,
Murat Yetkin'in haberi
Yeni 30 adet F-16'ya milli yazılım yerine, hazır cihazın takılması tartışılıyor. Erdoğan'la Büyükanıt'ın kararları sonucu belirleyecek.
Üç kurumlu toplantı
Genelkurmay, Hava Kuvvetleri ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı arasında bugün planlanan toplantı, F-16'ların kaderini çizecek: ABD'den alım anlaşması yapılan 30 F-16'ya takılacak elektronik harp cihazı tartışılacak.
Savunma sanayii ilgilileri ikiye bölünmüş durumda. ITT marka ALQ-211V serisi cihazlar, Türkiye'de imal edilen ALQ-178V serisinden daha yeni bir sistem. Diğer yandan hem sistem gereksinimlerini yerine getirme zorunluluğu yerli, yabancı herkes için var, hem de hazır cihaz henüz ABD Hava Kuvvetleri uçaklarına takılı değil.
İki ihtimal var
İki ihtimal: F-16'lara, milli yazılıma sahip cihazlardan mı, yoksa ABD'nin önerdiği, milli yazılım yüklenmesine uygun olmayan ITT marka mı alalım? İkinci şık, 20 yıllık önemli savunma sanayii adımından dönüş mü demek?
Dört kişilik kurul
Karar Savunma Sanayii İcra Kurulu'na sunulacak. Son söz dört kişilik kurulun: Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Gönül, Savunma Müsteşarı Bayar.
Yabancı yazılımı isteyenler
Milli yazılıma, yani Türkiye'nin savunma önceliklerine uygun elektronik tedbirlere açık olmayan bu sistemin bir an önce alınmasından yana olanlar iki görüşü dile getiriyor: 1- Daha önce Türkiye'de üretilen sistemlerde gecikme oldu. Bu nedenle 'uçaklar soba borusu gibi uçuyor' lafları çıktı.
Hazır alırsak ABD teslimatı geciktirmeyeceği sözünü veriyor, 2- Hava Kuvvetleri uçakları 2010-11 yıllarında TUSAŞ'ta güncellemeye (modernizasyon) alınacak. Bir noktada hava savunma sisteminde uçak açığı ortaya çıkacak. 30 uçak o nedenle öncelikli. Elektronik aksamda gecikme riskini almayalım.
Milli yazılım isteyenler
Buna karşın milli yazılıma sahip sistemlerin Türkiye'de üretimini savunanlar şu görüşü dile getiriyor: "Daha önceki gecikme 2001 ekonomik krizinde ihalenin sonuçlanması için gerekli kararın gecikmesinden kaynaklandı. Şimdi üretim ASELSAN dolayısıyla devlet kontolünde.
Üretim ve teslimatın zamanında yapılacağı konusunda yazılı garantiler verilmiş durumda. Ayrıca, örneğin Boeing'in AWACS teslimatında da gecikme var, ama o konuşulmuyor. Hem TSK yönetimi, hem de hükümet nezdinde de yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi iradesi varken 20 yıllık emek boşa gitmemeli."
Milli yazılımda durum ne?
Hatırlatmak gerekirse, 'milli yazılımın' anlamı ve öyküsü şöyle: ABD'nin Lockheed şirketi tarafından tasarlanan, dünyanın en etkili savaş uçaklarından sayılan F-16'ların Türkiye'de TUSAŞ tarafından lisans altında imali merhum Turgut Özal zamanında gündeme geldiğinde, uçakların elektronik harp sistemleri tartışmaya açılmıştı.
F-16'nın havadayken gizli haberleşmesinden silah sistemlerine, dost uçağı düşmandan ayırmasından düşman haberleşmesini köreltmeye dek pek çok işlevini yerine getiren elektronik harp aygıtı NATO yazılımına sahipti. Bu durum, örneğin Ege uçuşlarında Türk uçaklarının Yunanistan uçaklarını fark edememesi anlamına geliyordu.
AYRICALIK TANINDI
Bu sorunu aşmak için uzun müzakerelerden sonra, ABD'nin bir tek İsrail'e tanımış olduğu ayrıcalık Türkiye'ye de tanınmış, elektronik harp cihazı ütermek amacıyla Ankara yakınlarında MİKES şirketi kurulmuştu. 2001 krizi sonrası çoğunluk hisseleri devlet tarafından satın alınan (yüzde 72 Askeri Elektronik Sanayii-ASELSAN, yüzde 3 SSM) MİKES'in ürettiği ALQ 178V serisi Türk jetlerinde, en son Irak operasyonunda da görüldüğü gibi, kış ve gece koşullarında da başarıyla kullanılıyor.
HEPSİ YERLİ YAZILIM
TUSAŞ şu ana dek Türk Hava Kuvvetleri için C ve D modellerinden ve blok 30, 40 ve 50 serilerinden 240 adet F-16 üretti. Bunlardan son 80'i dışında hepsinde Türk yazılımı cihazlar takılı. Son 80 uçak içinde üretim sürüyor, montajın 2009'da tamamlanması öngörülüyor.
Radikal
Murat Yetkin'in haberi
Yeni 30 adet F-16'ya milli yazılım yerine, hazır cihazın takılması tartışılıyor. Erdoğan'la Büyükanıt'ın kararları sonucu belirleyecek.
Üç kurumlu toplantı
Genelkurmay, Hava Kuvvetleri ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı arasında bugün planlanan toplantı, F-16'ların kaderini çizecek: ABD'den alım anlaşması yapılan 30 F-16'ya takılacak elektronik harp cihazı tartışılacak.
Savunma sanayii ilgilileri ikiye bölünmüş durumda. ITT marka ALQ-211V serisi cihazlar, Türkiye'de imal edilen ALQ-178V serisinden daha yeni bir sistem. Diğer yandan hem sistem gereksinimlerini yerine getirme zorunluluğu yerli, yabancı herkes için var, hem de hazır cihaz henüz ABD Hava Kuvvetleri uçaklarına takılı değil.
İki ihtimal var
İki ihtimal: F-16'lara, milli yazılıma sahip cihazlardan mı, yoksa ABD'nin önerdiği, milli yazılım yüklenmesine uygun olmayan ITT marka mı alalım? İkinci şık, 20 yıllık önemli savunma sanayii adımından dönüş mü demek?
Dört kişilik kurul
Karar Savunma Sanayii İcra Kurulu'na sunulacak. Son söz dört kişilik kurulun: Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Gönül, Savunma Müsteşarı Bayar.
Yabancı yazılımı isteyenler
Milli yazılıma, yani Türkiye'nin savunma önceliklerine uygun elektronik tedbirlere açık olmayan bu sistemin bir an önce alınmasından yana olanlar iki görüşü dile getiriyor: 1- Daha önce Türkiye'de üretilen sistemlerde gecikme oldu. Bu nedenle 'uçaklar soba borusu gibi uçuyor' lafları çıktı.
Hazır alırsak ABD teslimatı geciktirmeyeceği sözünü veriyor, 2- Hava Kuvvetleri uçakları 2010-11 yıllarında TUSAŞ'ta güncellemeye (modernizasyon) alınacak. Bir noktada hava savunma sisteminde uçak açığı ortaya çıkacak. 30 uçak o nedenle öncelikli. Elektronik aksamda gecikme riskini almayalım.
Milli yazılım isteyenler
Buna karşın milli yazılıma sahip sistemlerin Türkiye'de üretimini savunanlar şu görüşü dile getiriyor: "Daha önceki gecikme 2001 ekonomik krizinde ihalenin sonuçlanması için gerekli kararın gecikmesinden kaynaklandı. Şimdi üretim ASELSAN dolayısıyla devlet kontolünde.
Üretim ve teslimatın zamanında yapılacağı konusunda yazılı garantiler verilmiş durumda. Ayrıca, örneğin Boeing'in AWACS teslimatında da gecikme var, ama o konuşulmuyor. Hem TSK yönetimi, hem de hükümet nezdinde de yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi iradesi varken 20 yıllık emek boşa gitmemeli."
Milli yazılımda durum ne?
Hatırlatmak gerekirse, 'milli yazılımın' anlamı ve öyküsü şöyle: ABD'nin Lockheed şirketi tarafından tasarlanan, dünyanın en etkili savaş uçaklarından sayılan F-16'ların Türkiye'de TUSAŞ tarafından lisans altında imali merhum Turgut Özal zamanında gündeme geldiğinde, uçakların elektronik harp sistemleri tartışmaya açılmıştı.
F-16'nın havadayken gizli haberleşmesinden silah sistemlerine, dost uçağı düşmandan ayırmasından düşman haberleşmesini köreltmeye dek pek çok işlevini yerine getiren elektronik harp aygıtı NATO yazılımına sahipti. Bu durum, örneğin Ege uçuşlarında Türk uçaklarının Yunanistan uçaklarını fark edememesi anlamına geliyordu.
AYRICALIK TANINDI
Bu sorunu aşmak için uzun müzakerelerden sonra, ABD'nin bir tek İsrail'e tanımış olduğu ayrıcalık Türkiye'ye de tanınmış, elektronik harp cihazı ütermek amacıyla Ankara yakınlarında MİKES şirketi kurulmuştu. 2001 krizi sonrası çoğunluk hisseleri devlet tarafından satın alınan (yüzde 72 Askeri Elektronik Sanayii-ASELSAN, yüzde 3 SSM) MİKES'in ürettiği ALQ 178V serisi Türk jetlerinde, en son Irak operasyonunda da görüldüğü gibi, kış ve gece koşullarında da başarıyla kullanılıyor.
HEPSİ YERLİ YAZILIM
TUSAŞ şu ana dek Türk Hava Kuvvetleri için C ve D modellerinden ve blok 30, 40 ve 50 serilerinden 240 adet F-16 üretti. Bunlardan son 80'i dışında hepsinde Türk yazılımı cihazlar takılı. Son 80 uçak içinde üretim sürüyor, montajın 2009'da tamamlanması öngörülüyor.
Radikal
Yorum