Denizli-20

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    Denizli-20

    GENEL BİLGİLER

    Yüzölçümü: 11.868 km²
    Nüfus: 850.029 (2000)
    İl Trafik No: 20
    Horozları ile ünlü Denizli zengin bir tarih ve kültüre sahiptir. Denizli, Hierapolis ve Laodikeia, Tripolis, gibi antik kentleri, kaplıcaları ve dünyada eşi olmayan travertenlere sahip Pamukkale ile görülmesi gereken bir turizm merkezidir.

    İLÇELER:
    Denizli ilinin ilçeleri; Acıpayam, Akköy, Babadağ, Baklan, Bekilli, Beyağaç, Bozkurt, Buldan, Çal, Çameli, Çardak, Çivril, Güney, Honaz, Kale, Sarayköy, Serinhisar ve Tavas'dır.

    Denizli Horozu
    Gecelerin Karanlığa Karşı Doğacak Güneşin Müjdesini Haykıran Horoz
    Her Horoz Kendi Kümesinde Öter
    Denizli Horozu İse Her Yerde Öter
    “Tanrıya şükür, burada her şeyim var. Hayatımda yalnız bir şey eksik: Horoz sesi!...” diyordu New York’ta yaşayan Denizlili zengin bir işadamı. Bahsettiği horoz Denizli horozuydu. Horoz özlemini kelimelere dökerken modern dünyanın bir gerçeğini de dile getiriyordu.
    "“Ben bir şafak vakti Denizli’de horoz sesleri arasında doğmuşum... Sonra da yıllarca aynı güzel sesle uyandım... Her sabah muntazam kurulmuş bir saat gibi öten horozumun sesiyle yataktan fırlıyordum. Şimdi sana bir şey söyleyeyim mi.. 21 yıldır burada horoz sesi işitmiyorum... Modern şehirciliğin ilk alıp götürdüğü şey, altın sesinden çok daha tatlı olan horoz sesi... Uygar hayat kentte, evvela horozun sesini kesiyor...
    Denizli’nin sembolü olan “Denizli Horozu”, renk ve vücut yapısı itibariyle ahenkli uzun ve güzel ötüşleriyle, ilimize en uzak yörelere kadar isim yapmış yerli bir ırkımızdır. Bazılarına göre Osmanlı İmparatorluğu zamanında Arnavutluk’tan İstanbul’a getirilen uzun ötüşlü Berat horozlarının Denizli’ye getirilmesi ve Denizli’deki yerli tavuklarla melezlenmesinden oluştuğu söylenmekte ise de bu doğru değildir. Zira renk ve vücut yapısı bakımından aralarında hiçbir benzerlik yoktur. Denizli horozu bu bölgedeki insanların eskiden beri uzun ötüşlü horozlara gösterdikleri özen sonucu kendiliğinden oluşmuş bir ırktır.
    Denizli Horozu’nun gözleri siyah ve sürmelidir. Bacakları koyu gri veya mor, ibik balta ibik şeklinde, kulakçık kırmızı veya kırmızı üzerinde beyaz benekli genel renk, siyah kirli beyaz ortaklaşa karışım halindedir. Bazen kanat tüyleri üzerinde kahverengi renkler bulunur. Al horozlarda ise siyah-kırmızı ortaklaşa karışım halindedir. Canlı ağırlık ortalama 3-3.5 kg civarındadır. Denizli Horozları renklerine, vücut yapılarına ve ibik şekillerine göre 3’e ayrılır. Renklerine göre DEMİRKIR, PAMUKKIR, KINALI, AL, SİYAH ve KÜRKLÜ olmak üzere 6 tipe ayrılırlar. Vücut yapılarına göre YÜKSEK BOYUN, SÜLÜN ve KÜPELİ olmak üzere 3 tipi vardır. İbik şekillerine göre GENİŞ İBİK ve DAR İBİK olmak üzere 2 tipi vardır.
    Denizli Horozu’nun sesi, tonuna ve netliğine göre de sınıflandırılır. Ses tonuna göre İNCE, DAVUDİ, KALIN SES olmak üzere 3’e ayrılır. Davudî ses, ince sesle kalın ses arasında ve kalın sese yaklaşan tek bir sesdir. Niteliğine göre net ses, hüzünlü ses, cırlak ses, dalgalı ses (alaycı ses) olmak üzere dörde ayrılır.
    Denizli Horozlarının ötüşleri bütün kabiliyetin ortaya konulmasıyla yapılır. Ötüşleri, ötüş anındaki vücut pozisyonuna göre ASLAN ÖTÜŞ, KURT ÖTÜŞ, YİÐİT ÖTÜŞÜ, PUS ÖTÜŞ olmak üzere dörde ayrılır.
    İyi bir Denizli Horozu’nda görünüş canlı; bacaklar, boyun uzun ve kuvvetli; göğüs geniş ve derin; kuyruk dik başa doğru meyilli olmalıdır. Tavukta da aynı özellikler aranır. Denizli Horozlarının birinci yılda ötüş uzunlukları 20-25 sn olmaktadır.
    Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Denizli ırkı üretim birimince yetiştirilen Denizli Horozları genel olarak 100 başlık bir sürü halinde elde tutulmaktadır. Damızlık horozlar seçildikten sonra kalanlar; Mart, Nisan ayından itibaren yurdun çeşitli yerlerinden gelen taleplere göre satılmakta, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında civciv satışı yapılmaktadır.

    COÐRAFYA
    Denizli, Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda, Ege-İç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit teşkil eder.
    Denizli ili yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır. Alçak ve yüksek ovaları, yaylaları ve dağları birbirini tamamlar. Yüksek ovalar gerçekte bir yayla gibidir. Arazisi denizden yüksektir. En büyük akarsu Büyük Menderes'tir.
    Denizli ili Ege Bölgesi'nde olmasına rağmen, Ege Bölgesi'nin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesiminden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan, az da olsa iç bölgelerin karasal iklimi hissedilir. Denizli ilinde, dağlar ekseriyetle denize dik olarak uzandığından denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.

    TARİHÇE
    Denizli ili, ilk defa bugünkü şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Şehir M.Ö (261-246) yılları arasında, II. Antiokos tarafından karısı adına kurulmuş ve Laodikeia adı verilmiştir. Müslüman akınlarına kadar bu isimle anılmıştır. Günümüzde kullanılan Denizli adı, Tonguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan ağıza, Denizli kelimesi haline gelmiştir.
    Daha sonra Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı yönetimi yörede hakim olmuştur. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine nakletmişlerdir.

    NE YENİR?
    İlin özgün yemekleri arasında pirinç çorbası, keşkek, kuru fasulye, nohut, sarma, dolma, bulgur pilavı, kabak, soğan yahnisi, ve keşkeği sayabiliriz.
    Patlıcan Kebap
    Malzemeler:
    6 adet kıstırmalı patlıcan
    6 adet sivri biber
    1/2 kg.domates
    1 çay bardağı sıvı yağ
    1 çay kaşığı kimyon, kekik
    1/2 çay kaşığı karabiber
    1 tatlı kaşığı tuz, nane
    1 demet maydanoz
    3 diş sarımsak
    Hazırlanışı: Patlıcanlar ve biberler iyice yıkanır. Patlıcanlar iki tarafı soyularak lüle şeklinde çizilir. Patlıcanlar ve biberler kızartılıp geniş bir kaba dizilir. Domatesler rendelenir, tuz ve baharatlar içine konur, patlıcanların üzerine dökülür. Üzerine küçük küçük doğranmış sarımsaklar eklenerek kısık ateşte veya fırında pişirilir. Ateşten alınmak üzere iken doğranmış maydanozlar üzerine serpilir. Servis yapılır.
    Kuzu Kapama
    Malzemeler:
    1 Kg. kemikli kuzu eti (iri parça halinde )
    1 tatlı kaşığı kekik
    1 çay kaşığı kimyon
    1 çay kaşığı karabiber
    100 gr. kuyruk yağı
    250 gr. un
    1 bardak su
    1 kaşık tuz
    Hazırlanışı : Toprak tencerede bütün malzemeleri toplayıp, un ile suyu hamur yapıp tencerenin ağzını sıkıca kapatıp fırında veya kor ateşte 3 saat pişirilir.
    Arapaşı
    Malzemeler:
    2 yemek kaşığı sade yağ
    1 çay bardağı un
    2 su bardağı tavuk suyu
    4 su bardağı su
    1 çay kaşığı kırmızı biber
    1 çorba kaşığı salça
    4 adet kuru biber
    1 su bardağı tavuk eti ( küçük parçalar)
    Hamurun hazırlanışı: 4 bardak su, 1 su bardağı un, 1 fincan nişasta. Su kaynatılır un ve nişasta suda eritilir. Kaynar su içine katılarak pişirilir.
    Hazırlanışı: Sade yağ eritilir. Kırmızı biber konur su ilave edilir. Un ve salça suda eritilir, suyun içinde karıştırılır. Tavuk eti ilave edilip kaynatılır.

    NE ALINIR?
    Tüm Denizli ili dokumaları, özellikler Buldan'a özgü desenli, renkli, simli, pamuklu, ipekli giysi ve mefruşatlar büyük bir üne sahiptir ve mağazalarda teşhir ve satışı yapılmaktadır.

    YAPMADAN DÖNME
    Doğa harikası eşsiz travertenleri, birçok hastalıkların tedavisinde rolü olduğu belirlenen Pamukkale'nin şifalı suyunu, ayrıca Karahayıt ve Yenice gibi kaplıcalarını ziyaret etmeden, Bir çok uygarlıkların yerleştiği antik çağın büyük ve kutsal kentlerinden; Hierapolis, Laodikeia, Colossae, Tripolis ve Heraclaia görmeden, Önemli bir alış veriş merkezi olan Kaleiçini, şehir merkezindeki havlu, bornoz ve diğer tekstil ürünlerinin satıldığı Babadağlılar Çarşısı'na uğramadan, Karcı Dağı eteğindeki havası, suyu ve manzarası eşsiz Çamlık mesireliğinde piknik yapmadan ...
    Dönmeyin.
    NASIL GİDİLİR?
    Karayolu: Krayolu ile ülkenin her tarafından Denizli'ye ulaşılabilmektedir. Otogar, kent merkezindedir.
    Otogar Tel: (+90-258) 241 03 47
    Demiryolu: Demiryolu vasıtasıyla Ankara, İstanbul ve İzmir illeri ile bağlantı mevcuttur. Denizli-Aydın-İzmir karayolunu izleyen demiryolu kentin İzmir ile bağlantısını sağlamaktadır. Gar kent merkezindedir.
    İstasyon Tel: (+90-258) 268 28 31
    Havayolu: Denizli ili Çardak ilçesinde, ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta bir havaalanı bulunmaktadır. Havalimanı kent merkezine 65 km uzaktaki Çardak İlçesindedir.
    Havalimanı Tel: (+90-258)851 24 59
    TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
    Sit Alanları
    Arkeolojik Sit Alanı : 97
    Kentsel Sit Alanı : -
    Doğal Sit Alanı :11
    Tarihi Sit Alanı : -
    Diğer Sit Alanları
    Arkeolojik ve Doğal Sit : 9
    Toplam : 117
    Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 322
    GENEL TOPLAM : 439
    İLETİŞİM BİLGİLERİ
    İl Kültür Müdürlüğü
    Tel: (+90-258) 265 54 48
    Faks: (+90-258) 265 07 87
    İl Turizm Müdürlüğü
    Tel: (+90-258) 241 08 40-264 39 71
    Turizm Danışma Müdürlüğü:
    Tel: (+90-258) 272 20 77
    Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
    Adres: İstiklal Cad. İl Halk Kütüphanesi DENİZLİ
    Tel: (+90-258) 262 43 23
    Faks: (+90-258) 265 07 87
    Önemli Telefonlar
    Valilik: (+90-258) 264 86 41-265 61 25
    Belediye: (+90-258) 265 21 37-265 21 38
    Hastane: (+90-258) 263 93 11
    Polis: (+90-258) 265 14 25
    Jandarma: (+90-258) 264 70 86


    Gezilecek Yerleri

    Kaklık Mağarası
    Yeri: Mağara, Denizli-Afyon-Ankara ve Denizli Çivril Karayolu üzerinde, Denizli İl Merkezi’ne 30 km. mesafede, UNESCO Miras Listesi’nde bulunan Pamukkale’ye 45 km.de, uluslararası Çardak Havaalanı yol güzergahında bulunan ana tur güzergahına 2 km. mesafede, Honaz İlçesi Kaklık Kasabası’ndadır.
    Özellikleri: Büyük bir yer altı deresinin oluşturduğu yer altı boşluğunun tavanının çökmesi sonucu oluşan Kaklık Mağarası, son derece ilginç özelliklere sahip bir mağaradır. Şekil olarak obruk gelişim özelliği gösteren mağaranın içinde, büyük bir traverten kitlesi vardır. Pamukkale’nin benzeri olan travertenler mağaranın hemen yakınında bulunan Kokarhamam Pınarı ( Haydarbaba Pınarı) sularının mağaraya şelaleler yaparak akması sonucu oluşmuştur. Basamaklar halinde havuzlardan meydana gelen travertenlerin gelişimleri, hala devam etmektedir. Ayrıca mağaranın kuzey duvarından küçük şelaleler şeklinde sızan sular da yer yer duvar travertenleri oluşturmaktadır. Daire şekilli geniş bir ağzı olan Kaklık Mağarası’nın büyük bir bölümü güneş ışınları almaktadır. Bu nedenle mağara duvarlarında yosun ve küçük sarmaşıklar gelişmiştir. Gün içinde yeşilin değişik tonlarında renkler alan bu bitkiler, mağaraya son derece ilginç bir güzellik katmaktadır.
    Mağara, damlataş, sarkıtlar ve dikitlerle süslü olup , eşine rastlanmaz güzelliktedir. Mağara içerisinde bol miktarda termal su bulunmaktadır. Berrak, renksiz ve kükürt kokulu olan bu su varlığının bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

    Yamaç Paraşütü
    Konum: Pamukkale Denizliye 21 km uzaklıkta Çökelen Dağı eteklerinde yer almaktadır. Turistik bölge olduğu için bölgeye her türlü ulaşım şekli mümkündür.
    Uçuş Mevsimi:Ilıman iklimi ile yılın her mevsimi uçuş yapılabilmektedir.
    Bölge avantajları:Eski bir yerleşim bölgesi olan Pamukkale, kireçli sıcak suların çökmesiyle oluşan travertenleri ve tarihi kalıntılarıyla her yıl binlerce turistin geldiği ülkenin önemli turistik merkezlerindendir.Uçuş yapılabilen iki tepe bulunmaktadır:
    Eğitim Tepesi
    Meteorolojik Özellikleri:Gün doğduktan sonra gün-batı yönünde kendini hissettiren rüzgar öğle saatlerine kadar hafif şiddette eser. Öğle saatlerinde artan rüzgar batıya kayarak günbatımında neredeyse tamamen kesilmektedir.
    Kalkış Pisti:70 m yüksekliğindeki tepe alçak oluşundan dolayı amatör uçuşlar için tercih edilmektedir. Yeraltı sularının tüm bölgede yaşanan ılıman etkileri nedeniyle bölgede yaşanan rüzgar değişiklikleri burada hissedilmemektedir. Düzenli rüzgarlar sayesinde yıl boyunca güvenli uçuşlar yapılabilmektedir.
    İniş Pisti:Yamaçtan yapılan uçuşlar bölgede bulunan düzlüklerde son bulur. İniş noktaları herhangi bir engel taşımaması nedeniyle son derece güvenlidir.
    Dikkat Edilmesi Gerekenler:Yaz sıcağının en yoğun yaşandığı aylarda öğle saatlerinde hızlanan rüzgarla beraber oluşan sert türbülanslara dikkat edilmelidir.

    Camiler Türbelerve Kiliseler

    Acıpayam Yazır Cami:
    Cami giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre,1801 yılında yaptırılmıştır. Süslemesi bakımından oldukça zengin ve değişik bir durum gösteren caminin duvarları içerisinde üç sıra panolar halinde resimlerle süslenmiştir.

    Boğaziçi Cami:
    Selçuklular Döneminde yapılan bu cami, Baklan ilçesi Boğaziçi Kasabası'ndadır. Ağaç direkli camilerdendir. Süslemesi bakımından oldukça zengin ve değişik ağaç motifleri görülmektedir.
    Goncalı Kilisesi (Laodikya Kilisesi):
    Denizli'nin 6 km kuzeyinde bulunan Laodikya antik kenti, bugünkü Eskihisar ile Goncalı Köyleri arasındaki tepeler üzerinde kurulmuştur. Adını bölgeye egemen olan Selekoslar Kralı II. Antiochos'un (M.Ö. 250) karısı Laodike'ye izafeten almaktadır. Daha önceleri Rhoas veya Dios adları ile anılırdı.
    Kentin bugün yüzeyde görülen başlıca kalıntıları arasında; iki tiyatrosu, stadyumu, bazilikası, nymphaeumu, tapınağı, sütunlu caddesi Roma döneminde inşa edilmiş anıtsal yapılarıdır.
    Laodikya'nın en yüksek refah düzeyine ulaştığı zamanlar Roma ve erken Hıristiyanlık dönemi ve geç Bizans çağına rastlamaktadır. Hierapolis yakınlarındaki bir kaynaktan gelen şehirdeki sıcak suyun tedavi edici özellikleri sebebiyle, şehir aynı zamanda bir tedavi merkezi olarak da gelişmiştir.
    İncil'den ve diğer belgelerden anlaşıldığına göre, şehrin vatandaşları yeni dine karşı çok kayıtsız bir tavır almışlardır. İlk misyonerler, bu tavrın servetlerinden kaynaklandığına ve onları paylaşmaktan alıkoyduğuna inanmışlardı. Laodikya M.S. IV. yy.da Ecumenikal Konseyi'nin toplandığı önemli bir piskoposluk merkeziydi. Buna ek olarak, İncil'in son Babı'nın Vahiy bölümünde zikredilen yedi kiliseden biri olarak adı geçmektedir.
    Latince "Halkın Sesi" anlamına gelmektedir.

    Hierapolis St. Katedrali (Pamukkale): Hierapolis şehri merkezinde, Agora ile Tiyatro arasında Sütunlu caddenin kuzey bitişiğinde yer almaktadır.

    Kilise (Pamukkale):
    Hierapolis tiyatrosunun yaklaşık 150 m kuzey-doğusunda bulunan kilisenin, kazısı önceki yıllarda yapılmıştır. V. yüzyıla tarihlenen kilise dikdörtgen planlıdır.

    St. Philippe Martyrion (Ottogon, Pamukkale):
    İsa'nın 12 havarisinden biri olan, St. Philippe adına yaptırılmış olup, Hierapolis antik kent merkezinin kuzeyinde, yüksekçe bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. St. Philippe M.S. 80 yılında ilk kez Hierapolis'e gelmiş ve Hıristiyanlığı yaymak istemiş, ancak şimdiki Martyrion'un yapıldığı yerde öldürülmüştür. M.S. IV yy.ın sonunda veya V. yy. başlarında Aziz Philippe'nin anısına Martyrion'un inşa edildiği bilinmektedir.
    Aziz Philippe'nin mezarının bu merkezi oda içinde olduğu tahmin edilmektedir.

    Türbeler:
    Servergazi Türbesi ( Yeşilköy ), Mehmet Gazi Türbesi (Büyük Mezarlık), Fatma Hanım (Yıldız) Türbesi (B. Mezarlık), Ahi Sinan Türbesi, Mahmut Gazi Türbesi, Yatağan Baba Türbesi ve Hüsamettin Bey Türbesi Denizli'nin görülmeye değer başlıca türbeleridir.

    Han ve Kervansaraylar

    Akhan:
    Denizli'ye 7 km. uzaklıkta, Denizli-Afyon karayolu üzerindedir.1253-1254 yıllarında, inşa edilmiş olan kervansarayın 2 yazıtından birinde II. İzzettin Keykavus'un adı ve unvanları belirtilmektedir. Hanım avlu portali (taç kapı), geometrik ve plastik süslemeleri ile oldukça görkemlidir. Geyik, sfenks, kuş, figürleri, palmet, bitki gibi motifleri ile yoğun bir bezemeye sahiptir.

    Çardakhan Kervansarayı:
    Çardak ilçe merkezinin hemen dışındadır. Yazıtından anlaşıldığını göre, I. Alaaddin Keykubad zamanında, 1230 yılında yaptırılmıştır. Sultan hanları tipinde bir kervansaraydır.

    Kaplıcalar

    Gölemezli Çamur Kaplıcası:
    Akköy ilçesine bağlı Gölemezli Köyü yakınlarındadır. Dört kaynak halindedir. Kaynaklar nitelik bakımından her birinden farklıdır. Birisi çamur hamamı olarak kullanılır. Deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Babacık (Kabaağaç) Kaplıcası: Sarayköy ilçesi Tekke köyü ılıcasının 3 km uzaklığındaki Kaabaağaç Köyü'ndedir.

    Kızıldere Ilıcası:
    Sarayköy'e 11 km uzakta kızıl renkli kayalardan çıkar. İki kubbeli bir hamamı, iki banyo yeri, havuzu ve soyunma yeri vardır. Romatizma ve yorgunluğa iyi gelir.

    Pamukkale Termal Turizm Merkezi
    Yeri: Denizli'nin kuzeyinde, tarihi Hierapolis harabelerinin yanındadır.
    Ulaşım: Denizli şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır.
    Suyun Isısı: 33°C -35,5°C
    PH Değeri: 5-83-6,02
    Özellikleri: Termal, hipotonik, bir maden suyudur. Bikarbonat, sülfat, kalsiyum, karbondioksit.
    Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri
    Tedavi Ettiği Hastalıklar: İçme kürleri sindirim sistemi, özellikle mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları fonksiyon bozuklukları, hipostenik dispepsiler, safra pigmentlerinden stazları, safra kesesi ve safra yollarının kronik iltihapları, taşları şişmanlık, diabet, gut; banyo kürleri dolaşım sistemine ait hastalıklar, kalp, beyin ve etraf atar damarlardaki iskemik sendromlar, damar sertliği, tansiyon değişimi, bronşiyal astım vakaları, osteoartroz sınıfına giren ve bilhassa alt ekstremitlerde yerleşen romatizmal sendromlar, akut devresini geçirmiş ve stabilize durumdaki artritis sendromlarında etkilidir.
    Konaklama Tesisleri: Bölgede 4 yıldızlı, Hierapolis, Ergür, Colossea, Polat's ve Richmond otelleri hizmet vermektedir.

    Tekkeköy Kaplıcası:
    Sarayköy ilçesi Tekke Köyü yakınındadır. Sarayköy'e uzaklığı 20 km olup, çeşitli yerlerden sıcak sular kaynamaktadır Roma Devri'nden kalma hamamı, havuzu, soyunma yeri vardır. Kaplıca; romatizma, deri, kadın hastalıkları, idrar yolu rahatsızlıkları tedavisinde kullanılır.

    Çizmeli (Yenice) Kaplıca ve İçmeleri:
    Buldan ilçesine 16 km uzaklıktaki Yenicekent sınırları içindedir. Menderes kıyısında olup, Tripolis antik kenti kalıntıları arasından gidilir. Romatizma, kalp, damar sertliği, deri, basur memeleri hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

    Korunan Alanlar
    Denizli - Honaz Dağı Milli Parkı
    Yeri: Denizli ili Honaz ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
    Ulaşım: Afyon-Denizli ile Afyon-İzmir devlet karayolu ile Milli Park alanına ulaşım sağlanmaktadır.
    Özelliği: Milli Parkın ana özelliğini, Ege Bölgesinin en yüksek dağı olan ve2528 m. yüksekliğe sahip olan Honaz Dağı bünyesindeki kaynaklar oluşturmaktadır.
    Ege Bölgesinde Pleistosen döneminde Periglasiyal ortam şartlarını hüküm sürdüğü az sayıda yerlerden birisi de Honaz Dağıdır. Dağ üzerinde birçok Periglasiyal koşulları karakterize eden jeomorfolojik şekil bulunmakta olup, ana şekil grubu olarak ise; horst biçimi yüzeye hakim olmaktadır. Düşey yöndeki faylanmalar sonucu Honaz Dağı oldukça dik bir görünüm kazanmıştır. Yörenin genel litolojik yapısı gnays ve mikaşistlerden meydana gelmekte olup,yer yer kristalize kireç taşlarına da rastlanmaktadır.
    Yoğun bitki örtüsüne sahip Honaz Dağı üzerinde alt floraya ait endemik türler bulunmakta, Alpin floraya ait türler ise dağın üst zonlarında yer almaktadır. Orman formasyonu içerisinde kızılçam (Pinus Brutia),karaçam(Pinus Nigra)ve ardıç hakim türlerdir.
    Yaban Hayatı açısından da zenginlik içeren sahada özellikle dağ keçisi yoğun olarak bulunmaktadır. Ayrıca yaban domuzu , tavşan, tilki, porsuk,sansar vb. türlerde görülmektedir.
    Honaz Dağı , gerek topografik özellikleri ve uygun eğim koşulları gerekse kar yağışının yeterli düzeyde olması nedeniyle ülkemizde kayak potansiyeli yüksek alanlardan birisidir.
    Yöre; arkeolojik özelliği açısından da zenginliğe sahiptir. Özellikle Collossea antik kentinde bir çok kaya mezarları bulunmaktadır. Sahada yapılacak arkeolojik araştırmalarla bu zenginliğin daha da artacağı beklenmektedir.
    Görülebilecek Yerler: Honaz Dağı bitki zenginliği, peyzaj güzelliklerini, mevcut ulaşım ağının takip edilerek gidilmesi sonucu bu değerlerini ziyaretçileri ile paylaşır. Ayrıca Honaz ilçesi giriş yolu üzerinde yer alır. Collossea antik kent sahası da arkeolojik zenginliğini ziyaretçilere sunmaktadır.
    Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Honaz ilçesi yakınlarında yer alan günübirlik kullanım alanı ise İzmir yolu üzerinde ki Cankurtaran günübirlik kullanım alanı ziyaretçilere hizmet sunmaktadır. Milli Parkın en yakın yerleşim alanı Honaz ilçesi ile Denizli il merkezi konaklama için uygun yerleşimlerdir.

    Denizli - Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı
    Konumu: Ege Bölgesinde, Denizli ili, Beyağaç ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır
    Ulaşım: Sahaya Beyağaç (Eskere) ilçesinden 40 km.lik orman yolu ile ulaşılmaktadır.
    Özellikleri: Sandıras Dağı zirvelerinden biri olan Ulugöl Tepe (2261 m.) mevkiinden itibaren kuzey doğuya doğru 1.5 km. boyunda, 500-700 m.eninde ve 2200 m.'den başlayarak inen bir buzul vadisi uzanmaktadır."Kartal Gölü Buzul Vadisi" adıyla anılan bu vadi belirgin buzul aşındırma ve biriktirme şekillerini bünyesinde bulundurmaktadır. Buzul Vadisi boyunca profilin yukarı kısmında 3 tarafı dik yamaçlarla çevrili yarımay şeklindeki çanakla başlamakta ve eğim boyunca basamaklı bir iniş göstermektedir.
    Sahada karaçamın saf meşcereler oluşturması, aralarında anıt ağaç niteliği gösteren yaşlı ve boylu fertlerin bulunmasıyla (yaş ortalaması 250-700 civarında) nadir orman ekosistemi özelliği göstermektedir. Kartal Gölü çevresinde alpin bitki örtüsü hakim olup, karahindibağ, sarı çiçekli gazal boynuzu, üç gül, yonca gibi çayır ve mera bitkileri açısından da zengindir. Gölde küçük balıklar yaşamaktadır.
    Buzul vadisinde oluşmuş bir moren seddi gölü olan Kartal Gölü ile çevresinde karaçamın saf meşcere oluşturulması ve aralarında anıt ağaç özelliği gösteren bireylerin bulunması nedeniyle bu yörenin özelliklerini korunarak bilim ve eğitim çalışmalarının hizmetine sunmak, doğal özelliği bozulmadan korunmasının sağlanmasının yanı sıra, bu alanlarda günümüz insanının ve gelecek nesillerin faydalanmasının temini amacı ile yörenin 1309 Ha. kısmı Tabiatı Koruma Alanı olarak ayrılmıştır.
    Kuş Gözlem Alanları
    Akdağ
    İl: Denizli, Afyon
    İlçeler: Çivril, Kızılören, Sandıklı
    Yüzölçümü: 42394
    Rakım: 900 - 2446 m
    Koruma: var
    Başlıca Özellikleri: dağ, orman
    Kuş Türleri: Kara akbaba (3 çift), kızıl akbaba (3 çift), sakallı akbaba (1 çift) ve küçük kartal (4 çift) gibi yırtıcı kuşlarla önemli kuş alanları statüsü kazanır.

    Işıklı Gölü
    İl: Denizli
    İlçeler: Çivril
    Yüzölçümü: 7300
    Rakım: 821m
    Koruma: yok
    Başlıca Özellikleri tatlısu gölü, bataklık
    Kuş Türleri: Alaca balıkçıl (30 çift), bıyıklı sumru (110 çift) ve gülen sumru popülasyonlarıyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. Göl kışlayan sukuşları (maks.211.482) için çok önemlidir; küçük karabatak (maks.141), sakarca (maks. 8178), Macar ördeği (maks.1060), elmabaş patka (maks.18.370), pasbaş patka (maks. 97) ve sakarmeke (maks.190.690) görülür.

    Müzeler
    Atatürk Etnografya Müzesi:
    İl merkezinde Uçancıbaşı Mahallesi'nde bulunan ve bugün müze olarak kullanılan binanın yapım tarihi ile ilgili kesin bir belge yoktur. Müzenin üst katında çoğu Osmanlı Dönemi'ne ait giysi, takı, ev eşyası, silah, halı, kilim gibi etnografik nitelikteki kültür varlıkları sergilenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün Denizli'ye geldiğinde kaldığı odada, gardırop, pirinç başlıklı karyola, divan ve barok stili bir çalışma masası da bulunmaktadır.
    Müze Tel: (+90-258) 241 08 66
    Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç hergün
    Ziyaret Saatleri: Yaz :08.00-19.00, Kış : 08.00-17.00

    Hierapolis Arkeoloji Müzesi:
    Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir.
    Müzede, Hierapolis kazılarından çıkan eserlerin yanında Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu) Vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadır. Ayrıca Tunç Çağı'nın en güzel örneklerini veren Beycesultan Höyüğü'nden elde edilen arkeolojik buluntular müzenin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Caria, Pisidya ve Lidya bölgelerindeki bazı yerleşimlerden ortaya çıkarılan eserler de Hierapolis Müzesi'nde toplanmış ve sergilenmektedir.
    Müze Tel +90-258) 272 20 34 Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç her gün
    Ziyarete açık saatler:Yaz:08.00-19.00, Kış: 08.00-17.00
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    #2
    Konu: Denizli-20

    Ören Yerler

    ACIPAYAM YAZIR CAMİİ
    Cami, giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre, Hacı Ömer Efendi adında bir zat tarafından 1801 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen olan cami, altısı müstakil on adet ahşap sütun ile mihrap aksında üç sahına ayrılmıştır. Cami, mimari ve süsleme özellikleri ile 13.yy. ağaç direkli Selçuklu camilerini hatırlatmaktadır. Süslemesi bakımından oldukça zengin ve değişik bir durum gösteren caminin duvarları içeride, üç sıra panolar halinde resimlerle süslenmiştir. Yer yer perspektifin denendiği bu resimlerde minyatür üslubu ağırlığını hissettirmektedir. Resimlerin panolar halinde duvar yüzeylerine çizilişlerinde gösterişten kaçınıldığı ve daha ferahlatıcı bir atmosfer yaratılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Bu resimlerde özellikle cami, natürmort, bitki ve ağaç motiflerine yer verilmiştir. Ayrıca caminin tavanı da çıtalarla küçük karelere ayrılmış ve bu kareler, belirli aralıklarla serpiştirilmiş bitki motifleriyle süslenmiştir.

    AKHAN
    Denizli-Afyon karayolunun 7. km. sinde bulunan han aynı adı taşıyan köyün hemen girişinde yolun sonunda yer almaktadır. Anadolu Selçuklularının Batıdaki son kervansaraylarından olan Akhan, Sultanhanları şemasına uymakla beraber oldukça küçük bir handır.
    Hanın iki kitabesi bulunmaktadır. Kapalı olan kısmı 1253 (H.651) yılında avlu ise 1254'te (H.652) tamamlamıştır. Yaptıran Vali Seyfettin Karasungur Bin Abdullah'tır. Simetrik bir plan göstermeyen kervansaray açık ve kapalı bölümlerden oluşmaktadır. Toplam 1100 m² lik bir alan üzerine oturmakta olup kare bir avlu ve derinlemesine dikdörtgen bir holden oluşmaktadır. Kapalı mekân derinlemesine iki sıra paye ile üç sahına ayrılmıştır. Ortada bulunan sahın yan sahınlardan daha geniş ve yüksek tutulmuştur. Üst kısım tonoz ile örtülmüştür. Sivri kemerli niş biçiminde portali basık kemerli giriş kapısı ile yarım metre dışa taşmıştır.
    Kapalı mekânın simetrik düzenlemesine karşın avluda asimetrik bir plan karşımıza çıkmaktadır. Avlu girişinin sağ tarafındaki bölümde iki katlı mekânlar, bir eyvan ve iki kapalı birim yer almasına rağmen diğer tarafta revaklar ve kapalı mekana bitişik köşede tonozlu iki mekan yer almaktadır. Hanın avlu portali geometrik ve plastik süslemeleri ile oldukça görkemlidir.

    Apollon Lermenos Tapınağı
    Bahadınlar Köyüne 4 km. uzaklıktadır. Menderes Vadisine uzanan tepenin ortasında bulunan tapınak dikdörtgen planlıdır. Yapının temelleri Hellenistik üst bölümleri ise Roma dönemine aittir.
    Tapınağın güneyinde görülen bir sıra sütun kaidesinden peripteros planlı olduğu anlaşılmaktadır. Tapınağın batısında bulunan portikonun bir bölümü ayaktadır. Bahadınlar Köyü Camiinde bulunan yazıttan portikonun Domitianus döneminde Apollon Lermenos tapınağı köleleri tarafından yapıldığı ve Apollon'a ithaf edildiği anlaşılmaktadır. Hieron da bulunan heykel kaidelerindeki yazıtlardan buranın çok önemli bir kült merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Kült Apollon Lermenos "Çifte balta" kültüdür.

    APOLLONİA SALBACE (Medet Höyüğü)
    Apollonia antik kenti ve Medet Höyüğü, Denizli İli, Tavas ilçesinin 7 km batısında düz bir ova üzerinde kurulan Medet Köyü yerleşim alanı içinde yer almaktadır.
    Tavas Ovasının en verimli arazileri üzerinde kurulan Apollonia; batıda Tabai yolu ile Karia bölgesine, güneyde Sebastopolis yolu ile Likya bölgesine, doğuda Tavas yolu ile Frigya bölgesine ulaşımı bulunan antik kentlerden birisidir. Apollonia antik kentinin kuruluşu hakkında kesin belgeler bulunmamakla birlikte, höyük buluntuları incelendiği zaman, ilk yerleşimin Tunç çağlarına kadar uzandığı ve kesintisiz olarak devam ettiği görülmektedir.
    Kent Apollonia adını Hellenistik Dönemde aldığı, en görkemli dönemini Roma Çağında yaşadığı anlaşılmaktadır. Köy camisinin bulunduğu avlu içinde Hadrianus Dönemine ait Apollon tapınağının temelleri ve yazıtlar vardır. Kentin İ.Ö.1.yy ve İ.S.1.yy arasında kendi adına sikke bastırdığı ve sikkeler üzerinde tanrısal motiflerin yer aldığını görmekteyiz.

    ATTUDA
    Attuda (Hisarköy) Denizli İli, Sarayköy İlçe sınırları içerisinde ve ilçenin yaklaşık 17 km güneybatısında yer almaktadır.
    Antik dönemde Caria ve Phrygia arasında bir sınır kentidir. Çürüksu Vadisinde bulunan Tripolis ve Laodikeia' yı Aphrodisias' a bağlayan en kısa yol Attuda' dan geçmektedir. Kentin ilk kuruluşu hakkında kesin bir bilgi bulunmamasına rağmen, Lykos Vadisinde kurulan kentlerle çağdaş olduğu ve Hellenistik Dönemde kurulmuş olduğu tahmin edilmektedir. Lykos Vadisindeki kentler ile Aprodisias arasındaki ticarî, ekonomik ve sanatsal bağlantıyı kurmada önemli bir rol oynamıştır.
    Doğu ve batıdan gelen iki derenin çevrelediği yüksekçe bir tepe üzerinde kurulan kentin daha çok savunmaya önem verdiği ve ulaşım yolunu kontrolü altında tuttuğu görülmektedir.
    Antik kaynaklarda, Attuda' da Men kültü olduğu, bu tanrıya bir tapınak yapılarak ona tapınıldığı, tapınak içinde at üzerinde tanrı Men' e ait heykel olduğu yazılmaktadır. Ayrıca Zeus, Apollon, Dionysos ve Asklepios heykelleri ile Artemis Anaitis kültünün de Attuda'da bulunduğunu antik kaynaklar belirtmektedir. Bu kaynaklarda Men Karou ve Men Arrastos' a ait tapınakta tanrıça Kybele' ye ayrı bir önem verildiğinden bahsedilmektedir.
    Antik kentte imparatorluk öncesi ve sonrasında sikke basılmıştır. Sikkelerin bir yüzünde, Attuda yazısı diğer yüzde ise tanrılar ve yöneticilerin portreleri yer almaktadır.
    Günümüzde antik kentin bulunduğu alanda Hisarköy yer aldığından yüzeyde herhangi bir kalıntı görmek mümkün değildir. Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait bazı eserler kurulan müze deposunda teşhir edilmektedir.

    BEYCESULTAN HÖYÜÐÜ
    Denizli İli Çivril İlçesi Menteş Köyü yakınlarında, ilçe merkezine 4 km. uzaklıktadır. Doğu- Batı yönünde uzanan höyük 13 hektarlık bir alanda 25 m. yüksekliğe sahiptir. Arzawa Krallığının başşehrini aramak için gelen ve 1954 yılında Beycesultan höyüğünde kazı çalışmalarına başlayan İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Kazı Ekibi bu çalışmalarını 1959 yılına kadar sürdürmüştür. Bu kazılarda Geç Kalkolitik İlk ve Orta Tunç Çağlarına ait çok sayıda mermer, bronz kemik ve seramik eserler ortaya çıkarılmıştır. Beycesultan Höyüğü kazısından çıkan buluntuların çok azı Anadolu Medeniyetleri Müzesi' nde büyük bir kısmı da Hierapolis Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

    ÇARDAKHAN
    Denizli - Afyon karayolunun solunda, Denizli İli Çardak İlçe merkezinin içinde bulunan bu han portali üzerindeki yedi satır kitabesine göre Alaaddin Keykubat zamanında onun azadlı kölesi ve emirlerinden Esededdin Ayaz Bin Abdullah el Şahabi tarafından yaptırılmıştır. 1230 (H.627) yılı Ramazan ayında bitirilmiş ve kitabesine göre "Ribat" olarak yapılmıştır. Doğu batı doğrultusunda inşa edilen han oldukça geniş kare avlusu ve altı bölümü, beş sahından oluşan holü ile sultan hanlarının sadeleşmiş bir benzerini oluşturmaktadır. Kapalı mekân doğu batı ekseninde dikdörtgen planlıdır. Derinlemesine dört sıra halinde ve her bir sırada beşer paye kullanılması ile beş sahın oluşturulmuştur. Kapı aksında bulunan orta sahın yan sahınlardan daha geniş tutulmuştur; bu sahın tonozu diğer sahın tonozlarından yüksektir. Holün süsleme unsurlarını orta sahındaki paye başlıklarının üzerindeki kabartmalar oluşturmaktadır. Devşirme olan bu süslemelerde boğa başı, çift balık ve insan başı motifleri görülür.
    Avluya ait beden duvarlarından çok azı ayakta kalmıştır. Burada olması gereken eyvan ve giriş portaline ait herhangi bir iz kalmamıştır. Holün geometrik motiflerden oluşan bordürlerle çevrili beden duvarlarından dışarıya doğru çıkıntı yapan portali ise sade bir kompozisyon oluşturmaktadır. Kitabenin her iki yanında birer aslan figürü yer almakta olup bu kompozisyon tipine Selçuklu hanlarında çok sık rastlamaktayız. Portal bordüründe kenarı kırık sekizgenlerin kesişmesinden ortaya çıkan dörtlü düğüm motifleri yer alır. Han Dinar ilçesine bağlı olduğu dönemlerde "HANABAT" ismiyle anılmakta ve Kurtuluş Savaşı sırasında da zahire anbarı olarak kullanıldığını kaynaklardan öğrenmekteyiz.
    ÇİVRİL SAVRAN CAMİİ
    Çivril İlçesine 5 km. uzaklıkta bulunan cami, giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre "Ömer Ağa" adında bir kişi tarafından 1882 yılında yaptırılmıştır. İki mekânlı caminin ibadet mekânı derinlemesine üç sahına ayrılmıştır. Dikdörtgen planlı son cemaat yeri ile birlikte dış cepheleri bakımından oldukça sade bir mimarî üslup göstermektedir. Dıştaki bu sade görünümüne karşılık ibadet mekânı ve son cemaat yeri duvarlarında oldukça zengin bir süsleme dikkati çekmektedir. Duvarların yüzeyleri sivri kemerlerle belirtilerek, bu kemerlerin içlerine değişik kompozisyonlar yerleştirilmiştir. Stilize bitkisel motifler, cami motifi ve meyve motifleri görülebilen resim örneklerindendir. 18. ve 19.yy. Osmanlı mimarisinde ve özelikle Anadolu'da moda haline gelen duvarları resimli camilerden ilimizde ayakta kalabilen birkaç örnekten birisidir.

    ÇİVRİLİ DEDEKÖY CAMİİ
    Çivril, Emirhisar yolu kenarında ve kasabaya yaklaşık 300 m. uzaklıkta bulanan caminin tarihini belirten herhangi bir kitabeye rastlanmamış olmakla beraber, plan ve malzeme özelliklerinden bunun 13.yy. Beylikler devrine ait olduğu anlaşılmaktadır. Cami tek kubbeli bir plan göstermektedir. Yapı malzemesi olarak Roma dönemine ait devşirme malzemenin de bolca kullanıldığı caminin içinde süsleme olarak görülebilen sadece kubbe kemerlerindeki palmet dizileridir. Caminin kuzey-doğu köşesinde bulunan minarenin külah kısmı bugün mevcut değildir. Gövdesinde de oldukça büyük çatlaklar oluşmuştur. Türbe ise caminin yaklaşık 5 m. uzağında tek mekânlı bir yapıdır. İçinde kime ait olduğu bilinmeyen dört adet mezar bulunmaktadır. Bu yapı topluluğu gerek 13.yy. Beylikler devri mimarisini, gerekse bünyesindeki devşirme malzemeler ile iki kültürü yansıtması bakımından önemlidir.

    COLOSSAE
    Denizli İli'nin 25 km. doğusunda, Honaz İlçesi'nin 2 km. kuzeyinde yer almaktadır.
    Denizli-Ankara karayolunun 16. km. sinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi'nden Honaz'a giden karayolu, Colossae kentinin içinden geçmektedir.
    Antik kent, Honaz (Kadmos) dağının kuzeyinde Aksu Çayının kenarına kurulmuştur. Antik Çağdan beri kullanılan güney şark yolu üzerindedir. Büyük Frigya içinde bulunan en önemli merkezlerdendir. Ksenophon'a göre Frigyanın 6 büyük şehrinden biridir.
    Pers egemenliğinde de parlak çağlarını yaşamıştır. İ.Ö. 2.yy.dan itibaren Hierapolis ve Laodikeia'nın kurulması ile önemini yitirmiştir. İ.S. 1.yy. başlarında Laodikeia ile birlikte yüncülük ve dokumacılıkta çok gelişmiştir. İ.S. 1.yy. da Neron döneminde meydana gelen depremle harap olmuştur.
    Geç Roma döneminde Hierapolis ve Laodikeia göçler nedeni ile köy hüviyetine bürünmüştür.
    İ.S. 692-787 yıllarında şimdiki Honaz İlçe merkezinin bulunduğu yerde Chonae adıyla kurulan kent nedeni ile tamamen terk edilmiştir. Chonae kentinde St. Michael kilisesinin bulunduğunu eski kaynaklardan öğrenmekteyiz.
    Ancak şu anda hiçbir kalıntısı yoktur. Yukarıda tepe üzerinde ise Osmanlı Dönemine ait bir kale kalıntısı mevcuttur.
    Colossae antik kentinin kalıntılarına, akropol olan höyük tepesi ile çevresindeki arazilerde rastlanmaktadır. Höyüğün kuzeyindeki bölgede kayaya oyulmuş oda ve ev tipi mezarlar bulunmaktadır.

    DIONYSOPOLİS
    Denizli İli Çal İlçesi'nin yaklaşık 8 km. kuzeybatısında bulunan Ortaköy Kasabası yakınındaki Dionysopolis kenti Suriye krallığı "Seleukoslar" döneminde kurulmuş olup daha sonra Bergama Krallığı egemenliğine girmiştir. Bugünkü yüzeyde pek fazla bir kalıntı görülmemektedir.

    EUMENEİA
    Antik kent, Çivril-Dinar karayolu üzerindeki Işıklı Kasabasının bulunduğu alandadır. Kent Bergama kralı II. Eumenes adına kurulmuştur. Işıklı Kasabasının güney-doğusunda bulunan su kaynağı yakınlarında antik döneme ait izler görülmektedir. Bugün "Sarıbaba Tepesi" olarak adlandırılan dağlık bölgenin üzerindeki düzlük, özellikle Bizans Döneminde kale olarak kullanılmıştır. Bu tepenin yamaçlarında Eumeneia'nın nekropolü bulunmaktadır.

    GÜNEY ŞELALESİ
    Güney Şelalesi, Denizli İli, Güney İlçesi, Cindere Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Güney İlçesinin yaklaşık 4 km. güneyinden geçen Menderes Nehrinin kenarındadır. Şelale doğal güzelliği bakımından görülmeye değer yerlerdendir.

    HERAKLEİA SALBAKE
    Kent, Denizli İli, Tavas İlçesinin 10 km. kuzey batısında bulunan Vakıf Köyü sınırları içindedir. Yerleşim daha çok kuzeydeki su ile çevrili bölgede yoğunluk kazanmaktadır. Herakleia Salbake, antik coğrafyada belirtilen Caria ile Phrygia bölgelerini ayıran Babadağ (Salbake) Sıradağlarının güneyinde bugünkü Tavas Ovasına bakan eteklerinde yer almaktadır. Caria kenti olarak bilinir. Herakleia ile Aphrodisias'ı küçük Tmelos'a (Kırkpınar) Çayı doğal sınır olarak ayırmaktadır. Her iki kentin de nehir tanrısı Tmelos'tur. Herakleia; batısında Aphrodisias, güneyinde Apollonia ve Tabai, güneydoğusunda Sebastopolis ve Kidrama ile yakın ve çağdaş kentler durumundadır.
    Kentin ilk kuruluşu hakkında antik kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Önemli yapıları; şehri çevreleyen Roma Dönemi suru ve stadyumdur.
    Stadyum: Antik kenti çevreleyen sur ile bugünkü Vakıf Köyünün arasındadır. Doğu-Batı yönünde olan stadyuma ait, yamaçlarda bazı basamaklar görülmektedir. Batı kısmındaki basamaklar ise tamamen tahrip olmuştur.
    Herakleia Hieronu
    Herakleia Salbake antik kentinin yaklaşık 4 km. doğusunda, bugünkü Tavas-Kızılcabölük kasabasının 1km. kuzeydoğusunda, Ören Sırtı ve Kocapınar mevkii diye adlandırılan yerlerdir. Salbakos (Babadağ) sırtında yer alan Hieron dikdörtgen prizma şeklindedir.
    Dört tarafını plakalardan oluşan kabartmalar çevirir. Buraya; Artemis, Apollon, Pan, Dionysos ve Herakles ile ilgili mitolojik sahneler işlenmiştir.

    Hierapolis (Pamukkale):
    Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin arkeoloji literatüründe Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır.
    Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. İlk Çağ'da yaşayan Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolis'in bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz.
    Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından M.Ö. II. yy' başlarında kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.
    Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür.Kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra, tüm niteliğini kaybetmiştir. Hierapolis Roma Dönemi'nden sonra Bizans Dönemi'nde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. 4. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa'nın havarilerinden olan, Aziz Philip'in burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, 12. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.
    Başlıca Kalıntılar: Ana Cadde ve Kapılar: Yaklaşık 1 km. uzunluğundaki kentin geniş ana caddesi, kenti bir ucundan diğer ucuna ikiye böler. İki tarafında sütunlu galeriler ve önemli kamu yapıları vardır. Her iki ucunda birer anıtsal kapı bulunmaktadır. Bu kapılar ve caddenin büyük bölümü Roma Dönemi'nde inşa edildiğinden, Bizans surunun dışında kalmaktadır. Güneyinde MS.5. yüzyıla tarihlenen ''Güney Bizans Kapısı'' vardır. Kuzeyde, iyi korunmuş, üç gözlü ve iki yanında yuvarlak kuleleri olan kapıda, İmparator Domitian'a ithaf edilmiş Latince yazılmış bir yazıt vardır. Bu yazıttan dolayı buna Domitian Kapısı veya Roma Kapısı denir. Bu kapıdan güneye inen yolun surla kesiştiği yerde, MS. 5. yüzyılda tarihlenen "Kuzey Bizans Kapısı" bulunmaktadır.
    Hierapolis Arkeoloji Müzesi : Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir.
    Müzede, Hierapolis, Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuta gibi kentlerden çıkan eserler sergilenmektedir.
    Tel: (+90-258) 241 08 66

    KALEİÇİ
    Denizli merkezinde gezilebilecek yerlerden biri de Kaleiçi adı ile anılan en eski çarşıdır. Yaklaşık 800 metre uzunluğunda ve 1 m. kalınlığında sur duvarları ile çevrilidir. Surların yapılış tarihinin Türklerin Anadolu'ya gelişlerinden önce, Bizans devrinde var olduğu bilinmektedir. Kaleiçindeki yerleşimin, buraya 5 km. uzaklıktaki Laodikeia'nın terk edilmesinden sonra 11. yy. da başladığı bilinmektedir.

    LAODİKEİA
    Denizli İli'nin 6 km. kuzeyinde yer alan antik Laodikeia kenti coğrafi bakımdan çok uygun bir noktada ve Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok "Lykos'un kıyısındaki Laodikeia" şeklinde geçmektedir. Tarihçi Plinius'a göre Laodikeia, önceleri Diospolis "Zeus'un şehri", daha sonraları da Rhoas adını taşıyan bir köyün yıkıntıları üzerine inşa edilmiştir. Diospolis adı, buradaki Zeus kültüne verilen önemin bir simgesidir. Rhoas adı ise, yerli Anadolu dillerinden birine ait olabilir.
    Diğer antik kaynaklara göre ise, kent İ.Ö. 263-261 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve şehre Antiokhos'un karısı Laodike'nin adı verilmiştir.
    Laodikeia, İ.Ö.1. yüzyılda, Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biridir. Şehirdeki büyük sanat eserleri bu döneme ait olduğu gibi, yine bu yüzyılda burada düzenlenen gladyatör döğüşleri şehre ayrı bir önem kazandırmıştır. Romalılar Laodikeia'ya özel bir önem vermişlerdir. Ünlü devlet adamı ve hatip Cicero, İ.Ö.50 yılında buraya gelmiş ve kentin bazı hukuki sorunları ile uğraşmıştır. Yine bu tarihlerde Romalılar, Laodikeia'yı Kibyra (horzum) conventusunun merkezi yapmışlardır. Roma İmparatoru Hadrianus, İ.S. 129 yılında şehri ziyaret etmiş ve buradan Roma'ya mektuplar yazmıştır.
    Kent ile Roma arasındaki ilişkilerin ne kadar iyi olduğunu gösteren diğer bir kanıt da, İ.S. 90-146 yılları arasında bu kentte yaşadığı bilinen ünlü Zenon ailesinin sahip olduğu mevki, servet ve imtiyazlardır. Nitekim, bu aileden olan Polemon adında biri, Antonius tarafından Lykaonia, Kilikia ve Pontus'a yönetici olarak atanmıştır.
    Yazıtlar ve sikkeler, Laodikeia'nın dini hayatı hakkında da bilgiler vermektedir. İmparatorluk devrine ait çok sayıdaki sikke üzerinde görülen Zeus Laodiokos figürü, bu kentte Zeus kültüne verilen önemin göstergesidir. Laodikeia'nın geç devirlerine ilişkin bilgilerimiz çok sınırlıdır.
    Birkaç metin bize, Hırıstiyanlığın başlangıç devirlerinde Laodikeia'nın durumu hakkında bazı ipuçları veriyor. Diğer yerlerde olduğu gibi, burada da Hırıstiyanlık, önce Yahudi toplumunu etkilemiştir.
    Nitekim Küçük Asia'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması Hırıstiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Antik devirde Goncalı ve Eskihisar köyleri yakınlarında kurulmuş olan Laodikeia kentinin hangi nedenle tümüyle terkedildiğini bilmiyoruz. Ancak, büyük depremlerin bunda rol oynadığını tahmin etmek güç değildir. İ.S. 194 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem şehri yerle bir etmiştir.
    Laodikeia'nın Yapıları
    Büyük Tiyatro: Antik şehrin kuzeydoğu tarafında, Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak Roma tarzında yapılmıştır. Skene'si tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrası oldukça sağlam durumdadır. Yaklaşık 20.000 kişi alabilecek büyüklüktedir.
    Küçük Tiyatro
    Büyük tiyatronun 300 m. kadar kuzeybatısında yer almaktadır. Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak Roma tarzında inşa edilmiştir. Skene'si tamamen yıkılmış olup cavea ve orkestrasında da bozulmalar mevcuttur. Yaklaşık 15.000 kişi alabilecek büyüklüktedir.
    Stadyum ve Gymnasium: Şehrin güney-batısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Stadyumun ek yapıları ile gymnasium bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır. İ.S. 79 yıllarında yapılan stadyumun uzunluğu 350 m., genişliği 60 m. dir. Amfiteatr şeklinde yapılmış olan yapının 24 basamaklı oturma sırası bulunmaktadır. Büyük bölümü tahrip olmuştur. İ.S. 2.yüzyılda yapılan gymnasium proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek İmparator Hadrianus ve eşi Sabina'ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.
    Anıtsal Çeşme: Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde yer almaktadır. İki cepheli olarak yapılmıştır. Nişleri mevcuttur. Bizans Döneminde onarım görmüştür.
    Meclis Binası: Kentin güney-batısındadır. Dikdörtgen planlı olan anıtsal yapı, doğu-batı istikametinde uzanmaktadır.
    Ana giriş doğu cephesindedir. Bina girişten itibaren dört bölümlü olarak kemer ve tonoz sistemi ile yapılmıştır. Yapının üst kısımları tamamen, taşıyıcı unsurları ise kısmen yıkılmış ve tahrip olmuştur.
    Zeus Tapınağı: Antik Laodikeia kentinin sütunlu caddesinin doğu kesiminde, küçük tiyatro ile nymphaeum arasında bulunmaktadır.
    Fakat sadece süsleme elemanlarının parçaları görülebilmektedir.
    Kilise: Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiştir.
    Sadece taşıyıcı bölümlerin bir kısmı ayakta kalmıştır. Ana girişi batıdadır. Orta bölümde dördü kemerli, dördü düz olmak üzere sekiz adet paye kullanılmıştır.

    SALA
    Denizli İli, Güney İlçesindedir. Şimdiki Güney İlçe merkezinin kuzeyindeki düzlükler üzerinde kurulduğu tahmin edilmektedir. Ancak günümüzde hiçbir kalıntıya rastlanmamaktadır.


    SEBASTOPOLİS
    Sebastopolis, Denizli İli Tavas İlçesi'nin 19 km. güneyinde bulunan Kızılca kasabasının 2 km. doğusunda yer almaktadır. Antik kentin ilk kuruluşu bilinmemekle birlikte yüzeydeki kalıntılar Roma ve Bizans Dönemlerine aittir. Kalıntıları: Höyük Tepesi, stadyum ve nekropoldür.


    SÜLEYMANOÐLU GÖLÜ
    Denizli İli, Buldan İlçesi yaylasındadır. Etrafı ormanlarla çevrilidir. Doğal güzelliği bakımından görülmeye değer yerlerdendir.

    TABAİ
    Denizli- Muğla karayolunun 78. Km. sinde bulunan Tabai, adından da anlaşılacağı üzere doğal bir kale görünümündedir. Kent büyük İskender'den sonra Anadolu'da kurulan şehir devletleri arasındadır. Tabai Hellenistik Dönemden (Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı) günümüze kadar kesintisiz bir yerleşime sahne olmuştur. Tabai antik dönemde kendi adına sikke bastırmıştır. Önceleri gümüş,daha sonra bronz olarak basılan sikkelerin ön yüzlerinde genellikle Zeus, Apollon, Athena, Herakles ve Dionysos figürleri, arka yüzlerinde ise "TABENON" yazısı ve kenti simgeleyen boğa, bereket boynuzu gibi figürler bulunmaktadır. Günümüze gelen kalıntılar ise; Roma Hamamı ve Osmanlı dönemine ait Cevherpaşa Camii sayılabilir.

    TRAPEZOPOLİS
    Trapezopolis, Denizli İli Babadağ İlçesi Bekirler Köyü Boludüzü mevkiinde bulunmaktadır. Antik kentin kuzeyden güneye doğru uzanan düzlük üzerine arazinin coğrafi yapısına göre kurulduğu anlaşılmaktadır. Kalıntılar tamamen toprak altındadır. Yüzeydeki kalıntılar Roma ve Bizans dönemi özellikleri göstermektedir.

    TRİPOLİS
    Denizli İl merkezinin 40 km. kuzeyindedir. Buldan İlçesi Yenicekent Kasabası'nın doğusunda, Büyük Menderes Nehri ile kasaba arasındaki yamaçlar üzerinde kurulmuştur. Batıya açılan Büyük Menderes ovası ile hem Ege kıyılarına hem de İç Anadolu ve Akdeniz'e bağlanmaktadır.
    Kent güneyindeki Çürüksu Vadisi'nde kurulmuş olan çağdaşı Laodikeia'ya 30 km., Hierapolis'e ise 20 km. uzaklıktadır.
    Tripolis, Lidya bölgesi içinde, Karya ve Frigya bölgelerine ulaşımı sağlayan, sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden birisidir. Kuruluş biçimi ve şehircilik anlayışı ile yörenin, en zengin kentlerindendir. Tripolis'in, Lidyalılar zamanında kurulduğu tahmin edilmektedir. Lidya, Pers ve Hellenistik dönemlere ait tarihi bilgiler henüz yoktur. Bu devirlerle ilgili kalıntılara da rastlanmamaktadır. Kentin kalıntıları üslup yönünden Roma ve Bizans Dönemi karakteri taşımaktadır. Anıtsal yapıların en iyi örnekleri İ.S. 1., 2. ve 3. yüzyıllarda yapılmıştır. Plinius'a göre, şehrin bir diğer adı Apollonia'dır. Sikkelerinde tanrıça Leto'nun, Letoia Phthia oyunlarının ve Menderes Nehri'nin isimleri vardır. Tripolis ve çevresi tarih içinde birçok deprem ve savaşlara sahne olmuştur. İ.S. 325 yılında Nikea meclisinde hazır bulunan Lidya piskoposları listesinde Tripolis'in adının geçmesi piskoposluk düzeyinde bir şehir olduğunu göstermektedir.
    Tripolis'in Yapıları
    Tiyatro: Kent merkezindedir. Grek tiyatrosu gibi araziye uygun olarak Roma tarzında yapılmıştır. Tüm bölümleri harap durumdadır. Yaklaşık 10.000 kişi alabilecek kapasitededir.
    Hamam: Tiyatronun yaklaşık 200 m. batısında yer almaktadır. Sur duvarları dışında bulunmaktadır. Dış duvarları kısmen ayaktadır. Tonoz ve kemerli iç kısımlar yıkılmıştır. Bölümleri ise tespit edilebilmektedir. Kalın duvarlarında büyük nişler mevcuttur.
    Şehir Binası: Hamamın yaklaşık 150 m. güneyindedir. Sadece temelleri kalmıştır.
    Kale ve Surlar: Tripolis Geç Roma ve Bizans Döneminde sur ve kale ile çevrilmiştir. Eğimli arazide kurulan kentin surları yer yer burçlarla, gözetleme kuleleri ve kalın duvarlarla desteklenmiştir. Tiyatroya bitişik devam eden sur, kentin kuzeyindeki en yüksek tepede kule ile birleşir.
    Kule, hem savunmaya hem de gelecek düşman tehlikesini gözetlemeye yöneliktir.
    Nekropol: Surun, doğu ve güney yamaçlarındadır. Burada kaya mezarları, podyumlu mezarlar ve lahitler görülmektedir.

    İlçeleri

    Beyağaç:
    İl merkezine 94 km. uzaklıkta olup ilin güneyinde yer almaktadır. Sahip olduğu doğal güzellikleri ile gelecekte önemli bir turizm merkezi olma yolundadır. Kartal Gölü adı ile bilinen bölgede yaşları 1265'i bulan görülmeye değer tabiat harikası karaçamlar bulunmaktadır. Eşine az rastlanan bu ağaçlar anıt ağaç statüsüne alınmış, bölge ise Tabiat Parkı Koruma alanı olarak ilan edilmiştir.

    Buldan:
    Denizli il merkezine mesafesi 46 km.dir. İlçe sınırlarında Tripolis yerleşim merkezi görülmeye değer yerlerdendir.

    Güney:
    İlçenin güneyinde 5 km. uzaklıkta Güney Şelalesi bulunmaktadır.

    Honaz:
    Ege bölgesinin de en yüksek noktası olan 2571 m.lik zirve ilçeye adını veren Honaz Dağı'nın doruğudur.

    Sarayköy:
    Denizli merkeze 20 km. mesafededir. Yakın çevrede Kızıldere, Tekke, Yenice ılıcaları vardır. İlçe sınırları içinde ayrıca İn hamamı ılıcaları da vardır.


    Yorum

    • umina
      Member
      • 11-12-2005
      • 1699

      #3
      Konu: Denizli-20




      pamukkale ve kapadokya için, ülke turizmi için lütfen oylarınızı esirgemeyin.






      New7Wonders: Vote for the New 7 Wonders of Nature nominees


      bu ülke bizim

      Yorum

      • umina
        Member
        • 11-12-2005
        • 1699

        #4
        Konu: Denizli-20

        ayrıca @orbay kardeşim eline sağlık bu çalışmaların için.

        Yorum

        • orbay
          Senior Member
          • 11-02-2005
          • 5871

          #5
          Konu: Denizli-20

          Rica ederim @umina : )

          Yorum

          • orbay
            Senior Member
            • 11-02-2005
            • 5871

            #6
            Konu: Denizli-20

            YouTube - Denizli

            Yorum

            • orbay
              Senior Member
              • 11-02-2005
              • 5871

              #7
              Konu: Denizli-20

              İlçelere göre şehir ve köy nüfusları

              Yorum

              İşlem Yapılıyor