EDİRNE
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü : 6.276 km²
Nüfus : 396.462(2007)
İl Trafik No : 22
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ'ın kuzeyinde yer alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise Avrupa'nın en büyük yedi şehrinden biri olmuştur.100 yıl kadar bir süre Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli yapıların sebebidir. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir.
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü'dür.
COÐRAFYA
Marmara Bölgesi'nin Trakya bölümünde bulunan Edirne'nin denizden yüksekliği 41 metredir. Edirne genel olarak geniş düzlüklerle, basık tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir. Karasal bir iklime sahiptir. Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır. İlde en sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise Aralık ve Ocaktır. Yaz ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc dir.
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır.
İS II. yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti. Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer. XVI.yy başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında I.Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur.
NE YENİR
Edirne'ye özgü yiyeceklerin başında Edirne'nin meşhur tava ciğeri gelmektedir.Edirne'yi ziyaret edenler Edirne'nin tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar.
Edirne'den Yemek Tarifleri
Ciğer Tava
Malzemeler :
Dana ciğeri,
buğday unu,
yağ,tuz,
kurutulmuş kırmızı biber.
Hazırlanışı :
Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra kıyılan ciğerler una bulanıp bol ve kızgın yağda kızartılır.Tavadan alınan kızarmış ciğerler servise sunulur.Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler kızgın yağda kızartılıp verilir.
Ciğer Sarması
Malzemeler :
1 takım kuzu ciğeri
2 bardak pirinç
6 adet taze soğan
1 adet kuru soğan
1 demet taze nane
1 çorba kaşığı karabiber
1 kaşık salça
3 bardak su
yeterince tuz yağ
Hazırlanışı :
Ciğerler bir tencerede kavrulur. Sonra soğan ve salça ilave edilip birlikte kavrulur. Aynı tencereye 2 bardak pirinç ilave edilip ciğerlerle kavrulur. Daha sonra 3 bardak su, tuz, karabiber ve nane ilave edilerek kısık ateşte 10 dakika pişirilir. Daha sonra kuzu ciğerinin sarmasına bohçalar halinde sarılıp bir tepsiye dizilir. Üzerine bir bardak su ilave edilir, sarmaların üstüne yumurta sarısı sürülüp pişirilir.
Elbasan tava
Malzemeler :
3 çorba kaşığı margarin
750 gr. kemiksiz kuzu eti
2 orta boy soğan
6 su bardağı su, tuz
6 su bardağı süzme yoğurt
1/2 su bardağı un
3 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Margarin bir tavada eritilir, yağ kızınca etler ilave edilip bir kez alt üst edilip iki tarafı altın sarısı rengini alıncaya kadar 3'er dakika pişirilir. İri doğranmış soğanlar, su tuz ilave edilerek kısık ateşte 1, 1.5 saat pişirilir. Başka bir kapta yoğurt unla karıştırılır içine 2.5 bardak süzülmüş et suyu konarak ağır ateşte 10 dakika pişirilir. Yumurta sarıları çırpılıp karışıma eklenir. Sos sıcak olarak etlerin üzerine dökülür ve önceden ısıtılmış fırında 5-10 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Sıcak servis yapılır.
NE ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne ‘ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını , peynir şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi,Sağlık Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli Camii,Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan...
Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Edirne gerek D-100 devlet yolu, gerekse TEM otoyolu üzerinden İstanbul'a dolayısıyla Anadolu'ya ve D-100 devlet yolu üzerinden de Çanakkale üzerinden Ege'ye bağlanan karayollarının üzerindedir. Ayrıca Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Bulgaristan ve Avrupa'ya sadece kara yolundan değil demiryolu ile de bağlanmaktadır. Pazarkule ve İpsala Sınır Kapısıyla kara yolundan, Uzunköprü demiryolu ile de Yunanistan'a ulaşım sağlanmaktadır. Edirne İstanbul ve Çanakkale üzerinden Anadolu ile düzenli bir ulaşıma sahiptir.
Otogar Tel : (+90-284) 226 00 20
Demiryolu :
Edirne İstasyon Tel : (+90-284) 235 26 71- 4 hat
Kapıkule İstasyon : (+90-284) 238 20 36 - 238 23 12
Oto Kuşet : (+90-284) 235 26 29 - 235 25 99 - 235 64 93-94
Faks : (+90-284) 235 24 89
Uzunköprü İstasyon : (+90-284) 513 48 05
Denizyolu :
Liman Tel : (+90-284) 811 60 27
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 21
Kentsel Sit Alanı : 1
Doğal Sit Alanı : 23
Tarihi Sit Alanı : 1
Diğer Sit Alanları
Tarihi ve Doğal Sit : 1
Tarihi ve Kentsel : 2
Toplam : 49
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 1207
GENEL TOPLAM : 1256
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (284) 213 02 32
Faks: (284) 213 02 32
İl Turizm Müdürlüğü
Tel: (+90-284) 212 14 90 - 225 52 60
Edirne Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 213 92 08
Kapıkule Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 238 20 19
İpsala Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 616 15 77
Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü
Adres: Edirne Kültür Müdürlüğü / Edirne
Topluluk Tel: (0 284) 213 02 32
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Adres: Eski Vali Konağı / Edirne
Tel: (0 284) 225 20 39
Faks: (0 284) 223 02 32
Önemli Telefonlar
Valilik: (+90-284) 213 04 88
Belediye: (+90-284) 213 01 40 - 5 Hat
Hastane: (+90-284) 225 46 03
Polis : (+90-284) 213 92 40 - 3 Hat
Jandarma Komutanlığı: (+90-284) 213 42 70 - 213 42 71
Gezilecek Yerler
Edirne Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafında en küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde "hayat" denilen bölümler vardır. Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu. Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek küçük kapı bulunurdu.
Edirne Sarayı:
Sultan I. Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II. Murad döneminde Tunca'nın batısında, çok büyük bir alan üzerine 1450'de Edirne Sarayı'nın inşaatına başlandı. Sultan'ın 1451'de ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlatıldı. Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi Amire ve Adalet Kasrı'dır.
Edirne - Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez ilçesi, Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanın büyüklüğü 2369 Ha. dır.
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile ulaşılmakta olup, Enez ilçesine 10 km. uzaklıktadır.
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerini ve bu ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva etmesi, 111 kuş türünün varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri, özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır.
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi konusundaki bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas amacı oluşturmaktadır.Giriş kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve gözetleme yeri ve kule yapılması öngörülmektedir.
Kuş populasyonunun ve göl ekosisteminin ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı, derinlik, plankton ve fitoplakton,ısı gibi) araştırılacak ve izlenecek konulardır.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Kervansarayı, I. Sultan Ahmed'in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından 1609 senesinde yaptırıldı.
Köprüler
Edirne'deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir. Edirne'nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa ettiği köprülerin güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir.
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir. Köprü sonradan Gazi Mihal Bey tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420). 1640'da Kemankeş Kara Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli Tarih Köşkü'nü ekletmiştir. 1451'de yapılan Şahabettin Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki ke- merli ve on bir ayaklıdır.
1452'de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488'de Mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560'da Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa'nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında Meriç'le Arda'nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne'nin en önemli köprüleridir.
Meriç Havzası
İl: Edirne
İlçeler: Enez, İpsala
Yüzölçümü: 700 ha
Rakım: Deniz Seviyesi
Koruma: Var
Başlıca Özellikleri: Tatlısu gölleri, kıyı lagünleri
Kuş türleri: Küçük balaban (50 çift), gece balıkçılı (200 çift), alaca balıkçıl (300 çift), erguvani balıkçıl (100 çift), çeltikçi (100 çift), kaşıkçı (40 çift), bataklıkkırlangıcı (200 çift), küçük sumru (200 çift) ve bıyıklı sumru (500 çift) için önemli bir üreme alanıdır. Küçük karabatak (maks. 1450), tepeli pelikan (maks. 291), kuğu(maks. 2030), ötücü kuğu (maks. 214) ve elmabaş patka (maks.15.528) dahil olmak üzere büyük sayıda sukuşu (maks. 48.440) kışı burada geçirir.
Plajlar
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros körfezinde kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir.Bu kıyılar Keşan ve Enez ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır.Kıyı kullanımına elverişli plajlar; Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment ve Yayla ile Enez’de Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez plajlarıdır
Çarşılar
Geçiş yolları üzerinde bulunan kentin gelişme döneminde hem artan ekonomi ve ticaret yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok han, bedesten ve çarşı inşa edildi.
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I. Mehmed tarafından Mimar Alaeddin'e Eski Cami'ye vakıf olarak bir bedesten yaptırıldı.
1569'da Hersekli Semiz Ali Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan oluşmaktadır.. Çarşısı üç yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır. 73 kemerli, 255 metre uzunluğunda, 124 dükkândan oluşan arasta, III. Murad (1574-1595) tarafından Selimiye Camisi'ne vakıf olmak üzere Davut Ağa'ya yaptırıldı.
Camiler ve Kiliseler
Eski Cami (Merkez):
Edirne'de Osmanlılardan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır. 1403’de Emir Süleyman tarafından yapımına başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414'te bitirilmiştir. Mimarı, Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer ibn İbrahim'dir.
Fatih Cami (Enez Ayasofyası-Enez):
Bizans döneminden kalan yapı, oldukça büyüktür. Köşe duvarlı, haç planlı kiliseler grubundandır.
Yapı, Osmanlı döneminde güneydeki kola mihrap ve minber yerleştirilerek camiye dönüştürülmüştür. Uzunlamasına gelişmiş haç planı ile Orta Bizans, dış yüzdeki tuğla süslemeleriyle de geç Bizans dönemi özellikleri göstermesi bakımından ilginçtir. Cami günümüzde yıkık durumdadır.
II. Bayezit Cami ve Külliyesi (Merkez):
Tunca Nehri kıyısında, şehir merkezine 2 km uzaklıkta bulunan külliye, Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. II. Bayezıt'ın 1484-1488'de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin'dir. Çok etkileyici bir görünümü olan külliye, küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.
Yapıların en ilginci 20,55 m çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli Tabhane (kitap basım yeri) bölümleri vardır. Bu bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne'deki ilk örnektir.
Muradiye Cami (Merkez):
Muradiye mahallesinde, Sarayiçi'ne egemen bir tepeye II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Yazıtında tarih yoktur. Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en güzel örneğidir.
Cami, dış görünüşünün yalınlığına karşın,iç süslemesi yönünden XV. yüzyıl Osmanlı sanatının dikkat çeken yapıtlarındandır. Mihrap ve duvarları kaplayan çiniler, Türk çini sanatının en güzel örneklerindendir.
Selimiye Cami (Merkez):
Mimar Sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve "Ustalık eserim" dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.
1569 - 1575 yılları arasında II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından eşsiz bir eserdir.
Edirne'nin ve Osmanlı İmparatorluğunun simgesi olan cami, kentin merkezinde yer almaktadır. Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir.
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2'lik bir alanı kaplar. Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle ilgi çeker. Ayasofya'nın kubbesinden daha büyük olan kubbe 6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemlidir. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır. Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır. XVI. yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, 'sıraltı' tekniğinde olup, İznik'te yapılmıştır.
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m yüksekliğinde, üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır. Cümle kapısının iki yanındakiler üçer yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Diğer iki minare ise birer yolludur.
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur'a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır.
Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi-Havsa):
Havsa ilçesinde, Edirne yolundadır. 1576-1577'de Sokullu Mehmet Paşanın oğlu Kasım Paşa adına Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Külliye; iki kervansaray, cami, medrese, imaret, çifte hamam, tekke, köprü ve arastadan oluşuyordu. Günümüzde yalnızca cami, hamam, cami avlusuna dayalı ve ne olduğu anlaşılamayan ocaklı-nişli bir duvar, arastanın ortasında cami ile kervansarayı bağlayan dua kubbesi ve külliyeye daha sonra eklenmiş çeşme görülmektedir.
Sweti George Kilisesi (Merkez):
Edirne'nin Kıyık semtinde 1880 yılında inşa edilmiştir. 1889'da dekore edilen kilisedeki yazılar Slav Bulgarcası ile yazılmıştır. Daha önce aynı yerde bulunan kiliseden kalma bazı tablolar vardır. Yapı bakımlı durumdadır.
Yahudi Havrası (Merkez):
Edirne'nin Kaleiçi mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir. Bugün yıkık durumdadır.
Yıldırım Camii (Merkez):
Edirne'nin XIV. yüzyıldan kalma en eski camisi olup, şehir merkezine 3 km uzaklıktadır. Gerek planı, gerekse sütun başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu göstermektedir. Yıldırım Bayezıt adına camiye dönüştürülürken (1400) temel dışında yeniden yapılmıştır. Ancak kıble yapının eksenine uymadığından, mihrap, haç kollarından birinin köşesine konmuş, eğimli bir görünüş almıştır. Günümüzdeki görünümüyle dört kemerli, kubbeli ve tek minareli camidir.
Üç Şerefeli Cami (Merkez):
1443-1447 yılları arasında, II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı sanatında, erken ve klasik dönemler üslubu arasında yer alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen planlıdır. Bu planı Mimar Sinan, İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimi ile uygulamıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç şerefeli cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır.
Camiye adını veren üç şerefeli abidevi minare, 67,62 m yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılmaktadır. Caminin süslemeleri de ilginçtir. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri, Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir.
Müzeler
ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Etnografya ****iyonu: Girişte solda, Edirneli bir şahsın hediye ettiği tuğralı gümüş eserler ile diğer ev eşyalarından oluşan aile yadigârı bir koleksiyon, hemen yanında Selimiye Camisi mihrabına serilmiş olan Gördes tipi halı seccade ile XIX. y.y.'a ait Şarköy kilimleri yer almaktadır. Yine aynı sıradaki üç vitrinden ilkinde Osmanlı Padişahları döneminde basılan sikkeler, ikincisinde temel hafriyatları sırasında çıkan defineler, üçüncüsünde ise yurt dışına kaçırılırken gümrük kapılarında yakalanıp müzeye getirilen sikkeler bulunmaktadır.
Salonun en önemli köşelerinden biri sünnet ve gelin odasını yansıtan kısımdır. Sünnet yatağı 22 adet bindallı bohçanın bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş, üzerine de XVIII. y.y.'a ait Atlas üzerine işlenmiş değerli bir yatak takımı serilmiştir.
Sünnet ve Gelin Odasının duvarında bulunan XVII.yy. sonuna ait olan "Edirnekarî" yüklük dolabı kapağı devrinin en güzel örneklerinden biridir.
İç salonun ortasında bulunan vitrinlerde sarayda kullanılmış stil örtüsü, kahve takımları, deniz kaplumbağası kabuğundan yapılmış kaşıklar, tombak ibrikler, gülabdanlar, billurdan nargile takımları ile XIX yy. Edirne kadın ve erkek kıyafetleri mankenler üzerinde sergilenmektedir. Yine aynı salonda bulunan oturma odası ile, Edirnekarî tekniğiyle yapılmış para çekmeceleri, yazı çekmeceleri ve sandıklar ilgi çekicidir.
El sanatları bölümüne geçmeden sağda ve solda bulunan vitrinlerde üzerinde çok çeşitli motiflerin bulunduğu çevreler ile Atatürk'ün Edirne'ye geldiği zaman kullandığı battaniyesi ve Balkan Harbinde kullanmış olduğu harita yer almaktadır.
El sanatları bölümünde bir köy mutfağı, halı, kilim ve hasır dokuma tezgâhları, ayakkabı yapımında kullanılan aletler, çiftçilikte kullanılan tarım araç gereçleri ve bir fayton bulunmaktadır.
Arkeoloji ****iyonu: Girişte sağda Atatürk'ün emriyle 1936-1939 yılları arasında yörede ilk defa yapılan tümülüs kazılarını gösteren fotoğraf panosu, solda ise Trakya'nın antik yerleşim yerlerini gösteren harita yer almaktadır.
Duvar boyunca sergilenen taş eserler üç bölümdür.
1- Yazıtlar
2- Mimari parçalar
3- Steller
Pişmiş topraktan yapılmış kadın başlarının yer aldığı vitrin, Antik Çağ'dan günümüze değin kadınların saç modellerini göstermesi yönünden ilgi çekicidir. Kaçak eserler vitrininde, yurtdışına kaçırılırken yakalanan çeşitli dönemlere ait eserler sergilenmektedir.
Trakya kült belgesi vitrininde, harp sanatında ve binicilikte gayet maharetli olan ve öldükten sonra tanrılaştırılan Trakya süvarilerinin betimlendiği süvari stelleri yer almaktadır.
Duvar boyunca yine Roma dönemine ait heykeller sıralanmaktadır.
Dört adet fosil vitrininde, yörede işletilen kum-çakıl ocakları ile kömür ocaklarından çıkan ve günümüzden bir milyon yıl öncesinden başlayıp 30-35 milyon yıl öncesine kadar değişik dönemlere tarihlenen çeşitli hayvanlara ait fosil parçaları sergilenmektedir.
Büyük bir Trak kabilesi olan Odrislerin Edirne'nin 5 km. kuzeybatısında kurdukları ilk şehir yerleşmeleri Odrisia'ya ait Prehistorik eserlerden taş baltalar, elle yapılmış kaba hamurlu çentik bezemeli çömlek parçaları, taç el değirmeni salonun ortasında bulunan yatay vitrinde sergilenmektedir.
Hacılar Dolmeni, Arpalık dolmeni ve Taşlıca Bayır Tümülüs kazılarından çıkarılan mezar hediyeleri kendi adları ile anılan vitrinlerde sergilenmektedir. Ortada yatay iki vitrinden birinde Hellenistik krallara ait Trakya sikkeleri, diğerinde ise beylikler devrine ait sikkeler, dikey iki vitrinde kronolojik sıraya göre Roma ve Bizans sikkeleri sergilenmektedir.
Müzenin bahçesinde İon, Aiol, Korinth, Bizans sütun başlıkları, çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir. Bunlar dışında üzeri mitolojik varlıklarla süslü Roma dönemine ait ve üzeri Eros kabartmalı sunak ile Lalapaşa Hacılar Köyünden getirilmiş dolmen ve menhirler ilgi çekici eserlerdir.
Selimiye Camii yanı
Tel : (0284) 225 11 20
Faks : (0284) 225 57 48
Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
EDİRNE MÜZESİ
Tarihçesi
Edirne'de ilk Müze Arkeoloji Müzesi adı altında 1925 yılında Atatürk'ün emriyle Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan, 1569-l575 yılları arasında Selimiye Camisi ile beraber yapılan ve Mimar Sinan'ın eseri olan Dar-ül Kurr'a Medresesinde açılmıştır.
Edirne Osmanlı Devletine yaklaşık 91 yıl başkentlik ettiğinden, saray halk sanatını etkilemiş ve etnografya açısından zenginleştirmiş, bu nedenle ikinci bir müzeye gereksinme duyulmuştur. Etnografya Müzesi adı altında ikinci kez bir Müze yine Selimiye Camisinin avlusunda bulunan Dar-ül Tedris adı verilen Medrese de 25 Kasım l936'da açılmıştır. Bu müzeye Milli Eğitim Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü para yönünden katkıda bulunmuş, Ankara ve İstanbul Müzelerinden bazı değerli eşyalar armağan edilmiştir.
Son yıllarda satın alma, kazı ve bağış yoluyla müzeye giren eserler çoğalmış, dolayısıyla ziyaretçi sayısı da artmıştır. Sonuçta modern bir müzeye gereksinme duyulmuş, 1971 yılında "Arkeoloji ve Etnografya Müzesi" adı altında modern bir müze açılmıştır.
Dar-ül Tedris Medresesindeki müze "Türk İslâm Eserleri Müzesi" olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
TÜRK İSLÂM ESERLERİ MÜZESİ
Eserler Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan Dar-ül Tedris Medresesinde 14 odada sergilenmektedir.
Pehlivanlar Odası: Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan olmuş güreşçiler ile Kırkpınar ağalarının resimleri sergilenmektedir. Ayrıca mankenler üzerinde bir güreşçi ve Kırkpınar ağası canlandırılmıştır.
Tekke Eşyaları Odası: Müzenin en önemli odalarından biridir. Tekkeler kapatıldıktan sonra bir araya getirilen eşyaların sergilendiği odadır. Duvarlarda asılı olarak el yazması hat örnekleri, II. Beyazıd Camisinin kündekari tekniği ile yapılmış 2 adet kapı kanadı, II. Selim'in Selimiye Camisine hediye ettiği el yazması Kur'an-ı Kerim ile çeşitli eşyalar burada sergilenmektedir.
Çorap Odası: Yurdun değişik yörelerinden toplanmış el örgüsü yün çoraplar sergilenmektedir.
İşleme ve Levha Odası: Atlas üzerine ipekle işlenmiş levhalar, kumaş üzerine aplike edilmiş pul koleksiyonları, nişler içinde Osmanlıca yazı işlemeli peşkirler, çevreler ve örtüler yer almaktadır.
Silâh Odası I-II: XVII yy. sonu ile XVIII. yy.la ait Osmanlı çakmaklı tüfekleri, zırhlar, miğferler, süvari kılıçları, teberler, kalkanlar, kolçaklar, arboletler, oklar, kamalar ile mankenler üzerinde yeniçeri kıyafetleri sergilenmiştir.
Balkan Harbi Odası: Balkan Savaşında kullanılan kanlı sancak, süpürge tohumundan yapılmış ekmek ve Edirne Müdafii Şükrü Paşa'nın resimleri sergilenmektedir.
Çini ve seramik Odası: XVIII. yy. sonu ile XIX. yy. başına ait Çanakkale seramik ve testileri, erken Osmanlı seramikleri, XV, XVI ve XVII. yy.a ait Osmanlı duvar çinileri yer almaktadır.
Sarayiçi Odası: 1973 yılında saray içinde yapılan kazıda meydana çıkan ve Edirne Sarayına ait olan XVII.yy. duvar çinileri sergilenmektedir.
Edirne Misafir Odası: Kristal ayna ve konsol, koltuklar ile duvarlarda ipek böceği kozasından yapılmış resimlikler sergilenmektedir.
Mutfak Eşyaları Odası: Edirne sarayında kullanılan mutfak araç gereçleri kullanılmaktadır.
Ölçü Aletleri Odası: El kantarları, astronomi ile ilgili yükselti tahtaları, kum saati, okka ve arşınlar sergilenmektedir.
Ağaç İşleri Odası I-II: Edirnekâri tekniğiyle yapılmış olan ahşap eserler sergilenmektedir.
Galeri: XV. yy.dan sonra yok olmuş, yıkılmış Edirne Camilerinin, hanlarının, hamamlarının, çeşmelerinin ve sebillerinin yazıtları ile XIX. yy'ın sonlarında yapılmış Edirne evlerinin tavan göbekleri sergilenmektedir.
İç Avlu artık yok olmuş durumdadır. Vaka-i Hayriye olayını zarar görmeden atlatabilmiş ve zamanımıza kadar gelebilmiş olan yeniçeri mezar taşları koleksiyonu ise ayrı bir önem taşımaktadır.
Selimiye Cami Medresesi
Tel : (0284) 225 11 20
Pazartesi dışına her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Ören Yerleri
Dolmenler (Menhir, Taş Mezarlar):
Lalapaşa ilçesinde İ.Ö.2000 sonları ile İ.Ö. 1000 başlarından kalma 'Dolmenler' (menhir, taş mezarlar) bulunmaktadır. Yapılan kazılarda mezar içlerinde bazı araçlar (Göz yaşı şişesi, madeni takılar) bulunmuş ve bunlar Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir.
Enez Antik Kenti:
Enez ( Ainos ) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3.5 km içeridedir. Tarih boyunca birçok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değer. Aynı zamanda M.Ö. 6 ıncı yüzyıla dayanan bir kilise, bazı oyma mezarlar ve suları berrak bir de plajı bulunmaktadır.
İlçeleri
Havsa :
Havsa, Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası üzerindedir. Havsa'ya Hafsa Hatun bir han, Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa bir külliye ve zamanın defterdarı (Maliye Bakanı) bir cami yaptırmıştır. Çok işlevli yapı topluluğu olan külliye, Mimar Sinan'ın eseridir.
Keşan :
İlçe, Edirne'nin güney yarısındadır. Tarihsel değer taşıyan yapıları, Hersekzade Ahmet Paşa Cami ile İbrice-Keşan kervan yolu üstündeki üç taş köprüdür. Uzunkum adlı alçak kıyı, deniz turizmi bakımından elverişlidir. Düzgün yolları ve turistik işletme belgeli konaklama yerleri bulunan ilçe, Edirne'nin turistik yerlerindendir. İlçenin iç turizm bakımından önemli olayı, panayırı ile Hıdırellez'de yapılan dallık adlı bahar şenliğidir.
Lalapaşa :
İlçe Edirne'nin kuzey yarısındadır. İlçedeki en önemli tarihsel eserler, taş devrinden kalma türbe ve tapınaklardır. Bu türbelere, Tablataş, Kapaklıkaya, Perikızı Evi (dolmen) denir. Tapınma yerleri ise Ulutaş (menhir) adını taşır. Bunlar, dünyada benzeri az bulunan eserlerdir. Sinanköy'deki kale ören durumundadır.
Meriç :
İlçe, Edirne'nin orta kısmında ve Lalapaşa Yaylasının güney batı köşesindedir. İç turizm bakımından önemli olayları, Beyköy dallığı ve Mayalar adıyla anılan ilkbahar şenlikleridir.
Süloğlu :
Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa Yaylası üstündedir. Baraj gölü çevresi bir piknik yeri olarak ilgi çeker.
Uzunköprü :
İlçe Edirne' nin orta kısmında ve Trakya Yontukdüzü üstündedir. En ünlü tarihi yapısı, Mimar Muslihiddin'in eseri olan Ergene Köprüsüdür. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170'i geçer. Diğer önemli yapılar, II. Murat Külliyesi'nin tek minareli ve çatılı Muradiye Camii, II. Bayezit zamanında Mimar Hayreddin'in yaptığı Halise Hatun Camii, külliyenin bir vakfı olan Çifte Hamam, köprüye eklenmiş çeşmelerdir. Köprünün kentten yana ucuna, İkinci Meşrutiyet döneminde eklenen, Hürriyet Çeşmesi adıyla anılır. Daha eski öteki tarihi çeşmeler Gazi Mahmut (Belediye parkı), Halise Hatun (Hacı İbrahim Ağa ya da Tosbağacı) çeşmeleriyle Telli Çeşme'dir. Önemli iç turizm olayları, Bülbül Deresi'nde yapılan Dallık adlı bahar şenliği, av partileri ve panayırdır.
İpsala :
İpsala, Edirne'nin güney yarısında yer alır. Ayakta kalmış olan Osmanlı yapısı, Alaca Mustafa Paşa Camii'dir. Tek kubbeli ve tek minarelidir. Tahta işçiliği bakımından sanat değeri taşır.
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü : 6.276 km²
Nüfus : 396.462(2007)
İl Trafik No : 22
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ'ın kuzeyinde yer alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise Avrupa'nın en büyük yedi şehrinden biri olmuştur.100 yıl kadar bir süre Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli yapıların sebebidir. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir.
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü'dür.
COÐRAFYA
Marmara Bölgesi'nin Trakya bölümünde bulunan Edirne'nin denizden yüksekliği 41 metredir. Edirne genel olarak geniş düzlüklerle, basık tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir. Karasal bir iklime sahiptir. Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır. İlde en sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise Aralık ve Ocaktır. Yaz ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc dir.
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır.
İS II. yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti. Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer. XVI.yy başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında I.Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur.
NE YENİR
Edirne'ye özgü yiyeceklerin başında Edirne'nin meşhur tava ciğeri gelmektedir.Edirne'yi ziyaret edenler Edirne'nin tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar.
Edirne'den Yemek Tarifleri
Ciğer Tava
Malzemeler :
Dana ciğeri,
buğday unu,
yağ,tuz,
kurutulmuş kırmızı biber.
Hazırlanışı :
Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra kıyılan ciğerler una bulanıp bol ve kızgın yağda kızartılır.Tavadan alınan kızarmış ciğerler servise sunulur.Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler kızgın yağda kızartılıp verilir.
Ciğer Sarması
Malzemeler :
1 takım kuzu ciğeri
2 bardak pirinç
6 adet taze soğan
1 adet kuru soğan
1 demet taze nane
1 çorba kaşığı karabiber
1 kaşık salça
3 bardak su
yeterince tuz yağ
Hazırlanışı :
Ciğerler bir tencerede kavrulur. Sonra soğan ve salça ilave edilip birlikte kavrulur. Aynı tencereye 2 bardak pirinç ilave edilip ciğerlerle kavrulur. Daha sonra 3 bardak su, tuz, karabiber ve nane ilave edilerek kısık ateşte 10 dakika pişirilir. Daha sonra kuzu ciğerinin sarmasına bohçalar halinde sarılıp bir tepsiye dizilir. Üzerine bir bardak su ilave edilir, sarmaların üstüne yumurta sarısı sürülüp pişirilir.
Elbasan tava
Malzemeler :
3 çorba kaşığı margarin
750 gr. kemiksiz kuzu eti
2 orta boy soğan
6 su bardağı su, tuz
6 su bardağı süzme yoğurt
1/2 su bardağı un
3 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Margarin bir tavada eritilir, yağ kızınca etler ilave edilip bir kez alt üst edilip iki tarafı altın sarısı rengini alıncaya kadar 3'er dakika pişirilir. İri doğranmış soğanlar, su tuz ilave edilerek kısık ateşte 1, 1.5 saat pişirilir. Başka bir kapta yoğurt unla karıştırılır içine 2.5 bardak süzülmüş et suyu konarak ağır ateşte 10 dakika pişirilir. Yumurta sarıları çırpılıp karışıma eklenir. Sos sıcak olarak etlerin üzerine dökülür ve önceden ısıtılmış fırında 5-10 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Sıcak servis yapılır.
NE ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne ‘ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını , peynir şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi,Sağlık Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli Camii,Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan...
Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Edirne gerek D-100 devlet yolu, gerekse TEM otoyolu üzerinden İstanbul'a dolayısıyla Anadolu'ya ve D-100 devlet yolu üzerinden de Çanakkale üzerinden Ege'ye bağlanan karayollarının üzerindedir. Ayrıca Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Bulgaristan ve Avrupa'ya sadece kara yolundan değil demiryolu ile de bağlanmaktadır. Pazarkule ve İpsala Sınır Kapısıyla kara yolundan, Uzunköprü demiryolu ile de Yunanistan'a ulaşım sağlanmaktadır. Edirne İstanbul ve Çanakkale üzerinden Anadolu ile düzenli bir ulaşıma sahiptir.
Otogar Tel : (+90-284) 226 00 20
Demiryolu :
Edirne İstasyon Tel : (+90-284) 235 26 71- 4 hat
Kapıkule İstasyon : (+90-284) 238 20 36 - 238 23 12
Oto Kuşet : (+90-284) 235 26 29 - 235 25 99 - 235 64 93-94
Faks : (+90-284) 235 24 89
Uzunköprü İstasyon : (+90-284) 513 48 05
Denizyolu :
Liman Tel : (+90-284) 811 60 27
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 21
Kentsel Sit Alanı : 1
Doğal Sit Alanı : 23
Tarihi Sit Alanı : 1
Diğer Sit Alanları
Tarihi ve Doğal Sit : 1
Tarihi ve Kentsel : 2
Toplam : 49
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 1207
GENEL TOPLAM : 1256
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (284) 213 02 32
Faks: (284) 213 02 32
İl Turizm Müdürlüğü
Tel: (+90-284) 212 14 90 - 225 52 60
Edirne Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 213 92 08
Kapıkule Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 238 20 19
İpsala Turizm Danışma
Tel: (+90-284) 616 15 77
Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü
Adres: Edirne Kültür Müdürlüğü / Edirne
Topluluk Tel: (0 284) 213 02 32
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Adres: Eski Vali Konağı / Edirne
Tel: (0 284) 225 20 39
Faks: (0 284) 223 02 32
Önemli Telefonlar
Valilik: (+90-284) 213 04 88
Belediye: (+90-284) 213 01 40 - 5 Hat
Hastane: (+90-284) 225 46 03
Polis : (+90-284) 213 92 40 - 3 Hat
Jandarma Komutanlığı: (+90-284) 213 42 70 - 213 42 71
Gezilecek Yerler
Edirne Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafında en küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde "hayat" denilen bölümler vardır. Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu. Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek küçük kapı bulunurdu.
Edirne Sarayı:
Sultan I. Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II. Murad döneminde Tunca'nın batısında, çok büyük bir alan üzerine 1450'de Edirne Sarayı'nın inşaatına başlandı. Sultan'ın 1451'de ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlatıldı. Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi Amire ve Adalet Kasrı'dır.
Edirne - Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez ilçesi, Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanın büyüklüğü 2369 Ha. dır.
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile ulaşılmakta olup, Enez ilçesine 10 km. uzaklıktadır.
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerini ve bu ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva etmesi, 111 kuş türünün varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri, özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır.
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi konusundaki bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas amacı oluşturmaktadır.Giriş kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve gözetleme yeri ve kule yapılması öngörülmektedir.
Kuş populasyonunun ve göl ekosisteminin ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı, derinlik, plankton ve fitoplakton,ısı gibi) araştırılacak ve izlenecek konulardır.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Kervansarayı, I. Sultan Ahmed'in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından 1609 senesinde yaptırıldı.
Köprüler
Edirne'deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir. Edirne'nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa ettiği köprülerin güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir.
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir. Köprü sonradan Gazi Mihal Bey tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420). 1640'da Kemankeş Kara Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli Tarih Köşkü'nü ekletmiştir. 1451'de yapılan Şahabettin Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki ke- merli ve on bir ayaklıdır.
1452'de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488'de Mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560'da Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa'nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında Meriç'le Arda'nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne'nin en önemli köprüleridir.
Meriç Havzası
İl: Edirne
İlçeler: Enez, İpsala
Yüzölçümü: 700 ha
Rakım: Deniz Seviyesi
Koruma: Var
Başlıca Özellikleri: Tatlısu gölleri, kıyı lagünleri
Kuş türleri: Küçük balaban (50 çift), gece balıkçılı (200 çift), alaca balıkçıl (300 çift), erguvani balıkçıl (100 çift), çeltikçi (100 çift), kaşıkçı (40 çift), bataklıkkırlangıcı (200 çift), küçük sumru (200 çift) ve bıyıklı sumru (500 çift) için önemli bir üreme alanıdır. Küçük karabatak (maks. 1450), tepeli pelikan (maks. 291), kuğu(maks. 2030), ötücü kuğu (maks. 214) ve elmabaş patka (maks.15.528) dahil olmak üzere büyük sayıda sukuşu (maks. 48.440) kışı burada geçirir.
Plajlar
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros körfezinde kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir.Bu kıyılar Keşan ve Enez ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır.Kıyı kullanımına elverişli plajlar; Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment ve Yayla ile Enez’de Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez plajlarıdır
Çarşılar
Geçiş yolları üzerinde bulunan kentin gelişme döneminde hem artan ekonomi ve ticaret yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok han, bedesten ve çarşı inşa edildi.
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I. Mehmed tarafından Mimar Alaeddin'e Eski Cami'ye vakıf olarak bir bedesten yaptırıldı.
1569'da Hersekli Semiz Ali Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan oluşmaktadır.. Çarşısı üç yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır. 73 kemerli, 255 metre uzunluğunda, 124 dükkândan oluşan arasta, III. Murad (1574-1595) tarafından Selimiye Camisi'ne vakıf olmak üzere Davut Ağa'ya yaptırıldı.
Camiler ve Kiliseler
Eski Cami (Merkez):
Edirne'de Osmanlılardan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır. 1403’de Emir Süleyman tarafından yapımına başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414'te bitirilmiştir. Mimarı, Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer ibn İbrahim'dir.
Fatih Cami (Enez Ayasofyası-Enez):
Bizans döneminden kalan yapı, oldukça büyüktür. Köşe duvarlı, haç planlı kiliseler grubundandır.
Yapı, Osmanlı döneminde güneydeki kola mihrap ve minber yerleştirilerek camiye dönüştürülmüştür. Uzunlamasına gelişmiş haç planı ile Orta Bizans, dış yüzdeki tuğla süslemeleriyle de geç Bizans dönemi özellikleri göstermesi bakımından ilginçtir. Cami günümüzde yıkık durumdadır.
II. Bayezit Cami ve Külliyesi (Merkez):
Tunca Nehri kıyısında, şehir merkezine 2 km uzaklıkta bulunan külliye, Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. II. Bayezıt'ın 1484-1488'de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin'dir. Çok etkileyici bir görünümü olan külliye, küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.
Yapıların en ilginci 20,55 m çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli Tabhane (kitap basım yeri) bölümleri vardır. Bu bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne'deki ilk örnektir.
Muradiye Cami (Merkez):
Muradiye mahallesinde, Sarayiçi'ne egemen bir tepeye II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Yazıtında tarih yoktur. Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en güzel örneğidir.
Cami, dış görünüşünün yalınlığına karşın,iç süslemesi yönünden XV. yüzyıl Osmanlı sanatının dikkat çeken yapıtlarındandır. Mihrap ve duvarları kaplayan çiniler, Türk çini sanatının en güzel örneklerindendir.
Selimiye Cami (Merkez):
Mimar Sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve "Ustalık eserim" dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.
1569 - 1575 yılları arasında II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından eşsiz bir eserdir.
Edirne'nin ve Osmanlı İmparatorluğunun simgesi olan cami, kentin merkezinde yer almaktadır. Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir.
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2'lik bir alanı kaplar. Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle ilgi çeker. Ayasofya'nın kubbesinden daha büyük olan kubbe 6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemlidir. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır. Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır. XVI. yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, 'sıraltı' tekniğinde olup, İznik'te yapılmıştır.
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m yüksekliğinde, üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır. Cümle kapısının iki yanındakiler üçer yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Diğer iki minare ise birer yolludur.
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur'a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır.
Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi-Havsa):
Havsa ilçesinde, Edirne yolundadır. 1576-1577'de Sokullu Mehmet Paşanın oğlu Kasım Paşa adına Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Külliye; iki kervansaray, cami, medrese, imaret, çifte hamam, tekke, köprü ve arastadan oluşuyordu. Günümüzde yalnızca cami, hamam, cami avlusuna dayalı ve ne olduğu anlaşılamayan ocaklı-nişli bir duvar, arastanın ortasında cami ile kervansarayı bağlayan dua kubbesi ve külliyeye daha sonra eklenmiş çeşme görülmektedir.
Sweti George Kilisesi (Merkez):
Edirne'nin Kıyık semtinde 1880 yılında inşa edilmiştir. 1889'da dekore edilen kilisedeki yazılar Slav Bulgarcası ile yazılmıştır. Daha önce aynı yerde bulunan kiliseden kalma bazı tablolar vardır. Yapı bakımlı durumdadır.
Yahudi Havrası (Merkez):
Edirne'nin Kaleiçi mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir. Bugün yıkık durumdadır.
Yıldırım Camii (Merkez):
Edirne'nin XIV. yüzyıldan kalma en eski camisi olup, şehir merkezine 3 km uzaklıktadır. Gerek planı, gerekse sütun başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu göstermektedir. Yıldırım Bayezıt adına camiye dönüştürülürken (1400) temel dışında yeniden yapılmıştır. Ancak kıble yapının eksenine uymadığından, mihrap, haç kollarından birinin köşesine konmuş, eğimli bir görünüş almıştır. Günümüzdeki görünümüyle dört kemerli, kubbeli ve tek minareli camidir.
Üç Şerefeli Cami (Merkez):
1443-1447 yılları arasında, II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı sanatında, erken ve klasik dönemler üslubu arasında yer alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen planlıdır. Bu planı Mimar Sinan, İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimi ile uygulamıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç şerefeli cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır.
Camiye adını veren üç şerefeli abidevi minare, 67,62 m yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılmaktadır. Caminin süslemeleri de ilginçtir. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri, Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir.
Müzeler
ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Etnografya ****iyonu: Girişte solda, Edirneli bir şahsın hediye ettiği tuğralı gümüş eserler ile diğer ev eşyalarından oluşan aile yadigârı bir koleksiyon, hemen yanında Selimiye Camisi mihrabına serilmiş olan Gördes tipi halı seccade ile XIX. y.y.'a ait Şarköy kilimleri yer almaktadır. Yine aynı sıradaki üç vitrinden ilkinde Osmanlı Padişahları döneminde basılan sikkeler, ikincisinde temel hafriyatları sırasında çıkan defineler, üçüncüsünde ise yurt dışına kaçırılırken gümrük kapılarında yakalanıp müzeye getirilen sikkeler bulunmaktadır.
Salonun en önemli köşelerinden biri sünnet ve gelin odasını yansıtan kısımdır. Sünnet yatağı 22 adet bindallı bohçanın bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş, üzerine de XVIII. y.y.'a ait Atlas üzerine işlenmiş değerli bir yatak takımı serilmiştir.
Sünnet ve Gelin Odasının duvarında bulunan XVII.yy. sonuna ait olan "Edirnekarî" yüklük dolabı kapağı devrinin en güzel örneklerinden biridir.
İç salonun ortasında bulunan vitrinlerde sarayda kullanılmış stil örtüsü, kahve takımları, deniz kaplumbağası kabuğundan yapılmış kaşıklar, tombak ibrikler, gülabdanlar, billurdan nargile takımları ile XIX yy. Edirne kadın ve erkek kıyafetleri mankenler üzerinde sergilenmektedir. Yine aynı salonda bulunan oturma odası ile, Edirnekarî tekniğiyle yapılmış para çekmeceleri, yazı çekmeceleri ve sandıklar ilgi çekicidir.
El sanatları bölümüne geçmeden sağda ve solda bulunan vitrinlerde üzerinde çok çeşitli motiflerin bulunduğu çevreler ile Atatürk'ün Edirne'ye geldiği zaman kullandığı battaniyesi ve Balkan Harbinde kullanmış olduğu harita yer almaktadır.
El sanatları bölümünde bir köy mutfağı, halı, kilim ve hasır dokuma tezgâhları, ayakkabı yapımında kullanılan aletler, çiftçilikte kullanılan tarım araç gereçleri ve bir fayton bulunmaktadır.
Arkeoloji ****iyonu: Girişte sağda Atatürk'ün emriyle 1936-1939 yılları arasında yörede ilk defa yapılan tümülüs kazılarını gösteren fotoğraf panosu, solda ise Trakya'nın antik yerleşim yerlerini gösteren harita yer almaktadır.
Duvar boyunca sergilenen taş eserler üç bölümdür.
1- Yazıtlar
2- Mimari parçalar
3- Steller
Pişmiş topraktan yapılmış kadın başlarının yer aldığı vitrin, Antik Çağ'dan günümüze değin kadınların saç modellerini göstermesi yönünden ilgi çekicidir. Kaçak eserler vitrininde, yurtdışına kaçırılırken yakalanan çeşitli dönemlere ait eserler sergilenmektedir.
Trakya kült belgesi vitrininde, harp sanatında ve binicilikte gayet maharetli olan ve öldükten sonra tanrılaştırılan Trakya süvarilerinin betimlendiği süvari stelleri yer almaktadır.
Duvar boyunca yine Roma dönemine ait heykeller sıralanmaktadır.
Dört adet fosil vitrininde, yörede işletilen kum-çakıl ocakları ile kömür ocaklarından çıkan ve günümüzden bir milyon yıl öncesinden başlayıp 30-35 milyon yıl öncesine kadar değişik dönemlere tarihlenen çeşitli hayvanlara ait fosil parçaları sergilenmektedir.
Büyük bir Trak kabilesi olan Odrislerin Edirne'nin 5 km. kuzeybatısında kurdukları ilk şehir yerleşmeleri Odrisia'ya ait Prehistorik eserlerden taş baltalar, elle yapılmış kaba hamurlu çentik bezemeli çömlek parçaları, taç el değirmeni salonun ortasında bulunan yatay vitrinde sergilenmektedir.
Hacılar Dolmeni, Arpalık dolmeni ve Taşlıca Bayır Tümülüs kazılarından çıkarılan mezar hediyeleri kendi adları ile anılan vitrinlerde sergilenmektedir. Ortada yatay iki vitrinden birinde Hellenistik krallara ait Trakya sikkeleri, diğerinde ise beylikler devrine ait sikkeler, dikey iki vitrinde kronolojik sıraya göre Roma ve Bizans sikkeleri sergilenmektedir.
Müzenin bahçesinde İon, Aiol, Korinth, Bizans sütun başlıkları, çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir. Bunlar dışında üzeri mitolojik varlıklarla süslü Roma dönemine ait ve üzeri Eros kabartmalı sunak ile Lalapaşa Hacılar Köyünden getirilmiş dolmen ve menhirler ilgi çekici eserlerdir.
Selimiye Camii yanı
Tel : (0284) 225 11 20
Faks : (0284) 225 57 48
Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
EDİRNE MÜZESİ
Tarihçesi
Edirne'de ilk Müze Arkeoloji Müzesi adı altında 1925 yılında Atatürk'ün emriyle Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan, 1569-l575 yılları arasında Selimiye Camisi ile beraber yapılan ve Mimar Sinan'ın eseri olan Dar-ül Kurr'a Medresesinde açılmıştır.
Edirne Osmanlı Devletine yaklaşık 91 yıl başkentlik ettiğinden, saray halk sanatını etkilemiş ve etnografya açısından zenginleştirmiş, bu nedenle ikinci bir müzeye gereksinme duyulmuştur. Etnografya Müzesi adı altında ikinci kez bir Müze yine Selimiye Camisinin avlusunda bulunan Dar-ül Tedris adı verilen Medrese de 25 Kasım l936'da açılmıştır. Bu müzeye Milli Eğitim Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü para yönünden katkıda bulunmuş, Ankara ve İstanbul Müzelerinden bazı değerli eşyalar armağan edilmiştir.
Son yıllarda satın alma, kazı ve bağış yoluyla müzeye giren eserler çoğalmış, dolayısıyla ziyaretçi sayısı da artmıştır. Sonuçta modern bir müzeye gereksinme duyulmuş, 1971 yılında "Arkeoloji ve Etnografya Müzesi" adı altında modern bir müze açılmıştır.
Dar-ül Tedris Medresesindeki müze "Türk İslâm Eserleri Müzesi" olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
TÜRK İSLÂM ESERLERİ MÜZESİ
Eserler Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan Dar-ül Tedris Medresesinde 14 odada sergilenmektedir.
Pehlivanlar Odası: Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan olmuş güreşçiler ile Kırkpınar ağalarının resimleri sergilenmektedir. Ayrıca mankenler üzerinde bir güreşçi ve Kırkpınar ağası canlandırılmıştır.
Tekke Eşyaları Odası: Müzenin en önemli odalarından biridir. Tekkeler kapatıldıktan sonra bir araya getirilen eşyaların sergilendiği odadır. Duvarlarda asılı olarak el yazması hat örnekleri, II. Beyazıd Camisinin kündekari tekniği ile yapılmış 2 adet kapı kanadı, II. Selim'in Selimiye Camisine hediye ettiği el yazması Kur'an-ı Kerim ile çeşitli eşyalar burada sergilenmektedir.
Çorap Odası: Yurdun değişik yörelerinden toplanmış el örgüsü yün çoraplar sergilenmektedir.
İşleme ve Levha Odası: Atlas üzerine ipekle işlenmiş levhalar, kumaş üzerine aplike edilmiş pul koleksiyonları, nişler içinde Osmanlıca yazı işlemeli peşkirler, çevreler ve örtüler yer almaktadır.
Silâh Odası I-II: XVII yy. sonu ile XVIII. yy.la ait Osmanlı çakmaklı tüfekleri, zırhlar, miğferler, süvari kılıçları, teberler, kalkanlar, kolçaklar, arboletler, oklar, kamalar ile mankenler üzerinde yeniçeri kıyafetleri sergilenmiştir.
Balkan Harbi Odası: Balkan Savaşında kullanılan kanlı sancak, süpürge tohumundan yapılmış ekmek ve Edirne Müdafii Şükrü Paşa'nın resimleri sergilenmektedir.
Çini ve seramik Odası: XVIII. yy. sonu ile XIX. yy. başına ait Çanakkale seramik ve testileri, erken Osmanlı seramikleri, XV, XVI ve XVII. yy.a ait Osmanlı duvar çinileri yer almaktadır.
Sarayiçi Odası: 1973 yılında saray içinde yapılan kazıda meydana çıkan ve Edirne Sarayına ait olan XVII.yy. duvar çinileri sergilenmektedir.
Edirne Misafir Odası: Kristal ayna ve konsol, koltuklar ile duvarlarda ipek böceği kozasından yapılmış resimlikler sergilenmektedir.
Mutfak Eşyaları Odası: Edirne sarayında kullanılan mutfak araç gereçleri kullanılmaktadır.
Ölçü Aletleri Odası: El kantarları, astronomi ile ilgili yükselti tahtaları, kum saati, okka ve arşınlar sergilenmektedir.
Ağaç İşleri Odası I-II: Edirnekâri tekniğiyle yapılmış olan ahşap eserler sergilenmektedir.
Galeri: XV. yy.dan sonra yok olmuş, yıkılmış Edirne Camilerinin, hanlarının, hamamlarının, çeşmelerinin ve sebillerinin yazıtları ile XIX. yy'ın sonlarında yapılmış Edirne evlerinin tavan göbekleri sergilenmektedir.
İç Avlu artık yok olmuş durumdadır. Vaka-i Hayriye olayını zarar görmeden atlatabilmiş ve zamanımıza kadar gelebilmiş olan yeniçeri mezar taşları koleksiyonu ise ayrı bir önem taşımaktadır.
Selimiye Cami Medresesi
Tel : (0284) 225 11 20
Pazartesi dışına her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Ören Yerleri
Dolmenler (Menhir, Taş Mezarlar):
Lalapaşa ilçesinde İ.Ö.2000 sonları ile İ.Ö. 1000 başlarından kalma 'Dolmenler' (menhir, taş mezarlar) bulunmaktadır. Yapılan kazılarda mezar içlerinde bazı araçlar (Göz yaşı şişesi, madeni takılar) bulunmuş ve bunlar Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir.
Enez Antik Kenti:
Enez ( Ainos ) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3.5 km içeridedir. Tarih boyunca birçok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değer. Aynı zamanda M.Ö. 6 ıncı yüzyıla dayanan bir kilise, bazı oyma mezarlar ve suları berrak bir de plajı bulunmaktadır.
İlçeleri
Havsa :
Havsa, Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası üzerindedir. Havsa'ya Hafsa Hatun bir han, Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa bir külliye ve zamanın defterdarı (Maliye Bakanı) bir cami yaptırmıştır. Çok işlevli yapı topluluğu olan külliye, Mimar Sinan'ın eseridir.
Keşan :
İlçe, Edirne'nin güney yarısındadır. Tarihsel değer taşıyan yapıları, Hersekzade Ahmet Paşa Cami ile İbrice-Keşan kervan yolu üstündeki üç taş köprüdür. Uzunkum adlı alçak kıyı, deniz turizmi bakımından elverişlidir. Düzgün yolları ve turistik işletme belgeli konaklama yerleri bulunan ilçe, Edirne'nin turistik yerlerindendir. İlçenin iç turizm bakımından önemli olayı, panayırı ile Hıdırellez'de yapılan dallık adlı bahar şenliğidir.
Lalapaşa :
İlçe Edirne'nin kuzey yarısındadır. İlçedeki en önemli tarihsel eserler, taş devrinden kalma türbe ve tapınaklardır. Bu türbelere, Tablataş, Kapaklıkaya, Perikızı Evi (dolmen) denir. Tapınma yerleri ise Ulutaş (menhir) adını taşır. Bunlar, dünyada benzeri az bulunan eserlerdir. Sinanköy'deki kale ören durumundadır.
Meriç :
İlçe, Edirne'nin orta kısmında ve Lalapaşa Yaylasının güney batı köşesindedir. İç turizm bakımından önemli olayları, Beyköy dallığı ve Mayalar adıyla anılan ilkbahar şenlikleridir.
Süloğlu :
Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa Yaylası üstündedir. Baraj gölü çevresi bir piknik yeri olarak ilgi çeker.
Uzunköprü :
İlçe Edirne' nin orta kısmında ve Trakya Yontukdüzü üstündedir. En ünlü tarihi yapısı, Mimar Muslihiddin'in eseri olan Ergene Köprüsüdür. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170'i geçer. Diğer önemli yapılar, II. Murat Külliyesi'nin tek minareli ve çatılı Muradiye Camii, II. Bayezit zamanında Mimar Hayreddin'in yaptığı Halise Hatun Camii, külliyenin bir vakfı olan Çifte Hamam, köprüye eklenmiş çeşmelerdir. Köprünün kentten yana ucuna, İkinci Meşrutiyet döneminde eklenen, Hürriyet Çeşmesi adıyla anılır. Daha eski öteki tarihi çeşmeler Gazi Mahmut (Belediye parkı), Halise Hatun (Hacı İbrahim Ağa ya da Tosbağacı) çeşmeleriyle Telli Çeşme'dir. Önemli iç turizm olayları, Bülbül Deresi'nde yapılan Dallık adlı bahar şenliği, av partileri ve panayırdır.
İpsala :
İpsala, Edirne'nin güney yarısında yer alır. Ayakta kalmış olan Osmanlı yapısı, Alaca Mustafa Paşa Camii'dir. Tek kubbeli ve tek minarelidir. Tahta işçiliği bakımından sanat değeri taşır.
Yorum