,
Modacı Cemil İpekçi 'Muhafazakar eşcinselim' diyerek dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak muhafazakar eşcinselin sadece Cemil İpekçi olmadığı İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok'un Yeni Aktüel'e yaptığı açıklamalarla ortaya çıktı.
"Emine Şenlikoğlu okuyup eşcinsellikten vazgeçenlerimiz var!"
İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok'a göre Türkiye'de "inançlı eşcinsel" sayısı, "özel ibadet alanları ve imam" gerektirecek kadar fazla. Öztok, "Derneğimizi ziyaret etti ve çok yardımcı oldu" dediği İslamcı yazar Emine Şenlikoğlu'na da hayran. Yeni Aktüel'in görüştüğü Şenlikoğlu ise derneğe gittiğini doğruladı: "Birçok eşcinsel ve travesti de kendiliğinden bana ulaştı. Bugüne kadar 22 tanesini eşcinsellikten vazgeçirdim. Şimdi kimi askerde, kiminden torunum var. Ama özel cami ve imam olmaz!"
DİNDAR EŞCİNSELLER SANILDIÐINDAN FAZLA
Travesti/trans****üel derneği olarak bilinen ve Anayasa Çalıştayı'na da katılan İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nin başkanı Okşan Öztok'a göre, kendini "dindar" olarak tanımlayan, "ibadetlerini aksatmayan" eşcinsellerin sayısı sanıldığından fazla ve ekranlarda "muhafazakâr eşcinselim" diyen modacı Cemil İpekçi kadar da rahat hareket edemiyorlar: "Türkiye'deki eşcinseller genellikle İslam dinine mensup. Ama ibadetlerini camilerde rahatça yapamıyorlar. Bu yüzden, devletten ihtiyacımıza göre cami ve din adamı istedik."
Okşan Öztok, yıllar önce fuhuşa tövbe etmiş bir travesti. Geçimini emekli maaşıyla sağlıyor, zamanını ise başkanı olduğu İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nde geçiriyor. Öte yandan, kendisini "hayli inançlı biri" şeklinde tanımlıyor ve Türkiye'de "inançlı" travesti ve eşcinsel sayısının fazla olduğunu savunuyor: "Bunalım ve sıkıntı yaşayan insanlar Rabb'ine sığınır.
Hayatın acılarını daha katmerli yaşayan bizim de, tek kurtarıcı kapı olarak maneviyata sığınmamızdan daha doğal bir şey yok. Zaten, sığınabileceğimiz sadece Rabb'imiz var. Sadece Ankara'da bile, benim bildiğim 200'den fazla travesti ve trans****üelin yüzde 90'ı dini vecibeleri önemsiyor. Oruca, fitreye, zekâta azami özen gösteriyor.
"İmama sorduk, 'fitne çıkarırsınız' dedi"
İslam'da, topluluklara veya cinsiyete göre cami ayrımı olmadığını hatırlattığımızdaysa, mecburen bu talepte bulunduklarını anlatıyor Öztok: "Bir travesti camiye gidip saf tuttuğunda sağındaki, solundaki insanlar kendi namazlarının anlamını kaybettiğini düşünmeyeceklerse, bizim açımızdan sorun yok. Derdimiz, cemaat de kendini rahat hissetsin. Çünkü ibadette huşu önemli. Sevaba gireceğiz derken başkalarını günaha sokmamızın anlamı yok.
Hacı Bayram Camisi'nin imamına gidip 'Buraya gelebilir miyiz' diye sorduk. 'Yahu fitne çıkarırsınız. Gelmemeniz, gelmenizden daha hayırlı' dedi. Erkek görünümündeki arkadaşlarımız tavırlarını gizleyerek camiye gidiyor ama kadın tavırlılar gitmiyor. İlla bir camiye gidip cemaati oradan kaçırmamız mı isteniyor? Cami olması da şart değil.
Mesela eşcinsellerin daha yoğunlaştığı Ankara Çankaya, İzmir Alsancak, İstanbul Beyoğlu, Antalya, Eskişehir, Bursa gibi yerlerde özel mescitler açılsa da yeter."
Yanlış anlaşılmayı engellemek için de bir parantez açıyor Okşan Öztürk ve "özel imamdan kastımız, bizim gibi olması değil" diyor, "sadece, bizi de insan olarak görebilecek bir imam.
Cenazelerimizi kaldırırken bile binlerce sorun yaşıyoruz. İmam 'Bunun namazını kıldırmam' diyor mesela." Peki ya gelebilecek tepkiler? Böyle bir talebin, devlet tarafında muhatap bulsa bile, büyük bir kesimce hoş karşılanmayacağı aşikâr. "Dans okulu istemiyoruz ki.
Kocatepe Camisi'nde, Hacı Bayram Camisi'nde ne yapılıyorsa, Rabb'ine ve nebisine inanan insanlar olarak biz de aynısını yapmak istiyoruz. Bizi, kurtuluşumuz için Allah'a dua etmekten de mahrum edecek değiller ya" diyor Öztok ve devam ediyor "ama bunu kendi başımıza yapacak gücümüz olmadığından, devletin önayak olmasını istiyoruz.
EL-EZHER'İN FETVASI UYGULANSIN
Eşcinseller, inançlarından çok uzak kalmışlar. Günah kavramını bile, polisiye bir suç zannediyorlar. Azıcık yol açtığındaysa, doğruyu buluyorlar. Belki bir mevlit okutacak, belki ebedi hayatını kurtaracak. En azından bunun önü açılmalı. Kendini kadın gibi hissediyor diye, kulluktan da çıkmıyor ya. Bağışlayan Allah tövbeleri kabul eder.
Mısır El Ezher Üniversitesi, travestilerin, İslam'da kadının tabi olduğu hükümlere ve yükümlülüklere mi, yoksa erkeğin tabi olduklarına mı uyacaklarına dair 70'lerde yayınladığı bir fetvada, sağlık heyetinin verdiği 'kadın' veya 'erkek' raporunun esas alınmasını önermişti."
Haberin devamını Yeni Aktüel dergisinin 131. sayısında bulabilirsiniz!
Aktüel
Modacı Cemil İpekçi 'Muhafazakar eşcinselim' diyerek dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak muhafazakar eşcinselin sadece Cemil İpekçi olmadığı İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok'un Yeni Aktüel'e yaptığı açıklamalarla ortaya çıktı.
"Emine Şenlikoğlu okuyup eşcinsellikten vazgeçenlerimiz var!"
İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok'a göre Türkiye'de "inançlı eşcinsel" sayısı, "özel ibadet alanları ve imam" gerektirecek kadar fazla. Öztok, "Derneğimizi ziyaret etti ve çok yardımcı oldu" dediği İslamcı yazar Emine Şenlikoğlu'na da hayran. Yeni Aktüel'in görüştüğü Şenlikoğlu ise derneğe gittiğini doğruladı: "Birçok eşcinsel ve travesti de kendiliğinden bana ulaştı. Bugüne kadar 22 tanesini eşcinsellikten vazgeçirdim. Şimdi kimi askerde, kiminden torunum var. Ama özel cami ve imam olmaz!"
DİNDAR EŞCİNSELLER SANILDIÐINDAN FAZLA
Travesti/trans****üel derneği olarak bilinen ve Anayasa Çalıştayı'na da katılan İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nin başkanı Okşan Öztok'a göre, kendini "dindar" olarak tanımlayan, "ibadetlerini aksatmayan" eşcinsellerin sayısı sanıldığından fazla ve ekranlarda "muhafazakâr eşcinselim" diyen modacı Cemil İpekçi kadar da rahat hareket edemiyorlar: "Türkiye'deki eşcinseller genellikle İslam dinine mensup. Ama ibadetlerini camilerde rahatça yapamıyorlar. Bu yüzden, devletten ihtiyacımıza göre cami ve din adamı istedik."
Okşan Öztok, yıllar önce fuhuşa tövbe etmiş bir travesti. Geçimini emekli maaşıyla sağlıyor, zamanını ise başkanı olduğu İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nde geçiriyor. Öte yandan, kendisini "hayli inançlı biri" şeklinde tanımlıyor ve Türkiye'de "inançlı" travesti ve eşcinsel sayısının fazla olduğunu savunuyor: "Bunalım ve sıkıntı yaşayan insanlar Rabb'ine sığınır.
Hayatın acılarını daha katmerli yaşayan bizim de, tek kurtarıcı kapı olarak maneviyata sığınmamızdan daha doğal bir şey yok. Zaten, sığınabileceğimiz sadece Rabb'imiz var. Sadece Ankara'da bile, benim bildiğim 200'den fazla travesti ve trans****üelin yüzde 90'ı dini vecibeleri önemsiyor. Oruca, fitreye, zekâta azami özen gösteriyor.
"İmama sorduk, 'fitne çıkarırsınız' dedi"
İslam'da, topluluklara veya cinsiyete göre cami ayrımı olmadığını hatırlattığımızdaysa, mecburen bu talepte bulunduklarını anlatıyor Öztok: "Bir travesti camiye gidip saf tuttuğunda sağındaki, solundaki insanlar kendi namazlarının anlamını kaybettiğini düşünmeyeceklerse, bizim açımızdan sorun yok. Derdimiz, cemaat de kendini rahat hissetsin. Çünkü ibadette huşu önemli. Sevaba gireceğiz derken başkalarını günaha sokmamızın anlamı yok.
Hacı Bayram Camisi'nin imamına gidip 'Buraya gelebilir miyiz' diye sorduk. 'Yahu fitne çıkarırsınız. Gelmemeniz, gelmenizden daha hayırlı' dedi. Erkek görünümündeki arkadaşlarımız tavırlarını gizleyerek camiye gidiyor ama kadın tavırlılar gitmiyor. İlla bir camiye gidip cemaati oradan kaçırmamız mı isteniyor? Cami olması da şart değil.
Mesela eşcinsellerin daha yoğunlaştığı Ankara Çankaya, İzmir Alsancak, İstanbul Beyoğlu, Antalya, Eskişehir, Bursa gibi yerlerde özel mescitler açılsa da yeter."
Yanlış anlaşılmayı engellemek için de bir parantez açıyor Okşan Öztürk ve "özel imamdan kastımız, bizim gibi olması değil" diyor, "sadece, bizi de insan olarak görebilecek bir imam.
Cenazelerimizi kaldırırken bile binlerce sorun yaşıyoruz. İmam 'Bunun namazını kıldırmam' diyor mesela." Peki ya gelebilecek tepkiler? Böyle bir talebin, devlet tarafında muhatap bulsa bile, büyük bir kesimce hoş karşılanmayacağı aşikâr. "Dans okulu istemiyoruz ki.
Kocatepe Camisi'nde, Hacı Bayram Camisi'nde ne yapılıyorsa, Rabb'ine ve nebisine inanan insanlar olarak biz de aynısını yapmak istiyoruz. Bizi, kurtuluşumuz için Allah'a dua etmekten de mahrum edecek değiller ya" diyor Öztok ve devam ediyor "ama bunu kendi başımıza yapacak gücümüz olmadığından, devletin önayak olmasını istiyoruz.
EL-EZHER'İN FETVASI UYGULANSIN
Eşcinseller, inançlarından çok uzak kalmışlar. Günah kavramını bile, polisiye bir suç zannediyorlar. Azıcık yol açtığındaysa, doğruyu buluyorlar. Belki bir mevlit okutacak, belki ebedi hayatını kurtaracak. En azından bunun önü açılmalı. Kendini kadın gibi hissediyor diye, kulluktan da çıkmıyor ya. Bağışlayan Allah tövbeleri kabul eder.
Mısır El Ezher Üniversitesi, travestilerin, İslam'da kadının tabi olduğu hükümlere ve yükümlülüklere mi, yoksa erkeğin tabi olduklarına mı uyacaklarına dair 70'lerde yayınladığı bir fetvada, sağlık heyetinin verdiği 'kadın' veya 'erkek' raporunun esas alınmasını önermişti."
Haberin devamını Yeni Aktüel dergisinin 131. sayısında bulabilirsiniz!
Aktüel
Yorum