Eğitim ve Bilim İş görenleri Sendikası (Eğitim-İş), ‘Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın, atamaları vekaleten yapan valiler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Eğitim-İş, MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin iptal edilmesi sonrasında, atamaların vekaleten sürdürülmesi nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 81 il valisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim-İş, valiliklere başvuruda bulunarak vekaleten atamaların başvuru ve puan esasına dayalı olarak yapılması gerektiğini iletti. Valiliklerin, ‘Milli Eğitim Bakanlığı' tarafından belirlenen isimlerin atamasını sürdürmesi üzerine, Eğitim-İş 81 ilin valisi hakkında, “Şüpheli kamu görevlisinin, Danıştay 2. Dairesi tarafından 30.04.2007 tarihinde 2007/1114 esas sayılı dosyasında verilen yürütmenin durdurulması kararına uymaması ve uymamakta direnmesi sonucu eylemine uyan TCK 257. uyarınca görevin kötüye kullanılması suçundan cezalandırılmaları” istemi ile suç duyurusunda bulundu.
KAZANILMIŞ HAKLAR YOK SAYILAMAZ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusu gerekçesinde; valilerin “bana yön gösterecek, beni bağlayan düzenleme yok!” diyerek, genel hükümleri bertaraf ettiğine dikkat çekilirken, valilerin keyfi hareket ederek görevi kötüye kullandığı açıklandı. Suç duyurusunda, “Yönetmeliğin kazanılmış hakları saklı tutan geçici 1. madde hükmü yürürlükte olup, bu hükmün yok sayılabilmesi olanaksızdır” denildi.
ATAMALARI İPTAL EDİLENLER AYNI GÜN VEKALETEN ATANDI
Eğitim-İş valilerin, yöneticilik görevine aday olmak isteyecek kamu görevlilerini haberdar etmediğine işaret ederken, Değerlendirmelerin kariyer, liyakat, sınav ve benzeri objektif ölçütlere göre gerçekleştirilmediğinin de altını çizdi. Danıştay'ın, idareye uygulamanın nasıl olması gerektiğini ayrıntılı olarak izah ettiğine dikkat çekilen gerekçede şöyle denildi:
“Hal böyle iken Milli Eğitim Bakanlığı, ‘yargı kararını uygulamak adına' 11.05.2007 tarih ve 02.10.2007 tarihli genelgeleri yayımlamıştır. Bakanlık bahsi geçen genelgelerle şüphelinin yönetimindeki valilik dahil tüm valiliklere ‘yargı kararını uygula!' demiş, ancak yargı kararların nasıl uygulanacağı konusunda valilere, ‘geniş takdir yetkisi' vermiştir. Bu yetkiyi vermesinin nedeni ise yargı kararlarının ‘şeklen uygulandığı gün' ortaya çıkmıştır. Şüpheli dahil tüm il valileri genelge ile kendilerine tanınan takdir yetkilerini; özeti verilen yargı kararı doğrultusunda değil, siyasi iktidarın “suç teşkil eden” yönlendirmesi doğrultusunda, atamaları iptal edilen kişileri toplu olarak aynı gün vekâleten görevlendirerek kullanmışlardır.”
Eğitim-İş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 4 bin sayfalık suç duyurusu metni gönderirken, metin içerisinde, atama kararları ve valiliklerden gelen cevaplar da yer aldı. Eğitim-İş İstanbul, Konya, İzmir, Ankara ve Antalya valilikleri hakkında dava açacağını duyurmuştu.
Eğitim-İş, MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin iptal edilmesi sonrasında, atamaların vekaleten sürdürülmesi nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 81 il valisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim-İş, valiliklere başvuruda bulunarak vekaleten atamaların başvuru ve puan esasına dayalı olarak yapılması gerektiğini iletti. Valiliklerin, ‘Milli Eğitim Bakanlığı' tarafından belirlenen isimlerin atamasını sürdürmesi üzerine, Eğitim-İş 81 ilin valisi hakkında, “Şüpheli kamu görevlisinin, Danıştay 2. Dairesi tarafından 30.04.2007 tarihinde 2007/1114 esas sayılı dosyasında verilen yürütmenin durdurulması kararına uymaması ve uymamakta direnmesi sonucu eylemine uyan TCK 257. uyarınca görevin kötüye kullanılması suçundan cezalandırılmaları” istemi ile suç duyurusunda bulundu.
KAZANILMIŞ HAKLAR YOK SAYILAMAZ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusu gerekçesinde; valilerin “bana yön gösterecek, beni bağlayan düzenleme yok!” diyerek, genel hükümleri bertaraf ettiğine dikkat çekilirken, valilerin keyfi hareket ederek görevi kötüye kullandığı açıklandı. Suç duyurusunda, “Yönetmeliğin kazanılmış hakları saklı tutan geçici 1. madde hükmü yürürlükte olup, bu hükmün yok sayılabilmesi olanaksızdır” denildi.
ATAMALARI İPTAL EDİLENLER AYNI GÜN VEKALETEN ATANDI
Eğitim-İş valilerin, yöneticilik görevine aday olmak isteyecek kamu görevlilerini haberdar etmediğine işaret ederken, Değerlendirmelerin kariyer, liyakat, sınav ve benzeri objektif ölçütlere göre gerçekleştirilmediğinin de altını çizdi. Danıştay'ın, idareye uygulamanın nasıl olması gerektiğini ayrıntılı olarak izah ettiğine dikkat çekilen gerekçede şöyle denildi:
“Hal böyle iken Milli Eğitim Bakanlığı, ‘yargı kararını uygulamak adına' 11.05.2007 tarih ve 02.10.2007 tarihli genelgeleri yayımlamıştır. Bakanlık bahsi geçen genelgelerle şüphelinin yönetimindeki valilik dahil tüm valiliklere ‘yargı kararını uygula!' demiş, ancak yargı kararların nasıl uygulanacağı konusunda valilere, ‘geniş takdir yetkisi' vermiştir. Bu yetkiyi vermesinin nedeni ise yargı kararlarının ‘şeklen uygulandığı gün' ortaya çıkmıştır. Şüpheli dahil tüm il valileri genelge ile kendilerine tanınan takdir yetkilerini; özeti verilen yargı kararı doğrultusunda değil, siyasi iktidarın “suç teşkil eden” yönlendirmesi doğrultusunda, atamaları iptal edilen kişileri toplu olarak aynı gün vekâleten görevlendirerek kullanmışlardır.”
Eğitim-İş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 4 bin sayfalık suç duyurusu metni gönderirken, metin içerisinde, atama kararları ve valiliklerden gelen cevaplar da yer aldı. Eğitim-İş İstanbul, Konya, İzmir, Ankara ve Antalya valilikleri hakkında dava açacağını duyurmuştu.
Yorum