Dağlıca saldırısıyla ilgili hakkında ömür boyu hapis cezası istenen er Ramazan Yüce'nin babasının da, örgüte yardım ve yataklıktan tutuk-landığı iddia edilirken ortaya bir de fotoğraf çıktı.
PKK terör örgütüne yakın bir internet sitesi, Dağlıca saldırısından sonra tutuklanan ve hakkında ömür boyu hapis cezası istenen piyade er Ramazan Yüce'nin babasının da, 1984 yılından sonra örgüte yardım ve yataklık suçundan tutuklandığını yazdı.
Sitenin editörü Şükrü Gülmüş tarafından kaleme alınan "Diyarbakır zindanı ve kır saçlı adam" başlıklı yazıda, Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce'ye ait olduğu ve Diyarbakır Cezaevi'nde çekildiği belirtilen bir fotoğrafta yer aldı.
1984 yılından sonra Diyarbakır Kapalı Cezaevi'nin 35 numaralı koğuşunda çekildiği belirtilen fotoğrafta, ortada duran kır saçlı kişinin Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce olduğu belirtildi.
"NET BİR TARAFTAR OLDU. ÇOLUK ÇOCUÐUNU DA BÖYLE BÜYÜTTÜ"
Örgüte yakın internet sitesi, piyade er Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce'nin, Mardin'in Derik ilçesinde yaşadığı sırada, PKK terör örgütü mensuplarına evini açarak barınma sağladığı ve kuryelik yaptığını belirtti.
İnternet sitesinin editörü olan ve aynı dönemde Hüseyin Yüce ile Diyarbakır Cezaevi'nde birlikte kaldığını belirten Şükrü Gülmüş'ün yazısındaki , "Evini açtı. Onlara barınma sağladı. Kuryelik yaptı. Net bir taraftar oldu. Çoluk çocuğunu da böyle büyüttü" ibaresi dikkat çekti. Gülmüş yazısında, bahsettiği Hüseyin Yüce'nin, son zamanlarda Dağlıca Karakol baskını ile gündeme gelen Ramazan Yüce'nin babası olduğunu belirtti.
TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM YATAKLIKTAN TUTUKLANDI
Şu anda hayatta olmayan Hüseyin Yüce'nin 1984 yılında Diyarbakır'da Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından PKK terör örgütünü yardım ve yataklık etmek suçundan yargılandığı öğrenildi.
Hüseyin Yüce'nin yargılandığı 1984 sonrasında bir süre cezaevinde yatıp tahliye edildiği ve daha sonra vefat ettiği öğrenildi. Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde 21 Ekim 2007 günü terör örgütü PKK tarafından askeri birliğe yapılan saldırı sonrası kaçırılan 8 asker hakkında askeri savcı tarafından hazırlanan iddianamede, 6 ayrı suçtan dolayı dava açılan Mardinli Er Ramazan Yüce'nin kendi isteği ile teslim olduğu ve diğer askerlerin teslim olması için ikna etmeye çalıştığı kaydedildi.
Soruşturmayı yürüten Askeri Savcı Yarbay Hakan İleri'nin hazırladığı 19 sayfalık iddianamede 8 asker arasında bulunan Mardinli er Ramazan Yüce için, "Suç ve suçluyu alenen övme, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar, devletin birliğine ve bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek, yurt dışına firar, zincirleme olarak basın ve yayın yolu ile bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak' basın yayın yoluyla halkı askerlikten soğutacak beyanlarda ve telkinlerde bulunmak ve propaganda yapmak" suçlarında ömür boyu hapisle dava açıldı.
Savcılık iddianamesinde Ramazan Yüce'nin askerlik sırasında arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerde, "Bizim dağdaki kızlarımız daha güzel, ben de terhis olunca dağa çıkacağım. Sivilde işimiz dağlarda gezmek. Ben askerden sonra örgüte katılacağım. Ben teröristim" dediği kaydediliyor.
Yine Yüce'nin olaydan 2 gün önce terhise giden arkadaşlarına hitaben "İnşallah köprü patlar da havaya uçar paramparça olur gidemezsiniz" dediği vurgulanıyor. İddianamede Ramazan Yüce'nin saldırı sırasında emirlere riayet etmeyip, teröristlere ateşle karşılık vermediği, silahını hiç kullanmadığı, teröristlerin 'teslim olun' çağrısına uyarak mevzisini terk ettiği iddia ediliyor.
Yüce'nin teröristlerin yanına gittikten sonra bilahare askerlere hitaben 'Arkadaşlar teslim olun. Bize birşey yapmazlar. Teslim olunca bir şey yapılmayacak. Bana bir şey yapmadılar" diyerek teröristlerin devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak suçunu işledikleri sırada kasten yardımda bulunduğu vurgulanıyor. Yüce'nin bu eylemiyle Er Özhan Şabanoğlu, Er Fuat Başoda, Çavuş Mehmet Şenkul, Uzman Çavuş Halis Çağan'ın silahlarını bırakarak mevzilerini terk ettiği kaydediliyor.
Yine Yüce'nin örgütün televizyon kanalı ROJ TV'de yayınlanan ses kasetinde bölücü örgütün propagandasını yaptığı, yine basın yoluyla halkı askerlikten soğuttuğu ve telkinlerde bulunduğuna işaret ediliyor.
Örgütün elinde kaldıkları süre içerisinde Yüce'nin diğer 7 kişiye nazaran teröristlerle oldukça samimi bir ilişki içine girdiği ve orada bulunmaktan memnunmuş gibi teröristlerle diyaloglara girdiği vurgulanıyor. Van Askeri Mahkemesi Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, askerler hakkında, "Suç ve suçluyu alenen övme", "Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar", "Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçuna yardım etme", "Yurtdışına firar etme", "Zincirleme olarak basın ve yayın yoluyla bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak", "Basın ve yayın yoluyla halkı askerlik hizmetinden soğutucu beyanlarda ve telkinlerde bulunmak ve "Propaganda yapmak" suçlamalar yer aldı.İddianamede Mardinli er Ramazan Yüce hakkında ise 4 ayrı suçtan ömür boyu hapis cezası isteniyor.
Milliyet
PKK terör örgütüne yakın bir internet sitesi, Dağlıca saldırısından sonra tutuklanan ve hakkında ömür boyu hapis cezası istenen piyade er Ramazan Yüce'nin babasının da, 1984 yılından sonra örgüte yardım ve yataklık suçundan tutuklandığını yazdı.
Sitenin editörü Şükrü Gülmüş tarafından kaleme alınan "Diyarbakır zindanı ve kır saçlı adam" başlıklı yazıda, Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce'ye ait olduğu ve Diyarbakır Cezaevi'nde çekildiği belirtilen bir fotoğrafta yer aldı.
1984 yılından sonra Diyarbakır Kapalı Cezaevi'nin 35 numaralı koğuşunda çekildiği belirtilen fotoğrafta, ortada duran kır saçlı kişinin Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce olduğu belirtildi.
"NET BİR TARAFTAR OLDU. ÇOLUK ÇOCUÐUNU DA BÖYLE BÜYÜTTÜ"
Örgüte yakın internet sitesi, piyade er Ramazan Yüce'nin babası Hüseyin Yüce'nin, Mardin'in Derik ilçesinde yaşadığı sırada, PKK terör örgütü mensuplarına evini açarak barınma sağladığı ve kuryelik yaptığını belirtti.
İnternet sitesinin editörü olan ve aynı dönemde Hüseyin Yüce ile Diyarbakır Cezaevi'nde birlikte kaldığını belirten Şükrü Gülmüş'ün yazısındaki , "Evini açtı. Onlara barınma sağladı. Kuryelik yaptı. Net bir taraftar oldu. Çoluk çocuğunu da böyle büyüttü" ibaresi dikkat çekti. Gülmüş yazısında, bahsettiği Hüseyin Yüce'nin, son zamanlarda Dağlıca Karakol baskını ile gündeme gelen Ramazan Yüce'nin babası olduğunu belirtti.
TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM YATAKLIKTAN TUTUKLANDI
Şu anda hayatta olmayan Hüseyin Yüce'nin 1984 yılında Diyarbakır'da Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından PKK terör örgütünü yardım ve yataklık etmek suçundan yargılandığı öğrenildi.
Hüseyin Yüce'nin yargılandığı 1984 sonrasında bir süre cezaevinde yatıp tahliye edildiği ve daha sonra vefat ettiği öğrenildi. Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde 21 Ekim 2007 günü terör örgütü PKK tarafından askeri birliğe yapılan saldırı sonrası kaçırılan 8 asker hakkında askeri savcı tarafından hazırlanan iddianamede, 6 ayrı suçtan dolayı dava açılan Mardinli Er Ramazan Yüce'nin kendi isteği ile teslim olduğu ve diğer askerlerin teslim olması için ikna etmeye çalıştığı kaydedildi.
Soruşturmayı yürüten Askeri Savcı Yarbay Hakan İleri'nin hazırladığı 19 sayfalık iddianamede 8 asker arasında bulunan Mardinli er Ramazan Yüce için, "Suç ve suçluyu alenen övme, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar, devletin birliğine ve bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek, yurt dışına firar, zincirleme olarak basın ve yayın yolu ile bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak' basın yayın yoluyla halkı askerlikten soğutacak beyanlarda ve telkinlerde bulunmak ve propaganda yapmak" suçlarında ömür boyu hapisle dava açıldı.
Savcılık iddianamesinde Ramazan Yüce'nin askerlik sırasında arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerde, "Bizim dağdaki kızlarımız daha güzel, ben de terhis olunca dağa çıkacağım. Sivilde işimiz dağlarda gezmek. Ben askerden sonra örgüte katılacağım. Ben teröristim" dediği kaydediliyor.
Yine Yüce'nin olaydan 2 gün önce terhise giden arkadaşlarına hitaben "İnşallah köprü patlar da havaya uçar paramparça olur gidemezsiniz" dediği vurgulanıyor. İddianamede Ramazan Yüce'nin saldırı sırasında emirlere riayet etmeyip, teröristlere ateşle karşılık vermediği, silahını hiç kullanmadığı, teröristlerin 'teslim olun' çağrısına uyarak mevzisini terk ettiği iddia ediliyor.
Yüce'nin teröristlerin yanına gittikten sonra bilahare askerlere hitaben 'Arkadaşlar teslim olun. Bize birşey yapmazlar. Teslim olunca bir şey yapılmayacak. Bana bir şey yapmadılar" diyerek teröristlerin devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak suçunu işledikleri sırada kasten yardımda bulunduğu vurgulanıyor. Yüce'nin bu eylemiyle Er Özhan Şabanoğlu, Er Fuat Başoda, Çavuş Mehmet Şenkul, Uzman Çavuş Halis Çağan'ın silahlarını bırakarak mevzilerini terk ettiği kaydediliyor.
Yine Yüce'nin örgütün televizyon kanalı ROJ TV'de yayınlanan ses kasetinde bölücü örgütün propagandasını yaptığı, yine basın yoluyla halkı askerlikten soğuttuğu ve telkinlerde bulunduğuna işaret ediliyor.
Örgütün elinde kaldıkları süre içerisinde Yüce'nin diğer 7 kişiye nazaran teröristlerle oldukça samimi bir ilişki içine girdiği ve orada bulunmaktan memnunmuş gibi teröristlerle diyaloglara girdiği vurgulanıyor. Van Askeri Mahkemesi Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, askerler hakkında, "Suç ve suçluyu alenen övme", "Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar", "Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçuna yardım etme", "Yurtdışına firar etme", "Zincirleme olarak basın ve yayın yoluyla bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak", "Basın ve yayın yoluyla halkı askerlik hizmetinden soğutucu beyanlarda ve telkinlerde bulunmak ve "Propaganda yapmak" suçlamalar yer aldı.İddianamede Mardinli er Ramazan Yüce hakkında ise 4 ayrı suçtan ömür boyu hapis cezası isteniyor.
Milliyet