Bu duaya amin!
Başbakan’ın Alevi temsilcilere konuşması hitabet sanatı adına iyi bir örnekti.
Konuşmanın, inanç dünyamızda yüzyıllar boyu biriken güvensizliklere ve özlemlere Anadolu kültürünün barışçı yüceliğinden süzülmüş deyişlerle umut veren cevaplar göndermesi sanıyorum etkileyici oldu.
Konuşmayı TV’den bir arkadaşımla beraber izliyorduk. İkimiz de aynı soruya takılmışız:
Bir vatandaşa kızgınlığını “Al ananı da git” diye ifade eden bir kişilik kültürel ve duygusal yoğunluğu bu kadar yüksek bir konuşmayı kendi kaleme almış olabilir mi?
Hemen sonra bunun fazla önemli olmadığını düşündüm. Kuşaklar boyu süren ihmaller ve önyargılar ile beslenmiş çatışmalar yüzünden tahribe uğramış köprüleri onaracaksa, konuşmayı Başbakan kendi yazmış veya başkası yazmış da o okumuş; ne farkeder?
İki mezhebe mensup insanları bölen sebepleri, aynı zamanda Sünni muhafazakârlığı da temsil eden siyasi iktidarın başı, çözme iradesi göstermişse bunu ancak takdir ederiz.
Ankara’da önceki akşam gerçekleşen tarihi buluşma, Alevi dünyasının sorunlarına çözüm garantisi değildir elbette. Ama sembolik de olsa önemli bir adımdır.
AKP iktidarının siyasi kazançlar peşinde olduğunu söyleyenler vardır ama bu niçin kabahat olsun?
Türkiye mezhep çatışmalarından zarar görmüş, azap çekmiştir. Siyaset bu fenalığın kaynağındaki meseleleri çözmek için yapılacaksa buyursun herkes yapsın.
Sorunların uygar bir ortamda konuşulmaya başlaması bile kazançtır. Çünkü çözüm için biliyoruz ki önce güven ortamının oluşmasına, bunun için de zamana ihtiyaç var. Anlayış, sevgi ve sabır lâzım.
Yanıltma ve istismar riski yok mu?
Olabilir ama Malatya Hacı Bektaşı Veli Derneği Başkanı Hasan Neşeli’nin toplantıda okuduğu sofra duası, hem koruyucu, hem caydırıcı içtenliği ile etkileyici bir mesajdı aynı zamanda.
Dua şöyle:
“Birlik beraberliğimiz bozulmasın. Birliğimizi bozanları Allah ıslah etsin. Edemiyorsa rezil rüsva etsin...” Amin!
Yorum