınırsız destek veren iş dünyasında sesler de yavaş yavaş yükselmeye başladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önceki gün, yüzde 7,5’in altındaki büyümenin başarısızlık kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
    Psikolojik açıdan ekonomiye güvenin sarsılmaya başladığının örneklerinden biri de şu; Özellikle hafta sonlarında gazetelerin içinden insört adı verilen prestijli firmaların reklâm broşürleri çıkıyor. Bu hafta sonu gelenlerin en dikkati çekici özelliği, kredi kartıyla yapılan vadeli alışverişlerde yüzde 10’a yakın fark koymuş olmalarıydı. Yakın zamana kadar büyük alışveriş merkezlerinde bu tür uygulamaya pek rastlanmazdı. Bu demek oluyor ki, enflasyon beklentisinin iki haneli rakamlara çıkması beraberinde piyasalarda ekonomiye olan güvensizliği de tetiklemiş vaziyette. Kuşkusuz bunda iki haneli elektrik zammının psikolojik bir etkisi de olmuş olmalı.
    Hükümet bu konunun hem bu kadar uzun süreli gündem oluşturmasına fırsat vermemeliydi, hem de tam da herkesin maaş artış beklentisinde olduğu yılbaşı arifesinde bunu yapmamalıydı. Üstelik tıpkı akaryakıt zammında olduğu gibi küçük dilimler halinde yavaş yavaş uygulamaya geçirmeliydi.
    Neticede iletişim ve seçmen davranışları alanında çalışan akademisyeniz. Konuya kitle psikolojisi açısından izah getirmeye ve halkın hissiyatını yansıtmaya çalıştık. Haliyle önümüzdeki süreçte tabloyu daha net görme imkânı bulacağız.

    Not: Butto’nun öldürülmesi 2007 yılı için kötü bir final oldu. Dilerim önümüzdeki süreçte sadece Pakistanlı kardeşlerimizi değil, insanlığı ilgilendiren daha kötü gelişmelerle karşılaşmayız. Bu vesile ile başta siz değerli Haber7.com müdavimleri olmak üzere, tüm insanlığın yeni yılını kutlarım. Sağlık ve esenlik içinde nice mutlu yıllar dilerim.
    Sizleri seviyoruz
İşlem Yapılıyor