Ağrı Dağı Üniversitesinin adı, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak değiştirilecek.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, Ağrı Dağı Üniversitesinin adının değiştirilmesini öngören Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısını görüştü.
Tasarıyı komisyona sunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, devlet üniversitelerinin fiziki altyapı ve insan kaynakları açısından desteklenmesi gerektiğini söyledi.
ilk ve ortaöğretim okullarındaki eğitim kampanyasını, üniversitelere de yaygınlaştırmak istediklerini belirten Çelik, Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren'in, Bitlis Üniversitesinin kampüsünü tek başına yapacağı taahhüdünde bulunması nedeniyle, oradaki üniversitenin adını Bitlis Eren Üniversitesi olarak kurduklarını bildirdi.
Ağrılı işadamı İbrahim Çeçen'in de ilinde bir üniversite kurulması halinde bunun maliyetini karşılayacağına ilişkin sözlü ve yazılı taahhütte bulunduğunu ifade eden Çelik, ''Ancak biz bunu da yeterli görmedik ve kendisiyle sözleşme imzaladık. Kendi isminin bu üniversiteye verilmesi şartıyla, bu üniversitenin kampüsünü tek başına inşa edeceğini ve üst limit olarak 100 milyon dolara kadar harcama yapacağını taahhüt etti'' dedi.
Hüseyin Çelik, bu sözleşmeden sonra, bu kanunun çıkmasının gereklilik haline geldiğini kaydetti.
''Yeni üniversite kurmak, yeni bir fidan dikmek anlamına gelir. Bu fidanı hep birlikte besleyip büyüteceğiz'' diyen Çelik, üniversiteleri kurarken, hem kamudan kaynak aktarmak hem de özel sektörden destek almak gerektiğini bildirdi.
-''HAYIRSEVERLİKTEN KARŞILIK BEKLENMEZ''-
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Ağrı Dağı adı kaldırılarak, yerine İbrahim Çeçen Üniversitesi adının verilmesini eleştirerek, hayırseverin yaptığı işten karşılık beklememesi gerektiğini söyledi.
''(Siz üniversite kurulmasına ilişkin adımı atın ben, parayı vereceğim) derseniz bu olmaz'' diyen Serter, Şahenk ailesinin Niğde Üniversitesine çok büyük yatırımlar ve katkılar yaptığını, buna rağmen isminin verilmesini hiç bir zaman talep etmediğini belirtti.
Devlet üniversitelerine şahıslarının isimlerinin verilmesinin, üniversite geleneğine aykırı olduğunu dile getiren Serter, devlet üniversitelerine ya o bölgeye özgü bir yerin, kültürünün adının ya da devlet büyüklerinin adının verilmesi gerektiğini bildirdi.
Nur Serter, ''Üniversitelere şahısların isimlerini verirseniz, oralardan mezun olacak öğrenciler o okuldan alacakları diplomalarla uluslararası alana gittiklerinde zor durumda kalacak'' dedi.
ABD ve Avrupa'da, vakıf üniversiteleri dışında şahıs isminde üniversite bulunmadığını belirten Serter, Türkiye'de, sadece Abant İzzet Baysal Üniversitesinin, şahıs isimli devlet üniversitesi olduğunu ve bunun da tek örnek olarak kalması gerektiğini savundu.
CHP'li Serter, üniversite kurulmasında, paranın tek değer olarak ortaya konulmasını kabul edemeyeceklerini belirtti.
-''YARIN BAŞKA BİRİ ÇIKAR 'BENİM DE İSMİMİ VERİN' DER''-
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de Serter'in görüşlerine katıldığını söyledi.
''Kendisine devlet üstün madalyası verebiliriz, Meclis'in en üst beratını verebiliriz, komisyon olarak kendisini ziyaret edip teşekkür edebiliriz ama üniversiteye adını vermeyelim'' diyen İnce, ''(Bas parayı değiştir tabelayı), tüccar siyaset anlayışının ürünüdür. Siz bu yolu açarsanız bunu önünü alamazsınız, yarın başka biri de çıkar 'benim de ismimi verin' der. Kemal Horzum'a zamanında Kızılay, üstün hizmet madalyası verdi. Ben, İbrahim Çeçen de öyle demiyorum ama bunun yolunu açmayın'' dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat da tasarıya ilişkin eleştirisini, ''Birisine verilmiş bir söz var. Burası o sözün onaylanma merci mi?'' şeklinde dile getirdi.
MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, hayırseverlerin, devlet üniversitelerine yaptıkları katkılardan mutluluk duyduklarını, ancak o üniversitelere şahısların isimlerinin verilmesini doğru bulmadıklarını kaydetti.
Bulut, ''Siz o insanı onore etmek istiyor olabilirsiniz ama yarın başka bir siyasi parti gelir ve o da istediği kişinin ismini üniversiteye verebilir, bunun yolunu açmayın. Bu, devlet geleneğine uygun düşmez. Bir üniversite devletindir, Ahmet'in, Mehmet'in değil'' diye konuştu.
-''ÖLDÜKTEN SONRA ADINI VERELİM''-
CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, tasarıya ilişkin eleştirilerini dile getirirken, ''O işadamı şimdi sağ. O kişi yapar diye söylemiyorum ama; insan büyük bir sapkınlık ya da yanlış bir durum içinde olabilir. Toplumun genel ahlakında kabul görmeyecek bir hal geldi başına diyelim. o zaman ne yapacaksınız? Üniversitenin ismini mi değiştireceksiniz? En azından kişi öldükten sonra verelim adını'' diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Necat Birinci, ABD'de de şahısların isimlerinin verildiği devlet üniversiteleri bulunduğunu söyledi.
Geçmişte de üniversiteler kurulduğu zaman insanların karşı çıktığını belirten Birinci, ''Erzurum'a üniversite kurulacağı zaman '2 bin rakımında beyin zor çalışır' diyen ünlü bir tarihçimiz bile vardı'' dedi.
Devlet üniversitelerine, şahısların isimlerinin verilmesiyle devlet geleneğinin sarsılmayacağını ifade eden Birinci, Abant İzzet Baysal üniversitesinden mezun olan bir öğrencinin, o isimden yüksündüğünü görmediğini kaydetti.
Ağrılı milletvekilleri de söz alarak, tasarıya destek verdiklerini belirterek, İbrahim Çeçen'e illerine yaptığı katkılarından dolayı teşekkür ettiler.
MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş ise Tarsus'a üniversite kurulmasını istedi.
-''İSMİMİN, KÖY OKULUNA VERİLMESİNE MÜSAADE ETMEDİM''-
Tekrar söz alan Bakan Çelik, bir kişinin isminin liseye ve ilköğretim okuluna verilmesiyle, üniversiteye verilmesinin aynı olduğunu söyledi.
CHP'li Altay'ın eleştirisiyle ilgili olarak Çelik, ''Ya günün birinde yanlış yaparsa diye düşünürsek, bu hukukun temel mantığına aykırı olur'' dedi.
Yandaş kavramını esas alarak okullara hiç bir zaman isim vermediklerini belirten Çelik, devlet okullarına, başbakan, bakan, milletvekili, vali ve kaymakamların isimlerinin verilmemesine yönelik genelge yayımladığını ifade ederek, kendi isminin, kesinlikle bir köy okuluna bile verilmesine müsaade etmediğini bildirdi.
Çelik'in, ''Sayın Süleyman Demirel'in ismi üniversiteye verildi. Şimdi o bir gün yanlış yapar mı diye düşünmeliyiz?'' demesi üzerine, CHP'li İnce, ''85 yaşına geldi, artık yapamaz'' dedi.
-''HEMEN BU İŞE HEVESLENSELER...''-
MHP'li Bulut'un, ''AK Parti nüfus planlamasını özellikle gevşetti, nüfus patladı ve okullara ihtiyaç oldu'' eleştirisi karşısında Hüseyin Çelik, ''Biz, 2003 yılında hükümeti kurduk. Eğer hükümet, o zaman bir genelge yayınlasa ve 'yapabildiğiniz kadar çocuk yapın', insanlar da bunu bir emir olarak telakki edip hemen bu işe heveslenseler, böyle bir şey olsa, bunun 9 aylık hamilelik süresini de hesaba katarsanız, bugün çocuklar 4 yaşında olurdu. Daha okul çağında olmazlar, dolayısıyla okullaşmada meydana gelen talebi bununla açıklamak doğru olmaz'' diye konuştu.
Hüseyin Çelik, işadamı Hüsnü Özyeğin'in 25 okul ve 25 yurt yapma sözü verdiğini söyledi.
Görüşmelerin ardından, Ağrı Dağı Üniversitesinin adının Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak değiştirilmesini öngören tasarı kabul edildi.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, Ağrı Dağı Üniversitesinin adının değiştirilmesini öngören Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısını görüştü.
Tasarıyı komisyona sunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, devlet üniversitelerinin fiziki altyapı ve insan kaynakları açısından desteklenmesi gerektiğini söyledi.
ilk ve ortaöğretim okullarındaki eğitim kampanyasını, üniversitelere de yaygınlaştırmak istediklerini belirten Çelik, Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren'in, Bitlis Üniversitesinin kampüsünü tek başına yapacağı taahhüdünde bulunması nedeniyle, oradaki üniversitenin adını Bitlis Eren Üniversitesi olarak kurduklarını bildirdi.
Ağrılı işadamı İbrahim Çeçen'in de ilinde bir üniversite kurulması halinde bunun maliyetini karşılayacağına ilişkin sözlü ve yazılı taahhütte bulunduğunu ifade eden Çelik, ''Ancak biz bunu da yeterli görmedik ve kendisiyle sözleşme imzaladık. Kendi isminin bu üniversiteye verilmesi şartıyla, bu üniversitenin kampüsünü tek başına inşa edeceğini ve üst limit olarak 100 milyon dolara kadar harcama yapacağını taahhüt etti'' dedi.
Hüseyin Çelik, bu sözleşmeden sonra, bu kanunun çıkmasının gereklilik haline geldiğini kaydetti.
''Yeni üniversite kurmak, yeni bir fidan dikmek anlamına gelir. Bu fidanı hep birlikte besleyip büyüteceğiz'' diyen Çelik, üniversiteleri kurarken, hem kamudan kaynak aktarmak hem de özel sektörden destek almak gerektiğini bildirdi.
-''HAYIRSEVERLİKTEN KARŞILIK BEKLENMEZ''-
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Ağrı Dağı adı kaldırılarak, yerine İbrahim Çeçen Üniversitesi adının verilmesini eleştirerek, hayırseverin yaptığı işten karşılık beklememesi gerektiğini söyledi.
''(Siz üniversite kurulmasına ilişkin adımı atın ben, parayı vereceğim) derseniz bu olmaz'' diyen Serter, Şahenk ailesinin Niğde Üniversitesine çok büyük yatırımlar ve katkılar yaptığını, buna rağmen isminin verilmesini hiç bir zaman talep etmediğini belirtti.
Devlet üniversitelerine şahıslarının isimlerinin verilmesinin, üniversite geleneğine aykırı olduğunu dile getiren Serter, devlet üniversitelerine ya o bölgeye özgü bir yerin, kültürünün adının ya da devlet büyüklerinin adının verilmesi gerektiğini bildirdi.
Nur Serter, ''Üniversitelere şahısların isimlerini verirseniz, oralardan mezun olacak öğrenciler o okuldan alacakları diplomalarla uluslararası alana gittiklerinde zor durumda kalacak'' dedi.
ABD ve Avrupa'da, vakıf üniversiteleri dışında şahıs isminde üniversite bulunmadığını belirten Serter, Türkiye'de, sadece Abant İzzet Baysal Üniversitesinin, şahıs isimli devlet üniversitesi olduğunu ve bunun da tek örnek olarak kalması gerektiğini savundu.
CHP'li Serter, üniversite kurulmasında, paranın tek değer olarak ortaya konulmasını kabul edemeyeceklerini belirtti.
-''YARIN BAŞKA BİRİ ÇIKAR 'BENİM DE İSMİMİ VERİN' DER''-
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de Serter'in görüşlerine katıldığını söyledi.
''Kendisine devlet üstün madalyası verebiliriz, Meclis'in en üst beratını verebiliriz, komisyon olarak kendisini ziyaret edip teşekkür edebiliriz ama üniversiteye adını vermeyelim'' diyen İnce, ''(Bas parayı değiştir tabelayı), tüccar siyaset anlayışının ürünüdür. Siz bu yolu açarsanız bunu önünü alamazsınız, yarın başka biri de çıkar 'benim de ismimi verin' der. Kemal Horzum'a zamanında Kızılay, üstün hizmet madalyası verdi. Ben, İbrahim Çeçen de öyle demiyorum ama bunun yolunu açmayın'' dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat da tasarıya ilişkin eleştirisini, ''Birisine verilmiş bir söz var. Burası o sözün onaylanma merci mi?'' şeklinde dile getirdi.
MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, hayırseverlerin, devlet üniversitelerine yaptıkları katkılardan mutluluk duyduklarını, ancak o üniversitelere şahısların isimlerinin verilmesini doğru bulmadıklarını kaydetti.
Bulut, ''Siz o insanı onore etmek istiyor olabilirsiniz ama yarın başka bir siyasi parti gelir ve o da istediği kişinin ismini üniversiteye verebilir, bunun yolunu açmayın. Bu, devlet geleneğine uygun düşmez. Bir üniversite devletindir, Ahmet'in, Mehmet'in değil'' diye konuştu.
-''ÖLDÜKTEN SONRA ADINI VERELİM''-
CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, tasarıya ilişkin eleştirilerini dile getirirken, ''O işadamı şimdi sağ. O kişi yapar diye söylemiyorum ama; insan büyük bir sapkınlık ya da yanlış bir durum içinde olabilir. Toplumun genel ahlakında kabul görmeyecek bir hal geldi başına diyelim. o zaman ne yapacaksınız? Üniversitenin ismini mi değiştireceksiniz? En azından kişi öldükten sonra verelim adını'' diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Necat Birinci, ABD'de de şahısların isimlerinin verildiği devlet üniversiteleri bulunduğunu söyledi.
Geçmişte de üniversiteler kurulduğu zaman insanların karşı çıktığını belirten Birinci, ''Erzurum'a üniversite kurulacağı zaman '2 bin rakımında beyin zor çalışır' diyen ünlü bir tarihçimiz bile vardı'' dedi.
Devlet üniversitelerine, şahısların isimlerinin verilmesiyle devlet geleneğinin sarsılmayacağını ifade eden Birinci, Abant İzzet Baysal üniversitesinden mezun olan bir öğrencinin, o isimden yüksündüğünü görmediğini kaydetti.
Ağrılı milletvekilleri de söz alarak, tasarıya destek verdiklerini belirterek, İbrahim Çeçen'e illerine yaptığı katkılarından dolayı teşekkür ettiler.
MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş ise Tarsus'a üniversite kurulmasını istedi.
-''İSMİMİN, KÖY OKULUNA VERİLMESİNE MÜSAADE ETMEDİM''-
Tekrar söz alan Bakan Çelik, bir kişinin isminin liseye ve ilköğretim okuluna verilmesiyle, üniversiteye verilmesinin aynı olduğunu söyledi.
CHP'li Altay'ın eleştirisiyle ilgili olarak Çelik, ''Ya günün birinde yanlış yaparsa diye düşünürsek, bu hukukun temel mantığına aykırı olur'' dedi.
Yandaş kavramını esas alarak okullara hiç bir zaman isim vermediklerini belirten Çelik, devlet okullarına, başbakan, bakan, milletvekili, vali ve kaymakamların isimlerinin verilmemesine yönelik genelge yayımladığını ifade ederek, kendi isminin, kesinlikle bir köy okuluna bile verilmesine müsaade etmediğini bildirdi.
Çelik'in, ''Sayın Süleyman Demirel'in ismi üniversiteye verildi. Şimdi o bir gün yanlış yapar mı diye düşünmeliyiz?'' demesi üzerine, CHP'li İnce, ''85 yaşına geldi, artık yapamaz'' dedi.
-''HEMEN BU İŞE HEVESLENSELER...''-
MHP'li Bulut'un, ''AK Parti nüfus planlamasını özellikle gevşetti, nüfus patladı ve okullara ihtiyaç oldu'' eleştirisi karşısında Hüseyin Çelik, ''Biz, 2003 yılında hükümeti kurduk. Eğer hükümet, o zaman bir genelge yayınlasa ve 'yapabildiğiniz kadar çocuk yapın', insanlar da bunu bir emir olarak telakki edip hemen bu işe heveslenseler, böyle bir şey olsa, bunun 9 aylık hamilelik süresini de hesaba katarsanız, bugün çocuklar 4 yaşında olurdu. Daha okul çağında olmazlar, dolayısıyla okullaşmada meydana gelen talebi bununla açıklamak doğru olmaz'' diye konuştu.
Hüseyin Çelik, işadamı Hüsnü Özyeğin'in 25 okul ve 25 yurt yapma sözü verdiğini söyledi.
Görüşmelerin ardından, Ağrı Dağı Üniversitesinin adının Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak değiştirilmesini öngören tasarı kabul edildi.
Yorum